3 Nisan 2011 Pazar

ADALAR POSTASI-2567: sahi "adalar'da neler oluyor?" böyle yahu!...


Bu fotoğraf size kimi anımsatıyor? :)
Büyükada Lunapark Meydanı'nda, 1929.


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

4 Temmuz 1908 Cumartesi günlü, Büyükada'da tarassut altında tutulan kulübeye ümera, zabitan, memur ve Müslüman ahaliden kimsenin girip çıkmadığına dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Adalar Postası'nda, 12 Mart 2011.

* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

3 Nisan 2011 Pazar
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Sağanak yağışlı
7/10ºC
% 87-91 nem
Poyraz, KD 26km/sa
Gündoğuşu 06:45... Günbatışı 19:30...

* * *
Cicely Mary Barker, The Wood-Sorrel Fairy.


* * *

1- Nezih Bayraktar: "Yıkılması gereken motor iskelesi büyütülüyor!..."

2- Tugay Kartal: "Nice paylaşımlara..."

3- Handan Altıneller: "ADALAR POSTASI'nın 6. yaşını kutlar, haberleşme özgürlüğümüzün hiçbir nedenle kesilmemesini dilerim...

4- Ulusal Kanal'da mimar Osman Güdü'nün hazırlayıp sunduğu 31.3.2011 tarihli "Adalar'da Neler Oluyor?" başlıklı Kent ve Yaşam Programı'nda http://www.adalar.bel.tr/ulusaltv31mart/video_galeri.asp
"Şu anda yapılaşma yasağı var," diyor Farsakoğlu... Ardından da ekliyor: "Halkımızın bilgi alma hakkı var o bakımdan,"... Bizler de bilgi alma hakkımız bakımından soruyoruz: "15-31 Aralık 2010 tarihli, 83 sayılı ADA Gazetesi'nde yayımlanan, "Prince Otel neden mühürlendi?" başlıklı Murat Pekin'le yapılmış röportajda geçen tarafınıza atfedilen 'Murat [Pekin] [Lido'ya açtığı] o davadan vazgeçecek yoksa [Prince] oteli kapattıracağım,” yanı sıra bu ve benzer minvaldeki iddialar doğru mu? Dediyseniz ne diye dediniz? Lido inşaatıyla doğrudan ve/veya dolaylı ilişkiniz nedir?..."

5- ADA Gazetesi: "Büyükada’da Lido inşaatını dava eden Murat Pekin’e ait olan “Prince Otel” Adalar Belediyesi tarafından mühürlendi. Konunun iç yüzünü Murat Pekin’e sorduk ve şu yanıtları aldık..."

6- Perde ardında neler oluyor? Büyükada Seferoğlu Korusu seferi mi?...

7- Yüksel Özcan: "Türkiye’nin ilk çevreci derneği olan Yeşil Türkiye Ormancıları Derneği İstanbul Şubesi, WWF, Çocuklar Bizim Grubu'nun da katılacağı 9 Nisan 2001 Cumartesi günlü 34. Ekotur’a tüm çevre ve orman severleri bekliyoruz..."

)O(


_______________________________________________________1

From: NEZİH BAYRAKTAR
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2566: adalar postası 6 yaşında!...
Date: April 1, 2011 8:52:47 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Yıkılması gereken motor iskelesi büyütülüyor!...


Önce vapurları aldılar!
Sonra iskele olmayan gezinti yerini işgal edip iskele yaptılar!
Normal vapur iskelesini kira bedeli yüksek diye motor kooperatifinin kullanmamasına ses çıkarmadılar
şimdi de daha büyük çirkinlikleri yaratıyorlar...

Motorlar iskeleyi sırf İDO fazla para istiyor diye kullanmıyor ve Adalılar'a daha fazla eziyet ediyor, oysa kazançları epey iyi olmalı ki her sene motor kapasitelerini zorlanmadan katlıyorlar, bunun bir kısmından fedakârlık etseler de en azından insan gibi normal iskeleleri kullansak.

Sonra da motorların hizmet kalitelerinin arttırılmasını konuşsak...


_______________________________________________________2

From: TUGAY KARTAL
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2566: adalar postası 6 yaşında!...
Date: April 1, 2011 9:08:54 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Nice paylaşımlara, emeğinize sağlık...

trenci tugay


_______________________________________________________3

From: HANDAN ALTINELLER
Subject: ADALAR POSTASI 6 yaşında..
Date: April 2, 2011 8:53:01 AM GMT+03:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

İyi ki varsın 
ADALAR POSTASI!


ADALAR POSTASI'nın 6. yaşını kutlar, 
haberleşme özgürlüğümüzün hiçbir nedenle kesilmemesini dilerim...



_______________________________________________________4

Sahi "Adalar'da Neler Oluyor?" böyle yahu!...

Ulusal Kanal'da mimar Osman Güdü'nün hazırlayıp sunduğu 31.3.2011 tarihli "Adalar'da Neler Oluyor?" başlıklı Kent ve Yaşam Programı'nda,
http://www.adalar.bel.tr/ulusaltv31mart/video_galeri.asp


"Şu anda yapılaşma yasağı var," diyor Farsakoğlu...
Ardından da ekliyor: "Halkımızın bilgi alma hakkı var o bakımdan,"


Bizler de bilgi alma hakkımız bakımından soruyoruz:
"15-31 Aralık 2010 tarihli, 83 sayılı ADA Gazetesi'nde yayımlanan, "Prince Otel neden mühürlendi?" başlıklı Murat Pekin'le yapılmış röportajda geçen tarafınıza atfedilen 'Murat [Pekin] [Lido'ya açtığı] o davadan vazgeçecek yoksa [Prince] oteli kapattıracağım,” yanı sıra bu ve benzer minvaldeki iddialar doğru mu? Dediyseniz ne diye dediniz? Lido inşaatıyla doğrudan ve/veya dolaylı ilişkiniz nedir? 




Çayda kahvaltıda yenir? Acaba nedir? Nedir? Lido denince akla hemen onun adı gelir! 


Avni Kurtuldu Beyefendi'nin dediği gibi "DİDO mu? LİDO mu? DİDO, dışı çikolata kaplı gofret! LİDO, dışı rant kaplı sorunlar yumağı!..."
)O(

* * *

http://www.adalar.bel.tr/ulusaltv31mart/video_galeri.asp
linkinden baştan sona izleyebileceğiniz; 
Ulusal Kanal'da mimar Osman Güdü'nün hazırlayıp sunduğu 
Kent ve Yaşam programına, 31.3.2011 tarihinde konuk olan 
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu'yla yapılan 
"Adalar'da Neler Oluyor?" başlıklı söyleşiden kimi inciler:


[...]


Nurdan Hanım: "Adalar'da 7 gün 24 saat çalışacağını vadettiğiniz hastahane nerede?..."

Büyükada'dan Hayati Önel: "Şu anda kendisinin 5 yıldır oturduğu kaçak binada yıkım kararı çıktı, bu kararı uygulayacak mı? Yoksa oturmaya devam edecek mi?"

MF: "Adalar'a emekli olduktan sonra 2006 yılında bir yer kiralamak üzere Büyükada'ya geldik, bunu kiraladık. İçişleri Bakanlığı müfettişlerine şikâyet ettiler... 1998/99'da yapılmış bir bina... Orası 3 ayrı blok 14 daire... 629 adet bina var bunun gibi... İDO iskelelerinin Adalar'daki 4 iskelesi var, hepsi kaçak!..." [Bir başka deyişle cevap yok geçiniz!...]

Büyükada'dan Yusuf Ziya Varan: "Bir Adalı olarak, Ada'da yaşayan biri olarak Ada'nın sosyal kalitesinin yükseltilmesi açısından sayın başkanımızın yaptıklarının büyük bölümünü doğru bulmadığımı söylemek istiyorum. Biraz önce dinlerken Sayın Başkanım, 2010 Kültür Ajansı'nın yapmış olduğu Kent Müzesi'nden sözettiler Bu Kent Müzesi 2 tane, bir tanesi Aya Nikola'da, diğeri Çınar Meydanı'nda olan yer. Üzülerek söylemek istiyorum ki Çınar Meydanı'nda yapılan Kent Müzesi'nin bulunduğu yerde tarihi bir bina vardı. Sayın Başkanımız bu tarihi binayı yıkarak Kent Müzesi'ne dönüştürdü. Ve daha sonra da 5. No'lu Tabiat Varlıkları'nı Koruma Kurulu'na, "Ben burayı eskisi gibi yapacağım," diye taahhütte bulundu ve proje sundu ama ne yazık ki bunu gerçekleştirmeden buradaki tarihi binayı yıkarak Kent Müzesi'ne dönüştürdü ve daha sonra da Adaevi'ni, oraya Adalar Vakfı'nı taşıdı. Şu anda Adalar Vakfı orayı işgal etmiş durumda! Yani burada Tabiat Varlıkları'nı koruyalım derken bir takım birimlere de bazı şeyleri sunuyoruz.

Bunlardan bir tanesi de Sayın Başkanımın çok üzülerek söylemek istiyorum, Büyükşehir'le yapmış olduğu sıkıntılar, mücadelelerdir. Burda ben İBB'nin suçlanması yerine adalar Belediyesi'nin bu konuda çok daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum.

Çok kısa bir iki sorunuzu daha alalım.

Ama ama örneğin bir başka şey söylemek istiyorum. Sayın Başkanımızın, seçim bildirgesinde kentlilere, kıyı şeritlerinin halka açık olduğunu söyledi, ve özellikle Ada Su Sporları Kulübü'nün, Ada çocuklarına ve Ada gençlerine açılacağından sözetti. Ama bunu yapmadığı gibi sanki kıyıları halka açmış gibi ve izinsiz yararlanıyorlarmış gibi de bir söylemde bulundu. Halbuki benim elimde şu anda AB'nce kesilen bir makbuz var, ve bu makbuzun numarası var, kesildiği yer var ve üzerinde 10TL yazıyor! Eğer 10TL'ye vatandaşı denize sokacağım diye halka açtım deniyorsa bu ne kadar doğru olabilir bilemiyorum. Bunun tabii değer yargısını halkımız yapar.

Bir başka şey daha söylemek istiyorum ben. Örneğin Çınar Meydanı'na yaptığı bir başka olayın aynısını şimdi sahildeki yıkımla yaptı. Sahili yıkarken insanlara söyledikleri başka şeylerdi ama asmış olduğu projede başka bir proje var ve projenin en altında da çok küçük yazılarla yazılmış, "Burası, 5 No'lu Tabiat Varlıkları Kurulu'na sunulacaktır, onların onayı alındıktan sonra yürürlüğe girecektir," gibi de bir yazısı var. Çınar işletmelerin yer aldığı alanda söz konusu olacak.


5.1.2011


24.3.2011

Çok önemli bir şey daha söylemek istiyorum. Çok önemli bir şey daha söylemek istiyorum. Bugünlerde herkesin ... İskele Meydanı'nda şu anda Lido tabir edilen yerde yapılmakta olan bir inşaat var. Ve o inşaatın önünde de tespitlere göre 52 (59) adet selvi ağacı vardı, bu selvi ağacı bir gecede sökülüp götürüldü, nereye götürüldü, kim söktü, niye söktü, neden söktü, kim niye müdahale etmedi? Bunlar hiç araştırılmıyor yani ben Sayın Başkanım'ın belki iyi niyetle yapmak istediği bazı şeyler var ama bu yaptıklarına da Ada'nın huzursuz olduğunu, Ada'nın rahatsız olduğunu da ortaya koymak gerekiyor.



MF: "Yusuf Bey, bazı konularda ya yetersiz bigisi var veya bizim yaptığımız açıklamaları ciddi belki bulmadı. Şimdi söylediği Çınar, Meydanı diye bir meydan yok Adalar'da. Çınar Caddesi vardır, orada Kozalak Sokak dediğimiz bir yerde, Hazine'ye ait bize tahsisli bir yer var ve arsa var. Bu bina çürümüş tamamiyle harab olmuş yıkıntı bir haldeydi. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından röleve ve restütisyonu bunun yapılıp onaylandıktan sonra bizzat Kurul'un kararında, yıkılmasına karar verildiği için biz onu yıkıp ve temizledik! Çünkü enkazdı ve harabe halindeydi bazen içlerine insanlar falan da giriyorlardı. O alanı da şu anda düzelttik, o düzeltilmiş olan alanda geçici olarak müzemizi sergiliyoruz. Bu proje, röleve ve restitüsyonu, İl Özel İdaresi Kültür Katkı Fonu'ndan aldığımız hibeyle yapıldı. Şimdi restorasyon projesi için de İl Özel İdaresi Kültür Katkı Fonu'ndan hibe almak üzere başvurduk. Sanıyorum yakında o da çıkarsa ki programa alındı, gündeme alındı. Büyük bir ihtimalle en kısa zamanda bu binanın yeniden yapılması, restorasyon dediğimiz yani projelendirilerek yapılması sözkonusu olacak. Bir defa Kurul'un kararı sözkonusudur. Böyle bir şeyde bunu şikayet ettiler. Kim şikayet etti onu da söyleyeyim yani Yusuf Bey çok yabancı da değil. AKP İlçe Başkanı Sayın avukat hanımefendi şikayet etti. Hem İçişleri Bakanlığı'na şikayet etti hem yargı mercilerine gönderdi. Gelindi belgelere bakıldı. Benim hayatım kamu yönetimiyle geçti. 27 yıl 10 ay bu ülkede, hukukçuyum dedim bir de mülki idare amirliği yapmış insanım, kaymakamlık, vali yardımcılığı. Bizim hukuka, yasalara aykırı bir iş veya işlem yapabilmemiz sözkonusu değil. O bakımdan konuyu bazıları çarpıtıyor.

Şimdi Lido dediğimiz yer, Lido dediğimiz yer Büyükada öngörünümünde, 25 yıldır harabe halinde kalan bir yapı, çirkinlik abidesiydi. Bu yine Kurul'a sundukları proje, Kurul'da alternatif projelerle birlikte kabul edildikten sonra ruhsat verildi, ruhsatlı olarak inşaatlarını yapıyorlar. Lido'nun sınırları içerisinde doğrudur kaç adet olduğunu bilmiyorum, selvi ağaçları vesaire vardı, bunları Orman'a bildirirler, iş yapan, inşaat yapan insanlar veya bahçe düzenleyecek olanlar, bunlar onlarla Orman İdaresi'ni ilgilendirir. Belediye'yi değil! Efendim kendi mülkü içerisinde izni olmadan, onun kontrolü olmadan, onayı olamadan ağaç kesemezler. Ağaçları bildiğim kadarıyla bir başka yere nakletmişler, nereye naklettiklerini de bilmiyorum çünkü beni ilgilendiren orada yapının ruhsatsız olup olmaması, ruhsatlı olması şart, ruhsata uygun olarak yürütülmesi şart ve bunu da bizim İmar ve Şehircilik Müdürlüğümüz var, mıntıka mühendislerimiz var düzenli olarak denetliyorlar, zaten Adalar'da kaç tane yapı var, başka yok. O bakımdan."

14.3.2011

Diğeri öngörünümde diyor lokantaların önünü yıktı. Hepinizin bildiği gibi Büyükada'da lokantaların önünde kaçak olarak yapılmış tamamıyla eğreti Adalar'ın öngörünümüne yakışmayan bir takım, insanların özellikle kışın işte kapalı mekanda yiyip içtikleri yerler vardı. Şimdi bunlar İBB tarafından hazırlanıp 2000 yılında onaylanan bir öngörünüm projesi var. Bu proje kapsamında İBB bize 10 kez yazı gönderdi, bunları yıkın diye bi de. Biz de esnafla toplantı yaptık, proje üzerinde bir takım revizyonlar yapıldı ki bu normaldir, doğaldır, yalnız üst kapamayla ilgili olarak yapılan projelendirmede, İTÜ'den bir hocamız bunu yürüttü, çünkü biz 6 tane üniversiteyle protokol yaptık, mimarlık fakülteleriyle, ne bilim işte iletişim fakülteleriyle, meslek yüksek okullarıyla, 10 tane meslek kuruluşuyla, şimdiye kadar olmayan şeyler bunlar, Adalar Belediyesi'nin tarihinde böyle bir şey yok. Onlar yıkıldı, temizlendi. Ve şu anda proje de oraya kondu, altına diyor küçücük koymuşlar. Şimdi bir proje küçük de olsa bir tadilat yaptığınızda Kurul tarafından onaylanmış bir projenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun onayı olmadan değişikliğine imkan yok, bu yasal olmaz. O bakımdan biz oraya arkadaşlarımız unutmuşlar ben de dedim ki bu Kurul'a gidip onaylanmadan şu anda Kurul'un dosyasında Kurul'un gündeminde düzenlenme yapılacak zaten ondan sonra tamamlanacak.

Çınar'daki parkla ilgili söylüyor, hemşehrimiz. Çınar'da park, hepinizin bildiği gibi İBB'nin geçenlerde geldiği işte küçük bir park. Hiç Adalar Belediyesi'nin de fazla katkısı olmayan. Bir Atatürk büstünün olduğu, işte onun da kırık dökük olduğu, içerisinde atların dolaştığı, bakımsız böyle ufacık bir parktı. Biz bunu hem daha fazla yayalaştıralım dedik, hem düzgün insanların daha fazla yararlandığı bir mekan haline getirelim diye bir proje hazırladık. Projesiz bir iş yapmıyoruz! Peyzaj mimarlarımız buranın projesini hazırladılar, o çerçevede çalışmaya başladık, 1,5-2ay, kendi imkanlarımızla, vatandaşlarımızın destekleriyle, kendi işçilerimizle başladık, onun için zaten uzun sürdü, İBB ama gelse herhalde yapacak güce sahipti o bakımdan. Orası bir defa meydan değil bir, ikincisi ana yol değil Adalar'da çünkü ana yol yok, kanuna göre de yok, UKME'nin kararına göre de yok o bakımdan. Yani biraz üzüldüm, Yusuf Ziya Var arkadaşımız bazı konularda elbette hepsinin cevabını verecez yani bu konuları bildiğini zannediyordum, bilmesi gerekiyor. Teşekkür ediyorum. Unuttuğumuz başka bir şey var mı bilmiyorum!

[...]

Boyacı küpü değil ya daldır çıkar!


[...]

Behramoğlu: "Aziz dostum Farsakoğlu, çok dürüst bir bürokrat, ciddi bir insan, ilerici bir yurtsever... Bana göre namuslu bir insanın belediye başkanı olması bir fedekârlık... Kolay gelsin diyorum..."

MF: "Emlak gelirlerinin %50'sini alamıyoruz çünkü tescilli eser..."

Kınalıada'dan Murat Çelik: "Adalar Kent Konseyi seçimlerinde başkan adayı oldu seçilemedi..."

Kınalıada'dan Pupar Çakaryan: "Bu kaldırım vergisi nasıl olacak?..."

Aynur Sarıgül: "Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi'nin akıbeti?..."

Nuran Sınal: "Adalar'ın arkasındaki köpek barınağındaki köpeklerin bakımsızlığı..."

Sevim Sarı: "Hayvan Barınakları..."

"Bostancı'dan Adalar'a vapur iskelelerini ihaleye mi verdiler?..."

MF: "İBB İDO'ya O konuda biraz (!?) çabalarımız oldu ama..."

Uluç Yurtduru: "Bütün gücümüzle kaçak yapılara karşı durduk, Sayın Başkan bu kaçak yapılarla nasıl ilgilenecek?..."

Faytoncular Derneği Başkanı canlı yayına bağlanmak istedi! Soracağı belliydi, bağlanamadı!...

Cihan Bey: "Gecekondu olarak yerleşim birimlerinin akıbeti ne olacak?..."

Lale Arman: "Adalar imara ne zaman açılacak?..."

MF: "İmara açılması sözkonusu deği ama 1/1000'lik planlar yapıldıktan sonra tabii iyileştirmeler olacak yani çünkü mevcut yapı stoğunu koruyor şey 1/5000'lik plan, o bakımdan onların iyileştirilmesi yani o zaman o düzeltmeler yapılacak, yani çok gecekondu ve çirkin yapılar..."

Leyla Umar: "Bahçemin yanında gecekondu yaptılar," diye bir şikâyeti olmuş.

MF: "Yani bilemiyorum, Leyla Umar bizim Leyla Hanım mı, gazeteci mi, o nerdeyse, onu ben de alayım da inceleteyim..."

İsmini vermek istemeyen bir vatandaşımız: "Adalar'da inşaat kat sayısı 0,60 iken 4 kat sayı yerine göre yapılan ve buna göre 6 kata ulaşan, arazinin tamamına inşaat yapılan Ada'nın öngörünümünü katleden Lido Oteli'nden bahsediyor... [Osman Güdü öksürüyor: "Öhö... Öhö..."] Arkasında da bu otelin neden inşaatının durdurulmadığından bahsediyor, bitimine gelindi diyor. İki, Adalar Kültür Derneği tarafından büyükada Çınar Meydanı'nda 10 yıldır halka ücretsiz sunulan kültür ve sanat etkinlikleri neden engellenmeye çalışılıyor? Ve Kınalıada'ya neden moloz döküyorsunuz? demiş bu arkadaşımız da...

Faruk Gezen: "Yalova vapur seferlerinin durumu ne olacak?..."

Engin Özpınar: "İBB zabıtalarının iskele çıkartmalarında, Adalılar anonsla neden galeyana getirilmeye çalışıldı?"

Osman Güdü: "Onu da herhalde birazdan açıklayacaksınız..."


_______________________________________________________5


"Prince Otel neden mühürlendi?", ADA Gazetesi 83 (15-31 Aralık 2010)6-7:

‘Prince Otel’ neden mühürlendi?

Büyükada’da Lido inşaatını dava eden Murat Pekin’e ait olan “Prince Otel” Adalar Belediyesi tarafından mühürlendi. Konunun iç yüzünü Murat Pekin’e sorduk ve şu yanıtları aldık:


Oteliniz neden mühürlendi?

— Mühürlenme gerekçesini bütün Ada biliyor zaten. Benim binam yaklaşık 40 senedir Ada’da otel amacıyla yapılmış olan tek otel. Projesi otel olarak hazırlanmış, kuruldan geçmiş tek otel. Oteli bitirdim. Yapı sorumlusu ilişiğini kesti. "Bina bitmiştir," dedi. Bütün yasal prosedürleri yaptı. Ben de 10 Mart 2010 tarihinde iskân için Belediye’ye başvurdum. Bu müracaatı yaptıktan sonra Belediye, Nisan ayının 28’i gibi resmî kurumlara yazılar yazmış. İSKİ’ye, SSK’ya, vergi dairesine borcu var mıdır? Kanal bağlantısı yapılmış mıdır? Bu tip yazılar ve Başkan’ın kendi imzasıyla giden yazılar. Hepsinde söylediği şu: “... tarihli yapı ruhsatıyla inşa edilerek tamamlanan binanın…” ve altındaki imza da Dr. Mustafa Farsakoğlu, Belediye Başkanı. Bu yazılar gidiyor. O sıralarda aramızda sorun yok. İşlemler yürüyor. Bu arada kiracım da işletme ruhsatı almak için müracaatını yaptı. O da gerekli prosedüre başladı.

Bu arada otel işlemeye başladı. Ama daimi olarak Belediye Başkanı’ndan istekler geliyor. Üç misafirim var, beş misafirim var, on misafirim var. Bizim kiracı da bunları kabul ediyor. Ben de kiracıya diyorum ki: “Bunları ağırlamana gerek yok, ben kendim mal sahibi olarak sende kalırken para ödüyorum sana. Sen niye böyle bir şey yapıyorsun?”

Sonra bir gün Başkan beni çağırdı. Konuşurken; "Bu iskân işlemimi sonuçlandırın, bitsin," dedim. Bana, “Konak Restoran’da yemek yedik, 10 bin lira borcumuz var, git onu kapat,” dedi. Ben dedim ki, “Başkan, ben bu parayı kapatamam kusura bakma, param yok şu anda,”. "Yok yok sen git görüş," dedi. Ben de gittim lokantanın sahibi Kerim Bey’e. "Evet, on bin lira alacağım var, sen boş ver ben ondan alırım," dedi.

Aradan üç dört gün geçti. Bodrum’dayım. Kiracım aradı. “Yazı gönderdiler, oteli üç gün içinde kapatacaklarmış,” dedi. Tebligatı imzalayıp aldın mı, diye sordum. Almadığını söyledi. Alma, benim iskân, senin de ruhsat müracaatın var, bunları sonuçlandırmak bizim değil, belediyenin görevi dedim. Ardından Belediye Başkanı’nı aradım. Bana, “Kerim’in parasını ödememişsin,” dedi. Ben bu Ada’ya hizmeti bu kadar büyük yatırım yapmışım. Belediye başkanının yediği yemeklerin paralarını mı vereceğim? Bu işin sonu yok. Başkan'a, “Yürüyen işlemlerim devam ederken sizin zabıtalarınız gelip oteli mühürlemeye kalkıyor, bunu anlayamadım,” dedim. Aynen şöyle söyledi: “E ne yapalım Murat, biz öyle gelmesek seni bu şekilde peşimize düşüremeyeceğiz,”.  Bu konuşma 6 Temmuz’da oldu. Bunun üzerine kiracıma, bunlar hiçbir şey yapamazlar dedim. Bizim müracaatlarımızı sonuçlandıracak olan belediye. Benim elden evrak takibi yapacak, insanlara zorla imzalatacak kolluk kuvvetim yok. Belediye, üç gün içinde ruhsatınızı almazsanız otelinizi mühürleriz diye yazı göndermiş. Üç gün içinde ruhsatı verecek olan yine belediye.

Sonra Lido’yla ilgili gelişmeler oldu. İdare mahkemesinde inşaatın durdurulması için dava açtım. Dava belli bir noktaya geldi. 19 Eylül Pazar günü tekrar otele mühürlemeye geldiler. O sırada İstanbul’daydım. Başkan yardımcısına telefon açtım, konuştum. Mühürleme işleminden vazgeçildi. Sonra Ekim’in 6’sı gibiydi, kiracım aradı. Belediye Başkanı’nın kendisini yemeğe götürdüğünü ve “Murat o davadan vazgeçecek yoksa oteli kapattıracağım,” dediğini söyledi. Ondan sonra da demiş ki, “Ama ben senin çalışmana gene izin veriyorum. Sen devam et. Mal sahibin seni çıkarsa bile başkasına işlettirmem. O’na da işlettirmeyeceğim. O’na Ada’da hayat hakkı tanımayacağım. Ama sen devam etmek istiyorsan mal sahibine kira ödeme. Ben sana yol veriyorum, sen git binanın terasının üzerini kapat,”. Bunun üzerine, “Bak dedim, bunu yaptırtacak, sonra onu gerekçe göstererek benim binama zabıt tutacak ve mühürleyecek,”. Hatta Belediye başkanı demiş ki sen kira ödeme üst kapatmaya say. Ben kiracıma, “çivi çakamazsın” dedim. Bina yasal bir şekilde duruyor.

En son 26 Kasım Cuma günü binaya yazı gönderdiler. Üç gün süre. Pazartesi gününe kadar işlemlerinizi bitirmezseniz mühürlenecek. Cumartesi- Pazar her yer kapalı. Kaldı ki bitirecek olan kendileri. 26 Kasım tarihi önemli. Belediye, Lido davasına cevap veriyor: “Davacı dava açma süresini kaçırdı. O yüzden reddi gerekir,”. Mahkeme bunu kabul etmiyor. Davaya devam ediyor. Bilirkişiye yetki veriyor ve bilirkişi raporu geldikten sonra karar vereceğini karara bağlayıp taraflara tebliğ ediyor. Evrak 26 Kasım tarihinde Belediye'ye tebliğ oluyor. Bu belli bir şey, 26’sında bu evrağı alınca diyor ki ben buna saldıracağım. Hakikaten de Pazartesi sabahı yanlarında kolluk kuvvetiyle geliyorlar. İçerdeki müşterileri boşaltıyorlar. Ben de bugüne kadar suç işlemelerini bekliyordum. Nitekim suçu da işlediler.

Başkan kendini kanunların üstünde görebilir ama bu bir şey ifade etmiyor. Çünkü aslolan Türkiye Cumhuriyeti kanunları. İmar Kanunu’nun yapı kullanma izniyle ilgili 30. maddesini aynen okuyorum: “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediyeden izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tesbiti gerekir.” Fakat kanun koyucu, belediyelerin vatandaşı istismar etmemesi için de bakın ne demiş; kanunu okumaya devam ediyorum: “Belediyeler, mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin vermiş sayılır.”

Ben ne zaman müracaat etmişim? 10 Mart 2010 tarihinde. Bugün dokuz ay geçmiş. İskân başvurumu neticelendirmemişsin. Bana hiçbir cevap vermemişsin, işin daha da komik tarafı Adalar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün, Yazı İşleri Müdürlüğü’ne 19 Ekim’de yazmış olduğu yazıda diyor ki: “Söz konusu parsele 02.01.2008 tarih ve 978 sayılı İstanbul 5 No.lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı eki tasdikli otel projesine göre, Belediyemizce 20.06.2008 tarih ve 1068 sayıyla yapı ruhsatı tanzim edilmiştir. İnşaatın projesine uygun olarak yapıldığının tesbit edilmesinden sonra 04.12.2008 tarih ve 1338 sayıyla temelüstü vizesi verilmiştir. İlgilisinin 10.03.2010 tarih ve 368 sayıyla iskân müracaatı bulunmakta olup, henüz neticelenmemiştir. Bilgi edinilmesini arz ederim. İmza Sumru Süslü, İmar ve Şehircilik Müd.” Aradan 7.5 ay geçmiş. Kanun 30 gün içinde sonuçlandırmak zorundadır diyor. Aksi takdirde yapının kullanımına izin verir diyor. Sen vermemişsin, hâlâ vermiyorsun. Sonra adamın ruhsatı almamasını bahane ediyorsun. Buna çocuklar güler. Ama bunların hepsi yargıya gidecek. Maç 90 dakika.

Orayı mühürlemiş bir ay, üç ay, altı ay, beş sene hiç mühim değil, ama bunun hesabını kanun önünde çok ağır verecek. Aşağıdan yukarıya kadar hepsi verecek. Sonra sen bana geliyorsun, "Lido davandan vazgeç," diyorsun. Bütün olay bu: “Davadan vazgeç!”

Bakın bu dava şu anda Ada’nın namusu. İmar Kanunu’nun 12. maddesi kısaca diyor ki; bir cephe hattı varsa onun önüne bina yapılamaz. Eski Lido’nun binası cephe hattının gerisindeydi. Halbuki bunlar binayı cephe hattının 50 metre önüne taşıyorlar. Sadece bu bile bu projenin yasalara uygun olmadığının göstergelerinden bir tanesi. 2863 sayılı yasanın ceza maddelerinde, hani bunlar en ufak kazma sallayanı savcılığa gönderiyorlar ya, orada vatandaş için o madde var ama bunlar için de bir madde var. Diyor ki aynı şekilde bu kanuna aykırı olarak ruhsat verenler beş yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılanır. Bu davanın sonucunda bunu gönderenler 2863’e göre yargılanacaklar. Kriz burada.


Belediye’deki memurlar nasıl bu uygulamalara katılıyor?

— İmar Müdürü Sumru Süslü en basitinden görevi ihmal ediyor, hattâ görevi kötüye kullanıyor. Bu hanım, disiplin açısından o görevde kalma vasfını kaybetmiş durumda. Niye biliyor musunuz? Altındaki memurla yasak ilişki yaşıyor diye o memurun hanımı vapur iskelesinde bunu evire çevire dövüyor. Olay mahkemelik oluyor. Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010’a 8 değişik işler dosyası. Bakın, 08.12.2010 tarihinde hanımefendi bu yediği dayakla ilgili olarak görülen davanın celsesinde “Benim alt kadromda görevli memurla ilişkim yok, karısı uyduruyor,” diyor. Yine bu hanımın avukatı da: “O’nun doktor bir sevgilisi var,” diyor. Bu sefer o doktor aynı mahkemede diyor ki; “Evet ben evliyim ama altı senedir Sumru Süslü’yle beraber yaşıyorum,”. Bu doktor da belediyenin başka bir memuru. Bunlar mahkeme zabıtlarında var. Ben de oradan okuyorum size. Belediye Başkanı, bu olaydan sonra Sumru Süslü’nün alt kadrosundaki memuru o görevden alıyor, ancak hanımefendi hâlâ orada oturuyor. E tabii Belediye Başkanı bu usulsüzlükleri ancak böyle birine yaptırabilir. Niye almıyorsun görevden?


_______________________________________________________6


Perde ardında neler oluyor?

seferoğlu perdesi 20110324-1

seferoğlu perdesi 20110324-2

seferoğlu bantlı kaldırım engeli 20110328

bir dem seferoğlu ciheti...

Seferoğlu Korusu seferi mi? 




Adalar İlçesi, Meşrutiyet mahallesi, 29 pafta, 127 ada, 1 parselde kayıtlı, 1890 yılında Fotiadis’in tasarlayıp Yorgo Simota’nın inşa ettiği, Ada’nın en güzel Art Nouveau yapılarından Azaryan (Zeki Paşa, Seferoğlu) Köşkü, 1989 yılındaki sahipleri Orhan Pekin tarafından ilgili Kurul’a yapılan başvuruyla 1. derece tarihi eser olarak tescillenmiş ancak 17.8.1999 depreminde zarar görüp tamir edilmekteyken 25.8.1999 tarihinde yanmış ve ne yazık ki günümüze bu eşsiz ahşap köşkten, ön cephesi kemerli ve revaklı kagir zemin katı ve terasının döküm korkulukları ve türlü anıtsal ağaçtan oluşan korusu dışında hiçbir şey kalmamıştı!

2009’da Çankaya Caddesi'ndeki uzun cephesinin perdelenmesinin akabinde sözkonusu alanda son günlerde yürütülen inşai faaliyetler çerçevesinde 19. yüzyıla tarihlenen bazı havuz ve su yollarının, anıtsal ağaçların ve dahası topografyanın dolayısıyla da Doğal SİT özelliğinin tümden yok edildiği fotoğraflarda da açıkça görülmektedir.

14.3.2011

14.3.2011

23.3.2011

23.3.2011

31.3.2011

31.3.2011

Halbuki sözkonusu taşınmazın yeşil alanındaki ağaçların röleve planının yapılarak tescillenmesi için 25.12. 2008 tarihinde İ.Ü Orman Fakültesi'ne başvurulduğu, başvuruyu değerlendiren İ.Ü. Orman Fakültesi Dekanlığı tarafından görevlendirilen iki öğretim üyesi Doçent tarafından hazırlanan mevcut ağaçlara ait x,y,z koordinatlı röleve planı ve raporu onaylanarak tescillenmişti. İ.Ü. Orman Fakültesi tarafından onaylı x,y,z koordinatlı röleve plan ve raporunda ağaç nosu, türü, gövde çapı, boy, tahmini yaş, taç genişliği ve diğer açıklamalar bulunmaktaydı. Raporda belirtilenler, Adalar Orman İşletme Şefliği'nce arazide de incelenip karşılaştırılarak tespit edilmişti. Röleve listesindeki ağaçların, koordinatları belirtilen yerlerde tamamı metal plakalarla numaralandırılmış olarak mevcut oldukları tespit edilmişti. İlgili ağaçlar fotoğraflarıyla arşivlenmişti.

Tescil ve envanteri mevcut bulunan bu 401/2 adet ağaç yerli yerinde mi? Bı konudaki 21.3.2001 tarihli başvurumuzu [ADALAR POSTASI-2561/11 (22.3.2011): http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2011/03/22-2561.html ] Adalar Orman İşletme Şefliği tarafından değerlendirdi mi? Ada sahilleri topografyasında böylesi tarumar Doğal SİT açısından hukukî mi? 

Bugüne kadar muhafaza edilmiş, tescili ve envanteri bulunan çok sayıda ve çeşitli anıtsal ağaçlardan oluşan koru yanı sıra 19. yüzyıla tarihlenen bazı havuz ve su yollarıyla Azaryan/İzzet Paşa/Seferoğlu Köşkü kalıntıları ve dahası topografyanın velhasılı tüm bu kültür ve tabiat varlıklarının akıbetinin ivedilikle takibi lüzum etmektedir.

Son olarak ADALAR POSTASI-2561/11 (22.3.2011)'de
sözkonusu alanın akibetine ve sürece dair sunulan bilgi/belge yanı sıra başvurular
pek yakında yine ADALAR POSTASI'nda...
)O(


_______________________________________________________7

From: YÜKSEL ÖZCAN
Subject: Fwd: 34.ekotur 9 nisan pazar günü yapılacak
Date: April 2, 2011 10:32:50 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com

34. Ekotur hakkında…

Öncelikle bu Ekoturumuz oldukça yoğun uygulamalardan oluşuyor. Hızlı yürüyen kişilerin ve gençlerin katılmasını tavsiye ediyoruz.

Ekotur katılımcıları 09 Nisan Cumartesi günü saat 11:00'de Büyükada İskelesi önünde toplanarak sırasıyla;

11:30’da Büyükada Herbariumu'nu ziyaret edilecekler. Burada Gladyatör Böcek Üretim Laboratuarı'nda uygulamalı bilgilendirme yapılacak.

Çay ikramından sonra tarihi köşklerin bulunduğu sokakları takiben, İsatepe ye ve Birlik Meydanı’na yürüyüş yapılacak.

Kızılçam ormanlarında oluşturulan Ekolojik Denge Adaları’ndaki hayat hakkında detaylı ve uygulamalı bilgilendirme yapılacak. Ekoloji sorularına doğru cevap veren katılımcılara Laboratuvar da çoğaltılan Gladyatör Böcekler'den birer tane hediye edilecek. Hediye Gladyatörler,  Ekotur'a katılanlarca doğaya bırakılarak ekolojik dengeye katkı sağlanacak.

Ekotur'da başarılı olan katılımcılara kuş yuvası ve çam fidanı hediye edilecek. Hediye kuş yuvaları katılımcılar tarafından kızılçam ağaçlarına asılarak ekolojik dengeye katkı sağlanacak. Hediye fidanlar da ağaçlandırma alanına dikilecek.

Âşıklar Mesire Yeri’nde yapılacak olan piknik ile Ekotur katılımcıları mutlu bir anı yaşayacaklar.

Piknikten sonra Âşıklar Mesire yeri etrafında bilinçsiz kişilerce atılan pet şişe vb. atıklar katılımcılar tarafından toplanarak çevre temizliğine katkı sağlanacak. Saat 16:00'da Ekotur tamamlanacak.

Türkiye’nin ilk çevreci derneği olan Yeşil Türkiye Ormancıları Derneği İstanbul Şubesi, WWF, Çocuklar Bizim Grubu'nun da katılacağı 34. Ekotur’a tüm çevre ve orman severleri bekliyoruz.


34. Ekotur Bilgileri:

Yer: Büyükada

Saat: 11:00 Buluşma Noktası: Büyükada İskele Önü

Saat: 11:30 Başlama Noktası: Herbarium – Orman İdaresi

Saat: 16.00 Bitiş Noktası: Âşıklar Mesire Yeri

Bilgi Telefonları:
İbrahim Kısa : 506 5417211
Yüksel Özcan: 544 4111891