ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
20 Mayıs 1914 Çarşamba günlü, Burgaz Adası'nda Rum Cemaati'ne ait bir arsanın satışı konusunda mahalli yöneticilerin baskı yaptığı yolunda Patrikhâne'nin iddiasının asılsız olduğuna dair...
* * *
* * *
* * *
28 Şubat 2012 Salı
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Kar yağışlı
0/3ºC
%55-85 nem
Yıldız, K 35km/sa
Gündoğuşu 06:42... Günbatışı 17:51...
1- Serap Uzunlar: "Seferoğlu korusuna... Derin uykudaki size, bize, onlara. En çok da korumak zorunda olana! (zorunda olup da korumayana…)
2- Deniz Toprak: "O halde Adalar Orman İşletme Şefi Yüksel Özcan’a [Seferoğlu'nda kesilen ağaçlara dair] soralım bakalım..."
3- Zeynep Alpar: "Heybeliada ASM'deki kızamık aşılarının son kullanma tarihi geçmişti!..."
4- Leon Troçki: "[Ada] koyu mavilik içinde sarp kırmızı kıyılarıyla, tarihöncesi bir hayvan gibi denize eğilmiş su içiyor..."
5- Oylum Yılmaz: "Sen, Ada’nın hikâyesini anlattığını zannedeceksin, bense hiçliğimi…”
6- Adalar CHP Teşkilatı: "Memleket Ne Zaman Düşerse Dara Yürekli Bir Kemal Çıkar Ortaya..."
7- Murat Başbay: "Adanalı Mustafa Bey Adalı oldu Adalar viran oldu..."
8- Semiha Baltacı: "İstanbullu Rumların büyük perhizden önce düzenledikleri Baklahorani Karnavalı, 26 Şubat Pazar akşamı Pera'da Adalıların da katılımıyla büyük bir coşkuyla gerçekleşti..."
9- Kamil Büke: "Adalar’ın Yalova’ya bağlanması. Uzun kış günlerinde konu bulamayan siyasiler tarafından ortaya atılır..."
10- Adalar Spor: "U-16 maçlarımız devam ediyor..."
11- Heybeliadalı Dizzy de Kırmızı Halı'daydı!...
12- Wittge: "Heybeliada'nın en hoş bayanlarından. Makyaj yapmadan dışarıya adımını atmaz..."
13- Ali Ergül: "Hafta sonu Heybeliada'daydım ve farkettim ki hiç oto yıkamacı yok. İlk açan parayı bulur, benden söylemesi!..."
14- Attila Atasoy: "ADA ile Büyükada'da..."
15- Ezgi'nin Günlüğü: "Son Vapur..."
)O(
_____________________________________________
From: SERAP UZUNLAR
Subject: Seferoğlu korusuna...
Date: February 27, 2012 2:40:47 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Seferoğlu korusuna…
Kimileri kış uykusunda,
Görevlerini yapmayıp öteleyerek
Kimileri düş uykusunda,
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek
Kesilmekten kurtulan ağaçlar anlaşılan,
Kurutuluyor uyuyana çaktırmadan!
Uyanınca görülecek, betondan ağaçlardır oluşan;
O zaman anlayacak uyuyan, artık nafiledir yapılan….
_____________________________________________
Yalovamız, 27.2.2012
_______________________________
Twitter, 27.2.2012 13:07
@wittge_
Heybeliada'nın en hoş bayanlarından.
Makyaj yapmadan dışarıya adımını atmaz.
From: SERAP UZUNLAR
Subject: Seferoğlu korusuna...
Date: February 27, 2012 2:40:47 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
[seferoğlu korusu'nda] kıtır kıtır kesilen bilmem kaç ağaçla kaderbirliğinde
kurutuldu o ulu selvi de!
)O(
Derin uykudaki size, bize, onlara.
En çok da korumak zorunda olana!
(zorunda olup da korumayana…)
Seferoğlu (Koru)su, 12.5.2011.
Kimileri kış uykusunda,
Görevlerini yapmayıp öteleyerek
Kimileri düş uykusunda,
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek
Kesilmekten kurtulan ağaçlar anlaşılan,
Kurutuluyor uyuyana çaktırmadan!
Uyanınca görülecek, betondan ağaçlardır oluşan;
O zaman anlayacak uyuyan, artık nafiledir yapılan….
From: DENİZ TOPRAK
Subject: Ama ayakta kuru(tul)muş ise…
Date: February 27, 2012 5:39:54 PM GMT+02:00
Ama ayakta kuru(tul)muş ise…
Tapulu alanlarda dahi, yönetmelikte de belirtilen ağaçlar izinsiz kesilemezler(miş!!!)…
Bu yönetmeliklerde belirtilen ağaçlar da Orman İşletme Şefi'nin bizzat yazdığı:
[...] Röleve listesindeki ağaçların koordinatları belirtilen yerlerde tamamı metal plakalarla numaralandırılmış olarak mevcut oldukları tespit edilmiştir… [...]
Yüksel ÖZCAN
Adalar Orman İşletme Şefi
listede SAĞLIKLI sıfatıyla Seferoğlu (eski) Koru’sunda MEVCUT iken;
Ancak sadece aşağıdaki durumlarda ağaçlar kesilebiliyor iken;
* baraj, gölet, sulama kanalı, yol gibi yapıların yapımı esnasında kesiminde zaruret varsa…
(VAR MI ZARURET???)
* fırtına sel gibi doğal afetler sonucu yıkılmış ise…
(VAR MI DOĞAL AFET???)
* ayakta kurumuş ise…
(HOOOOOOOOOOOOOPPP… İŞTE BU! KES ŞİMDİ, KİMSE KARIŞAMAZ!… DEMEK Kİ!!!)
Kötü niyetli olsak bilerek kuruttular zannedeceğiz koskoca ağaçları…
Bak şimdi bir de ne diyor bu yönetmelikte;
MADDE 14 - (1) Tüm tapulu kesim talepleri için işletme şefliğince defter tutulur. Olumsuz sonuçlanan talepler için işletme müdürlüğünce ayrıca defter tutulur.
O halde Adalar Orman İşletme Şefi Yüksel Özcan’a soralım bakalım;
— İşletme Şefliği'ne tapulu kesim talebi geldi mi?
— İşletme Şefliği olumlu ya da olumsuz ama YAZILI / RESMİ cevap verdi mi?
Çünkü adamlar Seferoğlu daha KORU iken Adalar Orman İşletmesi'nde Yüksel Özcan’ın makamına gitmişler… [ADALAR POSTASI-2235/2 (25.2.2009)]
Sonra ne mi olmuş?…
Ağaçlar kesilemeseydi, SEFEROĞLU şimdi inşaat çukuru değil hâlâ KORU’ydu!...
_____________________________________________
From: ZEYNEP ALPAR
From: ZEYNEP ALPAR
Subject: önemli uyarı: heybeliada asm; aşının tarihi geçmiş
Date: February 27, 2012 3:32:23 PM GMT+02:00
HEYBELİADA ASM'deki
KIZAMIK AŞILARININ
SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞTİ!...
Sevgili Adalılar, özellikle de küçük çocuğu olanlar,
Bugün Heybeliada ASM'de karşılaştığım bir durum üzerine herkesi uyarmak üzere yazıyorum...
1 yaşındaki bebeğimi kızamık ve karma aşılar için sağlık ocağına götürdüm. Özellikle kızamıkla ilgili, daha önce aşılar tek doz yapıldığı için yaşanan acıları biliyorsunuzdur, bu yüzden yıllar sonra felç olan, ölen birçok çocuk var maalesef. Belki biraz pimpirikli davranarak, aşıların son kullanma tarihlerini kontrol etmek istediğimi söyledim ve maalesef KIZAMIK AŞISININ SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞTİ.
Heybeliada ASM'deki KIZAMIK aşılarının SON KULLANMA TARİHİ ARALIK 2011. Bu aşıların tarihinin geçtiği çok önceden fark edilmiş olmalıydı. Aralık 2011'den bugüne (27 Şubat 2012) geçen son 3 ay içinde, burada kızamık aşısı olan çocukların aşıları tekrar edilmeli. Bu yaşlarda çocuğu olan tanıdıklarınıza lütfen durumu haber verin. Çocukları aşılatmadan önce aşıların tarihlerini bizzat kontrol etmelerini bütün anne-babalara tavsiye ederim.
Bu küçük bir hata ama sonuçları çok kötü olabilir. olaydan bugün orada görevli hemşireyi ya da doktoru sorumlu tutmuyorum, bunu da burada özellikle belirtmek istiyorum. Bu sistemden kaynaklı bir mesele ama çalışanların da sistemin eksikliklerinden dolayı daha fazla sorumluluk alması gerekiyor bence. Sistem değiştiğinden beri Heybeliada ASM'de hep aynı ebeyi veya belli bir ebe kadrosunu görmüyorum maalesef. Elbette sağlık personeli de hastalanır, onların da izin hakkı vardır ama sistemde bizim sağlığımızı koruyacak şekilde bir devamlılık olması gerekir. Aile hekimliği sistemi, sağlık personelinin bizi tanımasının avantajları anlatılarak kuruldu. Hamileliğim sırasında hep aynı ebe tarafından takip edilmekten çok memnundum ben, fakat doğumdan beri bu istikrarı yakalayamıyoruz bir türlü. Bebeğimin sağlığını takip eden insanları ben de tanımak ve güvenmek istiyorum ama her gittiğimde karşımda başka birini görünce hiç böyle hissetmiyorum. Bugün de, sağlık merkezinin "her zamanki" ebesi yoktu, aralıktan beri izinde olduğunu öğrendik.
Bugünkü tarihi geçmiş aşı olayıyla ilgili şu ayrıntıları da yazmak istiyorum: bebeğim bir süredir hasta olduğundan aşının yapılması gereken tarihte gidemedik sağlık ocağına. Hemşiremiz telefon edip durumu sordu hatta. Dolayısıyla bir bebeğin bugünlerde o aşıyı olmak üzere geleceği biliniyordu önceden. Buna rağmen formlar bulunamadı, vb. Sağlık önemlidir, sağlık sistemi de bir ebenin yerine başkası baktığı zaman gerekli şeyleri bulamayacağı kadar karışık olmamalıdır. Geçici görevle de olsa bir yerde sağlıkla ilgili çalışan personelin oradan tam olarak sorumlu olması gerekir.
Aşının tarihi 3 ay geçtiğine göre bu dönemde aşı olan bebeklere ulaşılması gerektiğini söylediğimde ebe bana hemen o arada kızamık aşısı olan olmadığını söyledi ―kızamık aşısı kutusunda 2 doz ilaç kalmıştı, ikisinin de son kullanma tarihi Aralık 2011 idi. Halbuki bence bunu da dosyalardan kontrol etmesi gerekir ve umuyorum ki bunu yapacaktır. Ebe Hanım, Doktor Bey'i de durumdan haberdar etti.
Ben yine de bunu buradan duyurmak ve herkese aşıların, ilaçların son kullnma tarihlerini mutlaka bizzat kontrol etmelerini tavsiye etmek istiyorum.
Sevgiler,
Zeynep Alpar, Heybeliada.
_____________________________________________
_____________________________________________
Milliyet, 27.2.2012
tarihöncesi bir hayvan gibi
denize eğilmiş su içiyor...
Ugo Antonio Corintio, Burgaz Adası, 2012.
Leon Troçki: "[Ada] koyu mavilik içinde sarp kırmızı kıyılarıyla, tarihöncesi bir hayvan gibi denize eğilmiş su içiyor..."
MedyaTava, 27.2.2012
GAZETECİ OYLUM YILMAZ’DAN
LİRİK BİR ROMAN: CADI
Uzun yıllar Radikal kültür-sanat servisinde çalışan, Radikal Kitap Eki’nin bir dönem editörlüğünü yapan ve edebiyat dergilerine kitap eleştirileri yazan Oylum Yılmaz’ın romanı Cadı, Sel Yayıncılık'tan çıktı.
Tanıtım bülteninden:
Hiçbir şeydim, hiçbir şey oldum. Yaz kızım, çocuğum, öyle aval aval bakma, işte bunun hikâyesini anlatacağım, dedi gibi geldi bana… Sen, Ada’nın hikâyesini anlattığını zannedeceksin, bense hiçliğimi…” Her anlatıcı kendi kahramanını ararmış, onu yeniden var edecek bir kahraman… Peki ya, peşine düşülen kahraman ansızın ortadan kaybolursa, o zaman kim kalır ortada, hangi kahraman, hangi hikaye, hangi roman?
Cadı, bir arayışın öyküsü. Anlatıcının kahramanı, olağanüstü güçleri olan Ümran, kısacası bir tür şeytan! Büyükada’nın eski ruhlarına karışmış, içine giren cinlerin öğrettiği fallarla etrafındakilerin aklını almış. Ancak geleceği görmek olacakların önüne geçmek değildir ki... Anlatıcı, Ümran’ın yarı fantastik dünyasına hevesle girdikçe, kendi hikâyesinin de değiştiğini fark ediyor. Ümran’ın ucubeleri Kocakarı, İren ve Ferman, bu sefer de anlatıcıya musallat oluyor; Büyükada’nın kayıp masalları, tekinsiz tarihi, netameli düşleri, yalanları ve söylentileriyle başka bir arayış başlıyor. Üstüne üstlük her şeyin tam ortasında bir de Ümran sırra kadem basınca hikâye polisiye tadını alıyor.
Çok katmanlı bir roman Cadı. Lirik bir dille yazılmış, psikanalitik, politik ve cinsel bir metin. Bugüne kadar edebiyat eleştirileriyle tanıdığımız Oylum Yılmaz, etkileyici bir biçim ve dil aracılığıyla, fantastik kurguda olağanla olağanüstünü ayıran sınırı kurcalayarak edebiyatın diğer tarafına geçiyor.
Milliyet, 27.2.2012
Kırmızımavi Egemenliği
CHP’nin iki gün peş peşe düzenlenen kurultaylarından ilki Ankara Arena’da yapıldı.
[ ...] Adalar İlçe Teşkilatı’nın astığı pankartta “Memleket Ne Zaman Düşerse Dara Yürekli Bir Kemal Çıkar Ortaya” ifadeleri dikkati çekti. [...]
Son Liman Gazetesi, 27.2.2012
Murat Başbay
ADANALI MUSTAFA BEY
Bir hışımla geldi geçti beh beh beh beh
Adanalı Mustafa Bey hey hey heey
Kınalı’yı deldi geçti
Mürsel kim, Sumru kim,
Hıdır kim, Ercan kim, kim, kim, kim, kim
Adanalı Mustafa Bey
CHP’nin oğlu
Kılıçdar'ın oğlu
Ah onla sırdaş olaydım beh beh beh
Lido’da hissedar olaydım hey hey heey
Seferoğlu'na ortak olaydım
İnanlar kim, Aykut kim,
Av. Kemal kim, Baki kim, kim, kim, kim, kim
Adanalı Mustafa Bey
CHP’nin oğlu
Kılıçdar'ın oğlu
Sırada Burgazada var beh beh beh
Orda acep ne rantlar var hey hey heey
Heybeliada sırada
Dündar kim, Uluç kim,
Hıdır kim, Erkan kim, kim, kim, kim, kim
Adanalı Mustafa Bey
Adalı oldu
Adalar viran oldu
_____________________________________________
From: SEMİHA BALTACI
Subject:
Date: February 27, 2012 8:26:47 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
BAKLAHORANİ (APOKRIA) KARNAVALI
İstanbullu Rumların büyük perhizden önce düzenledikleri Baklahorani Karnavalı, 26 Şubat Pazar akşamı Pera'da Adalıların da katılımıyla büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kalabalık grup Galatasay Lisesi önünden müzikler eşliğinde dans ederek İstiklâl Caddesi üzerinde ilerledi.
1960'lı yılların sonuna kadar Adalar'da da yapılan bu karnavalda Adalı Rumlar değişik kıyafetler giyer, maskeler takar, mandolinler ve akordeonlar eşliğinde dans ederek Ada sokaklarında eğlenirlerdi. Bu kıyafetlilere 'maskara' denilirdi. Apukurya maskarası, günlük yaşamda sıkça kullanılan bir deyimdi ve bu karnavaldan doğmuştu.
Her yıl Şubat sonu veya Mart başında kutlanan Baklahorani (Apokria) Karnavalı'nın tarihçesi Antik Yunan'dan başlamış, Hıristiyanlık döneminde devam etmiş ve İstanbul'a uyarlanmıştır. Kökeni Pagan olan karnavalın temeli "kişiye zorla kabul ettirilmeye çalışılan kurallara karşı gelme duygusudur. Halkın isyanı ve patlamasıdır." Karnaval bitince 40 günlük büyük perhiz dönemi başlar. Evlerde sadece zeytinyağlı yemekler yapılır. Et yenmez. Yunanca apokrias, "ete veda" demektir. İlk et yemeği Hz.İ sa'nın yeniden dirildiği gün olan Paskalya günü yenir.
Dileğimiz bu karnavalın geçmiş yıllardaki gibi yeniden Adalar'da hayata geçmesidir.
From: SEMİHA BALTACI
Subject:
Date: February 27, 2012 8:26:47 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
BAKLAHORANİ (APOKRIA) KARNAVALI
İstanbullu Rumların büyük perhizden önce düzenledikleri Baklahorani Karnavalı, 26 Şubat Pazar akşamı Pera'da Adalıların da katılımıyla büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kalabalık grup Galatasay Lisesi önünden müzikler eşliğinde dans ederek İstiklâl Caddesi üzerinde ilerledi.
1960'lı yılların sonuna kadar Adalar'da da yapılan bu karnavalda Adalı Rumlar değişik kıyafetler giyer, maskeler takar, mandolinler ve akordeonlar eşliğinde dans ederek Ada sokaklarında eğlenirlerdi. Bu kıyafetlilere 'maskara' denilirdi. Apukurya maskarası, günlük yaşamda sıkça kullanılan bir deyimdi ve bu karnavaldan doğmuştu.
Dileğimiz bu karnavalın geçmiş yıllardaki gibi yeniden Adalar'da hayata geçmesidir.
Yalovamız, 27.2.2012
Kamil Büke
Büyük Şehir Masalları
Her ülke yaşamında toplum yaşantısı, şekillendirilmesi için ortaya atılan projeler, iddialar, hikâyeler vardır. Bu projeler, iddialar hepimizin yararına diye ortaya atılır ancak sonuçları bunun tersi olur. Onlar atı alır, Üsküdar’a geçer. Sen yaya kalırsın. En güncellerden başlayalım. Sizler aklınıza gelenleri yorumlarınız ile ekleyebilirsiniz.
[...] Karamürsel, Orhangazi, İznik ve Adalar’ın Yalova’ya bağlanması. Uzun kış günlerinde konu bulamayan siyasiler tarafından ortaya atılır. Bazen benim de, Selanik’i, Ege adalarını, Halep, Musul, Kerkük’ü falan gece rüyamda zapt ettiğim oluyor. [...]
_______________________________
Kuşlar Âlemi'nden...
Heybeliadalı Dizzy de
Kırmızı Halı'daydı!...
)O(
Twitter, 26.2.2012
@ecif
Dizzy is watching red carpet.
#redcarpet #oscars #dizzy #handmade #designertoy #plush @ Heybeliada
Twitter, 27.2.2012 13:07
@wittge_
Heybeliada'nın en hoş bayanlarından.
Makyaj yapmadan dışarıya adımını atmaz.
@attilaatasoy
ADA ile Büyükada'da... 26 Şubat 2012
_______________________________
Son Vapur...