3 Ocak 2010 Pazar

ADALAR POSTASI-2365: iki sıfır bir sıfır yılınız (u)mutlu olsun...

Heybeliada, 1933.
http://urun.gittigidiyor.com/1933-HEYBELIADA-AILE-GORUNUS-FOTOGRAF_W0QQidZZ23136544


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

2 Nisan 1898 Culartesi günlü Rusya Sefiri Mösyö Zitovif'in Heybeliada'ya gelerek sabık Kudüs Patriği Niko Dimas Efendi'nin yanına gittiğine dair Heybeliada'dan nezarete çekilen telgrafa dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Büyükada sahilleri ile semalarında lodos oyunları, 01/01/2010'da...


* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

3 Ocak 2009 Pazar
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Kuvvetli rüzgâr
4.7ºC
% 50 nem
Yıldız, K 28km/sa

Gündoğuşu 07:28... Günbatışı 16:48

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca


* * *

Cicely Mary Barker, The Rush-Grass & Cotton Grass Fairy.


* * *

1- Arzu Karamani Pekin: "Mutlu, sağlıklı, huzur dolu, coşkulu, bol müzikli ve danslı harika bir 2010 yılı dilerim..."

2- Nur Çakmak: "Ülkemiz ve Dünyamız için herkesin gönlündeki güzellikleri yaşayabileceği barış dolu yılların başlangıcı olmasını diliyorum!.."

3- Nezih Bayraktar: "Mutlu, sağlıklı, başarılı yıllar diliyorum..."

4- Metin Karadağ: "Belki de bulunduğumuz bu hazin noktada birbirimize 'İki Sıfır Bir Sıfır Yılıniz Kutlu Olsun' demek yerine 'İki Bin On Yılınız Kutlu Olsun' demek bile bir umut seçeneği olabilir, neden olmasın?... Mademki 'Sadece umutsuzların hatırı için bize umut verilmiştir' o halde diyelim ki, 'iyi seneler...' ..."

5- "The Story (Documentary) of a wooden building in the island of Büyükada in Turkey ====> http://vimeo.com/4824179 "

6- Tilda Levi: "Kitabın adı: 'Büyükada arkamdan bakar’. Büyükadalı olup, bu kitaptan keyif almamak mümkün mü?... Alberto Modiano, Büyükada Arkamdan Bakar, Adalar Kültür Derneği Yayınları, İstanbul (2009)."

7- Adalar Belediyesi'nden ne haber?: "Belediyemiz, ilçemizin ulusal ve uluslararası ölçekte temsilinin evrensel nitelikte olabilmesi için ilçemize özgü yeni bir görsel kimlik oluşturmaya ve uygulamaya karar vermiştir. Yeni görsel kimliğimizin tasarlanması sürecinde aralarında sizin de bulunduğunuz bir grup “Adalı” nın değerli fikir ve öngörülerine ihtiyaç duymaktayız..."

ADALAR POSTASI'nın 2365. sayısında...

)O(


.........................................................1

From: ARZU KARAMANİ PEKİN
Subject: Iyi seneler...
Date: January 2, 2010 11:23:31 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com




.........................................................2

From: NUR ÇAKMAK
Subject: Gecikmiş bir mesaj!
Date: January 2, 2010 2:10:59 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


2010 yılının,

Ülkemiz ve Dünyamız için herkesin gönlündeki güzellikleri yaşayabileceği BARIŞ dolu yılların başlangıcı olmasını diliyorum!

Bu arada internet bağlantımdaki sorun nedeniyle gecikmeli de olsa,özellikle başta Atina'daki dostlarımız olmak üzere tüm
Hıristiyan dostlarımızın da Noellerini kutluyorum!

Nur Çakmak


.........................................................3

From: NEZİH BAYRAKTAR
Subject: mutlu yıllar
Date: December 31, 2009 11:24:21 AM GMT+02:00


Mutlu, sağlıklı, başarılı yıllar diliyorum.

Nezih Bayraktar





.........................................................4

From: METİN KARADAĞ
Subject: [vapurlarimizi_vermiyoruz] Farkli bir "iyi seneler" olsun: "iKi SIFIR BiR SIFIR..."
Date: January 3, 2010 12:52:10 PM GMT+02:00
To: ikisifirbirsifir@gmail.com


Farkli bir "iyi seneler" olsun: "iKi SIFIR BiR SIFIR..."

Yeni gosterime giren milyonlarca dolarlik yatirimla yine milyonlarca dolarlik hasilat yapacak olan AVATAR filmini izlediniz mi?
Gorsel bir solenle sunulan bir masal, bir utopya...
Neredeyse Sosyalist bir utopyayi pazarliyorlar filmde.
Dogayi ve toplumu somuren emperyalistlere karsi canla basla bir savas veriliyor ve kazaniliyor...
Sinemadan disari cikinca, yani yine bu dunyaya donunce bir an esekten dusmus karpuz hissi yasiyorsunuz.
(Bir hafta icinde iki kez gittigim icin eminim bu duygudan)
Bu kapitalizm insanin gozunu korkutur.
Daha cok susuz goturup susuz getirecek bu gidisle demek ki.
Gerici ve fasist sendikalara uye isciler de isci sinifina dahildir degil mi?
Hemen, "Isci sinifi ne is yapar?" diye tekerleme bir soru tekrar takiliyor aklima...
Kuresel somurunun sinif minif dinlemeden palazlanmasi ugruna bilincli bir bicimde yaratilan "Kopenhag Fiyaskosu"nun sokundan cikmak isteyenlere tavsiye ederim bu filmi... Belki iyi gelebilir...
Yukarida "Olumsuzun gucu" adli Yasin Durak'in yazisindaki Walter Benjamin'in “Sadece umutsuzlarin hatiri icin bize umut verilmistir” sozunu kullandigim bir yazimi sizinle paylasmak istedim...
Iyi seneler
M.K.
http://solplatform.org/showthread.php?t=2582&page=16

***

“Iki Sifir Bir Sifir…”
“Sadece umutsuzlarin hatiri icin bize umut verilmistir” Walter Benjamin
Walter Benjamin’in umudun sinirinda ama yine de kipir kipir bu umuda cagri sozu, aslinda umutlarimizin ne kadar da kiymetli birer can tasidiginin da isareti.
Umutlarimizin bize verdigi gucun; aslinda hic tanimadigimiz ve umut etmeye bile gucu/mecali olmayan insanlarin da umudu olabilecegini bilmek, unutulmus insani dayanismayi hatirlatiyor.
Bu cok onemli, cunku varlik anlamimizi hicbirini tanimasak bile insanlarin durum ve duruslarindan ancak cikarabiliyor ve kavrayabiliyoruz.
Dusunsenize, tum insanlarin yok oldugu ucsuz bucaksiz bir dunyada, tek basina/yapayalniz kalmis bir haldeyken umudun ne anlami olabilir ki?
Bugun, zenginlik kaynaklarinin paylasiminda olmasa da, eskiden hic olmadigi kadar ortak sorunlar konusunda; ornegin iklimsel sorunlarin yol actigi birbirinin benzeri yerel felaketleri; ayni anda yasayarak, iklimsel kimlik birligine dogru yol almaya basladik bile.
Butun bu zorluklara karsi insani dayanisma kulturu olmaksizin gogus gerebilmek, artik butunuyle olanaksiz.
Dunya kuculmuyor ancak sorunlarimiz birbirine dirsek temasi yapacak kadar cogaliyor ve buyuyor. Kelebek etkisi artik cok gerilerde kaldi, simdi dogrudan dirsek temasinda yakin duran domino etkisi baskin hale geldi.
Eskiden boyle sozler karamsar bulunur ve felaket tellalligi olarak adlandirilirdi. Ancak simdi felaketler tellal kullanmaksizin dogrudan her an her yerde kendilerini var ediyorlar ve dogrudan yikip gidiyorlar.
Daha yeni Kopenhag’da yapilan Iklim Konferansi, hicbir ortak belge imzalanamadan dagildi. Sonuc fiyasko. Bu durum adeta simdiye kadar Kyoto’yu imzalamayarak karsi cikanlarin zaferi halini aldi bile.
Gelismis (!) ulkelerin karbon saliminin sinirlanmasi ve azaltilmasi icin bugune kadar gelinen noktada azgelismis ulkelerle aralarinda olusan “karbon ticareti” rezaletinin ardindan, karbon pazarinda tekrar serbest yani basibos piyasaya donuldu. Karbona endeksli bir kalkinma furyasi artik alip basini gidecek gibi...
Kuresel olcekte bir metrekupte 350 ppm karbondioksit emisyonu siniri ise artik cok yakinda asilabilir bir sinir olmaktan oteye bir anlam tasimiyor. O zaman yani 350 ppm noktasindan sonra kuresel isi +2 derece arttiginda, Atlantik Okyanusu ve Pasifik Okyanusu’ndaki sicak su – soguk su akintilarinin yarattigi dogal isil devinim, artik eskiden olamayacagi kadar dengesiz iklim hareketlerine yol acacak.
Zaten farkli kitalardaki buzullar son 15 yillik donem icinde tamamen ya da kismen erimis durumda; ornegin Afrika kitasinin ortasindaki Kilimanjaro Dagi Buzulu, Arjantin’de And Daglari Buzulu, Orta Asya’da Altay Daglari Buzulu vb. Dahasi, yine Asya kitasinda ic deniz konumundaki Aral Golu tamamen kurumus durumda.
Simdi ise Kuzey Kutbu Yaz Buzulu hizla erimeye devam ederken, gunes isinlarini % 90 oraninda yansitan beyaz buz tabakasi yerine % 90 oraninda yutan bir Kuzey Kutbu ic denizi olusmus durumda.
Simdiye kadar hic hesaba katilmayan ancak son iki uc yildir fark edilen dehsetengiz durum ise, Kuzey Kutbu Yaz Buzulu’nun deniz uzerindeki uzantisindan sonra, artik karadaki buzullar da erimeye basladigindan, binlerce yildir buz katmanlari altinda hapsolmus olarak kalan tundra yataklarindaki metan gazi yataklari gayzerler halinde fiskirmaya baslayacak.
Aciga cikacak ham metan gazinin olaganustu miktarini dusunmemeye calisip sadece ne kadar karbon orani icerecegini bilmek bile yeterince urkutucu; cunku evimizde kullandigimiz dogalgazin milyarlarca metrekupluk bolumunun filtrelenmemis halde dogrudan atmosfere serbest olarak katilimiyla ozon tabakasinin geri donusu olmayacak bicimde ortadan kalkmasi anlamina geldigi inkâr edilemeyecek bir gerceklik halini aldi.
Ulkemizde kisi basina yillik 2 tona indirilmesi beklenen karbondioksit salim siniri da ayni Kopenhag fiyaskosu nedeniyle artik yok. Zaten bugun bu sinirin cok cok uzerinde olan karbondioksit salim miktarimizin da artik cok cok daha yuksek noktalara varmasi sasilacak bir sonuc olmayacak.
Siradanlasan bu ve benzeri felaket isaretlerinin ortaya cikmamasi icin yapilmasi gerekenler apacik ortadayken bugunun insanlik ailesinin elbirligi ile umudun da otesine inatla tasidiklari kisir cikarlari; belki de bir sonraki neslin hic var olmamasi pahasina gelecege “hicligin kulturunu” tasimaya devam ediyor.
Belki de bulundugumuz bu hazin noktada birbirimize “Iki Sifir Bir Sifir Yiliniz Kutlu Olsun” demek yerine “Iki Bin On Yiliniz Kutlu Olsun” demek bile bir umut secenegi olabilir, neden olmasin?...
Mademki “Sadece umutsuzlarin hatiri icin bize umut verilmistir” o halde diyelim ki, “iyi seneler...”
Metin Karadag


.........................................................5

The Story (Documentary) of a wooden building in the island of Büyükada in Turkey.


====> http://vimeo.com/4824179


.........................................................6

Şalom, 30.12.2009
Tilda Levi

http://www.salom.com.tr/news/detail/14027-Buyukada-arkamdan-bakar.aspx

Büyükada arkamdan bakar

[...] Cumartesi akşamı hemen hemen bütün Şalomcular bir araya gelerek küçük bir kutlama yaptık. Amaç gelecek yıla neşe ve enerji depolamaktı. Bütün sene sıkıntılarımıza fotoğraflarıyla çözüm getiren Alberto Modiano da aramızdaydı. Bir baktım elinde bir kitap bana doğru geliyor. Heyecanla ‘Nihayet kitabım çıktı. Henüz satışa sunulmadan sana bir tane vermek istedim’ dedi. Heyecanını paylaştım ve hemen o gece okumaya koyuldum. Kitabın adı: ‘Büyükada arkamdan bakar’. Büyükadalı olup, bu kitaptan keyif almamak mümkün mü? Bir sonraki sayfada ne gelecek merakıyla soluksuz bitirdiğim kitap okuru sonuna dek yüksek tempoda tutuyor. Vitali Pardo’nun dükkanında raflarda dizili olan malzemeler, unutulmaz kumbaralı baskül, kolonya bidonları ve bütün bunların ortasında yürüyen bir kütüphane olan mavi gözlü Vitali Hayim Pardo, nam-ı diğer Cloclo… Kimler geçmedi ki o mekândan. Sarnıç temizliği; ada turları; öğleden sonra siestaları; Pinokyo bisikletleri; Plaj Oteli hepimizin anılarındadır. Hangisi doğru bilemiyorum. Büyükada arkamdan bakar mı? Yoksa Alberto mu hala Büyükada’ya bakar? Her halükârda ikisi de doğru gibime gelir. Sevgili Modiano’yu bu başarısı için kutlar, yeni yıla böylesi bir hediye yetiştirdiği için tebrik ederim.

...

http://www.gozlemkitap.com/index.php?a=productDetail&productId=1325


Büyükada Arkamdan Bakar
Alberto Modiano
Adalar Kültür Derneği Yayınları


Hayatımın ilk 25 yılını ve o her bir yılın üç mevsimini Büyükada'da geçirdim. İlk kez bisiklete binmeyi, arkadaşlıkları, erik çaldığım ağaçlardan düşerek dizimi kanatmayı, yüzmeyi, boğulmamayı, güneşlenmeyi, ölmez komşulukları, sevgiyi ve paylaşmayı, Büyükada'da öğrendim.

...

Büyükada'nın bir tarih, yitik değerler diyarı ve sevgi adası olduğunu bu kitapta yaşayabilirsiniz.



.........................................................7

ADALAR BELEDİYESİ'nden ne haber?

http://www.adalar.bel.tr

DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİMİZ

Belediyemiz, ilçemizin ulusal ve uluslararası ölçekte temsilinin evrensel nitelikte olabilmesi için ilçemize özgü yeni bir görsel kimlik oluşturmaya ve uygulamaya karar vermiştir. Yeni görsel kimliğimizin tasarlanması sürecinde aralarında sizin de bulunduğunuz bir grup “Adalı” nın değerli fikir ve öngörülerine ihtiyaç duymaktayız.


Bildiğiniz gibi bir yerleşim yeri logosu, o bölgenin taşıdığı ve sahip olduğu değerler/özellikler arasından tercih edilenin logolaştırılmasıyla tasarlanır.


Sizden ricamız, değerli zamanınızdan birazını ayırarak formdaki soruları kısaca yanıtlamanızdır.


Görüşlerinizin tasarım sürecini aydınlatacağına inanıyoruz. Katkılarınıza şimdiden sonsuz teşekkürler...

...

http://www.adalar.bel.tr/logo.asp

Adı Soyadı :
Mesleği :

1. Adalar İlçesini uzun zamandır tanıdığınız bir kişi gibi gördüğünüzde bu kişinin kişiliğini / karakterini nasıl tarif edersiniz?


2. Adalar İlçesinin en güçlü yönü nedir?


3. Adalar ilçesinin en zayıf yönleri nelerdir?


4. Adalar ilçesinin en farklı yönleri nelerdir?


5. Size göre hangi görüntü tek başına Adalar'ı temsil eder?


6. Size göre hangi iki görüntü Adalar'ı temsil eder?


7. Size göre hangi renk tek başına Adalar'ı temsil eder?


8. Size göre hangi iki renk Adaları temsil eder?


9. Size göre soyut bir görüntü Adalar'ı temsil edebilir mi?


10. Size göre Adalar'ı temsil edecek işaretin en belirgin üç özelliği ne olmalıdır?