ADALAR POSTASI
25 Ocak 2009
Buyukada sahillerinden Heybeli'ye bir bakis...
http://cgi.ebay.com/PRINKIPO-ILE-PPC-Ottoman-Turkish-FRUCHTERMANN-185_W0QQitemZ360123649238QQcmdZViewItemQQptZLH_DefaultDomain_0?hash=item360123649238&_trksid=p3286.c0.m14&_trkparms=72%3A1205%7C66%3A2%7C65%3A12%7C39%3A1%7C240%3A1318%7C301%3A1%7C293%3A1%7C294%3A50
* * *
ADALAR'da TARIHTE O GUN:
04 Temmuz 1891 Cumartesi gunlu Buyukada'nin Lade cihetindeki meydanliga sahibi tarafindan yaptirilmakta olan ahir ve barakalarin ortadan kaldirtilmasi hakkinda...
* * *
http://dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca
25 Ocak 2008 Pazar gunu Buyukada'da HAVA DURUMU:
saganak yagisli
5/16ºC
% 68-86 nem
GB 19km/sa
* * *
Cicely Mary Barker, The Apple Blossom Fairy.
* * *
1- Erkan Gurpinar: "Eski Buyukada Ilkokulu'nun cektigim son fotograflari..."
2- Engin Damci: "Vaz'-i yed..."
3- Aris Kyriazis: "Buyukada Erkek ve Heybeliada Kiz Rum Yetimhanelerinin Nizamnameleri..."
4- Selah Ozakin: "Ugur Mumcu..."
5- Marmara Denizi'nde 4,2 siddetinde deprem...
6- Tugay Kartal: "Marmaray kepenk kapattiriyor!"
ADALAR POSTASI'nin 2229. sayisinda...
)O(
..........................................................1
From: Erkan Gurpinar
Subject: eski Büyükada ilk okulu fotoğrafları
Date: January 24, 2009 5:49:46 PM EET
To: adalar.postasi@gmail.com
Eski Buyukada Ilkokulu'nun cektigim son fotograflari...
Selamlar.... Sevgiler...
04.11.2008
..........................................................2
From: Engin Damci
Date: January 24, 2009 2:33:23 PM EET
To: adalar.postasi@gmail.com
EL KOYMAK (!)
(Vaz'-i yed)
Adalar'da hos olmayan icraatlarin, meydana getirmis oldugu tiravmalar, hadiselere alaka duyanlari sanal (mevhum, vehmedilen) alemde mudavele-i efkarda bulunmak suretiyle mudavi (deva) olmaya icbar ediyor.
Mesele anlasildigi kadariyla su:
Elimizi tasin altina koyalim da... nerede ve nasil koyalim?
Sanal alemde mi... gercek alemde mi?..
Goruldugune gore ahali-i muhtereme hep ayni dertden muzdarip. Meydanlar Abdurrahman Celebi kiliklilara kalmis oldugundan, yapilan her isin sonucunda bir maraz hasil oluyor. Akilli kabul edilenler de doktor diyerek "Marko Pasa"lara muracaatla tedavi careleri arama ve bulma telasina dusuyorlar...
Abdurrahman Celebi olmayanlar ise bir turlu meydanlara cikip:
— Biz de variz! diyemedikce,
"Umminin ummiye imameti caizdir" fetvasinca, bugune oldugu kadar, bugunden sonra da Adalar'da meydan-i siyaset, yine Abdurrahman Celebiler'in taht-i riyasetinde devam edecekdir vesselam.
Engin DAMCI
24.01. 2009
..........................................................3
From: Aris Kyriazis
Subject: BUYUKADA-YETIMH
Date: January 24, 2009 8:14:02 AM EET
To: adalar.postasi@gmail.com
BUYUKADA KIZ VE HEYBELIADA ERKEK RUM YETIMHANELERININ NIZAMNAMELERI
Bu kitapta Istanbul'un en buyuk iki Rum yetimhanesininin nizamnanesini ve ic idarerelerinin nizamnamesini okuyacaksiniz. Burada yetimhanelerin idare sekli, personelinin gorevleri, cocuklarin yasam, egitim, sanat ogrenme bicimlerini ve genel olarak hayata hazirlanmalari icin gosterilen her turlu cabayi en ufak tefferuatina kadar bulacaksiniz.
BÜYÜKADA ERKEK VE HEYBELİADA KIZ
RUM YETİMHANELERİNİN
NİZAMNAMELERİ
1921
METİN, ARŞİV ve ÇEVİRİ
ARİS KYRİAZİS
Ersi’ ye
Telif hakları (Copyright) Aris Kyriazis’e aittir.
Atina 2004
Bu metnin tümü, kısmen, elektronik çoğaltma veya tercümesi dahil hiçbir şekilde yazarın izni olmadan asla kullanılamaz. .100/1975. ve 2121/1993 kanun maddesi geçerlidir.
...
Aris (Aristotelis) Kyriazis. İstanbul’un Cihangir semtinde doğdu. İlkokulu Zapion Rum kız lisesinde, ortaokul ve liseyi Zoğrafyon Rum erkek lisesinde okudu. Ayrıca İstanbul’da diş hekimliğini bitirdi. Atina’ da yaşıyor.
Adres: Possidonos 19. Alimos (Kalamaki ) Τ.Κ. 174-55
Tel : +210 9882033 +210 9830889
ARIS-KYRIAZIS@HOTMAIL.COM
...
Kapaktaki resim, nizamnameleri içeren sayfaların aslına uygun olduğunu tastik eden kırmızı mumdan yapılmış mühürün resmidir.
Fivos Kuvaras’a metinlerdeki resimlerin bigisayarda hazırlığını yaptığı için teşekkür ederim.
Yukarıdaki el yazısı kopyada “Büyükada Milli Erkek Yetimhanesi”nin ve “Heybeliada Milli Kız Yurdu”nun nizamnamesi olduğu tastik ediliyor.
Aşağıdaki el yazısında ise yetimhanelerin “iç idaresinin nizamnamesi” ifadesi eklenip tastik ediliyor.
( Başlıklardaki farklar çok önemli )
İmza Patrikhane Vekili Kayseri Metropoliti Nikolaos’a aittir.
ÖNSÖZ
Bu kitapta İstanbul’un en büyük iki Rum yetimhanesininin nizamnanesini ve iç idarerelerinin nizamnamesini okuyacaksınız. Burada yetimhanelerin idare şekli, personelinin görevleri, çocukların yaşam, eğitim, sanat ögrenme biçimlerini ve genel olarak hayata hazırlanmaları için gösterilen her türlü çabayı en ufak teferruatına kadar bulacaksınız.
Arşiv 1921’de yazıldığı için burada barınan yetimler Balkan savaşlarını, Birinci Dünya Savaşı’nı ve buna paralel olarak memleketlerinden sürülmelerini yaşadılar. Bunlardan bir kısmı tabiat kanunu sonucu, bir kısmı savaş sebebiyle, büyük bir kısmı ise sürgün sebebiyle yetim kalmıştır. Çoğu İstanbul civarlarından bütün Marmara bölgesinden, Pontus’tan (Orta ve Doğu Karadeniz bölgesi) küçük bir kısmı da, Kapadokya ve Ege bölgesinden gelmiştir. Yetimler, Birinci Dünya Savaşı süresince İstanbul’daki yetimhaneler, Osmanlı Hükümeti tarafından el konulduğu için yetimhanelerde değil küçük ve uygun olmayan binalarda barındılar. İstanbul hariç yukarıda adı geçen yörelerde olanların bir kısmı kötü binalarda, bir kısmı da Türk yetimhaneleri, Türk köyleri ve evlerinde İslamlaştırılmış olarak barındılar. Çoğunluğu ise savaş zamanını aç susuz ve hasta olarak, yaz kış açık arazide, sokaklarda, ovalarda, dağlarda, tabiatın kötü şartları içinde yaşamaya gayret ederek harbi geçirdiler.
Mondros Mütarekesi’nden sonra 1919’un başında nizamî yetimhaneler yeniden açılmış ve yetimler uygun bir barınak bulmuştur.
BÜYÜKADA VE HEYBELİADA YETİMHANELERİNE GENEL BİR BAKIŞ
Yerleşim Yeri
Marmara Denizi’nin İstanbul’a yakın kıyılarından, vapurdan baktığımızda bir grup ada görürüz. Bunlardan dördü daha büyük, zümrüt gibi yemyeşil, masmavi denizin içine serpilmiştir. Vapur yaklaştığında, Büyükada ve Heybeli adasında üç tane çok büyük muhteşem ve zarif bina görürüz. Sanki Allah tabiatı yarattığı zaman bu binaları kendi eliyle yerleştirmiş ve tabiatla ahenkli bir bağ kurmuştur. Bu binalar Büyükada Yetimhanesi, eski Rum (Yunan) Ticaret Lisesi ve bir ara mecburi yetimhane olarak hizmet vermiş olan Heybeli Ruhban Okulu’dur.
BÜYÜKADA ERKEK YETİMHANESİ
“MİLLİ YETİMHANE”
Bu tarihi ahşap bina 1898 senesinde otel olması amacıyla inşa edildi. 102,5 metre uzunluğunda ve 35 metre genişliğindedir. Çam ağaçlı behçesi ise 26.000 metrekaredir. Bina hiçbir zaman otel olarak kullanılmamıştır. Bu binanın kaderi Rum Yetimhanesi olmakmış, Zarifi ailesi tarafindan satın alınmış ve otelden yetimhaneye dönüştürülmüştür.
21 Mayıs 1903 tarihinde yetimhanenin açılış töreni yapıldı. Yetimlerin çoğu Yedikule’den (Balıklı Rum Hastahanesi Vakfı) buraya getirildi. Yetimhane, Doğu Trakya (Yunan) Rum halkının yerlerinden sürülmelerine kadar ahenk içinde çalıştı. 1908 senesinden Jön Türkler’in tesiriyle de başlayan yavaş yavaş sürülme olaylarından sonra gruplar halinde gelen sürgünler İstanbul’un değişik Rum hayır kurumlarında barınak buldu. 4 Ekim 1912’de Balkan Savaşları başladı ve sürülenler çoğaldı. 1914’de Birinci Dünya Savaşı çıkınca ve bunun paralelinde sürgünler* artarak devam edince ve dolayısıyla Pontus, bütün Marmara bölgesi ve Ege bölgesinden gelen yetimler de çoğaldı.
Aris Kyriazis’in arşivinden ögrendiğimize göre, 29 Temmuz 1913 Sisanio ve Siatista (Yunanistan’da bulunuyor) Metropoliti İeroteos’un başkanlığında yetimhane idare heyeti, Lapseki’den sürülenleri de yetimhanede geçici olarak barındırdı.
1915’te yetimhaneye Osmanlı Hükümeti el koymuş ve üç sene boyunca Askeri Kuleli Lisesi’ni yerleştirmiştir. Yetimler, Heybeli Rum (Yunan) Ticaret Lisesi’ne (bugün Deniz Lisesi’dir) nakledilmiş ve Bandırma’dan gelen yetimler de buraya yerleştirilmiştir. 6 Aralık 1916’da Osmanlı Hükümeti bu yetimhaneye de el koymuş ve Alman askerlerini yerleştirmiştir. Yetimler apar topar Heybeli’deki Ruhban Okulu’na nakledildi ve 1918’e kadar orada barındı. Bu dönem çok önemli olduğu için aşağıda daha ayrıntılı gözden geçireceğiz. 1918’de 17–30 Ekim arası Mondros Mütarekesi imzalanmış ve Rum yetimhaneleri için yeni bir dönem başlamıştır.
Mondros Mütarekesi’nden sonra önce Heybeliada Yetimhanesi, ondan sonra Büyükada Yetimhanesi hizmete açılmış ve buraya sadece erkek çocuklar getirilmiştir. Çocuklar savaş ve sürgünlerden dolayı birçok bulaşıcı hastalık taşıyordu. Çocuklar hastalıkları hafif olduğu zaman yetimhanenin hastahanesinde, daha ağır olduğu zaman ise Balıklı Rum Hastahanesi’nde tedavi görüyordu.
Büyükada Yetimhanesi 21 Haziran 1964’te Kıbrıs gerginliği sebebiyle ve Yunan uyrukluların Turkiye’den hudut dışı edildiği sırada Türk hükümeti tarafindan boşaltıldı.
*Sürülme sebebi: Anadolu’nun (Küçük Asya’nın) milletler arasındaki nüfus dengesini bozmak, azınlığı sınırdan uzaklaştırmak, Balkan Savaşları süresinde kaybedilen topraklardan gelen Boşnak, Arnavut ve başka Müslüman mültecilerin sürülmüş Rum halkın evlerinde barındırmaktı. Sürülen bu insanlar Anadolu’nun uçsuz bucaksız iç kısımlarına ve Türk köylerine götürüldüler. Bu insanların bir çoğu yaya, aç, sussuz ve kötü tabiat şartlarından dolayı o uzak yörelere gidinceye kadar yolda ölüyordu. Bunları savaş göçmenleriyle karıştırmamak gerekiyor. Bu dönemde Türk savaş göçmeni ve yetimleri de var.
HEYBELİADA KIZ YETİMHANESİ
“YETİMLERİN MİLLİ YURDU”
Bu yetimhanenin bulunduğu yerde Bizans zamanında ve 8’inci yüzyılda Meryem Ana “Panagia Kamariotisa” Manastırı bulunuyordu. Zamanla manastır gelişti, büyüdü ve başka binalar eklendi “U” şeklini aldı ve muhteşem bir görüntü kazandı. İki küçük manastır kilisesi “U” harfinin içindeki avlusunda kaldı. Burada ilk olarak (Yunan) Rum Ticaret Dershanesi, daha sonra (Yunan) Rum Ticaret Lisesi kuruldu, 1879’da Pontus, Kapadokya, Balkan yarımadası, İskenderiye, Marsilya ve İstanbul’dan 260 talebesi vardı.
Manastır, Rum Ticaret Lisesi’ni takriben 80 sene boyunca barındırdı. Daha evvel bahsetiğimiz gibi Birinci Dünya Savaşı’nda Büyükada Yetimhanesi, Osmanlı hükümeti tarafindan el konulduğu için Patikhane mecburi olarak yetimhaneyi kapattı ve yetimleri buraya nakletti, buna paralel olarak ilkokul açtı. Aris Kyriazis’in arşivine göre Bandırma’dan 20 yetim sürgünü, 17 Ağustos 1916’da Kadıköy Metropoliti Bay Grigorios başkanlığındaki bu yetimhanenin idare heyeti, bu yetimhaneye yerleştirdi. Az önce bahsetiğimiz gibi 6 Aralık 1916’da bu binaya da Türkler tarafindan el konularak buraya Kasımpaşa Türk Denizci Ticaret Okulu yerleştirildi. Talebeler, eşyalar, dini tören eşyaları, ikonalar, apar topar Ruhban Okulu’na nakledildi.
Çocuklar bir taraftan nizamî yetimhanelere el konulduğu için diğer taraftan da yetimler çoğaldığı için Birinci Dünya Savaşı’nı (1914-1918) İstanbul’da küçük ve uygunsuz binalarda geçirdiler.
Pontus, bütün Marmara bölgesi ve Ege bölgesinden olan bir kısım yetimler, uygunsuz küçük binalarda, kilise ve okullarda barındılar. Bir kısmı ise Türk evlerinde, Türk köylerinde ve Türk yetimhanelerinde İslamlaşmış olarak yaşadılar. Büyük bir çoğunluk ise aç susuz ve hasta olarak sokaklarda, dağlarda savaşı geçirdiler. Bundan dolayı Patrikhane bu çocukları geri almak için çaba gösterir. Türk hükümetine başvurur, çocukların iadesini ister. Fakat çocuklar iade edilmez. (Eklisiastiki Alitia 15 Eylül 1917 Dergisi) “Palinostisi Stis Glikes Patrides 1914-18 sayfa 132-133” “Tatlı Memleketlere Geri Dönüş 1918–22” kitabında daha fazla teferuat var.
“Eklisiastiki Alithia” dergisinde 15 Eylül 1917’de İstanbul’da dört yetimhaneden bahseder. Beyoğlu’nda iki, Galata ve Ayvansaray’da birer olmak üzere toplam 500 yetim yaşıyordu.
MONDROS MÜTAREKESİ
Birinci Dünya Savaşı’nı Yunanistan ve müttefikleri kazandı. Bunun sonucunda Osmanlı Hükümeti’ni, Limnos Adası’nın Mondros limanında Mondros Mütarekesi’ni imzalamaya mecbur ettiler. 17-20 Ekim 1918’de müteffikler isgâl kuvvetlerini 5 yıl süreyle İstanbul’a yerleştirdiler.
MONDROS MÜTAREKESİ’NDEN SONRA İSTATANBUL’UN RUM SÜRGÜNLERİYLE GÖRÜNÜŞÜ
Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı esnasında bazı göçmenler İstanbul’a sürüldüler, bazısı ise buraya sığındı. Mondros Mütarekesi imzalanır imzalanmaz diğer yörelerdeki sürgünler de İstanbul merkez olduğu için memleketlerine dönerken burayı uğrak yeri yaptılar ve burada yığıldılar. Elianos, İstanbul’daki bu iki göçmen sürüsünün karşılaşmasını bir kaç nehrin birleştiği yere benzetir.
SÜRGÜNDEKİ RUMLARA MERKEZİ YARDIM KOMİSYONU
Patrikhane ve İstanbul’daki Rumlar Mondros Mütarekesi’nin imzalandığının ertesi günü toplanırlar ve sürgündeki Rumlar’ın memleketlerine geri dönmek isteyeceklerini tahmin edip ilk önlemlerini alırlar. 22 Kasım 1918 yılında “Sürgündeki Rumlara Merkezi Yardım Komisyonu”nu* (S.R.M.Y.K) kurdular. Kurumun başkanı Patrikhane vekili Bursa Metropoliti Doroteos oldu. Yönetim kurulu ise Anadolu’nun önde gelen metropolitlerinden, İstanbul’un önde gelen kültürlü ve itibarlı insanlarından oluşturuldu. Kurumun hedefi sürgündeki Rumları memleketlerine dönmelerini temin etmek, memleketlerine yerleştirmek, hastalıklarını tedavi etmek ve genel olarak onları gözetmekti. **
* a) S.R.M.Y.K komisyonunun başına nadir olarak Patrikhane kelimesi yazılır.
b) S.R.M.Y.K.’in yabancı dillerde ismi.
Fransızca. COMMISSION CENTRALE DE SECOURS Aux Déportés Grecs.
İngilizce. COMMISSION CENTER OF HELP to the Greek deportees.
Yunanca. ΚΕΝΤΡΙΚΗ ΕΠΙΤΡΟΠΙ ΥΠΕΡ των Μετατοπισθέντων Ελληνικών Πληθυσμών.
** Gözetme kelimesi burada tedavi, bakım, huzur sağlama, koruma, yardım etme manalarının tümünü kapsar.
S.R.M.Y.K ANTETLERİNDEN:
Galata Minerva Han.
S.R.M.Y.K’nın Fransızca anteti
S.R.M.Y.K anteti.
Galata Millet Han’da.
S.R.M.Y.K mühürlerinden biri.
S.R.M.Y.K’nın kabartma mühürlerinden
S.R.M.Y.K mühürlerinden
S.K.M.Y.K Samsun şubesinin Fransıca mührü.
El yazısının Zile Piskoposu Efthimios’a ait olması kuvvetle muhtemel.
VATANPERVER GÖZETME KURUMU
(V.G.K)
1919’da takriben Ocak ayının başlarında Atina’dan Th. Petmezas başkanlığında “Vatanperver Gözetme Kurumu”ndan bir heyet İstanbul’a geliyor. Bu heyetin etkinlik alanı, Edirne’den Pontus’a (dahil) kadar uzanıyordu.
Hedefi, S.K.M.Y.K ile birlikte sürgündeki mültecileri evlerine geri döndürmek (avdet), dönenleri yerleştirmek, rahatlarını temin etmek, her türlü yardım çarelerini aramak ve yerine getirmekti. Heyet yukarıda bahsedilen yörelere bu sebepten gitti. Fakat bu kurumun en büyük katkısı Rum yetimlerinin bakımı, tedavisi ve barındırılmasıydı. Bu maksatla İstanbul’da ve öbür yörelerde var olan yetimhaneleri destekledi, yeni yetimhaneler açtı ve masraflarını karşıladı. 1919 Ekim ayında İstanbul’da “MERKEZÎ GÖZETME KURUMU”nu kurdu. Kurum, Beyoğlu’nda Misk Sokağı’nda No: 22’de (A.K arşivi) vazifesine başladı. Başkanlığı İstanbullu doktor Thiseas Papadopulos’a verildi.
Kurum Yunanistan’ın İstanbul temsilcisinin tayin ettiği danışmanlar tarafından idare ediliyordu.
M.G.K’nın iki mührü.
D.K.M.M
Daimî Karma Millî Müşavirliği
Bu müşavirlik Mütareke’den önce de vardı. 12 üyesi bulunuyordu. Bunlardan dördü Synod Metropolitleri’nden, sekizi ise din adamı olmayan laik, namuslu aydın insanlardandı. Bu üyelerin Osmanlı uyruklu olmaları gerekiyordu. Müşavirlik süreleri iki seneydi. Görevleri hem idarî hem hukukî idi. O zaman -şahsî ahval- boşanma gibi işleri kilise yürütüyordu. Okul, hastahane v.s. kurumlarında denetim yapıyordu. (Daha fazla bilgi Plinostisi Stis Glikes Patrides kitabının 36. sayfasında)
MONDRΟS MÜTAREKESİNDEN SONRA HEYBELİADA YETİMHANESİ
Partikhane bu gibi problemleri çözmek için müttefiklerin açtığı toplumlar arası mahkemeye başvurur ve Türkler tarafından iade edilmeyen yetimlerin çoğunu geri alır. Sürülmüş halkın çocuklarını 1919’un başlarında Th. Petmezas’ın kalemiyle (V.G.K) tekrar buluyoruz. Yazdığı raporda Beyoğlu’nda 19, Galata’da 80, Ayvansaray’da 80 ve Balıklı’da perişan şartlarda yaşayan 480 çocuğun bulunduğunu belirtiliyordu. V.G.K ve yetimhanelerin idare heyeti işbirliğiyle, İstanbul’da bütün sürgün yetimlerinin barındırılması için yetimhane şartlarını taşıyan bir bina aradılar. Birlikte gösterdikleri çabalarla toplumlar arası mahkemesine başvurmaları neticesinde 26 Mart 1919’da muhteşem Heybeliada Rum Ticaret Lisesi geri alındı. Tüm sürgün yetimler buraya getirildi. V.G.K’nın yanında getirdiği iç çamaşır ve giysilerle çocuklar giydirildi. Çocukların bakımını Bayan Eleni Pandermali takip etti. Yetimhanelerin idaresi geçici olarak Bayan Aspasia Skordeli’ye verildi. (To. Pat. İdr. İs. Tas. Neas. Horas. V.G.K sayfa 11 Petmezas) Tibbî bakım ise İstanbullu doktor Hr. Thalasa’ya verildi. Bakımın tüm masraflarını da V.G.K üstlendi.
Bu yetimhaneye “YETİMLERIN MİLLİ YURDU” ADINI VERDİLER
İlk başta 900 çocuk toplandı. Daha sonra erkekler Büyükada Yetimhanesi’ne nakledildi.
Heybeliada Yetimhanesi, Büyükada’nın şubesi halini aldı. Bu iki yetimhanenin yönetim kurulu ofisleri (aynı kurul) Galata’da Büyük Milli Han’da bulunuyordu. Yetimhane idaresi bir ilkokul açtı. Ayrıca sanat öğrenmeleri için çeşitli atölyeler kurdu. (Nizamnamelerde daha uzun ve ayrıntılı bilgi var.) Atölyelerde üretilen eşyalar piyasada satılıyordu, kazanılan para da yetimhaneye gelir sağlıyordu.
2 Mayıs 1919’da Yunan ordusu İzmir’e çıktı. M. Kemal başkanlığında Türk halkı buna tepki gösterdi ve savaş başladı. Dolayısıyla yetimhanedeki çocuklar artmaya başladı.
Daha sonra politik sebeplerden dolayı yönetim kurulu Heybeliada Yetimhanesi’nin adını “Türkiye’deki Bahtsız Rum Çocukları Yurdu” olarak değiştirdi. Orada 75 kız bulunuyordu. Sonunda Rum Ticaret Lisesi’ne 1942’de İkinci Dünya Savaşı sırasında bir kez daha Türk hükümeti tarafından el konuldu. Çocuklar Büyükada Yetimhanesi’ne nakledildi ve yerine Türk Deniz Telsiz Okulu yerleştirildi.
Elianos* 1921’de çıkan kitabında Heybeliada Kız Yetimhanesi’ndeki yetimlerin 380 kişi olduğunu. Büyükada’daki erkek yetimlerin ise 820 kişi olduğunu yazıyor. (sayfa 236) (P.S.G.P sayfa 135) Nizamnamelerin 3’üncü maddesinde, Heybeli Milli Yurdu’nda sürülmüş yetimlerin sayısının kestirilemez ve doğal şartlardan yetim kalmışların sayısının da 150 olduğu yazılıdır.
İstanbul’da bu iki Rum yetimhaneden başka:
Beyoğlu’nda 220 Yetim
Pendik’te bebek- küçük çocuk 200 Yetim
Fener’de ergen 60 Yetim
Beşiktaş’ta 48 Yetim
Ortaköy’de yetim dilenci (….) Yetim
olmak üzere 7 Rum yetimhanesi vardı.
(Elianos sayfa 236. Pal. St. Gli. Pat. sayfa 135)
Toplumlararası mahkemenin kararından sonra İstanbul’un dışındaki yörelerde de az önce söylediğimiz gibi V.G.K’nın yardımıyla yeni yertimhaneler açıldı. Varolanlar da desteklendi. Yetimlerin bir kısmı toplandı. Daha sonra açık havada sürü halinde dolaşan çocuklar da toplandı ve barındırıldı.
*Elianos sürgündeki muhacirlerin ve yetimlerin gözetilmesi konusunda kitap yazdığı için verdiği sayının sürgün yetimlerinin olması mantığa daha yakındır.
İzmir’in civarındaki ve takriben Ege bölgesindeki yetimlerin bir kısmının barındırılması 2 Mayıs’tan sonra Yunan yönetimi tarafından yerine getirildi.
Not : Asağıda bu metnin kitap kaynaklarının en önemlileri verilmektedir. Bu bilgiler, yazarın “Palinnostisi Stis Glikes Patrides 1918-1922” kitabını yazarken okuduğu birçok kitaptan yararlanılarak hazırlanmıştır. Bu bilgileri, bütün teferruatları ve belgeleri, yazarın adı geçen kitabında bulabilirsisiniz.
KAYNAKLAR
Elianu Mih.. Hr, İpurgio Perithalpseos. To Ergo Tis Ellinikis Perithalpseos, ekd.Grafio Tipu İpurgio Eksoterikon. En Athines 1921.
Ari Kyriazi, Palinnostisi Stis Glikes Patrides 1918- 1922. Ekdosis Fanarion (Stamulis) 2003 Edosis Fanarion (Stamulis) 2003.
Arhio Ari Kyriazi, «Ekklisiastiki Alithia » Singramma periodikon, Ek Tu Patriarhiku Tipografiu, En Konstatinupoli İ Kanonismi Ton Orfanotrofion Pringipu ke Halkis 1921.
Istoria Tu Elliniku Ethnus 1913-1914. Ekdotiki Athinon 1975.
İ Kanonismi Ton Orfanotrofion Pringipu ke Halkis 1921.
Milla Akila, İ Halki Ton Pringiponison ekd. İstorikes kai Laografikes İkones « İ Mnimosini » Agra.
Patriarhiki Kendriki Epitropi İper Ton Metatopisthendon Ellinikon Plithismon. İ Perithalpsis kai Engatastasis Ton En Turkia Prosfiyon. Tipografio Kon. Mavridu kai Alevropulu En Konstatinupoli 1921.
To Patriotikon İdrima İs Tas Neas Horas Thrakin ke Mikrasian. E Episime Ekthesis Ton Apostolon, İpo Tis Kendrikis Ektelestikis Epitropis Ton Alitroton Ek Ton Ekdotikon Katastimaton « THARROS » (Petmezas).
Nizamnameler ileride bu metine eklenecektir.
..........................................................3
From: Selah Ozakin
Subject: Uğur Mumcu
Date: January 24, 2009 12:14:32 PM EET
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com
Ugur Mumcu
o sabah
doksan ucun ocaginda
yirmi dort aralikta
ilk kez mi parcalandi sanki bedenin
soyle peki
son agidi mi oldu bu
ardindan aglayan sevdiklerinin
ah sevgili dostum
paramparca dagildigin o kaldirimin taslari eskisi gibi degil simdi
silmek icin kanitini islenen sucun
yeniden dogmayasin diye sen kullerinden
yenilendi
yenilme tarihinin sayfalarina insanligin
bir utanc daha eklendi
ama bil ki
onca zaman gecti aradan da
ne cinayet sahipleri uslandi
ne de direnc sustu
biliyorsun
en az namussuzlar kadar
onlardan da fazla hatta
inatcidir barissever dostlarin
selah
11:08
24 01 2009-1993=18
..........................................................4
http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/default.htm
Tarih-Saat: 24.01.2009 17:50:21
Koordinat: 40.858K 27.712D
Buyukluk: 2.7
Derinlik: 7.6 km
Aciklama: TEKIRDAG ACIKLARI (MARMARA DENIZI)
Tarih-Saat: 24.01.2009 17:58:38
Koordinat: 40.798K 27.785D
Buyukluk: 4.2
Derinlik: 11.2 km
Aciklama: MARMARA DENIZI
http://www.ntvmsnbc.com/news/473279.asp
NTVMSNBC & NEWS WIRES
Guncelleme: 18:46 TSI 24 Ocak 2009 Cumartesi
Marmara Denizi'nde 4,2'lik deprem
Marmara Denizi'nde 4,2 buyuklugunde deprem meydana geldi. Deprem Tekirdag'in bazi ilcelerinde de hissedildi.
ISTANBUL - Bogazici Universitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Arastirma Enstitusu verilerine gore bugun saat 17.58?de merkez ussu Marmara Denizi olan 7.8 kilometre derinlikte 4,2 siddetinde deprem kaydedildi.
Deprem Tekirdag Merkez ile Corlu ve Sarkoy ilcelerinde de hafif sekilde hissedildi.
..........................................................5
From: Tugay Kartal
Subject: kentvedemiryolundan
Date: January 23, 2009 3:09:30 PM EET
To: adalar.postasi@gmail.com
Marmaray Kepenk Kapattiriyor!
Marmara Projesi kapsaminda TCDD'nin tarihi endustriyel demiryolu mirasi banliyo hatlarinin yok edilmek istenmesinin yaninda, Yedikule'de halkin evlerinden, TCDD personelinin ise kamu konutlarindan yasal olmayan yollardan tahliyeye zorlanmasi, projeyi bir an once hayata gecirmek icin arkeolojik kazi alanina kepce sokulmasi ve buna direnen arkeologlarin isten atilmasinin ardindan, Turkiye Gazeteciler Cemiyeti yayin organi Bizim Gazete'nin de proje kapsaminda Babiali'den kovalanmaya calisildigini ogrenmis bulunuyoruz.
http://kentvedemiryolu.com/icerik.php?id=453