22 Temmuz 2010 Perşembe
ADALAR POSTASI-2467: adalar müzesi'ne erken bir gezi...
* * *
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
8 Temmuz 1902 Salı günlü Padişah'ın deprem sebebiyle Yedikule dışında yıkılan Rum yetimhanesinin Büyükada'ya nakline müsaade ettiği için Rum patrikinin teşekkür ettiğine dair...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, Temmuz 2010.
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
22 Temmuz 2010 Perşembe
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Gökgürültülü sağanak yağışlı
22/31ºC
% 73/92 nem
Karayel, KB 12km/sa
Gündoğuşu 05:50... Günbatışı 20:29...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Guelder Rose Fairy.
* * *
1- Adalar Müzesi'ne erken bir gezi...
2- Oya İslimyeli: "15-18 Temmuz 2010 tarihleri arasında Adalar Belediyesi'nin bir hizmeti olarak sunduğumuz, Büyükada Plastik Sanatlar ve Müzik Festivali ''Suya Çizilen Şeyler 2010'' aktivitemize Adalı dostlarımız tarafından gösterilen büyük ilgi ve katılım için tüm Ada halkına teşekkür ediyoruz..."
3- Gülten Hanım: "Mahkeme başladığı günden itibaren her gün aynı masaya oturdu ve adayı seyretti..."
4- Balçiçek Pamir: "Dün Büyükada'da sağanak yağmurun altında yürürken..."
5- Mihal Şişko: "Manastırdan biraz ilerde ambelaki —Rumca 'üzüm bagi' anlamına gelir— vardı. Burada rahmetli Rıza Efendi domates, patlıcan, kabak gibi sebzeler yetiştirirdi..."
ADALAR POSTASI'nın 2467. sayısında...
)O(
..........................................................1
http://adalarmuzesi.org.tr/cms/index.php
Adalar Müzesi web sitesi 20 Temmuz 2010 tarihinde erişime açılmıştır. Web sitesi önümüzdeki günlerde eklerle sürekli yenilenecek ve güncellenecektir.
...
Bir İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Projesi olan Adalar Müzesi açılıyor.
Açılış Sergileri 31 Temmuz’da, Büyükada Çınar Müze alanı ve iskelede, Müze açılışı 10 Eylül’de, Büyükada Aya Nikola Hangar’da, Müze bölümlerinden “Ada Sahillerinde Bekliyorum” sergisi ile “Adalılar” sergisi Büyükada Çınar Mevkiinde, “Adalar’da İz Bırakanlar” sergisi ise Büyükada İskelesi’nde ziyaretçilerle buluşacak.
01 Ada Sahillerinde Bekliyorum
02 Adalılar
03 Adalar’da İz Bırakanlar
04 Adalar Müzesi'ne Erken Bir Gezi
Müze kronolojik ve tematik eksende hazırlanan tüm bölümleri ise 10 Eylül'de Aya Nikola Mevkii’nde bulunan Hangar’da açılıyor.
31 Temmuz’da ön açılış ile başlayacak ve 10 Eylüldeki Müze açılışına kadar sürecek etkinlikler bir şenlik havasında gerçekleşecek. 40 gün 40 gece sürecek etkinlikler içinde, konserler, canlandırmalar, yarışmalar, belgesel-film gösterileri, söyleşiler, toplantılar yer alacak. Müzenin bir portal olarak yapılandırılan ve bünyesinde Adalar Kent Arşivi’ni de barındıracak olan web sitesi de www.adalarmuzesi.org adresinde 20 Temmuz tarihinden itibaren izlenebilir.
...
http://www.adalarmuzesi.org/cms/index.php/sergiler/guncel-gecici-sergiler/guncel-sergi-adalar-muzesine-erken-bir-gezi
Adalar Müzesi’ne Erken bir Gezi
Çınar Müze Alanı girişinde ziyaretçilere, Adalar Müzesi’nin 10 Eylül’de Büyükada Aya Nikola Mevkii’nde açılacak olan Kalıcı Sergilerin de içinde yer aldığı bütünlüklü yapısı hakkında bilgiler ziyaretçilere sunulacak.
600 milyon yıl önce başlayan hikâyenin önemli bir tanığı olan 370 milyon yıl önce Ada denizlerinde yaşayan “Zırhlı Balık” Adaların jeolojik oluşum hikayesinin anlatıldığı animasyon eşliğinde 31 Temmuz açılışının önemli renklerinden birisi olacak.
Ayrıca Aydan Çelik tarafından tasarlanan “İstanbul Bisikleti” de açılışta Müze’nin konuk objelerinden birisi olarak sergilenecek.
Adalıların Müze’ye bağışladıkları 8mm’lik filmlerden üretilen klipler, Sözlü tarih görüşmelerinden elde edilen videolar, Adalardaki mimari miras envanterini dönemlere göre gezme imkânı veren Mimari Miras Veri Tabanı yine Çınar Mevkii’nde ziyaretçilere sunulacak.
..........................................................2
From: OYA İSLİMYELİ
Subject: Tüm Ada Halkına,Celal Karaca'ya ve Adalar Postası'na teşekkürlerimizle...
Date: July 21, 2010 11:04:22 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
15-18 Temmuz 2010 tarihleri arasında Adalar Belediyesi'nin bir hizmeti olarak sunduğumuz, Büyükada Plastik Sanatlar ve Müzik Festivali ''Suya Çizilen Şeyler 2010'' aktivitemize Adalı dostlarımız tarafından gösterilen büyük ilgi ve katılım için tüm Ada halkına teşekkür ediyoruz.
Gerek,açılış akşamı gerçekleşen Cem Mansur ve Nvart Andreassian şefliğinde Türkiye-Ermenistan Gençlik Senfoni Orkestrası'na olan büyük ilgi ve izdiham,gerekse 68 kuşağına nostalji yaşatmak istediğimiz Gökçen Kaynatan ve Soprano İlayda, Latin Üstadı Herman Heder,Erkut Taçkın ve Salim Dündar için gösterilen büyük ilgi ve coşkulu kalabalık,üç gün boyunca sokak müziği konserlerinden,saat meydanında söyleyen ve gösteri yapan Samsara İstanbul,Alatav,Enemy ve Jönglörler,İskele Girişinde Eski Sokak Eğlencesi Laterna ve İstanbul Trombon Dörtlüsü ve en önemlisi de gerek çocuk workshoplarına Ada çocuklarının,resim,heykel,seramik ve baskı resim alanlarında ise Ada halkının sanatçılarla birlikte yaptığı çalışmalara ve ''Sanat Etlinliklerinin Toplumlara Kazandırdığı Sosyolojik ve Kültürel Artılar''konulu panelimize olan katılım, bize bir kez daha gösterdi ki,tüm Adalılar elele verdiğinde başarılamayacak hiçbir şey yok.
Sevgili Celal Karaca ve Ada halkından duyduğumuz güzel sözler,bizleri daha da motive edecek ve yeni etkinliklerde hepimizi daha büyük bir inanç ve sevgi seliyle bir araya getirecektir.
Çiçek ve Sanat kokan Adalara...
Oya İslimyeli
Adalar Belediyesi Kültür-Sanat Koordinatörü
..........................................................3
HaberTürk, 18.7.2010
Balçiçek Pamir
http://www.haberturk.com/yazarlar/533530-yoksa-siz-hala-oy-mu-veriyorsunuz
[...]
Mahkeme gibi kadındı!
“BiR kadın düşünün. İri yapılı. Mahkeme gibi. Nasıl güzel gözler, nasıl güzel saçlar. Boy bos. Nasıl güzel, nasıl seksi... Kocaman güneş gözlükleri takardı. Her gün ama her gün gelip şu masaya otururdu. Mahkeme başladığı günden itibaren her gün aynı masaya oturdu ve adayı seyretti.” 50 yılını dolduran Kalpazankaya Restoran’dayım. Burgazada’da Kalpazankaya Tepesi’nde. Gülten Hanım o güzel, renkli gözlerini kısarak anlattı da anlattı. O anlattı, ben dinledim. Sabaha kadar kalkasım yoktu. Bahsettiği ada tam karşımda. Hani uzansam tutacağım uzaklıkta. Yassıada. Dava tabii ki Adnan Menderes’in davası. Peki ya o güzel ve seksi kadın kim? Adı üstünde, Suzan Sözen... Farsça ’da yanan, yakıcı, ateşli anlamına geliyor. Anne tarafından Polonyalı... Anlatılanlara göre Ayhan Aydan, Suzan Sözen-Adnan Menderes ilişkisini duyunca Menderes’i terk etmişti. Hat ta Suzan Sözen’in polis memuru kocasınında tayini başka bir ile çıkmıştı. Sözen ile Menderes dillere destan bir aşk yaşadılar. Sözen’in Yassı ada duruşmaları başladığı her gün Kalpazankaya’da bir masada oturup karşı adayı seyrettiğini ise yeni öğrendim. Nereden nereye diye düşündüm. Bir sonraki sevgilisiylede orada tanıştığını eklersek... Önerim şudur: Bence dünyanın en güzel lokasyonlarından biri olan Kalpazankaya’ya bir uğrayın. Mümkünse hafta içi bir akşam... Güneşi batırın. Harika mezelerinden tadın. Şanslıysanız “tandır” gününe rastlayabilirsiniz. Gülten Hanım’dan hikâyeleri dinleyin. O zaman benim için de bir kadeh kaldırırsınız belki Yassıada’ya doğru. [...]
..........................................................4
HaberTürk, 21.7.2010
Balçiçek Pamir
http://www.haberturk.com/yazarlar/534531-sana-saygi-duyarim-ama-fikirlerin-bes-para-etmez
[...] Son günlerde televizyonlardaki tartışma programlarına katılanlarda, birini kıyasıya eleştirmeden önce yazılanlarda hep aynı cümleye rastlıyorsunuz.
"Fikirlerine saygı duyuyorum ama katılmam mümkün değil!"
Saygı duymak...
Fikirlere?
Türkiye'de felsefe deyince akla ilk gelen isimlerden Prof. Dr. İoanna Kuçuradi diyor ki: "Fikirlere saygı duyulmaz. Saygı kişiye duyulur. Fikirler tartışılmak içindir. Fikirler eleştirmek içindir. Bu tartışmada en önemli unsur 'bilgidir'. Bilginin olduğu yerde demokrasi olmaz."
Peki ya özgürlük? Kişinin özgürlüğü nereye kadardır? Dün Büyükada'da sağanak yağmurun altında yürürken Kuçuradi'nin "Özgürlük ve Kavramları" kitabından altını çizdiğim bölümleri düşünüyordum. Yollar adeta dereye dönmüş, atlar dengeleri kaybetmiş, fayton kazaları olmuş. İnsanlar buldukları en yakın evin saçağına sığınmış derken ben alabildiğince yürüyordum. Müthiş bir özgürlük hissederek... "Seçimi ben yaptım, ıslanmayı göze aldım!" diyerek. O anda şiddetli bir gök gürültüsünden sonra aklıma geldi işte o cümleler... Özgürlük öyle kolay değil, sadece seçimle hiç değil... [...]
..........................................................5
Kinaliada.net, 13.1.2009
Mihalis Şişko
Mihal Sisko’nun Kinaliada Hatiralari - #6
Ambelaki
Foto: Selcuk Aral ©
Sevgili Kinaliada’lilar, Yazlikcilar, Günübirlikciler !
Manastirdan biraz ilerde ambelaki (Rumca *üzüm bagi* anlamina gelir) vardi. Burada rahmetli Riza Efendi domates, patlican, kabak gibi sebzeler yetistirirdi. Yaz-kis her sabah sebzeleri iki küfeye doldurur, esegine yükler ve mahalle mahalle dolasip satardi.
Ambelaki’de dut agaclari da bulunurdu ve Riza Efendi meyva verdikleri zamanlarda onlari da satmaya basladiginda biz cocuklar da pesinden ayrilmaz bizlere de bir kac dut vermesi icin yalvarirdik. Riza Efendi’nin ogullari Özhan ve Vural da Kinaliada’da yasamaktadirlar.
Riza Efendi’nin vefatindan sonra bu bahce satildi, bir kismini rahmetli Faik Ceken, bir kismini da Ligor Bahcevenidis satin aldilar. Fail orasini kir kahvesi haline getirdi. 1 Mayis sabahlari, Ada'da yasayan Rumlar cöreklerini, yumurta ve sütlerini alarak Faik’in kahvesine gider kutlama yaparlardi.
Coluk cocuk, genc-yasli herkes orada toplanmak ve kuzu cevirmek köklesmis bir adetti.
Hele yaz aksamlari ayni yerden günesin batisini seyretmenin zevkine doyum olmazdi ve oraya giden yollarda bulunan yabani agac ve ciceklerden havaya yayilan kokular bugün bile hala burnumun ucundadir.
Sevgili Okurlar, gelecek yazimda bulusmak üzere, bu yazimi, bugün de burada noktaliyorum.
Mihal Sisko
NOT: Bu yazi daha önce Ada Gazetesinde yayinlanmistir.