15 Ocak 2010 Cuma

ADALAR POSTASI-2373: ablam'ın çocukluk fotoğrafı ilk hatırladığı anılardan biri idi...



http://urun.gittigidiyor.com/BKLV-HEYBELIADA-RUM-MEKTEBI-NADIR_W0QQidZZ22544722


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

3 Ağustos 1898 Carşamba günlü Heybeliada'dan Patrik Nikodom'un Kopenhag'daki Rusya imparatoruna yevm-i mahsusdan dolayı çekmiş olduğu telgrafa dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Büyükada, 6/3/2005

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

15 Ocak 2009 Cuma
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Hafif yağmurlu
5/7ºC
% 74-94 nem
Poyraz, KD 22km/sa

Gündoğuşu 07:27... Günbatışı 16:58

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca


* * *

Cicely Mary Barker, The Burdock Fairy.


* * *

1- Talin Etyemez: "Özellikle Kınalıadalılara müjda! İlk Türk grafik sanatlar ustası İhap Hulusi Görey, Cumhuriyet Müzesi'nde layık olduğu yeri alıyor..."

2- Roz Kohen: "Çocukluğumuzdaki ada ziyaretleri ve ordaki akrabamızin evi ile ilgili. Fotografını eklediğiniz ablam doktor Doa Kohen'i bu son ada ziyaretimizden kısa bir süre sonra kaybettim. Ablam'ın cocukluk fotoğrafı ilk hatırladığı anılardan biri idi..."

3- Talin Etyemez: "[Burgazada sakinlerinden] Ender Merter'in yeni kitabı okurlarla buluştu. Bir dönemin anılarımızda bıraktığı izlerden yola çıkarak ilerliyoruz kitabın sayfaları arasında. Ender Merter'in zengin ve çok renkli bakış açışıyla bize sunduğu yaşamından kesitler görüyoruz. Bunların yanısıra geçmişteki reklam dünyası ve iletişim alanındaki bilgilerini ve deneyimlerini de paylaşıyor yazar bizlerle. Ve son olarak da "Bu arada unutmadan söyleyeyim, artık krizleri de takmıyorum. Bana dokunmuyorlar. Teğet geçeni de çıkalı beri, krizi seviyorum bile diyebilirim," ifadesiyle noktalıyor sözlerini..."

ADALAR POSTASI'nın 2373. sayısında...

)O(



.........................................................1

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: acilis - davet
Date: January 14, 2010 5:22:55 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Özellikle de Kınalıadalılara müjde!
İlk Türk grafik sanatlar ustası İhap Hulusi Görey, Cumhuriyet Müzesi'nde layık olduğu yeri alıyor.

...

BASIN BÜLTENİ

Kültür Başkenti’ne yakışır buluşma…

Kuruluşunun 127. yılını kutlayan Marmara Üniversitesi ile doğumunun 112. yılında grafik tasarımının öncülerinden İhap Hulusi Görey aynı çatı altında buluşuyor.

Marmara Üniversitesi Sultanahmet Rektörlük binası içindeki Cumhuriyet Müzesi’nde “İhap Hulusi Görey Galerisi” açılıyor. Galerinin açılışı, Marmara Üniversitesi’nin 127. Kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende gerçekleşecek. Törenin açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Necla Pur yapacak.

Türkiye’nin ilk uluslararası afiş ve grafik sanatçısı İhap Hulusi Görey’in eserleri ve bu çalışmalara ilham olmuş kişisel eşyası, koleksiyoner ve iletişimci Ender Merter tarafından Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi’ne bağışlandı.

Törende, önceki dönem rektörlerine şükran plaketleri sunulacak ve 2006-2009 döneminde profesörlük unvanı kazanan 188 öğretim üyesine beratları verilecek. “Özgün Baskı Resim Koleksiyonu’ndan” isimli sergi açılışı yapılacak.


Tarih : 15 Ocak 2010, Cuma
Saat : 16.00 – 18.00 (açılış ve kokteyl)
Yer : Marmara Üniversitesi Sultanahmet Rektörlük Binası, Cumhuriyet Müzesi



.........................................................2

From: ROZ KOHEN
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2372: matmazeller'in pastahanesi'nde...
Date: January 15, 2010 6:57:48 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

El enverano de 1947-Prinkipo-Estanbol/En la kaza de Katerine i Rafael Benshuan.

Benim yazıları sanal alemde keşfettiğiniz için teşekkurler. Seçtiginiz yazılar kesinlile ADALAR POSTASI'na uygun. Çocukluğumuzdaki ada ziyaretleri ve ordaki akrabamızin evi ile ilgili. Fotografını eklediğiniz ablam doktor Doa Kohen'i bu son ada ziyaretimizden kısa bir süre sonra kaybettim. Ablam'ın cocukluk fotoğrafı ilk hatırladiı anılardan biri idi. Şimdi Turgut Noyan adlı Ressam Bey'e ait olan aynı ev 4 el değiştirmiş. Sokağın adı Doğan Bey olabilir ama tam olarak emin degilim. Evin önünde çekilmis başka fotoğraflarım da var. Facebook'ta yayınladım. Büyüdüğümüz yerler çok güzel yerlere dönöştü (ben 1968'e kadar Melek apartımanında yaşadım).

Yeni bir ada yazım daha var onu da yakında bloguma ekliyeceğim, ama diğerleri gibi Musevice. Bir yakın arkadaşım, İngilizce'ye çevirdiklerimi Türkçe'ye çevirmeye niyetli. Anilarimin zaten çoğu Galata-Kuledibi'yle ilgili ve en yenisi hariç hepsi blogumda: http://judeo-spanishmemoires.blogspot.com/
Bundan böyle bloguma kısa İngilizce ve Türkçe özetler eklemeliyim diye düşünüyorum.
İlginiz için tekrar teşekkürler, haberlaşmek üzere.

Roz Kohen



.........................................................3

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: burgazadalı kriz seven iletisimciden....
Date: January 14, 2010 6:29:08 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Ender Merter'in yeni kitabı okurlarla buluştu...

Bir dönemin anılarımızda bıraktığı izlerden yola çıkarak, ilerliyoruz kitabın sayfaları arasında. Ender Merter'in zengin ve çok renkli bakış açışıyla bize sunduğu yaşamından kesitler görüyoruz. Bunların yanısıra geçmişteki reklam dünyası ve iletişim alanındaki bilgilerini ve deneyimlerini de paylaşıyor yazar bizlerle.

Ve son olarak da "Bu arada unutmadan söyleyeyim, artık krizleri de takmıyorum. Bana dokunmuyorlar. Teğet geçeni de çıkalı beri, krizi seviyorum bile diyebilirim..." ifadesiyle noktalıyor sözlerini.

Talin Etyemez

...

BASIN BÜLTENİ


KRİZ SEVEN İLETİŞİMCİ; ENDER MERTER


Yayına Hazırlayan: İzzeddin Çalışlar
Ocak 2010,
220 Sayfa

30 yıldır iletişim dünyasının içinde olan Ender Merter’in, meslek yaşamı boyunca yaşadıklarını anlattığı kitabı “Kriz Seven İletişimci Ender Merter” Boyut Yayınları’ndan çıktı.

Darbeli, krizli, kupalı, fark yaratan bir iletişim dönemi…

Renkli bir reklamcılık öyküsü…

İki iletişimcinin deneyimlerini birleştirmeleri sonucu ortaya çıkan bir biyografi.

Tabii böyle olunca, elinizde tuttuğunuz kitap 30 yıllık yaratma sürecine bir saygı duruşu olduğu kadar, onu besleyen, yönlendiren, olgu ve insanlara ait anıların belgesi niteliğinde…

Kitapta Türkiye’nin 1976 ile 2008 yılları arasındaki, sosyal, siyasal ve ekonomik yapısı ele alınıyor. Bu dönemde Ender Merter’in çocukluk ve gençlik günleri, onu usta bir reklamcı yapan çok yönlü kişiliği de anlatılıyor…

Reklamcılık mesleğinin bir dönem tarihçesini de içeren yapıt, sektörle ilgili birçok iz ve ipucunu da taşımakta…

“İlginç insanlardır reklamcılar. Çoğu, mesleğine tutkuyla bağlıdır. Yetileri olan, görmekle bakmak arasındaki farkı bilen, heyecanlı ve entelektüel olurlar. Öncülük yapmayı, sektör için faydalı reklamcı yetiştirmeyi de bunların arasına sığdırırlar. Hani bir laf vardır, aslında hiç de anlamıyorum: “Hepimiz aynı gemideyiz.” Ben onu, “Hepimiz aynı sahnedeyiz ve hep bir oyun oynuyoruz” diye söylüyorum. Senaryolar yazıyor, kimlikler yaratılıyor, kimimiz gülüyor, kimimiz ağlıyoruz. Ama durmuyoruz, durursak oyun biter, perde kapanır. Replikler ya bir pervaza ya da bir duvar kenarına uçup gider. İşte reklamcılık böyle bir şey, hatta yeni tanımlamasıyla; iletişim.”