19 Nisan 2011 Salı

ADALAR POSTASI-2577: büyükada'da yıkılan lokanta 'eklemeleri'nin yerine yapılması planlanan, 'densiz zevksizlik abidesi' olacak tenteli direkler projesini gördünüz mü?...


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

22 Ağustos 1909 Pazar günlü, Büyükada'da Mehmed Salih Efendi'nin kendisine ait arsa üzerine bina yapmasına izin verilmesi talebine dair...

* * *

ADALAR'da BİR GÜN:


Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada, Nisan 2011.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

19 Nisan 2011 Salı
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Sağanak yağışlı
6/12ºC
% 81-89 nem
Poyraz, KD 32km/sa
Gündoğuşu 06:19... Günbatışı 19:47...

* * *
Cicely Mary Barker, The Cowslip Fairy.

* * *

1- Habib Kent: "Büyükada'da yıkılan lokanta 'eklemeleri'nin yerine yapılması planlanan, 'densiz zevksizlik abidesi' olacak tenteli direkler projesini gördünüz mü?..."

2- Zeynep Alpar: "Komşularım olan faytoncuların ekonomik ve sair sıkıntılarını biliyorum ve anlıyorum ama ne olursa olsun bu hayvanların bu durumda olması bana insanlık dışı geliyor. Bu kadar mı insafsızız, biz Adalılar? Yapılacak hiç mi bir şey yok, göz göre göre eziyet çeken bu hayvanlar için?..."

3- İrini Noti: "ADALAR POSTASI'na, özellikle biz gurbetçilere, Adalarımız'dan haberler ulaştırdığı için çok teşekkür ederim..."

4- Heybeliada Mahalle Muhtarı Aslı Yalap: "Osmanlı'dan bugüne kadar sosyal hayatın içinde yer alan ve kökle geçmişe sahip olan muhtarlık camiası var ola geldiği tarihi süreç içinde kurumsal ve özlük hakları noktasında bugün en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bir yüzü ile devleti diğer yüzü ile milleti temsil eden muhtarlık kurumu devletin en büyük yükünü omuzlayan kurumların önünde gelmesine karşın hak ettiği noktada değildir. Türkiye'de halka daha iyi hizmet vermek ve devleti küçültmek adına çeşitli adlar altında sürekli olarak kurumlar açılırken devletin görünür görünmez birçok yükünü omuzlayan muhtarlık kurumu kurumsal kimliğini kaybetme noktasına gelmiştir..."

5- İstanbul'un Eminönü, Karaköy ve Perşembe Pazarı semtlerindeki motor iskeleleri, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayı alınarak yıkılacak ve kente yakışacak estetik ve güzellikte modern şekilde yeniden inşa edilecek. Kabul edilen raporda, söz konusu motor iskelesi alanlarının mülkiyetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olduğu ve motor iskelesi alanı olarak planlandığı vurgulandı. İnşaatların, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun (KTVK) görüşü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayı alınarak yapılması da karara bağlandı... [Peki ya Adalar'daki kaçak motor iskeleleri?...]

6- Ahmet Emin Yalman: "Muhiddin ve ailesi Büyük Ada'da bize misafirliğe geldi. Bunlardan nazik ve görgülü insanlar olamayacağında onları bütün görenler birleşti…"

7- Büyükada'da bulunan tarihi 2. Patrikianos Köşkü icralık oldu ve 6 milyon 475 bin 675 TL muhammen bedelle satışa çıkarıldı...

)O(


_______________________________________________________1

From: HABİB KENT
Subject: Münih Olimpiyatlari B.ada.da!
Date: April 17, 2011 11:54:35 AM GMT+03:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

Münih Olimpiyatları Büyükada'da!...

Merhaba,
Büyükada'da yıkılan lokanta 'eklemeleri'nin yerine yapılması planlanan, 'densiz zevksizlik abidesi' olacak tenteli direkler projesini gördünüz mü?


Yapı ve Kredi Bankası köşesindeki panoda teşhir etmişler! Sanki Münih Olimpiyat Oyunları Köyü mimarisi!... Ne lokantaları tamamlar nitelikte ne de Ada dokusuna uygun!... Yani yine "altı kaval  üstü şişhane" durumlarıyla karşı karşıyayız!

Yeter artık, bu estetik ve zevk yoksunu ellerin Ada'yı 'yap-boz' tahtasına çevirdikleri, inisiyatif oluşturalım yaptırtmayalım...

Krom direkler yerine ahşap kırık beyaz boyalı, belki de biraz Jugendstiel tarzı süslemeli direkler... Varsınlar üstünü yine tenteyle örtsünler ama biraz kolonial tarz adamızın (kalan!) mimari güzelliğinin nedeni değil mi? Tabii ki gel de bunlara anlat! Ama belki de anlıyacak birini buluruz...

Habib


_______________________________________________________2

From: ZEYNEP ALPAR
Subject: heybelide yaralı atlar...
Date: April 17, 2011 9:02:49 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Heybeli'de yaralı atlar...



Merhaba ADALAR POSTASI,
Daha önce Büyükada'da ölüme terk edilen bir atla ilgili haberi burada üzülerek okumuştum... Şimdi Heybeliada'da çok fena yaralanmış atlar görüyorum maalesef. Ekte göndereceğim fotoğraftaki doru atı Cuma günü akşamüzeri, Değirmenburnu tarafına yürürken gördük, sağ ön bacağının üstünden şakır şakır kanlar akarak, topallaya topallaya yürüyordu. Yürürken aradan görünen beyaz kısım et miydi, kemik mi, iltihap mı bilemedim. Okulun arkasından Ruhban Okulu'na doğru giden yola girdi...


İkinci resimdeki at da yaralanmış, yine aynı akşam, Değirmen Burnu'ndan iskelelere doğru inen yolda karşılaştık. Durumu faytonculardan birine sordum, atlara kendilerinin de seyislerinin de baktığını, tedavilerinin yapıldığını, bu durmla da ilgileneceklerini söyledi. Onlar birbirlerini yaralıyorlar diyor. Yeni gelmiş atlar zayıf oluyormuş, sonra kilo alıyorlarmış, diyor. Pek inanmadım açıkçası... Bakılıyor olsa bu hayvanların durumu bu kadar kötüleşmiş olur muydu? Zabıtaya da gittim ama haftasonu kapalıydı tabii, yarın yine gideceğim.

Komşularım olan faytoncuların ekonomik ve sair sıkıntılarını biliyorum ve anlıyorum ama ne olursa olsun bu hayvanların bu durumda olması bana insanlık dışı geliyor. Bu kadar mı insafsızız, biz Adalılar? Yapılacak hiç mi bir şey yok, göz göre göre eziyet çeken bu hayvanlar için?

Heybeli'den selâmlar,

Zeynep




_______________________________________________________3


From: İRİNİ NOTİ
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2576: madam matild adındaki kimsenin büyükada'da kendisine ait olan evi ile bahçesinin papalık adına bağış olarak kaydedilip...
Date: April 18, 2011 1:11:56 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com

ADALAR POSTASI'nın doğum gününü kutlar nice yayın yılları dilerim. Gazetemize, özellikle biz GURBETÇİLERE, Adalarımız'dan haberler ulaştırdığı için çok teşekkür ederim.


_______________________________________________________4

Haber Alemi, 16.4.2011

http://www.haberalemi.net/HD231387_muhtarlardan-gul-ve-erdogan-a-mektup.html

Muhtarlardan Gül ve Erdoğan'a mektup


İSTANBUL (CİHAN)- İstanbul'daki muhtarlar biraraya gelerek kurumsal ve özlük hakları noktasındaki sorunlarını duyurmak amacıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'e Sirkeci Postanesi'nden mektup gönderdi.

İstanbul Köy Mahalle ve Köy Muhtarları Platformu üyesi bir grup muhtar Sirkeci Postanesi önünde toplandı. Grup adına basın açıklaması yapan Heybeliada Mahalle Muhtarı Aslı Yalap, kurumsal ve özlük hakları noktasında yaşadıkları sıkıntıyı duyurmak için Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı'na mektup yollamak için toplandıklarını belirtti. Muhtarlık camiasının en zor günlerini yaşadığını dile getiren Yalap, "Osmanlı'dan bugüne kadar sosyal hayatın içinde yer alan ve kökle geçmişe sahip olan muhtarlık camiası var ola geldiği tarihi süreç içinde kurumsal ve özlük hakları noktasında bugün en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bir yüzü ile devleti diğer yüzü ile milleti temsil eden muhtarlık kurumu devletin en büyük yükünü omuzlayan kurumların önünde gelmesine karşın hak ettiği noktada değildir. Türkiye'de halka daha iyi hizmet vermek ve devleti küçültmek adına çeşitli adlar altında sürekli olarak kurumlar açılırken devletin görünür görünmez birçok yükünü omuzlayan muhtarlık kurumu kurumsal kimliğini kaybetme noktasına gelmiştir." diye konuştu.

Muhtarlığın kamuoyuna sadece ikametgah ve nüfus cüzdanı sureti veren bir kurum gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade eden Yalap, "Aslında kurumsal anlamda 123 adet üst görev binin üzerinde de alt görev olduğunu kamuoyunun ve konuda söz sahibi olan yetkili makamların bilmesi gerekir." dedi.

Ümraniye Site Mahalle Muhtarı Cuma Kara ise, "53 bin muhtar adına bugün muhtarların düzenledikleri programda sorunlarımızı bir basın açıklaması ile dile getirdik. Özellikle bugüne kadar tüm kurumlarla kuruluşlarla görüşen hükümetimizin muhtarları göz ardı ettiği görünmektedir. Bizler muhtarlık camiasının yok olduğunu görmekteyiz. 1944 yılında çıkarılan bir yasa ile muhtarlıklar yönetilmektedir. Artık çağın koşullarına göre muhtarlıkların da düzenlenmesi gerekir. Biz de teknolojiden yanayız ancak altı doldurulmadan muhtarların durumu göz ardı edilerek bu işin doğru olmadığını söylüyoruz. Nakillerin muhtarlıklarda yapılmasını muhtarların bu işte söz ve karar sahibi olmasını istiyoruz. Çünkü gelen tebligatlarda ilk önce muhtarlıklardan sorgulama yapılıyor. İki seçenek var ya muhtarlıkları kaldıracağız; ya da muhtarların itibarları iade edilmeli." şeklinde konuştu.

CİHAN


_______________________________________________________5

From: HANDAN ALTINELLER
Subject: Motor iskeleleri değişiyormuş!
Date: April 16, 2011 11:11:12 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Hürriyet, 16.4.2011

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17563089.asp?gid=381

İstanbul'daki iskelelerin hepsi değişiyor


İstanbul'un Eminönü, Karaköy ve Perşembe Pazarı semtlerindeki motor iskeleleri, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayı alınarak yıkılacak ve kente yakışacak estetik ve güzellikte modern şekilde yeniden inşa edilecek.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, “Tarihi Yarımada”daki Eminönü, Karaköy ve Perşembe Pazarı motor iskelelerin yıkılarak, İstanbul'a yakışacak estetik güzellikte ve modern şekilde yeniden inşa edilmesini ve Eminönü'ndeki Turizm İskelesi ile Üsküdar ve Kadıköy'deki motor iskelelerinin de daha sonra aynı şekilde yıkılıp yenisinin yapılmasını içeren raporu görüşerek oy birliğiyle kabul etti.

Kabul edilen raporda, söz konusu motor iskelesi alanlarının mülkiyetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olduğu ve motor iskelesi alanı olarak planlandığı vurgulandı. İnşaatların, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun (KTVK) görüşü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayı alınarak yapılması da karara bağlandı.

Yeni inşa edilecek modern motor iskelelerinde, yolcu peronu, iskeleye ait teknik hizmet birimleri, depo ve benzeri kullanımlar için bölümler yer alacak. İskelenin eni 7 metreyi, yüksekliği ise 4 metreyi aşamayacak. İnşaat aşamasında ve işletme dönemlerinde çevresel değerlerin korunması açısından hava kalitesinin korunmasına dikkat edilecek, su ve katı atık kirliliği yapılmayacak. Yönetmelikler çerçevesinde gürültü kontrolü sağlanacak. Seyir emniyeti, can ve mal güvenliği açısından her türlü tedbirlerin alınacağı iskelelerin inşası sırasında, deprem riskine karşı yer ve bina etütleri de yapacak.


_______________________________________________________6

Bolu Gündem, 18.4.2011
Mehmet Tunçkol

http://www.bolugundem.com/shownews.php?opt=haber&id=44714

KURULUŞUNUN 71. YILDÖNÜMÜNDE 
KÖY ENSTİTÜLERİ

Bu bölümde Kıbrıscıklı Muhiddin'in, A. Emin Yalman'ın kaleminden ilginç bir hikayesini siz okurlarımıza sunuyoruz.

“Köy Enstitüleri, cumhuriyetin eserleri içinde en kıymetlisi, en sevgilisi sayıyorum. Köy enstitülerinde yetişen evlatlarımızın muvaffakiyetlerini ömrüm boyunca yakından ve candan takip edeceğim” diye söz vermişti İsmet İnönü. Köy Enstitülüler, bu sözü yıllar sonra acıyla anımsayacaklardı.

Aslında çalışmamıza şöyle bir başlıkla başlasak daha doğru olurdu: “Kuruluşunun 71, kapatılışının 57. yıldönümünde Köy Enstitüleri.”

Mehmet Tunçkol'un hazırladığı bu bölümde, yine belgeleri gün ışığına çıkartarak eski hikayeleri güncelleştiriyoruz. Bu bölümde Kıbrıscıklı Muhiddin'in, A. Emin Yalman'ın kaleminden ilginç bir hikayesini siz okurlarımıza sunuyoruz.

[...]

MANEVİ OĞLUM MUHİDDİN YAMAN (KIBRISCIK-KARACAVİRAN KÖYÜ'NDEN)


Hele Arifiye, Çifteler ve Hasanoğlan Enstitülerine sık sık gidiyor, yeni akıncıların âlemiyle kaynaşıyordum. Arifiye'yi ziyaretlerimden birinde Bolu'nun, Kıbrıscık bucağının Karacaviran Köyü'nde Muhiddin Yaman isminde zeki bir yavruyla karşılaştım. Çocuk, o günün memleket ve Dünya davaları hakkındaki suallere öyle uyanık cevaplar verdi ki, kendisini gazete adına İstanbul'a davet etmek ve evimizde misafir etmek için müdürden izin istedim, sözlerini de gazeteye geçirdim.

Muhiddin, İstanbul'da bir hafta kaldı. Deniz, sinemayı, kalabalık bir şehri, bir gazete matbaasını ilk defa gördü. İntibalarını pek saf ve hoş bir dizi halinde “Vatan” da yazdı.

Altı yıl Muhiddin'in sesi sadası çıkmadı. Bir gün kendisinden şöyle bir mektup aldım:

“Baba, anne, altı yıldır size mektup yazmadım, çünkü size gösterecek bir eserim yoktu. Bu yıllar içinde Enstitü'yü tamamladım, köyüme geldim, okulumu kurdum, bu yıl ilk mezunlarımı veriyorum, köye gelmenizi, köyümü ve gelininiz Rukiye'yi tanımanızı ve eserimi görmenizi istiyorum.”

Böyle bir davete koşmamak imkânsızdı. Eşim Rezzan ve kardeşi şimdi Birleşmiş Milletler Protokol Umum Müdürü, o zamanlar “VATAN” yazarı olan Sinan Korle, eşi Sara Korle, oğlum Tunç ile beraber gazetenin arabasıyla yola çıktık. Bolu'ya vardık. Orada köye normal bir otomobille geçit olmadığını öğrendik. Emniyet Otobüsleri ve Emniyet Oteli sahibi Mehmet Bey'in verdiği vinçli bir arazi aracı ile tepeleri, ormanları aştık, hayvancılık ile uğraşan dağ köyüne vardık. Köylü bizi akraba diye karşıladı, hele gelinimiz Rukiye bizi manevi baba ve anne diye kabul etti. Okul binasına yerleştiğimiz sırada yanıma yaklaştı ve Sinan'la Sara'yı göstererek yavaşça sordu:

---Baba, bunlar nemiz oluyor?

Köyde herkesle kaynaştık, yaylaya çıktık. Orada geceler geçirdik. Muhiddin bir akıncı olarak köyde az zamanda neler yaptığını hayranlıkla gördüm. Bundan sonra Muhiddin, Kıbrıscık İlköğretim Müdürü oldu, manevi torunlarımız Kemal ve Ahmet Emin dünyaya geldi. Çocukların daveti üzerine Kıbrıscık'a gittik. Orada Muhiddin'in kültürlü, seciyeli, olgun bir eski Bektaşi olan babası İsmail Yaman'la tanıştım. Bana dedi ki:

--- Benim oğlum senin manevi oğlun olduğuna göre, izin ver de Tunç da benim manevi oğlum olsun. Kendisini çok sevdim ve takdir ettim. Biz de kardeş olalım.”

Muhiddin ve ailesi Büyük Ada'da bize misafirliğe geldi. Bunlardan nazik ve görgülü insanlar olamayacağında onları bütün görenler birleşti…

[...]

Ahmet Emin Yalman, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, Vatan Gazetesi-Cilt III-(1922-1944).


_______________________________________________________7

Hürriyet, 18.4.2011

http://www.hurriyet.de/haberler/gundem/886309/tarihi-kosk-icralik-oldu

Tarihi köşk icralık oldu

Büyükada'da bulunan tarihi “2. Patrikianos Köşkü” icralık oldu ve 6 milyon 475 bin 675 TL muhammen bedelle satışa çıkarıldı.

Bir borçtan dolayı ipotekli olup satılmasına karar verilen köşk, Büyükada'da Aya Nikola Mevkii'nde bulunuyor. Tarihi köşk, tapu kaydında, “2. grup kültürel değer” taşıdığı tescillenen sivil mimari örneği olarak geçiyor. Yapıldığı dönemin mimari karakteristiklerini özgün şekilde yansıtan köşk, kapanma riski olmayan deniz manzarasına sahip.

İlgili tarihi belgelerde “2. Patrikianos Köşkü” olarak tanımlanmış köşkün içerisi ciddi yenilemeden geçmiş ve bakımlı durumda bulunuyor. Giriş kısmından üst kotlara ulaşabilmek için yukarı çıkan merdivenlere paralel olarak yapılmış basit bir raylı kayar sistem asansörü mevcut olan köşkün bahçesinde bir kuyu da bulunuyor. Bodrum kat, zemin kat, normal kat ve çatı katından ibaret olan köşkün üstünde 59 metrekare bir yüzme havuzu mevcut. Isıtma tesisatının yerden geçtiği köşkün müştemilatı da bulunuyor.

9 BİN 975 TL DEĞERİNDE AĞAÇ VE BİTKİ

Köşkün bahçesinde yapılan keşifte toplam 9 bin 975 TL değerinde ağaç ve çalı formlu bitkiler bulunduğunu ifade eden site yetkilileri, bunların arasında 200 yaşında fıstık çamı, 100 yaşında palmiye, 60 yaşında ıhlamur, 40 yaşında zeytin, incir, sedir, defne, kaynana dili, dut, 20 yaşında nar ve fenix, erguvan, mimoza, dişbudak, zakkum, mazı, yukka, yeni dünya, muşmula, akçaağaç, ters dut, armut, ayva, badem, ligistrum, alev çalısı, lavanta olduğunu belirtti.

Köşkün bulunduğu yer, altyapı ve ulaşım imkanları, cadde ve sokağa olan cepheleri, işçilik ve malzeme kalitesi, tesisat durumu gibi nitelikler göz önüne alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde taşınmazın arsa-ana yapı-eklentiler (havuz ve bileşenleri, barbekü, ocak, çardak, soyunma, giyinme, güneşlenme terasları, bahçe duvarları, kayar sistem teleferik asansörü, bahçesindeki ağaç ve bitkileri dikkate alınarak yapılan değer tespiti 2 bin 921 metrekarelik yerde köşkün değeri 1 milyon 250 bin TL, eklentilerin değeri 250 bin TL, arsa değeri 4 milyon 965 bin 700 TL, ağaç ve bitkilerin değeri 9 bin 975 TL olmak üzere toplam değeri 6 milyon 475 bin 675 TL olarak tespit edildi.