11 Kasım 2011 Cuma

ADALAR POSTASI-2618: don't worry be happy!... :)

Büyükada'da...

* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

31 Ağustos 1910 Çarşamba günlü, Kâmil Paşa'nın torunu Yusuf Hikmet Bey'in Büyükada'da bulunan vakıf arsasının satış işlemleri için Galata Mahkemesi'nden verilen vekâlet hüccetine dair...

* * *

ADALAR'da BİR GÜN:


Fotoğraf: Yüksel Özcan, Büyükada, 2011.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

11 Kasım 2001 Cuma
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Hafif yağmurlu
6-11ºC
%74-96 nem
Poyraz, KD 26km/sa
Gündoğuşu 06:45... Günbatışı 16:49...


* * *
Cicely Mary Barker, The Blackthorn Fairy.

* * *


1- Yüksel Özcan: "Serap Uzunlar Hanımefendi'ye övgülü sövgülerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak mektubunda bahsettiği ve fotoğraflarını yolladığı yerle âlâkalı haklı endişelerinin muhatabının benim olmadığımı belirtmek istiyorum..."

2- Serap Uzunlar: "Görüşüme katılmamanızı şaşkınlıkla karşıladım! Bağlı olduğunuz Orman Bakanlığı’nca hazırlanan Resmi Gazete'de de yayımlanan ve halen yürürlükte olan Orman Sayılmayan Yerlerdeki Ağaç ve Ağaççıklar Hakkındaki Yönetmeliği açıp okumanızı öneririm..."

3- Yüksel Özcan: "Ben bir şey yapmayacağım; buyrun siz istediğiniz yere müracaat edin..."

4- Celal Karaca: "Bu sayıyı [ADALAR POSTASI-2617(10.11.2011) http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/11/10-2617.html] okudum içim sıkıldı!… Adalar'da adam gibi iyi şeyler yapılamaz mı? Yukardan aşağıya baktığımda her şey rezalet!… Peki ne olacak?..."

5- Avedis Hilkat: "Bir Adalı olarak denizlerimizdeki balık faunasının bitmesi beni derinden üzmektedir..."

6- Adalar Kültür Derneği Yönetim Kurulu: "AdaGazetesi ismiyle zaman zaman yayın yapan, ADALAR POSTASI’na bu isimle yazılar yollayan ve “ada-gazetesi.com” web sitesini kuran kişilerin ADA Gazetesi’yle hiçbir bağlantısı yoktur. ADA Gazetesi tektir..."

7- Tarık Konal: "Ulusumuzun kurtarıcısı, devletimizin kurucusu, bilge önderimiz ATATÜRK'ü, bedensel varlığının aramızdan ayrılışının 73. yıldönümünde sonsuz bir saygı ve sevgiyle anıyorum..."

8- Erhan Öztürk: "İçişleri Bakanlığı müfettişi, mobbing iddiasıyla Belediye Başkanı Farsakoğlu ile on kişinin ifadelerini aldı. İddialar arasında zorla sendika değişikliği de var..."

9- Denizotobüsü kaçırıldı!.. 3 sahil güvenlik botu Adalar-Tuzla açıklarında seyir halinde olan otobüsü abluka altına almış durumda...


10- Beni Terk Etme!...

)O(


_______________________________________________________1 

From: YÜKSEL ÖZCAN 
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2617: terrace lido'da oturmanın dayanılmaz utancı!... http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/11/10-2617.html 
Date: November 10, 2011 7:42:22 PM GMT+02:00 
To: adalar.postasi.1@gmail.com 


Adalar Orman İşletme Şefliği'nden...


Serap Uzunlar Hanımefendi'ye övgülü sövgülerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak mektubunda bahsettiği ve fotoğraflarını yolladığı yerle âlâkalı haklı endişelerinin muhatabının benim olmadığımı belirtmek istiyorum. Orman sevgisiyle dolu bir Hanmefendi'nin şahsıma ve İdareme sarfetmiş olduğu onur kırıcı ithamlarını da sizlerin takdirine bırakıyorum. 

Fotoğrafların adresi Tepeköy toprak yolun 50 metre öncesi Beyhan Aral Lisesi'nin 50 metre sonrası yolun hemen üstü olduğunu, Tapu ve Kadastro kayıtlarında 196 ada, 9-10-11-12-13 parsel sayılı taşınmaza isabet ettiğini direkt olarak söylesem Hanımefendi kızarır mı acaba? 

Daha yeni geldim, şimdi gidip bakmaya da gerek duymadım. Çünkü Hanımefendi o fotoğrafları çekmeden önce ben ve memurum İbrahim Bey gidip çektik ve gerekli kontrolu yaptıydık. Bayramdan günler önce. Çünkü yolun altındaki Beyfendi, İdaremize gelerek duvar inşaatı için Belediye'den izin aldığını ancak çıkacak toprağı yine duvar arkasına koyacağını, bu nedenle hemen yolun üstündeki araziye biriktirmek istediğini, bu arazide ağaçlar olduğunu, ormanla âlâkası olup olmadığını öğrenmek istediğini belirtti. Hem memurumuz İbrahim Bey hem de ben gidip gerekli kontrolü yaptık. Uydu haritasıyla kadastral haritamızı çakıştırdık, gps ölçümüyle de tespit ettik. Sözkonusu yer 2 sene önce TOKİ tarafından satışa sunulan tabelasının da konduğu Maliye Hazinesi'ne ait tamamen orman dışında arsa olarak tescilli tapu kayıtlarıyla sabit yerdir. Orman sınırına da 100m mesafededir. Yani ormanla ya da 2b arazisiyle âlâkası hiç yoktur. Tamamen yerleşim alanı içindedir yani Belediye'nin yetki alanındadır. Hanımefendi de gidip hem tapu hem Kadastro Müdürlüğü'nden gerekli tespitleri isteyebilir. Duvar inşaatı yapan komşusuyla bir problemleri varsa Belediye'ye ya da Savcılığa şikâyet etsinler. Boşuna zaman kaybetmesinler. Hakkımızı yemesinler. Kustukların yesinler. 

Bir ara da gelip söverek övdükleri Herbarium'da veya Adakule'de bir acı kahvemizi içip problemleri varsa sorsunlar, bilgi alsınlar. Biliyorsunuz ki bizim makamımız da yok, kapımız da yok. 


İyi akşamlar,


Yüksel Özcan




_______________________________________________________2 



From: SERAP UZUNLAR 
Subject: 
Re: ADALAR POSTASI-2617: terrace lido'da oturmanın dayanılmaz utancı!... http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/11/10-2617.html 
Date: November 11, 2011 1:25:03 PM GMT+02:00 
To: adalar.postasi.1@gmail.com 


Sayın Yüksel Özcan Beyefendi, 
Görüşüme katılmamanızı şaşkınlıkla karşıladım! Bağlı olduğunuz Orman Bakanlığı’nca hazırlanan Resmi Gazete'de de yayımlanan ve halen yürürlükte olan ORMAN SAYILMAYAN YERLERDEKİ AĞAÇ VE AĞAÇÇIKLAR Hakkındaki Yönetmeliği açıp okumanızı öneririm. 

Görüntülerin yayımlanmasından neden rahatsız oldunuz? Siz, mutlu yaprakları fotoğraflayınca oluyor da, ben zavallı ağaçları fotoğraflayınca mı olmuyor?! 

Ben ormancı ya da tapu kadastro görevlisi değilim. Bu pisliği görmek için de bunlar gerekmiyor, vatandaş olmak yeterli. Ormanları seven, onları 'mezara kadar koruyacak' sıradan bir vatandaşım. Takdir edilince yüzü gülenler, eleştirilince de dik durabilmeli. Sizin şahsınızla sorunum olmadığı gibi sözkonusu duvar inşaatını yapan kimselerle de hiçbir sorunum yok; tanışıklığım da yok. Onlar sizin söylediğiniz gibi zaten gerekli izinleri alarak işlerini yapmışlar. 





Ben orada üzerine çiviler çakılmış, molozlar, taşlar, demirler, çöpler içerisinde kalmış orman dokusunda ağaçlar gördüm. Orada kesilmiş ağaçlar gördüm. Onlar orman değil de ne demek, ne cüret!... Orman sınırında olmasa bile bir ağacın kesilmesini, yok edilmesini görmezden gelen Orman İşletme şefi mi olurmuş?... "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın," öyle mi? Yazıklar olsun! Ağaçlık alandaki tahribattan haberim vardı diyorsunuz. Haberiniz vardı da neden müdahale etmediniz, uyarmadınız, en doğru yerlere haber vermediniz. Bunu yapmak sıradan bir vatandaş yerine, Orman İşletmesi'ne düşmez mi? 

Hadi ihtimal vermiyorum ama, diyelim ki işinizi sevmiyor ve göstermelik yapıyorsunuz, madem ki haberiniz vardı, insan olarak, vatandaş olarak yapsaydınız. Ağacı da mı sevmiyorsunuz yoksa? Nasıl ki sadece kendi hayvanını seven, sokaktaki yaralı hayvanı görmezden gelen hayvansever olmazsa, sadece ormandaki ağacı seven, ama orman adına, doğa adına ahkâm kesen ormancı da olmaz. Ben size ağaçlarla ilgili uyarıyı, Orman İşletme şefi sıfatı taşıdığınız için yaptım, makamınıza yaptım ama siz bana Yüksel Özcan olarak cevap vermişsiniz anladığım kadarıyla. Siz bir şey yapmayın o halde. Ben gerekli yerlere müracaat eder, gerekirse kendim de çalışırım alanın temizlenmesinde. Bir ağaç kurtarsak bu bile büyük birşey. Değil mi Yüksel Özcan Bey. 

Nazik acı kahve davetinizi; hem sizi kısa bir süreliğine de olsa işinizden alıkoymamak, hem de devletin ormanları korumak için tahsis ettiği makama bir kuruş masrafım, bir dakika da olsa meşguliyet sebebim olmasın diye kabul edemeyeceğimi belirtirim…




_______________________________________________________3 


From: YÜKSEL ÖZCAN 
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2617: terrace lido'da oturmanın dayanılmaz utancı!... http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/11/10-2617.html 
Date: November 11, 2011 2:59:25 PM GMT+02:00 
To: adalar.postasi.1@gmail.com 

Siz [Serap Uzunlar] gerçekten art niyetlisiniz o yüzden size karşı sizin üslubunuzla yazmak zorundayım. 

Benim cevabi yazımı çarpıta çarpıta bu hâle getirmişsiniz ya helâl olsun! Ben yazımda hep o araziye dökülen topraktan bahsettim, bu biiiirr. Bayram nedeniyle de burda olmadığımı da belirttim. Yerin orman dışında olduğunu tespit ettigimizi yazdım. Ağaç kesildiğini tespit ettigime dair bir kelimem varsa çarpılayım. Yoksa onu iddia edenler çarpılsın. 

Benim cevabi yazımı çarpıttığınız gibi ilgili Yönetmeliği de kafanızda şekillendirmişsiniz ya, ona da helâl olsun! Yönetmeliklerde yorum olmaz. Kanun dışına da çıkılmaz. Tapu sahibinin yükümlülüklerini belirtir. Ve ağaç cinslerini de belirtir. Bir üçüncü şahsın tapulu yerine tecavüzü veya faydalanması ya da oradaki vereceği zararları içermez. Orada bir ağaca zarar verilmiş ise tapu sahibi şikâyetçi olur, o da Medeni Kanun'un ilgili maddelerine göre işlem görür. 

Ancak tapu sahibi kendi yerindeki yönetmelikte belirtilen cinsteki bir ağacı izinsiz keserse yasal işlem tapu sahibine yapılır. Gelelim orada ağaç kesilip kesilmediğine. 

Dün aksam döndüğümü ve sözkonusu yere gidip bakmaya gerek duymadığımı yazdım. Çünkü yazınızda orada ağaç kesilmiş olduğundan hiç bahsetmiyordunuz sadece fotoğraflarınız ve çevre kirliliği mevzu ediliyordu. Bir de benim mesleki gayretlerime alaycı bir tavırla doğrusu hiç de haketmedigim bir eleştiri vardı. Siz önce şunu yapsaydınız, biz size gerekli cevabı resmi olarak verirdik. İdaremize bir telefon edip durum hakkında sorsaydınız. Ama siz o kadar art niyetli yaklaşmışsınız ki bu cevabınızla da tasdik etmiş oldunuz. 

Ben makam ve kapımızın olmadığını yani halktan birisi olduğumu, her zaman her durumda bize başvuruda bulunup bilgi almak isteyenlere açık olduğumuzu yazıyorum; siz makamı meşgul etmek, masraf ettirmemekten bahsedip alay ediyorsunuz! Hanımefendi tüyü bitmemiş yetimin hakkını ne yerim, ne içerim ne de size yedirir içiririm. Biz içtiğimize de yediğimize de dikkat ederiz. Helâl yer helâl içeriz. 

Birazdan da sözkonusu yere gidip kesilmiş orman ağaç veya agaçcık var mı, ne zaman kesilmiş, toprak altında kalan var mı diye de ayrıca kontrol yapıp tespitlerimi sizinle paylaşacağım. Yeni Kesik Ağaç tespitimizde Yönetmelik gereği ne ise onu yapacağım. Bunu da çarpıtırsanız size başka diyeceğim yok. İlk yazınızda kişi olarak bana dövdüğünüz için ben olarak cevap verdigimi belirterek dövdüğünüz konularla ilgili de cevabımı bir sonraki e-postayla yollayacağım.


* * *

From: YÜKSEL ÖZCAN 
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2617: terrace lido'da oturmanın dayanılmaz utancı!... http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/11/10-2617.html 
Date: November 11, 2011 5:00:56 PM GMT+02:00 
To: adalar.postasi.1@gmail.com 


TOKİ arazisinin 
—SON— 
fotoğrafları ekte!...

Sözkonusu yere gidip baktım. Siz [Serap Uzunlar] gerçekten bize dokunun, bin yıl da yaşayın!...

"Ben orada üzerine çiviler çakılmış, molozlar, taşlar, demirler, çöpler içerisinde kalmış orman dokusunda ağaçlar gördüm. Orada kesilmiş ağaçlar gördüm. Onlar orman değil de ne demek, ne cüret!... Orman sınırında olmasa bile bir ağacın kesilmesini, yok edilmesini görmezden gelen Orman İşletme şefi mi olurmuş?... "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın," öyle mi? Yazıklar olsun! Ağaçlık alandaki tahribattan haberim vardı diyorsunuz. Haberiniz vardı da neden müdahale etmediniz, uyarmadınız, en doğru yerlere haber vermediniz. Bunu yapmak sıradan bir vatandaş yerine, Orman İşletmesi'ne düşmez mi?" 


diye sarfettiginiz cümleleri iade ediyoruz çünkü 3 yıl önce rüzgârda devrilmiş 2 adet kızılçam ağacı dışında kesik bir tane çalı bile yok! O iki devrik ağacın da kökü dibinde duruyor. Uç dalları budanmış. İlgili yönetmelikte yerini bulursunuz artık. Sahada nebati toprak var biraz da inşaat kerestesi ve malzemesi konmuş. Onu da yönetmelikte bulursunuz belki ya da bir yönetmelik yazarsınız. 



Ben bir şey yapmayacağım; buyrun siz istediğiniz yere müracaat edin. 



Ancak siz beni hiç ormanda görmediğinizi söylüyorsunuz ya. Ben diyemiyorum çünkü sizi tanımıyorum. Bir gün rastlaşırsak kendinizi tanıtırsanız memnun olurum. 



Yarım saat önce çekilen fotoğrafları da diger e-postayla atacagım size... Şikâyet edeceğiniz yere gönderirsiniz.






































_______________________________________________________4 


From: CELAL KARACA 
Subject: İçim sıkıldı... 
Date: November 10, 2011 6:30:03 PM GMT+02:00 
To: adalar.postasi@gmail.com 

İçim sıkıldı...

Sayın Adalılar, 
Bu sayıyı [ADALAR POSTASI-2617(10.11.2011) http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/11/10-2617.html] okudum içim sıkıldı!… 
Adalar'da adam gibi iyi şeyler yapılamaz mı? 
Yukardan aşağıya baktığımda her şey rezalet!… Peki ne olacak? Mahkemeler devam ediyor. İnşaatlar devam ediyor. Yeni inşaatlar, devamı gelecek… Yollar kirli, faytoncular bir başka âlem, esnaf desen "Araplar gelsin gerisi bana ne diyecek," kadar size hizmet bile vermek istemiyorlar… Kahveler çoğalmakta, oteller artık saatlik çalışmaya başlayacak olursa şaşmayalım… 
Yok mu şöyle iç acıcı güzel etkinlikler falan?… Yok, yokkkk!… 
Bakın aklıma geldi. 
Deprem yasası çıktığında eski binaların durumunu bir inceleyelim. 
Örneğin 40-50 yıllık yığma bina depreme dayanıklı mı? Bilmiyorum. Kontrol edilecek ve yıkılması gerek denebilir… Ama ev sahibinin/sahiplerinin yıkmaya ve yenisini yapmaya parası yok. Ne yapması gerekiyor. Bir müteahhide verip size bir kat vermesini beklersiniz. Karşılığında bir kat da kendi alacak. Bedava yapmayacak ya! Ne oldu? Ada bir anda binaların yükseklikleri artmaya başlayacak mı? Hayır derseniz. Kamulaştırılacak… TOKİ size yer gösterebilir. Nerede dersiniz? Beylikdüzü olur mu? Oradan da deniz görülüyor diyecektir… 
İşte bunun için kim yardımcı olacak, cevap bekliyorum… 
Bu Lido veya Seferoğlu inşaatına benzemez. Kimseyi de mahkemeye veremezsiniz. Verseniz bile karşınızda KOCAMAN bir depremlle ilgili KENTSEL dönüşüm çıkar… 
Yani Ada için gerekli olan Ada'ya uygun bir yapı şekli belirlenip onun dışındakilere izin verilmeyecek kadar basit bir uygulamayı başlatamayan bizleriz… 
Bırakın istedikleri gibi yapsınlar. Nasıl olsa yapacaklar… 
İçim sıkıldı dedim ya bunları görüyorum… 
Kolay gelsin… 


Celal Karaca


* * *
Sayın Celal Karaca,
"Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dilemekten gayrı bilmem elden ne gelir?"
diye kara kara düşünürken Adalar'a dair iyi haber değilse de hâl ve vaziyete şimdilik bir çare buluverdik!
Çekilişsiz kurrasız! ADALAR POSTASI'ndan herkese pembe gözlük! :)



Don't Worry Be Happy!...
)O(





_______________________________________________________5

From: AVEDİS HİLKAT 
Subject: FW: BU KATLİAMA KİM DUR DİYECEK?
Date: November 10, 2011 6:43:20 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Selam ADALAR POSTASI Dostlarım,
Bir Adalı olarak denizlerimizdeki balık faunasının bitmesi beni derinden üzmektedir. 2009 Yerel seçimlerinde Sn. MUSTAFA FARSAKOĞLU (Dr.), "Belediye başkanı olduğumda Adalar'da Kaymakamlık döneminde uygulattığım Adalar civarı (deniz sınırları içersinde)  gırgırlara, balık avı yasağını yine uygulatacağım," sözünüzü hatırlatır...
Saygılar sunarım,

AVEDİS HİLKAT
2009 Yerel Seçimlerinde İstanbul İli Adalar İlçesi İl Genel Meclisi Bağımsız Adayı

* * *

BU KATLİAMA KİM DUR DİYECEK? 



Geçtiğimiz aylarda 20cm altında Lüfer, Sarıkanat, Çinekop türü balıkların yakalanması ve balıkhanede satışı yasaklanıp Su Ürünleri yetkililerinin, koruma altına aldıkları Lüfer familyası İstanbul’un orta yerinde Kapalıçarşı’nın göbeğinde ulu orta satılmakta! Kaçak avcılık yapan balıkçılar el altından seyyar satıcılara bu balıkları sattırmakta halk da hiç tepki göstermeden ucuz buldukları Çinekop dahi olmamış, balıkçı deyimiyle 'Defne Yaprağı' balıkları kapışarak almakta ve işlenen suça ortak olmakta ve de türün yok olmasına hız kazandırmaktadır. Bu balıkların avlanması kanunlar gereği yasak olduğu ve açıkça balık avlanma sirkülerinde belirtilen bu yasağa uymayanlara uygulanan ceza ise çok gülünç ve komik olmaktadır, koca gırgır teknesinin tekne başına ödediği ceza 700TL'dir. Öte yandan vatandaş aldığında ise aynı şekilde 700TL para cezası kesilmekle ifade edilmiştir. Şimdiye kadar vatandaşa ceza kesilmedi. Özetle bu yasağa uyulması halinde bu küçük balıkların hızla büyüyeceği ve her biri Lüfer, Kofana olacağı besin değerinin ve ekonomiye çok katkısı olacağı hatta Avrupa ya Amerika'ya ithal edileceği, yurt ekonomisine önemli katkıda bulunacağı ifade edilmiştir. Kısaca resimde de görülen yasak avlanılmış bu milli servet kaybına ve dünya insanlığına karşı işlenen bu suça KİM DUR DİYECEK?

Haber-Fotoğraf: Avedis Hilkat /AdaGazetesi.com


_______________________________________________________6


From: TALİN ETYEMEZ 
Subject: boş bir mevzu...
Date: November 10, 2011 9:36:01 PM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

ÖNEMLİ BİLGİLENDİRME 

Adalar Kültür Derneği - ADA Gazetesi 


DİKKAT!


“AdaGazetesi ismiyle zaman zaman yayın yapan, ADALAR POSTASI’na bu isimle yazılar yollayan ve “ada-gazetesi.com” web sitesini kuran kişilerin ADA Gazetesi’yle hiçbir bağlantısı yoktur. ADA Gazetesi tektir.

Bir süredir Kınalıada merkezli yayınlanan ve web sitesi de bulunan AdaGazetesi isimli yayının, Adalar Kültür Derneği İktisadi İşletmesi tarafından yayın hayatını sürdüren ADA Gazetesi’yle hiçbir ilgisi yoktur.

Adalar Kültür Derneği’nin 2005 yılından bu yana yayımladığı ADA Gazetesi şu anda 91. sayıya ulaşmış durumdadır. Gazetemiz çıktığı ilk günden beri 1 (Bir) TL’ye satılmakta olup bedava dağıtılmamaktadır. Ancak nadiren de olsa bazı kişiler, zaman zaman kendileriyle ilgili haber ve röportajların yer aldığı sayılarımızı bayiden veya gazetenin merkezinden bir miktar satın alıp dağıtmaktadırlar. ADA Gazetesi yayınlanmaya başladığında, bu isimde Adalar’da başka bir gazete bulunmamaktaydı. Zaman içerisinde çeşitli sponsorlar sayesinde bu ismi kullanarak veya benzer isimler üreterek yayınlanan gazeteler çıktı. Bu da gazetemizin ara vermeksizin yayınlanmasından, Adalar’ın nabzını tutabilmesinden, belli bir okuyucu sayısına ulaşmasından kaynaklanmaktadır.

Gelecekte de ADA Gazetesi, çizgisinden taviz vermeden, sorumluluğunun bilincinde olarak yayınına devam edecektir. Adalar Kültür Derneği, Adalar’da yaptığı birçok kültür - sanat faaliyeti ve çevre çalışmalarının yanında Ada Gazetesi’ni de yayınlayarak çok önemli bir hizmette bulunmaktadır. Gazete şu anda Adalar’ın son altı yıllık zaman dilimini kayıt altına almış durumdadır. Birçok okuyucu ADA Gazetesi’ni biriktirmektedir. Ayrıca eski sayılar ciltlenerek kütüphanelere dağıtılmıştır. Dolayısıyla gazetenin yurtdışında, yurtiçinde ve Adalar’da yaşayan Adalılara, Adaların haberlerini ulaştırmak, çeşitli röportajlarla Adalıları tanıtmak görevlerinin yanında arşiv oluşturmak gibi bir vazifeyi de yaptığını düşünüyoruz.

Tamamen gönüllü çalışmayla yayınlanan, Adalar’ın sosyal ve kültür hayatında kendine yer edinmiş bir gazetenin taklit edilmesi, isminin kullanılması hiçbir zaman bunu yapanlara bir yarar sağlamayacaktır.

Adalar Kültür Derneği Yönetim Kurulu


_______________________________________________________7

From: TARIK KONAL 
Subject: "UNUTTURAMAZ ONU..."
Date: November 10, 2011 11:26:08 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

"UNUTTURAMAZ ONU..." 

10 Kasım 2011

Saygın Arkadaşlarım, 
Ulusumuzun kurtarıcısı, devletimizin kurucusu, bilge önderimiz ATATÜRK'ü, bedensel varlığının aramızdan ayrılışının 73. yıldönümünde sonsuz bir saygı ve sevgiyle anıyorum. Başta dostluklarından onur duyduğum, aydınlıktan, bilimden, sanattan, uygarlıktan yana olan ve onun izinden yürümeyi ilke edinmiş siz saygın arkadaşlarıma, ulusumuza ve tüm insanlığa “başsağlığı” dilerim.

Tarık KONAL



_______________________________________________________8


Sabah, 10.11.2011 
Erhan Öztürk

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2011/11/10/adalar-belediyesinde-mobbing-sorusturmasi

Adalar Belediyesi'nde mobbing soruşturması 


İçişleri Bakanlığı müfettişi, mobbing iddiasıyla Belediye Başkanı Farsakoğlu ile 10 kişinin ifadelerini aldı. İddialar arasında zorla sendika değişikliği de var. 

İçişleri Bakanlığı, belediyede çalışan memur ve işçilere mobbing uyguladığı gerekçesiyle Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu hakkında soruşturma başlattı. Fen İşleri'nde çalışan memur A.A.'nın şikâyeti üzerine 26 Ekim'de Adalar'a gelen bakanlık müfettişi önce şikâyetçinin ifadesine bavşurdu. Memur A.A.'nın, "Yaşadıklarıma belediye doktoru, başkan yardımcısı, fen işleri müdürü, iki memur ve bir işçi de tanıktır. Aynı zamanda bu arkadaşlara da mobbing uyguladı," şeklinde konuştu. Adalar'ın eski başkanı Coşkun Özden döneminde işe alınan işçilere 'ikna odası' kurduğu ve sendika değiştirmek için baskı yaptığı iddia edildi. Sendika değiştirmek istemeyenlere, "Torba yasa çıktı. İstediğim işçiyi 'fazlalık var' diye il dışı dahil her yere gönderebilirim," diye baskı yaptı. Bu baskılar neticesinde 52 işçinin başka bir sendikaya geçişi gerçekleşti. Direnenleri ikna odalarına alarak, tehdit ettiler. Çaresiz kalan işçiler istifa ederek sendika değiştirmek zorunda kaldı..." Bakanlık müfettişi iddialarla ilgili, 6 şikâyetçiyle birlikte toplam Başkan Farsakoğlu dahil 11 kişinin ifadelerine başvurdu. Başkan Farsakoğlu'nun verdiği talimatları personel üzerinde uygulamaya çalışan Belediye Müfettişi Naciye Kaya, Personel Müdürü Gülizar Tutu, Basın Yayın eski Müdürü BİMER'den sorumlu Fulya Erkan'ın da ifadelerini aldı. Şimdi gözler müfettişin soruşturmayı tamamlamasından sonra bakanlığa çevrildi.


_______________________________________________________9


From: VAPURLARIMIZI VERMİYORUZ!
Subject: valla da billa da biz yapmadık!... )O(
Date: November 11, 2011 7:57:56 PM GMT+02:00
To: vapurlarimizi_vermiyoruz@yahoogroups.com 

ntvmsnbc, 11.11.2011 19:06 TSİ

http://www.ntvmsnbc.com/id/25296533

Deniz otobüsü kaçırıldı

İzmit - Gölcük arası sefer yapan deniz otobüsü kaçırıldı. İlk bilgiler, 20 dolayında kişinin olduğu otobüsün PKK üyesi 4 kişi tarafından kaçırıldığı, bu kişilerin amaçlarını medyayla görüşmek olarak açıkladıkları yönünde. 

İzmit - Gölcük seferi yapan ve içinde 20 dolayında yolcu ve mürettebat olan Kartepe adlı deniz otobüsü, saat 17.45 sularında kaçırıldı. Eylemin 4 kişi tarafından yapıldığı, bu kişilerin PKK-HPG mensubu olduklarını ve medyayla görüşmek istediklerini söyledikleri bilgileri geliyor. 3 sahil güvenlik botu Adalar-Tuzla açıklarında seyir halinde olan otobüsü abluka altına almış durumda. Otobüs havadan da takip edilirken, eylemi yapan kişilerin yolcuların cep telefonlarını topladıkları kaydedildi. 

Konuyla ilgili NTV'ye açıklamalarda bulunan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu şunları söyledi: 
"Deniz otobüsü seyir halindeyken eylem gerçekleşti. Net yolcu sayısını bilmemekle birlikte, aldığımız bilgi, müretebatla birlikte 21 kişi olduğu yönünde. 350-400 kişilik büyük bir deniz otobüsünden söz ediyoruz. 

"ÜZERİMDE BOMBA VAR" 
Kaptanın yardımcılarından aldığımız bilgiye göre, otobüs bir kişi tarafından kaçırıldı... Bu kişi üzerinde bomba olduğunu ve toplam 5 kişi olduklarını söylüyor ama kaptanın yardımcılarından, başka kişiler olduğu yönünde bir bilgi gelmedi. Otobüsü kaçıran kişinin, PKK'ya bağlı HPG adlı örgüt üyesi olduğu, bu örgütün adının medyada yer almasını istediği şeklinde ifadeleri var. Gemiye müdahale edilmesini istemediği, konunun medyada yer almasını amaçladığı bilgileri geliyor.

"ANKARA'YA ULAŞAN BİLGİLER 
NTV Ankara Haber Müdürü Uğur Şevkat aktardı: "Resmi makamlar deniz otobüsünün 4 kişi tarafından kaçırıldığını belirtiyorlar. 3 botla takip ediliyor, 1 helikpotere hazırlık emri verilmiş durumda. Şu an için teröristlerle göz teması sağlanmış değil. Deniz otobüsünün 20 deniz mili süratle batıya doğru harekat halinde bilgisi de Ankara'ya ulaştı. Sahil güvenlik botlarının içinde olası bir müdahale için özel timler de bulunuyor...

"YALOVA TETİKTE 
Bu arada Yalova Valisi Esengül Civelek'ten, ''Deniz polisi ile İDO ile her türlü tedbiri alıyoruz. Vapur yönünü bize çevirirse her türlü hazırlık içindeyiz'' açıklaması geldi. Tedbirler kapsamında, Yalova Emniyet Müdürlüğü Deniz Limanı Şube Müdürlüğü önünde, Emniyete ait bir hız teknesi ile bir zodyak bot hazır bekletiliyor. Deniz Limanı Şube ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, motorları çalışır vaziyetteki 2 teknenin önünde hazır vaziyette bekletiliyor. 

BAKAN ANKARA'YA DÖNÜYOR 
Bu arada Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, olay nedeniyle Erzurum gezisini iptal ederek Ankara'ya dönme kararı aldı.


_______________________________________________________10