9 Aralık 2009 Çarşamba

ADALAR POSTASI-2356: bir başka büyük ada japonya'da...

Heybeliada'da 1930'larda.
http://urun.gittigidiyor.com/FOTOKART-HEYBELIADA-BAHRIYE-MEKTEBI-1930LAR_W0QQidZZ18411481



* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

21 Ağustos 1897 Cumartesi günlü polis tarafından Üsküdar ve Heybeliada'da bulunan Ermeni evlerinde yapılan aramada çok miktarda dinamit bulunduğu. Tophane'de meclis-i mükaleme akdedildiğine dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Büyükada, 28/11/2009


* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

9 Aralık 2009 Çarşamba günü
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Sağanak yağışlı
7-13ºC
% 59-87 nem
D 12km/sa

Gündoğuşu 07:15... Günbatışı 16:35

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca


* * *

Cicely Mary Barker, The Lords and Ladies Fairy.


* * *

1- Büyükada sakinlerinden ressam Aynur Küçükyalçın, 12.12.2009-20.12.2009 tarihleri arasında bir başka büyük ada Japonya'da, Kyoto Galeri Sukiwa'da açacağı "Karagöz I" Solo Exhibition sergisine ADALAR POSTASI okuyucularını da bekliyor! Davetiyeniz ekte...


2- Talin Etyemez: "2010 Tekmil Adalar Yaşam ve Kültür Ajandası Maçka Rotary bünyesinde aylarca süren bir çalışmayla hazırlandı..."


3- Mehmet Gözgücü: "İstanbul 2010 Kültür Başkenti Projesi kapsamında Adalar Belediyesi Kültür-Sanat İşleri ve Basın ve Halkla İlişkiler Birimleri'nin özel desteğiyle Heyamola Yayınları Sunar: Ataol Behramoğlu'nun 'Benim Prens Adalarım' kitabının tanıtım toplantısı..."


4- Adalar Orman İşletme Şefliği'nden ne haber?: "Olumsuz hava şartlarına rağmen 6 Aralık Pazar günü saat 11'de iskele meydananında toplanan 30 katılımcı Tur Yolu'nda Papaz Okulu güney doğusunda zeytinlik mevkiindeki ağaçlandırma alanına vardı..."


5- Bülent Şar: "13 Aralık 2009 Pazar günü çok güzel bir etkinlik var. Cüneyt Kalkan Bey’in önderliğinde Büyükada’da bulunan Hayvan Barınağı’nda dostlarımızın karınlarını doyurmaya gideceğiz. Hayvan sevgisinin çocukların üzerindeki olumlu etkisini önemle vurgulayarak sizlere Ada’ya bekliyoruz..."


6- Doug Copp: "Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimi Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi'nin kurtarma şefi ve afet olayları müdürüyüm. Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat kurtaracaktır..."


7- 1980'lerde Milliyet Gazetesi sayfalarında seyreden Paşabahçe vapurumuz... (Önceki sabah Yalova'dan hareket eden Paşabahçe vapurunun yolcuları... Paşabahçe yolcu vapuru ile bir balıkçı motorunun çarpışması sonucu... Paşabahçe Vapuru'na götürülerek ıslak elbiseleri çıkartıldı... Paşabahçe vapurunda Burgazadası açıklarında yangın çıktı... Paşabahçe vapuru ile Karadeniz'den Zeytinburnu'na kum getiren Çandar adlı koster... Paşabahçe" adlı yolcu vapuru, dün akşam Sirkeci-Yalova seferi için yolcu aldığı sırada...)

ADALAR POSTASI'nın 2356. sayısında...

)O(


.........................................................1

From: AYNUR KÜÇÜKYALÇIN
Subject:Aynur Kucukyalcin Kyoto ve Tokyo sergisi
Date: December 8, 2009 2:54:05 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com



"KARAGOZ- I"

12 -12 - 2009
Solo Exhibition
KYOTO/ JAPAN
www.sukiwa.net


12 /12 2009 – 12/20 2009
Aynur Küçükyalçın
“Karagoz I” Solo Exhibition
Galeri Sukiwa
Kyoto-Japan

08/01 2010 – 1/14 2010
“Karagoz II” Solo Exhibition
Galeri Sukiwa
Tokyo -Japan

www.sukiwa.net
www.aynurky.com

[Büyükada sakinlerinden] Ressam Aynur Küçükyalçın’ın eserleri Kyoto ve Tokyo’da sergileniyor

Aynur Küçükyalçın’ın Galeri Sukiwa Kyoto’da 12-12 2009 – 12-20 2009 tarihleri arasında “Karagoz” isimli resim sergisi yer alıyor. Bir süredir Japonya’da yaşayan ve Japon geleneksel resim teknikleri üzerine de eğitim
alan ressam bu sergisinde, Türkiye ve Japonya’nın estetiğini biraraya getiriyor.

Özel işlemlerden geçirilerek doğal olarak hazırlanmış geleneksel Japon malzemeleri kullanarak, münyatürü hatırlatan detaylı resim tekniğiyle birleştirdiği eserlerinde, Karagöz çok uzak diyarlarda, Asya’nın diğer ucunda
yeniden hayat buluyor.

…….. Bu sergide mizusugi eserlerinden oluşan yeni çalışmalarını sergileyeceğiz. Türkiye’nin geleneksel masallarını ve konularını tema edinerek kaligrafi gibi keskin çizgileri ve minyatürü hatırlatan detaylı resimleri,suyun
akışına kendini bırakmış gibi hareket eden renklerin ağırlığıyla bu eserler oluşturulmuş. Eserler kendine has bir güzelliği bizlere tattırıyor ve insanın kalbini çelerek bir rüya dünyasına götürüyor………

2009 Galeri Sukiwa

(metnin orjinali için: www.sukiwa.net)
http://www.sukiwa.net/art_newsN/image/2009/111601/index.html



...

1973 yılında Bandırma'da doğan sanatçı, lise yıllarında Türkiye genelinde düzenlenen Enerji Bakanlığı'nın resim yarışmasında ödül aldıktan sonra ressam olmaya

karar vermiştir.

Lise mezuniyetinin ardından Moda Tasarımı Enstitüsü'nde 2 yıl öğrenim görerek Tasarımcı Lisansı almıştır.

1998 yılında Mimar Sinan Üniversitesi G.S.F. Sahne Dekoru ve Kostümü A.S.D.’dan mezun olmuştur.

1996 yılında G.S.F öğrencilik yıllarında, gelenek ve modern düşünceyi birleştirdiği kostümleri büyük dikkat toplamış ve Japonya'daki bir kuruluştan istek gelerek

Türkiye'yi konu alan bir tema parkın (Kashiwazaki Türk Kültür Kasabası) kostüm tasarımlarını yapmıştır.

Gelenekte ustalaşmadan modernin yaratılamayacağını düşünerek, üniversite mezuniyetinin ardından Topkapı Sarayı'nda 4 yıl daha Tezhip öğrenimi görmüştür.

Yurt içi ve Yurt dışında eserleri bulunan sanatçı, Japonya'da Japon geleneksel resmi üzerine çalışmalar yapmaktadır.

"The Spirit of Time " sergisinin de temelini oluşturan "Lineer ve Çembersel Zaman" noktasından yola çıkarak eserlerini üretmeye devam etmektedir.

...

Seçme Sergiler


*Gallery Sukiwa
Kyoto – Japonya 2009



*Otsu Science and
Arts Center
Kyoto-Japonya 2009



*I. Uluslararası Selçuklu'dan Günümüze Mevlana Bienali
Konya – Türkiye 2008




*Askeri Müze
İstanbul - Türkiye 2007





*İstanbul Arkeoloji Müzeleri
İstanbul-Türkiye2006




*Topkapı Sarayı
İstanbul - Türkiye 2001





*Darphane-i Amire
İstanbul – Türkiye 2000




*Dolmabahçe Sarayı
İstanbul - Türkiye 1998




*Kashiwazaki Türk Kültür Kasabası
Kashiwazaki - Japonya 1996



...


Büyükada sakinlerinden ressam Aynur Küçükyalçın'ın,
12.12.2009-20.12.2009 tarihleri arasında Kyoto'da Galeri Sukiwa'da açacağı "Karagöz I" Solo Exhibition sergisinin
ADALAR POSTASI okuyucularına gönderdiği davetiyesi ekte!





.........................................................2

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: Fw: 2010 Tekmil Adalar Yaşam ve Kültür Ajandası Çıktı...
Date: December 8, 2009 5:05:46 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


2010 Tekmil Adalar Yaşam ve Kültür Ajandası Maçka Rotary bünyesinde aylarca süren bir çalışmayla hazırlandı. Mekânlar tespit edildi ve çekimler için bütün adalar ziyaret edildi.
Ajandanın Özellikleri; 17.5x23cm, 350gr selofanlı, sırttan spiralli, pp korumalı kapak, 170gr mat kuşe renkli 128 sayfa. Fiyatı 15 TL.
Arzu edenler Espas İletişim'den temin edebilirler. Espas İletişim: 0212 343 03 90 (Elif Hanım)
İsteyenler olursa ben de Ada'ya gelirken beraberimde getirerek yardımcı olabilirim.

Sevgiler,

Talin Etyemez






.........................................................3

From: MEHMET GÖZGÜCÜ
Subject: Fw: Ataol Behramoğlu kitap tanıtımına davetlisiniz
Date: December 8, 2009 10:53:54 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com



BENİM PRENS ADALARIM

ATAOL BEHRAMOĞLU

İSTANBUL 2010 KÜLTÜR BAŞKENTİ PROJESİ KAPSAMINDA

Adalar Belediyesi
“Kültür - Sanat İşleri ve Basın ve Halkla İlişkiler Birimleri'nin özel desteğiyle“
Heyamola Yayınları Sunar

Ataol Behramoğlu'nun Kitap Tanıtım Toplantısı

Tarih: 12.12.2009
Yer: Büyükada İskelesi Üstü 'Turing Cafe'de
Saat: 14:00- 17:00

ADALAR BELEDİYESİ OLARAK: Çok kültürlü, çok renkli ve çok sesliliğin simgesi, Türkiye'mizin vitrini ve Marmara’nın incileri adalarımız hakkında Ataol Behramoğlu’nun şair duyarlılığıyla kaleme aldığı “Benim Prens Adalarım” kitabının tanıtım kokteyli ve buluşmasında sizleri aramızda görmekten onur duyarız.

Önemli Not : Buluşmaya katılacak basın mensupları Kabataş Vapur İskelesi’nde Şaban Dayanan tarafından karşılanacaktır.

Vapur hareket saati 12:00’dir.

İrtibat : Adalar Belediyesi Sanat - Kültür İşlerinden Sorumlu Başkan'ın Başdanışmanı Raffi Hermonn ARAKS: 05386836145
Adalar Belediyesi Basın danışmanı: Şaban Dayanan: 05555980477-05322748377



.........................................................4

ADALAR ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ'nden ne haber?

http://www.adalarorman.com//index.php?option=com_content&task=view&id=239&Itemid=1


21. Ekotur 6 Aralık Heybeliada'da Yapıldı

Yazan Yüksel ÖZCAN


Olumsuz hava şartlarına rağmen 6 Aralık Pazar günü saat 11'de iskele meydananında toplanan 30 katılımcı

Tur Yolunda Papaz Okulu güney doğusunda zeytinlik mevkiindeki ağaçlandırma alanına vardı. Bu alanda hazırlanan ağaçlandırma sahasına AKD tarafından temin edilen ZEYTİN fidanları dikildi. Zeytin fidanlarının açılan çukurlara dikmeden önce ve dikimde nelere dikkat edilmesi gerektiği uygulamalaı olarak anlatıldı. Ormandaki ekolojik dengede kuşların önemine dikkat çekilerek, yuvalanmalarına ve beslenmelerine yardımcı olunması vurgulandı. Orman idaresi tarafından temin edilen kuş yuvaları dağıtıldı. Katılımcılar bu yuvaları ağaçlandırma sahasının bitişiğindeki orman ağaçlarına asarak ekolojik dengeye katkıda bulundu.




.........................................................5

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: Fwd: Bülent ŞAR
Date: December 9, 2009 12:04:46 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

SEVİMLİ HAYVAN DOSTLARIMIZ BİZLERİ BEKLİYOR


Önümüzdeki Pazar Büyükada Hayvan Barınağı’nda dört ayaklı dostlarımızı besleyeceğiz. Çocuklarımızla birlikte marş marş...

13 Aralık 2009 Pazar günü çok güzel bir etkinlik var. Cüneyt Kalkan Bey’in önderliğinde Büyükada’da bulunan Hayvan Barınağı’nda dostlarımızın karınlarını doyurmaya gideceğiz. Hayvan sevgisinin çocukların üzerindeki olumlu etkisini önemle vurgulayarak sizlere Ada’ya bekliyoruz.

13 Aralık'ta Kabataş İskelesi’nden saat 10:15'te, Kadıköy İskelesinden 10:35'te hareket edecek vapurla saat 12:00 gibi Büyükada'da olmanızı istiyoruz. İskele Meydanı’nda bir araya geleceğiz.

Önce Büyükada iskelesi'nde sıcak çaylarımızı, getirdiğimiz börek çörekler eşliğinde kendi karnımızı doyuracağız. Daha sonra doğruca barınağın yolunu tutup, bizi bekleyen barınak sakinleriyle güzel saatler geçirip, hediyelerini bırakıp geri döneceğiz.

Mama haricindeki tüm gıda ürünleri (Süt, makarna, ekmek vesaire gibi şeyler) yanınızda taşıma zahmetinde bulunmayın. Büyükada’daki marketlerden temin edebilirsiniz.

Bu birlikteliği dilerseniz deniz kenarı piknik keyfine çevirebilirsiniz. Çünkü çalışmanın ve güzel havanın etkisiyle çocuklarımızın ve bizim karnımız acıkabilir. Yanınızda getirdiğiniz yiyeceklere ihtiyacınız olacaktır.

İrtibat:
Cüneyt KALKAN 0535 475 61 51
Bülent ŞAR 0554 207 75 54



.........................................................6

From: SELAH ÖZAKIN
Subject: Fwd: [mad] deprem anında önemli bilgiler
Date: December 8, 2009 8:51:36 PM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

Adım Doug Copp. Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimi Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi'nin kurtarma şefi ve afet olayları müdürüyüm. Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat kurtaracaktır.

875 yıkılmış binaya sürünerek girdim, 60 ülkeden kurtarma ekipleriyle çalıştım, birçok ülkede kurtarma ekipleri oluşturdum ve çok sayıda ülkede birçok kurtarma ekibinin üyesiyim. 2 Yıl boyunca Birleşmiş Milletler felaket 'azaltma' uzmanıydım. 1985'ten beri aynı anda gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün büyük felaketlerde çalıştım.

1996'da benim hayatta kalma metodumun geçerliliğini ortaya koyan bir film yaptık. Türk hükümeti, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Case Yapımcılık ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin filme alınmasında işbirliği yaptılar.

İçinde 20 maket (mannequis) olan bir okulu ve evi yıktık. On maket 'çömel ve korun' metodunu uygularken, 10 maket 'hayat üçgeni' metodumu uyguladı. Tasarlanmış yıkımdan sonra görüntüleri filme almak ve sonuçları belgelemek için enkazı geçip binaya girdik. Bina yıkımlarında oluşabilecek şartlar dahilinde direk olarak gözlemlenebilen ve bilimsel şartlar altında hayatta kalma tekniklerimi uyguladığım film 'çömelip korunan/saklanan' kişiler için hayatta kalma şansının sıfır olduğunu ortaya koydu.

Hayat üçgeni metodumu kullananlar için hayatta kalabilme şansı yaklaşık olarak %100 oldu. Bu film Türkiye'de ve Avrupa'nın geri kalan kısmında milyonlarca izleyici tarafından izlendi. Bu film ABD, Kanada ve Güney Amerika'da RealTV programında izlendi.

Enkazına girdiğim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıralarının altındaydı. Her bir çocuk kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu 'ayıptı, gereksizdi' ve çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim. O an, çocuklara bir şeyin/eşyanın altına saklanmalarının söylendiğini bilmiyordum.

Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim 'hayat üçgeni' dediğim alandır. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir.

Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Bir dahaki sefere televizyonda yıkılan bina izlerken gördüğün üçgenleri say. Heryerdeler.

Yıkılan bir binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.

Deprem anında hayatta kalma, ailelerine bakma ve başkalarını kurtarma hakkında 750 bin nüfuslu Trujillo kentinin İtfaiye bölümünü eğittim. Trujillo İtfaiye Departmanı'nın kurtarma şefi üniversitede profesördür. Bana her yerde eşlik etti. Kişisel ifadeleridir:

"Adım Roberto Rosales. Trujillo kurtarma ekibi şefiyim. 11 yaşındayken çöken bir binada mahsur kaldım. Mahsur kalışım 1972 yılında 70.000 kişinin öldüğü depremde oldu. Erkek kardeşimin motosikletinin yanında oluşan 'hayat üçgeni' içinde hayatta kaldım.

Yataklarının veya sıraların, masaların altına giren arkadaşlarım ezilerek öldüler (isim, adres vb detayları anlatıyor). Ben hayat üçgeninin yaşayan örneğiyim. Ölen arkadaşlarım 'çömel ve korun' örnekleridir.

DOUG COPP'UN ÖNERİLERİ

1) 'Binalar çökerken basitçe 'çömelen ve korunan' kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyorlar. Masa, araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.

2) Kediler, köpekler ve bebekler'in hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında siz de bu şekilde kıvrılmalısınız. Bu doğal bir güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe, geniş büyük bir eşyanın yanında durun.

3) Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir, ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar bir çok yaralanmalara sebep olacaktır, ama (beton) bloklardan daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar.

4) Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanında yere uzanmalarını salık veren bir uyarı notunu odalarda her kapının arkasına asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma oranlarını sağlayabilirler.

5) Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse, kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın...

6) Bina çökerken Kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür...Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya arkaya doğru düşürse inen tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kapı kirişi yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz. Her iki durumda da ölürsünüz!

7) Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler (ana binadan) farklı bir 'frekans aralığına' sahiptir; ana binadan bağımsız/ayrı olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılışı gerçekleşene kadar. Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır. Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa dahi her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.

8) Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın yerlerde olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.

9) Aynen Nimitz yolundaki katlar arasındaki (yıkılan) blokların meydana getirdiği gibi, deprem anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunan insanlar ezilirler. San Francisco depreminin kurbanlarının hepsi araçlarının içindeydiler. Hepsi öldü.

Araçlarının dışına çıkıp,aracın yanına uzanıp veya oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirlerdi. Ölen herkes eğer araçlarından çıkıp, araçlarının yanına oturabilseler veya uzanabilselerdi yaşıyor olabilirdi. Ezilen bütün araçların yanında-kolonları n direkt olarak üzerine düştüğü araçlar hariç- 3 feet yükseklikte boşluklar oluşmuştu.

10) Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın olduğu ofisleri dolaşırken kağıdın sıkışmadığını/ezilmediğini keşfettim. Kağıt yığınlarının/kümelerinin etrafında geniş boşluklar bulunur/oluşur.

Bu mesajı mümkün olduğu kadar çok kişiye iletmeniz önemle rica olunur.



.........................................................7

1980'lerde
MİLLİYET GAZETESİ sayfalarında
seyreden
PAŞABAHÇE Vapurumuz...


Paşabahçe vapuru, 23.10.2008.

http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Ara.aspx?araKelime=paşabahçe%20vapuru&isAdv=false

...

Milliyet, 11.3.1981

İstanbul'da sis 2 gün daha etkisini sürdürecek

Önceki sabah Yalova'dan hareket eden Paşabahçe vapurunun yolcuları 14.5 saat sonra Kabataş'a inebildiler.

[...]

(Haber 6. sayfada)

Sis dün de yaşamı bir süre etkiledi

Son 5 yıldır İstanbul'da görülmeyen sis, dün akşam saatlerinde etkisini kaybederken, meteoroloji yetkilileri, sisin 2 gün daha etkili olacağını bildirmişlerdir.

Ege kıyılarından gelen Akdeniz sıcağının İstanbul'da hava sıcaklığını 19 derece birden artırması nedeniyle oluşan ani yoğun sis, deniz ve hava ulaşımını uzun süre etkilemiştir. Adalar'a Yalova bağlantılı olarak saat 13:15'te tek sefer yapılırken, önceki gün saat 6:10'da İstanbul'dan kalkan "Paşabahçe" vapuru, Kabataş İskelesi'ne saat 20:30'da yanaşabilmiştir.

[...]

...

Milliyet, 2.4.1981

Yolcu vapuru ile balıkçı motoru çarpıştı

Yalova-Kabataş seferini yapmakta olan Denizcilik Bankası, Şehir Hatları'na ait Paşabahçe yolcu vapuru ile bir balıkçı motorunun çarpışması sonucu, motor batmış, balıkçı kendini denize atarak kurtarılmayı başarmıştır.

Dün sabah saat 8:00 sularında, Yalova'dan kalkan Zülküf Kaptan yönetimindeki Paşabahçe yolcu vapuru, Heybeli ve Büyükada'ya uğradıktan sonra Kabataş'a doğru yol almıştır. Kabataş açıklarında sabahın erken saatlerinden itibaren balık tutmaya çalışan balıkçı motorundan biri ile karşı karşıya gelen Paşabahçe gemisinin çarpacağını anlayan balıkçı ise kendini denize atmıştır.

...

Milliyet, 20.10.1986

Ölümle burun buruna

[...] Anneleri üç yıl önce Çanakkale'de trafik kazasında ölen 8 yaşındaki Tekin Şahin ile 13 yaşındaki ağabeyi Metin Şahin seyyar satıcı babalarına katkıda bulunmak için gemilerde sakız satmaya başladılar.

Sabah çantalarına sakız doldurarak işe çıkan Tekin-Metin Şahin kardeşler, akşam saat 16:00 sularında Eminönü Adalar İskelesi önünde akşam yemeği için balık tutmaya başladılar.

Ağabey Metin Şahin'in üç-dönt istavrit balığı tutmasından sonra, kardeşi Tekin, "Oltayı bana ver. Bir-iki balık da ben tutayım" dedi. Ağabey Metin oltayı vermeyince, Tekin zorla almaya çalıştı. Bu sırada dengesini kaybeden "sakızcı kardeşler" birbirine sarılı durumda ve çığlık atarak denize düştüler.

Bir anda kendilerini karanlık sularda bulan iki kardeş, kurtulmak için çırpınırken "İmdat" seslerini duyan gemiciler, ölümle savaş veren iki kardeşi son anda kurtarmayı başardılar. Büyük bir şans eseri ölümden dönen Tekin-Metin Şahin kardeşler yine birbirine sarılmış halde sudan çıkartıldıktan sonra, gemici Hayrettin Aykaç ve Remzi Çevik tarafından Paşabahçe Vapuru'na götürülerek ıslak elbiseleri çıkartıldı. Gemiciler tarafından ölümden kurtarılan sakızcı kardeşler, daha sonra, arkalarına bakmadan evin yolunu tuttular.

...

Milliyet, 20.8.1987

Facia ucuz atlatıldı

Vapurda panik


Adalar-Eminönü seferini yapan Paşabahçe vapurunda Burgazadası açıklarında yangın çıktı. Bin beş yüz yolcuyla yanar halde Heybeliada İskelesi'ne yanaşan vapurda paniğin kısa sürede yatıştırılmasıyla büyük bir facia önlendi. Paşabahçe'nin alt kısmında dün henüz belirlenemeyen bir nedenden yangın çıktı. Can yeleklerinin de yanmaya başlamasıyla çıkan yoğun duman söndürme çalışmalarını engelledi. Heybeliada İskelesi'ne yanaşan vapurun yolcuları indirildikten sonra yangın, Söndüren-1 ve Söndüren-2 gemileri ve gaz maskeli ekiplerin yardımlarıyla saat 15:30'da söndürüldü. Yetkililer, yangının alt katlara atılan sigara izmaritlerinden çıkmış olabileceğini söylediler.

...

Milliyet, 18.11.1987

Siste iki vapur çarpıştı

İstanbul'da dün sabah saatlerinden itibaren etkisini gösteren yoğun sis, deniz ulaşımını aksattı, seferlerin gecikmeli olarak yapılmasına neden oldu. Sabah 7:30'dan itibaren gecikmeli olarak yapılan seferler, 9:15'ten sonra normale döndü. Şehir Hatları'nın Yalova-İstanbul seferini yapan Rıfat Oruç yönetiminde Paşabahçe vapuru ile Karadeniz'den Zeytinburnu'na kum getiren Çandar adlı koster, saat 8:30 sıralarında Haydarpaşa mendireği açıklarında çarpıştı. Şehir Hatları vapurundaki yaklaşık 2 bin 500 yolcu korkulu anlar yaşadı. Kuruçeşme açıklarında Boğaz seferi yapan Caner Gönyeli vapuru ile bir mavna da yine yoğun sis nedeniyle çarpıştı, kazada mavna yara aldı.

...

Milliyet, 9.1.1988

Vapurda bomba ihbarı

İstanbul Şehir Hatları'nın "Paşabahçe" adlı yolcu vapuru, dün akşam Sirkeci-Yalova seferi için yolcu aldığı sırada, bomba olduğu yolunda bir ihbar yapıldı.

Bu ihbarın alınmasından hemen sonra yaklaşık 600 yolcu vapurdan indirildi. Daha sonra olay yerine gelen bomba uzmanlarının yaptıkları aramalarda, vapurda patlayıcı maddeye rastlanmadı.

Yolcular, Şehir Hatları'nın "Bostancı" vapuruyla Yalova'ya gönderildiler.

...