17 Aralık 2010 Cuma

ADALAR POSTASI-2530: adalar ilçe milli eğitim müdürlüğü yetkilileri, önemli bir şey olmadığını [!] söylemiş...

Büyükada, 1927.

* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

23 Temmuz 1906 Pazartesi günlü, Büyükada'da Museviye Sinavisi inşasına dair...

* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, 4.12.2010.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

17 Aralık 2010 Cuma
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Yağmurlu
4-7ºC
% 80-89 nem
Poyraz, KD 37km/sa
Gündoğuşu 07:22... Günbatışı 16:37...

* * *
Cicely Mary Barker, The Pine Tree Fairy.

* * *

1- Cihan Oruçoğlu: "Büyükada’da eğitim veren Hüseyin Rahmi Gürpınar Çok Programlı Lisesi’nin kaloriferleri çalışmıyor, elektrikle de ısınma yapılamıyor öğrenciler soğukta eğitim görüyor..."

2- Adalar Müzesi tarafından, Adalar Vakfı ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın katkılarıyla hayata geçirilen Atinada'ki Büyükada ve Adalar Müzesi desteğiyle yayınlanan Yakınada Uzakada Burgazada belgeselleri, Burgazada ve Büyükada'nın hikayelerini bu kavramlar ışığında ele alıyor...

3- Yeşim Salkım, Büyükada`da klip çekmek istedi ama...

4- Talin Etyemez: "Erzurum’un 25 hanelik, elektriğe henüz yeni kavuşmuş Akdağ köyünden olan Kınalıadalı Binnaz Hanım’ın eliyle, hayırsever bir vatandaşımız tarafından hazırlanan kolilerce giysi ve okul-kırtasiye malzemesi Akdağ İlköğretim Okulu’na ulaştı..."

5- Murat İlem: "F.Bahçe ve Türk futbol tarihinin efsane ismi Lefter Küçükandonyadis dün Atina’da hastalandı. Geçen hafta bir yakınını görmek için ailesiyle birlikte Atina’ya gelen efsane futbolcu, yürüyüşe çıktığı P.Faliro semtinde bilinmeyen nedenle kendini kaybederek yere düştü. Bu olayın ardından durumu ağırlaşan Lefter Küçükandonyadis..."

6- Emel Kalmaz: "İstanbul’ da şehir içi abonmanlık bedeli aylık tam 120 TL, indirimli 60 TL dir. Buna rağmen Adalar bandrol bedeli yıllık 48TL gibi cüzi bir bedel uygulanmıştır. Şehir Hatları olarak gemi, yakıt, insan kaynağı gibi maliyetleri düşündüğümüzde ve şirketin devamlılığı söz konusu olduğundan..."

7- Adalar arası Geçiş Kartı başvuruları başlamıştır...

8- Adalar Belediyesi hoparlöründen duyurulur!... Kilisede yankılanan ilahi sesler... Farsakoğlu Burgazada Cemevi'ni ziyaret etti... Adalar'da diyabet taraması... Adalar'da bisikletlere düzenleme toplantısı...

9- Selçuk Aral: "Bu sene henüz yazın başında, bana bir şeyler olduğunu farkediyorum. Büyükada’da Ayayorgi, Kınalıada’da Manastıra oflaya-poflaya olsa da çıkabilmeme rağmen..."

)O(



_______________________________________________________1

Cumhuriyet, 16.12.2010
Cihan Oruçoğlu

http://www.gercekgundem.com/?p=337583

Kaloriferi çalışmayan okul


Hüseyin Rahmi Gürpınar Çok Programlı Lisesi’nde öğrenciler soğukta eğitim görüyor.

Büyükada’da eğitim veren Hüseyin Rahmi Gürpınar Çok Programlı Lisesi’nin kaloriferleri çalışmıyor, elektrikle de ısınma yapılamıyor öğrenciler soğukta eğitim görüyor.

Daha önce Heybeliada’da 300 öğrenciye eğitim veren lise, bu eğitim yılının başında yıkılma tehlikesi bulunduğu için Büyükada’ya taşındı. Büyükada’daki binanın güvenli olmadığını belirten öğrenci velileri, “Okulda kazan dairesi delindiği için çalışmıyor. Elektirik sistemi bozuk, penceler de kırık. Yetkililer bu okulla ne kadar ilgililer merak ediyoruz,” dedi. Konuyla ilgili okul müdürü Sıdık Cansever 'le görüştüklerini anlatan veliler, “Okul müdürü bizlere kırılan pencerelerin yerlerine yenilerini taktırdığını, fakat binanın eski olduğu için pencerelerin tutmadığını söyledi. Okulun binasına sertçe vurunca duvarlardan köpükler çıkıyor” diye konuştu. Okulun yıkılma tehlikesi yaşadığını ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mihriban Arslan’ın kendileriyle görüşmediğini söyleyen veliler, “Yardımcısı Vedat Varol'la gö-rüştük. Varol bize ‘En geç cuma gününe kadar ısıtma problemini çözeceğiz,’ dedi. Ama okulun ısıtma probleminin çözülmesi için ihaleye çıkılması gerekiyor,” dedi.

İlçe milli eğitim müdürlüğü yetkilileri gerekli düzenlemelerin yapıldığını ve önümüzdeki haftalarda sorunun çözüleceğini, önemli bir şey olmadığını [!] söyledi.


_______________________________________________________2


Haberler.com, 16.12.2010

http://www.haberler.com/adalarin-zaman-ve-mekan-tanimayan-ruhu-iki-yeni-2418952-haberi

Adaların Zaman ve Mekân Tanımayan Ruhu 
İki Yeni Filme Can Veriyor...

Atina'daki Büyükada Belgeselleri, İstanbul Adaları'na Özgü Dostluk, Özlem Ve Çok Renklilik Kavramlarını Şiirsel Bir Dille Anlatıyor


İstanbul Adaları tarih boyunca çok sayıda kültüre ev sahipliği yaptı. Geçmişten bugüne, ada sakinlerinin şanslı bir bölümü ilk göz ağrıları ile aralarındaki bağı korumayı başardı. Çeşitli sebeplerden, aşığı oldukları Adalar'ı terk etmek zorunda kalan insanlar ise bugün dünyanın farklı yerlerinde yaşıyor ve tamamı hayata dair ilkleri benzersiz bir kardeşlik fonunda yaşadığı adaları her geçen gün daha da fazla özlüyor. Bununla birlikte Adalar'ın yeni sakinleri de kaynağını çok renkliliğinden alan ada kültürünce hemen harmanlanıyor ve yine dünyanın başka yerinde görülemeyecek bir dostluk ve kardeşlikle yerleşik ada kültürüne adapte oluyorlar.

Adalar Müzesi tarafından, Adalar Vakfı ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın katkılarıyla hayata geçirilen Atinada'ki Büyükada ve Adalar Müzesi desteği ile yayınlanan Yakınada Uzakada Burgazada belgeselleri, Burgazada ve Büyükada'nın hikayelerini bu kavramlar ışığında ele alıyor.

Atina'daki Büyükada
Yönetmenliğini Uğraş Salman'ın üstlendiği Atina'daki Büyükada, birkaç yüzyıl Büyükada'da yaşamış ama çeşitli dönemlerde ülkelerinden göç etmek zorunda bırakılmış vatandaşlarımızın, çocukluklarını ve gençliklerini yaşadıkları ilk aşkları Büyükadaları'na özlemle yazdıkları bir mektup niteliğinde. Müziklerini Yannis Saoulis'in, kurgusunu Tamer Üstel'in üstlendiği 35 dakikalık filmin röportajlarını Fıstık Ahmet (Tanrıverdi) derledi. Yönetmen Uğraş Salman, filmi hakkında şu görüşleri paylaşıyor: "Hepimizden daha eski 'buralı' vatandaşlarımız, gitmek zorunda kaldıkları yeni memleketlerinde bir 'yabancı' olarak yaşamlarını sürdürdüler ama yüreklerinde Büyükada sevgisi, kulaklarında martı çığlıkları, ciğerlerinde mimoza kokusu hiç bitmedi… Bize de bu mektubu postalamak kaldı."

Yakınada Uzakada Burgazada
Nedim Hazar'ın hem yazıp hem de yönettiği 60 dakikalık film, tiyatro Oyuncusu Cüney Türel ile yaşamını bugün Atina'da sürdüren Burgazlı Emilios Yorgos arasında gelişen dostluğu ve 60'lı yıllardan itibaren Rumların yerine adaya yerleşen 20 civarında farklı etnik ve dini cemaat arasındaki dostane, sakin ve kardeşçe ilişkiyi anlatıyor. Çok renkliliğini dünya genelinde yaşanan çatışmalara nazire yaparcasına yaşatan Burgazada'nın özgün dokusuna inen filmin proje fikri Robert Schild'e ait. Görüntü yönetmenliğini Bülent Arınlı'nın üstlendiği filmin müziklerini ise Polonya'dan Motion Trio, Zoe Tiganouria ve Sebahat Akkiraz yaptı.

Adaların sadelik ve sevgi dolu dünyasından kesitler sunan her iki film de DVD formatında ve 15 TL'lik fiyatıyla satışa sunuldu. Remzi, İstanbul ve Alkım kitabevlerinde satışına başlanan filmler ilerleyen günlerde farklı mecralarda da satışa sunulacak. 16.12.2010 13:33 [2418952]


_______________________________________________________3

TümGazeteler.com, 16.12.2010

http://www.tumgazeteler.com/?a=6496711

Bedava mı sandın?

Adalar Belediyesi, bir gazetede çıkan `Yeşim Salkım, Büyükada`da klip çekmek istedi ama...` başlıklı habere açıklık getirdi.


Posta Gazetesi`nin 16 Aralık 2010 tarihli sayısının 15. sayfasında `Yeşim Salkım, Büyükada`da klip çekmek istedi ama...` ve `AYAK BASTI PARASI ÇILDIRTTI` başlıklarıyla yer alan haberde, `Yeşim Salkım, bir hafta önce çıkan `İstanbul`da Aşk` adlı albümünün ilk klibini Kadıköy`deki Süreyya Operası`nda çekmek istedi. Olumsuz yanıt alınca bu kez rotayı Büyükada`ya çevirdi ve Adalar Belediye Başkanlığı ile temasa geçti. Ancak duydukları karşısında şoke oldu. Çünkü belediye, ayak bastı parası dahil olmak üzere toplam 10 bin TL para talep etti. Küplere binen Yeşim Salkım, `Miktarın hiç önemi yok. Ama yaptıkları tek kelimeyle terbiyesizlik` dedi.` denilmektedir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; sayın Yeşim Salkım`ın, bir kamu kuruluşu olan Adalar Belediyesi ile ilgili yayınlanan bu beyanatı, kendisini `sanatçı` olarak niteleyen bir kişiye kesinlikle yakışmamaktadır.

`Ayak bastı parası` olarak nitelenen ücret ise Adalar Belediyesi`nin yeni bir uygulaması değildir. Adalar Belediye Meclisi`nin 2464 Sayılı Yasaya istinaden 19 Haziran 1997 yılında aldığı 14 numaralı karar gereği söz konusu tarihten bu yana uygulanmaktadır. Kaldı ki bu tür uygulamalar sadece Adalar Belediyesi`ne özgü bir uygulama değildir. Bir çok özel ve kamu kuruluşunun da bu tür çekimler için tarife ile belirlediği bedeller söz konusudur. Yıllardır müzik sektörünün içinde olan sayın Yeşim Salkım da bu durumu eminiz ki çok iyi bilmektedir. Haberde de belirtildiği gibi, klip çekimini öncelikle Kadıköy`deki Süreyya Operası`nda çekmek isteyen sayın Yeşim Salkım`ın bu isteği acaba ne tür bir gerekçe ile reddedilmiştir?

1984 yılından bu yana sit alanı ilan edilen, doğal ve tarihi dokusu ile sadece İstanbul`un ve ülkemizin değil dünyanın da gözde mekanlarından olan Adalar`a ulaşımın diğer yerleşim yerlerinden farklı olduğunu da belirtmek gerekir. Film vb. benzeri çekimler için Adalar`ı tercih eden yapımcılar, teknik ekipmanlarını ve araçlarını nakletmek için çıkartma gemileri kullanılmaktadır. Belediyemize ait çıkartma gemileri de bu nakil işlemleri için doğal olarak bir ücret talep etmektedirler. Ayrıca, Adalar`da bugüne dek yapılan bu tür çekimlerde ister özel sektör ister kamu kuruluşu olsun tarifede belirtilen bu ücretler alınmıştır ve alınması da zorunluluktur. Durum böyle iken, sayın Yeşim Salkım`ın hem `miktarın hiç önemi yok` demesini hem de `küplere binmesini` anlamak mümkün değildir.

Adalar Belediyesi`nin bu uygulamasını `tek kelimeyle terbiyesizlik` olarak niteleyen sayın Yeşim Salkım`ın, Anayasal bir kamu kuruluşu olan Adalar Belediyesi`ne sarf ettiği belirtilen bu sözleri düzelteceğini umuyoruz. Aksi takdirde her türlü hukuki girişimlerde bulunulacağımızın bilinmesini isteriz.

Adalar Belediyesi

* * *

SadeHaberler, 16.12.2010



Cevap sırası Yeşim Salkım'a geldi


Yeşim Salkım'ın avukatı aracılığıyla yaptığı açıklama şöyle: "POSTA Gazetesinin 16 Aralık 2010 tarihli sayısının 15. sayfasında yer alan habere göre müvekkilemiz Yeşim Salkım'ın Adalar Belediye Başkanlığı'na 'yaptıkları terbiyesizlik' demek suretiyle hakaret ettiği ifade edilmiştir. Oysaki Yeşim Salkım'ın kullandığı ifade tam olarak 'Daha önce Büyükada'da iki defa klip çektim bugüne kadar böylesine anlamsız bir taleple karşılaşmadım, bunlar resmen ayak bastı parası istiyorlar, ne diyebilirim ki her şey apaçık ortada, kendilerini şiddetle kınıyorum,' şeklindedir. Adalar Belediyesi'nin ise 'ayak bastı parası' alınmasının yasal bir dayanağının olduğunu ifade etmesi ise müvekkilimizin 'sanata ve sanatçıya taşıdıkları reklam değeri ve tanıtım katkılarından ötürü saygı gösterilmesi' konusundaki görüşünü değiştirmemiştir. 20 senedir sanat camiasının içinde olup, bugüne kadar hiçbir yerde bu tür bir uygulamayla karşılaşmamış olan müvekkilimizin; sanata ve sanatçıya verilmesi lâzım gelen özen çerçevesinde, onlara saygın çabalarında yeni ufuklar açacak olanaklar verilmesini ve sanat adına her konuda desteklenmelerini istemesi yadırganmamalıdır. Kaldı ki, bu ülkenin vatandaşı ve halka mal olmuş sanatçısı olarak, Devlet Erkanına telefonla dahi ulaşamamak, kendi bilgisi dahilinde veya dışında olsun istihdam edilen personelinin( Belediye Basın Sözcüsü) 'Seçtiniz diye satın mı aldınız????', 'Yeşim Salkım'ın reklâma ihtiyacı var galiba!!!!' gibi çirkin, fütursuz ifadelerde bulunması, müvekkilemi hayretler içine düşürmüştür. Ayrıca Posta Gazetesi'ne haber olan Adalar Belediyesi'nin Basın açıklamasında yer alan bir ifadede 'kendini sanatçı olarak nitelendiren.....' ibaresinde de müvekkileme zımni olarak hakaret edilmektedir. 'Sanat'ın ve 'Sanatçı'nın ne anlama geldiğini, ne ifade ettiğini, burada polemik konusu yapmak ne müvekkileme ne de devlet büyüklerine yakışmamaktadır. Sanat icra etmek için yanlış adresin kapısını çalmış olmak da müvekkilemin kusuru değil, sanata ve sanatçıya ve/veya ne maksat ve nitelikte olursa olsun sanat icra edene sahip çıkmayanların ayıbıdır. Diğer taraftan ve başka bir ifadeyle; herhangi bir düzen ve sistemin işleyiş ve idare biçimine yönelik subjektif değerlendirme ve eleştiriler, herhangi bir hakaret kastı içermediği müddetçe, tartışmasız biçimde en temel ve kişisel bir haktır. Bu hakkın kullanımını engellemeye yönelik her türlü girişim, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırma maksatlı bir baskı olarak yorumlanmalıdır. Kimi kişi ve kurumlarca müvekkilimize dönük bu tür tavır, ifade ve davranışlar kabul edilemez nitelikte olup; haklarına sahip çıkan ve sorumluluk sahibi her birey tarafından izlenip, takip edilmekte ve kınanmaktadır. Müvekkilemiz Yeşim Salkım, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da, onurlu bir yurttaş ve aydın bir kişi olarak, her türlü keyfiyet ve düzensizlikle mücadelesini kararlı bir duruşla sürdürecektir."


_______________________________________________________4


From: TALİN ETYEMEZ
Subject: bayram sevinci...
Date: December 16, 2010 2:28:19 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Kınalıada’dan Erzurum’a Bayram sevinci,


Erzurum’un 25 hanelik, elektriğe henüz yeni kavuşmuş Akdağ köyünden olan Kınalıadalı Binnaz Hanım’ın eliyle, hayırsever bir vatandaşımız tarafından hazırlanan kolilerce giysi ve okul-kırtasiye malzemesi Akdağ İlköğretim Okulu’na ulaştı.

Binnaz Hanım geçen sene ziyaret ettiği köyünde çocukların zor şartlar altındaki durumunu görünce üzülmüş, günlerce uykusuz kalmış ve onlar için bir şeyler yapmayı aklına koymuştu karınca kararınca. Ne yapılmalıydı, o miniklere bayram sevinci yaşatmak, sıcak giysilere kavuşturmak için?...


Konuyu, işadamı dostumuz A. Bedir’e açtığımızda derhal yardım elini uzattı ve hayallerimizin ötesinde, eksiksiz hazırladığı ihtiyaç malzemelerini kargoyla Kurban Bayramı öncesi Erzurum’a yolladı. Kınalıada’dan yola çıkan Binnaz Hanım ile eşi Erzurum’dan kolileri alarak iki saat uzaklıktaki köylerine taşıdı. 20 öğrenciye dağıtılan hediyeler onları neşeye boğdu.

Miniklerden bazıları teşekkürünü bir dosya dolusu resim çizerek, kimi de elinden geldiğince yazıyla ifade ederek bize ulaştırdı. Dikkatimi çeken şey, onca giysinin yanında, hepsinin de özellikle eldivenler için teşekkür etmeyi unutmaması oldu. Bir tanesi mektubunda: “Sizin de çocuklarınız varsa onlara da bu güzel hediyelerden alın” diyordu. Bir diğeri: “Büyüyünce öğretmen olup çalışacağım ve size yardım edeceğim” şeklinde ifade ediyordu duygularını. Keşke hepsini tek tek aktarabilsek…


Genç öğretmenleri Mehmet Erdem ise buruk ama mutlu satırlarla ifade ediyordu memnuniyetini.

[...] Tertemiz sevgiyle büyüyen küçük kalplerden sevgilerle…
Küçük kalplerimiz bugün daha bir umutla baktı geleceğe. Hiç tanımadığı insana 7 yaşındaki bir çocuğun nasıl sevgi duyacağına şahit oldum. Belki de hayatında hep hayallerini süsleyen kıyafetler, ayakkabılar, kalemler aniden gerçek oldu. Evet, buradaki çocuklarımız hâlâ yamalı çorap, kara lastik giyerken birden rüyaları gerçek oldu sizin sayenizde…

Umut nedir? Bize göre çocuğun gözlerindeki sevgidir. İşte bugün bu gözler sevindi. Küçücük kalpleri hayat için yeniden umutlandı. Zor şartlarda eğitim almanın ezikliği altında inadına umut dağıtmak…

Bugün siz benim yükümü hafiflettiniz.

Söyleyecek o kadar çok şey var ki! Ama gerçekler asla sığmıyor sözlere ve kelimelere… Altı ayın kar kalkmadığı, dokuz ayın kış yaşandığı, tezek sobalarını güneş diye anlattığımız, 2.500 metrede tek başına öğretmenlik yapmak… Dışarıdan zor görünse de insan böyle bir destekle tekrar başlıyor öğretmenliğe, tıpkı ilk günkü gibi.

Tezek sobalarında güneş olmak gibi…

Her şey için teşekkürler, artık 15 çocuk ve bir kardeşiniz var Erzurum’da unutulmaya yüz tutmuş ama umudunu kaybetmemiş…

Tertemiz kalplerden sevgilerle,
Mehmet Erdem
Akdağ İlköğretim Okulu
Sınıf öğretmeni


_______________________________________________________5

Cumhuriyet 17.12.2010
Murat İlem

Unutulmaz yıldız Lefter Yunanistan’da rahatsızlandı, Fenerbahçe seferber oldu

Efsane Atina’da korkuttu

 Lefter’in durumu ciddi. (Fotoğraf: murat ilem)

ATİNA - F.Bahçe ve Türk futbol tarihinin efsane ismi Lefter Küçükandonyadis dün Atina’da hastalandı. Geçen hafta bir yakınını görmek için ailesiyle birlikte Atina’ya gelen efsane futbolcu, yürüyüşe çıktığı P.Faliro semtinde bilinmeyen nedenle kendini kaybederek yere düştü. Bu olayın ardından durumu ağırlaşan Lefter Küçükandonyadis, ailesinin tüm ısrarlarına rağmen ilk aşamada Atina’da tedavi olmak istemedi. Önceki günden itibaren konuşma kabiliyetini aralıkla kaybeden Lefter’in ailesi Türkiye’ye dönme kararı aldı. Uçağa binmek istemediği için karayoluyla Türkiye’ye gelmeyi düşünen eski futbolcuya her türlü imkânı sağlayarak sahip çıkan F.Bahçe Spor Kulübü’nün yöneticileri, özel bir ambulans firmasıyla anlaştı. Akşam saatlerinde kendisiyle yolculuk yapacak özel doktorun son muayenesinde, Lefter’in şekerinin (500) tehlike sınırının üzerinde olduğu ortaya çıktı. Bu durumu dikkate alan sağlık ekibi eski ulusal futbolcumuzun acil olarak Atina’daki Evangelizmos Hastanesi’nde tedavi edilmesine karar verdi. Hastaneye yatırılan Lefter’in öncelikle şekerinin kontrol altına alınmaya çalışılacağı, ardından Türkiye’ye getirilebileceği belirtildi. Eski futbolcunun durumuyla yakından ilgilenen F.Bahçe Kulüp Müdürü Serkan Acar, yönetim kurulu üyeleri ve Türkiye’nin Atina-Pire Başkonsolosu Beyza Üntuna sürekli olarak Küçükandonyadis’in ailesiyle temasta... Cumhuriyet’e konuşan Serkan Acar, Lefter’in İstanbul’a getirilmesi için özel uçak dahil her türlü imkânı kullanacaklarını açıkladı.


kanarya’nın sembol ismi

• 1925 yılında İstanbul’da dünyaya gelen efsane isim futbol kariyerine Taksim takımında başladı. İtalya’nın Fiorentina ile Fransa’nın Nice kulüplerinde bir süre futbol oynayan Lefter, F.Bahçe forması altında üç defa Türkiye lig şampiyonluğu, iki kez de profesyonel lig İstanbul şampiyonluğu yaşadı. 1953-54 sezonunda gol kralı olan Lefter ulusal takım formasını 50 kez giydi ve Futbol Federasyonu’nun altın şeref madalyasını alan ilk futbolcu olarak tarihe geçti. 1963 yılında profesyonel futbol hayatını bitiren Lefter, Yunanistan ve Güney Afrika’da futbolcu antrenör olarak görevde bulundu. Küçükandonyadis, Türkiye’ye dönüşünde Samsun, Ordu, Mersin İdmanyurdu ve Bolu’da antrenörlük yaptı.


_______________________________________________________6


From: EMEL KALMAZ
Subject: Sehir Hatları Bilgi
Date: December 16, 2010 8:43:44 AM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

Sayın Emine Çiğdem Tugay,

Öncelikle düşüncelerinizi bizimle paylaşarak sizlere sunduğumuz hizmetin iyileştirilmesine katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederiz.

İstanbul’ da şehir içi abonmanlık bedeli aylık tam 120 TL, indirimli 60 TL dir. Buna rağmen adalar bandrol bedeli yıllık 48TL gibi cüzi bir bedel uygulanmıştır. Şehir Hatları olarak gemi, yakıt, insan kaynağı gibi maliyetleri düşündüğümüzde ve şirketin devamlılığı söz konusu olduğundan, bedelsiz taşımanın hem yolcularımıza hem de şirketime zararı olacaktır. Bu amaçla belirlenen ücret miktarı mevcut durumu koruma amaçlıdır ve ücret minimum düzeyde tutulmaya çalışılmıştır.

İDO ve Şehir Hatlarının ayrılması ile mevcut kartların geçerliliği sona ermiştir. Şirketin değişimi ile kartların yenilenmesi gerekmektedir. Bu işlemin mali değeri ise 12 TL dir. Eski kartların hükmü kalmamıştır.

Bilginize sunarız,
Saygılarımızla,
Şehir Hatları Müşteri Hizmetleri.

* * *


Subject: adalar arasında...
From: emine.cigdem.tugay@gmail.com
Date: December 15, 2010 3:43:01 PM GMT+02:00
To: info@sehirhatlari.com.tr
Bcc: Ela Ergun


Adalar ilçesinde ikâmet eden ada halkı olarak bizlerden, adalar arası yolculuk yapmamızı sağlayan kartlarımızın güncellenmesi için yeniden kart ücreti (12 tl) talep edilmiş ve geçen sene 10 tl olan yıllık bandrol ücreti 48 tl'ye çıkartılmıştır. Zaten ücret ödeyerek almış olduğumuz kartlarımıza neden tekrar ücret ödemek zorundayız? Bu zam oranı hangi endekse göre hesaplandı?

Eğer şirket değiştiği için yeniden kart satılıyorsa, eski kart paralarımızın bize geri ödenmesi gerekmez mi?

Bizler okul, halk eğitim, banka, belediye hizmetleri, fatura yatırmak hatta akbillerimizi doldurmak için bile Büyükada'ya gitmek zorundayız. Herhangi bir araç kullanmak ya da yürüyerek gitmek gibi bir şansımız da bulunmamaktadır.

Biz Adalılar bu kartlarla aslında ücretsiz yolculuk da yapmıyoruz, yalnızca mağduriyetimiz gideriliyor. Şöyle ki: Kabataş’tan ücret ödeyip vapura binen ve Kınalıada da inen bir vatandaşla, 45 dakika daha yol alan ve Büyükada'da inen yolcu aynı ücreti ödüyor. Kınalıada'ya da Burgazada'da inen yolcu daha sonra ki Büyükada yolculuğunun ücretini aslında peşinen Kabataş'ta ödemiş oluyor.

Bu kartları bizler yalnız iş günleri ve iş saatleri için kullanabiliyoruz.

Bizlerin ada halkı olarak sizden isteğimiz:

• Bizlerden mükerrer olarak kart ücreti alınmasın.
• Bandrol zammı hakkaniyete uygun olarak yapılsın.
• Kartın geçerliliği 7 gün 24 saat uygulansın.


...........................................
Emine Çiğdem Tugay
Türkoğlu Sokak No:28
Büyükada 34970 İstanbul
emine.cigdem.tugay@gmail.com
 
http://o-pera-istanbul.blogspot.com


_______________________________________________________7


http://www.adalar.bel.tr/duyurular/adalar_arasi_gecis.asp


BAŞVURU TARİHİ: 13-17 ARALIK 2010


ADALAR ARASI ŞEHİR HATLARI GEÇİŞ KARTI


ÜCRET TARİFESİ AÇIKLAMASI


İLK BAŞVURU İÇİN

BANDROL BEDELİ : 48.00 TL
KART BEDELİ : 12.00 TL
AKBİL (TOM) BEDELİ : 8.00 TL
+________
ÖDENECEK TOPLAM ÜCRET : 68.00 TL


YENİ KART ALMAK İÇİN GEREKLİ EVRAKLAR

İKAMETGAH BELGESİ
2 ADET RESİM
68.00 TL ÜCRET (TOPLAM ÜCRET)


KARTI OLUP BANDROL ALMAK İSTEYENLER İÇİN
GEREKLİ EVRAK VE ÜCRETLER

1- İKAMETGAH BELGESİ
2 - 2ADET RESİM
3 - 12.00 TL KART ÜCRETİ
4- 48.00 TL BANDROL ÜCRETİ
TOPLAM ÜCRET: 60.00 TL

NOT: BANDROL ALIRKEN KARTLARINIZDA YENİLENECEKTİR.BU NEDENLE BANDROL ÜCRETİ 48.00 TL İLE KART İÇİNDE 12.00TL ÜCRET ALINACAKTIR.
TÜM İDO KART KULLANICILARININ KARTLARI ŞEHİR HATLARI KARTLARI İLE DEĞİŞTİRİLECEKTİR BU YENİLEME NEDENİYLE BANDROL ALMAK İÇİN (BAŞVURUDAN SONRA)GELİRKEN ESKİ KARTLARINIZI GETİRMENİZ GEREKMEKTEDİR ESKİ KARTLARINIZDAKİ AKBİLLER ÇIKARTILARAK YENİSİNE TAKILACAKTIR. YAPILACAK KONTROLLERDE KARTINI YENİLEMEYEN VE BANDROL ALMAYANLARA GEÇİŞ HAKKI VERİLMEYECEKTİR.

MÜRACATLAR VE BİLGİ İÇİN
ADALAR BELEDİYESİ /BÜYÜKADA
İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
TEL. 0216.382.78.50 (5 hat) Dahili 314-315


_______________________________________________________8



Adalar Belediyesi hoparlöründen...


http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr138.asp

KİLİSEDE YANKILANAN İLAHİ SESLER

11 Aralık 2010

Şeb-i Aruz Haftası nedeniyle Büyükada San Pacifiko Latin Katolik Kilisesi’nde ilahi sesleri yankılandı, semazenler semaha döndü.

Adalar Belediyesi Kültür Sanat Koordinatörü Oya İslimyeli’nin öncülüğünde düzenlenen etkinlikte, Mevlana Eğitim ve Kültür Derneği ‘Revnak’ Kadın Tasavvuf Topluluğu ile ‘Üç Horan Ermeni Kilisesi’nin Nişan Çalgıcıyan yönetimindeki Şaragan Akapella Korosu’nun konserine semazenler eşlik etti.

Farklı dinlerin müzik topluluklarının biraraya geldiği konserde açılış konuşmasını yapan Adalar Belediyesi Meclis Üyesi Raffi Hermon Araks, insanı merkez alan her türlü kültürel dayanışma etkinliğinde var olduklarını belirterek zamanla unutulan değerli tekrar yaşatmak istediklerini söyledi.

Daha sonra konuşan Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu adalarda yine bir ilki yaşadıklarını belirterek farklı inanç ve kültürlere sahip bir yer olarak yalnızca ülkemiz için değil dünyaya da örnek bir topluluk oluşturduklarını söyledi.

Başkan Farsakoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burası Latin Katolik Kilisesi. Şu an burada Ortodoks’u, Katoliği, Alevisi, Sünnisi, Mevlevisi, Ermenisi, Rumu kaynaşmış durumdayız. Biz burada insanlara yalnızca insan olma ekseninde ortak değerler etrafında bir araya gelmek üzere yaşayacaklarına inanıyoruz. Mevlana bizim büyük bir zenginliğimiz. Yalnız bizim değil dünyanın bir değeri. O nedenle bu değerleri yaşatmak, onların ilkelerini bilgeliklerini tekrar tekrar bir araya gelmek suretiyle değerlendirmek, gelecekle ilgili umudumuzu artıracaktır.” dedi


Konuşmaların ardından ‘Revnak’ Kadın Tasavvuf Topluluğu “Neoldu Bu Gönlüm, Bilmem Nideyim Allah Allah, Sadri Cem’il Mürselin Sensin Ya Resulallah Vasılı Fevzi Hudayız, Bir Taht Yaratmışsın, Dü Cihanın Mefhari, Tevhid Etsin Dilimz, Allah Allah-Hu Rabbüna Rahmani, Meded Allah Sana Sundum Elimi, Hiç Bulunmaz Akranı, Aşkın Meyine Kandın, Es Selam Ey Ahmedi Muhtar, Ey Aşkına Ey Aşkına, Şol Cennetin Irmakları, Ben Yürürem Yane Yane, Ya Resulallah, Sevdim Seni, Segah Niyaz İlahisi” adlı eserleri seslendirmesinin ardından sahneye çıkan Şaragan Akapella Korosu ise “ Yerketsek Vortik, horhurt Medz, Aysor Haryav, Luys – Horhurt Horin, Ganansın, Vork Zarestsin, Haçın i Nahnum, Vor Nahimats, Park Aleluya, Aravod Luso, Canabar, Sarsapeli, Pats Mez Der, Der Voğormia, Koğ Yeğe Meğats, Mez Avedis, Dzov Megas İmots” adlı parçaları seslendirdiler

* * *

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr135.asp

FARSAKOĞLU 
BURGAZADA CEMEVİ’Nİ ZİYARET ETTİ

09 Aralık 2010


Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Muharrem ayı nedeniyle Belediye Meclis üyeleriyle birlikte Burgazada Cemevi’ni ziyaret etti.


Alevi vatandaşlarla bir araya gelen başkan Farsakoğlu, burada Hasan Dede’nin yapmış olduğu Muharrem ayına ilişkin sohbete katıldı. Sohbetten sonra Başkan Farsakoğlu Cemevi’nde kullanılmak üzere Cemevi Başkanı İsmail Fındık’a bir de bilgisayar ve yazıcı hediye etti.

* * *

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr136.asp

ADALARDA DİYABET TARAMASI


Adalar Belediyesi ve Kalamış Körfez Lions Kulübü Derneği işbirliğiyle gerçekleştirilen diyabet taraması Belediye Hizmet Binası’nda yapıldı. Yapılan taramada katılanların kan şekeri ölçülerek diyabet riski olanlar belirlendi.


Tarama sonunda yapılan bilgilendirme toplantısında konuşan Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu bu tür sağlık taramalarının önümüzdeki yıldan itibaren artarak devam edeceğini belirterek herkesin bu tip sağlık taramasına katılması gerektiğini söyledi. “her şeyin başı sağlık” diyen başkan Farsakoğlu, son zamanlarda kanser, kalp krizi, şeker koması gibi sağlık sorunlarından kaynaklanan birçok ölümlerin yaşandığını da sözlerine ekleyerek “biz biliyoruz bir şey olmaz biz genciz gibi bir anlayış içerisinde olmamamız gerekir” dedi.

Kadınların olmadığı bir toplumda sağlıklı bir yönetim olamaz

Çağdaş bir yönetimin nasıl olması gerektiğine ilişkin mesajlarda veren Farsakoğlu, “Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği günün yıl dönümüne yaklaştığımız bu günlerde maalesef kadınların siyasette olsun, iş hayatında, sosyal ortamda olsun göremiyoruz oysa kadınların olmadığı bir toplumda sağlıklı bir yönetim söz konusu olamaz. Ama Lions Kulübü olarak bayanların bu işe emek verip geldikleri için ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Daha sonra konuşan Validebağ Sağlık Meslek Lisesi öğretmenlerinden Cevahir Kabakçı son zamanlarda dünyada diyabet hastalığının giderek arttığını belirterek 2010 yılı içerisinde 285 milyon diyabet vakasının olduğunu söyledi. Diyabet hastalığının geçici bir hastalık olmadığını belirten Kabakçı, “Bronşit olursunuz tanınız konur gerekli tedavilerle bu hastalığı atlatırsınız ama diyabette maalesef ömür boyu süren kronik bir hastalık”

* * *

http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr137.asp

ADALARDA 
"BİSİKLETLERE DÜZENLEME" 
TOPLANTISI

10 Ara, 2010


Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, son zamanlarda birçok şikâyetin geldiği bisikletçi esnafıyla buluştu.

Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleşen toplantıda konuşan Başkan Farsakoğlu, herkesin hukuk kuralları çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini söyleyerek başladığı konuşmasında, ruhsatı olmayan, ruhsatına uygun davranmayan işletmelere kapatmaya kadar varan cezai işlem uygulanacağını belirtti.

Bisiklet kullanımının hem sağlık açısından hem de ülke ekonomisi açısından büyük katkısı olduğunu söyleyen başkan Farsakoğlu, artık bisikletlerin faytonlarla birlikte adaların simgesi olmaya başladığını ifade ederek, “Bisikletlerle ilgili yapılan denetimlerde teknik aksamında ciddi sorunlar olduğunu, kiraya verildiği vakit insanlara rastgele verildiği yardımcı olunmadığını gördük. Bu faaliyeti gösterirken bu sektörden ekmek kazanırken insan hayatını birinci öncelik haline getirmeliyiz” dedi.

2011 yılından itibaren daha etkin bir denetim uygulamasına geçeceklerinin altını çizen Farsakoğlu, zabıta kadrosunu güçlendirerek zabıta birimi içinden bir de trafik birimi oluşturduklarını söyledi. Farsakoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Esnafın kazancını engeller bir yaklaşım içerisinde faaliyet gösterdiğimiz düşüncesini aklınızdan çıkartın en ufak bir düzenlemede ‘ekmeğimizle oynanıyor’ yok böyle bir şey. Biz hem esnaf yönünden hem tüketiciler yönünden hem kanuna uygunluk yönünden bakmamız gerekiyor o yüzden bu düşünceleri bir tarafa bırakalım.”

Adalar Zabıta Amiri Orhan Güngör tarafından bisikletlerle ilgili slayt sunumun ardından CHP’li meclis üyeleri de söz alarak bisiklet sorunu hakkında görüşlerini dilet getirdiler. Toplantıda söz alan bisiklet esnafı da, dükkânlarının küçük olmasından yakınarak bundan dolayı bisikletleri kaldırımlara çıkarmak zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Bisikletçi esnafı, ayrıca yaşanan kazalardan çoğunun faytonların bisikletleri sıkıştırmasından kaynaklandığını dile getirdiler.

Toplantıdan çıkan ortak kanı ise, bir derneğin kurulup ve gerekli olan önemlerin acilen uygulamaya konulması oldu.

duyurulur!


_______________________________________________________9

Kinaliada.net, 10.12.2010
Selçuk Aral

http://www.kinaliada.net/index.php?news-1246

Karakedi

Ulan Selcuk, oglum sen de hic mide yok mu?

Foto: Selcuk Aral ©

Sevgili Okurlarim!

Bu sene henüz yazin basinda, bana bir seyler oldugunu farkediyorum. Büyükada’da Ayayorgi, Kinaliada’da Manastira oflaya-poflaya olsa da cikabilmeme ragmen (ilk iki stent takilmadan önce, degil yokus cikabilmek uzun yürüyüsler bile mümkün olmuyordu her 100 metrede bir ara vermek hatta bir yere oturmak zorundaydim), ev ile iskele arasindaki mesafeyi, vapura yetisebilmek icin acele acele kostursam, daha kiliseye varmadan gögsümde (kravat bagladigim yerde) büyük bir agri-sizi olmasa da, bir baski olustugunu hissediyorum.

Kimseyi telaslandirmamak icin etrafima pek bahsedip, lafini etmiyorum. Zaten bu kadar kisa bir zamanda gene damarlar tikanmis olamaz, ayrica kalp krizinin ön habercisi (sol kola giren agri ben de yok) diyip pek üzerinde durmuyorum.

Yola cikmadan önce her defa hanim’in son dakika ortaya cikan, hemen yapilmasi gereken isini önleyebilmenin imkani olmadigini bildigim icin: Ben ondan 10-15 dakika önce evi terketmeye basliyorum.

Üstelik kilisenin önünden gecerken, duvarinda cöreklenmis yatan (zifiri karanlik renkteki) kara kediyle, ya bir porsiyon sevisip-oksasiyoruz, yahutta fotografini cekiyorum.

Simsiyah kedilerin fotograflarini cekebilmek hic sanildigi kadar kolay degil. Gözler mükemmel ortaya ciksa da, yüz-surat-tüyler görünmüyor, ona göre ayar yapip, tüyler görünür hale getirdigimde: Bu defa üzerinde tasidigi toz-toprak meydana cikiyor:

Kendi kendime "Ulan Selcuk, bu kadar pis bir kizla nasil flirt edersin? Sende hic mide yok mu?" diye soruyorum. Iste bu sekilde etrafin alakasini baska yöne cekerek hem yürüyüse ara veriyor, hemde onlari (aslinda kendimi) kandiriyorum.

Simdi burada yazima ara veriyorum, kafama esip, yasanmislar, bir film seridi gibi gözümün önünden gectigi bir an gene devam edecegim.

Hepinize hayirli bir haftasonu dilegiyle hosca ve dostca kalin.

Selcuk Aral (10. Aralik 2010, Pforzheim – Germany)

3x K

Sevgili Arkadaslarim!

Almanya’da hanimlar bir araya geldikleri zaman kendilerine konu olarak en cok 3K’yi secerler.

1. K= Kinder (cocuklar)
2. K²= Krankheit (hastaliklar)
3. K³= Küche (mutfak, yemek-börek-cörek vs. tarifi)

Aslinda ben de ayni hataya düsmemek (arkamdan adimi cikartmayasiniz bu adam feminin’lesmeye basladi diye. Hahaha…) icin ne kadar dikkat etsem de, azaltmak yerine hatta bir dördüncü K’da (Kedi) kendim ilave ettim.

Yani burada kalkip size biraz hastalik veya hastahane’den bahsedersem, rica ederim, darilip gücenmeyin. Olup/biteni bilmek isteyen o kadar cok arkadas var ki, hepsine teker teker anlatmak yerine bir kerede hepsinin gönlünü aliyorum.

Bu 3 stent’li bypass-kackini kardesinizi (duygu sömürüsü ) hos görün. Hahaha…

Selcuk Aral (10. Aralik 2010, Pforzheim – Germany)

365 days & 361° Istanbul by Selcuk Aral ©