25 Şubat 2010 Perşembe

ADALAR POSTASI-2380: H. Ada Sanatoryumu'nun katma değeri yüksek 1 yatırım projesiyle değerlendirilmesi için Adalar Bld.&Vakfı 1 arayış toplantısı...

Büyükada Lunapark'ta...

http://www.karamitsos.com/preview.php?img=07896.jpg&item_id=5&auc=341


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

15 Eylül 1898 Perşembe günlü Büyükada'da bir mahkeme teşkiline gerek olmadığına dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Büyükada'da fırtına, 2010.
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio.


* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

25 Şubat 2010 Perşembe
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Sağanak yağışlı
8/13ºC
% 73-90 nem
Lodos, G 19km/sa

Gündoğuşu 06:46... Günbatışı 17:49

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca


* * *
Cicely Mary Barker, The Daffodil Fairy.


* * *

1-Statis Arvanitis: "Bugün bana çok çok süreden sonra ADALAR POSTASI'yla ilk haberleriniz geldi. Malesef Büyükadalılar Derneği'nin Atina'daki yılbaşı pidesi töreni için yazılan haberlerde bilgisayar arızasıyla size eksik gelen haberler oldu. Bu konuda size olayları yeniden yazıyorum..."

2- Dinçer Kaya: "Matmazellerin Pastahanesi için Statis Arvanitis Bey'in verdiği bilgilere teşekkür ediyorum. Ama itiraf edeyim, kimin kim olduğunu tam olarak anlayamadım..."

3- Emine Çiğdem Tugay: "Haydeeee... İstanbul 2010 Kültür (Mantarı) Başkenti'nde satılık Bizans sarayı..."
- Kanun Tasarısı: "Şiiiştttt! Pazarlarda bağırmak yasak! Cezası 50TL olacak!"

4- Erendiz Özbayoğlu (Prof. Dr.): "Magnaura, Kutlugün Sokak’ta, Prof. Mehmet Özdoğan’ın evinin altında. Bu kadar önemli bir yerin, hakkında ciltlerce kitap yazılıp yazılmakta olduğu bir tarihi yapının onun bunun elinde olması çok düşündürücü..."

5- Siemens Sanat, yeni yılın ilk sergisi ''Adada Bir Yaz'' ile adalı sanatçıların gözünden 'adalı olmayı' yorumluyor. Küratörlüğünü Emre Zeytinoğlu'nun üstlendiği sergide, Stella Angelidou, Ani Setyan, Simge Uygur ve Hasan Zeybek'in yapıtları yer alıyor. Sergi, 17 Şubat - 14 Nisan 2010 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor...

6- Adalar Belediyesi'nden ne haber?: "Kamuoyuna Duyurulur: Son günlerde, bazı basın yayın organlarında ve kamuoyunda, söz konusu kaldırım ve yol çalışmaları sonrası mükelleflerden alınması yasal zorunluluk olan yol harcamalarına katılma payı ile ilgili olarak farklı yorumlar yapılmakta olduğu, bunlardan bazılarının gerçekleri yansıtmadığı... Adalı Kart protokolü imzalandı... Heybeliada Sanatoryumu'nun binaları ve arazisinin katma değeri yüksek bir yatırım projesiyle değerlendirilmesi için Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfı tarafından bir arayış toplantısı düzenlendi... Adalar Belediyesi ve Maltepe Üniversitesi işbirliğiyle Ocak ayında temeli atılan Heybeliada Sağlık Merkezi’nin yapımına hızla devam ediliyor... 2010 İstanbul Emitt Fuarında Ada esitileri... Adaları Gelecekte nasıl görmek istiyoruz?... Şubat ayı meclis toplantısı yapıldı... Pervanelere dolanan halatlar büyük tehlike...

7- Oktay Ekinci: "Adalar 'güzel yarınlar' planlıyor..."

ADALAR POSTASI'nın 2380. sayısında...

)O(


..........................................................1

From: STATİS ARVANİTİS
Subject: YILBASI PIDESI TORENLERI ICIN SIZE GELMEYEN BILGILER
Date: February 24, 2010 10:00:44 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


SAYIN ADALAR POSTASI ÜYELERİ,

BUGÜN BANA ÇOK ÇOK SÜREDEN SONRA ADALAR POSTASI'yla İLK HABERLERİNİZ GELDİ.

MALESEF BÜYÜKADALILAR DERNEĞİ'NİN ATİNA'DAKİ YILBASI PİDESİ TORENİ İÇİN YAZILAN HABERLERDE BİLGİSAYAR ARIZASIYLA SİZE EKSİK GELEN HABERLER OLDU.

BU KONUDA SİZE OLAYLARI GENE YAZIYORUM.

HEYBELİADALILAR DERNEĞİ'NDE YILBAŞI PİDESİ TÖRENİNDE PİDEYİ HEYBELİADA DERNEĞİ'NİN BAŞKANI PERİKLİS PASHALİDİS VE PALEON FALİRON BELEDİYE BAŞKANI DİONİSİOS HACİDAKİS KESTİLER.

TÖREN 23/1/2010 CUMARTESİ GÜNÜ HEYBELİADALILAR'IN SALONUNDA YER ALDI. TÖRENE ÇOK ÜNLÜ ÜNİVERSİTE PROFESÖRLERİ KATILDILAR VE BÜYÜKADALI AKORDEON MUZİSYENİ YANİ MAGDAKİS BAŞKA MÜZISYENLERLE YILBAŞI ŞARKILARIYLA KONSER VERDİ.

ÖTEKI GÜN 24/1/2010 PAZAR GÜNÜ PALEON FALİRON BELEDİYESİ BİNASINDA BÜYÜKADALILAR ATİNA'DAKİ DERNEGİ'NİN YILBAŞI PİDESİ KESME TÖRENİ OLDU.

PİDEYİ BU TÖRENDE BÜYÜKADALILAR DERNEĞIİNIN BAŞKANI FOFI RAPTOPULU KESTİ VE ORADA BULUNAN AŞAĞI YUKARI 450 BÜYÜKADALILAR'A DAĞITILDI.

TÖRENDE PALEON FALİRON BELEDIYE BAŞKANI DİONİSİOS HACİDAKİS VE YUNANİSTAN'IN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI GENEL SEKRETERİ YER ALDI. HER SENE GİBİ BU SENE DE İLKOKULUN BİRİNCİ SINIFINA GİREN KÜÇÜKLER VE AYRICA ÜNİVERSİTEYE GİREN VE ÜNİVERSİTEDEN MEZUN OLAN GENÇLERE ÖDÜL VERİLDİ. BU SENE BÜYÜKADALILAR DERNEĞİ'NCE BÜYÜKADALI YORGO LEMOPULOS'A DA BAŞARILI ÇALIŞMALARI İÇİN ÖDÜL VERİLDİ. YORGO LEMOPULOS, BÜYÜKADA RUM CEMAATİ'NİN BAŞKANI VASİL LEMOPULOS'UN KARDEŞİDİR VE ÇOK SENEDEN BERİ İSVİÇRE'DE KİLİSELER BİRLEŞME KURUMU'NDA GENEL SEKRETER OLARAK ÇALIŞTI. BU TÖRENDE BÜYÜKADALILAR DERNEĞI'NİN DANS GRUBU BAŞARIYLA YER ALDI.

SİZE GÖNDERDİĞİM VE ADALAR POSTASI HABERLERİNDE BULUNAN İLK 3 FOTOĞRAF, ATINA'DAKI BÜYÜKADALILAR DERNEĞİ'NDE ÇEKILEN FOTOĞRAFLARDIR. SONUNCU FOTOĞRAF HEYBELI ADALILAR ATİNA'DAKI DERNEĞİ'NDEN ÇEKILEN FOTOĞRAFTIR.

ATİNA'DAN HEPİNİZI SAYGIYLA SELAMLARIM,

BÜYÜKADALI STATİS ARVANİTİS






..........................................................2

From: DİNÇER KAYA
Subject: ÇİĞDEM HANIM'IN DİKKATİNE
Date: February 24, 2010 12:45:31 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Sevgili Çiğdem Hanım,

Merhaba... ADALAR POSTASI’nın suskunluğuna bir anlam verememiştim. Şimdi memnuniyetle öğreniyorum ki teknik arıza giderilmiş, 'ADALAR POSTASI sefere başlayacak yeniden!'
Matmazellerin Pastahanesi için Statis Arvanitis Bey'in verdiği bilgilere teşekkür ediyorum. Ama itiraf edeyim, kimin kim olduğunu tam olarak anlayamadım. Sanırım Arvanitis Bey, salt Ankara Pastahanesi'nden söz etmiyor, başka dükkânlardan ve sahiplerinden de söz ediyor.

Bu konuda Hüseyin Karayaprak Bey'in verdiği bilgiler ise şöyleydi:

Matmazellerin Pastahanesi diye anılan yerin gerçek adı Ankara Pastahanesi, iki bayan işletmecisinden birisinin adı Madam Ortans, Madam Ortans evlenmiş ama çocuğu yokmuş. Hüseyin bey, diğer matmazelin adını ise hatırlayamadı.

Bay Statis Arvanitis’in verdiği bilgiler ise şöyle:

“Büyükada’da bu köşedeki dükkânın yanında iskele tarafinda bir pastahane vardı. Bu pastahane Ermeni bir hanımındı ve adı Madam Ortans idi, orada senelerce küçük yaştayken Büyükada’nın ünlü fırıncısı Niko Mundis çalıştı.”
Madam Ortans çirkin bir Ermeni Hanım'dı ve devamlı yüzünü ve dudaklarını çok çok boyayla kaplardı.

Daha sonra yolladığı kısa mesajında ise şöyle yazıyor:

“Bak bir yaşlı Büyükadalı kadın buldum ve o pastahaneci matmazeller için bana bilgi verdi, bu büyük pastahanenin adı Ankara Pastahanesi'ydi sahipleri sana yazdığım gibi iki tane hayatında evlenmemiş hanımdı. Birisinin ismi Aristi ikincisinin ismi Eleni . İkisi de şişmandı ama Eleni kısa boylu ve yaz kış kısa kollu elbiselerle dolaşan bir hanımdı, ötekisi Aristi daha güzelce, normal boylu ve çok ciddi bir hanımdı.”

Bu arada söyleyeyim, öyküde Matmazel Fotini olarak adı geçen hanım Bay Statis Arvanitis’in anlattığı Madam Ortans’a dış görünüşüyle benziyor, öyküdeki diğer matmazel ise gerçekten asık yüzlü denecek kadar ciddi, saçlarına kır düşmüş bir hanımdı. Bay Arvanitis’in Aristi dediği kişi olabilir mi? Bilmiyorum.

Eldeki bu bilgilerle durum tam aydınlığa kavuşmuyor. Sanırım bu konuyu vaktiyle Ankara Pastahanesi’nde çalıştığı söylenen Bay Niko Mundis aydınlatabilir. Sağlık sorunları olduğu söylenen Bay Niko Mundis umarım sağlığına kavuşmuştur.

Çiğdem hanım, bu konudaki çabalarınıza bir kez daha teşekkür ediyorum.

İlginizi çeker mi bilmiyorum? Size, “Filozof Diyojen, Büyük İskender ve İnsan Hakları” başlıklı bir yazı yolluyorum.

İzmir’den sevgiyle selam ederim...

D.Kaya



..........................................................3

From: EMİNE ÇİĞDEM TUGAY
Subject: haydeeee... kültür (mantarı) başkenti'nde satılık bizans sarayı...
Date: February 23, 2010 10:02 AM
To: adalar.postasi@gmail.com


Haydeeee... Kültür (mantarı) Başkenti'nde satılık Bizans sarayı...

Kanun Tasarısı: "Şiiiştttt! Pazarlarda bağırmak yasak! Cezası 50TL olacak!"

YERSEN!
İSTANBUL 2010
AVRUPA KÜLTÜR (MANTARI) BAŞKENTİ

)O(
___________________________________


Radikal, 22.1.2010 10:02

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=976111&Date=23.01.2010&CategoryID=77

Kelepir, satılık Bizans Sarayı!

İstanbul'da Bizans İmparatoru 1. Konstantin'in elçileri kabul ettiği Magnaura Sarayı 12 milyon Euro'dan satışa çıkarıldı. Saraya talip olanlar arasında Vatikan da var

İstanbul’da Eminönü eski Belediye Başkanı Tahir Aktaş 1992’de Sultanahmet’te birçorap fabrikasını satın almıştı. Fabrikanın yıkım çalışmaları sırasında yerin 13 metre altına uzanan Magnaura Sarayı ortaya çıkmıştı.

324-337 yılları arasında Bizans İmparatoru 1. Konstantin’in elçileri kabul edip toplantılar düzenlediği 4 katlı sarayda bulunan tarihi eserler, Büyük Saray Mozaikleri Müzesi’ne teslim edilmişti.

DÜĞÜN SALONU MU OLACAK?

Tahir Aktaş sahibi olduğu Magnaura Sarayı’nı 12 milyon eurodan (yaklaşık 24 milyonTL) satışa çıkardı. Arkeologlar Magnaura’nın tarihi değerinin büyük olduğunu belirterek satışa karşı çıkarken saraya çok sayıda taliplinin olduğu öğrenildi.

Yatırımcılar sarayı özel müze, turistik tesis veya düğün salonu olarak kullanmak istiyor. Saraya talip olanlar arasında Katolik dünyasının merkezi Vatikan’ın da bulunduğu belirtiliyor.

’YATIRIMCILARLA GÖRÜŞÜYORUZ’

Sarayın satışından sorumlu Golden Royale Gayrimenkul’un Yönetim Kurulu Başkanı Korhan Kongaz, “Kanunen bir bina aldıktan sonra binanın altında eski bir yapı bulursanız, bu eski yapının mülkü de size geçiyor. Saraya ilgi çok büyük. Yatırımcılarla görüşüyoruz” dedi.

Magnaura Sarayı’nın özel müze olması durumunda saraydan çıkan tarihi eserlerin tekrar yerinde sergilenebilmesi mümkün olabilecek.



..........................................................4

From: ERENDİZ ÖZBAYOĞLU
Subject: Re: haydeeee... kültür (mantarı) başkenti'nde satılık bizans sarayı...
Date: February 23, 2010 1:07:07 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Çiğdem Hanım,
Magnaura, Kutlugün Sokak’ta, Prof. Mehmet Özdoğan’ın evinin altında. Bu kadar önemli bir yerin, hakkında ciltlerce kitap yazılıp yazılmakta olduğu bir tarihi yapının onun bunun elinde olması çok düşündürücü.

90’lı yılların ortasındaydı, benim evim de orada ve birkaç ögrenciyle binanın sokakla hemzemin çatısında –o zamanlar çay ocağı- binayı inceliyor, hakkında konuşuyoruz. Tahir Aktaş üzerimize yürümüştü ve onu mahkemeye vermiştim ve kazanmıştım. Aslında, Sultanahmet’in altı oyulmuş, halıcılar vb. tarafından kazınıp yok edilmiş halde. Ne Müze, ne Bakanlık ilgilenmiyor, Bizans araştırmacıları hiç ilgilenmiyor! Eski Zeiksippos, sonraki Hürrem Sultan Hamamı –Yeşil Ev’in önünde- 49 yıllığına Drej Ali’ye kiralandı, Turizm Bakanı tarafından, inşallah Ali Bey binaya iyi bakar!
Ne diyelim!



..........................................................5

http://www.siemens.com.tr/web/759-12797-1-1/siemens_sanat__tr/genel/basin_bultenleri/adada_bir_yaz_siemens_sanatta_


''Adada Bir Yaz'' Siemens Sanat'ta

Siemens Sanat, yeni yılın ilk sergisi ''Adada Bir Yaz'' ile adalı sanatçıların gözünden 'adalı olmayı' yorumluyor. Küratörlüğünü Emre Zeytinoğlu'nun üstlendiği sergide, Stella Angelidou, Ani Setyan, Simge Uygur ve Hasan Zeybek'in yapıtları yer alıyor. Sergi, 17 Şubat - 14 Nisan 2010 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor.

Adanın yaşam alanının sınırlarla çevrili olmasından dolayı ada sakinlerinin de her zaman kendi coğrafyasının koşullarına uyduğunu ifade eden küratör Emre Zeytinoğlu adalılara ilişkin gözlemlerini şöyle özetliyor: "Adalılar canları her çektiği an öyle alıp başını uzaklara gidemeyeceğini hisseder. Sürekli olarak gemi ya da uçak tarifelerine ya da hayli sert kurallar içeren 'geçiş koşulları'na bağlı olduğundan ani seyahat kararları veremezler. Uzaklara gitme keyfi ya da gereksinimi ile gemi ya da uçak tarifeleri üst üste çakışabilirse, bir çılgınlık yapıp adayı terk edebilirler. Bu çakışmalar adalıların yaşamında pek az olur ve adada geçirilen uzun yıllar adalıları coğrafyaya iyice bağladıkça, adayı terk etme isteği (ve enerjisi) düşük bir olasılık halini alır. Genellikle, bir adalı için en büyük macera, bahçe kapısından çıkıp çarşıya inmektir. Hiç akla sığmayacak olanı ise, komşu köye ya da kente gitmektir."

Günümüz koşullarında ise bu durumun değiştiğine dikkat çeken Zeytinoğlu, adanın koşullarından bağımsız olarak, artık adalıların uzun bir yol kat ederek de olsa 'iş' yollarına düşüp adalı karakterinin üstesinden gelmeye çalıştıklarını ifade ediyor.

Adanın insanlara denizin ve güneşin akla geldiği bir 'yaz yaşamını' çağrıştırması da sergide irdelenen konular arasında. 'Adalı olmayı' yorumlayan sanatçılar, günümüzün tüketim kültürü ile ilişkilendirilen ada yaşantısına farklı bir bakış açısı getiriyor.

''Adada Bir Yaz'' sergisinde, ada yaşamını farklı biçimlerde algılayan ve deneyimleyen sanatçıların yapıtları yer alıyor. Bu farklı algıların ve deneyimlerin birbirine benzeyen ve birbirinden farklılaşan halleri, sergideki yapıtların yan yana duruşları ile ortaya konuyor. Sanatçılar kendi adalarında, genel olarak insanların 'ada' hakkında öne sürdükleri tüm verileri hissediyor ve yaşamlarını bağladıkları o adaların ticari, turistik, siyasi vb yönlerini yaşıyorlar. Yaşadıkları adalar hakkında başkaları tarafından kurgulanmış romantik öykülerin muhatapları hatta bizzat figürleri de olan adalı sanatçılar, kendi adaları hakkındaki özgün düşüncelerini yapıtlarıyla sunuyorlar.

Euromessage, Garanti Bankası, Intercity, Madebycat, OSRAM, Ran Logistics ve Siemens Ev Aletleri'nin desteğiyle gerçekleştirilen Adada Bir Yaz adlı sergi, 17 Şubat - 14 Nisan 2010 tarihleri arasında, haftanın her günü 10.00 - 19.00 saatleri arasında Siemens Sanat'ta ziyaret edilebilir.


KONSEPT

Adada Bir Yaz

Adanın coğrafi tanımı, denizle çevrilmiş bir kara parçasıdır. Böylece ada yaşamı, sınırların içine yönelik; dışardan içeri bakan bir "kara yaşamı"nı ifade eder.

Böyle bakıldığında (eğer daha geniş düşünülürse) ada sınırlarının dışındaki yerin deniz ya da kara olması pek fazla bir şey ifade etmez. Önemli olan, sınırların "içe yönelik" özelliğinin öne çıkmasıdır.

Bir adalı her zaman adalıdır. Kendi coğrafyasının insanıdır.

Adalı, küresel sürecin ulaşım ve iletişim teknolojilerine koşut biçimde ne kadar ticaret, turizm, siyaset vb. bağlamındaki yoğun akışa tanık olursa olsun, ne kadar farklı insanlarla karşılaşırsa karşılaşsın, o her zaman kendi coğrafyasının koşullarına uyar. Değil mi ki çevresi katı bir sınırla çevrilidir, canı her çektiği an öyle alıp başını uzaklara gidemeyeceğini hisseder.
Sürekli olarak gemi ya da uçak tarifelerine ya da hayli sert kurallar içeren "geçiş koşulları"na bağlı olduğundan, öyle "ani karar"lı da değildir. Uzaklara gitme keyfi ya da gereksinimi ile, gemi ya da uçak tarifesi (tam da aynı an) üst üste çakışabilirse, bir çılgınlık yapıp adayı terk edebilir (daha önceki yıllarda da aynı çakışmayı, denizin durumuyla ya da kiraladığı teknenin kaptanının keyfiyle ya da sınır görevlisinin hoşgörüsüyle gerçekleştirmek zorundaydı).

Oysa bu çakışma onun yaşamında pek az olur; hele adada geçirilen uzun yıllar onu o coğrafyaya iyice bağladıkça, adayı terk etmek isteği (ve enerjisi) düşük bir olasılık halini alır. Genellikle, bir adalı için en büyük macera, bahçe kapısından çıkıp çarşıya inmektir. Hiç akla sığmayacak olanı ise, komşu köye ya da kente gitmektir (işte bu neredeyse bir mucize sayılmalıdır).
Günümüz koşullarında bu durum böyle değil. Hangi ada olursa olsun, hava ne kadar sıcak ya da soğuk olursa olsun, o rahatlatıcı serin ya da ılık rüzgar ister essin ister esmesin; bir adalı her zaman onlarca / yüzlerce kilometre ya da mil katetmek zorunda kalıyor ve "iş" yollarına düşüp adalı karakterinin üstesinden gelmeye çalışıyor. Oysa her yola düştüğünde şunu da hissediyor: Adalının karakterinde, bir "tembellik hakkı" kullanma iradesi vardır. İşte "bu iradenin doğası nedir" diye sorduğumuzda, elde edeceğimiz yanıt; kişinin doğrudan coğrafi koşullara uygun yaşamasıdır (yani habitatını bulmuş ve ona göre bir yaşam kurmuştur; ondan vazgeçmesi zordur).

Ancak diğer yandan "ada" sözcüğünün yaydığı kanı, deniz ile ilişkilendirilmesidir. Daha da öteye gidersek, ada, çoğunlukla insanlara bir "yaz yaşamını" çağrıştırır: Denizin ve güneşin akla geldiği turistik alanlar¢¯¿½ Ne var ki adanın içe dönük sınırları, deniz ve güneşin çağrışımlarını kimi zaman yok eder ve o alanı farklı yaşanmışlıklar çerçevesinde, farklı çağrışımlara sürükleyebilir. Böylece "adada bir yaz" başlığı, günümüzün tüketim kültürüne olan turistik bağından çözülür ve "adalı"nın bizzat yaşadığı özel durumlara tekabül edebilir. Bu, bir "ada yazı" algısı ile tam bir çelişkidir. Adanın alışılmış algısının altında, hayli güçlü yaşamsal ve zihinsel farklılıklar su üstüne çıkar. Hatt¢ şu da söylenmeli ki; adalıların ada hakkındaki algıları, birbirine eşdeğer değildir.

İşte bu sergide yer alan sanatçılar, yukarda belirtilen "ada yaşamı"nı farklı biçimlerde deneyimleyen / algılayan sanatçılardan oluşmaktadır. Bu farklı deneyimlerin / algıların benzer ya da benzemez halleri, sergideki yapıtların yan yana duruşları ile ortaya konulmaktadır.

Daha belirgin bir saptamayla: Bu sergideki sanatçılar kendi adalarında, genel olarak insanların "ada" hakkında öne sürdükleri tüm verileri hissetmektedirler. Bu sanatçılar, bir yandan yaşamlarını bağladıkları o adaların, hem ticari, hem turistik, hem siyasi vb. yönlerini yaşamak zorundadırlar. Daha da ilginci, o adalar hakkında "başkaları" tarafından kurgulanmış romantik öykülerin de muhatapları; hatt¢ bizzat figürleri bu adalı sanatçılardır.

Oysa tüm bu "ada" tanımları dışında, bu adalı sanatçıların, kendi adaları hakkındaki özgün düşünceleri nelerdir? Oradaki yaşamlarının pratiği ile duygusal dünyaları, dışardan kurgulanmış o öykülerle ne kadar çakışmakta ya da onlardan ne kadar ayrı düşmektedir? "Adada Bir Yaz" sergisi, işte bu sorular üzerine tasarlanmış bir sergidir.

...

KÜRATÖRLER

EMRE ZEYTİNOĞLU

Doğum Yeri : İstanbul
Doğum Tarihi : 1955

1980 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Bölümü'nden mezun oldu. 1986 yılından itibaren sergi açıyor ve 1988'den bu yana da sanat konusunda makaleler yayımlıyor. Kıbrıs Afrika Gazetesi'nde yazıyor. "Sanat Üzerine Yersiz Yorumlar" (2008), "Uyku Tulumunda Spor" (2004), "Sanatın Suç Ortaklıkları" (2003), "Kavramın Sınırlarında" (Ali Akay ile, 1998) ve "Pisuarın Bir Dekonstrüksiyonu" (Ali Akay ile, 1994) adlı kitapları bulunuyor. Ayrıca "Sadi Diren" üzerine bir biyografi kitabı vardır. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi'nde "Sanat, Kuram ve Eleştiri", "Çağdaş Sanat ve Yorumu", "Küreselleşme ve Sanat", "Gürsel Kültür" derslerini veriyor.

...

SANATÇILAR

STELLA ANGELİDOU


Drought, 2009-2010 55x45cm, 30x40cm, Kağıt üzerine suluboya kolaj

Stella Angelidou
Doğum Yeri : Kıbrıs, Lefkoşa
Doğum Tarihi : 1969

1969 Lefkoşa doğumlu. Lefkoşa, Kıbrıs'ta yaşıyor ve çalışıyor

Eğitim

2006, Sanatçı Bursu, UNAM, Mexico City Ulusal Bağımsız Üniversitesi, Meksika
2004, Sanatçı Bursu, UNAM, Mexico City Ulusal Bağımsız Üniversitesi, Meksika
1993, Indiana Üniversitesi, Güzel San. Fak., Yüksek Lisans, Bloomington, Indiana, ABD
1992, Indiana Üniversitesi,Güzel San. Fak., Lisans, Bloomington, Indiana, ABD


Sergiler

2009, İki Toplumlu "İyi Niyet" Sergisi, Eski Lefkoşa Havalimanı, Lefkoşa, Kıbrıs
2007, "Meksikalı Portreler", Kıbrıs Kültür Merkezi, Atina, Yunanistan
2005, "Rastlantısal Karşılaşmalar", Belediye Sanat Merkezi, Lefkoşa, Kıbrıs
2004, "Kıbrıs'lı Genç Kadın Ressamlar", Kerava Sanat Müzesi, Finlandiya
2001, "Kahkaha ve Kayıtsızlık Manzaraları", kişisel sergi, Gloria Galerisi, Lefkoşa, Kıbrıs


...

ANİ SETYAN

Nature morte I, II, III, IV, V, VI, 2010 50.5x39.3cm, Dijital fotoğraf1 / 20

Ani Setyan
Doğum Yeri : İstanbul
Doğum Tarihi : 1965

1965 İstanbul doğumlu. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor.


Eğitim

1998, Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik ve Cam Bölümü, Yüksek Lisans
1993, Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik ve Cam Bölümü, Lisans


Seçilmiş Sergiler

2008, "Nuit Blanche a İstanbul", Fransız Kültür Merkezi, Leyla cafe, İstanbul
2006, "Anlık Etki", "PİST", Disiplinlerarası Proje Alanı, Pangaltı, İstanbul
2005, "Sıradışı Hayatlar", ART-ALAN II, Kadife sokak, Masal Evi, İstanbul
2005, "50 Sanatçı 50 Yapıt", İstanbul Modern Sanat Galerisi, İstanbul
2004, "Sfenks Seni Yiyip Yutacak", Karşı Sanat Çalışmaları, İstanbul
2004, "Dilin Gücü > II: Minör > Oluş", Diyarbakır Sanat Merkezi, Diyarbakır


...

SİMGE UYGUR

Karanlık Kıta, 2008 100x100x50cm, Kağıt kalıplama tekniği, kağıt ip, kumaş14 / 20

Simge Uygur
Doğum Yeri : Kıbrıs, Lefkoşa
Doğum Tarihi : 1977

1977 Lefkoşa doğumlu. Lefkoşa, Kıbrıs'ta yaşıyor ve çalışıyor.


Eğitim

1998, Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü, İstanbul


Seçilmiş Sergiler

2009, "Dürtü", Üçüncü kişisel sergi, Galeri Argo, Lefkoşa, Güney Kıbrıs
2008, "DWAYER Uluslararası Kadın Sanatçılar Atölye ve Sergisi",
2008, İskenderiye Atölyesi, Sanatçılar ve Yazarlar Birliği, İskenderiye, Mısır
2008, "6. Uluslararası Kağıt Trienali", Charmey Müzesi, Charmey, İsviçre
2007, "2. AAW Uluslararası Genç Salon 2007", İskenderiye Atölyesi,
2007, Sanatçılar ve Yazarlar Birliği, İskenderiye, Mısır
2006, "Suitcase" sergisi , Papermacher Müzesi, Steyrermühl, Avusturya
2006, "Artist 2006, 16. İstanbul Sanat Fuarı" Tüyap, Beylikdüzü, İstanbul
2006, "Labirente Üç Adım", Galeri Argo, Lefkoşa, Güney Kıbrıs
2005, "Accidental Meetings", Lefkoşa Belediyesi Sanat Merkezi, Lefkoşa, Güney Kıbrıs
2005, "Welcome Home", Galeri Argo, Lefkoşa , Güney Kıbrıs
2005, "Ruh Derisi", İkinci kişisel sergi, Galeri Argo, Lefkoşa, Güney Kıbrıs


...

HASAN ZEYBEK

Arkadia I, II, III, 2009-2010 150x120cm, Tuval üzerine yağlı boya7 / 20

Hasan Zeybek
Doğum Yeri : Kıbrıs, Lefkoşa
Doğum Tarihi : 1986

1986 yılında Kıbrıs, Lefkoşa da doğdu. İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor.


Eğitim

2009, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Bölümü, Yüksek Lisans programında eğitimine devam etmektedir.
2008, Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, Lisans Eğitimi
2004, Lefkoşa Güzel Sanatlar Lisesi


Seçilmiş Sergiler

2009, Genç Kuşak Sanatçılar Yarışması Başarı Ödülü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, Lefkoşa
2008, "Mezuniyet Sergisi", Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonu, Antalya
2008, "Proje 4 Sergisi", Akdeniz Üniversitesi GSF Sergi Salonu, Antalya
2008, "Baskı Sergisi", Akdeniz Üniversitesi AKM Sergi Salonu, Antalya
2008, "Sultan ve Üzümleri - Sultan and Rosend ", Atölye Çalışmaları Sergisi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya
2007, Büyük Han Resim Sergisi Jüri Özel Ödülü, Vakıflar İdaresi, Lefkoşa
2007, (Kıbrıslırum-Türk), Venedik Bienali Kapsamında, İki Toplumlu 'Memory Box' Yerleştirme Projesi, Lefkoşa
2005, İki Toplumlu Baf Kapısı Duvar Resmi Projesi, British Council, Lefkoşa



..........................................................6

ADALAR BELEDİYESİ'nden NE HABER?


KAMUOYUNA DUYURULUR

Değerli Hemşehrilerimiz,
Bildiğiniz üzere, önceki Belediye yönetimi tarafından Kınalıada ve Burgazadası’nda 2007 yılında ihale edilen bordür ve kaldırım yapım işi, 2008 yılı ortalarında, Büyükada Maden Mahallesi’nde 2008 yılında ihale edilen çalışmalar ise 02 Nisan 2009 tarihinde tamamlanmıştır.

Son günlerde, bazı basın yayın organlarında ve kamuoyunda, söz konusu kaldırım ve yol çalışmaları sonrası mükelleflerden alınması yasal zorunluluk olan yol harcamalarına katılma payı ile ilgili olarak farklı yorumlar yapılmakta olduğu, bunlardan bazılarının gerçekleri yansıtmadığı, bazı haberlerde ise hemşehrilerimizi ve Belediyemizi üzücü ve incitici tarzda ifadeler kullanıldığı görülmektedir...

http://www.adalar.bel.tr/duyurular/kaldirim_payi.asp




...

ADALI KART PROTOKOLÜ İMZALANDI

19 Şubat 2010

Adalar halkının yaşamını kolaylaştırmak, daha iyi hizmet sunabilmek ve adalar’da ikamet eden adalıları doğrudan avantajlı kılabilmek amacıyla Yenal Koçak’ın önderliğinde başlatılan ADALI KART uygulamasının protokolü imzalandı.

Alışverişte ve belediye halk plajlarında indirimden, adalar arası ücretsiz ulaşıma, bilim, sanat, kültür ve eğitime kadar birçok alanda avantaj sağlayacak, ADALI KART’ın protokolü Şubat Ayı Meclis Toplantısı’nda oy çokluğuyla kabul edildi. 19 Şubat Cuma günü yapılan Protokol imza törenine, Belediye Meclis Üyeleri, Başkan Yardımcıları, Belediye personeli ve EAS (Elektronik Akıllı Sistemler) ELEKTRONİK SANAYİ ve TİCARET A.Ş. Yetkilileri katıldı.

Adalar Belediyesi Meclis Toplantı Salonu’nda düzenlenen törende protokol, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ile EAS Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Naim Sungur arasında imzalandı.


...

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr77.asp

HEYBELİADA SANATORYUMU İÇİN BİR ARAYA GELİNDİ

17 Şubat 2010

2005 yılında faaliyetine son verilen Heybeliada Sanatoryumunun binaları ve arazisinin katma değeri yüksek bir yatırım projesi ile değerlendirilmesi için Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfı tarafından, T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı işbirliği ile, ilgili bakanlıklardan, çeşitli uzmanlık alanlarından ve Adalar’dan davetli katılımcıların yer aldığı arayış toplantısı düzenlendi.

Adalar’a Heybeliada Sanatoryumu’nu altyapısı ve binaları ile yeniden kazandıracak verimli ve karlı bir yatırım projesinin gerçekleşmesi için birlikte çaba harcamak, Adalar’ın gelecek vizyonu ile çelişmeyen örnek olacak bir tesisin kurulmasını sağlamak amacıyla, 17 Şubat 2010 Çarşamba günü Heybeliada Halki Palas Otel’de düzenlenen toplantı, “Eski Heybeliada Sanatoryumu Hangi Konsept ile Yatırıma Açılmalı” konulu çalıştay için hazırlık toplantısı niteliğindeydi.

Toplantıya, Adalar Kaymakamı Salih Keser, Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Taha Tosun, Serdar Turaç, Emrah Akar, İlker Öz, Oktay Varlıer, Dr.Murat Yüksel, Ali Öz, Ömer Faruk Berksan, Sevim Çavdarlı, Halim Bulutoğlu, Erol Yazman, Münevver Öztürk, Dursun Özdemir, Kaya Sönmez, Gülşen Erçetin, Ercan Akpolat, Sumru Süslü, Aslı Barışkan, Ali Tokdemir, Yahya Bayrak, Süleyman Durmuş, Teoman Çınar katıldı.

Heybeliada Halki Palas Otelinde gerçekleştirilen toplantı öncesinde Heybeliada Sanatoryumu ve bölge katılımcılar tarafından gezildi ve yerinde incelendi.



...

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr76.asp

OCAK AYINDA TEMELİ ATILAN HEYBELİADA SAĞLIK MERKEZİ NİSAN 2010’DA TAMAMLANACAK

15 Şubat 2010

Adalıların temel sorunlarından biri olan sağlık sorununa öncelikli yaklaşan Adalar Belediyesi, Büyükada’daki 1 No’lu 112 Acil Hizmet İstasyonu’nun ardından Heybeliada’nın da sağlık sorununa da çözüm bulma yolunda somut adımlar atıyor. Adalar Belediyesi ve Maltepe Üniversitesi işbirliğiyle Ocak ayında temeli atılan Heybeliada Sağlık Merkezi’nin yapımına hızla devam ediliyor. Nisan ayında tamamlanması planlanan merkezde, yalnızca mesai günleri ve mesai saatleri arasında hasta muayenesi ile sınırlı hizmetten yararlanabilen Heybeliadalılar Sağlık Merkezi’nin açılmasıyla tüm sağlık hizmetlerinden 24 saat faydalanabilecekler.




...

2010 İSTANBUL EMITT FUAR'INDA ADA ESİNTİLERİ

11 Şubat 2010

Her yıl dünyadan bir çok ülkenin katıldığı Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) 11- 14 Şubat tarihlerinde yapıldı.

TÜYAP Beylikdüzü'nde gerçekleşen fuarda, açılışı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay yaptı. İlk iki gün turizm profesyonellerine, diğer iki gün ise ziyaretçilere açık olan Mısır’ın konuk ülke olarak katıldığı EMITT fuarında, yurtdışından 60 ülkenin yanısıra yurtiçinden de 100’ün üzerinde valilik, belediye ve belde belediyesi yöresel zenginliklerini tanıttı.

2. salonda yerini alan Adalar Belediyesi, gelen ziyaretçilere Adalar hakkında bir çok broşür, dergi, ajanda ve adaların simgesi olan mimozalardan dağıttı. Fuarın ikinci günü, Adalar Belediyesi ve Anadolu Kulübü tarafından düzenlenen kokteylde yerli ve yabancı ülkelerden davet edilen konuklara Adalar hakkında bilgi verildi. Kokteyle Adalar Kaymakamı Salih Keser, Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, İlçe Meclis üyeleri ve çok sayıda ziyaretçi katıldı.




...

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr74.asp

ADALARI GELECEKTE NASIL GÖRMEK İSTİYORUZ?

30 Ocak 2010

1. Stratejik Plan Toplantısı 30 Ocak Cumartesi günü Anadolu Kulübü’nde yapıldı.

Adalar Belediyesi Stratejik Plan Çalışmaları tanıtım toplantısı 30 Ocak Cumartesi günü Anadolu Kulübü’nde Stratejik Plan Ekibi’nin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya Kaymakam Salih Keser, İlçe Emniyet Müdürü Levent Yapraklı, çeşitli üniversitelerden akademisyenler, belediyemiz müdürleri ve Adalılardan oluşan 150’ye yakın kişi katıldı. Münevver Öztürk ve Sevim Çavdarlı’nın yönettiği toplantı, Dr. Mustafa Farsakoğlu’nun konuşmasıyla başladı. Konuşmasında Adaların özel konumuna değinen Farsakoğlu, “Amacımız bir araya gelerek adaları daha güzel bir yere getirmek ve beklentileri kısa, orta, uzun vadede tespit ederek görev tanımı yapmak. Zengin olan insan varlığının birikiminin ve donanımının bir araya gelerek hizmete dönüştürmeyi hedeflediğimiz bu toplantının genel amacı ise düşlediğimiz Adaları hep beraber oluşturmak” dedi. Adaların İstanbul’a bağlı en eski vilayetlerden biri olduğunu belirten Dr. Mustafa Farsakoğlu eğitim, ulaşım ve sağlık sorunlarında yaşanan alt yapı sıkıntısının yarattığı olumsuzlukların altını çizdi. Siyaset ve Kent Bilimci Prof. Dr. Ruşen Keleş ve Mimarlar Odası eski başkanı Oktay Ekinci’nin konuşmacı olarak katıldığı programda, Ruşen Keleş; kentlilik ve kentleşme ve adaların yıllardır tamamlanamayan 1/5000’lik planlarına değinirken, Yerel Yönetimlerin çalışma alanlarından bahsederek toplum yararına çalışmaların ön planda olması gerektiğine vurgu yaptı. İmar planlarının öneminden bahseden Keleş, planlar hazırlanırken dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Mimar Oktay Ekinci ise Adaların mimari yapısına, yıllardır hazırlanamayan koruma amaçlı imar planlarının adalar için önemini anlattı ve Yavaş Şehir projesi içerisinde adaların aday olmasıkonusunda önerisini sunarak konuşmasını sonlandırdı. Ardından Adalar Belediyesi Stratejik Plan çalışmalarını yürüten Münevver Öztürk, 6 aylık detaylı hazırlık aşaması sonrası elde ettiği verileri paylaştı. Hazırlanan sunumda, Belediyenin mali durumundan, GZFD analizine, çalışan kadrosunun sıkıntılarından, beklentilere, güçlü ve zayıf yönlerden, şikayet ve dileklere kadar çok yönlü bilgiler dinleyicilere aktarıldı. Son olarak söz alan Sevim Çavdarlı ise konuşmasına bugünü değil yarını nasıl kuracağız sözüyle başladı. Var olan sorunların gündeme alınması ve nasıl bir çalışma yapılacağı konusunda bilgi veren Çavdarlı önerilerini almak için sözü gelen konuklara verdi. Adaların sağlık, eğitim, ulaşım, gençlik ve çocuk merkezleri gibi belli başlı sorunlarına çözüm önerileri getiren katılımcılar, somut adımlar atılabilecek projelerini paylaştılar.




...

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr72.asp

Video Görüntüleri: http://www.adalar.bel.tr/video_izle/video_hbr72.asp

ŞUBAT AYI MECLIS TOPLANTISI YAPILDI

01 Şubat 2010

Adalar Belediyesi Meclisi'nin, 6. Seçim dönemi 1. Toplantı yılı 2010 Şubat ayı toplantısı, 2 Şubat Pazartesi günü Belediye Hizmet Binası Meclis Toplantı salonunda yapıldı.

Dr. Mustafa Farsakoğlu başkanlığında gerçekleşen toplantıya meclis üyesi Ali Tokdemir dışındaki tüm üyeler katıldı. Meclis üyesi Raffi Hermon Araks'ın Kınalıada Antenler ve Yol Katkı Harcamalarına Katılım Payına yönelik; Bülent Mısırlıoğlu'nun 1/ 5000 revize işlemleri konusunda ve Çöp İhalesiyle ilgili olarak; Müslüm Şahin'in mezarlıklarla ilgili temizlik ve yer sorununa ilişkin soru önergelerinin başkanlık makamına havalesiyle başlayan toplantı altı gündem maddesinin okunmasıyla devam etti. Gündemin üçüncü maddesi gereğince İlçe Satış Komisyonuna Hıdır Uvaçin asil, Ali Tokdemir yedek üye seçildi.

Belediye Meclisi'nin Şubat ayı olağan toplantısının 2. birleşimi 5 Şubat Cuma günü saat 14.00’de yapılması oy birliğiyle kabul edildi.


...

PERVANELERE DOLANAN HALATLAR BÜYÜK TEHLİKE

02 Şubat 2010

Adalar ile anakara ve adaların kendi aralarında yük taşıyan Adalar Belediyesi’ne ait çıkarma gemisinin pervanesine dolanarak motorunu bozan gemi halatları aynı zamanda dalgıç olan Başkan Yardımcısı A. Ercan Akpolat tarafından temizlendi.

Geçmiş dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gemilerin bakım ve onarımı için Adalar Belediyesi’ne yıllık ortalama 2.248.612,58 TL tutarında yardımda bulunuyordu. Ancak 29 Mart yerel seçimlerinin ardından yardımların miktarı düşürüldü.

1 Eylül 2009 tarihinden bu yana ise Adalar Belediyesi, kamu hizmetlerinde kullanılan gemilerin tüm bakım-onarım, yakıt ve personel giderlerini kendi imkânlarıyla karşılamaya çalışıyor.

Gemi halatlarının denizde işi ne?

Çıkarma gemisinin pervanelerine dolanarak çalışmasını engelleyen ve kimler tarafından hangi amaçla denize atıldığı kesin olarak bilinmeyen halatların, İDO’ya ait vapurlarda kullanılan halatlarla taşıdığı büyük benzerlik dikkat çekiyor. Denize atılan uzun halat parçalarından zarar gören tek araçlar çıkarma gemileri değil, Adalar’dan anakaraya hasta taşımada kullanılan tekneler de büyük zarar görüyor.




..........................................................7

Cumhuriyet, 11.2.2010
Oktay Ekinci

Belediyenin ‘stratejik planlama’ çalışmalarında ‘bakımlı ve huzurlu’ bir gelecek hedefleniyor...

Adalar ‘güzel yarınları’ planlıyor


Solda Osmanlı kartpostalı; sağda bugünkü “faytonlu yaşam”...

OSMANLI’DAN BU YANA ‘YAVAŞ ŞEHİR’

Sürekli vapur seferlerinin 1840’larda başladığı; İstanbul’un 1861’de kurulan “ilk” üç belediyesinden biri ve 1867’den beri “güzide ilçesi” olan Adalar, son yıllarda dünyada yaygınlaşan “Yavaş Şehir” hareketinin tüm hedeflerini barındırıyor...

İstanbul’un kuşatıldığı günlerde, fetihten bir buçuk ay önce Osmanlı’ya geçen; kuşaktan kuşağa şiirlerle, şarkılarla, sevdalarla kucakladığımız “Adalar” içinAtaol Behramoğlu diyor ki; “Kars’taki akşam güneşiyle Büyükada’da ‘Principo’dan izlediğim gün batımları arasında, benim düşlerimde, kimliğimin derinliklerinde bir yakınlık olduğunu duyumsuyorum..” (Benim Prens Adalarım-Heyamola Yayınları)

Hemşerim ne güzel anlatmış...

Evliya Çelebi’nin daha 17. yüzyılda “mamur ve bakımlı” deyip “abı-hayat gibi suyu ve gönül açıcı bağları vardır” diye eklediği; Atatürk’ün “artık Latin harfleriyle okuyup yazacağımız”ı ilan ettiği günün akşamı o “mutlu” devrimini kutladığı Adalar, herkesi öylesine sarıp sarmalar ki tarihçiHammer’in 19. yüzyılda “Evliya Adaları” demesi de işte o eşsiz “insan ve doğa” buluşmasının ürünüdür...

Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada ve Kaşıkadası, yerleşme dokularındaki bu kültür zenginliğinden ötürü “tümüyle sit” alanıdır; 1700 “tescilli” tarihsel mimarlık örneğinin yanı sıra 650 kadar da “tescil bekleyen” özgün yapısıyla, nüfusuna ve büyüklüğüne oranla “en fazla kültür mirası”nı barındıran ilçemizi oluştururlar. Tavşanadası, Sedef, Yassıada ve Sivriada da bu ilçemizin bakir “ada”larıdır...

Adalar, Osmanlı’nın o denli “himaye”sindeydi ki 1861’de Beyoğlu ve Kadıköy’den sonra İstanbul’un “üçüncü” belediyesiydi. 1867’de “ilçe” olduğunda da“düzenli vapur seferleri” 20 yıldır yapılıyordu...

Şimdi ise bir ankete göre Adalıların en önemli sorunu “ulaşım”; çünkü 160 yıllık “vapur” hizmeti giderek “azaltılıyor”!.. kültür zenginliğiyle bütünleşmiş bir ulaşım uygarlığı, yerini “motor”lara bırakıyor!

Büyükşehir belediyesi yönetiminin bu akıl almaz aymazlığına, son günlerdeki “Adalar Müzesi” hazırlığında yaşanan “gerilim” de eklendi. Büyükşehirin 2005’te Adalar Belediyesi’ne “müze” için verdiği binanın, şimdi “geri alınmak istendi”ği söyleniyor!

1890’larda 20’yi bulan okul sayısının bile bugün -birisi “binasız”- 5’e indiğini belirten Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ise her bir m2’sinin özenle imar görmesi gereken ilçesinin, 1956’dan beri “plansız” bırakıldığını söylüyor.

Düşünün, onca tarihî binaya ve sit uygulamalarına rağmen yasanın “üç yılda yapılması”nı öngördüğü “Koruma Amaçlı İmar Planı” neredeyse yarım yüzyıldır ortada yok! Bu “rekor gecikme”nin temelinde, “inşaata sevdalı” siyasetlerin yattığı emlak rantı düşkünlerinin özellikle “plansızlık” ortamını yeğlemeleri olduğu biliniyor..

GELECEĞİN GÜVENCELERİ

Adalar’ı böylesi sorunlarla devralan CHP’li Belediye Başkanı Farsakoğlu, bir yandan büyükşehirdeki “siyasi soğukluk”tan kaynaklanan ulaşım ve altyapı sorunlarını göğüslemeye çalışırken bir yandan da ilçenin yarınlarını güvenceye alacak “stratejik planlama”ya ağırlık veriyor; çünkü Adalar’ın geleceğini“kurumsal güvence”lere bağlamak, giderek “yaşamsal zorunluluk” haline geliyor..

Bu nedenle planlamanın “öncelik”lerini tartışmak için 30 Ocak’ta düzenlenen “bilgilendirme ve danışma” toplantısının “mekân”ı da çok anlamlıydı. 1906’da İngilizlerin Büyükada’da kurdukları “Principo Yacht Club”ın Cumhuriyetten sonra Atatürk’ün talimatıyla “Anadolu Kulübü”e dönüşen tarihî binasında, Adaların “ulusal bir miras” olarak yaşatılmasının “yol haritası” konuşuldu...

Başkan Farsakoğlu, bunu sadece “yerel yönetim” sorumluluğuyla değil, ilçenin sahip olduğu zenginliklere karşı tarihsel bir “kamu görevi” olarak da önemsediklerinin altını çizdi. Konuk konuşmacılarından Prof. Dr. Ruşen Keleş ise planlamayla birlikte siyasal tercihlerin de amaç ve yöntemlerin eşgüdümüyle“aynı anayol”un benimsenerek belirlenmesi gerektiğini vurguladı...

Çalışmanın emektarları Münevver Öztürk ile Sevim Çandarlı’nın sundukları stratejik plan için “Adaları Gelecekte Nasıl Görmek İstiyoruz?” sorusu özetle şöyle yanıtlanıyordu: “Tarihî, kültürel ve doğal dokunun özenle korunduğu, geliştirildiği, insanca yaşamın tüm gereksinimlerinin karşılandığı, gelecek kuşaklara bırakılacak miras;. herkesin yaşamak için özlem duyduğu; her adanın özgün kimliği ile zenginlik sunduğu, bakımlı ve huzurlu yerleşim yeri; sanat ve tasarım ağırlıklı eğitimin merkezi...”

Peki, bütün bu heyecan verici hedeflere nasıl ulaşılabilir?

Adalar için gerekirse özel bir yasayla, öncelikle “restorasyon”un esas bir imar ve denetim düzeninin sağlanması; “Adalar Konseyi” ile demok-ratik karar süreçlerinin kurumsallaşması; büyükşehirin görevi olan ulaşım ve altyapı hizmetlerinin güvencelere bağlanması; belediyenin kış nüfusuna göre değil, yaz nüfusuna göre ve yılda 3 milyonu aşan turistik ziyareti de gözeten kaynaklara kavuşturulması.. gibi önerileri konuştuk.

Özellikle “bakımlı, huzurlu, kimlikli yerleşim” hedefi için de İtalya’da başlayan ve ülkemizden Seferihisar’ın önderlik ettiği “Yavaş Şehir” hareketine, Adalar’ın ne denli yakıştığını da anımsatma fırsatı bulduk...

Bakalım bütün bu değerlendirmeler, İstanbul’un Stratejik Planlama Hedefleri’nde de gözetilecek mi; Avrupa Kültür Başkenti’ni yönetenler, kentin kültür hazinesine karşı siyasi umarsızlıktan kurtulabilecekler mi?

24 Şubat 2010 Çarşamba

ADALAR POSTASI-2379: eh! gözleriniz 1 aydır 1 hayli dinlenmiştir değil mi? öyleyse 30 mektup birden; eyvah! pişman olacak şimdi 4 gözle bekleyenler...

Büyükada'da, 23.7.1931.
CHF (Cumhuriyet Halk Fırkası) Hüseyin Ağa Ocağı azalarının Hotel Etranjer'in terasındaki yemekli toplantısından bir anı fotoğrafı.


http://urun.gittigidiyor.com/FOTOGRAF-BUYUKADA-OTEL-ETRANJER-CHP-COK-NADIR_W0QQidZZ23794491


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

5 Eylül 1898 Pazartesi günlü Adalar Kaymakamı Rüşdü Bey'in harcırahıyla ilgili tahrirat ve Rusya'nın Dersaadet Konsolosu Mösyö Alexi'nin Büyükada'da mutasarrıf olduğu emlaka dair Sadaret tezkiresinin gönderildiğini mübeyyin Şehremaneti'nin iki kıt'a tezkiresinin takdim edildiğine dair...



* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Büyükada'da fırtına, 2010.
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio.



* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

24 Şubat 2010 Çarşamba
Büyükada'da HAVA DURUMU*

Sağanak yağışlı
8/14ºC
% 59-83 nem
Lodos, G 15km/sa

Gündoğuşu 06:46... Günbatışı 17:49

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca


* * *
Cicely Mary Barker, Colt's-Foot Fairy.



* * *

1- Avni Kurtuldu: "CHP Adalar nereye koşuyor?"

2- Belgin Yüksel: "Benim bir ricam olacaktı, Belediye'nin bu karlı günlerde bir hizmeti olabilir mi?

3- Avedis Hilkat: "Kınalıada'dan hayvanseverlere acil çağrı!!!"

4- Ali: "İDO'nun deniz otobüsüne koyduğu televizyonlarında hâlâ sadece Kanal 24'e izin veriyorlar. Bunun için birşey yapamaz mıyız? Kimse şikâyetçi değil mi bu durumdan?"

5- Statis Arvanitis: "Madam Ortans'tan sonra büyük iki farklı katlı pastahane vardı. Bunun sahipleri iki kızdı, devamlı kısa kol giyen biraz şişman hanımlardı isimlerini hatırlamıyorum..."

6- Statis Arvanitis: "Bak bir yaşlı Büyükadalı kadim buldum ve o pastahaneci Matmazeler için bana bilgi verdi. Bu büyük pastahanenin adı Ankara Pastahanesi'ydi. Sahipleri sana yazdığım gibi hayatında evlenmemiş iki hanımdı. Birisinin ismi Aristi, ikincisinin ismi Eleni..."

7- Hikmet Eliz: "Başbakanımız çok iyi bir demagoji ustası! Geçmişte çalıştığı Tekel'de grev eyleminde bulunan bir işçi, şu andaki Tekel emekçilerinin hak arayışını anlamıyor ve sorunu çözemiyorsa Başbakan da olsa bana göre BAŞBAKAN’dan başka bir şey olamaz..."

8- Engin Damcı: "Ada yol ve kaldırımlarıyla da SİT kapsamı içindedir. Kaldırım korsanları tarafından yapılanlarının sökülerek eski hallerine getirilmesi ibret-i âlem, ibret-i müessire olması ve de korunması gerekli mimariye riayet edilmesini gerektirirken; kaldırım korsanlarının gayr-ı meşru kaçak kaldırımlarına nasıl bir resmi ve hukuki değer biçilerek, ada sekenesi üzerine yol vergisi salınacağı mucib-i merak olmuşdur..."

9- Arif Çağlar: "Hatırladığım kadarıyla biz bu belediyeyi eski belediye yönetimlerinden farklı olarak Adalar’da emlak v.s. rantı üzerinde oynamak yerine böylesi güzellikler geliştirsin diye seçtik. Hatırlamakta ve hatırlamakta yarar var. Özellikle hayvan sevenler, kişisel çaba ve dernekleriyle öncülük etsinler, birlikte de çalışırız, destek de veriririz. Çöp rezaletinden ve çöp yerine konularak ilaçlamadan kurtulmak isteyen diğer Adalılar da katılabilir tabii, katılsınlar lütfen. Bu konularda doğru çözüme ulaşmak için bir şeyler yapalım..."

10- Engin Damcı: "Adalar Kent Konseyi'nin muhtaç durumdan çıkarılmasıyla çalışma ve baskı gruplarının daha özgür daha kendinden emin çalışmalarına matuf olmak üzeredir. Bu itibarla da Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetinde bulunan Büyükada Kadıyoran’daki eski tarihi Türk Mektebi’ni (taş mekteb) tahsisen Büyükşehir Belediyesi’nden taleb etme kararı alınmışdır..."

11- Rezan Peya Gökçen: "Avrupa'nın en eski üniversitesi... İstanbul'da Magnaura Sarayı..."

12- Avedis Hilkat: "Adaları gelecekte nasıl görmek istiyoruz?"

13- Handan Yalvaç Kaplan: "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden Adalar Müzesi, “1.Viyola ve Oda Müziği Ustalık Kursu”na Büyükada Adaevi’nde ev sahipliği yapıyor..."

14- Engin Damci: "Tarihte o gün... Tesbit ve tahrir eden Evliya Çelebi merhum... Mevzu: Meyva Ağaçları Aşıcıları Esnafı..."

15- Statis Arvanitis: "24 Ocak 2010 Pazar günün Atina'da Paleon Faliron Belediyesi salonunda Büyükadalılar Derneği'nin yılbaşı pidesi töreni yapıldı. Yılbaşı pidesi başkan Perikli Pashalidis ve Paleon Faliron Belediye Başkanı tarafından kesildi..."

16- Adalar Müzesi: "Adalar Müzesi çalışmalarına başlamamızdan ve belirli aşamaya gelmemizden sonra, özellikle, müzenin yerleşeceği binanın sahipliği ekseninde söylentiler, yayınlar başlamıştı. Bunlardan yerel olan ve yanıtlamaya bile gerek görmediğimiz kadar temelsiz olan iki tanesinden sonra, 4 Şubat günlü Sabah gazetesinde, yine temelsiz, ne yazık ki üzücü bir "haber" çıktı. Bunun üzerine hem tüm söylentilerle ilgili olarak hem de bu "haber"le ilgili olarak bir basın açıklaması yapmak gerekti. Bu açıklamayı sizlerle de paylaşmak istiyoruz..."

17- Bülent Mısırlıoğlu: "Adalar Müze Projesi Çıkmazı..."

18- Serhat Baysan: "Adalar Müzesi'nde neler oluyor..."

19- Osman Yılmaz: "Polisin, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na göre durdurma ve kimlik sorma yetkisi vardır 
ancak durdurulan vatandaşın da yasada yer alan hakları vardır... O zaman belki şu soğuk kış günlerinde iskelede durdurulduğumuzu daha ayrıntılı öğrenebiliriz..."

20- Avedis Hilkat: "Bir Adalar Müzesi Gerçeği..."

21- Büyükada Postası: "Sayın Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu'na açık mektup..."

22- Handan Yalvaç Kaplan: "Gelişmelerden haberdar etmek üzere ek'li gazeteleri bilginize sunuyorum..."

23- Avedis Hilkat: "Malumunuz geçmekte olan bugünlerde ADALAR MÜZESİ'yle ilgili basında çeşitli görüşler, duyumlar, aslı astarı olmayan haberler gündem oluşturmakta bu da Biz Adaseverleri derinden üzmektedir..."

24- Arif Kızıldağ: "Ruhban Okulu'nda Önemli Adımlar..."

25- Adalar Müzesi: "Adalar Müzesi çalışmaları için yapacağımız 5. bilgilendirme toplantısı, 21 Şubat Pazar saat 13.00-15.00 arasında, Büyükada'da Adaevi'nde yapılacaktır.

Müze kuruluş çalışmasında gelinen aşamayı, özellikle son bir aydır bu konu çevresinde oluşan söylentileri değerlendirmek ve Adalar Müzesi hakkında öğrenmek, anımsamak istediğiniz her türlü bilgiyi, doğrudan çalışma içinde bulunan görevli arkadaşlarımızdan sorabilmeniz için yapılan toplantıya katılmanız dileğiyle..."




26- Yavuz Baydar: "Bir Adalar Hikâyesi..."

27- Avedis Hilkat: "Türkkızılayı Adalar Şubesi Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldı...

28- Feride Özmat: "Adalar Postamıza kavuştuğumuza inanın çok sevindim..."

29- Statis Arvanitis: "Çok üzüldüm ADALAR POSTASI için günlerdir Fıstık Ahmet'e ve Taylan Karaduman'a yazdim... Şimdi sevindim vallahi görünce..."

30- Talin Etyemez: "Özlemle bekliyorum günlerdir. ADALAR POSTASI'na ne kadar alışmış olduğumu böylece fark ettim. Necefli maşrapayı kutusuna koyup kaldıralım rafa. Tekrar hep birlikte olmak dileğiyle..."

ADALAR POSTASI'nın 2379. sayısında...

)O(



..........................................................1

From: AVNİ KURTULDU
Subject: CHP Adalar ilçesi nereye koşuyor ?
Date: January 25, 2010 1:18:52 AM GMT+02:00
To: adalarpostasi@gmail.com


CHP Adalar nereye koşuyor?

Bildiğiniz gibi 29 Mart 2009 yerel seçimlerini bıçak sırtı bir neticeyle Adalar ilçesinde CHP kazanmıştı. 25 yıl sonra gelen bu başarı, hiç şüphesiz yönetimiyle, üyesiyle örgütünün birlik ve beraberlik içinde verdiği mücadelenin eseridir. Bazı istisnai düşünceler dışında, başarı kolektif çalışmanın ürünüydü. Fakat bazı müstesna kişiler bu başarının çoğunun hatta tamamının kendilerine ait olduğunu beyan etmekten hicap duymamıştır. Siyasette başarı önce parti bayrağı, programı sonra üyelerin yıllara dağılan emeği ve birikimiyle gelir. Siyasette kişiye endeksli başarı olmaz. Böyle zannetmek en azından emeğe saygısızlıktır. Hele de programı emek eksenine oturmuş bir partide!

Kişiye endeksli başarı ancak güzellik yarışmalarında olur. Tabii orada da güzel olmak lazım. Ancak sadece yüz güzelliği yetmez, kafanızın da güzel olması lazım. ''Ben tek başıma bu işi götürdüm,'' derseniz size de ' KAFASI GÜZEL ' derler. Neyse şerefe diyerek biz konumuza devam edelim.

Adalar ilçesinde CHP iktidarı büyük sancılarla dokuz ayı tamamladı. Sancı ve dokuz ay sözcükleri yan yana gelince aklınıza hemen doğum geliyor değil mi? ''Neyiniz oldu? '' diye soruyorsunuz. Ötekileştirme, dışlama, sevgisizlik, vefasızlık, emeğe saygısızlık, parti programını ve tüzüğünü tanımazlıkla geçen dokuz aylık iktidar sonucunda olması gereken oldu ve bir eritroblastosis fetalis (kan uyuşmazlığı olan) çocuğumuz oldu.

Bu durum CHP Adalar ilçe delege seçimleri sürecinde tüm çıplaklığıyla ortalığa saçılmıştır. İktidar sarhoşu yöneticiler delege hakimiyeti oluşturmak adına parti tüzüğünü ve siyasi etiği ayaklar altına almaktan çekinmemişlerdir. Sarhoşluğa vermek lazım. Ne de olsa şişede durduğu gibi durmuyor. Önemli olan ayıldıklarında iş işten geçmiş olmasın!

Peki neler oldu delege seçimlerinde?

İstanbul'da sadece Adalar ilçesinde istisnasız olarak tüm mahallelerde delege seçimi için sandık konulmuştur. Bir tek üyenin bile oy kullanmasıyla ilgili önüne engel koyulmamıştır. Aylar öncesinden üye listeleri eksiksiz olarak ilan edilmiştir. Parti içi demokrasi adına Türkiye'ye örnek olmayı düşlerken, yapılanlar sonunda düştüğümüz durum yurdum insanının henüz bazı şeylere hazır olmadığını göstermiştir.

SPK ve CHP tüzüğüne göre oy kullanan kişiler resmi bir belgeyle kimliğini ispatlamak zorundadır. Ancak hazirun cetveli incelendiğinde seçim günü Ada'da olmadığı halde seçimde oy kullanmış ve hazirunda isminin karşısı imzalanmış kişilere rastlanmıştır. Mükerrer imzalar tespit edilmiştir. Yine tüzüğe göre üyeler ancak ikametgahının bulunduğu mahalleden delege seçilebilirler. Ancak Adalar ilçesiyle ilişkisi sadece yaz aylarında sahilde simitçilik yapmak olan kişiler, yine Adalar ilçesiyle hiçbir bağı olmayan ve ikametgahları Ümraniye ya da Tokat olan üyelerin (!) desteğiyle delege seçilmişlerdir. Sonuç olarak Adalar’ın siyasi geleceği ithal üyelerin iradesiyle belirlenmiştir. (Yaklaşık olarak %30) Yapılan itirazlar neticesinde beş kişinin delegeliği düşürülmüştür. Ancak sahte imza ve hayalet üye itirazları itibar görmemiştir. Yine tüzük gereği ilçe kongresine katılacak mahalle delege sayısı 50'den az olamaz. Ancak düşen delegelikler yüzünden ilçe kongresi 45 delegeyle yapılmıştır. Tüzük bir kez daha delinmiştir.

Tüm bu gelişmelerin neticesinde Adalar CHP ilçe yönetim kurulu oybirliği yle aldığı karar sonunda İl yönetiminden aldığı görevi tekrar İl yönetimine teslim etmiştir.

Gelelim yazımızın başlığındaki soruya 'CHP Adalar'da nereye koşuyor? '

Adalar küçük ve etrafı denizle çevrili. Koştuk koştuk maalesef başladığımız noktaya geldik. 'Boşa Koşmak' diye bir deyim vardır, bu duruma cuk oturuyor.

Yazıma son verirken herkesi sevgiyle kucaklıyorum. İnsan sevgisi olmadan hiçbir yere varılamayacağını şairin şu sözleriyle hatırlatıyorum:

'' İNSANLARI SEVMEK BÜYÜK HÜNER, İNSANLARLA BERABER.'' 

Avni KURTULDU



..........................................................2

From: BELGİN YÜKSEL
Subject: RİCA
Date: January 25, 2010 11:55:50 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


MERHABALAR,

AYNI MAİLİ ADALAR BELEDİYESİ’NİN MAİL ADRESİNE DE GÖNDERDİM AMA ULAŞIP ULAŞMADIĞINDAN EMİN OLAMADIĞIM İÇİN BİR NEBZE BELKİ BURADAN DA SESİMİ DUYURABİLİRİM DİYE BU MAİLİ GÖNDERİYORUM.

BENİM BİR RİCAM OLACAKTI,

BELEDİYE’NİN BU KARLI GÜNLERDE BİR HİZMETİ OLABİLİR Mİ?

ADA’DA UZAK MESAFELERE ÖRNEĞİN; TEPEKÖY, NİZAM, MADEN GİBİ UZAK OLAN YERLERE EN AZINDAN EKMEK SERVİSİ YAPILABİLİR Mİ? YA DA FIRINCILARLA GÖRÜŞÜLÜP FIRINCILARDAN BÖYLE BİR HİZMET YAPMALARI İSTENEBİLİR Mİ? İNANIN BİZ BUGÜN TEPEKÖY’DEN İNMEYE KALKTIK. YARIM SAATTE AŞAĞIYA ULAŞABİLDİK. HER YER BUZ TUTMUŞ.YAŞLI İNSANLAR,YÜRÜMEKTE ZORLANAN İNSANLAR, BİR EKMEK İÇİN SADECE AŞAĞIYA İNECEK OLAN İNSANLAR İÇİN BÖYLE BİR UYGULAMA YAPILABİLİR Mİ?

KONUYLA İLGİLİ DEĞERLİ YARDIMLARINIZI RİCA EDERİM.

İYİ ÇALIŞMALAR,


ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş.
BİREYSEL HAYAT SİGORTALARI MÜDÜRLÜĞÜ
BELGİN YÜKSEL
SERVİS YETKİLİSİ



..........................................................3

From: AVEDİS HİLKAT
Subject: KINALIADA- ADALARDA KEDİ KÖPEK DOSTLARIMIZ AÇ
Date: January 25, 2010 12:20:57 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


KINALIADA’DAN HAYVAN SEVERLERE ACİL ÇAĞRI!!!

Kınalıada’dan yükselen bu sese duyarlı olalım! 24 Ocak 2010 Pazar günü saat 10:30, ortalıkta hiç kimseler yok, Kınalıada kaderine terkedilmiş, Ada’da sanki salgın hastalık kol gezmekte! Yazın nüfusun 18.000 kişiyi geçtiği bu belde, kışın yaptığım tespitle maalesef 280 kişi zorunlu olarak Kınalıada’da ikamet etmekte, bunların çoğunluğu gelir düzeyi düşük vatandaşlarımız, 5 sınıflı Kınalıada İlkokulu'nda toplam 28 örgenci tedrisat görmekte, hiçbir sosyal aktivitenin yapılmadığı Kınalıada’da insanlar sadece 2 kahvehanede toplanmakta ve zaman öldürmekle meşguller. Öte yandan Ada’da yaşayan köpek ve kedi dostlarımız açlıkla mücadele etmekte, bir lokma yiyecek için birbirini parçalamakta, hiyerarşik düzen içinde güçlülerin ancak ayakta durduğu bu ortamda biz hayvanseverlere çok iş düşüyor. Adalı olan olmayan vatandaşlarımızın hiç olmazsa karakışın sert geçtigi bu günlerde ADALAR’da yaşayan kaderine terk edilmiş bu hayvanlara sahip çıkmasının bir insanlık görevi olduğunun bilinmesi gerekir. Diğer taraftan Adalar Belediyesi’nin Kınalıada’da yürüttüğü hayvanları kısırlaştırma çalışmaları yerinde olup varolan hayvan dostlarımızın açlık sorunlarına ivedi çözüm bulunması gerekmektedir. Burada komşu belediyelerle diyaloğa geçilip en azından lokanta yiyecek atıkları, Heybeliada’da bulunan Askeriye’den yiyecek atıklarının toplanıp tekmil Adalar’da yaşayan hayvanlara dağıtılması yerinde olacaktır. Sivil Toplum Örgütleri’ni duyarlı olmaya çağıran Adalılar, yazılı basının da ADALAR’dan yükselen bu sese UMUT olmasını istediler.

Avedis Hilkat

Kınalıada- İstanbul

İrtibat: 05323128000







..........................................................4

From: ALİ
Subject: IDO ve Kanal 24 zulmune devam
Date: January 25, 2010 8:15:32 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Merhaba arkadaşlar,

Ada'ya gitmek için vapuru kullanan arada karşıya geçerken de İDO'nun deniz otobüslerini kullanan biriyim.

İDO'nun deniz otobüsüne koyduğu televizyonlarında hâlâ sadece Kanal 24'e izin veriyorlar.

Gecen sene Mehmet Ali Erbil haberlere çıkıp yakınmıştı.

Bu durum değişmedi. Aylardır hâlâ böyle.

Bunun için birşey yapamaz mıyız? Kimse şikâyetçi değil mi bu durumdan?

İyi akşamlar,

Ali



..........................................................5

From: STATİS ARVANİTİS
Subject: FW: ADALAR POSTASI-2372: matmazeller'in pastahanesi'nde...
Date: January 26, 2010 7:35:19 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Sayın Büyükadalı arkadaşım Emine Çiğdem hanım,

Sizi asla unutmadım ve size şimdi gönderdiğim cevap bu Matmazeler hakkında,

1950 yıllarına kadar tam Ankara Palas köşesinde bir dükkân vardı o dükkân o senelerde oyuncak, kalay dökme askerler, çikolata ve kırtasiye malzemeleri satardı. Bu dükkânın sahipleri 'Matmazeller' adıyla anılan 3 kız vardı. Birisinin adi Thalia, ikincisi Lili, üçüncüsü Efimia ve bu dükkânı sonra Andon ve Tanas Razis adında iki erkek kardeşe satıldı ve bu dükkân aşağı yukarı 1964'e kadar bu gençler tarafından işletildi. Bu dükkân 'Matmazel' isminden sonra 'Erkekler' diye anılıyordu.

Bunlar yalnız yaz süresinde dükkânı açarlardı ve oyuncaktan ve öteki şeylerden başka gazete, dergi ve makine İtalyan dondurması satarlardı. Bunlar 1964 sonra Atina'ya göç ettiler ve ünlü bir meydanda Fokionos Negri meydanında Prigkipos adinda bir piyano restoran açtılar, çok sene sonra iki kardeş ortaklığı kestiler ve bir kardeş Andonis ölünceye kadar Atina'nın en pahali restoranlarindan birini gerofinikas restoranin sahibisiydi ve bu restoran Atina'nın en pahalı ve aristokratik Kolonaki meydanındaydı.

Öteki kardeş Tanas, eski Prinkipos adlı olan restoranı kapattı, Fokionos Negri meydaninda ve o yerde başta kuru poğaça ve peynir pidesi satan bir dükkân açtı ve onu gene kapatarak 1985 yılarında bir video satan ve kira veren şirket açtı ve aşağı yukarı 2000 yılına ölümüne kadar onu işletti.

Büyükada'da bu köşedeki dükkânın yanında iskele tarafında bir pastahane vardı. Bu pastahane Ermeni bir hanımındı ve adı Madam Ortansti, orada senelerce küçükk yaştayken Büyükada'nın ünlü fırıncısı Niko Mundis çalıştı.

Madam Ortans, çirkin bir Ermeni hanımdı ve devamlı yüzünü ve dudaklarını çok çok boyayla kaplardı. Niko Mundis son senelerde onun yengesiyle evlendi. Niko'nun rahmetli eşi Ermeni'ydi ve Madam Ortans onun teyzesiydi ve ismi Vartui Mundi'sti.

Madam Ortans'tan sonra büyük iki farklı katlı pastahane vardı. Bunun sahipleri iki kızdı, devamlı kısa kol

giyen biraz şişman hanımlardı isimlerini hatırlamıyorum.

Bu pastahanenin içinde iki büyük garson giyimli zenci heykeli bulunuyordu. Ve bu pastahaneden sonra köşede bir fotoğrafçı dükkânı bulunuyordu eski yıllarda.

Başka yorum ve not bulursam sana göndereceğim Emine merak etme.

Senden bu yazdıklarımı güzel Türkçe ile yazmanı isterim ve bu bilgileri sonra güzel yazdığın Türkçe'yle isteyen adama aktarmani isterim.

Seni ve aileni saygiyla selamlarım ve bugünlerde Büyükadalılar'ın ve Heybeliadalılar'ın

Atina'daki derneklerinde, pide kesme töreni fotoğraflarını size göndereceğim, bu üstteki bilgilerin bazılarını tarihçi ortopedi doktoru akilas milas'la konuştuktan sonra yazdım.

Büyükadalı Statis Arvanitis.



..........................................................6

From: STATİS ARVANİTİS
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2372: matmazeller'in pastahanesi'nde...
Date: January 26, 2010 7:48:31 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Sayın Büyükadalı arkadaşım Emine Çiğdem hanım,

Bak bir yaşlı Büyükadalı kadim buldum ve o pastahaneci Matmazeler için bana bilgi verdi. Bu büyük pastahanenin adı Ankara Pastahanesi'ydi. Sahipleri sana yazdığım gibi hayatında evlenmemis iki hanımdı. Birisinin ismi Aristi ikincisinin ismi Eleni.

İkiside şismandı ama Eleni kısa boylu ve yaz kış kısa kollu elbiselerle dolaşan hanımdı ötekisi Aristi daha güzel normal boylu ve çok ciddi bir hanımdı.

Seni ve aileni saygıyla selamlarım,

Büyükadalı Statis Arvanitis.



..........................................................7

From: HİKMET ELİZ
Subject: Tekel işçileri için
Date: January 26, 2010 11:54:16 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Sn. DENİZ SOM,

“Milletin bize teslim ettiği kasayı soydurmayız,”

Bu sözleri söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sorulması gereken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde CHP İstanbul İl Başkanı rahmetli Mehmet Bölük’ün yargıya taşıdığı Albayrak, Akbil, bilboard, İGDAŞ yolsuzluklarıyla ilgili davalarda kendisiyle birlikte şu anda AKP milletvekili olan 10 memuru sanık olarak yargılanıp ceza almadılar mı? O dönemlerde elma mı soymuşlar? Milletin emanet ettiği kasada ki değerler dahil yoktan var edilen ulusal değerlerimiz Tekel, Türk Telekom, Sümerbank, Petkim, Seka, madenlerimiz, topraklarımız, şeker fabrikalarımızı babalar gibi satmadınız mı? Bu değerler Türk halkının değil mi? Şu anda da halkımızı uyguladığınız zamlarla soymuyor musunuz?

Başbakanımız çok iyi bir demagoji ustası! Geçmişte çalıştığı Tekel'de grev eyleminde bulunan bir işçi, şu andaki Tekel emekçilerinin hak arayışını anlamıyor ve sorunu çözemiyorsa Başbakan da olsa bana göre BAŞBAKAN’dan başka bir şey olamaz.

Hikmet Eliz

Hacı Necip Bey Sok. No:19 Büyükada



..........................................................8

From: ENGİN DAMCI
Subject: KALDIRMAK
Date: January 27, 2010 4:18:49 PM GMT+02:00
To: ADALAR POSTASI adalar.postasi@gmail.com


MÜCAZAT


Sabah vapura giderken gözüme çarpan, eski bir evin taş olan bina eteğinin (subasmanı) tamamen zemine gömülmekten maada ahşap cephe kaplamalarının da kaldırımın içine gark olmuş hazin hali, aklıma Büyükşehir Belediyesi’nin şüyu’ vukuundan beter diye tavsif edilen cezalandırma (mücazat) niyetini getirdi.

Geçmişten kalan muntazam ve kendine özgü kaldırımlar gitmiş, son yirmi beş senenin nevzuhur müntehiz ve müntehib diyebileceğimiz kaldırım korsanlarının yaptıkları batık, çıkık, doğru bir tarafı olmayan münharif yol ve kaldırımlarına bir kere daha ibretle baktım. Bunun üzerine, AKP’nin Adalar’a ceza kesecek olmasına gönülden olmasa bile hamd ü sena eyledim desem… Yeridir!

Adalar’ın yirmi beş yıllık belediyecilik döneminde; o devrin sorumlu kabul edilebilecek sorumsuzları, 'bedevinin zihniyeti, yağı bol bulduğunda ne yaptırıyorsa' ona benzer şekilde bu defa bol buldukları petrol yağından mamul asfaltı, Adalar’ın sokaklarına döktükçe döktüler, sürdükçe sürdüler… Önemli bir iş yapıyorlarmış gibi de tatmin yaşıyorlardı… “Çemişler!”

Bizzat sormuşluğumuz vardır;

— Bu yapılan yanlış, niçin alt yapıyı hazırlamadan döküyorsunuz; niçin acele ediyorsunuz? Yanlış oluyor!

Dediğimizde;

Asfaltın bedava verildiğini söylerlerdi…

Bunlara bedava diye verilen asfalttan birilerinin ne götürdüğü ise gerek Büyükşehir Belediyesi açıklarından, gerekse Adalar Belediyesi borçlarından anlaşılmakta!

Geçmişin kepazeliğiyle inkıraz bularak adeta yaşarken batmış bina eşikleri, kapı girişleri, yok olan subasmanlar, tarihi binaların mahvolmuş bağçe girişleri, daha neler neler… Bunları tefekkür ederken artık Adalar’ın seçim sonuçlarına göre AKP’nin mücazaat edeceğini düşünerek sevindim. Öyle ya! Artık bedava asfalt yok! Olmadığına olamayacağına göre de yollarımız kaldırımlarımız bilvesile binalarımızın kapıları, pencereleri, dükkânlarımızın girişleri kurtulmuş oluyor. Ada binaları yaşarken gömülmekten kurtuluyor diye düşünürken… Ortalık yeni bir haberle dalgalanmaya başladı. Efendim, “Farsakoğlu evlerden kaldırım parası toplayacakmış.” Haydaaa!

Ada yol ve kaldırımlarıyla da SİT kapsamı içindedir. Kaldırım korsanları tarafından yapılanlarının sökülerek eski hallerine getirilmesi ibret-i âlem, ibret-i müessire olması ve de korunması gerekli mimariye riayet edilmesini gerektirirken; kaldırım korsanlarının gayr-ı meşru kaçak kaldırımlarına nasıl bir resmi ve hukuki değer biçilerek, ada sekenesi üzerine yol vergisi salınacağı mucib-i merak olmuşdur.

Engin DAMCI

26 Ocak 2010





..........................................................9

From: ARİF ÇAĞLAR
Subject: Çöp ve ilaçlama meselesi
Date: January 27, 2010 7:08:35 PM GMT+02:00
To: ADALAR POSTASI adalar.postasi@gmail.com


Hayvan Sever Sevmezlere Açık Mektup


Bizim sokakta iki çöp konteyneri var, birinin kapağı yok, diğerinin kapağı kırık, ekteki fotoğraflarda görüldüğü gibi. Elinizde çöp torbasıyla yaklaştığınızda kediler konteynerin üst kenarına diziliyor ve torbayı konteynere atmanızla birlikte konteynerin içine atlayıp çöp torbasını yırtarak içindeki çöpten karın doyurmaya çalışıyor.

Kediler sokaklarımız için bir zenginliktir, söylemeye bile gerek yok. Diğer hayvanlar da bir güzellik, bir zenginlik. Biz bu zenginliği nasıl koruyoruz? Çöp yiyen hayvanlar uyuz oluyor, hasta oluyor, sakatlanıyor, erken ölüyor, ölmeden önceki görünüşleri yürekler acısı. Çöpten beslenen hayvan sadece kediler değil, atlar, inekler, köpekler, martılar, kargalar ve diğer bilumum hayvanat bizim çöpümüzü yiyor. Çöpün içinde neler var neler, hiç saymayayım daha iyi. Hayvanlar açlıktan plastik çöp torbasını bile yiyor.

Öte yandan bakıyorum bir takım hayvan severler sokaklarda, kapı önlerinden kedi köpek besliyor. Pek seçici bir davranış. Sadece kedi, köpek türüne özenle alınmış kemik, et ve yem ikram ediliyor, pekiyi ya sonrası? Sonrasında aynı hayvanlar yine çöp tenekelerinde. Üstelik hayvan sevgisi deyince akla niye sadece kedi, köpek gelir? Anlaşılmaz bir durum. Doğayı, hayvanatı seven canlı türlerinin hepsini sevmez mi? Kirpiler, karıncalar, salyangozlar, fareler hatta tatarcık ve sivrisinekler ve hatta bu sonuncuların bir günde 30 bin tanesini yiyip bitiren yarasalar. Bunlar hayvan değil mi? Bunlar doğa değil mi? “Herkes seçtiği türe yakınlık duysun,” deyip seçicilik meselesini bir yana bırakalım ama hangi tür olursa olsun bu canlıların içinde tehlikeli ve sağlığa zararlı atıklarında bulunduğu çöpümüzle beslenmelerine izin vermemiz anlaşılır bir şey değil doğrusu.

Sorun basit: çöpümüzü atmasını bilmiyoruz. Galvanize saçtan uyduruk ve ucuz şekilde üretilmiş çöp konteynerleri çöp toplamak için yanlış araç. Çöp atmayı kolaylaştıran, kapağı pedalla açılan daha küçük boyda 2 tekerlekli plastik çöp bidonları var, bunlar kullanılabilir. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, Kadıköy Belediyesi bu bidonları kullanıyor. Koyu yeşil renkte, Kadıköy’de her yerde görebilirsiniz. Üstelik bu bidonlar yaz ve kış aylarında değişik sayılarda dağıtılabilir. Çöp atmasını bilmediğimiz gibi çöp toplamasını da bilmiyoruz: Devasa bir çöp kamyonu gereksiz bir gürültü, görüntü ve egzos kirliliği yaratarak, bir de üstelik sokaklarımızdaki ağaç dallarını zedeleyerek çöp topluyor. Üstü açık gezen kamyonetten hiç bahsetmek istemiyorum. Bu kamyonetleri yaz aylarında anlaşmalı olarak pencere ve balkondan çöp atan apartımanların önünde durakladıklarını görebilirsiniz.

Adalar Belediyesi bu sorunları pekala Adalar’a yakışır şekilde çözebilir. İsveç’teki kardeş belediyeye gittikleri zaman buradaki gibi bir rezalet görüdüler mi acaba?

Hayvanlardan bahsederken çöp konusuna nereden geldik? Hayvanlarımızı korumak, sağlıklı bir şekilde korumak için çöp meselesini halletmemiz gerekir.

Sokaklarımızda bahçelere de zarar vererek başıboş dolaşan inek ve atların denetim altına alınması için Belediye’ye yazdığımız dilekçeye bu sorunun 2009 yılının Ekim ayına kadar çözüleceği cevabı gelmişti. Sorun hâlâ çözülemedi. Adalar veterineriyle yaptığım bir konuşmada kendisine çift tırnaklı hayvanların belediye sınırları içinde bulundurulmasının yasak olduğunu söyleyince, kanunda “üretim yapılıyor olması halinde izin verilir” şeklinde bir açık kapı olduğunu söyledi. İyi güzel de üretim yapılan bu hayvanların (taze inek sütü içiliyor v.s.) çöpten beslenmeleri ne oluyor? “Haklısınız,” dedi.

Sivrisinekle mücadele için zehirli ve kanserojen olduğu bilinen, hepsi bir yana doğanın dengesini bozan ilaçlamadan vazgeçilmesi için de bir dilekçe verdik. “İBB ilaçlama yapıyor, biz yapmıyoruz, Sağlık Bakanlığı denetimindedir,” gibi bir yanıt aldık. Geçiştirme laflar. Üstelik sivrisinek meselesi de çöp sorununun halliyle ilgili. İlaçlama yüzünden bahçelerimizin doğal dengesi bozuldu, bırakın bir takım tuhaf mantarların üremesini, ne ateş böceği kaldı, ne kirpi, ne yarasa. Şimdiki orman şefi Adalar’a tayin edildiği zaman ilaçlamayı yasaklayacağını ilan etmişti, hâlâ bekliyoruz.

Bu ve diğer konulardaki dilekçelerimizi ve yazışmalarımızı www.adalarkoruma.org web sayfasında görebilirsiniz.

Eski belediyenin yurttaşı oyalamak ve aldatmak gibi tuhaf bir refleksi vardı. Bu yüzden de son seçimlerde nasibini aldı. Yeni belediye yönetiminin eskisi gibi olmak istemediğini de biliyoruz. Bu nedenle bütün bu konulara yeniden el atmamız gerekiyor. Hayvan severlerin insan severlerden daha yırtıcı, daha militan olduklarını bildiğim için bu açık mektupla onlara seslenmek istiyorum. Birlikte hareket edelim, özellikle çöp ve ilaçlama konusunda belediyemizin doğru yolu bulmasına yardımcı olalım. Ola ki hayvanların sağlığı bahanesiyle çöp ve ilaçlama konusunda içinde bulunduğumuz sağlıktan, estetikten uzak, kısacası bu tahammül fersah durumdan kurtuluruz.

Bu arada şunu da unutmamak gerekir: çift tırnaklı hayvanların belediye sınırları dışına çıkarılması gerekir, evet, ama belediye pekala örnek bir mandıra kurulmasına yardımcı olabilir. Hayvanlar hepimiz için ve özellikle çocuklarımız için büyük bir zenginliktir. Başka yerde ya da başka insanların elinde olsa şu Adalar’a ne botanik bahçeleri, ne örnek mandıralar, ne ata binme yerleri, ne hayvanat bahçeleri kurulur, çocuklara neler gösterilir, neler öğretilir. Belediye çiçeklik, fidanlık kurar, hepimize tohum, fidan satar. Her ilçeye örnek olacak bostanlar kurulur. Bunlar hayal değil, özellikle çiçeklik, fidanlık, bağ ve bostan zaten vardı, hâlâ bir takım izleri var bunların ama belediye bunları yeniden kurabilir, işletebilir, denetleyerek işlettirebilir.

Hatırladığım kadarıyla biz bu belediyeyi eski belediye yönetimlerinden farklı olarak Adalar’da emlak v.s. rantı üzerinde oynamak yerine böylesi güzellikler geliştirsin diye seçtik. Hatırlamakta ve hatırlamakta yarar var. Özellikle hayvan sevenler, kişisel çaba ve dernekleriyle öncülük etsinler, birlikte de çalışırız, destek de veriririz. Çöp rezaletinden ve çöp yerine konularak ilaçlamadan kurtulmak isteyen diğer Adalılar da katılabilir tabii, katılsınlar lütfen. Bu konularda doğru çözüme ulaşmak için bir şeyler yapalım. Adresimiz belli, bizi her zaman bulabilirsiniz.

Arif Çağlar






..........................................................10

From: ENGİN DAMCI
Subject: KENT KONSEYİ
Date: January 28, 2010 8:05:50 PM GMT+02:00
To: ADALAR POSTASI adalar.postasi@gmail.com


Adalar Kent Konseyi Genel Kurul Toplantısı Yapıldı


Adalar Kent Konseyi Kadın ve Gençlik Meclisleri tüzüklerinin görüşülüp kabul edilmesi için 28 Ocak 2010 tarihinde Büyükada İskele üstünde Turing Kahve’de Genel Kurul toplantısı yapılmıştır.

Toplantının açılmasının ardından Adalar Kaymakamı sayın Salih Gezer kısa bir konuşma yapmıştır.

Adalar Belediye Başkanı sayın Mustafa Farsakoğlu ise davetli olduğu toplantıya icabet etmemişdir.

Genel Kurul her iki tüzüğü görüşerek kabul etmiştir. Buna göre Adalar Kent Konseyi Yürütme Kurulu, en kısa zaman içinde Kadın ve Gençlik Meclisleri'nin kurulması çalışmalarını başlatacaktır. Bu hususta bilgi sahibi olmak isteyen sivil toplum kuruluşları www.adalarkentkonseyi.com adresine girerek gerekli bilgi ve belgelere ulaşabilirler.

Daha sonra, Adalar Kent Konseyi’ne kanun mucibince yer, genel sekreter ve sekreterya teklif ve tayini hususunda mesuliyet yüklenilmiş olan Adalar Belediyesi Başkanlığı bu sorumluluğunu ısrarla yerine getirmeyerek ihmal etmekte olduğundan; Konsey Yürütme Kurulu üyesi Akif Şekerci tarafından Adalar Kent Konseyi’nin bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere Genel Kurul'a önerge verilmiştir. Bu önergenin mahiyeti ise; Konseyin çalışmalarını yürütebilmesi, Sivil Toplum Kuruluşları, Çalışma Gurupları'yla organize olabilmeleri, onların dahi yer ihtiyaçlarına müzahir olma babında olmak ve Adalar’ın tamamındaki tüm Sivil Toplum Kuruluşları'nın ortak gücünü oluşturan Adalar Kent Konseyi'nin muhtaç durumdan çıkarılmasıyla çalışma ve baskı gruplarının daha özgür daha kendinden emin çalışmalarına matuf olmak üzeredir. Bu itibarla da Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetinde bulunan Büyükada Kadıyoran’daki eski tarihi Türk Mektebi’ni (taş mekteb) tahsisen Büyükşehir Belediyesi’nden taleb etme kararı alınmışdır.

Genel Kurul'un hitamında, Konsey adına toplantıya iştirak eden delegelere katıldığı kuruluşun adını taşıyan bir katılım belgesi verilmişdir.



..........................................................11

From: REZAN PEYA GÖKÇEN
Subject: AVRUPA' NIN EN ESKİ ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL' DA MAGNAURA SARAYI
Date: January 31, 2010 12:16:07 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


A V R U P A ' N I N E N E S K İ Ü N İ V E R S İ T E S İ


İ S T A N B U L ' D A M A G N A U R A S A R A Y I B İ N A S I


İstanbul'da, ilk kez 425 yılında Bizans imparatoru 2.Teodosius tarafından Magnaura Saray binası çatısı altında çeşitli bilim dallarının birleştirilerek düzenlenmesiyle ortaya çıkan, laik yüksek öğretim kurumu, üniversiteler tarihine ait listelere bakılırsa, Avrupa'nın İLK ÜNİVERSİTESİ kabul edilerek, adı 'Kostantinopolis Üniversitesi' ya da Magnaura Sarayı Üniversitesi, veya Yunanca 'Pandidakterion tes Magnauras' olarak geçiyor. Bu saraya verilen isim Latince MAGNA AULA sözcüklerinde yatar ve içine çok kişi alabilen, resmi merasimlerin yapıldığı, geniş salon anlamı taşır. Günümüzde, İtalya'da, Ortaçağ'dan kalma üniversitelerde mezuniyet töreni, 'muhteşem rektör'ün (il Magnifico Rettore) hazır bulunduğu, görkemli, "AULA MAGNA"da (İtalyanca'da iki sözcüğün yeri değiştirilerek Aula Manya okunuyor) yapılmaktadır. Stockholm Üniversitesi'nin Frescati Kampüsü'nde R. Erskine'in 1997 tarihli tasarımı AULA MAGNA ise etrafındaki doğaya şeffaf, ana fikri klasik anfiye dayanan, çağdaş mimaride yeri olan, üniversite düzeyinde bütün kültür etkinliklerine yakışır bir yapıttır.

529 yılında Atina'daki Eflatun Akademisi kapatılınca, klasik devir kültürlerinin yazılı mirasını koruma, öğrenme, gelecek nesillere nakletme asil görevi kentimiz İstanbul'a, yani zamanın Kostantinopolis'ine kaydı. El yazması kitapların kopye edilmesi için manastır 'scriptorium'larında (yazıhane) keşişler harıl harıl çalışıyordu. Yedikule ve Marmara sahiline yakın meşhur Studion manastırında keşişlerin bir kısmı uyurken diğer grup, aralıksız, kitapları istinsah ederek çoğaltmaya devam ediyordu. Bu bakımdan bir adı Uyumazlar (Akoimetoi) Manastırı'na çıkmıştı! Araştırmacılar, manastırlarda ilahiyata giren konuların dışına pek çıkılmazken, İmparator'un isteğiyle halk için veya hayırsever (maecenas)'lerin desteğiyle çalışan sivillerin ve atölyelerin, her tür eseri çok sayıda istinsah etme işi ile meşgul olduğunu, Hıristiyanlık öncesi geçmişi yakınen bilen ve merak eden insanlar sayesinde, giderek kentin kitap cennetine döndüğünü ima ediyorlar. İslam dünyasının iftihar ettiği , al-Ma'mun (813-833) tarafından Bağdat'ta kurulan Beyt-ül Hikme yüksek enstitüsünün, çeviri programlarına uyan Eflatun, Aristoteles gibi filozofların eserlerini elde etmek için İstanbul'a görevli kişiler göndermesi de bu geçmiş kültürlere değer verme, onları yaşatma bağlamında anlaşılmalıdır.

Kostantinopolis Magnaura üniversitesi, İmparator III. Michael (842-867) zamanında naibi Bardas tarafından yeniden yapılandırıldı. Dersler, 15'i Latince, 16'sı Yunanca olmak üzere, 31 kürsüden sunuluyordu. Okulda Eflatunculuk ve Aristotelizm felsefe geleneği hep canlı tutuldu.

Üniversite, her ne kadar işler vaziyette 15. yüzyıla kadar hayatta kaldıysa da, Latinler'in 1204'te İstanbul'u istilasından sonra, klasik devirden beri sürdürdüğü laiklik niteliğini kaybederek yavaş yavaş kilisenin tesiri altına girdi. Son bir hamle ile II. Manuel Paleolog'un (1391-1425) kurduğu yeni üniversite gramer ve aristocu felsefe ekolleri bakımından ün saldı. Bütün bilim dallarının öğretildiği bu "Mouseion"un başında iki önemli kültür insanı vardı; birisi, Türkler şehri aldıktan sonra ilk patrik olan Aristo felsefecisi George Scholarios, diğeri Roma Kilisesi'yle yaklaşmaya yatkın, Floransa'ya göçüp orada Aristo mantığı dersleri veren G. Argyropoulos idi. Geniş kültür birikimli bu Bizanslı şahsiyetlerden etkilenen, kendisi de bilgin Aeneas Sylvius Piccolomini, yani Papa Pius II, Kostantinopolis eğitimi almamış bir kimsenin kendisini tam manasiyle okumuşu addedemeyeceğini boşuna söylememişti!

Üniversite deyiminin erken devirde henüz kullanılmadığını hatırlatmak yerinde olacaktır. 'Universitas' ilk defa, 1088'de kurulan Bologna Üniversitesi'nin statüsünde geçiyordu. Bu nedenle "Universitas Studiorum Bolognensis"in Avrupa'nın en eski üniversitesi olduğu görüşünde olanlar var. Ortaçağ Latincesi'nde "Universitas", evrensel bilgiler verilen yerle alakalı olmayıp, hukuki bir içerik taşıyordu. Bologna'da meydana gelen 'universitas', öğrenci gruplarının "studium" yani eğitim dalına göre birleşip hocaların peşinden giderek onlarla da ve diğer görevlilerle, belli şartlar ve programlar içinde, belli bir mekanda, diploma verme yetkisi ve alma hakkıyla, hepsinin bir Korporasyon halinde birleşmesinden doğan topluluğa verilen isimdi.

İstanbul'daki Magnaura Sarayı, aynı zamanda, meşhur kabul salonu bünyesinde, yabancı elçileri, seyyahları hayrete düşüren harikalar saklıyordu. 10. Asırda İstanbul'u ziyaret eden Cremonalı piskopos Liutprand salonu tarif ederken, kocaman bir tahtın iki yanında altın boyalı iki aslan heykelin muhafızlık yaptığını, bunların arada kuyruklarını yere vurarak açık ağızla ve korkutucu sesle kükrediklerini, tahtın kendiliğinden hareket ederek bir anda havada yükseldiğini anlatıyor. Tahta yakın bir altın ağaç üstünde kuşlar daldan dala uçuşarak şakıyorlardı. Bu kendiliğinden hareket eden aygıtlar (automata) İslam dünyasında özellikle Bağdat saraylarında da görülmüştü. Şaşaaya düşkün İmparator Theophilos (813-842) zamanında Bağdat ile Bizans arasında karşılıklı hediyeler gönderildiği de kaynaklardan anlaşılıyor. Bu nedenle, Magnaura'daki ötüşen kuşlar Bağdat'tan armağan gelmiş olabilir mi?

Şair W. B. Yeates,"Sailing to Byzantium" (Bizantium'a Yelken Açış) ilk basımı 1928 tarihli şiirinde, dallarında yapma kuşların geçmiş geçen geleceği öttüğü, Bizans'ın hayret verici ağacını hatırlar.

Gönlünü uzun zamanlardan beri kültür üreten gizemli kent İstanbul'a kaptırmış yerli yabancı şairler... oradan buradan okunan mısralarınızla kültür başkenti yeniden keşfediliyor...


Ç A Ğ R I

AVRUPA'NIN EN ESKİ ÜNİVERSİTESİ MAGNAURA SARAYI KALINTILARI HİÇ KİMSEYE SATILAMAZ. İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ KOMİTESİ HEMEN KARAR ALIP,

PROJE GELİŞTİRMELİ VE GEREKEN DANIŞMANLIKLAR İÇİN

ARKEOLOGLAR, BİZANS UZMANLARI, KÜLTÜR TARİHÇİLERİ, MİMARLAR ODASI, RESTORASYON MİMARLARI, KAYNAKLAR İÇİN FENER PATRİKHANESİ'YLE İŞBİRLİĞİ YAPMALI. BU ANLAMLI 2010 YILINDA, BİZE, KÜLTÜRÜMÜZE BU ABİDE YAPITI TEKRAR KAZANDIRMALI, CANLANDIRMALIDIR. BUNU BİR HAYAL GİBİ DEĞİL, İSTANBULLU OLARAK KUVVETLE ARZ VE TALEP EDİYORUM.

Rezan Peya Gökçen



..........................................................12

From: AVEDİS HİLKAT
Subject: FW: Adaları Gelecekte Nasıl Görmek İstiyoruz Stratejik Plan Çalışmaları
Date: February 1, 2010 2:12:41 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


ADALARI GELECEKTE NASIL GÖRMEK İSTİYORUZ?

30 Ocak 2010 Cumartesi günü Adalar Belediyesi 1. Stratejik Plan Geliştirme Toplantısı düzenledi.



Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada’dan yaklaşık 140 seçkin kişinin davet edildiği toplantı Büyükada Anadolu Kulübü'nde saat 10:00'da başladı. Toplantıya Kaymakam Sn. Salih Keser, Belediye Başkanı Sn. Mustafa Farsakoglu (Dr.), Adalar İlçesi Emniyet Müdüdrü, Heybeliada Deniz Harp Okulu Komutanı, Adalar ilçesi Meclis üyeleri, Adalar Vakıf Başkanları, Adalar Kızılay Şubesi Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, tekmil Adalar Sivil Toplum Örgütleri başkan ve yönetim kurulu üyeleri, akademisyenler, cemaat temsilcileri ve Adaseverler davet edildi. Adalar Belediye başkanı Sn. Farsakoğlu, yaptığı açılış konuşmasında Adaları daha ileriye taşımayı planladıklarını, yaz ve kış arasında Adalar'da nüfusun dengesiz olduğunu, kışın yapılan nüfus sayımında yaklaşık 10.260 kişi (son sayımda) sayıldığını, kendilerinin yapmış olduğu çalışmalarla bu rakamın 14.000'e çıkarıldığını oysa yazın yaklaşık 130.000 kişinin ikamet ettiğini, kışlık nüfusa göre ilçeye ödenek ayrıldığını bu paranın da Adalar'da yetersiz kaldığını dile getirdi. Şehir planlamacısı Prof. Ruşen Keleş de Adalar beldesinin önemini belirten konuşmasında, stratejik planın önemini, Belediye mevzuatlarını, geniş biçimde konuklara izah etti. Toplantı Adalar Belediyesi'nin ikramı olan yemek molasından sonra "Adalar'ı Gelecekte Nasıl Görmek İstiyoruz" başlıklı öneriler bölümüne geçildi. Adalar'dan katılan muhtelif temsilciler ve konuklar 80 maddeden oluşan istek ve önerilerini dile getirdiler. Toplantıyı yöneten Bn. Sevim Çavdarlı Tosun, stratejik toplantıların devam edeceğini, Şubat başında ikincisinin planlandığını, toplam 6 Toplantı daha yapılacağını, katılımcıların bundan sonra gruplara ayrılarak değerlendirme yapacaklarını ve de çıkacak sonuçta ortak paydada istek ve çözümün gündem oluşturacağını dile getirdi. Toplantı saat 16:00'da sona erdi.

Haber- Fotoğraf: Avedis Hilkat / Kınalıada-İstanbul



..........................................................13

From: HANDAN YALVAÇ KAPLAN
Subject: günaydınlar - adalar müzesi- handan yalvaç
Date: February 2, 2010 8:30:09 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Merhabalar,

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden Adalar Müzesi “1.Viyola ve Oda Müziği Ustalık Kursu”na Büyükada Adaevi’nde ev sahipliği yapıyor.

"Büyükada’dan Viyola Sesleri"nin çokca duyulacağı bir haftanın sonunda iki etkinlik gerçekleştirilecek.

Etkinliklerin duyurulmasında "ADALAR POSTASI"nın değerli desteğine ihtiyacımız var.

Emine Çiğdem Hanım'la telefonda görüşebilirsem çok sevinirim.

Saygılarımla,

Handan Yalvaç

Adalar Müzesi Projesi

...

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden

“ADALAR MÜZESİ”NE DOĞRU

Büyükada’dan Viyola Sesleri




*Veda Konseri

Adalar Müzesi 1.Viyola ve Oda Müziği Kursu Etkinliği Adaya Veda Konseri

Tarih: 13 Şubat 2010

Saat: 14.30

Yer: San Pacifico Latin Katolik Kilisesi, Büyükada, İstanbul



*Adalar Vapuru, Canlı Performans

Adalar Müzesi 1.Viyola ve Oda Müziği Kursu Etkinliği İstanbul’a Dönüş Yolunda- Adalar Vapuru, Canlı Performans

Tarih:13 Şubat 2010

Saat: 17.20

Yer: Büyükada-Kabataş Vapuru



*konser etkinlikleri ücretsizdir

Adalar Müzesi Projesi
23 Nisan Cad. No:14/1 Büyükada-İstanbul
0216 382 76 86 0216 382 52 80

...

Büyükada’dan Viyola Sesleri

Adalar Müzesi “1.Viyola ve Oda Müziği Ustalık Kursu”na Büyükada Adaevi’nde ev sahipliği yapıyor.

Etkinlik, 6 Şubat 2010- 13 Şubat 2010 tarihleri arasında sanatçı Tuba Özkan’ın sanat yönetmenliğinde gerçekleştirilecek. Ünlü viyolacı Avusturya’lı Prof. Siegfried Fuhrlinger ve tanınmış viyola sanatçımız Tuba Özkan’ın ders vereceği kurs; katılımcıların vereceği bir teşekkür konseriyle noktalanacak.

Prof. Prof. Siegfried Fuhrlinger ve Tuba Özkan’ın etkinliğe katılan 15 sanatçı ile birlikte vereceği konser 1865 da inşa edilen, tarihi San Pacifico Latin Katolik Kilisesi’nde, Büyükada’da gerçekleşecek. Aynı gün sanatçılar Büyükada-Kabataş yolcu vapurunda yapacakları canlı müzik performansıyla Adalara veda edecekler.

Konserde genç sanatçı Esin Gündüz’ün viyola için bestelediği “Ada Sesleri”ni içeren eseri sürpriz olarak sanatçılar tarafından seslendirilecek.

Bilgi: Handan Yalvaç

handanyalvac@gmail.com

0536 572 47 49


..........................................................14

From: ENGİN DAMCI
Subject: 20 Çeşit Üzüm, 8 Nevi Dut!.. Amma da atmış! mı?..
Date: February 2, 2010 3:11:39 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


TARİHTE O GÜN

Tesbit ve tahrir eden Evliya Çelebi merhum

Mevzu: Meyva Ağaçları Aşıcıları Esnafı;

500 nefer olup mübarek adamlardır ki her ağacın güzidesinden birer taze dalı meyvasız olan ağaçlara aşılarlar. Sonra lâtif meyva verir. Hattâ bir üzüm asmasında yirmi renk üzüm dalı aşılarlar. Yirmi çesid üzüm olur. Dut ağacını dahi bunun gibi aşılarlar. Sekiz nevi leziz dut hâsıl olur. Bunlar dahi gûnagûn elbiseler giyip tabla tabla meyvalarını başlarında götürüp halka dağıtırlar. Ellerinde bıçkıları, keserleri, gaydi aletleri olduğu halde geçerler.



..........................................................15

From: STATİS ARVANİTİS
Subject: BUYUKADALILAR DERNEGININ ATINADAKI YILBASI PIDESI TORENINDEN HABERLER
Date: February 2, 2010 6:09:07 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


SAYIN ADALAR POSTASI ÜYELERİ,

24 OCAK 2010 PAZAR GÜNÜ ATİNA'DA PALEON FALİRON BELEDİYESİ SALONU'NDA BÜYÜKADALILAR DERNEĞİ'NİN YILBAŞI PİDESİ TÖRENİ YAPILDI. YILBAŞI PİDESİ BAŞKAN PERİKLİ PASHALİDİS VE PALEON FALİRON BELEDİYE BAŞKANI TARAFINDAN KESİLDİ.

BU TÖRENİ BİR ÇOK BÜYÜKADALI VE ARKADAŞLARI İZLEDİ. TÖRENE ÇOK ÜNLÜ ÜNİVERSİTE PROFESORLERİ KATILDILAR. HER SENE GİBİ BU SENEDE İLKOKULUN BİRİNCİ SINIFINA GİREN KÜÇÜKLER VE AYRICA ÜNİVERSİTEYE GİREN VE UNİVERSİTEDEN MEZUN OLAN GENÇLERE ÖDÜL VERİLDİ.

BÜYÜKADALILAR DERNEĞİ, BU SENE BÜYÜKADALI YORGO LEMOPULOS'A BAŞARILI ÇALIŞMALARI İÇİN ÖDÜL VERDİLER. YORGO LEMOPULOS, BÜYÜKADA RUM CEMAATİ'NİN BAŞKANI VASİL LEMOPULOS'UN KARDEŞİDİR VE ÇOK SENEDEN BERİ İSVİÇRE'DE KİLİSELER BİRLEŞME KURUMU'NDA GENEL SEKRETER OLARAK ÇALIŞTI.

BU TÖRENDEN SİZE FOTOĞRAF GÖNDERİYORUM.

BÜYÜKADALI STATIS ARVANITIS








..........................................................16

From: ADALAR MÜZESİ
Subject: Basin Açıklaması
Date: February 5, 2010 4:56:39 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Adalar Müzesi çalışmalarına başlamamızdan ve belirli aşamaya gelmemizden sonra, özellikle, müzenin yerleşeceği binanın sahipliği ekseninde söylentiler, yayınlar başlamıştı.

Bunlardan yerel olan ve yanıtlamaya bile gerek görmediğimiz kadar temelsiz olan iki tanesinden sonra, 4 Şubat günlü Sabah gazetesinde, yine temelsiz, ne yazık ki üzücü bir "haber" çıktı.

Bunun üzerine hem tüm söylentilerle ilgili olarak hem de bu "haber"le ilgili olarak bir basın açıklaması yapmak gerekti.

Bu açıklamayı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.

Bundan böyle de sizleri yormayı da göze alarak, tüm gelişmelerle ilgili bilgi aktarmaya devam edeceğiz.

Gelişmeleri basın duyuruları yoluyla ve www.adalarmuzesi.org.tr adresli sitemizde sizinle paylaşacağız.

Bir kez daha yinelemek isteriz, "Adalar'ın ve Adalıların tarihini, bugününü, geleceğini anlatacak olan Adalar Müzesi" mutlak kurulacaktır.


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden

"ADALAR MÜZESİ"NE DOĞRU

"Adalar Müzesi, Adalar'ın dününü yarınına bağlayan yüz akı projedir."

Sabah Gazetesi'nin 4 Şubat 2010 tarihli nüshasında Erhan Öztürk imzasıyla çıkan "Büyükada'da 2 milyon liralık müze karmaşası" başlıklı haber üzerine zorunlu açıklama:

Haber tamamen yanlış bilgiler üstüne inşa edilmiştir

Adalar Müzesi Proje Koordinatörü Serhat Baysan tarafından yapılan açıklamada, Sabah Gazetesi'nde Erhan Öztürk imzasıyla yayınlanan haberin doğru olmayan verilere dayanılarak hazırlandığı bildirildi.

Haberin hazırlığında en temel gazetecilik ilkelerinin çiğnendiğini, suçlamalar yöneltilen Adalar Vakfı ve Adalar Müzesi proje yönetimlerinin görüşlerine bile başvurulmadığını söyleyen Baysan, iddialara şu karşılığı verdi:


1. İBB mülkiyetindeki Büyükada eski ilkokul binası, 14 Ekim 2005 tarihinde müze yapılmak üzere Adalar Belediyesi'ne 10 yıl süreyle tahsis edilmiştir.


2. Adalar Belediyesi, Adalar Müzesi Projesi'ne proje ortağı olarak katılmış ve 6 Ekim 2008 tarihli belediye meclisi kararıyla söz konusu binayı projeye tahsis etmiştir. Dolayısıyla bina tahsisatının olmadığı iddiası tümüyle asılsızdır.


3. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin söz konusu taşınmazın Adalar Belediyesi'ne tahsisinin iptal edildiğini bildirir yazısı, projenin İstanbul 2010 Ajansı tarafından kabul edilip imzalandığı 2 Şubat 2009 tarihinden çok sonradır ve Adalar kamuoyunda politik bir karar olarak algılanan bu iptalin nedenini açıklayacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'dir.


4. İBB Emlak Dairesi, Adalar Müzesi projesinde değerlendirilmek üzere binayı, 18 Aralık 2009 tarih ve 2219854 sayılı başkanlık oluru ile İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü'ne tahsis etmiştir. Dolayısıyla ‘mekanı olmayan bir müze' iddiası, bu yanıyla da gerçeği yansıtmamaktadır.


5. Proje yürütücüsü Adalar Vakfı'na, İstanbul 2010 Ajansı tarafından ödemeler, hakediş usulüyle yapılmaktadır ve bugüne kadar yapılan ödeme toplamı KDV hariç 198 bin liradır. Dolayısıyla 2 milyon lira gibi bir ödeme yapıldığı iddiası da asılsızdır. Sözleşmenin imzalanış tarihinden bugüne kadar tüm proje faaliyetleri (bilgi, bağış envantenterleri, sponsorlar, harcamalar) aylık raporlar halinde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti'ne bildirilmiş ve onaylanmıştır.


6. Aynı süre içinde Adalar Vakfı da, İstanbul 2010 ajansıyla yaptığı ve proje giderlerinin % 40'ının kendisi tarafından karşılanacağına ilişkin protokol uyarınca, kendi kaynaklarından 150 bin lira dolayında harcama yapmıştır.


7. Adalar Müzesi, Adalar'da kültürel yaşam ve turizm için dönüştürücü etkisi çok yüksek bir projedir ve bu alanda son yıllarda Adalar'a yapılan en büyük yatırımdır.


8. Değerli medyamızdan ve kamuoyundan beklentimiz, STK-yerel yönetim işbirliğinin güzel bir örneği sayılan ve bu yanıyla da İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ruhuna en uygun projelerden biri olan Adalar Müzesi çalışmalarına bugüne kadar olduğu gibi sahip çıkılmasıdır.


Baysan, Adalar Vakfı'nın gazetede yayınlanan haber hakkında yasal girişim hakkını saklı tuttuğunu da sözlerine ekledi.


ADALAR MÜZESİ TEMMUZ 2010'DA AÇILACAK.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden Adalar Müzesi'nin kuruluş çalışmaları kesintisiz devam ediyor.

Adalar Vakfı ile İstanbul 2010 Ajansı arasında 2 Şubat 2009 tarihli sözleşmeyle hazırlıklarına başlayan projede, çeşitli üniversitelerden 40'a yakın uzman, danışman çalışıyor.

Müzenin kalıcı ve geçici sergileri, Temmuz 2010'da ziyarete açılacak. Müze projesi kapsamında, Adalar Kent Arşivi de oluşturuluyor. 60'a yakın kurumun arşivleri kütüphaneleri taranıyor.

Kuruluş sürecinde toplam 2.6 milyon lira harcanacak.

Bu harcamaların 1.32 milyon lirasını İstanbul 2010 Ajansı, kalanını ise Adalar Vakfı karşılıyor.

İstanbul 2010 Ajansı tarafından ödenecek 1.32 milyon liranın yaklaşık 1 milyon lirası, müzenin ana yapısı olarak planlanan ve mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan Büyükada Eski İlkokul binasının restorasyonuna harcanacak. Restorasyon projesi Adalar Vakfı tarafından ileri müzecilik tekniklerine yanıt verilecek şekilde ve alanının önde gelen uzmanlarının ekip çalışmasıyla yaptırıldı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne teslim edildi.

Adalar Müzesi.

Adres: 23 Nisan Cad. No: 14/1 Büyükada
Tel: 0216 382 52 80 / 0216 382 76 86
Faks: 0216 382 52 90
Eposta: bilgi@adalarmuzesi.com



..........................................................17

From: BÜLENT MISIRLIOĞLU
Subject:
Date: February 8, 2010 8:48:07 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com>


ADALAR MÜZE PROJESİ ÇIKMAZI

Bilgi kirliliğinin çok yoğun olarak yaşandığı zaman dilimi içinde maalesef Adalarımız da haketmediği şekilde nasibini almıştır. Adalar Müze Projesi uygulama sürecinde projenin temel noktası Taş Mektep diye anılan binanın mülkiyet sorununu akılcı ve güç birliği yaratarak çözmek yerine özellikle kamuoyu nezdinde bilgi kirliliği yaratarak konunun geçtiğimiz günlerde basında yer alan hale gelmesiyle Adalar kamuuoyu nezdinde oluşan çelişkileri hiç kuşku yok ki konuyla ilgili DOĞRULAR ve YANLIŞLARI net bir şekilde ortaya koymakla bertaraf etmek mümkündür.

2004-2009 dönemi İst. Büyük Şehir Belediye meclis üyeliği, Adalar Belediye meclis üyeliği ve Belediye başkan yardımcılığı görevlerinde bulunmuş, halen de Adalar Belediye Meclisi bağımsız üyesi olarak görev yapan, Adalarımız'ın menfaatlerini her türlü menfaatin üstünde tutan bir anlayışa sahip bir birey olarak bu konudaki süreci gerçek boyutta sizlere sunmak istedim.


DOĞRULAR


1-) Adalar'da yıkılmaya yüz tutmuş, Adalar'da doğup büyüyenlerin çoğunun hatıralarında yer almış tarihi bir yapının proje dahilinde yeniden canlandırılması, gelecek nesillere aktarılması çok önemlidir.

2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbulumuz da mevcut imkanlar projenin gerçekleştirilmesi içinde fırsattır.

4-) 12.06.2008 tarihli Adalar Vakfı dilekçesiyle söz konusu Taş Mektep'in İstanbul 2010 Ajansı'na "İSTANBUL ADALAR MÜZESİ" projesinin sunulmasının temini için tahsis edildiğine dair Temmuz ayında Meclis kararı alınması hususunda talep yapılmıştır.

20.06.2008 tarih, 646 sayılı Adalar Belediye Başkanlığımız yazısıyla söz konusu taşınmazın genel durumu ve 10 yıl süreyle Adalar Belediyesi'ne intifa hakkının verilmiş olduğu, İstanbul 2010 projesi kapsamında gerekli onarımının yapılarak Ada kültürel hayatını canlandıracak fonksiyona kavuşturulmasının Adalar Belediye Başkanlığı'nın dileği olduğu bu konuda ivedilikle Meclis kararı alınacağını ve vakıf olarak diyaloğun devam ettirilmesi ilgili vakfa bildirilmiştir.

11.08.2008 tarihli İstanbul Modern Sanat Müzesi tarafından verilen dilekçeyle söz konusu yerin kendilerince de talep edildiği Büyük Şehir Belediye Başkanlığı'nın da bu görüşte olduğu ancak Temmuz/2008 sayılı "Adalı" dergisinde yerin başka vakfa verilmesi haberinin çıktığı bu durumun düzeltilmesi talebi Belediye Başkanlığı'na bildirilmiştir.

Sivil toplum örgütleri arasında yaratılan bu suni gerginlik, Belediye yönetimince aslolanın tarihi yapının sağlam ve destekli projelerle Adalarımıza kazandırılmasıyla birlikte çalışma ve gayretle gerginliklerin aşılması telkinleriyle ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.

5-) 19.08.2008 tarihli Adalar Vakfı dilekçesiyle söz konusu yerin Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfı ortak girişimi ve ilgili kurumların desteğiyle İstanbul Adalar Müzesi olarak Adalara kazandırılması amacıyla İstanbul 2010 Ajansı'na sunulan proje dosyasının Adalar Belediye Başkanlığı'na sunulmuş olup, söz konusu dilekçe Bld. Bşk. Coşkun Özden'in "Meclis Gündemine alalım" talimatıyla ilgili müdürlüğe havale edilmiştir.

06.10.2008 tarih, 2008/40 sayılı Adalar Belediye Meclis kararıyla Taş Mekteb'in 10 yıl süreli intifa hakkının kullanımı için Belediye Başkanlığı ile 14.10.2005 tarihinde protokol imzalandığı, protokolün 1 ve 5. maddelerinde II. grup eski eser olan Taş Mekteb'in müze olarak kullanılabilmesi için uygulama projelerinin Belediye Başkanlığı onayına sunularak mümkün olabileceği hükümleri bulunduğu ve bu konuda Belediye Başkanlığı'nın görüşleri alınarak uygulama yapılmasında hakındaki komisyon kararı yapılan açık oylama sonucu oy birliğiyle karara bağlanmıştır.

2-) 18.04.2004 tarih, 3203 sayılı Büyük Şehir Belediye Başkanlığı'nın Emlak İstimlak Daire Başkanlığı Emlak Müdürlüğü yazısıyla Adalar Başkanlığı'ndan Büyükada 25 pafta, 105 ada, 1 parsel sayılı taşınmaza ait imar durumu istenmiştir.

23.06.2004 tarih, 99 sayılı Adalar Başkanlığı yazısıyla söz konusu binanın Büyük Şehir Başkanlığı'na ait olduğu, II.grup eski eser olarak tescilli olduğu ve harap vaziyette ince yapısı ve çatısı sökülmüş sıvıları kazınmış durumdaki tarihi yapının restorasyonunun tamamlanarak Adalar'ın dünya turizmine daha iyi tanıtımının yapılabilmesi için müze ve sergi sarayı olarak kullanılabileceği bildirilmiştir.

29.06.2004 tarih, 20047 sayılı yazıyla Adalar Başkanlığı'ndan söz konusu yerin müze ve sergi sarayı olarak kullanılmasının temini için Adalar Başkanlığı'na tahsis edilmesi talep edilmiştir.

18.05.2004 tarih, 660 evrak kayıt nolu dilekçeyle Modern Sanatlar Müzesi derneği tarafından Adalar Başkanlığı'na verilen dilekçeyle söz konusu Taş Mekteb'in kendilerine tahsis edilmesi talep edilmiştir.

22.10.2004 tarih, 4127 sayılı Büyük Şehir Belediye Başkanlığı Emlak İstimlak Daire Başkanlığı Emlak Müdürlüğü yazısıyla söz konusu Taş Mekteb'in müze ve sergi sarayı olarak kullanılmak üzere 10 yıl süreyle intifa hakkının Adalar Belediyesi'ne verilmesi hususunda protokol imza altına alınmak üzere Adalar Belediye Başkanlığı'na gönderilmiştir.

03.01.2005 tarih, 2005/01 sayılı Adalar Belediye Meclis kararıyla Büyükada Kadıyoran Cad. 105 ada, 1 parsel sayılı yerde bulunan eski eser vasıflı taşınmazın müze ve sergi sarayı olarak kullanılmak üzere intifa hakkının Büyük Şehir Belediye Meclisi'nin 17.09.2004 tarih, 755 sayılı kararıyla Adalar Belediye Başkanlığı'na verildiği, 10 yıl süreli protokolün 5272 sayılı Belediye kanununun 18/c maddesi gereği ve 38/9 maddesine göre Belediye Başkanı'na yetki verilmesine teklif karar şeklinde oy birliğiyle karar verilmiştir.

14.02.2005 tarih, 267 sayılı Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Adalar Belediye Başkanlığı'nın 03.01.2005 tarih, 2005/01 sayılı Belediye Meclis kararının onaylandığı bildirilmiştir.

14.10.2005 tarih, 2499 sayılı Büyük Şehir Belediye Meclisi kararıyla söz konusu taşınmaz yıllık 3.000 YTL bedel karşılığı 10 yıl süreyle Adalar Belediye Başkanlığı'na tahsis yapılması oy birliğiyle kabul edilmiştir.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Önceki dönem Belediye yönetimince ve Belediye Meclisi'nce konunun özünde tarihi yapının yenilenerek kullanıma açılması suretiyle Adalar'a kazandırılması ve resmi prosedürlerin yerine getirilmesini ve en önemlisi yaratılan değerde tüm Adalılar ve sivil toplumun ortak çabası amaçlanmıştır.

3-) Taş Mekteb'in kendilerine tahsis edilmesini talep eden, Modern Sanatlar Müzesi derneğine tahsis işlemi yapılmamış olup, ancak 1.nci maddede belirtilen hususların gerçekleştirilmesi anlayışıyla söz konusu derneğin ilgili yerle somut çalışmalar yapması önerilmiş hatta geçici olarak düzenledikleri sergi etkinliklerine Belediye'ce lojistik destekler verilmiştir.

6-)Adalar Kaymakamlığı ve Adalar Belediyesi destekleriyle İstanbul 2010 Ajansı'na proje yürütücüsü olarak başvurular Adalar Vakfı tarafından yapılmış olup bu safhadaki takip ve sorumluluk Adalar Vakfı'na aittir.



Yıl 2009 Adalar Kaymakamlığı, Adalar Belediye Başkanlığı iradesi dışında meydana gelen gelişmeler;


06.02.2009 tarih, 1146354 sayılı Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı Emlak Müdürlüğü yazısıyla 2009/Şubat satış listesiyle konut alanında kalan ve 14.10.2005 tarih, sayılı Meclis kararıyla Adalar Belediye Başkanlığı'na 10 yıl süreyle verilen intifa hakkının iptali ve Devlet İhale Kanunu'na göre 30 yıllık intifa hakkının verilmesi talep edilmiştir.

13.02.2009 tarih, 135 sayılı Büyük Şehir Belediyesi Meclis kararıyla muhtelif ilçelerde bulunan B.Şehir Bld. mülkiyetindeki taşınmazların şatışı, takası, tahsisi, tahsis şeklinin değiştirilmesi veya kaldırılması hususunda 5393 sayılı Bld. kanununun 18/c bendi uyarınca karar verme yetkisinin Belediye Meclisine ait olduğundan ve teklifin Hukuk- Mesken Gecekondu komisyonları müşterek raporu neticesi oy birliği ile kabulü kararlaştırılmıştır.

10.03.2009 tarih, 348-331 sayılı B.Şehir Bld. Encümen kararı ile Adalar Bld. Bşk.lığına verilen 10 yıllık intifa hakkının 13.02.2009 /135 sayılı Meclis kararına istinaden iptali ve söz konusu yer için 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre 30 yıllık intifa hakkı verilmesini , daha önce alınmış olan 24.11.2005 tarih, 1809-1098 sayılı Encümen kararının iptaline karar vermiştir.

20.03.2009 tarih,1336955-2249 sayılı B.Şehir Bld. Bşk.lığı Emlak Yönetimi Daire Bşk.lığı Emlak Müdürlüğü yazısı ile Büyükada Kadıyoran caddesi 25 pafta, 105 ada, 1 parsel' deki taşınmazın teslim edilmesi Adalar Belediye Başkanlığına bildirilmiştir."



YANLIŞLAR

Taş Mektep olarak anılan binanın tasarrufu hakkında, tarihsel gelişimi ile yeterli bilgi ve inceleme imkanı yaratılmadan Adalar Vakfı bünyesinde ücretli olarak Adalar Müzesi Proje Koordinatörü sıfatı ile çalışan tarafından konu ile ilgili açıklamlar yapılmaktadır.

Bu açıklamalar sürec içinde her türlü yayın araçları ile yapılmakta ve kamu oyunda bilgi kirliliği yaratmaktadır.Bu anlamda;

1-) Adalar Vakfının söz konusu yerle ilgili proje çalışmalarına başlamadan önceki gelişmeler devamlı gözardı edilmiştir.

2-) "Adalar Belediyesi, Adalar Müzesi Projesi'ne proje ortağı olarak katılmış ve 6 Ekim 2008 tarihli belediye meclisi kararıyla söz konusu binayı projeye tahsis etmiştir. Dolayısıyla bina tahsisatının olmadığı iddiası tümüyle asılsızdır."
İfadesi konunun 2009 yılındaki İst.Büyükşehir Belediyesinin idari tasarruf kararları gözardı edilerek yapılan yanıltıcı açıklamadır. DOĞRULAR başlıklı kısımda 2008 yılı itibari ile Adalar Belediyesinin bu konudaki karar ve yaklaşımları izaha muhtaç olmayacak derecede açıktır.

3-) "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin söz konusu taşınmazın Adalar Belediyesi'ne tahsisinin iptal edildiğini bildirir yazısı, projenin İstanbul 2010 Ajansı tarafından kabul edilip imzalandığı 2 Şubat 2009 tarihinden çok sonradır ve Adalar kamuoyunda politik bir karar olarak algılanan bu iptalin nedenini açıklayacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'dir."

İfadesi tamamen kamoyunda bilgi kirliliği yaratmak amaçlıdır Her ne kadar İstanbul 2010 Ajansına Proje yürütücüsü olarak başvuru ve takip sorumluluğu Adalar Vakfı'na ait ise de 02.Şubat.2009 tarihinde projenin kabulü ile ilgili imzalandığı iddia edilen konu hiçbir şekilde Destekçi durumundaki Adalar Belediyesine bilgi olarak sunulmadığı gibi, Kamu oyu ile de net bir şekilde paylaşılmamıştır.

Yerin asıl sahibinin almış olduğu idari bir tasarruf kararını Politik olarak nitelemek kamu oyunun değil Adalar Vakfının yarattığı bir algıdır.

Asıl olan Ajansla iddia edilen proje kabul imzasının sonrasında Büyükşehir Belediyesinin almış olduğu idari kararın öğrenilmesinden sonra Adalar Vakfı tarafından İstanbul 2010 Ajansı ile bildirilip bildirilmediğidir. Kamu oyuna da bu durumu açıklamak da Adalar Vakfına aittir.

4-) Cumhuriyet, 08.04.2009

Adalar Muzesi icin Ilk Adım Atıldı

Adalar Vakfı ve Adalar Belediyesi ortaklığıyla, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) projesi kapsamında hazırlanan İstanbul Adalar Müzesi için ilk resmi adım Adalar Vakfı ve İstanbul 2010 AKB Ajansı arasında imzalanan protokolle atıldı. Beyoğlu'ndaki İstanbul 2010 AKB Ajansı Merkezi'nde dün düzenlenen imza törenine Adalar Kaymakamı Mevlüt Kurban, Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, İstanbul 2010 AKB Genel Sekreteri Eyüp Özgüç ve Adalar Vakfı Başkanı Aykut Mutlu katıldı.

Yukarıda meşruatı verilen gazete haberine göre İstanbul Adalar Müzesi için İLK RESMİ ADIM'ın 07.04.2009 tarihinde İstanbul 2010 AKB Ajansı arasında imzalanan protokolle atıldığı haberi baştan beri sürecin nasıl işlediğinin en önemli göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Çünkü Tarih 07.04.2009 'dur. Yeni Belediye yönetiminin faaliyete başlamış olduğu, Gerek Belediye Başkanının gerekse de Meclis üyesi seçilmiş bulunan Adalar Vakfı başkanının, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin idari tasarrufu ile aldığı ve;

"20.03.2009 tarih,1336955-2249 sayılı B.Şehir Bld. Bşk.lığı Emlak Yönetimi Daire Bşk.lığı Emlak Müdürlüğü yazısı ile Büyükada Kadıyoran caddesi 25 pafta, 105 ada, 1 parsel' deki taşınmazın teslim edilmesi Adalar Belediye Başkanlığına bildirilmiştir."

Adalar Belediyesine yukarıdaki tarih ve no ile bildirmiş olduğu yazı konusunda bilgilerinin olmadığından söz edilemez. Çünkü belediye başkanının meclis toplantısında meclis üyelerine hitaben büyükşehir Belediyesinin söz konusu Taş Mektep binasının 10 yıllık intifa hakkını 30 yıla çıkarmış olduğu şeklinde beyanı mevcuttur.

Bu çerçevede yukarıda adı geçenlerin yapmış oldukları protokolün içeriğinin ve bu protokol imzası sırasında projeye konu yerin tahsis durumundaki ortaya çıkmış olan değişiklikleri İstanbul 2010 Ajansına bildirip bildirmediklerinin ve bu konuda Büyükşehir Belediyesi nezdindeki işlemlerinin Adalar kamuoyuna açıklanması yükümlülükleri bulunmaktadır.
Sonuç olarak tüm açıklamalar çerçevesinde bu hizmete gönül vermişlerin Adalar Kamuoyunu, Adalardaki Sivil toplum örgütlerini ve onların temsil edildiği ADALAR KENT KONSEYİNİ ortak akıl noktasında buluşturmak adına açık ve şeffaf olmaya özen göstermek zorunda oldukları bir gerçektir. Ancak bu şekilde yaratılacak konsensüsla Adalar için hayırlı ve güzel hizmetler yapılması mümkün olacaktır.06.02.2010

Bülent MISIRLIOĞLU
Bağımsız Meclis Üyesi



..........................................................18

From: SERHAT BAYSAN
Subject: özel bilgi
Date: February 4, 2010 4:32:27 PM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com


Adalar Müzesi'nde neler oluyor?

Bugünlerde hem Adalar’da hem “yerel” basında, hem 4 Şubat’ta Sabah’ta (15. sayfa Erhan Öztürk imzalı yazı) Adalar Müzesi için bir takım şeyler söyleniyor, yazılıyor.
Adalar Müzesi Proje Koordinatörü olarak kısaca süreci anlatmayı ve parasal konuları açıklamayı gerekli görüyorum.

Müzenin açılacağı bina, eski ilkokul (Taş Mektep) kime aittir?
Mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndedir.
İBB, 14 Ekim 2005’de binayı 10 yıllığına Adalar Belediyesi’ne devretmiştir, kültürel amaçlı kullanma koşuluyla.
12 Eylül 2008’de Adalar Belediyesi Meclisi, 6 Ekim 2008 ve 40 sayılı kararla kesinleşerek, oybirliğiyle ilgili binayı Adalar Müzesi yapılmak üzere ayırmış, bu konuda Adalar Vakfı'yla birlikte proje hazırlanmasını kararlaştırmıştır.
Bu kararın alınmasından önce Adalar Belediye eski başkanı Çoşkun Özden, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da onayını almıştır.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ile Adalar Müzesi'nin ilgisi nedir?
Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfı, Adalar Kaymakamlığı'nın da olurunu alarak, İstanbul 2010 Ajansı'na, yukarda bilgisi verilen karara dayanarak, Taş Mektep’in restorasyonu ve Adalar Müzesi'nin kurulması projesini Ekim 2008’de vermiştir.
Ajans 2009 başında projeyi benimsemiştir.

2 Şubat 2009’dan geçerli olmak üzere hazırlanan protokol, 7 Nisan’da, Ajans eski Genel Sekreterinin odasında, Adalar Belediye Başkanı ve Kaymakamı'nın da bulunduğu bir basın toplantısında törenle Ajans ve Vakıf arasında imzalanmıştır.
Mart başından itibaren, proje iş takvimi doğrultusunda çalışmalar başlamış, büro oluşturulmuş, personel alınmıştır.

Sorun nedir?
Bu süreçte, 13 Şubat 2009 tarihinde 135 sayılı İBB Meclis kararı ve 10 Mart 2009 tarihli 348-331 sayılı Encümen kararı ile Taş Mektep’in 10 yıllık kullanım hakkı Adalar Belediyesi'nden geri alınmıştır.
Bu konu 2010 Ajansı'na Mayıs 2009’da bildirilmiş, Ajans da durumu Adalar Müzesi Proje Koordinatörlüğü'ne iletmiştir.
Bunun üzerine Adalar Vakfı konuyu Kadir Topbaş’la görüşmüş, sayın Topbaş çalışmaların devam etmesi, tahsis sorununun da bu süreçte çözüleceğini bildirmiş ve konuyla ilgili olarak da İBB İştirakler Daire Başkanı ve İstanbul 2010 Ajansı Yürütme Kurulu üyesi Yılmaz Şener’i yetkilendirmiştir.
Sayın Şener’le 14 Haziran 2009’da ilki olmak üzere, konuyla ilgili pek çok görüşme yapılmıştır.

Parasal konu nedir?
Proje 2010 Ajansı tarafından 2.610 bin lira olarak kabul edilmiştir.
Bunun yüzde 60’lık kısmını 2010 Ajansı ödeyecektir.
Kalan kısım Adalar Vakfı yükümlülüğündedir. Bu kısmın önemli bölümü de sponsorlar ve Adalılar tarafından karşılanmak üzere kabul görmüştür.

2010 Ajansı kendi üzerine düşen 1.566 bin liranın 707 binini doğrudan kendi harcayacaktır. Kalan 860 bin lira ise, Adalar Müzesi Proje Koordinatörlüğü'nün belgelendirerek faturaladığı hak edişlerle, Vakf'a Ajans tarafından proje boyunca ödenecektir.

2010 Ajansı, Adalar Vakfı'na bu tarihe kadar ne ödeme yapmıştır?
Beş hak ediş faturası karşılığında, Haziran-Kasım 2009 dönemi için KDV dahil 234 bin lira ödemiştir. Aralık ayına ilişkin ödeme, bina tahsis konusu bitinceye
kadar durdurulmuştur.
Bu dönemde Adalar Vakfı ödemeleri de 130 bin liraya ulaşmıştır.

Bu paralarla ne yapıldı?
Proje insan kaynakları, büro oluşumu, arşiv derleme çalışması, sözlü tarih çalışması, toplantılar ve Ağustos ayında Büyükada’da gerçekleşen “Adalar Müzesi'ne Doğru” sergisi yapıldı.

Çalışmalar ne aşamada?
Üçü kadrolu diğerleri geçici on kadar elemanla, bunların dışında 40 kadar akademisyen ve uzmanla çok çeşitli alanlarda ve yerlerde yürütülen çalışmalar, müze oluşumunun ilk aşamasını hemen hemen tamamlamak üzeredir. Belirtilen tarihte içerik olarak hazır duruma gelinecektir.

Taş Mektep’le ilgili son durum nedir?
İBB Emlak Dairesi, 18 Aralık 2009 tarih ve 2219854 sayılı başkanlık oluru ile Taş Mektep’i, İBB Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü'ne tahsis etmiştir.

Bu bilgi, bu müdürlüğün bağlı olduğu Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Numan Güzey tarafından, 30 Aralık 2009’da “2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında ajansınız tarafından desteklenen bu binanın müzeye dönüştürülmesi çalışmalarında ilgili projeyle ilişkilendirilmek üzere tahsis yazımız ekte gönderilmiştir,” denilerek 2010 Ajansına iletilmiştir.



..........................................................19

From: OSMAN YILMAZ
Subject: Polisin, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu
Date: February 9, 2010 12:02:12 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Polisin, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na göre durdurma ve kimlik sorma yetkisi vardır 
ancak durdurulan vatandaşın da yasada yer alan hakları vardır.

Fakat vatandaşlarımız bunu belki bilmediğinden belki de çekindiğinden (polise soru mu sorulurmuş gibi düşündüğünden)
ne denirse (polisin durdurması ve kimliğini istemesi) onu yapmaktan öteye gitmemektedir. 
Yasa açıkça vatandaşlarımıza, kendisine kimlik sorandan kimlik sormasını ve neden durdurulduğunu ve kimlik sorduğunu açıklamasını isteme hakkını vermektedir.

O zaman belki şu soğuk kış günlerinde iskelede durdurulduğumuzu daha ayrıntılı öğrenebiliriz.

POLİSİN DURDURMA VE KİMLİK SORMA YASA MADDESİ

Madde 4/A- (Değişik madde: 02/06/2007-5681 S.K./1.mad)

Polis, kişileri ve araçları;

a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek, amacıyla durdurabilir.

Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir.

Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

Polis, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir;

kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir.

Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz.

Durdurma sebebinin ortadan kalkması halinde kişilerin ve araçların ayrılmalarına izin verilir.

Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Ancak bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez.

Bu Kanun ve diğer kanunların verdiği görevlerin yerine getirilmesi sırasında, polis tarafından gerekli işlemler için durdurulan kişiler ve araçlarla ilgili hükümler saklıdır.

Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir.

Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.

Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.

Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin nüfusa kayıtlarının temini için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, 5 inci maddeye göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.

Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması halinde, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.



Daha ayrıntılı bilgi için http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/569.html



--

http://osmanabi.tel



..........................................................20

From: AVEDİS HİLKAT
Subject:
Date: February 15, 2010 1:51:24 PM GMT+02:00
To: ADALAR POSTASI


BİR ADALAR MÜZESİ GERÇEGİ!!!!!!

Sevgili Dostlarım,

4 Şubat günü Sabah Gazetesi'nin 15. sayfasıda yayımlanan Erhan Öztürk imzalı Büyükada’da 2 Milyon Liralık 'MÜZE' Karmaşası" haberi soğuk Şubat günü sabahı suratıma tokat gibi patlamıştı zira Adalar Müzesi KINALIADA bölümü GÖNÜLLÜsü olarak sorumluluk üstlenmiştim. Müze'nin Kınalıada'yla ilgili belgesel, röportaj, obje toplama, arşiv, halkla ilişkiler, kaynak temini ve cemaatimin yazılı basınında bilgilendirme, koordinasyon görevleriyle amatör ruhla gönüllü olarak çalışıyordum. MÜZE'nin Eylül ayında Yassıada Belgeseli çekimi de kendi teknemle ve abimin teknesiyle 14 kişilik ekip Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan (Ankara), Müze yetkilileriyle aldığımız izinle Yassıada ve Sivriada çekimlerini gerçekleştirdik. Belgesel çalışmalarına katılan konuklar benim misafirlerimdi, elimden geldiğince onları kusursuz ağırlamaya çalıştım ve çok başarılı da bir çalışma ortaya çıkmıştı.

İstanbul ili Adalar ilçesinde bağımsız olarak yürüttüğüm çalışmalar tüm Adalılarca bilinmektedir. ADALAR MÜZESİ oluşumunda Adalar Belediye başkanı Sn. Mustafa Farsakoglu (Dr.), Adalar Vakfı başkanı Sn. Aykut Mutlu, Adalar Müzesi Koordinatörü Sn. Serhat Baysan, yönetime ve Adalar eski Kaymakamı Sn. Mevlüt Kurban da Denetleme Kurulu'na seçilmişlerdi. Müze Oluşum Yönetim ve Denetim Kurulu inandığım ve güven duyduğum insanlardan oluşmuştu. Adalar'a çok büyük getirisi olacak çok kültürlü yaşamın ölümsüzleşeceği bu Adalar Müzesi Projesi çok yerinde olan bir çalışmaydı. Beni en çok üzen Adalar İlçesi'nde bir siyasi partinin İlçe Başkanı'nın Adalar'da Müze Vurgunu adı altında cep telefonlarımıza çektigi mesaj, hiç etik olmayan bir davranış sergilemekteydi. Bence asparagas olarak nitelendirdiğim bu yalan ve yanlış haberin daima karşısında oldum. Ve düşünüyorum da insanların ellerinde hiçbir belge, delil olmadan kişi ve kurumları karalamalarının getirisi nedir? Kanımca ADALAR'a yapılan en büyük kötülüktür. 15 Şubat günü Sabah Gazetesi sayfa 18'de Yavuz Baydar’ın (Okur Temsilcisi) köşesinde yayımladığı yarım sayfalık "Bir Adalar Hikâyesi" duyarlı pek çok insanı aydınlatan adeta bir IŞIK olacaktır.

Saygılarımla,


AVEDİS HİLKAT Kınalıada-İstanbul

ADALAR SİVİL TOPLUM TEMSİLCİSİ
İrtibat 05323128000



..........................................................21

From: BÜYÜKADA POSTASI

Subject: Açık mektup
Date: February 15, 2010 10:34:23 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Sayın Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu'na açık mektup:

1- Sayın Belediye Başkan Yardımcısı Ali Ercan Akpolat’ın babası Rıza Akpolat’ın Büyükada'da kaçak bir inşaatları olduğu doğru mudur? Sayın Ali Ercan Akpolat'ın senelerce işlettiği Büyükada Saydam Oteli yanındaki gazete bayiinin kaçak olan kısmı neden Büyükşehir'den gelen yıkım emrine rağmen bugüne kadar yıkılmamıştır. Acaba Belediye Başkan Yardıcısı Sayın Ercan Akpolat devrettiği gazete bayiini alanları korumakta ve kollamakta mıdır? Bu yapılan etik midir? Siz haramilerle mücadele sözü vermediniz mi??????

2- Adalar Belediye Meclisi üyesi CHP'li Sayın Ali Tokdemir’in Büyükada'da bir kaçak inşaatı var mıdır? Varsa işlem yapılmış mıdır?

3- Geçen dönem CHP İlçe yönetimi üyesi ve Adalar Belediyesi Adalar Gönüllüsü ve Sayın Ercan Akpolat'ın yakın dava arkadaşı Mustafa Bakan’ın Kınalada'da kaçak inşaatı var mıdır? Kınalıada'da kendisine Sayın Ercan Akpolat tarafından hangi görevler verilmiştir?

4- Adalar Belediyesi binasının boya işinin Adalar Su Sporları Kulübü Başkanı Sayın Adnan Demir Beyefendi tarafından sponsor olunarak yaptırıldığı ve Adalar Belediye Başkanı'nın bunun karşılığı Adalar Su Sporları Klübü arazisindeki kaçak yapılanmaya dokunulmayacağı, göz yumulacağı sözü verdiği doğru mudur? Adalar Su Sporları Kompleksi içinde kaçak binalar mevcut mudur? NEDEN YIKILMAMAKDADIR? ESKİ İŞVERENİNİZE DİYET Mİ ÖDEMEKTESİNİZ?

5- Adalar Belediyesi'nde danışman sıfatıyla kimler hangi sebeple görevlendirilmiştir? Bu kişiler ne iş yapmaktadırlar ve bu kişiler ne ücret almaktadır?

6- Eski Lido binası yıkılacak mıdır? Neden bugüne kadar yıkılmamıştır? Yoksa vediğiniz sözlerin bir değeri yok mudur?

7- Bir belediye başkan yardımcısının, parti içi delege seçimlerine makamını ve nüfuzunu kullanarak müdahale etmiş olması ve gücün Adalar'da Akpolat ailesinde toplanmasına neden destek verdiniz? Sizde bu aileye teslim mi oldunuz yoksa ortağı mısınız?

8- Büyükada Motor iskelesi mevkiinde eski Adalar CHP İlçe Yönetim Kurulu üyesi Şaban Tanık’a ait olan Ada Balık Lokantası'na İmar müdürünün şiddetle karşı çıkmasına ve pek çok eksiği olmasına rağmen hangi makul sebeplerle ruhsat verilmiştir. Acaba diyet mi ödediniz? Verilen ruhsat hukuki midir?

9 -Sayın Belediye Başkanımız Dr. Mustafa Farsakoğlu sık sık Adalar Belediyesi'nin kaynaklarının kıt olduğunu iddia etmektedir. Fakat kendisi ve değerli CHP Belediye meclis üyeleri ve Sayın Farsakoğlu'nun dostları kalabalık gruplar halinde aşağı yukarı her gün sahildeki balık lokantalarında rakı sofraları düzenlemektedir... Acaba lokanta hesabını kim ödüyor? Adalar Belediyesi olmasın? Yoksa sponsorlar mı var? Vallahi ben işlerimi yaptıracağım sponsor bulamıyorum. Acaba bu sponsorlar niye sizi tercih ediyorlar?

10- Niye ısrarla Kent Konseyi başkanı olmak istiyorsunuz? Bu konseyin başkanı ve üyeleriyle ne için uğraşıyorsunuz, her türlü zorluğu çıkarıyorsunuz?

11- Sayın Ak Parti Adalar Belediye Meclis üyesi Akif Şekerci’nin, Büyükada'da çarşının göbeğinde inşaatını tamamladığı kaçak kat niye bugüne kadar yıkılamamıştır? Acaba aranızda bir alış veriş mi var?

12- Sayın Belediye Başkan yardımcınız Ercan Akpolat’ın Adalar Belediyesi'ne pek çok akrabasını, köylüsünü hiçbir şart aranmaksızın işe aldığı doğru mudur? Kimler hangi işlere alınmıştır? Ne ücret almaktadırlar? Adama göre iş mi bulunmuştur?

13- Siz ve eşiniz, Adalar Vakfı yönetim kurulunda mısınız? Adalar Vakfı ve Adalar Belediyesi arasındaki ilişki nedir? Sayın CHP Belediye Meclisi üyesi ve Adalar Vakfı Başkanı Sayın Aykut Mutlu aynı zamanda İmar Komisyonu başkanıdır. Ve inşaat işleriyle uğraşmaktadır. Sayın Aykut Mutlu'ya Adalar Belediyesi üzerinden iş imkanı sağlanmış mıdır? Sayın Aykut Mutlu'nun Büyükada'da kaçak bir inşaatı var mıdır? Aykut Mutlu ile Belediye Başkan Yardımcısı Ercan Akpolat'ın babası Ali Rıza Akpolat'ın ve amcası Baki Akpolat'ın ortaklıkları var mıdır?

14- Eşiniz Hatice Farsakoğlu Hanımefendi'nin, Belediye'de resmi veya gayri resmi bir görevi var mıdır? Belediye'den maaş almakta mıdır? Hangi sıfatla ne maaş almaktadır?

15- Adalar Müzesi projesi ile kimlere ne menfaatlar dağıtılması düşünülmüştür?

16- Adalar Vakfı Yönetimi'nden Sayın Halim Bulutoğlu'nun Adalar Belediyesi'nde bir görevi var mıdır? Var ise ne ücret almaktadır?

17- Adalar'da 600 kaçak bina için aylar öncesi yıkım kararı çıkmasına rağmen bu binalar niye yıkılmamaktadır? Yıkım kararları hangi sebeplerden sümenaltı edilmiştir? Birileri acaba bu durumdan menfaat elde etmekde midir?

18- Seçimde yazılı ve sözlü beyanlarınızda ‘Haramilerden’ hesab soracağınızı defalarca ifade ettiniz. Bugüne kadar sizin döneminizden evvelki dönemlerde Adalar Belediyesi'nde yapılan yolsuzluklarla ilgili suç duyurusunda bulundunuz mu? Yargılanan ve mahkum olan var mıdır? Bütün bu iddalar doğruysa niye tepki vermiyorsunuz? Yoksa yukarıdaki hususlardan haberiniz mi yok? Haberiniz var ise niye gereğini yapmıyorsunuz?

19- Sayın Bld. Bşk. Yardımcısı Ercan Akpolat'ın Kartal'da bir inşaat şirketi kurduğu doğru mudur? Bu şirketin ortakları kimlerdir? Sizin ve eşinizin de ortak olduğu doğru mudur?

20- CHP İlçe başkanı seçilen Nazife Hanımefendi'nin kendi mülkü olan evi kaçak mıdır?

21- Sayın Belediye Başkan Yardımcısı Ali Ercan Akpolat’ın babası Rıza Akpolat’ın inşaat işlerinde aracılık yaptığı Adalar Belediyesi'nde iş takibi yaptığı doğru mudur?

22- Sayın Bld. Bşk. Yardımcısı Ercan Akpolat'ın memleketi Erzincan/ Karacan'dan iş başvurularını kabul ettiği ve Erzincan'dan gelen akrabalarını işe aldığı dogru mudur?

23- Temizlik işçilerinin 3 aydır maaşlarının ödenmediği doğru mudur?

24- Eşinizin Adalar Vakfı'ndan da maaş aldığı doğru mudur?

Saygılar,

Bir Adalı



..........................................................22

From: HANDAN YALVAÇ KAPLAN
Subject: Marjinal Kupür Servisi:Basından...
Date: February 15, 2010 5:45:57 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Sayın ADALAR POSTASI,

Gelişmelerden haberdar etmek üzere ek'li gazeteleri bilginize sunuyorum.

Saygılarımla,

Handan Yalvaç

Adalar Müzesi Projesi






..........................................................23

From: AVEDİS HİLKAT

Subject: FW: Yeni BİLGİLENDİRME
Date: February 16, 2010 11:04:18 AM GMT+02:00
To: ADALAR POSTASI adalar.postasi@gmail.com


Çok değerli cemaatim yazılı basını,

Malumunuz geçmekte olan bugünlerde ADALAR MÜZESİ'yle ilgili basında çeşitli görüşler, duyumlar, aslı astarı olmayan haberler gündem oluşturmakta bu da biz Adaseverleri derinden üzmektedir. Cemaatim tarafından bilindigi gibi İstanbul ilçesi ADALAR'A (hele ki KINALIADA'ma) ve Adalılar'a kendimi adamış hiçbir siyasi oluşumda olmayan ideallerini BAĞIMSIZ olarak yürüten kendimi Adalar'a ve sorunlarına, kültürüne, cemaatim mensuplarına, Adalılar'a faydalı olmaya ve bu bağlamda ADALAR MÜZESİ Kınalıada Bölümü'nde tamamen gönüllü amatör bir ruhla Adalar Müzesi'ne katkım olması doğrultusunda çalışmalarda bulunuyorum, hiçbir menfaat ve çıkar gözetmeden yapmakta oldugum bu çalışmalar ADALAR'da kalıcı kültürü ve hizmeti amaçlamaktadır. Gördügüm lüzum üzerine cemaatim yazılı basınını bilgilendirmek amacıyla siz dostlarımı bilgilendirmek istedim.

Saygı ve Sevgilerimle,

Avedis Hilkat

ADALAR SİVİL TOPLUM TEMSİLCİSİ (sırasıyla)
Adalar Türkkızılayı yöneticisi
Kınalıada Spor Kulübü yöneticisi
Ada Spor Saglıklı Yaşam dernegi 4.dönem Bşk.
ADALAR Müzesi Kınalıada Oluşum Danışma Organizasyon Gönüllüsü
Adalar Kent Konseyi Delegesi

...

Date: Mon, 15 Feb 2010 19:45:44 +0200
Subject: Fwd: Yeni
From: SERHAT BAYSAN
To: AVEDİS HİLKAT

Merhaba, yazınızı okudum, elinize sağlık.

Ekte, Adalar'daki panolara asılmak üzere büyük boyda çoğaltılacak bir metni yolluyorum, sizin de bilginiz olması için, belki kullanmanız amacıyla.

Serhat

...

Kimden: Halim BULUTOGLU
Tarih: 15 Şubat 2010 18:52
Konu: Yeni
Kime: Korhan Atay, Serhat Baysan


SEVGİLİ ADALILAR VE

ADALARA GÖNÜL VERENLER



ÜÇ GÜZEL HABERİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ:

1- Adalar Müzesi sergileri, öngörüldüğü ve açıklandığı gibi 2010 ortalarında kapılarını ziyaretçilere açacak.


2- Eski ilkokul binası olarak bilinen tarihi yapı, müzenin mekânlarından yalnızca biri. Bu bina konusunda yaşanan sorunlar, müze sergilerinin açılmasını engellemeyecek.


3- Ağırlıklı bölümü Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinde akademisyen olan 40 dolayında uzman ve çok sayıda gönüllü, müze içeriğinin doğru ve eksiksiz olması için özveriyle çalışıyor.


4 Şubat 2010 tarihli Sabah Gazetesi'nde yer alan “Büyükada’da 2 milyon liralık müze karmaşası” başlıklı gerçekdışı haberin, bu haber öncesi ve sonrasında Adalıların değerli zamanlarını işgal eden, "Adalar Müzesi'nde neler oluyor?", "Böyle bir müze çalışması gerçekten var mı, açılacak mı?" dedikodularının yanıtlarını ise aşağıda bulacaksınız:


1. Adalar Müzesi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesidir. Bu proje doğrultusunda Adaların dününü yarınına bağlayan bir kent müzesi kuruluyor.


2. Adalar Müzesi için İstanbul 2010 Ajansı tarafından onaylanan bütçe 2,6 milyon liradır. Ajans bu bütçenin yüzde 60'ını, Adalar Vakfı yüzde 40'ını karşılayacak.


3. Ajansın müzeye 2 milyon lira ödediği iddiası ise kasıtlı bir yalan. Tamamı kayıtlı ve yasal olmak üzere, 2010 Ajansı, Adalar Müzesi'ne taahhüt ettiği (1,56 milyon lira) miktarın bugüne kadar yalnızca 198 bin lirasını (KDV hariç ) vakfa ödedi. Vakıf ise bu paranın dışında proje için kendi bütçesinden 300 bin liradan fazla harcama yaptı. Ajansın ödeyeceği paranın 860 bin liralık bölümü doğrudan Ajans tarafından ihale yoluyla eski ilkokul binasının restorasyonu için harcanacak.


4. Müzenin iki mekânı bulunmaktadır. Biri Adalar Vakfı'nın kullanımındaki Adaevi'dir,


5. Eski ilkokul binası, müzenin diğer mekânıdır ve projeye tahsisinin öyküsü şöyledir:

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Büyükada'daki tarihi binayı, müze yapılmak üzere 14 Ekim 2005 tarihinde Adalar Belediyesine tahsis etti.

- Adalar Belediyesi, 6 Ekim 2008 tarihinde meclis kararıyla binayı belediyenin de katıldığı Adalar Müzesi projesine tahsis etti.

- 2010 Ajansı, 1 Aralık 2008 tarihli Yürütme Kurulu kararıyla, Adalar Vakfı tarafından sunulan ve belediyenin de içinde yer aldığı Adalar Müzesi projesini kabul etti.

- 2 Şubat 2009 tarihinden geçerli olmak üzere Adalar Vakfı ile 2010 Ajansı arasında imzalanan sözleşmeyle, Adalar Müzesi, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi olarak kabul edildi.

- Binanın Adalar Belediyesine tahsisinin Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edildiği bilgisi Mayıs 2009'da, 2010 Ajansı'na ve oradan da Vakfa bildirildi.

- Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş'ın devreye girmesiyle, bina 18 Aralık 2009 tarih ve 2219854 sayılı başkanlık oluru ile İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü’ne Adalar Müzesi projesinde kullanılmak üzere tahsis edildi.


6. Eski İlkokul Binasının restorasyon ve müzeye dönüştürme projesi konunun uzmanları tarafından hazırlandı ve Adalar Vakfı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Etüt ve Projeler Dairesi'ne teslim edildi.


7. Müze içeriğinin ve sergilerinin hazırlanması için, 10 aydır Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden akademisyenler, müzeciler, tasarımcılar ve uzmanlar, Adalı gönüllülerle birlikte çalışıyor.


8. Çeşitli gerçekdışı söylentiler yayarak, Adalar Müzesi'nin kurulmasını engellemeye çalışanlara şu soruları soruyoruz:

• Adalar'ın kendi kültürünü, tarihini yansıtacak ve dünden yarına köprü olacak bu müzeden neden bu kadar korkuyorsunuz?

• Yıllardır boş olan, yıkılmaya terk edilen ve Adalıların belleğinde çok önemli yer tutan eski ilkokul binasının kurtarılması için ne yaptınız?

• Bu bina İBB konukevi yapılmak istenirken neredeydiniz?

• Adalar Belediyesi, 2005 yılında müze yapılmak üzere kendisine tahsis edilen bu bina için ne yaptı?

• Adalar Vakfı'nın hazırladığı projeyle, bina müzeye tahsis edilmiş ve 2010 Ajansı projeyi onaylamışken, tahsisin iptalini öğrendiğinizde neden tepki göstermediniz?

• Büyükşehir Belediyesi, 2009 Haziran'ında en üst düzeyde, bu iptalin kötü niyete dayanmadığını, seçim öncesinin rutin bir işlemi olduğunu, sorunu çözeceğini beyan etti. O gün bugündür sorunu iyi niyet çerçevesinde çözmek ve bu mekânı da projenin parçası haline getirmek için çalışan Adalar Vakfı'na destek olacağınıza onu karalamaya çalışarak neye ve kime hizmet ediyorsunuz? Eski ilkokul binası proje dışı kalır ve restorasyonu yapılamazsa çok mu sevineceksiniz?


Sonuç olarak:

Adalar Müzesi projesi, alanının önde gelen uzmanlarının çalışmaları ve ağırlıklı olarak gönüllülük esasına dayalı katkılar ile devam ediyor.

Sürdürülen çalışmalar, yalnızca Adalar'ın değil, Türkiye'nin ve tüm insanlığın kültür yaşamına çok önemli katkı sağlayacak.

Tek bir Adalı bile eksik olsa Adalar Müzesi eksik kalacaktır. Gelin, taşın altına siz de elinizi koyun; belgelerle, bilgilerle, katkı ve eleştirilerinizle müzemizi daha da eksiksiz kılalım.


15. 02. 2010
Adalar Müzesi Projesi çalışanları
Adalar Vakfı



..........................................................24

From: ARİF KIZILDAĞ

Subject: (°:°) Ruhban Okulu'nda ?nemli Ad?mlar !!!
Date: February 16, 2010 4:26:03 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


http://www.haberler.com/ruhban-okulu-nda-onemli-adimlar-haberi/


Ruhban Okulu'nda Önemli Adımlar

Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Ruhban Okulu'nun Açılması ile İlgili Önemli Adımlar Atıldığını Belirtti.

Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın inanç gruplarıyla görüşmesinde öne çıkan konuların neler olduğu ve Ruhban Okulu'nun açılması konusunun sorulması üzerine Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bu konuda hükümet olarak göreve geldiklerinde çok önemli düzenlemeler yaptıklarını söyledi.

Bunların başında Vakıflar Kanunu dahil, çok önemli adımlar atıldığını, yasal düzenlemelerin yapıldığını kaydeden Cemil Çiçek, "Azınlıklarla ilgili diyalog süreci sürüyor. Büyükada'da toplantılar yapıldı. Bu toplantılarla ilgili olarak Devlet Bakanı Bağış, Bakanlar Kurulu'na bilgi verdi. Bir kısım talepleri üzerinde zaten çalışıyoruz. Dinlenip göz ardı edilecek talepler olmadığı için Bakanlıklar, belli arkadaşlar çalışma yapıyor. Bunların bir bölümü de Türkiye'nin demokratik standartlarının yükseltilmesiyle ilgilidir. Ruhban Okulu da bunlardan bir tanesidir. Bunlar değerlendirme konusu, üzerinde çalıştığımız konular" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan daha önce katıldığı TV programında okulun açılmasına sıcak baktığını ve sürecin bu doğrultuda işlediğini açıklamıştı. (EgitimGazetesi.com) 57 dakika önce.. [



..........................................................25

From: ADALAR MÜZESİ
Subject: Adalar Muzesi / Bilgilendirme Toplantisi
Date: February 17, 2010 6:42:40 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com



Adalar Müzesi Bilgilendirme Toplantısı


Adalar Müzesi çalışmaları için yapacağımız 5. bilgilendirme toplantısı, 21 Şubat Pazar saat 13.00-15.00 arasında, Büyükada'da Adaevi'nde yapılacaktır.

Müze kuruluş çalışmasında gelinen aşamayı, özellikle son bir aydır bu konu çevresinde oluşan söylentileri değerlendirmek ve Adalar Müzesi hakkında öğrenmek, anımsamak istediğiniz her türlü bilgiyi, doğrudan çalışma içinde bulunan görevli arkadaşlarımızdan sorabilmeniz için yapılan toplantıya katılmanız dileğiyle.




Adalar Vakfı

Adalar Müzesi Projesi



..........................................................26

From: ADALAR MÜZESİ

Subject: Bir Adalar Hikayesi
Date: February 17, 2010 7:04:59 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com





..........................................................27

From: AVEDİS HİLKAT
Subject: FW: TÜRKKIZILAYI ADALAR ŞB. SEÇİMİ
Date: February 22, 2010 3:08:45 PM GMT+02:00


TÜRKKIZILAYI ADALAR ŞUBESİ OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI YAPILDI...


2009 Haziran ayında Kızılay Genel Merkezi tarafından atanarak Türkkızılayı Adalar Şubesi'ni yeniden yapılandırma ve olağan genel kurula hazırlama göreviyle görevlendirilen Ö. Faruk Berksan Başkanlığı'nda, İnci İşbulur, Avedis Hilkat, İsmail Durmuş, Kaya Sönmez'den oluşan Yönetim Kurulu 21 Şubat 2010 günü Büyükada Su Sporları Külübü'nde Olağan Genel Kurul Toplantısı'nı yaptı.

Toplantıya Türkkızılayı Genel Başkanvekili Sn. Ahmet Lütfi Akar, Türkkızılayı Genel Başkanı Sn.Tekin Küçükali'yi temsilen katıldı. Kızılay Adalar Şubesi üyelerinin yoğun ilgi gösterdikleri Genel Kurul toplantısı Adalar Kızılay Şb. Bşk. Ö. Faruk Berksan tarafından açılış konuşmasıyla başladı ardından Divan Kurulu seçildi.

Divan Başkanlığı'na Genel Bşk. vekili Sn. Ahmet Lütfi Akar ve Akif Şekerci, Aslı Barışkan seçildi. Gündem saygı duruşu ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kızılay Adalar Şb. Bşk. Sn. Berksan atanan yönetim kurulunun faliyet raporunu okudu, ardından Avedis Hilkat denetim kurulu raporunu, İsmail Durmuş ise gelir gider raporunu okudu. Üyelerce ibra edilen raporun ardından Divan Başkanı Sn. Akar, Türkkızılayı'nın Dünya ülkeleri arasında ilk 5'e girdiğini, örnek hizmetler sergiledigini, ilkelerinin din, dil, ırk, meshep gözetmeksizin insanlığın hizmetinde olduklarını, son Haiti depreminde ilk insani yardımı ulaştırdıklarını, Bosna-Hersek, Moldavya, Kosova, Filistin, Irak ve pek çok ülkelerde yardım çalışmalarında bulunulduğunu ve Türkkızılayı Adalar Şubesi'nin dünyaya örnek teşkil edecek sosyoekonomik, çok kültürlü yaşamın belki de Dünya'da eşine ender rastlanan birlikteliğinin sergilendiği bu ilçede Türkkızılayı'nın Adalar Şb. Yönetimi'ne 2 Ermeni asıllı vatandaşımızın seçilmesinin çok anlam ifade edecegini dile getirdi. Ardından Adalar Kızılay Şb. Bşk'nı ve Yönetim kurulu seçimine geçildi. Adalar Türkkızılayı Şb. Başkanlığı'na Ö. Faruk Berksan, Yönetim Kurulu'na ise İnci İşbulur ,Avedis Hilkat, İsmail Durmuş, Kaya Sönmez, Sosi Ayvaz, Kerim Düzcan seçildi.

Bilgi, Haber, Fotograf: Avedis Hilkat


..........................................................28

From: FERİDE ÖZMAT
Subject: Merhaba Sevgili Emine Cigdem Hanim,
Date: February 22, 2010 11:56:22 PM GMT+02:00
To: ADALAR POSTASI adalar.postasi@gmail.com


Adalar Postamıza kavuştuğumuza inanın çok sevindim. Epeydir ses çıkmayınca endişelenmiştim doğrusu. Son zamanlarda Ada'ya da çıkamadığımdan bilgi almam da mümkün olmamıştı. Neyse... Bilgisayarlar çökse de yerine yenisi koyulabiliyor öyle veya böyle. Sağlığımız yerinde olsun; önemli olan o...

Tüm Adalılara, Ada dostlarına ve size sevgi ve selamlar Üsküdar'dan...

Özlemle...

Feride Ozmat

__________________________________________________

Yitik Ada Gunceleri / Adali Yayinlari - Ekim 2009
Ellerin Soyluyor Sonsuzlugu / Hayal Yayinlari - Haziran 2009
Yanlis Zaman Hikayeleri / Hayal Yayinlari - Subat 2008
Gunes Kapkaranlik / Adali Yayinlari - Agustos 2007
Eksildi Artik Soz / Sis Yayinlari - Nisan 2006



..........................................................29

From: STATİS ARVANİTİS
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2378: necefli maşrapayı takdimle...
Date: February 22, 2010 11:57:11 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Arkadaşım Emine Çiğdem, çok üzüldüm ADALAR POSTASI için günlerdir Fıstık Ahmet'e ve Taylan Karaduman'a yazdim.

Zanettim sen hastalandın sağlık problemin var filan.

Şimdi sevindim vallahi görünce. Sana yazdım Matmazeler için bol bol ve o Ankara Palas altındaki mağazalar için.

Haber vermedin. Sana Heybeliada ve Büyükada derneklerinin Atina'da yiıbaşı pide kesme törenleri için yazdım fotoğraf gönderdim.

Gene cevap gelmedi ve üzüldüm Emine.

Fıstık Ahmet'e yazdım haberi yokmuş, Taylan'a yazdım haberi yoktu onun da.

Neyse iyi baslangıç olsun...

Büyükadalı

Statis Arvanitis

...

Subject: Re: 1001 teşekkürler...
From: Emine Cigdem Tugay
Date: February 23, 2010 6:20:00 PM GMT+02:00
To: stathis arvanitis

Sevgili Statis Bey,
Merak ve ilginiz için içtenlikle teşekkür ederim...
Sanırım Mars gezegeni çatımızın üzerinde dolanmakta ki evvela bilgisayar peşi sıra kayınpederin sağlığı derken çamaşır makinesi bile bozuldu! :(
Makineler tamir olundu ya darısı umarız kayınpederin sağlık sıhhat keyif ve afiyetine diyelim zira 2 Şubat'tan beri hastahanedeyiz hepimiz!
Zatürre yeniden bu sefer neredeyse tamamyle bilincini de teslim alarak pek ağır bir seyirle nüks etti...
Göndermiş olduğunuz tüm bilgiler için 1001 teşekkürler... Pek yakında ADALAR POSTASI'nda geckmeli de olsa mutlaka yayımlanacak... 1 aydır bozuk olup bir türlü tamir olunamayan bilgisayarımızın yenisi daha dün gece geldi de...
Ada sahillerinden sevgiyle selam ederim...
Çiğdem
)O(


..........................................................30

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2378: necefli maşrapayı takdimle...
Date: February 24, 2010 12:07:42 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Özlemle bekliyorum günlerdir. ADALAR POSTASI'na ne kadar alışmış olduğumu böylece fark ettim. Necefli maşrapayı kutusuna koyup kaldıralım rafa.
Tekrar hep birlikte olmak dileğiyle...
Sevgiler,
Talin