17 Ekim 2010 Pazar

ADALAR POSTASI-2500: adalar kazası belediye reisi'nin şahsi çıkarı için yaptıklarından şikâyet ve bunun önüne geçilmesi isteği...


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

21 Eylül 1904 Çarşamba günlü, Adalar Kazası Belediye Reisi Necib Bey'in şahsi çıkarı için yaptıklarından şikayet ve bunun önüne geçilmesi isteğiyle Heybeliadalı Yani veled-i Kosti tarafından verilen arzuhalin gereği için Şehremaneti'ne irsaline dair...

* * *

ADALAR'da BİR GÜN:


Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, Ekim 2010.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

17 Ekim 2010 Pazar
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Gökgürültülü sağanak yağışlı
14/19ºC
% 80-92 nem
Gündoğusu, D 19km/sa
Gündoğuşu 07:17... Günbatışı 18:21...

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca

* * *

Cicely Mary Barker, The Wayfaring Tree Fairy.

* * *

1- Tülay Çellek: "Gerçekten yeni logo Adalara hiç mi hiç yakışmamış. Kim yapmış peki..."

2- Celal Pir: "Sedefadası'nda para çığlıkları atanlar var..."

3- Büyükada SİT Alanı Geçici Yapılandırma Koşulları'nın 20. maddesi "Büyükada'da küçük ve büyük tur çevresinde yer alan binalar yıkılmadan ayni gabaride ve malzeme ile tamir edilir." ve 23. maddesi "Büyükada'da çatı örtüsü malzemesi kiremit olup..." uyarınca...

4- Büyükada evleri yok oluyor!...

5- İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği'nin davetiyle...

6- Kültürel Mirasın Korunmasında Avrupa Standartları...

7-  Arif Çağlar: "Sizlerden ricam toplantıya girip söz alıp yapılan otobüs programının yanlışlığını anlatıp toplantıdakileri protestoya davet etmeniz. Her kimin zamanı müsaitse, yolu Anadolu Kulübü'ne düşerse lütfen bu güzel görevi üstlensin. Motorlu araçların Adalar'da kullanımının yasak olduğunu, programdaki otobüs seferinin hepimizin haklarını, yasaları çiğneyecek bir tecavüz olacağını söylemeniz yeterli olacaktır..."

8- Aya Yorgi yolu kerteriz, otobüslen seyreden mi seyretmeyen mi keriz?

9- Hasretim İstanbul...

)O(



_______________________________________________________1

From: TÜLAY ÇELLEK
Subject: LOGO...Re: ADALAR POSTASI-2499: "aya yorgi’ye özel otobüsle çıkılacaktır" felsefesi...
Date: October 15, 2010 7:09:33 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Merhaba,
Yaratıcılıkta mizah, espri çok önemlidir ama dalga geçilme düzeyine düşürülmeden vs...
Gerçekten yeni logo Adalara hiç mi hiç yakışmamış. Kim yapmış peki...
Mizah ciddiyet ister...

Saygılar,

Tülay ÇELLEK


_______________________________________________________2

"Sedefadası'nda para çığlıkları atanlar var," 

diyordu Celal Pir dün akşam NTV'de Yakın Plan'da...

Gündüz Vassaf: "1971'de Ada'ya ilk gelişim, öyle sessiz öyle sakin ve huzurluydu ki pasaport soracaklar zannettim..."

Betül Tanbay: "Burada ağaç dikmemiş Adalı bulamazsınız. 1956'dan beri Adalar'ın imar planı yok, bugün imar planlarının hazırlanmakta olduğu sırada bu minval satışların gündeme gelmesi???..."

Nilay Çelebi: "O yapılaşma Ada'nın da doğasını etkileyecek olumsuz yönde..."

Savaş Üngör: "Değeri beş katı olsa ne olur? Ben burada sadece oturabilmek istiyorum..."

Raffi Hermon Araks: "Sayın Başkanımız bu satışla Sedefadası'nın ileride satılarak imara açılmasını engellemiş olacak..."

Mustafa Farsakoğlu: "Hayır efenim öyle şey olur mu?... Hem kamu kuruluşlarının kullanmadıkları arazileri elinde tutmalarını tasvip etmiyorum hiç, kaynak yaratmak zorundasınız..."

Gündüz Vassaf: "Ters bir durum var, belediye başkanı, satmak isteyen de korumak isteyen de aynı, iki şapkalı bir durum velhasılı!..."

Bülent Mısırlıoğlu: "Bütçeyi dengeleyebilmek için satış yapacağını söyleyen Belediye 2011'de bütçeyi dengeleyebilmek için ne yapacak acaba?..."

Celal Pir: "Sedefadası kaderini bekliyor... Hep birlikte göreceğiz..."


_______________________________________________________3


Adalar Müzesi
Adalar Mimari Miras Veri Tabanı'nda

http://www.adalarmuzesi.org/cms/index.php/kaynaklar/mimari-miras-veritabani/yerine-goere/bueyuekada/b0184.html

Büyükada'nın Büyük Tur Yolu üzerindeki eski bir bağ evinden Sedat Hakkı Eldem tarafından vaktiyle konut olarak tasarlanmış evin bugünkü halini görünce içim acıdı doğrusu...



Büyükada SİT Alanı Geçici Yapılandırma Koşulları'nda 20. madde "Büyükada'da küçük ve büyük tur çevresinde yer alan binalar yıkılmadan aynı gabaride ve malzeme ile tamir edilir." ve 23. madde "Büyükada'da çatı örtüsü malzemesi kiremit olup çatı %33 eğimi aşamaz..." uyarınca kiremit çatı örtüsü yerine 'cıngıl'lar sere serpe serilemez. Ne yazık! Eldem'in geniş saçaklıklarının üzerindeki kiremitler yerine, Adalar'ın kentsel dokusuna aykırı olan 'cıngıl'lar serilmiş oysa! Adalar'ın kentsel tarihi dokusunun korunmasına dair dönülmez akşamın ufkuna varmazdan az evvel mutlak surette ve aciliyetle bir şeyler yapmak gerektir...
)O(




_______________________________________________________4

Büyükada Evleri
Yok Oluyor!




_______________________________________________________5


İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği'nin davetiyle
6 Ekim 2010 Çarşamba günü Büyükada'ya gelen TMMOB İstanbul Büyükkent Kadıköy Şubesi Başkanı Arif Atılgan ve beraberindeki mimarlar, şehircilik ve mimari açıdan eleştirel bir gözle yerinde değerlendirdikleri Adalar'da kültür ve tabiat varlıklarının tahribine dair bir inceleme gezisi yaptılar...


_______________________________________________________6

Arkitera, 15.10. 2010

http://www.arkitera.com/h57565-kulturel-mirasin-korunmasinda-avrupa-standartlari.html

Kültürel Mirasın Korunmasında Avrupa Standartları

İstanbul Kara Surları

Avrupa'da kültürel mirasın sesi olan, Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu, Europa Nostra'ya paralel çalışmalar yürütmek üzere 65 korumacı İstanbul'da Europa Nostra-Türkiye Derneği'ni kurdular.

Türkiye'de kültürel miras alanında önemli değişikliklerin ve gelişmelerin yaşandığı bu dönemde, Europa Nostra-Türkiye, kültürel miras alanında Avrupa ile olan ilişkilerin geliştirilmesi için karşılıklı bilgi ve deneyim alışverişinin artırılmasına odaklanacak. İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılma ihtimali, Anadolu'da tarihi ve doğal miras alanlarının baraj ile elektrik santrallerinin suları altında kalması gibi konular başta olmak üzere, Türkiye'de kültürel miras büyük tehditler altında.

Sivil toplumun yurtdışındaki benzerleri ile de dayanışarak çok daha güçlü bir farkındalık ve yol göstericiliği başarması, Türkiye'nin kültürel miras alanında proje hazırlama kapasitesini hem nicelik, hem de nitelik olarak geliştirmesi gerekiyor. Europa Nostra-Türkiye bu alana yeni bir soluk getirmeyi ve kültürel miras konularının sadece bir akademik faaliyet alanı olmadığını, toplumun tüm kesimlerinin ilgisi ile gelişebileceğini gündeme getirmeyi amaçlıyor.

Europa Nostra-Türkiye'nin kuruluş çalışmaları, 8-12 Haziran 2010 tarihinde İstanbul'da düzenlenen Avrupa Kültürel Miras Zirvesi'nin hazırlıklarına paralel olarak yürütüldü (bkz: www.europanostraistanbul2010.org). Avrupa'dan 250 civarında mimar, arkeolog, müzeci, kültürel miras enstitüsü ve sivil toplum kuruluşu yöneticisi, kültür ve kültürel miras politikalarının oluşturulmasında etkin rol oynayan uzmanların katılımı ile gerçekleştirilen zirvenin Düzenleme Kurulu'nu oluşturmak üzere yanyana gelen akademisyenler, profesyoneller ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri Europa Nostra-Türkiye'nin kuruluşu için de düşünsel hazırlıklara başladılar. Bu hazırlıklar, zirvenin yapıldığı günlerde ve sonrasında olgunlaştırıldı ve oluşturulan Girişim Grubu'nun belirlediği Kurucu Yönetim Kurulu çalışmalara başladı. Türkiye'de kültürel mirasın korunması için yıllardır çaba gösteren uzmanlarla genç korumacıları bir araya getiren Europa Nostra-Türkiye ile ilgili daha detaylı bilgiye www.europanostra-tr.org adresinden ulaşılabilir.

Europa Nostra, kendini Avrupa'nın kültürel mirasını korumaya adamış, 250 sivil toplum kuruluşu, 150 ortak örgütü ve 50 ülkeye yayılan 1500 kişisel üyeyi temsil ediyor. Europa Nostra üç ana alanda faaliyet gösteriyor: Avrupa'daki en iyi kültürel miras uygulamalarını kutlamak, risk altındaki miras için kampanyalar yapmak, kültürel miras için lobi çalışmaları yürütmek. Europa Nostra ile ilgili daha detaylı bilgiye www.europanostra.org adresinden ulaşılabilir.


_______________________________________________________7

From: ARİF ÇAĞLAR
Subject: FW: Otobüsle Aya Yorgi'ye
Date: October 16, 2010 11:00:55 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Aya Yorgi'ye otobüs seferi faciasına karşı
İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği üyelerine yaptığım aşağıdaki bu açık çağrı ADALAR POSTASI'nda yayınlanırsa çok iyi olur çünkü bu çağrı tüm Adalılar'a yapılmış bir çağrıdır. İnsanların birbirlerinin hak ve özgürlüklerini çiğnemeden birlikte yaşamalarına en ince duyarlılıkla yaklaşmaya özen gösteren "sanat, edebiyat ve felsefe"nin böyle bir tecavüze ortak edilmeye çalışılmasının protesto edilmesi ve engellenmesi gerekir.
Arif Çağlar

* * *

From: ARİF ÇAĞLAR
Date: Sat, 16 Oct 2010 22:45:56 +0300
Subject: Otobüsle Aya Yorgi'ye

Sevgili ve Sayın Üyeler,
Ancak biraz önce okuyabildiğim dünkü ADALAR POSTASI'ndan öğrendiğime göre Felsefe Kulübü, Büyükada Anadolu kulübünde bugün ve yarın toplanacak ve yarın 16:15'de de otobüsle Aya Yorgi'ye çıkıp inecek - program aşağıda. Ayrıca lütfen ADALAR POSTASI'nı da okuyunuz. Adalar'da yasak olmasına rağmen her fırsatta motorlu araç kullanımını destekleyen belediye başkanı ola ki bu otobüs seferini de ayarlamıştır.

Felsefe ve edebiyatla uğraşan insanlar genellikle bu tip vurdum duymaz, umursamaz, kamu hak ve çıkarlarını çiğneyen densizliklere karşı duyarlıdır. Şu anda Adana/Karatepe'de olmasam yarın öğleden sonraki toplantıya gider, söz alır ve toplantıya katılanların bu otobüs felaketine itibar etmemelerini rica ederdim. Adalar'ın korunmasını hiçe sayan, yasaları çiğneyen böyle bir
tertibe katılmasınlar, protesto etsinler, çok istiyorlarsa Aya Yorgi'ye yürüyerek çıksınlar.

Sizlerden ricam toplantıya girip söz alıp yapılan otobüs programının yanlışlığını anlatıp toplantıdakileri protestoya davet etmeniz. Her kimin zamanı müsaitse, yolu Anadolu Kulübü'ne düşerse lütfen bu güzel görevi üstlensin. Motorlu araçların Adalar'da kullanımının yasak olduğunu, programdaki otobüs seferinin hepimizin haklarını, yasaları çiğneyecek bir tecavüz olacağını söylemeniz yeterli olacaktır.

Selamlar,

Arif Çağlar

...

Adalarda Felsefe ve Edebiyat

16-17 Ekim 2010 / Edebiyat'ta Felsefe

16 Ekim Cumartesi
12:30 Açılış Konuşması: Örsan K. Öymen (Felsefe Sanat Bilim Derneği Başkanı)
ve Mustafa Farsakoğlu (Adalar İlçe Belediye Başkanı)
13:00 Turhan Ilgaz:* "Edebiyatçı Felsefe, Felsefeci Edebiyat"
14:30 Ekrem Aksoy: "Sartre'ın Romanlarında Gözlemden Seçim ve Eyleme"
16:00 Örsan K. Öymen: "Kazancakis'in Zorba Romanı Bağlamında Dostoyevski ve Nietzsche"
17:30 Abdullah Kaygı: "Felsefe-Edebiyat İlişkisi Üzerine"
19:30 Akşam Yemeği (Anadolu Kulübü)

17 Ekim Pazar
12:00 Doğan Özlem: "Felsefe-Edebiyat İlişkisine Hermeneutik İçinden Bir Bakış"
13:30 Nami Başer: "Proust, Genet ve Leiris'de Kendini Anlatma Yolu Olarak Felsefe"
15:00 Oruç Aruoba: "Süskind'in Güvercin'inde Ölüm ve Özgürlük"
16:15 Aya Yorgi’de Şarap ve Sucuk

Not: Tüm toplantılar Liman'da Anadolu Kulübü'nde yapılacaktır.
Adres: Anadolu Kulübü, 23 Nisan Caddesi, No. 44, Büyükada.
Yemeklerin giderleri katılımcıların kendilerine aittir. Aya Yorgi’ye özel otobüsle çıkılacaktır.


_______________________________________________________7

From: EROL ÖZDOĞAN
Subject:
Date: October 16, 2010 11:50:32 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com

Hayatın gerçeği,

Felsefeciler hayatın gerçeğini tartışır ve ona da uyarlar sanırım. Edebiyatçılarla biraraya gelince ayrıca işin içine bir de anlatım güzelliği ve de uygulamanın kabul edilebilir bir estetiğinin olması beklenir. Yapılacak toplantı sonrası Aya Yorgi'de yenecek yemeğin tepeye ulaşma gerçeği, yaya çıkmaktır. Yıllardır Almanya'dan kalkıp Türkiye'ye gelen psikologlar ve psikyatırların dahil olduğu dernek her seferinde bu aşık oldukları tepeye yürüyerek çıkıldğı için gelmekteler. Çünkü böyle bir özelliği barındıren nadir yerin kurallarına saygı gösterip ona uymaktan da son derece keyif almaktadırlar. "İçlerinde dostlarım olduğu için katıldığım bu yemekli toplantılarda Ada'nın vasıtasız bir yer olmasının onlar için ne kadar cazip ve fantastik olduğuna defalarca şahit olduğumu belirtmek isterim. Bu bahsi geçen Alman grubun her zaman sayı olarak 30 ile 50 bilim adamından teşekkül etmekte olduğunu da bilmekte fayda var sanırım. Bu bilgilerimi bizim felsefe ve edebiyat ile uğraşan entellektüel dostlarımızın bilgilerine sunuyorum. Bence onlar da Belediyemizin yapacağı bu hataya fırsat vermeyip İstanbul'un bu kurtarılmış bölgesinin kurallarına saygı gösterirler umududunu taşıyorum. 

Erol Özdoğan


_______________________________________________________8

Aya Yorgi yolu kerteriz, 
otobüslen seyreden mi 
seyretmeyen mi keriz?... 



İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 16.06.1999 tarihli 11012 sayılı kararı uyarınca "[...] Adalar'daki bütün yolların prensipte de yaya yolu olması öngörüldüğünden, motorlu araçların kullanılamayacağı, ancak Belediye ve Kaymakamlığın sağlık, itfaiye, temizlik, orman hizmeti, emniyet hizmetleri için kullanılmak üzere kısıtlı miktarda araç kullanilabileceği [...]" açıkça belirtilmiş olmasına ve "[...] kamuya ait araçların zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmaması, trafiğe çıktıklarında yerleşim alanlarında 30 km/saat, yerleşim bölgeleri dışında ise 50 km/saat hızla seyir etmeleri, yasak olan cadde ve sokaklara zorunlu olmadıkça giriş yapılmaması, yolcu ve eşya taşınmaması [...]" kaidesi

yanı sıra ve üstelik

http://www.mustafafarsakoglu.com/MakamAraci.htm adresindeki ilgili yazıyı müteakiben ADALAR POSTASI-2253 (28.3.2009)'de de yayımlanan http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/03/adalar-postasi-2246-belediye-baskaninin.html "Belediye Başkanının Makam Aracı Fayton Olacak" başlıklı yazıda, CHP'den Adalar Belediye Başkanı adayı olarak 29.3.2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde 3930 oy alarak seçimi kazanan Mustafa Farsakoğlu'nun, "[...] kendi kaymakamlığı döneminde sadece belediye başkanının değil kaymakamın makam aracının da fayton olduğu [...]" ibaresi geçmekte; 

yine bu yazının "Belediye Başkanının Makam Aracı Fayton Olacak" başlığında da açıkça bu konu vaad edilmekte; 

ayrıca 7.3.2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan "Prens Adaları'nda Oy'lar Faytona" başlıklı yazıda da "Farsakoğlu, bu kez de CHP'nin belediye başkan adayı olarak diyor ki:" diye doğrudan Mustafa Farsakoğlu'nun demecinden aktarılan "[...] Makam aracımız yine fayton olacak; Adalar'da motor sesi kesinlikle duyulmayacak, [...]" vaadine; 

ve asıl bizzat Mustafa Farsakoğlu'nun Ocak 2009 tarihli "Adalar'da Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlığıyla basılıp seçim propaganda broşürü olarak dağıtılan, bu suretle 01.03.2009 tarihli ADALAR POSTASI'nın 2239 sayısında da yayımlanan http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/03/adalar-postasi-2239-niye-kaldirim-sokup.html raporunun 3.6.2. numaralı "Adalar'ın İç Ulaşımı ve Taşımacılık (Faytonlar-Yük Arabaları) bölümünde: "[...] Adalar, özel motorlu taşıtların dünyada yasak olduğu ender yerleşim alanlarından biridir. Adalar'ı çok özel ve sağlıklı yapan bu durumun, ilgisizlik, plansızlık ve denetimsizlik sonucu Adalar'ın olumsuz imaj edinmesine de neden olduğu görülmektedir. [...]" ve yine aynı raporun 3.6.3. numaralı "Motorlu Taşıtlar" başlıklı bölümünde de "[...] Adalar'da, son yıllarda kamu kuruluşlarına ait olanların yanı sıra, başta kamyonlar olmak üzere özel motorlu taşıtların sayısında sürekli olarak artış olduğu görülmektedir. Bu durum, Adalılar arasında büyük tepki doğurmaktadır. [...] Bu tehlikeli gidişe son verilecektir. [...] Adalar'da ancak zorunlu bazı kamu hizmetleri için (ambulans, itfaiye, polis, zabıta gibi) motorlu taşıtlara sınırlı sayıda izin verilecektir. Belediye'ye ait çıkarma gemisiyle Adalar'a getirilebilen motorlu taşıtların yalnızca zorunlu gereksinmeler ve hizmetler dışında Adalar'a girmesi ve ancak hizmetin gerektirdiği zorunlu durumlar dışında çalıştırılmaları etkin bir denetim yapılarak kesinlikle önlenecektir. [...]" denilmesine; 

rağmen

Bugünkü gün (17.10.2010) saat 16:15'te Felsefe Sanat Bilim Derneği'nin 'Adalar'da Felsefe ve Edebiyat' etkinliği çerçevesinde Aya Yorgi’ye şarap içip sucuk yemeğe çıkmak için Belediye marifetiyle tahsis edilen 'özel otobüs'le seyredeceklere de bu usulsüz seyre seyirci kalacaklara da teessüf ederiz...

Savcı Beyler de seyirci mi kalacak tüm bu olup bitene?
)O(



_______________________________________________________9

http://www.istanbul2010.org/KENTKULTURU/HABER/GP_581752

İstanbul’a Özlem: Hasretim İstanbul




20. yüzyılın başlarında bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra, kendi iradesi dışındaki nedenlerle İstanbul’dan Yunanistan’a göç etmiş olan eski İstanbulluların, İstanbul özlemlerini kayıt altına almayı ve İstanbul’un çok kültürlü kimliğini ve zenginliğini oluşturan unsurları ortaya çıkarmayı amaçlayan “İstanbul’a Özlem: Hasretim İstanbul” adlı projenin hayata geçirilmesine ilişkin protokol 13 Kasım 2009 tarihinde, Lozan Mübadilleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Arif Ümit İşler, Başkan Yardımcısı Müfide Pekin ile İstanbul 2010 AKB Ajansı adına Genel Sekreter Yılmaz Kurt tarafından imzalandı.

Zengin kültürel ve tarihi mirası, farklı kültürleri ve dini inançları yüzyıllardır kucaklayan yapısıyla, Doğu ve Batı geleneklerini hoşgörüye dayalı sağlam köprüler ile birleştiren İstanbul’un bu özelliklerini, nitelikli ve estetik düzeyi yüksek projelerle dünyaya tanıtmak, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti’nin hedeflerinin başında geliyor.

İstanbul’un çok kültürlü zenginliğini gözler önüne sererek, sahip olduğu değerlerin dünyaca tanınmasına ve kültür turizminin gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan projelerden biri olan “İstanbul’a Özlem: Hasretim İstanbul” başlıklı proje, 13 Kasım 2009 tarihinde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nda imzalanan protokolle uygulamaya geçti.

Müellifi Lozan Mübadilleri Vakfı olan proje, 1 Ocak–31 Aralık 2010 tarihleri arasında, İstanbul, Atina ve Selanik kentlerinde yapılacak etkinlikleri kapsıyor. Bu etkinlikler kapsamında, öncelikle Atina, çevresi ve Selanik’te yaşamakta olan, seçilmiş 30 kişiyle sözlü tarih görüşmeleri yapılacak. Bu görüşmeler, sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınacak. Bu kayıtlar ile İstanbul’da yapılacak kayıtlardan kitap, belgesel ve sergi malzemeleri üretilecek. Sonuçta projenin ürünleri; Hasretim İstanbul kitabı, İstanbul’a Özlem belgeseli, İstanbul’a Özlem sergisi ve İstanbul’a Özlem konserinden oluşacak. Toplanacak kişisel tarih ve görsel malzemelerden oluşacak sergi ile yapılacak belgesel film, İstanbul, Atina ve Selanik’te izleyicilere sunulacak. Lozan Mübadilleri Vakfı korosu Yunanistan ve İstanbul’da birer konser verecek.

İstanbul’dan Yunanistan’a, kendi iradeleri dışındaki sebeplerle göç etmek zorunda kalan Rumların yaşamlarını ve özlemlerini kayıt altına almayı; İstanbul’un çok kültürlü kimliğini oluşturan unsurların bir kısmını ortaya çıkarmayı amaçlayan proje kapsamında, Atina, çevresi ve Selanik’te yaşayan eski İstanbullularla yapılacak görüşmelerde, İstanbul’u nasıl hatırladıkları, İstanbul’un en çok nelerini özledikleri, geride bıraktıkları ve yeniden kurdukları yaşamları kayıt altına alınacak. Görüşmelerde ana tema İstanbul’daki yaşamları ve İstanbul özlemleri olacak.