30 Haziran 2011 Perşembe

ADALAR POSTASI-2598: kimin adası daha güzel?...


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

5 Mayıs 1910 Pazar günlü, Büyükada'da Hristiyan bayramına iştirak eden ve başlarına şapka takan çocukların velileri olan zevata tenbihde bulunulmasına dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, 2011.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

30 Haziran 2011 Perşembe
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Çok bulutlu
17/23ºC
% 60-76 nem
Günbatısı, B 10km/sa
Gündoğuşu 05:35... Günbatışı 20:39...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca

* * *

Cicely Mary Barker, The Lavender Fairy.

* * *

1- Bülent Mısırlıoğlu: "Kaldırım Payı uygulamasında yargı vatandaşı haklı buldu!..."

2- İsmet Güvenç: "Büyükada iskele meydanı düzenlemesinin 23.06.2011 itibariyle durumunu bilgilerinize sunuyorum..."

3- Şirin Ünal Kahraman: "Vapur tarifeleri için yazılanları okuyorum ve yapılan eleştirilerin çok yerinde doğru tespitler olduğuna inanıyorum..."

4- Talin Etyemez: "Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç'in özgeçmişinde yazılanların doğru olduğuna inanabilmemiz, şehir hatları vapur tarifesini gördükten sonra ne yazık ki mümkün değil!..."

5- İpek Yagal Gül: "Şehir Hatları'na Bostancı-Adalar vapurlarıyla ilgili mail atmıştım. Ekteki otomatiğe bağlanmış cevap geldi..."

6- Eda Tibet: "I did avoid texts and narrations as all I wanted to do is to give a glimpse of a day, from Eva’s island..."

7- Eva Kent: "Neden insanlar hiç doymuyor? İlla bir ilave, bir ek v.s. bir şey yapmak gerekiyor mu?... Geçen sene yapılan kaçak camekânlara bu sene daha fazla ilaveler yapıldı!... "

8- Avedis Hilkat: "26 Haziran 2011 Pazar günü Kınalıada'da yapılan Kınalıada Surp Kirkor Lusavoriç Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu seçimlerini..."

9- Ali Çetinkaya: "Burgazada'da doktor olmayınca kalp krizi geçiren 47 yaşındaki adam, can verdi. Ada sakinleri, bu olaya tepki gösterdi..."

10- Burgazada Sakinleri: "Burgazada'nın acilen daimi ikâmetgâhlı bir doktora ve tam teşekküllü bir ambulansa ihtiyacı vardır..."

11- Yorgo Güller: "İşte bu sebeplerden, ben kendimi bu manastıra adadım. Yine de bazen gece tuvalete kalktığımda ışıkları yakmıyorum. Karanlıkta yolumu bulmayı öğrenmem lâzım. Çünkü biliyorum, bir gün gözlerimi oğluma vereceğim..."

12- Erdoğan Yılmaz: "Esnafın defterdarlığa ödediği bedel var. Ayrıca devlete de vergi ödüyor. Biz inanıyoruz ki gerek kaymakamlık, gerekse emniyet yetkilileri Adalılar’ın huzurunu kaçıracak bir uygulamaya izin vermeyecektir...”

13- Selçuk Aral: "Nezih bu sene bu meşgalelerinin yanına ek olarak Ada’nın en eski ve meşhur kır bahçesi veya kahvesi Jarden’in yönetimini de üstelenmiş, geçen hafta sonunda faaliyete geçtiler..."

14- Haluk Direskeneli: "ADALAR POSTASI'na ilan vereceğim , 'Yeni doğmuş köpeğiniz varsa bana verin,' diyecegim, bekliyorum. Onlar da kapadılar, 23 Haziran'dan beri sayfa yenilemiyorlar, boşuna mail gönderiyoruz, tatile çıktılar köpek gezdiriyorlar herhalde!..."

15- Melda Bekcan: "O dönemlerde asla hata yapmadığına ve mükemmel olduğuna inandığım, üstelik herşeyi bildiğinden emin olduğum babamla, yazlığımızın bulunduğu Heybeliada’da yaptığım ‘kaya balıkları’yla ilgili konuşmayı, her sahile gelişimde hatırlarım..."

16- Ezgi Başaran: "Kalpazankaya’ya doğru çıkarken gizlenmiş bir patikadan ‘gerçek bir Survivor’cı’ gibi aşağıya yuvarlanıp, denize ulaştığınızda kusursuz yalnız bir deniz ve inşaat molozlarıyla taşan bir koy buluyorsunuz: Sütkoyu. Sütkoyu’nun denizi kadar yalnız olan bekçisi, bira, kola, su, şemsiye ve hatta şezlong tedarikçisi Ali Kaptan’a anlatıyorum..."

17- ADALAR POSTASI: "Coloratura soprano Leyla Pekin ile organist Giuseppe Gandolfo'nun, 24 Temmuz 2011 Pazar günü saat 19:30'da Büyükada San Pacifico Kilisesi'nde verecekleri şan ve org konserine huzurunuzla şeref vermenizi rica ederiz..."

18- Yasemin Toydemir Balkan-Öznur Taylan Balcı: "Renkler Hayaller ve Büyükada..."

19- Adalar Kültür Derneği: "2 Temmuz Cumartesi günü saat 21'de tüm Adalıları 2011 yaz programı açılış konserine bekliyoruz..."

20- Haluk Direskeneli: "AdaEvi sanat ortamının benzer klasik müzik etkinliklerine devam etmesini ve her Pazar bir benzer program koymasını umuyor ve bekliyoruz..."

21- Türkiye’nin en çok başvuru yapılan resim yarışması olan Pınar Kido Resim Yarışması’nın bu yılki finalistleri, 20-24 Haziran’da Büyükada Splendid Palas Hotel’deki 6. Pınar Sanat Haftası’nda bir araya geldi...

22- Kartal Belediyesi Büyükada Sosyal Tesisi'nin plaj ve mesire alanı düzenlenen törenle hizmete açıldı...

23- M. Nazım Telli: "Plaja evet. 20 liraya hayır diyor. Kartal Belediyesi'nin biran önce bu fiyatı aşağıya çekmesini bekliyoruz. Aksi halde Kartal Belediyesi Büyükada Sosyal tesisi, bir avuç zenginin tesisi olmaktan öteye gidemez..."

24- Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce 2008 yılından beri yaz aylarında düzenlenen Büyükada'ya deniz otobüsü seferlerinin başladığı bildirildi...

25- Joelle Pinto: “Kimin adası daha güzel?...”

26- İsmet N. Karaç: "Yeni planlarda özellikle Büyükada'da tarihi FBli Lefter, Can, Kasapoğlu gibi ünlülerin top koşturduğu eski Maden Mahallesi, Tepeköy civarında resimleri gözüken ve 39 pafta, 182, 190, 85 adalar üzerindeki kalan tarihi arsaların, yeşil alan olarak korunması ve gelecek nesile oyun alanı, park ve yeşil alan olarak kazandırılmasıdır..."

27- Büyükada’da bir pazar günü, hem de beklenildiği gibi yağmurlu ve serin bir hava… Ama tüm bu olumsuz koşullara rağmen Maccabiat Junior Futsal Takımı oyuncuları eksiksiz bir şekilde kramponları ve formalarıyla sabahın erken saatlerinde adadaki Yıldırımspor Tesisleri’ndeydi...

)O(


_______________________________________________________1


From: BÜLENT MISIRLIOĞLU
Subject: Kaldırım Parası Mahkeme Kararı
Date: June 27, 2011 8:36:52 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

KALDIRIM PAYI UYGULAMASINDA
YARGI VATANDAŞI HAKLI BULDU…

2007-2008 yıllarında Kınalıada ve Burgazadası’nda, 2009 yılında Büyükada Maden Mahallesi'nde yapılan bordür ve kaldırım işi için Adalar Belediyesi 2009 yılı sonundan itibaren vatandaşlardan kaldırım parası toplama faaliyetini başlatmış idi.

Yaklaşık 2 yıldır gerek Adalar kamuoyu nezdinde gerekse de Belediye Meclis gündeminde yapılan uygulamanın açıklıktan uzak, yasal mevzuata uymadan yapılmakta olduğu devamlı surette dile getirildi. Ancak Adalar Belediyesi tüm bu itiraz ve şikâyetlere duyarsız kalarak uygulamasına devam etti. Yapılan hizmete ait toplam maliyetin ayrıntılı açıklamasını ve cadde/sokak bazında maliyet listesini kanun gereği olmasına rağmen Ada halkının bilgisine sunmaktan kaçındı. Sonuçta Adalı vatandaşlarımız haklarını aramak için yargı yolunu seçti.

Belediye yasası gereği Belediye Meclis üyelerinden oluşan Denetim Komisyonu incelemesine de konu edilmeyen Kaldırım Harcamaları uygulaması nihayet YARGIDAN DÖNDÜ!... İSTANBUL 10.VERGİ MAHKEMESİ 17.06.2011 TARİH, ESAS NO: 2010/281, KARAR NO:2011/1792 SAYILI KARARIYLA, “Adalar Belediyesi'nin harcamalara katılma payı dolayısıyla yapılan tarhiyatı somut delil ve tespitlerle ortaya koyamadığı, bu konuda istenilen belgeleri göndermediği, "
gerekçesiyle dava konusu tarhiyatın kaldırılmasına yargılama giderlerinin Adalar Belediyesi'nden alınarak davacıya ödenmesine," hükmetti.

EK: Mahkeme kararı





_______________________________________________________2

From: İSMET GÜVENÇ
Subject: BUYUKADA ISKELE MEYDANI DUZENLEMESI
Date: June 23, 2011 10:25:26 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

BÜYÜKADA İSKELE MEYDANI DÜZENLEMESİ...

Büyükada iskele meydanı düzenlemesinin 23.06.2011 itibariyle durumunu bilgilerinize sunuyorum.



Saygılarımla,

İsmet Güvenç


_______________________________________________________3

From: ŞİRİN ÜNAL KAHRAMAN
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2597: frenkler'in gül bayramı yortusu münasebetiyle...
Date: June 24, 2011 10:08:14 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Günaydın,
Uzun yıllar Büyükada’dan işe gelip gittim, vapur sorunu nedir iyi bilenlerdenim. Şu anda İstanbul'da yaşıyorum sadece ailemi ziyarete geliyor ve nadir de olsa Ada'dan işe gidiyorum, nadir dedim çünkü resmen eziyet Ada'dan işe gitmek!...

Vapur tarifeleri için yazılanları okuyorum ve yapılan eleştirilerin çok yerinde doğru tespitler olduğuna inanıyorum. Sn. Talin Etyemez'in tespitlerine sonuna kadar katılıyorum. Salı günü Bostancı'dan Ada'ya gidecektim; yaz tarifesine geçildi diye tarife temini için vapur iskelesine gittim "Henüz basılmamış," dediler!... Motor iskelesine gittim; Adalar için ayrı ayrı basmışlar ve turnike üzerine koymuşlar, vapur/şehir hatları yaz tarifesi başlamış oysaki  hâlâ tarife yok gerçi vapur da yok ortada!...

Ada iskelesine —pardon motor iskelesi— yanaşıyorsun garip bir yapıyla karşılaşıyorsun farklı bir mimari tarzında, inşaat halinde ve karşında kazılmış bir alan! Hani yaz aylarında Adalar'da inşaatlar durduruluyordu, sahillerdeki yapılar yıkılıyor da her neden ise bu motor iskeleleri için kimse bir yaptırımda bulunamıyor, istedikleri gibi hareket edebiliyorlar.

Eskiden Adalar'da yaşamak bir ayrıcalıktı şimdi eziyet haline getirilmek isteniyor, anlayamadığım Adalar'da yaşayanlar mı azaldı da vapur seferleri kaldırıldı ya da MaviMarmara ortaya çıktığından beri zarar ediyor...

Ayrıca bu sefer saatlerini masa başında yapanlardan birkaçı ya da biri Adalar'da yaşasın bakın o zaman tarifeye, gerçi o da özel yatıyla gelir gider ya yine olan Adalar'da yaşayanlara olur!...

Selam ve saygılarımla,

Şirin ÜNAL KAHRAMAN


_______________________________________________________4

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: Dikkat! Tarife hk.
Date: June 24, 2011 9:30:32 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


From: TALİN ETYEMEZ
Subject: tarife çıldırtıyor!
Date: June 23, 2011 9:58:38 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

tarife çıldırtıyor!...

Birkaç örnek verebiliyorum, daha fazlasına tahammülüm kalmadı!...
Ve dahası... Az önce fark ettim. Hafta içi ve hafta sonu Büyükada'dan Adalar-Kabataş tarifesinin hemen hemen aynısını, Büyükada'dan Adalar-Bostancı'ya basmışlar! Her iki vapur da aynı saatte kalkıyor!...

* * *

2011 Yaz Tarifesinde Fiyasko!...

Tarifeyi kimler yaptı? Tahmin bile yürütemiyorum!*

Büyükada’dan Adalar –Kabataş
Akşamüstü 17:55 Adalar-Kabataş seferinden sonra arada iki buçuk saate yakın bir ara var. 20:25 ve 21:10 seferleri ise birbirine çok yakın.
Eğer Büyükada’daki etkinlikleri takip edip Adalar'a dönmek istiyorsanız 17:55 çok erken. Arada 19:00’a doğru bir vapur seferi olmalı ki Adalar arası ulaşımda en son nokta olan Kınalıda’daki evinize yemek saatinde varabilesiniz.
Hafta içi gece Adalar-Kabataş’a son sefer 22:40’ta. Dönüş için çok erken bir saat, çünkü misafir kabul edemeyeceksiniz, ziyarete gidemeyeceksiniz ayrıca katıldığınız yemek davetleri, toplantılar, konser ve etkinlikler bitmiş olmayacak. Saat 11:15 ve 12:15’te motor veya vapur seferleri konulmalı.

Dikkat! Büyükada’dan Adalar-Bostancı
Hafta içi gece Büyükada’dan Adalar-Bostancı seferiyle Adalar-Kabataş seferi aynı saatte kaldırılıyor: 22:40’ta. Her iki vapur aynı saatte kalkıp peşpeşe adaları dolaşacak, iskelelerde birbirini bekleyecek. Şunların arasına birer saat ara koyarsanız zaten mesele çözülecek.

Dikkat! Pazar ve tatil günleri Büyükada’dan Adalar-Kabataş
Son sefer 19:40’ta. Adalılar'la dalga geçiliyor. Birileri kafayı buluyor herhalde! Acaba tarifeyi Kars’ta veya Ağrı’da oturan birileri mi yaptı?

Pazar ve tatil günleri Büyükada’dan Adalar-Bostancı
Son sefer 19:40’ta!

Allahım sen bana sabır ver! Dayanamayacağım bu tarifeyi daha fazla incelemeye…
Yıllardır söylüyoruz yardım isteyin diye. Tarife yapmak için yıllarca Adalar'da yaşamış olmanız, günün her saatinde her yöne gidip geliyor olmanız gerekiyor.


* * *

Ulaşım hakkı vatandaşların en önemli haklarından biridir. Kimse bunu engelleme ve aksatma lüksüne sahip değildir.

* * *


Şehir Hatları Şirketi Genel Müdürü Süleyman Genç oldu


Başkan Kadir Topbaş tarafından İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ Genel Müdürlüğü'ne atanan Süleyman Genç, Gemi İnşa ve Makina Mühendisi.

Süleyman Genç, 1979 yılında Pertevniyal Lisesi’nden, 1985 yılında da İTÜ’den Gemi İnşa ve Makine Mühendisi olarak mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde yüksek lisansını tamamladı. 1993 yılında Birleşmiş Milletler bursu UNIDO projesi kapsamında Belçika’da Gemi Bakım Onarım Diploma Programı'nı bitirdi.

1988’de Türkiye Gemi Sanayi Pendik Tersanesi’nde meslek hayatına başlayarak, çeşitli kademelerde mühendis ve yöneticilik yaptı. Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) Tersane Müdürlüğü görevini 2005 yılından itibaren İDO’da sürdürmeye başladı.

Pek çok ulusal ve uluslararası projede görev aldı. Türkiye’de denizcilik sektörünün know-how oluşturmasında bir ilk adım olarak kabul gören, ilk deniz otobüsü yapımı proje ekibinde yer aldı. İngilizce bilen Süleyman Genç, evli ve üç çocuk babası.

* * *

Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç'in özgeçmişinde yazılanların doğru olduğuna inanabilmemiz, şehir hatları vapur tarifesini gördükten sonra ne yazık ki mümkün değil!

İstanbul'da yaşayan ve İstanbul'u tanıyan, yukarıda yazılı vasıflara sahip biri nasıl olur da bu konuyu bu derece göz ardı edebilir? Adalılar olarak bunun ardında nasıl bir sebep arasak bilemiyorum... Bu bir hata değil, hakaret!...


_______________________________________________________5

From: İPEK YAGAL
Subject: İlet: Şehir Hatları Bilgi
Date: June 29, 2011 1:40:38 PM GMT+03:00
To: adalarpostasi@gmail.com


Şehir Hatları Bilgi...
 

Şehir Hatları'na Bostancı-Adalar vapurlarıyla ilgili mail atmıştım. Ekteki otomatiğe bağlanmıs cevap geldi.


Sevgiler,

İpek Yagal Gül
Burgazada



* * *

From: 
Date: Wed, 29 Jun 2011 09:51:52 +0300
To: 
Subject: Şehir Hatları Bilgi



Sayın İpek Yağal Gül,
Öncelikle yoğunluktan kaynaklı gecikmeden dolayı özür dileriz.
Yolcularımızdan gelen talep doğrultusunda talep ve istekler, saha analizleri ve anket çalışmaları, potansiyel yolcu araştırmaları da eklenerek seferler ve tarifeler oluşturulmaktadır, filomuzdaki gemi durumuyla orantılı olarak düzenlenmektedir. Talebiniz, değerlendirilmek üzere ilgili birimimize iletilmiş olup, yeni tarife döneminde bize ulaşan diğer taleplerle birlikte değerlendirmeye alınacaktır.

Blgilerinize sunarız,
Saygılarımızla,
Şehir Hatları Müşteri Hizmetleri.
444 18 51


_______________________________________________________6

From: EVA KENT
Subject: "La vie est dure sans confiture"
Date: June 27, 2011 10:30:16 AM GMT+03:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

La Vie est dure sans confiture...


[reklâmı sağ üst köşedeki 'x'ten kapatıp geçebilirsiniz!]


Eva, a multitalented textile specialist from Germany lives in Istanbul since the last thirty years with her husband and two daughters. Being a professional in fashion business, her real passion relies within the beautiful smells of the lavender, Daphne, various other herbs and flowers that she picks up in the upper hills of the peaceful Big Island, a little paradise just an hour away from heavily populated (18 million) mega city Istanbul. Eva can spend hours days and weeks just preparing her amazing home made organic jams, jellies and marmalades. Each time, she tries new combinations, inventing new recipes, she fills each jar with an inspirationally artful love. This little intro was shot in my one and only day in the island, and it is to be my first trial with my brand new Canon 7D. I did avoid texts and narrations as all I wanted to do is to give a glimpse of a day, from Eva’s island…

* * *








Fotoğraflar: Eda Tibet.



_______________________________________________________7

From: EVA KENT
Subject: kacak cammekan.xls
Date: June 28, 2011 2:20:18 PM GMT+03:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

Kaçak camekân...

Neden insanlar hiç doymuyor? İlla bir ilave, bir ek v.s. bir şey yapmak gerekiyor mu?... 

Geçen sene yapılan kaçak camekânlara 


bu sene daha fazla ilaveler yapıldı!... :( 


Belki'de bizim damın üstüne de balkon yapacaklar!... Kim bilir? Artık arkadaki bina ve bizim evimizin arasındaki mesafe yaklaşık 45 cm'i geçmez... halbuki 4,5 metre olmalı!

'Özel hayat'  denen şey kalmadı, pencerelerimizi bile açamıyorum!... :(

Selamlar,

Eva

_______________________________________________________8

From: AVEDİS HİLKAT
Subject: KINALIADA SURP KİRKOR KİLİSESİ VAKFI SEÇİMLERİ YAPILDI
Date: June 27, 2011 2:43:55 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

KINALIADA 
SURP KİRKOR LUSAVORİÇ KİLİSESİ VAKFI 
SEÇİMLERİ YAPILDI


26 Haziran 2011 Pazar günü Kınalıada'da yapılan Kınalıada Surp Kirkor Lusavoriç Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu seçimlerini tek liste olarak katılan LEVON ŞADYAN, MANUK SARAYDAR, KARİN DERVOGORMİYACIYAN, TAMAR NERGİS, ARNO HİLKAT, HERMAN OGSAR
ARDA ÇINAR, ARİS DEMİRKIRAN, ANİTA ÖSME kazandı.

Kınalıadalılar'ın yoğun ilgi gösterdikleri kilise seçimleri Adalılar tarafından memnuniyetle karşılandı. 360 geçerli oyun kullanıldığı ve yeni seçilen yönetim kurulunun çoğunluğunun gençlerden oluşması dikkat çekiciydi.

HABER FOTOĞRAF
Avedis Hilkat
Kınalıada-İstanbul


_______________________________________________________9

Takvim, 27.06.2011
Ali Çetinkaya


Doktor isyanı...

Burgazada'da doktor olmayınca kalp krizi geçiren 47 yaşındaki adam, can verdi. Ada sakinleri, bu olaya tepki gösterdi...

İstanbul Boğazı'ndaki [!] Burgazada'da yaşanan bir olay, doktor isyanına neden oldu. Sağlık hizmetlerinde büyük sıkıntılar yaşayan ada sakinleri, bir daha benzer acıların yaşanmaması için Başbakanlığa gönderilmek üzere imza toplamaya başladı. Ada'da tepki yaratan olay, önceki gün meydana geldi. Kalp krizi geçiren 47 yaşındaki Sabahattin Sezgün, hayatını kaybetti. Arkadaşlarının kucağında son nefesini veren Sezgün'e ilk müdahaleyi, doğum hemşiresi yaptı. Hemşire, yemek kaşığıyla ağzını açarak Sezgün'ü hayatta tutmaya çalıştı.

YILLARDIR UNUTULDUK
Ancak ambulans adaya 1.5 saat sonra gelince, Sezgün tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Deniz Kulübü çalışanı Erdoğan Vural "Yıllardır doktorumuz yok. Van'da, Muş'ta, Ağrı'da hastalar ambulans helikopterle taşınırken İstanbul'un göbeğinde hastalarımız hayatlarını kaybediyor," dedi.


_______________________________________________________10


HaberAnaliz, 25.62011


Sağlık Bakanlığı'na duyurulur!...

Burgazada'dan bir mail aldık. İçler acısı bir durum olduğu için konuyu ilgili ve yetkiliye aktarmak amacıyla buraya alıyoruz. İşte o elektronik posta...

Merhabalar,
Burgazada yazları oturan bir sakin olarak, sizden bir ricam var, koskoca adada tek bir doktor yok, geçen seneye kadar tek doktorumuz vardı onu da aldılar. Bugün daha yeni bir ölüm olunca dayanamadım paylaşmak istedim. Bu konunun duyarlılığının sağlanmasında yardımcı olur ve yayınızda dile getirirseniz belki sesimiz duyulabilir.
Teşekkürler...

GARİP BİR UYGULAMAYLA ADA'NIN TEK DOKTORUNU UZAKLAŞTIRAN ZİHNİYET YÜZÜNDEN DAHA KAÇ KİŞİNİN ÖLMESİ LÂZIM? BUGUN 47 YAŞINDAKİ SABAHATTİN SEZGÜN, ZAMANINDA MÜDAHALE YAPILAMADIĞINDAN KALP KRİZİ SONUCU VEFAT ETMİŞTİR. NÜFUS SAYIMINA GÖRE ADA HALKININ YETERLİ OLMADIĞI SEBEP GÖSTERİLEREK ADA'NIN TEK DOKTORUNUN BİR BAŞKA YERE TAYİNİ SONUCU BURGAZADA, SADECE TEK BİR EBEYE BIRAKILMIŞTIR. BU GARİP UYGULAMANIN DÜZELTİLEBİLMESİ İÇİN DAHA KAÇ KİŞİNİN ÖLMESİ GEREKİYOR, SORUYORUZ. BURGAZADA'NIN ACİLEN DAİMİ İKÂMETGÂHLI BİR DOKTORA VE TAM TEŞEKKÜLÜ BİR AMBULANSA İHTİYAÇ VARDIR. 
BURGAZADA SAKİNLERİ


_______________________________________________________11

Radikal, 28.6.2011
Ezgi Başaran


Hayatını manastıra adayan adam


Burgazada Aya Yorgi Garibi Manastırı’nın zangocu Yorgo Güller’le tanışmalısınız. Çünkü o tek başına bir manastırı harabeden bugünkü kusursuz haline taşıyan adam. Bir yandan Silahtarağa Vakfı’nın el koyduğu manastır topraklarının davasıyla uğraşıyor; bir yandan da huzurlu hayat ve huzurlu inanç nedir, Patrikhane’nin bile unuttuğu bu manastıra insan niye kendini adar, cevaplarını arıyor.

Nasıl zangoç oldunuz? 
Benden önceki zangoç 2004’te ölmüştü. 4-5 ay tek başına kaldı burası. İdare Heyeti Başkanı Bay Pano’yla bir gün aşağıda bakkalda karşılaştık. “Oğlum, bu kiliseye bakacak birini bulamadım” dedi. Boş bulundum, “Bakarım ben baba,” dedim. Halbuki mobilya imalatçısıyım, dükkânım falan var. Öyle demiş bulundum, niyeyse. Bay Pano da üstüne atladı, beni tayin ettiler. 14 Nisan 2004’ten beri buradayım.

Ne haldeydi siz ilk geldiğinizde? 
Maalesef bir harabeydi. Bir ibadet yerinin o halde olması beni çok üzüyordu. İlk sene halimi görmeliydiniz. Bir elimde zincirli bir ağaç kesme motoru, bir elimde balta… Sanırsınız Afrika ormanlarındayım. Sabahın 4’ünde çalışmaya başlıyordum. Son 1 ay yürüyememeye başlamıştım. Üç damperli kamyon dolusu pislik attım. İki at arabası şişe, iki at arabası da hurda… Bahçedeki bu küçük ev dizini, rahiplerin kaldığı bir koğuşmuş. Onları ailelerin barınabileceği küçük dairelere dönüştürdüm.

Kimler yaşıyor şimdi burada? 
Son kalan Rumlar olarak biz… Kelaynak sürüleri diyorum ben. Zaten kışın Burgaz’da dört Rum aile kalıyor. Ama o aileleri 4-5 kişilik ya da Başbakan’ın dediği gibi 3 çocuklu sanmayın. Karı-koca Rumlar diyeyim. Ama yazın yalnız bu manastıra 28, toplamda adaya 125 aile geliyor. 5-6 tanesi Yunanistan’dan, gerisi Kurtuluş, Cihangir’den.

Siz nerelisiniz?
Sebastiolu yani Sivaslıyım. Büyükbabamın babası oralıymış. Anne tarafım ise Karadenizli. Aslında üç nesil, İstanbul’da doğup büyüdük. Tepebaşı’nda Pera Palas’ın karşısında doğdum. Cemiloğlu Sokak, 46/11. O bina çökük vaziyette şu anda, ne çok üzülüyorum. Zaten Beyoğlu’nu içim kaldırmıyor artık. Dolaşacaksan İstiklâl’de kirpi gibi dikenli elbise giymen lâzım.

Burgaz’a bir kızın peşinden geldim 

Burgaz’a ne zaman yerleştiniz? 
1972’de bir kızın peşinden geldim buralara. Önce hafta sonları. Sonra Mayıs'tan Ekim'e kalmaya başladım. Manastırla birlikte, yani 7 senedir yaz-kış buradayım. Burası niye güzel? Çünkü herkesi tanıyorum, selamlaşıyorum. Ben birbirini gördü mü kafasını çeviren kalabalıktan hoşlanmam. Sonra burada toprak var, hayvan var, denizde balık var, karım var. Çocuklarımı özlüyorum tabii; biri pedagoji eğitimi, diğeri de işleri nedeniyle Yunanistan’da.

Sizin eğitiminiz nedir?
Zoğrafyan Lisesi’ni arka kapıdan bitirdim. Kavga gürültü, babamın zoruyla. Okumayla işim olmadı, baba mesleği mobilyacılığı çok iyi öğrendim. O kadar ki, rahmetli babamdan bile iyiydim. Hâlâ da iyiyimdir, bakma 60 yaşında olduğuma. Geçen Mart devlet bana yaşlılık indirim kartı verdi, şaşırdım.

Bozuldunuz mu? 
Yok, çünkü hissettiğim yaştayım. Gördüğün ikinci eşim 30 yaşında. Onunla Galata Kulesi’nde tanıştım. İlk başta aklıma öyle bir şey gelmemişti. Oğullarım onunla yaşıt filan. Biraz tuhaf tabii.. Ama baktım çocuklar onu çok sevdi, kaynaştılar. 50 kere de karıma sordum, “Bak yaşım ortada, emin misin?” diye. “Fark etmez. Ben seninle mutluyum,” dedi. 10 yıldır birlikteyiz işte.

İlk eşimi büyük aşkla almıştım, bütün ada bilir… Ama yürümemişti. Sıkıntıdan 3 kez kalp krizi geçirmiştim. Doktor dedi ki, “Beyninin işleyişini değiştirmen lâzım”. Benim kafaya uyacak başka beyin bulamadığımdan, hayatımı değiştirdim. Şimdi burada, kendime kurduğum bu dünyada huzurluyum. Eksiğim yok. Baykuşum bile var yani.

Sanal ayin düzenliyorum Manastırı mavi-beyaz yapmak sizin fikriniz miydi? Evet. Tekneyle 1970’lerin ortasında Yunanistan’a gittiğimde, adalarda mavi-beyaz kiliseleri görünce hayran olmuştum. Bir ibadethane düşün ki, gök ve deniz bir arada. Burada ikinci senemdi, şöyle bir baktım. Bina kötü bir sarı, demirler kötü bir yeşil. Bir gün Ermeni dostum Beco ziyaretime gelmişti. İçeride dua etti, çok duygulandı. Sonra da “Bir ihtiyacın var mı Yorgo?” diye sordu. “Valla beş teneke beyaz boya olsa ne hoş olur,” dedim. Ertesi gün kapıdaydı boyalar. Sezgin diye zayıf naif bir dostumla, iki kişi tüm binayı iskele bile kurmadan boyadık. Şimdi pazar günleri tütsü yakıyorum. Hatta sanal ayin düzenliyorum.


O nasıl oluyor? 
Hoparlör bağladım radyoya. Yunan kanalındaki ayini canlı olarak içeri veriyorum. Sanal ayin işte. Bir gün Patrik bana “Yorgo nasıl durumlar, Aya Yorgi ne yapıyor?” diye sordu. “İyidir, her Pazar ayinim var dedim.” Bir duraksadı; “Nasıl yani?” dedi. Anlatınca radyo-hoparlör düzeneğini, “Allah Allah, yeni icatlar…” dedi, sustu. E ne yapayım, bir papaz yollamıyorsunuz!

Patrikhane size çok teşekkür ediyor olmalı ama… Yok canım. Bizim buradaki küçük Rum cemaati çok korkak zaten. “Yorgo mavi-beyaz boyama, Yunan bayrağı derler, başımıza iş açma,” demezler mi… Hiç takılmadım. Sonra da herkes bayıldı. Belediye başkanı, kaymakam, Heybeliada Subay Okulu komutanı tebriklerini gönderdi. Patrikhane’den hiçbir şey duymadım. Halbuki bu adadaki martılara sorsan, bilirler benim burası için nasıl çalıştığımı… Bir dostum takılır bana “Çalış çalış, madalya verecekler sanki,” diye. Madalyayı ne yapayım?... Nasıl kaymaklı ekmek kadayıfı yersin, tat alırsın, zevkle dolarsın… Bu kilise için uğraşmak da benim için öyle bir şey. Tek başıma da olsam fark etmez.

Alevi aileler de davalık 


Sizi buranın papazı zannedenler varmış? 
Tabii. Hatta tetelefonla arıyorlar, çünkü bilinmeyen numaralar servisinde Büyükada’daki manastırın değil, buranın telefonu çıkıyor. Geçen gün Antep’ten bir kız aradı, papazla görüşmek istiyor. “Niye lazımdı?” dedim. İstiyormuş ki papaz, ayrıldığı sevgilisiyle kavuşsun diye dua okusun. “Böyle şeylere inanılır mı kızım?” dedim, kapattım. Papaz ne yapacak yani okuyup da…

Manastırın topraklarının Silahtarağa Vakfı’na geçmesi üzerine Patrikhane dava açmıştı. Hâlâ sürüyor, değil mi? 
Evet ve maalesef buradaki İdare Heyeti kaybettiğimiz bu topraklarla hiç ilgilenmiyor. Biraz boşvergillerden onlar. Bense haksızlığa gelemiyorum. Zamanında bu topraklar kiliselere bağışlanmışsa, şimdi niçin başka bir vakfa geçsin? Bin türlü alavere dalavereyle bu işleri yapıyorlar. Bu işlerin şeytanı olanlar var. Üçüncü şahıslara devrederek filan tapusunu alıyorlar arazilerin. Ama sonra AİHM’ye gidince, bu memleketin mahkemeleri rezil oluyor.

Son durum ne? 
Silahtarağa Vakfı, rahiplerin koğuşunun duvar bitiminden sonrasına ve manastır bahçesinin sol tarafındaki araziye sahip çıktı. Belki bir gün bu koğuşa hatta manastıra kadar gelirler, bilemiyorum. Bu işin bilinmeyen bir yüzü daha var, çok acıklı.

Nedir? 
1970’lerde burada yaşayan bir Papakosta vardı. Sol taraftaki arazide yer alan kümesleri filan, çok sevdiği Alevi ailelere vermiş. Çünkü o aileler, Papakosta’ya ve manastıra çok yardım etmiş, iyilikler yapmış. Aileler de yıllar içinde o araziye bir odalı gecekondu yapmışlar; belediyeye işgaliye parası vererek yaşıyorlardı. Patrikhane hiç ses etmiyordu. Ama şimdi o 48 kadar Alevi aile de evinden olacak. Bu manastıra niye Garibi derler, biliyor musun? Gariplere kucak açtığı için. Şimdi kucağındakileri dökmek zorunda kalacak, çok ağrıma gidiyor. Yaşayanların da hepsini çok iyi tanıyorum üstelik. İsmail Baba, Pilli Mustafa…

Onlar da dava açsın… 
Açtık zaten. Ben de onların arasına davalı olarak girdim. Silahtarağa Vakfı’yla davalıyız her bakımdan. Ada'daki herkes, “Keşke sizin vakıf kazansa,” diye kıvranıyor.

Oğluma gözlerimi vereceğim 

Dindar mısınız?
Öyleyim tabii ama dini nasıl tatbik ettiğin önemli. Bir insan bir şeyi çok isterse, Tanrı dediğimiz güç onu duyar. Din anlayışım bu. Mesela benim bu manastırın zangoçluğunu yapmayı kabul etmemde iki husus etkili oldu. Çocuklarımın annesi olan eski eşim lenf kanseri olmuştu. Onunla boşanmamıza rağmen her gün manastıra geldim, çok içtenlikle dua ettim ve kurtuldu. Doktorlar bile şaşırdı. Diyeceksin, kurtulacağı vardı belki… Ama ben bu manastırın gücüne inandım.

İkinci husus nedir? 
Küçük oğlumun keratokonus denilen bir göz hastalığı çıktı. Çok nadir rastlanan ve tedavisi bulunamamış bir hastalık. Gözün korneası bir koni gibi dışarı çıkıyor ve maalesef sonuçta görme yetisi kayboluyor. Yurtdışından o konileşmeyi engellemek için lensler getirttik, çok koşuşturduk. Şimdilik ilerlemiyor ve ben bunda da dualarımın etkili olduğunu düşünüyorum. İşte bu sebeplerden, ben kendimi bu manastıra adadım. Yine de bazen gece tuvalete kalktığımda ışıkları yakmıyorum. Karanlıkta yolumu bulmayı öğrenmem lâzım. Çünkü biliyorum, bir gün gözlerimi oğluma vereceğim. Uyarsa tabii.


_______________________________________________________12

From: YUSUF BAHAR
Subject: Star Gazetesi haber
Date: June 23, 2011 6:50:16 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

http://www.stargazete.com/istanbul/ada-sakinlerinin-huzuru-kacti-haber-361181.htm

Ada sakinlerinin huzuru kaçtı


ADALAR Belediyesi’nin halka açık olan sahilleri üç yıllığına İzmirli bir firmaya kiralayarak ücretli hale getirmesine karşı tepkiler dinmiyor.

Adaların huzurunu bozmak isteyenlerin olduğunu söyleyen AK Parti Adalar İlçe Başkanı Erdoğan Yılmaz, Adalı olmayan üçüncü kişilerin Adalar’a gelerek burada yıllardır bu işten geçimlerini temin edenlerin huzurunu bozduğunu söyledi. Yaz mevsimiyle birlikte başlayan tatilde 2-3 aylık bir dönem içinde bu işi hakkıyla yapan Adalılar olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Esnafın defterdarlığa ödediği bedel var. Ayrıca devlete de vergi ödüyor. Biz inanıyoruz ki gerek kaymakamlık, gerekse emniyet yetkilileri Adalılar’ın huzurunu kaçıracak bir uygulamaya izin vermeyecektir,” dedi. Yılmaz, Adalar Belediyesi’nin başlattığı uygulamanın yasal olmadığını sözlerine ekledi.

Düzeltme ve Özür 
Star İstanbul’un dünkü “Sahiller kiralandı, Adalar ayaklandı” manşetinde AK Parti Adalar İlçe Başkan Yardımcısı Yusuf Bahar, sehven “İlçe Başkanı” olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz.


_______________________________________________________13

From: SELÇUK ARAL
Subject: http://www.kinaliada.net/index.php?news-1439
Date: June 24, 2011 1:16:25 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Selamlar...

* * *

Kinaliada.net, 24.6.2011
Selçuk Aral

http://www.kinaliada.net/index.php?news-1439

Kız (Cindy'nin) Babası Nezih…
veya Kınalı'nın en eski ve meşhur Kafe‘si Jarden açıldı…

Foto: Selcuk Aral ©

Sevgili Okuyucularim! 
Sizlere daha evvel de Vefa’dan arkadasim, uzun yillardan beri Kinaliada’da yaz kis oturup, kendini genclere ve cocuklara (futbol antrenörlügü yapip, onlar icin yaz kamplari acan) biraz da kedi-köpege adamis Nezih’ten bahsetmistim. Nezih bu sene bu mesgalelerinin yanina ek olarak Ada’nin en eski ve meshur kir bahcesi veya kahvesi Jarden’in yönetimini de üstelenmis, gecen hafta sonunda faaliyete gectiler. Jarden aslinda kedi-köpek barinaginin (bir zamanlar orasi futbol maclarinda soyunma odasi olarak kullanilirdi) pek uzaginda olmadigi icin bütün hayvanlar, sahipleri Nezih’i takip ederek Jarden’in etrafinda toplanmakta, daha dogrusu kuyrugundan ayrilmamaktalar. Gecen gün acik gördügü pencereden iceri girmeye calisan Lola‘yi (kulagi markali sokak köpegi) bir taraftan kovalarken diger taraftan "Ulan Lola, senin yüzünden isten atilacagiz! Hahaha…" diye söylendigini duyuyorum. Dün denize gitmek icin Jarden’in önünden gecerken tanidigimiz kedilerden birisinin, cogu yavrunun annesi, hatta annanesi Cindy’i bahce duvarinda yaninda tanimadigimiz, birbirleriyle duello etmekte olan iki kediyle birlikte görünce olup-biteni anlamak icin duruyoruz. Bunlar bir yanda olurken bizi uzaktan görüp, konusmak icin yanimiza yaklasmakta olan Nezih’in gözüne ayni anda bu iki kedi carpiveriyor. Bir anda sanki kendisini ari sokmus gibi ziplamaya-hoplamaya, saga-sola kacisan kedilerin pesinden kosarak kovalamaya, bir taraftan da kalayi basmaya basliyor. Bir anda ne oldugunu anlayamayan biz, hanimla birbirimize bakisirken; "Yahu Nezih, ne oldu? Nedir bu öfken?" diye kendisine soruup da "Sen bu iki hergeleyi tanimazsin, bunlarin niyeti iyi degil!" cevabini alinca bir taraftan makaralari koyverirken diger taraftan ikinci bir suali yönlendiriyorum: "Ya Nezih, Cindy’nin kulagi zaten kesik —ilk bakista uzaktan belli olsun diye kisirlastirilmis kedilerin kulaklarindan birisinin ucu hafif kesik oluyor!— peki bu telasin niye? diye soruyorum. "Farketmez, cekip gitsin zamparalar!" cevabini alinca kahkahayi basip yerlere yatiyorum. Hahaha… 

Selcuk Aral
Kinaliada – Istanbul, 24.06.2011.

_______________________________________________________14


From: HALUK DİRESKENELİ
Subject: Prikipo kiyisinda kopekli yuruyus
Date: June 29, 2011 7:53:44 PM GMT+03:00
Cc: adalar.postasi@gmail.com

Degerli arkadaslarim,
Ben de Osman hocama ozendim bir kopek alayim Prinkipo kiyi yollarinda sabahlari yuruyuse cikayim dedim.

Arka yoldaki kopek kulubesinde yasayan sahipsiz kirma bir kopek var. Her turlu kopek soyu bu kopekte herhalde var genis bir spektrum!... Onu alayim dedim dislerini gosterdi bana bulasma dedi isirdi isiracak cok korktum. Boyle birsey olursa once kimleri isiririm diye aklimdan gecti... Etrafa baktim ortada sadece sahipsiz disi atlar kediler ve martilar var. Hicbiri kiyida gezdirmek icin uygun degil! Sabah kopeksiz yuruyus yaptim karizmam cizildi! Herkesin kalite kopegi var. ADALAR POSTASI'na ilan verecegim "Yeni dogmus kopeginiz varsa bana verin,"diyecegim, bekliyorum. Onlar da kapadilar, 23 Haziran'dan beri sayfa yenilemiyorlar, bosuna mail gonderiyoruz, tatile ciktilar kopek gezdiriyorlar herhalde!...

Yarin ada pazarina 3 tur giderim. Sonra bisiklet kiralayip buyuk tur yapayim... Aya Nikola tarafina halk plaji yapmislar oralari bir gormek lâzim... Cumartesi günü AdalarEvi'nde onemli bir mimari sergi var...

Sevgi ve selamlar,

Haluk Direskeneli


_______________________________________________________15


Aksiyon (864), 27.6.2011
Melda Bekcan 


Küçük şeyler, asla küçümsenmeye gelmez!

—Aaa! Minnacık balıklar gördüm Baba! Bunların adı ne?

— Kaya balığı kızım.

— Ne kadar da küçükler! Babacığım, kaya balığı yenir mi?

— Hayır, yenmez!

— Peki, ne yapıyorlar? Niçin onlara kaya balığı deniyor?

— Deniz kenarında kayalara yakın yerde yaşadıkları için kızım.

***

Nedense bu ‘yalın’ diyaloğu unutamıyorum!

Birçokları gibi ben de bitmeyen bir hevesle hayatı keşfetmeye çalışan, sürekli olarak etrafına sorular soran, hâliyle de aile bireylerini bezdiren meraklı bir çocukluk yaşadım.

O dönemlerde asla hata yapmadığına ve mükemmel olduğuna inandığım, üstelik her şeyi bildiğinden emin olduğum babamla, yazlığımızın bulunduğu Heybeliada’da yaptığım ‘kaya balıkları’ ile ilgili konuşmayı, her sahile gelişimde hatırlarım.

Yıllar geçti… Ben büyüdüm… Neredeyse babamın boyunu geçtim… Hatta o küçük kız çocuğu kadar çocuğum olabilecek yaşa eriştim… Ama hâlâ değişmedim!

Ne zaman bir sahil görsem, ya kayalıkların üstüne ya da iskeleye çıkar, en uç noktaya kadar ilerler, pürdikkat kesilir, kaya balıklarını ararım.

Şayet şansım yüzüme gülerse ve birkaç tane bile olsa kaya balığı görürsem, bütün dertlerimi unutur ve dünyalar benim oldu sanırım! [...]


_______________________________________________________16


Radikal, 28.6.2011
Ezgi Başaran


Karikatür direnişler

Kurultay diye tutturanlara bir tür Nur Yerlitaş gibi tepkiler vermek geçiyor içimden.

* Sahilden yukarı, en dik ve tıknaz yokuşu çıkarken insan duruyor. Kalp dur diyor, evet. Ama göz de kalıyor.

* Burgazada Camii’nin ve ada dostlarının korumaya aldığı dev çınarın dikildiği bu yokuşta verilen küçük savaşa takılıyor göz. İnsan duruyor.

* Caminin karşısına dizilmiş evlerden, tam cami kapısına denk gelmiş olanı camına sadece dışarıdan görülebilecek bir A4 kağıt yapıştırmış. Büyük harflerle bilgisayarda bir mini mani yazmış.

* Diyor ki: ‘Hepimiz Biriz: Mustafa Kemaliz’… Şarkıyı yanlış anlamış belli ki. Aynı yoldan geçmişiz, aynı dağın yeliyiz biz, aynı gülün bağıyız biz derken AK Parti’nin kardeşlik şarkısı… Hop, burada başka bir yorum: Tabii aynıyız, elbette ki biriz de… Öyle herhangi bir değil. Mustafa Kemaliz…

* Bu tür küçük direnişler büyük bir karikatürün parçaları aslında. Ezberlenmiş ideolojilerin huysuz ve ihtiyar karikatürleri artık. Hayattaki karşılıkları ancak ve sadece komik bulunmak olabilir.

* Kalpazankaya’ya doğru çıkarken gizlenmiş bir patikadan ‘gerçek bir Survivor’cı’ gibi aşağıya yuvarlanıp, denize ulaştığınızda kusursuz yalnız bir deniz ve inşaat molozlarıyla taşan bir koy buluyorsunuz: Sütkoyu

* Sütkoyu’nun denizi kadar yalnız olan bekçisi, bira, kola, su, şemsiye ve hatta şezlong tedarikçisi Ali Kaptan’a anlatıyorum cami yokuşundaki minyatür ‘Tandoğan Mitingini’… Basıyor o da kahkayayı.

* ‘Bu molozları görüyor musun, inşaat hafriyatı bunlar. Altı hep kumdur. Kumu görüyor musun, yok. Neden dersen, CHP’lidir bizim belediyemiz. Çalışmaz. O yüzden bak bu seçimde 200 oy çıktı AK Parti’ye. Eskiden olsa en fazla 17-18’di. Ha yine CHP 500 aldı çünkü dedik ki Anayasa’yı tek başına yapmasınlar. Bundan sonra daha da artar AK Parti’nin oyları.’

* Memlekette ivedi çözüm bekleyen hukuk ve guguk sorunları mevcutken bakıyorum CHP’liler buldukları her TV programına çıkmış, kurultay da kurultay diyor. Onlara bir Nur Yerlitaş gibi bakıp, ‘Canım nedir senin o saçının hali’ gibi manasız ve alakasız tepkiler vermek geçiyor içimden… O kadar bihaberler dünyadan çünkü.

* Ne güzel söylemiş mesela Mehmet Sevigen: acil lazım kurultay, çünkü parti bölünmek üzere, ideoloji ve ruh olarak… Hay bravo, ideolojik bölünme filan hâlâ.

* Kılıçdaroğlu da TV programlarına çıkan bu ‘cemaati mızıkçı CHP’nin ne söylediğini rapor rapor önüne istetmiş. Sanki program deşifrelerine hacet var, kim nedir hangi suyun önünü tıkar bilinmez mi…

* Yani diyorum ki… Sendrom arıyorsa CHP, Stockholm uzak, bir vapurla Burgazada’ya bekleriz. İçindeki kurultay çığırtkanlarını, ‘çalışmaktan sadece kavga etmeyi anlayanları’, solmuş kağıtlara karşılıksız ideoloji ve laiklik çekleri yazmayı hâlâ siyaset zannedenleri… Yani ‘o karikatürleri’ bir seferde kusup çıkarsın.

* Sonra molozların üstünde buluşuruz. Ali Kaptan, sen, ben, bizim oğlan… Artık kim kaldıysa o vakte kadar… [...]


_______________________________________________________17

Coloratura soprano Leyla Pekin ile organist Giuseppe Gandolfo'nun, 24 Temmuz 2011 Pazar günü saat 20:00'de Büyükada San Pacifico Kilisesi'nde verecekleri şan ve org konserine huzurunuzla şeref vermenizi rica ederiz. 
ADALAR POSTASI
)O(


From: GİUSEPPE GANDOLFO
Subject: Leyla Giuseppe Konseri 24 07 2011
Date: June 23, 2011 11:08:01 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

"Bir Yaz Gecesi Rüyası IV..."










ŞAN ve ORG KONSERİ


Coloratura Soprano: Leyla Pekin - Harmonista: Fra Giuseppe Gandolfo O.P.

24 Temmuz 2011 Pazar saat 20:00










Büyükada San Pacifico Kilisesi



PROGRAM

1. L. CHERUBINI Ave Maria (Soprano e harmonium)

2. W. A. MOZART Ave verum (Soprano, baritono e harmonium)

3. J. S. BACH Celebre Aria sulla quarta corda (Solo harmonium)

4. G. ROSSINI Giusto Ciel [Aria di Pamira da ‘L’assedio di Corinto’] (Soprano e harmonium)

5. G. F. HAENDEL Wie lieblich ist der Boten schritt (Soprano e harmonium)

6. F. CHOPIN Preludio in Mi minore n. 4 op. 28 (Solo harmonium)

7. F. DURANTE Vergin tutt’amor (Soprano e harmonium)

8. B. MARCELLO Adagio in do minore (Solo harmonium)

9. W. A. MOZART Laudamus te (Soprano e harmonium)

10. Fra G. GANDOLFO Doğaçlama sul tema Galata [sol la sib la sib la] (Solo harmonium)

11. J. S. BACH Pfingst Kantate (Soprano e harmonium)

12. C. SAINT-SAËNS Corale per organo (Solo harmonium)

13. G. F. HAENDEL Josua (Soprano e harmonium)

GİRİŞ SERBESTTİR,
HEPİNİZ HOŞGELDİNİZ!


COLORATURA SOPRANO LEYLA PEKİN
Müzik çalışmalarına 5,5 yaşında piyano çalarak başlamıştır. Türk ve yabancı şan pedagoglarıyla çalışmış ve bugüne kadar 28'i korolarla birlikte olmak üzere yurt içi ve yurt dışında —Bulgaristan ve Sırbistan— 64 konser gerçekleştirmiştir. Kendisi şan, solfej ve piyano derslerinin yanı sıra İstanbul Lions Kulübü Dünya Müzikleri Korosu'nu ve Kasdav Müzik Gönüllüleri Dünya Müzikleri Korosu'nu çalıştırmakta, 4 yıldır Kadıköy Belediyesi Dünya Müzikleri Korosu'nun da şefliğini yapmakta ve bu korolarla başarılı konserler vermektedir. 4,5 Oktav sese sahip olan Sn. Pekin, Cemal Reşit Rey Müzik Dostları Derneği üyesi, KASDAV Opera Komitesi Başkanı ve Kadıköy Belediyesi Müzik gönüllüsüdür. Organist Giuseppe Gandolfo'yla birlikte 6 yıldır pek çok keyifli konserde dinleyicileriyle buluşmuştur.


ORGANIST GIUSEPPE GANDOLFO
Galata Sen Piyer ve Paolo Katolik Kilisesi papazlarındandır. 1982 yılında Bologna Devlet Konservatuarı'ndan org maestro diplomasını almıştır. İtalya'nın pek çok kenti yanı sıra Londra ve Prag'da da konserler vermiştir. En sevdiği müzik türü 19. yüzyıl besteleridir. Sen Piyer Kilisesi, Sent Espri Kilisesi, Santa Maria Draperis Kilisesi, Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Polonezköy Kilisesi'ndeki orgların restorasyonlarını gerçekleştirmiştir. Son yıllarda soprano ve mezzo sopranolarla çalışmaları ve konserleri olmuştur.


BÜYÜKADA SAN PACIFICO KİLİSESİ'NİN,

PARİS'TE, V. MUSTEL (1815-1890) TARAFINDAN İMAL EDİLEN 309 NUMARALI BU TARİHİ ARMONİUMU,
Flüt, Klarnet, Fifr, Obua, Muzet, Vua, Selest, Bariton, Korangle, Burdon, Kleron, Basson, Harp Eolien seslerine sahip olup çok kalitelidir. Galata Sen Piyer ve Paolo Kilisesi papazlarından Saygıdeğer Bay Giuseppe Gandolfo, 17.7.2007'de büyük bir emek ve uğraşıyla tamir, temizlik ve akordunu yaptığı Büyükada San Pacifico Kilisesi'nin bu tarihi armoniumuyla 30.7.2007, 31.8.2008, 26.7.2009, 1.8.2010 tarihlerinde kilise sıralarını dolduran dinleyicilere unutulmaz konserler vermiştir.


_______________________________________________________18

From: ADALAR KÜLTÜR DERNEĞİ
Subject: SERGİ
Date: June 29, 2011 1:29:39 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com



_______________________________________________________19

From: ADALAR KÜLTÜR DERNEĞİ
Subject: AÇILIŞ
Date: June 29, 2011 1:34:54 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

2 TEMMUZ CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 21'DE
TÜM ADALILARI 2011 YAZ PROGRAMI
AÇILIŞ KONSERİNE BEKLİYORUZ.

ADALAR KÜLTÜR DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU




_______________________________________________________20

From: HALUK DİRESKENELİ
Subject: AdaEvi Prinkipo'da konser
Date: June 26, 2011 8:25:21 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Bugun saat 17:00'de AdaEvi Buyukada Cinar Meydani bahceici acik hava ortaminda cok guzel bir trombon/piyano konseri dinledik.

Trombonda Ebru Kennington, piyanoda ona eslik eden Ozge Mandiralioglu biz Buyukada/ Prinkipo klasik muzik sevenlere hos bir ortamda hos guzel bir muzik programi sundular

Yaklasik her yastan 20+sayida dinleyici 1 saatlik programda asagidaki eserleri dinlediler

G.Faure, bir ruyadan uyaninca
J.Bock, gun dogumu gun batimi
C.Debussy, bu gece
Mozart, rondo concerto in b bemol
J.M.Damase, 5 cayi
F.Kreisler, liebesleid

Ve bis olarak bir Japon muzisyenin bestesi

Guzel bir yorum oldu, ikili cok uyumlu caldilar, konser sonrasi kendilerini tebrik ettik.

AdaEvi sanat ortaminin benzer klasik muzik etkinliklerine devam etmesini ve her Pazar bir benzer program koymasini umuyor ve bekliyoruz.

Sevgi ve saygilarimla,

Haluk Direskeneli


_______________________________________________________21

HaberEtki, 25.6.2011

http://www.haberetki.com/2011/06/25/miniklerin-rengarenk-dunyasi-resimlere-yansidi.html

Miniklerin Rengarenk Dünyası 
Resimlere Yansıdı


6. Pınar Sanat Haftası’nın sertifika töreninde konuşan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı “Pınar Kido Resim Yarışması, bu yıl 30. yaşını kutluyor. Tam 30 yıldır geleceğin ressamlarına destek olmak ve resim sanatına katkıda bulunmak bizim için büyük gurur kaynağı.” dedi.

Türkiye’nin en çok başvuru yapılan resim yarışması olan Pınar Kido Resim Yarışması’nın bu yılki finalistleri, 20-24 Haziran’da Büyükada Splendid Palas Hotel’deki 6. Pınar Sanat Haftası’nda bir araya geldi. Birbirinden yetenekli 23 minik ressam, Türk resim sanatının duayenlerinden ressam Prof. Hüsamettin Koçan’la atölye çalışmalarına katıldı. 6. Pınar Sanat Haftası’nın sonunda Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, Yaşar Holding İcra Başkanı Mehmet Aktaş ve ressam Prof. Hüsamettin Koçan öğrencilere katılım sertifikalarını ve netbook’larını hediye etti.

Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, sertifika töreninde yaptığı konuşmada “Çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimine destek olan ürünler geliştirmek ve sosyal sorumluluk çalışmalarımızla da bu gelişimi desteklemek, kurum kimliğimizin bir parçası. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz Pınar Kido Resim Yarışması bu yıl 30. yaşını kutluyor. Onursal Başkanımız Selçuk Yaşar’ın önderliğinde 1981 yılında hayata geçirdiğimiz resim yarışmamız, tam 30 yıldır ekonomik krizlerin ve tüm toplumsal olayların dışında kalarak çocukların resimle olan bağını koparmamak adına aralıksız devam etti ve her geçen yıl artan katılım oranları bizleri yaptığımız işe daha sıkı sarılmaya teşvik etti. 30 yıl içinde milyonlarca minik ressam, resimleriyle bize kendilerini anlattı. Yarışmamızı 6 yıldır da Pınar Sanat Haftası’yla tamamlıyoruz. Her yıl Pınar Sanat Haftası’ndan yeni öykülerle dönüyoruz. Örneğin çocukken Pınar Kido Resim Yarışması’nda ödül almış bir kişi, yıllar sonra yarışmayı kazanan bir öğrencinin öğretmeni olarak yeniden aramızda olabiliyor. Bunun gibi birçok farklı hikâyeyi dinledikçe ve bugün buradaki Pınar Sanat Haftası’na katılan küçük ressamların gözlerindeki ışıltıyı gördükçe Pınar adına büyük gurur duyuyorum” diyerek Pınar Kido Resim Yarışması’na verdikleri önemi belirtti.

Pınar’ın sağlıklı nesiller yetiştirme misyonu ile 36 yıldır özellikle çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimlerine destek olduklarını belirten Yaşar Holding İcra Başkanı Mehmet Aktaş da; çocuklara sağlıklı ürünler sunmanın yanı sıra milyonlarca çocuğun spor ve sanatsal etkinliklere aktif katılımlarını sağlıyarak onları destekliklerni açıkladı.


_______________________________________________________22


EsenyurtHaber, 28.6.2011

http://www.esenyurthaber.com/HaberDetay/0/36075+Kartal+Belediyesi+B%FCy%FCkada+Sosyal+Tesisi+a%E7%FDld%FD.html

Kartal Belediyesi 
Büyükada Sosyal Tesisi açıldı


Kartal Belediyesi Büyükada Sosyal Tesisinin plaj ve mesire alanı düzenlenen törenle hizmete açıldı. Tesisin açılışında konuşan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Kartal sınırlarında plaj açmanın mümkün olmadığını, ama bu fırsatı ada tesisinde gerçekleştirdiklerini belirterek “ Hayal projeler peşinde değiliz, tesisimiz Kartal’a hayırlı olsun” dedi.

Kartal Belediyesinin Çevre Orman Bakanlığı'ndan devraldığı tesisin açılış kurdelesini Kartal Kaymakamı Nuh Mehmet Hamurcu, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, eşi Feray Öz, CHP Kartal İlçe Başkanı Haydar Oğuz, Kartal Belediye Başkan Yardımcıları ve Kent Konseyi Başkanı İbrahim Yazıcı birlikte kestiler. Açılış törenine, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Cemil Ekşi’nin yanı sıra il ve ilçe yöneticileri, Belediye Meclis Üyeleri ve gazetecilerle geniş bir davetli topluluğu katıldı. Tesisin açılışına Uzakdoğu sporları eğitmeni Selim Akbeniz ve Kartal Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Hüseyin Güler’de Kartal’dan ada tesisine kadar yüzerek katıldı.


Tesisin mesire alanında düzenlenen kokteylde, gelen misafir ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Öz, tesis için “Ayakları yere basan bir projenin ürünü” dedi. Tesis için kâr amaçlı bakmadıklarını belirten Öz, sadece kira ve gider masrafları olduğu için tesisin makul bir ücretle vatandaşların hizmetinde olduğunu söyledi.

Kartal İlçe sınırlarında plaj açmanın mümkün olmadığının altını çizen Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, devralınan bu tesisle birlikte Kartallılara böyle bir fırsat oluşturduklarını söyleyerek ”Hayal projeler peşinde değiliz” dedi.

Tesisin güvenlik ve sağlık ekibiyle ilgili de bilgilendirme yapan Öz, “Tesisimizde güvenlik elemanlarının yanı sıra, Belediyemize bağlı Turizm Zabıta ekiplerimiz de gün boyu asayiş sağlayacak. Denizde sürekli görev yapan arama kurtarma botumuzla, cankurtaranlarımız plajda yaşanması olası olumsuzluklara anında müdahale edecek ve herhangi acil bir durumda Kartal’a nakil sağlayacak” diye konuştu.Tesisin konaklama bölümün Ankara’da onayda olduğunu ifade eden Öz, en kısa sürede tesisin konaklama bölümünü de hizmete açmak istediklerini belirtti.

Ada tesisinin mesire alanı ve plaj bölümünün açılışı renkli görüntülere de sahne oldu. Kartal’ın yakından tanıdığı ünlü Uzakdoğu sporları eğitmeni Selim Akbeniz ve Kartal Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Hüseyin Güler sosyal tesisin açılışına Kartal’dan yüzerek gittiler. Kartal Deniz motorları iskelesinden denize akrobatik hareketle atlayarak başlayan Akbeniz ve Güler yaklaşık 3 saat süren yüzme maratonundan sonra ada tesisinin açılışına katıldılar. Tesisin açılışı sonrası iskelede Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz tarafından karşılanan Selim Akbeniz, tesise ulaştıktan sonra yüzerek yanında getirdiği Kartal Belediyesi flamasını açarak “Bu güzel tesisi bize kazandıran Belediye Başkanına teşekkürler” dedi.

Kartal Belediyesi Sosyal Tesisi içindeki iskeleye, Kartal Deniz Motorları İskelesinden kalkacak gemilerle doğrudan ulaşılabiliyor. Tesis giriş ücreti 15TL olarak belirlenirken, vatandaşlar şezlong ve şemsiye ücreti ödemeyecek. Sabah 9’da başlayacak gemi seferleri ve ulaşımla ilgili detaylı bilgi, Kartal Motor İskelesi önündeki Danışma noktasından edinilebilecek.

Yiyecek ve içecek satışlarının yapıldığı büfelerden de faydalanacak olan misafirler, doğayla iç içe olan mesire alanında da günübirlik pikniklerini yapma imkanı bulabilecek.

Büyükada Karacabey koyu mevkiinde 44 bin 500 m² alan üzerinde kurulu olan tesis Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ile İl Çevre ve Orman Müdürü Prof. Dr. Mehmet Emin Binpınar tarafından imzalanan törenle devralınmıştı.

Orman içerisinde müstakil dinlenme ve konaklama mekânları bulunan tesiste kafeterya, piknik, orman içi gezi alanları ile birlikte plaj da bulunuyor.

_______________________________________________________23


KadıköyGAzetesi, 
M. Nazım Telli


Kişi başı 20 TL!!

Gazetede bir haber, haber içinde bir ifade “kişi başı 20TL”

Kartal Belediyesi Büyük Ada Sosyal Tesisleri hizmete açılmış. Açılışa Kartal Kaymakamı Nuh Mehmet Hamurcu, Kartal Belediye Başkanı Opr. Dr. Altınok Öz ve eşi Feray Öz, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Öğüt, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Cemil Ekşi, CHP Kartal İlçe Başkanı Haydar Oğuz, Kartal Belediyesi Başkan Vekili Ergun Öztaner, Başkan Yardımcıları Gülseren Böyüktaş, Ayşe Çiğdem Ertan, Fügen Mavi, Dr. Turgut Mermertaş katılmış. Açılışta basın ve bir gurup Kartallı da yer almış.

Gazetelerde yer alan ifadeye göre tesisin adı “Kartal Belediyesi Büyük Ada Sosyal Tesisi”

Yani:

1-Bu tesis Kartal Belediyesi'ne ait veya Kartal Belediyesi işletiyor.

2-Bu tesis sosyal amaçlı.

Bu iki ifadeyi alt alta koyduğumuzda ortaya çıkan şu: Kartal Belediyesi, halka kâr amacı gütmeden, ucuz ve faydalı bir hizmet sunuyor. Kartallı çok az bir ücret ödeyerek denize girecek. Zaten belediyelerin amacı da o değil mi?

Kartal Belediyesi, bir plajı halkın istifadesine sunmakla iyi bir şey yapmış. Kilometrelerce uzun kıyısı olan Kartal için bir değil, on plaj gerekli. Dün veteriner, Belediye, Yunus, Nizam plajı, Kum plajı, Havacılar, Karacılar, Tekel gibi plajı olan Kartal’ın plajı olmaması büyük bir eksiklik. 500 bin nüfuslu Kartallı'nın, deniz kıyısında yaşayıp denize girememesi büyük kayıp, denize girmek için çevre il ve ilçelere gitmesi ise yöneticilerin yetersizliği.

Plaj fikrini sonuna kadar destekliyor ve Kartallı'nın İstanbul’da Şile, Bostancı, Adalar ve Tuzla’ya gitmesini kabullenemiyorum. Hatta Balıkesir ve Antalya gibi kilometrelerce yolu kat etmeyi, gelişmekte olan bir ülke için zaman ve para israfı olarak görüyorum.

İstanbul mutlaka plajlarla donatılmalı. Her ilçe yeterince plaj açmalı. Ancak kişi başı 20 TL gibi bir rakam ne belediye hizmetine ne de sosyal tesise yakışmıyor. Kartal Belediye Başkanı ve diğer ilgililer ellerine bir kalem alıp, hesaplasınlar.

Kişi başı 5 TL motor ücreti, kişi Başı 15 TL tesise giriş ücreti, kişi başı 10 TL öğlen yemeği ile toplandığında: Kişi başı 30 lira olur. Bir aile 5 kişi olsa 150 lira. Sayın Başkan bir gün denize girmenin bedeli 150 lira ise 5 gün denize girsek cebimizden 750 lira çıkar. 600 liraya çalışan ücretli, 800 liraya çalışan işci, 1500 liraya çalışan öğretmen 5 günlük deniz keyfi için 750 lirayı nereden bulur? Bu nasıl 'Sosyal tesis?' Caddebostan plajı: bedava, Tuzla Plajı: bedava. Kartal Sosyal tesisi 20 lira?

Belediyeler para kazanma yeri değil, hizmet üretme yeridir. Asgari ücretin 600 lira olduğunu bilmiyor musunuz? Kartal’da onlarca fabrika kapalı, binlerce genç işsiz değil mi? Kartal’da sinema bedava, tiyatro bedava, sünnet bedava, konser bedava, havai fişek gösterileri bedava, denize girmek 15 lira. Bu Kartal’a yakışmadı.

Plaja evet. 20 liraya hayır diyor. Kartal Belediyesi'nin bir an önce bu fiyatı aşağıya çekmesini bekliyoruz.

Aksi halde Kartal Belediyesi Büyük Ada Sosyal tesisi, bir avuç zenginin tesisi olmaktan öteye gidemez.

Mustafa Telli


_______________________________________________________24

Haber3, 28.06.2011

http://www.haber3.com/buyuksehir-belediyesinden-buyukadaya-mavi-yolculuk-920962h.htm

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN 
BÜYÜKADA'YA MAVİ YOLCULUK

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce 2008 yılından beri yaz aylarında düzenlenen Büyükada'ya deniz otobüsü seferlerinin başladığı bildirildi.

Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, Ulaşım Daire Başkanlığı Deniz Ulaşım Şube Müdürlüğünce, İzmit'ten Büyükada'ya deniz otobüsü seferlerinin başlatıldığı, hafta sonu Büyükada'ya direk ulaşılabileceği belirtildi.

Açıklamada, hafta sonu saat 09.30'da İzmit Marina İskelesi'nden hareket eden deniz otobüsünün Büyükada'dan saat 17.30'da dönüşe geçtiği, seferlerin 31 Temmuz tarihine kadar devam edeceği kaydedildi.

Açıklamada, İzmit'ten hareket eden deniz otobüsünün sırasıyla Değirmendere, Karamürsel, Darıca iskelelerine uğrayıp Büyükada yolcularını alacağı yer aldı.


_______________________________________________________25


Şalom, 29.6.2011
Joelle Pinto


[...] Çocukluğumdan beri Burgazadalı arkadaşlarımla “Kimin adası daha güzel” tartışması yaparız; beş yaşından otuz beş yaşına fazla büyüyemedik konu adalarımıza gelince. Ancak Burgazlılar 1-0 öne geçtiler son senlerde; pazar günleri akın akın turist yok, yan yana incik boncukçu yok, dürümcü kumpirci yok. Burgazada hâlâ çocukluğumuzdaki gibi, keşke Büyükada da öyle olabilse…


_______________________________________________________26


From: İSMET N. KARAÇ
Subject: Fwd: Tarihi Yeşil alanların korunması
Date: June 30, 2011 10:44:54 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Tarihi yeşil alanların korunması...



Adalar ilçesi için hazırlanan 1/5000'lik planların, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından onaylanması ve 1/1000'lik planların da Adalar Belediyesi tarafından hazırlanıp sunulacağı yeni planlar halkın merak konusu. Yeni planlarda özellikle Büyükada'da tarihi FBli Lefter, Can, Kasap oğlu gibi ünlülerin top koşturduğu eski Maden mahallesi, Tepeköy civarında resimleri gözüken ve 39 pafta, 182, 190, 85 adalar üzerindeki kalan tarihi arsaların, yeşil alan olarak korunması ve gelecek nesile oyun alanı, park ve yeşil alan olarak kazandırılmasıdır.

Ada sakinleri adına
İsmet N..Karaç

Ek: 2000 yılında Metin Toker'in Paris ziyaretindeki tarihi yeşil alanların korunmasıyla ilgili Milliyet Gazetesi'ndeki yazısı.


_______________________________________________________27


Şalom, 29.6.2011

http://www.salom.com.tr/news/detail/20218-Maccabiat-Junior-Futsal-Takimiyla-spor-dolu-guzel-Bir-hafta-sonu.aspx

Maccabiat Junior Futsal Takımıyla 
spor dolu güzel bir hafta sonu!


Büyükada’da bir pazar günü, hem de beklenildiği gibi yağmurlu ve serin bir hava… Ama tüm bu olumsuz koşullara rağmen Maccabiat Junior Futsal Takımı oyuncuları eksiksiz bir şekilde kramponları ve formalarıyla sabahın erken saatlerinde adadaki Yıldırımspor Tesisleri’ndeydi. Neden yağmurlu havada ve pazar günü erken saatte Yıldırımspor’daydı diye soruyorsanız cevabı…

Maccabiat Junior Futsal takımı bu sene şanslarına ikisi de birbirinden değerli iki koça sahip; Beri Pardo ve Shay Nahmias. Aslında, kendileri de bundan birkaç sene öncesine kadar Maccabiat oyuncularıydı, hem de Dünya ve Avrupa üçüncülük madalyalarına sahip ikisi de. Hatta ve hatta bu sene de Open takımıyla turnuvaya katılmak isteseler de Junior takıma koçluk yapmayı tercih ettiler; çünkü sene başında onlara iki seçenek verilmişti. Ya küçük takımın koçu olacaktı ya da büyük takımla birlikte top koşturacaktı. Onların tercihi mi? Tabi ki de Junior Futsal takımı koçluğu…

Takım ruhuyla geçirdikleri geçtiğimiz pazar gününe gelince; saat 10.30’da top başı yaptılar. Taktik çalışmaları ve düz koşularla geçen antrenmanda, takım içindeki sıcak arkadaş ilişkileri ön plandaydı. Koçlarla oyuncular arasındaki iletişim ise, aralarındaki yaş farkının az olması sayesinde çok sıcaktı. Birkaç saatlik antrenmandan sonra ise tüm oyuncular tesisten çıkıp iskeleye indiler.

Yıldırımspor’a saat 15.00 gibi tekrar dönen oyuncuların, yaklaşık bir buçuk saat serbest zamanı vardı. Kimi basketbol, kimi futbol oynadı; kimi ise dinlenmeyi tercih etti. Dinlenme süresi bittikten sonra ise saat 16.30 gibi bir hazırlık maçı yaptılar. Sami Ergamilidi, Berty Shalom, Haymi Bahar, Vedat Behar, Deyvi Halfon ve Sami Morhayim (bendeniz)’den oluşan takımla yapılan maç güzel görüntülere sahne oldu Büyük bir rekabet ve dostluk içinde geçen karşılaşma da güzel goller atıldı. Futsal takımının yaklaşık dört farklı kazandıkları maçta, dinçliği ve kondisyon açısından güçlü olmaları göze çarptı.

Beri Pardo ve Shay Nahmias’ın kişisel girişimleriyle bütün bir hafta boyunca devam edecek olan kampın futsal takımına her anlamda iyi gelecek gibi gözüküyor. Bu sene birincilik için büyük iddiası olan Junior takımımıza Şalom-Spor olarak başarılar diliyoruz.