8 Temmuz 2010 Perşembe

ADALAR POSTASI-2455: ada vapuru motoru!...


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

29 Eylül 1901 Cumartesi günlü Heybeliada'da meydana gelen intihar hadisesinin tabkinin devam ettiğine dair...

* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Büyükada, 2 Temmuz 2010.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

8 Temmuz 2010 Perşembe
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Çok bulutlu
19/26ºC
% 59/88 nem
Yıldız, K 15km/sa
Gündoğuşu 05:40... Günbatışı 20:37...

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca

* * *

Cicely Mary Barker, The Traveller's Joy Fairy.

* * *


1- Erhan Üstündağ: "İskelede çıkan arbedenin ardından götürüldükleri polis merkezinde saatlerce kötü muamele ve işkence gördüklerini söyleyen beş kişi yaşadıklarını anlattı. İHD olayın takipçisi olacağını belirtti. Heybeliada polis merkezi iddiaya yanıt vermedi..."

2- Piknik yapmak için adaya gelen Günaydın ve Zorlu aileleri, dönüş için iskeleye geldi. Aile fertlerinden bazılarının yanlış turnikeden geçmesi neticesinde İDO görevlileri ve aile fertleri arasında yaşanan tartışmaya sivil 2 polisin de karışmasıyla olaylar büyüdü...

3- Ahmet Remzi Özsen: "Allah korusun bu 'Mopurlar'la o fırtınalara yakalanılırsa kimse sağ çıkamaz. Marmara'ya biz denizciler 'Marmara Okyanusu' diye boşuna isim takmadık... Yeri geldiğinde Marmara, Karadeniz'den bile kötü fırtınalara sahne olur..."

4- Selçuk Aral: "Sanki İDO’nun Adalı’nın işine gidememesi, giderse gece eve dönememesi umurunda!..."

5- Arif Çağlar: "Ada vapuru motoru..."

6- Bülent Mısırlıoğlu: "Ne güzel ilkel bir kasaba görünümünden kurtuluyoruz... Alkışlar Belediyemize..."

7- Oya İslimyeli: "15-18 Temmuz'da 10:30'dan 23:30'a Büyükada Atatürk Meydanı'nda, Büyükada Plastik Sanatlar ve Müzik Festivali: 'Suya Çizilen Şeyler 2010'a davetlisiniz..."

ADALAR POSTASI'nın 2455. sayısında...

)O(


..........................................................1

Bia Haber Merkezi, 7.7.2010
Erhan Üstündağ
erhan@bianet.org

http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/123234-heybeliadada-yanlis-turnikeden-gecince-karakolda-iskence-iddiasi

"Ada'ya Pikniğe Gittik, Karakolda İşkence Gördük"

İskelede çıkan arbedenin ardından götürüldükleri polis merkezinde saatlerce kötü muamele ve işkence gördüklerini söyleyen beş kişi yaşadıklarını anlattı. İHD olayın takipçisi olacağını belirtti. Heybeliada polis merkezi iddiaya yanıt vermedi.



Piknik için gittikleri Heybeliada'da polis merkezinde işkence ve kötü muamele gördüklerini öne süren bir aile suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD)konunun takipçisi olacağını açıkladı.

Bugün İHD İstanbul Şubesi'nde basın açıklaması yapan Birol, Şenol, Naci, Yasin Günaydın ve akrabaları Ahmet Zorlu, vapur iskelesinde yaşanan bir tartışmanın ardından götürüldükleri polis merkezinde hakaret, fiziksel şiddet ve tehditlerle karşılaştıklarını söyledi.

İddiaya göre, 30 kişilik aile grubu 4 Temmuz'da piknikten dönmek için akşamüstü vapur iskelesine gitti. İki aile üyesi yanlış turnikeden geçince İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) işletmesinin özel güvenlik görevlileri kaba bir şekilde müdahale etti. O sırada olay yerinde bulunan ve daha sonra polis oldukları anlaşılan iki sivilin de müdahalesiyle arbede büyüdü.

"Sabıkam var diye işkence gördüm"

Beş erkek karakola götürülürken fenalaşan bir yaşlı da hastaneye kaldırıldı. Gece yarısına kadar karakolda tutulan beş erkek kötü muameleyle karşılaştı. Haklarında polise mukavemet suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Özellikle daha önce sabıkası bulunan Zorlu şiddet gördü; bir parmağı çatladı, vucüdunun çeşitli yerlerinde de darp izleri oluştu.
Zorlu karakolda yaşadıklarını "Sabıkalı olduğum için hiçbir hakkımı vermediler. Şimdi seni bırakacağız sonra giderken vuracağız, kaçtı diyeceğiz, dediler" diye anlattı.
Gece 02:00'de Büyükada Merkez Karakolu'na gönderilen beş kişi savcılığa sevk edildikten sonra serbest bırakıldı. Aile üyeleri avukat taleplerinin geri çevrildiğini, yemek ve su verilmediğini belirtti.
bianet'in ulaştığı Heybeliada polis merkezi yetkilileriyse konuşamayacaklarını söyledi.

İşkenceci yaklaşım

İHD'den Ümit Efe, "kolluk güçlerinin gördüğü her tepkiye işkenceci bir yaklaşım gösterdiğini" söyleyerek olayın takipçisi olacaklarını belirtti. Efe, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın da (TİHV) mağdurlara tıbbi destek vereceğini aktardı.
Hükümetin "işkenceye sıfır tolerans" açıklamasının sözde kaldığını vurgulayan Efe, Heybeliada karakolunu da takip edeceklerini ve açıklama isteyeceklerini söyledi.

TİHV ve İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 2009 hak ihlalleri raporuna göre geçen yıl gözaltında 305, resmi mekan dışında 358 işkence vakası var. (EÜ)



..........................................................2


Haberler.com, 7.7.2010

http://www.haberler.com/adaya-piknige-giden-aileye-polis-dayagi-iddiasi-2140289-haberi


Adaya Pikniğe Giden Aileye Polis Dayağı İddiası...

Heybeliada'da Yalnış Turnikeden Geçen Aileyle Güvenlik Görevlileri Arasındaki Tartışma Karakola Taşındı



Bazı aile bireyleri karakolda kötü muameleye maruz kaldığını iddia etti.

İddiaların cep telefonu görüntüleriyle kantılamaya çalışan aile suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.

Heybeliada'ya giden aile, dönüşte İDO iskelesinde yaşanan tartışma sonrasında polisler tarafından olay yerinde ve karakolda dövüldüklerini iddia etti. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyen aile , karakolda işkence gördüklerini, küfürlü hakaretlere maruz bırakıldıklarını öne sürdü.

Heybeliada'da Pazar günü yaşanan olay, ailelerin iddiasına göre şöyle meydana geldi. Piknik yapmak için adaya gelen Günaydın ve Zorlu aileleri, dönüş için iskeleye geldi. Aile fertlerinden bazılarının yanlış turnikeden geçmesi neticesinde İDO görevlileri ve aile fertleri arasında yaşanan tartışmaya sivil 2 polisin de karışmasıyla olaylar büyüdü. Takviye ekiplerin de gelmesiyle taraflar karakola götürüldü. Emniyette işkence gördüklerini iddia eden aile, yaşadıklarından kamuoyunu haberdar edebilmek için İHD İstanbul Şubesi'ne geldi. Naci Günaydın, piknik dönüşü iskelede olayların yaşandığını söyledi. Olayların gelişimini aktaran Günaydın, olay yerine gelen polislerin ağza alınmayacak küfürler ettiğini, gözaltına alınmalar sırasında darp edildiklerini savundu. Naci Günaydın'ın oğlu Şenol Günaydın ise iskelede saldırıya uğradıklarını belirterek yaşanan olayları İsrail-Filistin olaylarına benzetti. Aile fertlerinin karakola götürüldüğünü, kendisinin ise fenalaşan amcasını hastaneye götürdüğünü kaydeden Günaydın, hastaneye gelen polisler tarafından arkadan kelepçe takılarak gözaltına alındıklarını ifade etti.

Ahmet Zorlu, ise karakolda 2 saat işkence gördüğünü iddia etti. Polislerin kendisini arkadan kelepçeli halde ıslatarak dövdüğünü öne süren Zorlu, parmağının çatladığını, kulak zarının tahrip olduğunu ve tüm bunlara rağmen o gün hastaneye götürülmediğini iddia etti.

Aileyle birlikte basın toplantısında yer alan İHD yöneticisi Ümit Efe, Heybeliada Karakolu'nun bu gibi konularda sabıkalı olduğunu öne sürdü. Efe, ailenin çıkışta savcılığa giderek suç duyurusunda bulunacağını, İHD olarak da konunun takipçisi olacaklarını kaydetti.

Bu arada aile fertleri tarafından karakol önünde çekilen cep telefonu görüntülerinde Ahmet Zorlu'nun karakol girişinde yerde yattığı ve polislerin de görüntü çektirmemek için perdeleme yaptıkları gözlendi.(Doğan Haber Ajansı) 5 saat önce.. [2140289]

...

Haberler.com, 7.7.2010

http://www.haberler.com/video-haber/video.asp?id=2140299

Ek Görüntü- Ada'ya Pikniğe Giden Aileye Polis Dayağı İddiası... (2)

Heybeliada'da yalnış turnikeden geçen aileyle güvenlik görevlileri arasındaki tartışma karakola taşındı.



[...]



..........................................................3

From: SELÇUK ARAL
Subject: enteresan bir yorum (http://www.kinaliada.net/index.php?news-1036)
Date: July 7, 2010 10:59:05 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


NOT²: Evvelki hafta sonu Mopur'la Ada'ya dönen bir arkadaşım, "malum" kısa süreli fırtınaya yakalandıktan sonra tekne içinde oluşan olayları anlattığında yazdıklarımı burada tekrarlayayım istedim.

"Bu Mopurlari bu hatta (Bostancı-Adalar), 'yaz-kış' kulllanılmak üzere koymuşlarsa, bu işi yapanlar Marmara Denizi'ni hiç bilmiyorlar demektir...

Biz geçmiş yıllarda Adalar'a giderken —Fenerbahçe, Paşabahçe gibi büyük vapurlarla— yakalandığımız fırtınalarda, —batma tehlikesinden kurtulabilmek için— Yassıada'ya kadar gidip ancak oradan dönmeye muvaffak oldugumuz günleri hâlâ unutamadık...

Allah korusun bu "Mopurlar"la o fırtınalara yakalanılırsa kimse sağ çıkamaz. Marmara'ya biz denizciler "Marmara Okyanusu" diye boşuna isim takmadık... Yeri geldiğinde Marmara, Karadeniz'den bile kötü fırtınalara sahne olur.

Mopurlar'da sallandığı zamanlarda elle tutulmaya çalışılan veya minicik bir metal parçasıyla tutturulmuş olan buzdolabı, çay ocağı vs. gibi eçhizeler o fırtınalarda yerlerinden kopar ve karşısına çıkanı ezer... Ciddi gemilerde bir çay bardaklığını bile bağlamaya daha güçlü bağlantılar yapılırken Mopurlar'daki bu bağlantıların zayıflığını gördüğümde saçlarım dimdik oldu desem yeridir... :)

"Denizle alay edilmez" diye bir denizci tabiriyle yorumumu bitireyim...

Sevgiler,

(<<<- Ahmet Remzi Özsen)



..........................................................4

From: SELÇUK ARAL
Subject: yorum
Date: July 7, 2010 12:18:01 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Sanırım o kadar ileriye gidebilecek (<<<- fırtınada çalışacak) kadar cesaretleri yoktur.

Yapacaklari biraz Lodos patladı mı nasıl Denizotobüsleri'nde yapıyorlarsa burda da aynısını yapmaktır.

"Hava muhalefetinden dolayı seferlerimiz iptal edilmistir!"...

Sanki İDO’nun Adalı’nın işine gidememesi, giderse gece eve dönememesi umurunda!

(<<<- Selcuk Aral)



..........................................................5

From: ARİF ÇAĞLAR
Subject: Ada Vapuru motoru
Date: July 7, 2010 6:51:43 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Fotoğraf: Arif Çağlar, Ada vapuru motoru!



..........................................................6

From: BÜLENT MISIRLIOĞLU
Subject: SORU ve CEVABI
Date: July 7, 2010 3:57:40 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Yaklaşık 1 yıl önce AĞUSTOS/2009 yılında sorulan soru ve cevabı...
2010 yılındaki Atatürk Meydanı'nın şimdiki durumu...
Ne güzel ilkel bir kasaba görünümünden kurtuluyoruz...
Alkışlar Belediyemize...



..........................................................7

From: OYA İSLİMYELİ
Subject: Adalı olabilmek sevgiden,dokunmaktan geçer
Date: July 8, 2010 1:18:40 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


''Bir adaya düşsen yanında götüreceğin üç şey'' diye başlar ''Ada'' kavramının sıradışılığı.
Fantastik gelir çoğu insana.
Ada Latince'de İsola, İtalyanca'da İsolea, İngilizce'de ise İsland diye geçer.
Yani, 'izole olma', yalnızlık kavramlarını doğrular adalar...
Sözlük tanımında ise dört tarafındaki su düzeyinden sürekli yüksekte bulunan kara parçasıdır.
''Yalnızım tüm özgürler gibi, özgürüm tüm yalnızlar gibi'' dercesine...
Dimdik, tavizsiz, kararlı bir Cumhuriyet gibidir adalar...
Doğanın ortasında, özgür, medeni, din, dil, ırk ayırt edilmeksizin yıllar öncesine uzanan tarih ve kültür mozaiğinin korunduğu, insanın yine katıksız insanla yoğrulduğu, hayvanların sevildiği, doğanın bir parçası olunması gerekliliğinin bilindiği, her sabah küçük bir kasaba sıcaklığıyla ''günaydın''laşıldığı, aynı vapurla sohbet edilerek seyahat edildiği, sosyal paylaşımın gerektirdiği sevgi ve hoşgörüyle insana ve hayata dair herşeyi birlikte yaşamaya kararlı, sakin, güzel insanların tercihidir adalar...

Adaları çok sevişim ve artık Burgazadalı oluşum, işte bunlardandır. Şimdi ise sevgimdeki tüm enerjiyi, 22 yıl üniversitede öğretim görevliliği yapmış bir sanatçı ve organizatör olarak, sevmek yetmez deyip, tüm Adalı ve Adaseverleri biraraya getirmek için kullanıyorum.

Çünkü biliyorum ki, insanları yegâne buluşturan şey, ortak heyecanlar, güzelliklerdir.
Aynı toprağın, aynı suyun ve aynı güneşin çocukları olarak, bir enstrümanın tınısına kulak kabartmak, bir heykeltraşın kille dans edişini izlemek, hatta onlarla birlikte çalmak söylemek, resim yapmak, dokunmak ve ekip ruhunu tadıp övünülesi işler üretip, ''bunu biz yaptık" demek ne kadar anlamlı olurdu değil mi?

Ben kültür ve sanat adına düzenleyeceğim her etkinlikte, Adalıları birbirleriyle tanıştırmaya, kaynaştırmaya, Adalı ve Adasever olmanın en medeni ayrıcalıklardan biri olduğunu hatırlatmaya, yan yana, omuz omuza görmek istemeye devam edeceğim.

İşte yine bu amaca hizmet için düzenlediğim, herkesi cıvıltılarla kaynaştıracak, rengârenk, sanat ve neşe dolu bir festivalimiz var.
Sizleri ve tüm Adalıları birarada görmek hepimizi çok mutlu edecek, onurlandıracaktır.

Tabii burada ADALAR POSTASI'na çok iş düşüyor. Gazete ve dergilerden çok, Adalar'da internet haberciliğinin ve yerel iletişimin önemini ve hızını biliyorum. Duyurulmasında yardımcı olunmalı ki, insanlar biraraya gelsin, o güzellikler birlikte izlensin. Hafızalarda insanı gülümseten sıcacık, güzel kareler, fotoğraflar kalsın.

Şimdiden teşekkür ediyor, hassasiyetinize güvendiğimi belirtmek istiyorum Sevgili ADALAR POSTASI.

Sağlıcakla kalın,

Oya İslimyeli
Adalar Belediyesi Kültür-Sanat Koordinatörü

...


BÜYÜKADA PLASTİK SANATLAR VE MÜZİK FESTİVALİ

''Suya Çizilen Şeyler 2010''

15-18 Temmuz 2010
Atatürk Meydanı

Sanat Adalara demir atıyor. Adalar için biraraya gelen sanatçılar, halkı sanata davet ediyor.
Atatürk Meydanı üç gün boyunca büyük bir sanat şenliğine ev sahipliği yapacak.

Adalar Belediyesi Kültür-Sanat Koordinatörü Oya İSLİMYELİ'nin organize ettiği festivale, Plastik Sanatlar alanından Ayla AKSOYOĞLU, Bülent AYTAÇ, Münevver BIÇAKÇI, Sema BİCİK, Ela CİN, Rabia ÇALIŞKAN, Mesut ÇAM, Yücel DÖNMEZ, Vigan ERCAN, Şadan GENÇ, Zuhal Canlı GÜLER, Şerif GÜNYAR, Aslı KUTLUAY, Hafize Elibollar ORTAÇ, Alime ŞİMŞEK, Sibel ÜNALAN ve Sevgi ÜRÜM katılacaklar.

Büyükada Atatürk Meydanı'nda her sabah 10:30'da başlayıp akşam 19:00'a kadar sürecek olan workshop, performans, enstalasyon alanındaki çalışmalara resim, heykel, seramik ve grafik sanatçıları üç gün boyunca katılımcılarla birlikte sokak müzisyenleri, dansçılar, pandomim sanatçıları ve jonglörler eşliğinde devam edecekler.

Eski Sokak Eğlencesi İstanbul Laterna, İstanbul Trombon Dörtlüsü, Samsara İstanbul, Alatav, Mızıkçı Melodiler, Grup Mistik, Enemy ve İndian Sound Nostalgia Grubu müzik ve danslarıyla meydana renk ve enerji katacaklardan.
Akşamları ise yine Atatürk Meydanı'nda konserler ve panel yer alacak.

PROGRAM

15 Temmuz saat 21:00
Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası Festival Açılış Konseri
Şefler: Nvart ANDREASSİAN-Cem MANSUR

16-17-18 Temmuz (üç gün boyunca) saat 10:30-19:00
Workshop, performans, enstalasyon+sokak müzisyenleri, dans show, pandomimci ve jönglörler

16-17-18 Temmuz saat 14:00-16:00
Eski Sokak Eğlencesi İstanbul Laterna

17 Temmuz saat 18:00
İndian Sound Nostalgia (Kızılderili Show)

17-18 Temmuz saat 12:00-14:00
Alatav

17 Temmuz saat 21:00
Gökçen KAYNATAN ve Arkadaşları Show Orkestrası Konseri

18 Temmuz saat 16:00-17:00
İstanbul Trombon Dörtlüsü

18 Temmuz saat 21:00
''Sanat Etkinliklerinin Toplumlara Kazandırdığı Sosyolojik ve Kültürel Artılar'' Paneli
Moderatör: Oya İSLİMYELİ.
Konuşmacılar: Ayla AKSOYOĞLU, Bülent AYTAÇ, Şadan GENÇ, Sevgi ÜRÜM ve Rabia ÇALIŞKAN.

Etkinlikler ücretsizdir. 16 Temmuz'dan itibaren sabah 10:30'dan akşam 23:30'a kadar üç gün boyunca Adada Festivali aktivitelerine devam edilecektir. Yukarda sadece saatli aktiviteler yazılıdır.
Tüm sanatseverleri bekliyoruz.