16 Şubat 2011 Çarşamba

ADALAR POSTASI-2554: dido mu?... lido mu?...



* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

23 Ekim 1907 Çarşamba günlü, Tahlisiye Madalyası'yla taltifleri istenen Büyükada İskele ve Tarassud Polis Çavuşu Nafiz, belediye çavuşlarından Raif ve İdare-i Mahsusa Bilet Sermemuru Ahmed efendilerin madalyaya müstahak olacak derecede hizmet ettikleri anlaşılamadığından hizmet derecelerinin açıkca bildirilmesi gerektiğine dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'dan, Şubat 2011.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

16 Şubat 2011 Çarşamba
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Çok bulutlu
1-8ºC
% 62-76 nem
Poyraz, KD 30km/sa
Gündoğuşu 06:58... Günbatışı 17:38...

* * *
Cicely Mary Barker, The Plane Tree Fairy.

* * *

1- Avni Kurtuldu: "DİDO mu? LİDO mu? DİDO, dışı çikolata kaplı gofret! LİDO, dışı rant kaplı sorunlar yumağı!..."

2- Emine Çiğdem Tugay: "Gazı kaçmış gazoz akıllıların gazabı-2..."

3- İvi Dermancı: "Geçen hafta gözlü evin önünden geçerken o sizin heyyula, ucube dediğiniz garip demir konstrüksüyonu görünce ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz. Neden mi?..."

4- Handan Altıneller: "Sayın İvi Dermancı'nın bu yazıyı görüp de ADALAR POSTASI aracılığıyla evin tarihi hakkında bilgi vermesine vesile oldu en azından benim paniğim... Aydınlatıcı bilgileri için kendisine teşekkür ederim..."

5- Recep Yarligan: "Mübarek kandilinizi ve sevgililer gününüzü kutluyorum..."

6- İzel, son albümü Jazznağme'de yer alan, söz ve müziği kendisine ait Baba Beni Maziye Götür adlı şarkıya, iki ay önce kanserden kaybettiği babası Şenel Çeliköz’ün anısına, çocukluğunu geçirdiği Büyükada'daki evde bir klip çektiğini söyledi...

)O(



_______________________________________________________1

From: AVNİ KURTULDU
Subject: DİDO mu? LİDO mu?
Date: February 15, 2011 8:43:55 PM GMT+02:00
To: adalarpostasi@gmail.com

DİDO mu? LİDO mu?

DİDO, dışı çikolata kaplı gofret!
LİDO, dışı rant kaplı sorunlar yumağı!

Sorunlar yumağı haline gelmiş bir olay nasıl çikolata kaplı leziz bir gofrete dönüştürülür?


25 yıldır Adalı Sosyal Demokratlar'ın direnciyle yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle, sağcı yerel iktidarlar döneminde yapımı engellenen LİDO'nun inşaatı en nihayetinde Sosyal Demokrat bir belediyenin özel çabaları ve ruhsat izniyle başladı.

Kısmet Sosyal Demokratlaraymış!

Gelişen olaylara baktığımızda ''Bunca yıl mücadele verdik DİDO'yu size yedirir miyiz?'' anlamını çıkartmak gerçek Sosyal Demokratlar'a elbetteki yakışmaz.

Gelelim DİDO'nun çikolata katlarına; 
Sosyal Demokrat Belediyemiz projeleri çiziyor, tüm gücünü kullanarak İBB ve 5 No'lu Anıtlar Kurulu'ndan izinleri alıyor, imar komisyonundan geçiriyor, inşaat ruhsatını veriyor, mimarlığını üstleniyor. Ayrıca bu işler için hayırsever zengin edasıyla 300 bin TL cebinden harcıyor! İşte örnek bir Sosyal Belediyecilik anlayışı. Birinci kat çikolata hayli kalın oldu ama yiyenlere afiyet olsun.

İkinci kat çikolatada bakalım neler var?

Sosyal Demokrat Belediyemiz, bu inşaatın molozlarını metreküpü 60 TL'den anakaraya atmak için bir inşaat şirketiyle sözleşme imzalıyor. Ancak inşaat şirketi çikolata fazlalığından şeker komasına girerek 'PUSULA'sını şaşırıyor ve 29 Mart 2009'da CHP'ye kapağı atanlara nazire yaparcasına çıkartma gemileriyle Ayanikola'ya, Kınalıada'ya, Burgazadası'na "KAPAK ATARAK" molozlarını 40 tonluk dev kamyonlarla ada içinde cirit atarak boşaltıyor. Devasa kamyonların Adalar'da yarattığı tahribat ve titreşim umarız fay hattını tetiklemez de olası halk depremini öne çekmez. Ne diyelim? Allah tez zamanda Adalarımızı molozlardan kurtarır inşallah!

İddialara bakılırsa metreküpü 60 TL olan tonlarca moloz için makbuz karşılığında Belediye kasasına giren bir şey yokmuş. Ancak iddia sahiplerinin unuttuğu bir şey var. 2009 seçim beyannamesinde "çıkartma gemileri asla ticari amaç için kullanılmayacaktır," denmekteydi. Sonuçta verilen bir söz tutulmuş oluyor.

Bir başka iddiaya göre inşaatın önden arkadan, sağdan soldan kuralına göre çekilmediği, yol kotunu bir metreden fazla geçtiği, turistik tesis olması gerekirken kat mülkiyeti oluşturulduğu dolayısıyla SİT kurallarına tamamen aykırı olduğu! Bu iddiaya verilen Moloztaş vari cevap "Durmak yok yolmaya devam," tadında: ''Has SİT tirin ordan!''


Marmara Takım Adaları üzerinde takım oyunu oynanıyor. Hepimize düşen görev Adalarımıza sahip çıkıp TAKIM'ı oyun oynayanların boynuna asmaktır.


AVNİ KURTULDU

_______________________________________________________2

Gazı kaçmış gazoz akıllıların gazabı-2...

ADALAR POSTASI-2553/1 (14.2.2011):
gazı kaçmış gazoz akıllıların gazabı... büyükada iskelesi ayıbı...
haberi peşi sıra Büyükada İskelesi'ndeki usulsüz ve uygunsuz uygulamalara dair ilgisiz ilgilileri gereğini gereği gibi yapmaya davet üzre bir arzuhal taslağı hazırladık lakin sadece tabela ve doğalgaz borusu değil sözkonusu tarihi esere mugayyir türlü eklentiyle adeta çingene çadırına döndürdükleri binayı bizzat yerinde inceleyerek tüm bu hususları bir bir kaleme alıp fotoğrafla belgelemek suretiyle arzuhali kemale erdirelim düşüncesiyle soluğu iskelede aldık derken... Bir de ne görerelim? 

Büyükada İskelesi, 14.2.2011.


kedicik bile şaşa kalmış bu işe!

Turing'e bir türlü veremedikleri gazı Beltur'a vermek için 'gazı kaçmış gazoz akıllılar'ın öyle tarihi eserleri korumaya falan basmaz ya kafaları! Ver gazı! Yerin dibinden tarihi iskele binasının cephesine boylu boyunca çıkardıkları sarı renkli doğalgaz borusunu 90 dereceyle enlemesine doğru çini panoların tam ortasından geçirip,



sahanlıktan uzun uzadıya üst kat merdivenine hattı bağlamış kısa akıllılar! Kim bilir içeride ve yukarıda daha neler?


Bitmedi! Üst kattaki sütunların herbirini binayı titreten matkaplarla delip elektrik kablolarını sütunlara ve dahi,


çinilerin üzerine çakarak binanın kimliğiyle keskelalaka o uyduruk apliklere bağlayıvermişler! Ne diyelim? Elleriniz kırılsın emi!
)O(


_______________________________________________________3

From: İVİ DERMANCI
Subject: gözlü ev hakkında
Date: February 14, 2011 3:03:30 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Gözlü Ev hakkında...


Sayın Handan Altıneller,
Geçen hafta gözlü evin önünden geçerken o sizin heyyula, ucube dediğiniz

ADALAR POSTASI-2553/4 (14.2.2011):
gazı kaçmış gazoz akıllıların gazabı... büyükada iskelesi ayıbı...

garip demir konstrüksoyonu görünce ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz.

Neden mi? Tarihini tam hatırlamıyorum, sanırım 70'li yıllarda evin sahibi Adnan Bağrım ve kardeşi İlhan Bey iken, o güzelim evin çatısında çıkan yangın sonucu çatının üstündeki soğan kubbeli oda şeklindeki kısımı yok oldu. Maddi hasar büyüktü. Adnan Bey ve ailesi çatıyı tamir etmiş ancak yanan kubbeyi tekrar yerine kondurmak çok pahalı olduğundan çatıyı bu şekilde kapattırmıştı. Evin kubbeli halini ve de çıkan yangını çok iyi hatırlıyorum. Tamirat hikâyesini de dayımâın çocukluk arkadası olan Adnan Bey'in ağzından bizzat dumuştum.

Ne mutlu ki ev eski haline dönüyor diye düşündüm o konstrüksonu görünce. Adnan Bey ve kardeşi İlhan Bey huzur içinde yatsınlar.

Belli ki adada yenisiniz...

Sevgiler, saygılar,

İvi Dermancı


_______________________________________________________4

From: HANDAN ALTINELLER
Subject: Gözlü evin çatısında öyle bir kubbe varmış..
Date: February 14, 2011 6:21:07 PM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

Gözlü evin çatısında öyle bir kubbe varmış...



İvi Dermancı'dan gelen mektubu okuyunca doğrusu ben de sevindim. Zira şu anda gerçekten orda çok korkunç görülen imalatın binanın eskiden kaybolan bir parçasının yerine yapıldığını öğrendim. Yani orda kalmayacakmış. Ben de zaten belki orda imal edip başka bir yere mi taşıyacaklar fikrini de yazmıştım yazımda. Ada'da yeni olduğum doğrudur ama gözüm yanlış duran şeyleri görür. Aslına uygun şekilde yapılırsa ve evin tarihi dokusunu tamamlayacak bir parça ise bu beni de sevindirir. Sayın İvi Dermancı'nın bu yazıyı görüp de ADALAR POSTASI aracılığıyla evin tarihi hakkında bilgi vermesine vesile oldu en azından benim paniğim... Aydınlatıcı bilgileri için kendisine teşekkür ederim.

Sevgi ve selamlarımla,

Handan Altıneller

* * *

http://www.megarevma.net/sabuncakis.htm

Sabuncakis Köşkü


İstanbul ve Ankara'da Dede mesleği çiçekçiliği genişleterek varsıl bir İstanbul Ailesi durumuna gelen Sabuncakislerden Yorgi Sabuncakis Efendi tarafından 1904'te, Büyükada'da, Maden semtinde inşa ettirilen köşk Sabuncakis Köşkü olarak bilinir. II. Abdülhamid dönemi (1876-1909) zenginlerinden olan Yorgi Sabuncakis, köşkün tasarımını Atina Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Fotiadis'e, inşaatını ise Simota Kalfa'ya yaptırmıştır.

Bir bodrum kat ile iki esas kattan meydana gelen kagir köşkün tasarımı eski Yunan kaynaklı neoklasik üslubu yansıtmakta, bazı mimari ayrıntılarında ve bezeme programında, Yorgi Sabuncakis'in mensubu olduğu masonluğun simgeleri yer almaktadır. Bir tür yazlık mason locası şeklinde düşünülen köşkün ana girişi, arsanın eğiminden ötürü birinci (üst) katta yer almakta, cadde kotundaki bir köprü birinci katın önündeki (batısındaki) terasa ulaşmaktadır. Cephenin ortasında ileri doğru taşan ve yapıya bir antik Yunan tapınağı görünümü kazandıran teras, Korint başlıklı dört sütuna oturan üçgen bir alınlık (fronton) ile taçlandınlmıştır. Köşelerdeki sütunlar kare, diğer ikisi daire kesitlidir. Sütunlara oturan lentonun sol köşesine yeni rakamlarla, sağ köşesine de eski rakamlarla köşkün inşa tarihi (1904) yazılmış, damlalık ve yumurta frizlerinin çerçevelediği frontonun üst kesimine, çevresine ışıklar saçan bir göz tasviri yerleştirilmiştir. Ayrıca frontonun köşelerine küçük akroterler, tepe noktasına da, üzerinde bir akroter bulunan ve sembolik kabartmalar içeren, sivri kemerli bir tür stel kondurulmuştur. Stelin alt kısmında yan yana beş adet, akasya ağacı sıralanmakta, bunun üzerinde, antitetik konumda, taçlı bir erkek ile bir kadın figürü, aralarında bir kovan ile bir arı kabartması teşhis edilmektedir.

Köşkün dış kapılarında da dökümden arı kabartmaları vardır. Sabuncakis Köşkü, caddeden algılanabilen cephesindeki bu ilginç unsurlardan dolayı halk arasında "Arı1ı Ev", "Gözlü Ev" ve "Köprülü Ev" adlarıyla anılmıştır.

Köşkün batı cephesindeki teras yanlara doğru balkonlarla uzatılmış, gerek teras gerekse de balkonlar, kare kesitli payelere oturtulmuştur. Sıvalı olan cepheler kat arası silmeleri ile üç kesime ayrılmış, köşeler Korint başlıklı pilastrlar ile belirlenmiş, saçak silmesi birer damlalık frizi ve yumurta frizi ile zenginleştirilmiştir. Dikdörtgen açıklıklı kapı ve pencerelerin üzerinde basık kemerli alınlıklar yer almaktadır. Birinci katta, girişin ekseninde büyük boyutlu, dikdörtgen planlı bir salon vardır. Eskiden salon tavanının ortasında, sekizgen prizma biçiminde bir kasnağın üzerinde ahşap bir kubbe yükselmekteydi. Gökkubbeyi temsil eden bu mimari öğenin iç yüzeyi mavi boyalı olup kubbenin merkezinde dört ana yön ile dört ara yöne işaret eden yazılarla üç tane kırlangıç resmi bulunmaktaydı. Ayrıca kasnağı kuşatan aynalı tonozun yüzeylerinde eski Mısır, Asur-Finike, Yunan-Roma ve Hindu mitolojilerinin kutsal üçlüleri resmedilmiştir. Köşkün, tasarımında ve sembolik nitelikli bezeme programında odak noktasını oluşturan bu tonoz-kasnak-kubbe kuruluşu 1971'de çıkan bir yangında maalesef yok olmuştur.


_______________________________________________________5

From: RECEP YARLİGAN
Subject: fw:kandil msj.
Date: February 14, 2011 9:16:29 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Mübarek kandilinizi ve sevgililer gününüzü kutluyorum...

SELAM VE SAYGILAR,

RECEP YARLİGAN
HEYBELİADA


_______________________________________________________6

UçanKuş, 11.2.2011




ÜNLÜ ŞARKICI İZEL 
BABASININ ANISINA KLİP ÇEKTİ!..


İZEL, son albümü “Jazznağme”de yer alan, söz ve müziği kendisine ait “Baba Beni Maziye Götür” adlı şarkıya klip çekti.

Ünlü şarkıcı, bu klibi iki ay önce kanserden kaybettiği babası Şenel Çeliköz’ün anısına çektiğini söyledi. İzel’in çocukluğunu geçirdiği Büyükada’daki evde gerçekleştirilen çekimler, 20 saatte tamamlandı. İzel, Kubilay Kasap’ın yönettiği klibin çekimlerinde duygu yüklü anlar yaşadı. Klipte, İzel’in babası Şenel Çeliköz’ün fotoğrafına da yer aldı.

* * *