9 Mart 2012 Cuma

ADALAR POSTASI-2678: peki ya ADALAR POSTASI'nda seyredenler ne der?...

Büyükada'da sandal sefasında...

* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

26 Ağustos 1914 Çarşamba günlü, Büyükada'da mukim Yunan tebası Françesko ve Niko ile Osmanlı tebası Yovan'ın sarhoş olarak dolaştıkları sandalın alabora olması üzerine Yovan'ın ölümüyle ilgili tahkikat yapılmasına dair...

* * *

ADALAR'da BİR GÜN:


 Fotoğraf: мιѕѕ.fsn. ツღ , Büyükada sokaklarında, 2012.


* * *


ADALAR'da HAVA DURUMU:

9 Mart 2012 Cuma
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Çok bulutlu
4/11ºC
%72-88 nem
Poyraz, KD 26km/sa
Gündoğuşu 06:26... Günbatışı 18:03...


* * *
Cicely Mary Barker, The Primrose Fairy.


__________________________________________

1- Serap Uzunlar: "Sanırım, sorulan sorulardan kaçma taktiği budur değil mi? Gündemi değiştirme ama soruya cevap vermeme…"

2- Deniz Toprak: "Kim Soruyor?'dan başka cevap veremeyenler, 'Ne soruyor?' konusunda neden bu kadar pısırık acaba? 'Ne soruyorsun?' diyebiliyor musun, cevap verebiliyor musun, gerisi boş laf, gerisi hikâye…"

3- Ö. Faruk Berksan: "Burası sözün bittiği yer. Haydi artık Adalılar'dan özür dileyin. Hem orman işgalcisi bir aile olup, hem de orman savunucusu kesildiğiniz için..."

4- Serap Uzunlar: "Ada'nın mimozaları..."

5- Fest Travel: "Sanat Tarihçisi Dr. Vera Bulgurlu'dan Büyükada turu..."

6- AdaGazetesi: "HEM'in düzenlediği Kadınlar Günü, Anadolu Kulübü'nde kutlandı..."

7- Menderes Özel: "Bisikletten inmezdik. Denize Değirmen'den girer, çıkardığımız midyeleri mangalda pişirip yerdik. Abbas Paşa köşkünün kalıntısında top oynar..."

8- Adalar İlçesi, Kınalıada 82 ada 1 – 3 parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli N.İ.P. itirazları hk. Şehir Planlama Müdürlüğü teklifi. (2012/484)

9- Kuşlar Âlemi'nden...

10- Yüzler Defteri'nden...

)O(




_____________________________________________

From: SERAP UZUNLAR
Subject: Ve hâlâ diyorum ki 
Date: March 8, 2012 10:12:49 AM GMT+02:00 

Ve hâlâ diyorum ki...


Sn. Berksan,
Sanırım, sorulan sorulardan kaçma taktiği budur değil mi? Gündemi değiştirme ama soruya cevap vermeme… Daha önce de hep öyle olmuş. Birileri Orman İşletme Şefliği'ni ilgilendirecek bir şey sormuş, hemen arkasından, farklı konular yazılmış. Taktir ediyorum, ahbabınız Orman İşletme Şefi'ni çıkarsızca savunma isteminizi. 

Mektubunuzda sorduğunuz kişileri yıllardır tanıyorum, sır değil ki bu. Gizlemeyi gerektirecek bir tarafı da yok ayrıca. Kim sorsaydı söylerdim. Ve hâlâ diyorum ki, bu benim gerçek adım. Bahsi geçen kişileri herhalde siz de tanıyorsunuz, o zaman biliyorsunuzdur zaten, birkaç senedir ardı ardına hastalıklar, ölümler sebebiyle Ada'dan uzaklar. Allah sabır versin diyorum. 

ADALAR POSTASI'ndaki —sizin deyişinizle— çevreci kahramanlığım, Orman İşletme Şefi'ne sorduğum ve göreve çağırdığım; doğaya atılmış inşaat malzemesi ve kesik ağaçla ilgili yazıya vermiş olduğu, ters yakışıksız cevapla başladı. O zaman sorgulamaya başladım işte ve kendimce Orman İşletme Şefliği'nin görevleri içinde olduğuna inandığım diğer konularda da ısrarla sormaya başladım. 

Cevap olarak ya hakaret geldi, ya da âlâkasız yanıtlar. İlk sorduğumda ”benim görevim değil, nereye şikâyet edersen et" demek yerine, "gereğini yapacağım" ya da en azından "yardımcı olmaya çalışacağım" demiş olsaydı; belki ben de bu kadar araştırıp bu kadar ters giden olay göremeyecektim. Aslında iyi oldu. 

Şimdi yeniden soruyorum! 

Ağaçların kesilmesi ya da doğa florasını bozacak şekilde inşaat artığı dökülmesi için görev alanımda değil dendi ama neden resmi araçla görev alanı olmayan yere gidildi? 

Ağaçlara tabelaların çivilenmesi doğal bir olay mıdır? Ağaca zarar vermez mi? (Buna siz cevap vermiştiniz ancak Orman İşletme Şefliği bir yanıt vermemişti.) 

Terrace-Lido’nun selvilerinin sökülmesine Orman İşletme Şefliği engel olamaz mıydı? 

Seferoğlu Korusu'nun 'seferi' olmasına engel olamaz mıydı Orman İşletme Şefliği? 

Doğa sevgim, duyarlılığım, çevreciliğim rol değil Sn. Berksan. 

Bir sürü kişi de Belediye Başkanı hakkında olumsuz şeyler yazıyor, gördüklerini, bildiklerini yazıyor. O zaman o yazanların da Belediye'yle ya da Belediye Başkanı'yla mı kişisel sorunu var yani? Buna Orman İşletme şefi de dahil. 

Çevrenizde neden Serap Uzunlar yok? Neden olsun ki, hiçbir ortak yanımız yok, Ada'yı sevme sebebimiz bile farklı.

_____________________________________________

From: DENİZ TOPRAK
Subject: Eee? Yani?
Date: March 8, 2012 12:20:07 PM GMT+02:00

Eee? Yani? :) 

İlahi Berksan, güldürdün yine beni… 

Yine aynı taktik. Sorulara cevap yok, dikkat dağıt, hedef şaşırt…

Daha önce de söyledim, şimdi de yineliyorum;

[...] Tut ki senin dediğin gibi olsun, farz et ki benim başka meselem bulunsun; soru sormama engel mi o zaman bu? Meselem olsa da sorarım ben merak etme. Hatta meselem olsa daha da çok sorarım. "KİM SORUYOR"dan başka cevap veremeyenler, "NE SORUYOR?" konusunda neden bu kadar PISIRIK acaba? "NE SORUYORSUN?" diyebiliyor musun, cevap verebiliyor musun, gerisi boş laf, gerisi hikâye… [...]

Temennim odur ki; kendini Orman İşletme Şefi'ne siper etmenin sebebi kendince budur:

Kızılay Genel Başkanı Adakuleyi ziyaret etti
[...] Yüksel Özcan.
? 
Tüm bu zevat Adakule'ye neylen çıktı (merkeplen?/otomobillen?/faytonlan?) diye soracaktık aslında ya...
Değil motorlu araçların yasak olduğu Adalar'da kamu aracıyla keyfi Adakule seferleri,
—30 Temmuz'da Büyükada'ya gelen Tarım İl Müdürü'nün de Ayayorgi'ye çıkabilmeleri için eski Belediye Başkanı telefonla Orman Şefimizi arayarak araçla yardımcı olmasının imkânı ricasında bulunmuş, Şefimiz de gayet olumlu cevap vermişti— 
yahu ziyaretin günü bile öylesine münasebetsiz ki!...
"Silivri, Çatalca ve Saray İlçeleri’nde birçok yerleşim yerinin sular altında kalmasına, 33 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, binlerce vatandaşımızın evsiz kalmasına ve kullanılamaz hale gelen alt yapı nedeniyle vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu temel hizmetlere ulaşamaz duruma gelmesine neden olan" Marmara Sel Felaketi akabinde, "Türk Kızılayı felaketin yaşandığı yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlarımız için yardım çalışması başlatmış, tüm duyarlı vatandaşlarımızı, kurum ve kuruluşlarımızı bölgede ihtiyaç içinde bulunan vatandaşlarımıza yardım elini uzatmaya çağırmakta"yken; Kızılay Başkanı, Büyükada'yı ziyaretle Yangın Gözetleme Sistemi, Ada ormanları vesaire hakkında bilgi edinmekte! Kendisi için birincil derecede elzem olmayan tüm bu bilgilendirmeler bahanesiyle de Adakule'den manzara seyrinde! Fesüphanallah! Umumi manzaranın vahametine hayretle! Seyreyle Dünyayı (Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş)...
Kızılay, http://bagis.kizilay.org.tr/bagis/msf.html adresinden Marmara Sel Felaketi için bağış toplamakta ya bakalım selde varını yoğunu yitiren Aziz Nesin Vakfı'na da yardım edecekler mi acaba?
)O(

Umarım bu değildir…


Sence de öyle değil mi?

Bugüne kadar zaten bir şey söyle(ye)mediğin(iz) için, o asıl söyleyeceklerini sabırsızlıkla bekliyorum.


_____________________________________________

From: ÖMER FARUK BERKSAN
Subject:
Date: March 8, 2012 5:45:00 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


[X] e-posta adresinden [ADALAR POSTASI'nda seyredenlerin email adresleri ancak adresi istenilen kişinin onayıyla ve/veya gereğinde ADALAR POSTASI'ndan sadece yasal yollardan talep edilebileceğinden; burada yazılı bulunan e-mail adresini de bu minvalde "X" olarak kodluyoruz!gönderileri yapan Deniz Toprak rumuzlu Sayın Mimar Semih Aygün

Siz söylememek için direniyorsunuz ama artık ben açıklayayım. Semih Aygün ile Deniz Toprak her ikiniz de aynı kişisiniz. 'Deniz Toprak' rumuzlu postalarınızı Genel Koordinatörlüğü'nü yaptığınız firmanın sunucusundan yazıyorsunuz. 
Ana Bilgisayarın İP numarası: [X] 
İsterseniz http://www.bilgiislemdepartmani.com sitesine bakın. 
İstanbul'un betonlaşmasını memnuniyetle maketliyorsunuz. Portföyünüz oldukça kalın. Bu nasıl Orman aşkı anlayamadım. Geliriniz betonlaşma ile beraber gelişiyor. Maket şirketinizin adı Mavi Işık mı? Diğer enteresan bilgi şu; İnanlar ve Lido isimleri, bu şirketin referans listesinde. Onlarla olan hesabınızın yaptığınız maket işiyle bir âlâkası var mı acaba? Yoksa Lido selvilerine olan aşkınız buradan mı geliyor?

Gördünüz mü, her şey çok açık. Başkalarına çamur atmak, gerçekleri gizlemeye yetmiyor. Ben Biliyorum da ADALAR POSTASI okuyanlar da bilsin diye soruyorum. Siz ve eşiniz Sevil Selin SEZER AYGÜN, Muhterem Kayınvalideniz Nadire Gönül ATALAY SEZER’le birlikte Büyükada’da Nevruz Çıkmazı'nda, hazine adına kaydı olan orman alanında kaç yıldır işgalcisiniz? 
Yani ormanı haksız yere işgal edip faydalandınız mı? Orman İdaresi tarafından 2008 yılında açılan davaları kaybedince ne yaptınız? Yaklaşık 1 dönüm devlet ormanını terk etmeniz istendi mi? Tamamı devlet ormanı olarak hazine adına mahkeme kararıyla tescil edilen ve işgal ettiğiniz bu yeri 3. şahıslara kiralayıp tüyü bitmemiş yetimin hakkının olduğu yerden kaç lira gelir elde ettiniz ve etmeye devam ediyorsunuz? Orman İdaresi, işgal ettiğiniz orman alanındaki gecekondularınızı boşaltmanızı istedi ve size tebligat yaptı mı?
Siz işgalde ısrar edince AYEDAŞ elektriğinizi, İSKİ suyunuzu kesti mi? Siz de tüm bu birim amirlerini en üst makamlara şikâyet ettiniz mi? Şikâyetleriniz sonucunda size ne cevap geldi söyler misiniz?

Bütün bu olaylarla paralel olarak ADALAR POSTASI, Haber Hakkı ve Kınalıada Adagazetesi web haber sitelerinde sadece Orman İdaresi'ni hedef alan yazılara başladınız. Onlara her gün ısrarla çamur atmanız herhalde bu yüzden. İntikam meselesi. 

Serap Uzunlar ismiyle yazan eşiniz Sevil Selin Sezer Aygün değil mi? Gönderdiği nüfus cüzdanı çok hoştu doğrusu. Arap Hanımları'nın vesikalık fotoğraflarında yüzleri kapalı olur da bir şey anlamazsınız ya. Öyle işte.

Bakın açık hüviyet böyle olur. Ben benimkini koyuyorum. Lütfen O da öyle yapsın.

[Ömer Faruk Berksan’ın ADALAR POSTASI-2678/3 (9.3.2012): peki ya ADALAR POSTASI'nda seyredenler ne der?… künyeli bu yazısıyla beraber ADALAR POSTASI'na göndererek kendi tercih ve isteğiyle yayımlanmış olan önlü arkalı nüfus cüzdanı ile kimlik bilgileri, avukatının ADALAR POSTASI’na göndermiş olduğu 21.5.2018 tarihli “Yasal İhtar” konulu e-mailin ADALAR POSTASI yayın kurulu tarafından incelenerek ADALAR POSTASI arşivinde bağlı bulunduğu yazı ve yazışmalar çerçevesinde değerlendirilmesiyle;
"ADALAR POSTASI'nda yayımlanan tüm yazıların sorumluluğu yazarına aittir!” serlevhasında işaret edildiği üzre sorumluluğu tamamıyla kendisine ait olan söz konusu yazısına eklediği önlü-arkalı nüfus cüzdanının görseli; avukatının "...müvekkilin kimlik bilgileri ile sahte belgeler düzenlenmekte ve kimliği belirsiz şahıslarca suç işlenmekte ve hukuki ihtilaflar yaşanmaktadır,” tesbitiyle "...google aramalarında müvekkile ait bilgilere doğrudan ulaşılması müvekkil açısından mağduriyet yaratmaktadır. Bu sebeplerle belirtilen tarihlerde paylaşılan müvekkile ait yazı ve bilgilerin sitenizden kaldırılmasını," vekaleten talebi doğrultusunda 22.5.2018 tarihinde yayımdan kaldırılmıştır.]  

Çok şükür ki benim kesinleşmiş bir vergi borcum yok, cezam yok, gizlediğim bir suçum yok. Alnım açık, nüfus belgem yukarıda. Bilmediğinizi de zahmet edip aramayın, bana sorun. Söylerim. Ben söylerim ama benden izin almadan bana özel bilgilerin açıklanması biraz suç oluyor. 

Ben bir işadamıyım, istersem her hafta 5 firma kurar, 3 firma kapatırım. Bunların listelerini açıklamanız bana bir şey kaybettirmez. Benim işim bu. Bunlar zaten malum bilgiler, gizli değil ki. Bir işadamına kanunun verdiği yasal bir hak. Ancak yine dediğim gibi benim açıklamam şartıyla, sizin değil. Aman daha dikkatli olun. 
Siz, Adalılar'ın kafasını karıştırmaya çalışıyorsunuz ama galiba yolun sonuna geldik. İnceleyin bakalım, hakkımda başka neler bulacaksınız. 
Siz, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsunuz. Ancak artık herkes biliyor ki siz ormanı iç etmeye çalışan bir ailenin damadı konumundasınız. Maddi kaybınız çok büyük olabilir ama başkalarına hakaret etmekle bunu telafi edemezsiniz. Daha çok batarsınız. 

Burası sözün bittiği yer. Haydi artık Adalılar'dan özür dileyin. 
Hem orman işgalcisi bir aile olup, hem de orman savunucusu kesildiğiniz için. 
Haksız olduğunuz konularda, masum Adalılar'a hakaret ettiğiniz için. 
Şiirler yazarak duygusal Adalıları kullandığınız için. 
Ne yapalım ki yatsı oldu, mumunuz artık yanamıyor. 

Öyle sanıyorum ki nüfusunuzu gizlediğiniz müddetçe [Kıstasımız nüfus beyanı ve/veya gerçek isimle yazmak mı olacak? Yoksa?] ADALAR POSTASI da artık yazılarınızı basmayacak. [Basmayacak mı?] Basmamalı da. [Basmamalı mı?] Şimdiye kadar gerçeği [Gerçek nedir?] bilmediğini sanıyorum. [Gerçek her neyse bilinmiyor!] Bilse bunu [Neyi?] yapmazdı herhalde. Bilerek bunu [Neyi?] yaptığında bütün hukukî ve malî sorumluluğu üzerine alacağını bilir. [Hah! İşte tam da bu meyanda ne olur siz ve/veya bilen birileri bu konudaki mevzuatı izah etse ADALAR POSTASI'nda seyreden cümlemize...Suçunuza [Şayet suç varsa nedir?] ortak olur. [Aslında hiç kimse... aynı zamanda siz... herkes... hepimiz! Gerçekte 1 Nisan 2005'ten beri sanal âlemde sadece bir haberleşme ağı olan ADALAR POSTASI da postacısı Emine Çiğdem Tugay da adı geçen tüm bu şahısları (Ömer Faruk Berksan yanı sıra belirtildiği minvalde rumuzları veya bizzatihi kendileriyse de Deniz Toprak'ı ve/veya Semih Aygün'ü,  Serap Uzunlar'ı ve/veya Sevil Selin Sezer Aygün'ü şahsen tanımadığı, maddi/manevi herhangi bir ilişkisi bulunmadığı gibi —daha önce de belirtildiği minvalde kimin rumuzla kimin kendi adıyla yazdığı da bilinemeyeceğinden— serlevhasında açıkça yazılı olduğu üzere ADALAR POSTASI'nda yayımlanan tüm yazıların sorumluluğu yazarına aittir!] Ben bilerek yaptığını hiç sanmıyorum. Çünkü, şimdi hukukî ve malî işlemlere başlama zamanı.

Faruk Berksan

[Hâl ve vaziyet bu minvaldeyken —hâli hazırda her iki/üç tarafın da doğan cevap hakları kapsamında şayet cevap vereceklerse, bir defaya daha mahsus olmak üzere karşı tarafa cevap lüzumu vermeyecek bir biçimde bugüne kadar mümkün mertebe göstermiş oldukları usul ve adap çerçevesinde yazmaları ricasında bulunacağımız cevapları akabinde— bir hayli şahsileşen muhaberat dolayısıyla bundan böyle Ömer Faruk Berksan, Deniz Toprak ve/veya Semih Aygün, Serap Uzunlar ve/veya Sevil Selin Sezer Aygün'ün birbirleri hakkında, birbirlerine yazdıkları mektuplarını ADALAR POSTASI'nda yayımlamamak mı lüzum edecek? Ey! ADALAR POSTASI'nda seyredenler, ne dersiniz? )O(]

Peki ya ADALAR POSTASI'nda seyredenler 
ne der?
)O(


_____________________________________________

From: SERAP UZUNLAR
Subject: Ada'nın mimozaları
Date: March 8, 2012 4:37:11 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com


Ada'nın mimozaları...

Ne kadar da narindir
Mimoza çiçekleri,

Her yerde yetişmez,
Ada’nın sembolleri,

Vazoda dayanamaz,
Dalındadır güzelliği.


_____________________________________________


BÜYÜKADA 


Herkese Açık Etkinlik 

Düzenleyen: FEST TRAVEL 

31 Mart 2012 Cumartesi 08:00 - 17:30 

Sanat Tarihçisi Dr. VERA BULGURLU 

Konstantin Ayazması, Aya Yorgi Manastırı, Rum Yetimhanesi, Transfigürasyon (Hristos) Kilisesi, İsa Manastırı, Hamidiye Camisi, Panayia Kilisesi (Cemaat Kilisesi), Santa Pasificio Latin Kilisesi, Surp Asdvadzadzin Katolik Ermeni Kilisesi, Sinagog, ilginç sokaklar, köşkler, sivil mimari örnekleri, mezarlıklar. 

Fiyat: 130 TL 
Son Ödeme Tarihi: 19 Mart 2012 

Buluşma Yeri ve Saati: 
Kabataş Adalar Vapur İskelesi, Saat: 08:20 
Kadıköy Adalar Vapur İskelesi, Saat: 08.45. 
(Bu turda öğle yemeği, sandviç-meyve suyu olarak değil, yemek olarak dahildir.)


_____________________________________________

AdaGazetesi, 8.3.2012 


HEM’in düzenlediği Kadınlar Günü 
Anadolu Kulübü'nde kutlandı...


T.C. Adalar Kaymakamlığı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün düzenlediği 8 Mart Kadınlar Günü Anadolu Kulübü'nde kutlandı. Yoğun bir katılımın olduğu kutlamaya Adalar Kaymakamı Ahmet Arabacı, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Adalar ilçesi Milli Eğitim Müdürü, Adalar İlçe Emniyet Müdürü, Adalar Belediye Başkan yardımcısı Ali Tokdemir, CHP Meclis üyesi Raffi Araks, Bağımsız Meclis üyesi Bülent Mısırlıoğlu, Bağımsız Meclis üyesi Müslüm Şahin katıldı. Kadınlar Günü kutlamasında Adalar Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Türk Halk Müziği Korosu bir konser verdi. 

Adagazetesi olarak tüm kadınların Kadınlar Günü'nü kutluyoruz…


_____________________________________________

Milliyet- Cadde, 7.3.2012 (?Eylül 2011)

Menderes Özel 


Biz Heybeli’de... 

Bisikletten inmezdik. Denize Değirmen'den girer, çıkardığımız midyeleri mangalda pişirip yerdik. Abbas Paşa köşkünün kalıntısında top oynar, Çarşamba pazarını iple çekerdik. Halil Gökman'ın Kartpostallarla Bir Ada Hikâyesi isimli albümüyse 'unutulan Heybeli'yi aydınlatıyor

Heybeliada: Kartpostallarla Bir Ada Hikâyesi albümünden... 
1930’ların başında rıhtım. 

Büyüdüğüm yer Heybeli'ye 3-5 yılda bir, bisikletle yokuşlarından salınıp, oyun bahçemde çocukluğumu yaşamak için uğruyordum. Bu kez arkadaşım Önay Yılmaz'la son romanı Heybeliada Cinayetleri'ni olay mahallinde konuşmak için Ada'daydım. Ve gözlerime inanamadım; güzelim rıhtıma neler olmuştu? Ada'da doğan Aziz Nesin'in “...İskelenin solundaki rıhtımda balık tutardım. Büyük bir iş yapıyormuş gibiydim. Boş teneke, olta elimde her sabah rıhtıma inerdim. Önce yemlik midye toplardım. Rıhtıma otururum, bacaklarımı sallandırırım...” diye anlattığı rıhtıma. Benim de aynı şekilde yıllarca balık tuttuğum sahile... Tam orta yerinde berbat bir yapı, ucubenin önde gideni İDO iskelesi, acayip bir çevre zenlemesi, kitap şekinde garip banklar... İşimizi bitirdikten sonra rakı-palamut için oturduğumuz rıhtımdaki lokantanın sahibi yanımıza geldi; doğma büyüme Adalı'ymış. Ona yakındık, “Nedir rıhtımın hali?” diye. Şikâyetçiydi ama tepkisi şu oldu; “İDO iskelesi kaldırılıp yerine bir yat limanı yapılsa...” Adam yatından inip, cup restoranına girecek ya... Aslında bu kez Halil Gökman'ın Heybeliada: Kartpostallarla Bir Ada Hikâyesi isimli albümü sayesinde Ada'mdan bahsediyorum. 


Gökman müthiş bir iş yapmış, Heybeli'yi 19'uncu yüzyıl sonlarından itibaren Heybeli'den atılan Ada resimli kartpostallarla anlatıyor. Sayfaları çevirdikçe, Ada yaşamının büyüsüne kapılıyorsunuz. Çocukken top oynadığım yerde 1940'ların başına kadar yükselen Abbas Paşa Köşkü'nün fotoğrafları bile var albümde. Ada'dan parça parça sökülerek götürülen köşk ne grotesk yapıymış ama. Aziz Nesin, çocukken köşkün demir bahçe kapısının önünde aşure kuyruğuna girermiş. Gökman, kartpostallarla ilgili güzel notlar veriyor. 1903'te Heybeli'den İstanbul'a gönderilen bir mektupta adres şöyle yazıyor; “Bahçekapısı'nda rıfatlu diş tabibi Kasapyan Efendi vasıtasıyla Leon Efendi Şamdancıyan cenaplarına.” 16 Mayıs 1903'te Ada'dan Fransa'ya gönderilen kartta da şu var: “Le Postillon (Postacı) adlı derginize abone olmak istiyorum. Bana lütfen bir numune gönderir misiniz?” Gökman'ın albümünü çok sevdim.  

Arkadaşım gazeteci/yazar Önay Yılmaz o rıhtımda...


_____________________________________________

İBB, 8.3.2012

http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Haberler/Pages/Haber.aspx?NewsID=20071

Mart Ayı Meclis Toplantıları  

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 6’ncı Seçim Dönemi, 4’üncü toplantı yılı, Mart Ayı Toplantıları, 12 Mart 2012 Pazartesi – 16 Mart 2012 Cuma tarihleri arasında yapılacaktır.

Haber Tarihi: 08.03.2012 15:00:00 /Sayı: M.34.1.İBB.0.10.33-301.03-BN: /23.07.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 13. maddesi gereğince “her ayın 2’nci haftası, 5 (beş) gün süreyle” toplanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 6’ncı Seçim Dönemi, 4’üncü toplantı yılı, Mart Ayı Toplantıları, 12 Mart 2012 Pazartesi – 16 Mart 2012 Cuma tarihleri arasında yapılacaktır. Mart Ayı Toplantıları'nın ilk birleşimi; 12 Mart 2012 Pazartesi günü Saat 14:00’te yapılacağından, belirtilen gün ve saatte Saraçhane’de bulunan Belediye Sarayı A Blok içindeki Meclis Toplantı Salonu'na teşriflerinizi rica ederim.

Dr. Kadir TOPBAŞ
Büyükşehir Belediye Başkanı

GÜNDEM:

TEKLİFLER:
[...]
5. Adalar İlçesi, Kınalıada 82 ada 1 – 3 parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli N.İ.P. itirazları hk. Şehir Planlama Müdürlüğü teklifi. (2012/484) [...]



_____________________________________________


Kuşlar Âlemi'nden... 

Twitter, 8.3.2012 16:28
Uğur Özgül ‏ 
@Ugur0zgul

Parayı Lidyalılar, Kafayı Heybeliadalılar bulmustur!


Twitter, 8.3.2012 21:24
Nazliozyavas ‏ 
@NazliOzyavasBjk

Burgazada'da bir gun :)



Twitter, 8.3.2012 21:26
♕ ipek bozkurt ♕ ‏ 
@ipekbozkurt 

Ciddi salak! 


_______________________________


Yüzler Defteri'nden...


Efnan Varlı Akpulat



8 Mart Emekçi Kadınlar Günü...
Adalar Kent Konseyi adına Heybeliadalı kadınlarımızın gününü karanfillerle kutladık... 


Tuğsal Eliz
Adalar Spor

Heybeliada spor kulübüne ait Çam limanındaki saha tesisinin onaylandığını ve kısa bir süre içerisinde faaliyete geçip, amatör futbol maçlarının bu sahada oynanabilecek hale getirilmesi için harekete geçildiğini öğrendim. Ve çok sevindim, bunun oluşmasında emeği geçen ve Adalı gençlerin bir sahaya kavuşmasını sağlayan tüm şahıslara, herkese şahsım adına çok teşekkür ederim. Yolun açık olsun Heybeliada umarım daha iyi günler sizinle başlar. 2. amatör kümede başarılar diler ve yeni sahanızla beraber 1. amatöre çıkmanızı canı gönülden dilerim.
Tuğsal ELİZ 
Adalar Spor Kulübü