Büyükada'da...
* * *
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
30 Ağustos 1904 Salı günlü, vazifelerini iyi niyetle yerine getiren ve yangın söndürmede gayretleri görülen Büyükada'daki bazı komiser ve askerlerin taltifine dair...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, Ekim 2010.
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
13 Ekim 2010 Çarşamba
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Kuvvetli sağanak yağışlı
13/19ºC
% 74-94 nem
Gündoğusu, D 16km/sa
Gündoğuşu 07:12... Günbatışı 18:27...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Wayfaring Tree Fairy.
* * *
1- Ahmet Tanrıverdi: "Dilim varmıyor bu logoyu gördükten sonra kabul edenler hakkında bir şeyler yazmaya. Sadece..."
2- Arif Çağlar: "Belediye maskesi olarak doğru bir resim bulmuşlar doğrusu..."
3- Engin Damcı: "Kınalıada'da kaçak olarak yapıldığı resmi olarak vesikaya bağlanan* korsanlık abidesi motor iskelesine elektirik enerjisinin neye dayanılarak verildiği, İstanbul Anadolu Yakası Elektirik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne sorulmuştur..."
4- Acaba Kabataş-Adalar arasındaki vapur seferleri kalkar mı?
5- Yalova-Adalar vapuru geri geliyor...
6- Heybeliada'daki domuz çiftliğine inşa edilmek istenen kilise için, Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı rahiplere 'kaçak inşaat yaptırmak' suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. İnşaatı yapan Halim Gümüşcü, Ahmet Okur ve Abdi Perdahçı da 10 ay ceza aldı. İnşaatı yıkan Adalar Orman Şefi Yüksel Özcan da 'mala zarar vermek'ten 5 ay hapse mahkûm olurken, Patrik Dimitri Bartholomeos Arhondoni'ye herhangi bir ceza çıkmadı..."
7- Rishi Sapra: "I am an architecture student from Arizona State University. We visited the Buyukada island a month before with our university group..."
8- Muzaffer Mermer: "Sizden ricam, benim Raffi Bey`e ulaşmama yardımcı olmanız..."
9- Adalar’a 50 kişilik çevik kuvvet polisi desteğiyle gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 150 kişilik zabıta ordusu Büyükada’da adeta terör estirdi...
10- İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıtalar, Büyükada Halk Eğitim Merkezi’ndeki kursiyerlerin eserlerinin sergilendiği 8 fayton büfeyi kaçak oldukları iddiasıyla gemiyle Kartal’a İskelesi’ne götürmek isteyince ortalık karıştı...
11- 450 lira rüşvet alırken suçüstü yakalanan ve cezaevine gönderilen Kadıköy Milli Eğitim Müdürü Zeki Gürsül’ün Büyükada’da 500 bin dolar değerinde bir evi olduğu ortaya çıktı..."
12- Gündemin önemli maddelerinden Sedefadası’ndaki arazinin satılmasıyla ilgili görüşleri yanıtlayan Başkan Farsakoğlu, Adalar Belediyesi olarak kaynak yaratmak zorunda olduklarını ve gelirlerinin oldukça düşük olduğunu belirterek...
13- Oylamada, Sedef Adası 57 pafta 14 ada 1 parselin 1/5000 koruma amaçlı imar planları kesinleşip, 1/1000 ölçekli imar planları onaylandıktan sonra tekrar değerlendirilmesine ilişkin karar...
14- İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 87’nci yıldönümü kutlamaları, 6 Ekim Çarşamba günü Büyükada Atatürk Meydanı’nda düzenlen törenle kutlandı...
15- Sokak Bizim Derneği ve Adalar Müzesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Ada'dan mesaj var" başlıklı söyleşi-seminerde, Adalar’daki yaya hareketini örnek alarak otomobilsizliğe vurgu yapıp Adalar’dan İstanbul’a mesaj vermek isteniyor...
16- Sibel Akkaşoğlu: "Bu afta Adaevi yine dopdolu..."
17- Celal Karaca: "Marmara ve Adalar bölgesinde kaçak trol kullanımı var..."
)O(
_______________________________________________________1
From: AHMET TANRIVERDİ
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2497: meraklısı için öyle bir hikâye...
Date: October 7, 2010 10:40:23 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com
Dilim varmıyor bu logoyu gördükten sonra kabul edenler hakkında bir şeyler yazmaya. Sadece güzelim Adalarımın bugünkü yürekler acısı durumunu yansıttığına şüphem yok. Yara bere içinde ve yara bantlarıyla sarılmış bir suratı görüyorum logoda. Estetik cerrahinin başarısız ameliyatına benziyor. Yazıklar olsun bu ucube logoyu kabul eden zihniyete. Şu çok değer verdiğiniz Adalar halkına da bir sorun bakalım, kaç kişi kabul edecek bu amorf şekli? Lütfen hatadan geri dönünüz ve eski logoyu değiştirmeyiniz.
_______________________________________________________2
From: ARİF ÇAĞLAR
Subject: Belediye maskesi
Date: October 7, 2010 1:09:14 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Belediye Maskesi
Belediye maskesi olarak doğru bir resim bulmuşlar doğrusu, her yerde teşhir edecekleri için de adına logo demişler, pek mantıklı yani. Umarım ibret-i alem için müzeye de koyarlar. Yine de büyük dikkat gösterip takım halinde savundukları bu çirkinliğin altına Adalar Belediyesi yazmışlar, Adalar İlçesi, Adalar ya da İstanbul Adaları değil. Dileriz bu yönetimin yarattığı acaipliklerle birlikte bu halt haletin simgesi de en kısa zamanda Adalar tarihinin kötü örnekleri arasına karışır gider.
Arif Çağlar
_______________________________________________________3
From: adalarkoruma@adalarkoruma.org
Subject: "Kınalıada Korsan İskelesi"
Date: October 7, 2010 1:00:43 PM GMT+03:00
To: ADALAR POSTASI
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Büyükada, 07 Ekim 2010
Sayı : --
Konu : bilgi saklama
ADALAR KAMUOYU’na
Kınalıada'da kaçak olarak yapıldığı resmi olarak vesikaya bağlanan* korsanlık abidesi motor iskelesine elektirik enerjisinin neye dayanılarak verildiği, İstanbul Anadolu Yakası Elektirik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne sorulmuştur.
Türk Ceza Kanunu ve 184. maddesine, Kıyı Kanunu ve İmar Kanun’larına çok açık bir biçimde aykırı olan kaçak iskelenin halen, kanunları tatbik mevkiinde olan resmi müessese ve amirlerinin nezareti, muaveneti ve müsamahaları altında kullanma izinleri ve kaçak olmaları itibariyle Türk bayrağını da kullanamayacakları halde korunduğu ve kollandığı görülmektedir…
Adalardan vapurları tamamen kaldırmak suretiyle basit ve ilkel motorları sefere koyan mürteci (kaytak) zihniyetin işbirlikçisi olan bu korumacılar hakkında gerekli kanuni kovuşturmanın yapıldığına da kuşku bulunulmamaktadır. Bilindiği üzere Dernek bu hususta Adalar Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş olup süreç devam etmektedir.
Bu arada dernek, İstanbul Anadolu Yakası Elektirik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne dilekçe ile sormuş olduğu suallere bu güne kadar bir cevap alamamış olması itibariyle Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na aşağıdaki dilekçeyi vererek elektirik şirketini cevap vermeye zorlamıştır.
...
“Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na,
İstanbul ili, Adalar ilçesi, Kınalıada mahallesi’nde devlet hazinesine ait sahil şeridinde kaçak olduğu ekli evraklardan da anlaşılacağı üzere, inşa edilen motor iskelesine kanunen suç olmasına rağmen elektirik verildiği görülmüştür.
Bölgemizin elektirik dağıtım tekeli elinde olan, İstanbul Anadolu Yakası Elektirik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü’nden bu hususta bilgi ve belge talebinde bulunduk. Ancak; kanuni sürenin dolmasına rağmen tarafımıza, istediğimiz belge ve bilgiler verilmemiştir.
Belge ve bilgi sahibi olabilmemiz için gereği hususunu saygılarımızla arz ederiz.”
Bunun üzerine Bilgi Edinme değerlendirme Kurulu’nun elimize yeni geçen kararından anlaşılıyor ki;
Kaçak yapılaşmaları beslemede uzmanlaşmakta olan bu elektirik dağıtım şirketinin Derneğe bilgi vermediği halde, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na bilgi verdiğini söylemiştir. Halbuki dernek kayıtlarında böyle bir bilgi yoktur ve gelmemiştir…
Tabiatıyla derneği haklı bulan Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, adı geçen elektirik dağıtım şirketini doğru cevap vermeye zorlayan kararını kendilerine tebliğ etmiştir.
Buna ait karar suretini Adalar kamuoyunu bilgilendirmek üzere takdim ve arz ediyoruz.
Arif Çağlar yerine
Engin Damcı
(başkan yardımcısı)
* V Numaralı Koruma Bölge Kurulu 10.05.2010/2509 sayılı Kararı
Adres:
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
e-posta: adalarkoruma@ dalarkoruma.org
Elektronik ağ: http://www.adalarkoruma.o
Güzeller Sokak No. 30 Büyükada-İstanbul
_______________________________________________________4
Hürriyet, 7.10.2010
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15985533.asp?gid=373
İDO: Kabataş-Adalar vapur seferleri kalkmayacak
Yaklaşık bir yıl önce Bostancı ile Adalar arasındaki vapur seferlerinin yerine motorlar kondu. Geçtiğimiz günlerde ise seferler Mavi Marmara motorları (özel yolcu taşıma şirketi) ile yapılmaya başlandı. Ada sakinlerini şaşırtan bu durum kafalarda şu soru işaretlerinin belirmesine yol açtı: Acaba Kabataş - Adalar arasındaki vapur seferleri kalkar mı?
Bir yıl önce Bostancı-Adalar seferini yapan vapurlar kaldırıldı, yerine motorlar kondu. Ancak geçtiğimiz günlerde Bostancı'ya geçecek Ada sakinleri, İDO iskelesine geldiklerinde bir pankartla karşılaştılar. Pankartta "Artık Bostancı seferleri Mavi Marmara iskelesinden yapılacaktır'' yazıyordu. Bu uygulamadan rahatsız olan vatandaşlar www.hurriyet.com.tr 'ye şikayetlerini yazmaya başladı.
Gelen çok sayıdaki mailde uygulamadan duyulan rahatsızlık dile getiriliyor ve soruluyordu: Acaba aynı uygulama Kabataş - Adalar hattında da geçerli olacak mı?
Sert geçmesi beklenen kış aylarında bu hatta vapurların çalışması çok önemli... Çünkü lodos ve poyraz fırtınalarında ancak bu vapurlar Adalar'a sefer yapabiliyor.
Adalar Belediyesi yetkilileri Bostancı - Adalar arasındaki vapur seferlerinin kalkmasının ardından Ada sakinlerinn imza kampanyası da başlattıklarını ve vapur seferlerinin yeniden başlatılması için 10 binden fazla imza toplandığını belirtti.
İDO SON NOKTAYI KOYDU
hurriyet.com.tr'ye bilgi veren İDO Basın ve Yayın Müşaviri Tolga Uyar ise Adalar - Bostancı arasında çok fazla zarar ettiklerini ve zararı karşılayamadıkları için mecburen vapur seferlerini kaldırdıklarını anlattı. Uyar, vatandaşları rahatlatacak açıklamayı yaptı: ''Asla Kabataş - Adalar arasındaki vapur seferleri kalkmayacak.''
Bu şikayetlerin yersiz olduğunu belirten Uyar, ''Kabataş'tan Adalar'a olan mesafe uzun. Ve o hatta sıkıntı da yaşamıyoruz. Daha önce de belirttik, yine vurguluyoruz asla o hatta vapurların seferden kaldırılması mümkün değil'' dedi.
_______________________________________________________5
Yalova77, 7.10.2010
http://www.yalova77.com/haber/4444/Yalova-Adalar-vapuru-geri-geliyor.html
Yalova - Adalar vapuru geri geliyor
Yıllarca Yalova-Adalar-İstanbul arasında hizmet veren vapur, adeta Yalova ile özdeşleşmiş, ve Yalova köylülerinin yetiştirdikleri ürünleri satmak için Adalar'a veya İstanbul'a götürdüğü bir ulaşım aracı olmuştu.
Son yıllara kadar varlığını sürdüren Vapur seferleri, değişik bahanelerle sona erdirilmiş, halkın tüm istek ve tepkisine, hatta siyasilerin vaatlerine rağmen geri gelmemişti.
Şimdi bu konuda Yalova'nın çiçeği burnunda Valisi Dursun Ali ŞAHİN girişimde bulundu.
Konu ile ilgili olarak Vali Şahin şunları söyledi;
"Yalova, yüksek nüfus yoğunluğuna sahip büyük şehirler arasında kalmış, tarım ve turizmin hızla gelişmekte olduğu şirin bir kenttir.
İlimiz merkez ve köylerinde uygulanan projelerle organik sebze ve meyve üretiminin seviyesi sürekli yükselmektedir. Bu ürünlerin İstanbul'da ve özellikle Adalar'da pazarlanabilmesi, üreticilerimize çok büyük katkılar sağlayacaktır.
Bu inançla, Valiliğimizce İDO Genel Müdürlüğüne bir yazı yazılmış ve Yalova'dan Büyükada'ya denizyolu ulaşımının sağlanabilmesi için haftanın 2 veya 3 günü denizotobüsü seferi konulmasının zaruret arz ettiği ifade edilmiştir.
Ayrıca, yıl boyunca uygulaması devam eden Bostancı-Yenikapı-Armutlu denizotobüsü seferlerine, sadece yaz aylarında denizotobüsü seferi bulunan Çınarcık İlçemizin de eklenmesi suretiyle, deniz ulaşımının yıl boyu Bostancı-Yenikapı-Armutlu-Çınarcık şeklinde hayata geçirilmesinin Çınarcık İlçemizin turizm potansiyeline çok önemli katkılar sağlayacağı belirtilmiştir.
Bahsedilen denizotobüsü seferlerinin gerçekleştirilmesi konusunda gerekli çalışmalar ciddiyetle sürdürülecektir."
Aman Dikkat!
Anlaşılan o ki Yalova-Adalar seferi yeniden başlayabilir, fakat bu kez Deniz Otobüsü ile, birde Çınarcık için olumlu haberde ektrası.
Bizde Yalova77 olarak, Adalar seferlerini geri istiyoruz. Birde uyarı, seferler geri gelirse aman dikkat! onlarda karaya çıkmasın!!! (Son günlerdeki kazalar ve İnkilap Vapuruna ithafen)
_______________________________________________________6
EmlakKulisi.com, 12.10.2010
http://www.emlakkulisi.com/49518_kilise_yapan_rahiplere_kacak_insaat_sucundan_ceza_verildi_
Kilise yapan rahiplere kaçak inşaat suçundan ceza verildi!
Heybeliada'da eski domuz barakasının yerine yapılan ancak daha sonra yıkılan kilise için patrik hariç herkese ceza verildi
Heybeliada'daki domuz çiftliğine inşa edilmek istenen kilise için, Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlı rahiplere "kaçak inşaat yaptırmak" suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. İnşaatı yapan Halim Gümüşcü, Ahmet Okur ve Abdi Perdahçı da 10 ay ceza aldı. İnşaatı yıkan Adalar Orman Şefi Yüksel Özcan da "mala zarar vermek"ten 5 ay hapse mahkûm olurken, Patrik Dimitri Bartholomeos Arhondoni'ye herhangi bir ceza çıkmadı.
'BURASI ORMAN ALANI'
Fener Rum Patrikhanesi, 3 yıl önce, Heybeliada'daki Domuz Mandırası Tepesi'nde, eskiden keşişlerin domuz besledikleri baraka ile ibadet ettikleri şapelin yerine kilise yaptırmak istedi. Adalar Orman İşletmesi ise bu bölgenin "orman alanı" içerisinde kaldığını belirterek, 13 Kasım 2007'de inşaatı yıktı. Ardından, Fener Rum Patrikhanesi, müteahhit ve bölgeye yerleşen üç aile hakkında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na karşı geldikleri iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak dönemin Adalar Kaymakamı Mevlüt Kurban, Patrikhane'nin 'zilliyet' hakkı nedeniyle kilisenin yapılabileceğini belirtti. Kurban, 'mal zilliyetine' tecavüz ettiği gerekçesiyle de Adalar Orman İşletme Şefi Yüksel Özcan'ın "orman alanına girmesi" engelleyen bir karar çıkarttı. Özcan ise Adalar Kaymakamlığı'na yanıt dilekçesi vererek, söz konusu yerin Hazine'ye ait olduğunu ve Patrikhane'nin yanlış adres verilerek kilisenin yapıldığı yere usulsüz elektirik bağlattığını savundu. Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri de "Zilliyet olabilmesi için tapu kayıtlarının veya işgalcilerin hak sahibi olması lazım. Böyle bir durum söz konusu değil" açıklamasında bulundu.
YIKANA 5 AY CEZA...
Yargıya intikal eden olayda, savcılık Patrikhane'ye bağlı papazlar ve müteahhitler hakkında dava açtı. Adalar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava geçtiğimiz aylarda sonuçlandı. Patrikhane rahipleri Apostol Daniilidiz ve Vasil Poridis'e kaçak inşaat yaptırmaktan 1 yıl 8 ay; inşaatı yapan Halim Gümüşcü, Ahmet Okur ve Abdi Perdahçı'ya da 10 ay ceza verildi. Adalar Orman İşletme Şefi Yüksel Özcan ise mala zarar verdiği gerekçesiyle 5 ay ceza aldı. Özcan kararı temyiz etti.
Sabah
_______________________________________________________7
From: RİSHİ SAPRA
Subject: American Architecture students interested in Buyukada island history
Date: October 10, 2010 4:57:33 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Dear Sir/Ma'am,
I am an architecture student from Arizona State University. We visited the Buyukada island a month before with our university group.
I was amazed to see the culture and history of the island. Right now I am researching the ways how the economical, cultural and social issues can be solved on the island.
I writing a sustainable proposal to help increase the economical level and enhance the cultural values of islanders.
For this I am focusing upon the exotic spices gardening methods and cooking techniques also on the vacant football ground, which is abandoned now.
I came to know about you through this well kept blog
"http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/" I hope you can help me up with some more information, so as I can also contribute towards the awareness about my most loved island Buyukada.
Thanks,
Rishi Sapra
Graduate Student
Teaching Assistant
M.Arch 6th year
Arizona State University
United States
_______________________________________________________8
From: MUZAFFER MERMER
Subject: bir rica
Date: October 11, 2010 2:48:47 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Sayfalarinizda Raffi Hermonn`a ait bir yazi gördüm. Ben kendisiyle bundan yaklasik 30 yil önce bir sanat kurulusunda birlikte calismistim. Daha sonra da izlerimizi kaybettik. Sizden ricam, benim Raffi Bey`e ulasmama yardimci olmaniz.
Benim Adim Midi (Muzaffer) Mermer, Mail adresim: mmidi@bluewin.ch
Sonsuz tesekkürler, dostca selamlar,
Midi
_______________________________________________________9
Gündem, 7.10.2010
http://www.gercekgundem.com/?p=319043
Adalar’da İBB terörü
Büyükada’ya 50 kişilik çevik kuvvet polisi desteğiyle gelen zabıta ordusu adeta terör estirdi.
Adalar’a 50 kişilik çevik kuvvet polisi desteğiyle gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 150 kişilik zabıta ordusu Büyükada’da adeta terör estirdi.
İBB Zabıtaları, daha sonra Adalar Belediyesi yetkililerine işlerinin bittiği bilgisini verdikten sonra yıkım yerinden ayrıldılar. Ancak buna rağmen Büyükada iskelelerinin bulunduğu Atatürk Meydanı’na yönelen zabıta ve polis ekipleri, Adalar Belediyesi’nin demirbaşı olan ve İlçe Halk Eğitim Merkezi kursiyerlerinin ürünlerini sergilediği fayton büfeleri adeta gasp edercesine içindeki eşyalarla birlikte beraberlerinde getirdikleri gemiye yüklemeye başladılar.
Adalar Belediyesi yetkililerinin tüm itirazlarına rağmen yükledikleri 12 adet fayton büfe ile birlikte yola çıkan İBB zabıtalarına, Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Resul Can’ın denizin ortasında yaptığı itirazlar da bir sonuç vermedi. Aldıkları fayton büfeleri Maltepe İDO iskelesinden karaya çıkartmak isteyen İBB zabıta ekiplerine, Adalar Belediyesi’ne ait Şehit Nadir Güneş çıkartma gemisi ve Horoz Reis ambulans teknesi ile müdahale edilerek iskelede önleri kesildi. Zabıta yetkililerin Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Resul Can ile görüşmemekte direnmesi üzerine bu kez de iskeledeki çöp kamyonları ile Adalar Belediyesi’nin demirbaşları olan fayton büfelerin karaya çıkışları çöp kamyonları ile engellendi. Bunun üzerine Kartal iskelesine yönelen İBB ekiplerine yine aynı şekilde müdahale edildi. Yaptıklarının yasal olmadığı ve savcılığa suç duyurusunda bulunulacağının tekrar hatırlatılması üzerine İBB zabıtaları, içindeki mallar ile birlikte gasp ettikleri fayton büfeleri karaya indiremeden bırakmak zorunda kaldı.
Fayton büfeleri gemi ile Büyükada’ya getiren Adalar Belediyesi yetkilileri, araçları içindeki malları ile birlikte sahiplerine teslim ederken, İBB Zabıtası hakkında da Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Adalar Cumhuriyet Savcılığı da suç duyurusu hakkında ön tahkikat izni vererek İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü görevlendirdi.
_______________________________________________________10
Milliyet, 07.10.2010
http://www.milliyet.com.tr/ada-da-fayton-bufe-krizi/yasam/haberdetay/07.10.2010/1298387/default.htm
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıtalar, Büyükada Halk Eğitim Merkezi’ndeki kursiyerlerin eserlerinin sergilendiği 8 fayton büfeyi kaçak oldukları iddiasıyla gemiyle Kartal’a İskelesi’ne götürmek isteyince ortalık karıştı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, dün sabah Büyükada’ya giderek at ahırlarının önündeki fayton tamirhanesini “izinsiz işletildiği” gerekçesiyle yıktı. Ekipler daha sonra, sahildeki Atatürk Meydanı’nda bulunan Halk Eğitim Merkezi kursiyerlerinin ürünlerinin sergilendiği 8 fayton büfeyi içindeki eşyalarla birlikte gemiye yükleyerek götürmek istedi.
Adalar Belediyesi yetkililerinin araya girmesiyle gemiyle Kartal İskelesi’ne çıkarılmaya çalışılan fayton büfeler iade edildi. Adalar Belediyesi Başkan Yardımcısı Can, faytonların Büyükşehir Belediyesi tarafından toplu ulaşım aracı sayıldığını, at ahırlarının da İSPARK tarafından işletilmesi gerektiğinin söylendiğini ifade etti.
‘Cevap gelmedi’
İBB yetkilileri ise büfelerin kaçak olup olmadığının ilçe belediyesine daha önceden yazı yazılarak sorulduğunu ancak cevap gelmediğini söylediler.
Rutin kontrollerde büfelerin kaçak olduğu düşünülerek kaldırılmak istendiğini kaydeden yetkililer, ilçe belediyesi yetkililerinin durumu izah etmeleri üzerine yıkımdan vazgeçildiğini belirttiler.
ADA
GazeteVatan, 6.10.2010
http://haber.gazetevatan.com/Haber/333119/1/Gundem
Ada’da villa, 25 kantin, 20 servis
Rüşvetten tutuklanan Milli Eğitim Müdürü'nün şaşırtan malvarlığı
Rüşvet alırken suçüstü yakalanıp cezaevine konulan Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Zeki Gürsül’ün Büyükada’da bir ev aldığı ortaya çıktı. Rüşvetten 5 defa görevden alındığı ve her defasında mahkeme kararıyla döndüğü öğrenilen Gürsül’ün kızı bugün Hidiv Kasrı’nda evleniyor.
Acıbadem Anaokulu müdürü Ülker Zaman’dan bin 450 lira rüşvet alırken suçüstü yakalanan ve cezaevine gönderilen Kadıköy Milli Eğitim Müdürü Zeki Gürsül’ün Büyükada’da 500 bin dolar değerinde bir evi olduğu ortaya çıktı. Gürsül’ün İstanbul’un en gözde yerlerinden biri olarak görülen Büyükada’daki villayı 2006 yılında 250 bin dolara aldığı öğrenildi. Gürsül’ün eşi ve kızıyla yaz aylarını adada geçirdiğini anlatan Büyükadalı komşuları, “Kızının düğününün yakında olduğunu biliyoruz, böyle bir insan değildi. Rüşvet alabilecek birine benzemiyordu” dediler.
‘20 servis aracı var’ iddiası
Hakkında rüşvet ve benzer suçlardan açılmış çok sayıda davalar bulunan Gürsül’ün 20’ye yakın servis aracının olduğu da iddia edildi. 25 okul kantininin de Gürsül tarafından işletildiği öne sürüldü. Gürsül’ün ayrıca okulların temizlik işlerini yapan bazı şirketlerden komisyon aldığı, bazılarının ise gizli ortağı olduğu iddia edildi.
Defalarca soruşturma geçirdi
Zeki Gürsül’ün benzer rüşvet iddiaları nedeniyle geçmişte 4 ya da 5 kez görevden alındığı ancak her seferinde mahkeme kararıyla görevine geri döndüğü ortaya çıktı. Gürsül’ün son olarak yine aynı iddialar yüzünden görevden alındığı üç ay önce mahkeme kararıyla yeniden görevinin başına geçtiği öğrenildi. Gürsül’ün kızının bugün Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde gerçekleştirilecek nikah töreninden sonra Hidiv Kasrı’nda yapılacak düğünle evleneceği öğrenildi.
‘Sana ceza kestim’
Anaokulu Müdürü Ülker Zaman şikayet dilekçesinde, “Gürsül okula gelip kızının evleneceğini belirterek düğün davetiyesi verdi. ‘Sana ceza kestim. Buzdolabını sen alacaksın’ diyerek rüşvet istedi” demişti.
‘Rüşvet değil düğün hediyesi’
Zeki Gürsül ifadesinde şunları söyledi: “ Tüm okul müdürlerine kızımın 7 Ekim’deki düğünü için davetiye göndermiştim. Ülker Hanım beni bu olaydan yaklaşık 3-4 gün önce ziyaret edip, ‘ne noksanımız’ olduğunu sordu, hediye almak istediklerini söyledi. Ben önce eksiğimiz olmadığını söyledim. Fakat ısrarcı olunca Kadıköy Belediyesi’nin karşısındaki Bosch bayiinden bir buzdolabı alabileceklerini söyledim. Diğer beyaz eşyalarımı yani buzdolabını, fırını ve bulaşık makinesini oradan almıştım. Ben aldığım bu beyaz eşyalardan bir tanesinin parasını ödeyebileceğini söyledim. O gün Ülker Hanım okul ile ilgili bir sorun olduğunu söyleyip benden randevu istedi. Geldi anaokulunun yeniden yapılandırılacağını , bunu hafta sonu yapacaklarını söyledi. Tam çıkacakken zarfı masanın üzerine koydu. Ben kendisine parayı Bosch bayiine götürüp vermesi gerektiğini söyledim. Çocuğunun hastanede olduğunu söyleyince ısrar etmedim ve çıktı. 3-4 dakika sonra polisler içeriye girdi.”
_______________________________________________________12
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr125.asp
04 Ekim, 2010
EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI
Adalar Belediye Meclisi’nin 6. seçim dönemi 2. toplantı yılı Ekim ayı toplantısı 4 Ekim Pazartesi günü Büyükada Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. Dr. Mustafa Farsakoğlu başkanlığında gerçekleşen toplantıya tüm meclis üyeleri katıldı. Meclis Toplantısı, Oktay Altın’ın yol harcamaları ve katılım paylarıyla, Müslüm Şahin’in depremle ilgili çalışmaları hakkında verdiği sözlü önergelerin başkanlık makamına havalesi ve Kaya Sönmez’in Heybeliada Sağlık Ocağı ile ilgili yazılı önergelerinin ardından gündem maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Gündemin önemli maddelerinden Sedefadası’ndaki arazinin satılmasıyla ilgili görüşleri yanıtlayan Başkan Farsakoğlu, Adalar Belediyesi olarak kaynak yaratmak zorunda olduklarını ve gelirlerinin oldukça düşük olduğunu belirterek, “Genel bütçe gelirlerinden gelen pay, personel masraflarının 1/5’ine yetmiyor” dedi. Farsakoğlu, söz konusu yerin 2. derece Sit alanı olduğunu ve iddia edildiği gibi tamamının ağaçlık alan olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burayı satışa çıkarmak veya satarak imara açmak anlamına gelmiyor. Bu durum ancak planlara uygun olarak ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı uyarınca mümkün. Adalar Belediyesi’nin 49 taşınmazı var. Bunların dördü bina, altısı arsa ve otuzdokuzu da işlevsiz alan. Bunların üzerinde toplam 1345 haciz kararı var. Bu haciz kararlarını aldıran kişi ya da kuruluşlardan herhangi biri bunların satışını talep edebilir ve biz de bir şey yapamayız. Ayrıca, yeşil alan satılamaz diye bir şey mi var? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin veya diğer ilçe belediyelerinin bu tür uygulamalarına şahidiz” dedi. Tasarı, İmar ve Hukuk komisyonuna havale edilmesinin ardından toplantı sona erdi.
_______________________________________________________13
Son Dakika, 8.1.2010
http://www.sondakika.com/haber-adalar-belediye-meclisi-toplandi-2273170
Adalar Belediyesi Meclisi, Sedef Adası'ndaki Arazi Satışına İlişkin Tasarıyı Bugün Görüştü
Alınan bilgiye göre, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu başkanlığında toplanan Mecliste, Adalar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün, Sedef Adası'ndaki arazinin satışının yapılmasına ilişkin tasarısı oylandı.
Oylamada, Sedef Adası 57 pafta 14 ada 1 parselin 1/5000 koruma amaçlı imar planları kesinleşip, 1/1000 ölçekli imar planları onaylandıktan sonra tekrar değerlendirilmesine ilişkin karar oy çokluğuyla kabul edildi.
Oylama, 10 oyla kabul edilirken, 1 üye ret 1 üyede çekimser kaldı.
Sedef Adası'nın 1984 yılında koruma altına alınması için dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağışlanan tepe noktasındaki yeşillik alanın mülkiyeti, 1986 yılında Adalar Belediyesine geçmişti.
(MTO-DÜR-NÖZ) - İSTANBUL (Anadolu Ajansı)
_______________________________________________________14
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr126.asp
İSTANBUL’UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN
İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 87’nci yıldönümü kutlamaları, 6 Ekim Çarşamba günü Büyükada Atatürk Meydanı’nda düzenlen törenle kutlandı. Kutlamalar, Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasıyla başladı. Bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi öğrencilerinden Zeki Barış Erdem’in “Canım İstanbul” adlı şiirini okumasıyla sona erdi. Kutlamalara, Adalar’dan sorumlu Vali Yardımcısı İbrahim Hayrullah Sun, Heybeliada Askeri Lisesi komutanlarından Albay Cevat Pekmez, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu askeri ve mülki erkan katıldı.
* * *
1 gün sonrasında da...
Adalar Belediyesi çelengi İstanbul'un kurtuluşunun 87. sene-i devriyesini kutlamaya devam etmekte!...
Büyükada, 7 Ekim 2010 10:43.
_______________________________________________________15
From: ADALAR MÜZESİ
Subject: Adalar Müzesi Etkinlikleri Devam Ediyor Adalar'dan Mesaj Var
Date: October 8, 2010 12:04:19 PM GMT+03:00
ADALAR’DAN MESAJ VAR!
10 Ekim 2010 Pazar
Adaevi - Büyükada
Sokak Bizim Derneği ve Adalar Müzesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Ada'dan mesaj var" başlıklı söyleşi-seminer Adalar’daki yaya hareketini örnek alarak, otomobilsizliğe vurgu yapıp Adalar’dan İstanbul’a mesaj vermek isteniyor. Karşılıklı sohbet şeklinde ilerlenmesi planlanan bu programda katılımcıların da konuya yönelik katkıları ve deneyimlerini aktarmaları bekleniyor.
Öğleden sonra düzenlenecek workshopta ise "Adanın Geleceğine Yönelik Senaryolar" konuşulurken hareket edilebilirliğin ve yaya özgürlüğünün, ada yaşamının sürdürülebilirliği ve geleceği sorgulanacak. Ayrıca ada sakinleri ile zihinlerindeki Büyükada’nın konuşulacağı “Aklımdaki Ada” çalışması gerçekleştirilecek.
Davetlisiniz!
Bilgi ve iletişim için: Adaevi, Büyükada İskele Meydanı (0216) 382 52 80
Etkinlik Programı:
11:00 - “Ada’dan Mesaj Var” Temalı Söyleşi
14:00 – “Ada’nın Geleceğine Yönelik Senaryolar” Temalı Workshop ve “Aklımdaki Ada”
_______________________________________________________16
From: SİBEL AKKAŞOĞLU
Subject: ADAEVİ BU HAFTA 11 EKİM-17 EKİM
Date: October 11, 2010 10:12:56 AM GMT+03:00
SEVGİLİ ADAEVI DOSTLARI,
BU HAFTA ADAEVİ YİNE DOPDOLU. PROGRAMDA YAYINLADIGIMIZ ETKINLIKLER DISINDAKI; BUNLARI SIZE YENİDEN HATIRLATAYIM.
11 EKİM PAZARTESİ SAAT 20.00'DE GERCEK BIR HAYAT OYKUSUNE DAYANAN ''JULIA' ADLI FILMI, 15 EKİM CUMA SAAT 20.00'DE 2007 OSCARINA SAHIP ''IHTIYARLARA YER YOK'' FILMINI GOSTERECEGIZ.
BU ARADA ADAEVİ FILM GOSTERILERINDE BIR GUZEL GELISME OLDU. BAZI FILMLERI GENEL ISTEK UZERİNE TEKRAR GOSTERMEYE BASLADIK. MESELA GECEN CUMA GOSTERDIGIMIZ OLAGANUSTU KOMIK INGILIZ FILMI ''CENAZEDE OLUM'' BU CARSAMBA YANI 13 EKİM CARSAMBA GUNU SAAT 20.00'DE TEKRAR GOSTERILECEK. SON ZAMANLARIN BENCE EN KOMIK FILMINI KACIRMAMALISINIZ.
GELELIM PROGRAM DISI EKSTRA ETKINLIGIMIZE. 1950'LI YILLARDAN BERI PARIS'TE YASAYAN, YUZLERCE SERGI ACMIS VE RESIMLERI ONEMLI KOLEKSIYONLARA GIRMIS RESSAMIMIZ, DOSTUMUZ SEVGİLİ ERDAL ALANTAR SEVGİLİ FOTOGRAFCI ARKADASIMIZ YALCIN SAVURAN'LA BIRLIKTE ORNEKLERLE ''RONESANS'TAN BUGUNE RESME BAKIS'' ADLI BIR SUNUM YAPACAKLAR. BU PROGRAM 17 EKIM PAZAR GUNU SAAT 19.00'DA OLACAK.
RESIM SANATIYLA ILGILI ISENIZ IKI ELINIZ KANDA OLSA BU PROGRAMI IZLEMENIZI ONERIRIM. TECRUBE KONUSUYOR. CUNKU ONCEKI YILLARDA BEN BU ETKINLIGI BASKA BIR MEKANDA GERCEKLESTIRMISTIM. GERCEKTEN COK FAYDALI.
HEPINIZI BEKLERIZ...
SELAMLAR SAYGILAR,
SIBEL AKKASOGLU
ADAEVI
KÜLTÜREL ETKINLIKLER SORUMLUSU
TEL 0216 382 52 80
GSM 0533 514 88 03
_______________________________________________________17
From: CELAL KARACA
Subject: Denizde Görülmeyen Tehlike Hayalet Ağlar...
Date: October 7, 2010 3:13:44 PM GMT+03:00
To: ADALAR POSTASI
Denizde Görünmeyen Tehlike: Hayalet Ağlar...
Hala balık tutmaya devam ediyorlar….
İstanbul sınırları içerisindeki Marmara, Karadeniz ve Boğazları kapsayan bir araştırma, balıkçıkların kaybettiği ağların neden olduğu "hayalet avcılığı"nın boyutlarını ortaya koydu. 2009 Eylül-2010 Haziran arasında 280’den fazla kıyı balıkçısıyla yapılan mülakatlar sonucu İstanbul kıyılarında 229, Adalar’da ise 12,5 kilometre balık ağının kaybolduğu ortaya çıktı.
Kıyı balıkçıları attıkları bu ağları yerinde bulamadı. İstanbul kıyı balıkçısının hedefinde Palamut, lüfer, kalkan, tekir gibi balıklar var ve genellikle bunları avlayan ağlar da kayboluyor.
BİR SEZONDA 229 KM AĞ KAYBOLDU..
Araştırmayı yürüten İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi araştırma görevlisi Taner Yıldız, “Hayalet ağlar, balıkçıların çeşitli nedenlerle kaybettiği ve denizde kendi kendine avlanmaya devam eden av aletleridir. Bir palamut ağının ortalama 163 metre olduğunu düşünürseniz tehlikenin boyutları daha kolay anlaşılabilir” dedi.
Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, ağların kaybolmasının en önemli nedeni trol, gırgır ve uzatma ağları gibi farklı av araçlarının birbiriyle çarpışarak ağların sürüklenmesi. Karadeniz’de ise daha çok yük gemileri balıkçıların ağlarını kontrol etmeden demirliyor ve ağlara zarar veriyor.
Aynı bölgede yapılan denetimsiz avlanmalar neticesinde kaybolan ağların “8 yıla kadar suda kalabildiği ve balık avlamaya devam ettiği” belirtildi. Araştırmaya göre kayıp av araçları sadece balıklara zarar vermiyor.
Suda kaldığı sürece dibe çökerek resif ya da süngerlerin üstünü kaplıyor, büyümelerini engelliyor, suyun devir daimine ve sualtında biyolojik çeşitliliğe zarar verme gibi sorunlara yol açıyor.
FAO 1995’TE UYARMIŞTI…
HAYALET avcılık ilk defa 1973 – 74 yıllarında Amerika’da tespit edildi. Türkiye’de ise ilk defa Yrd. Doç. Dr. Adnan Ayaz, İzmir Körfezi’nde,
Yrd. Doç. Dr. Caner Özyurt İskenderun Körfezi’nde konuyla ilgili araştırmalar yapmıştı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de 1995’te sorumlu balıkçılık ilkeleriyle ilgili, Tarım Bakanlığı tarafından da Türkçeye çevrilmiş bir kitapta, kayıp av araçlarıyla nasıl mücadele edileceğini ve devletlerarası işbirliğini gündeme getirmişti. Yıldız, “Bütün bu uyarılar dikkate alınmadı. Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Müdürlüğüne, gece yapılan kaçak avlanmaları balıkçıkların ihbar ettiğini ama zamanında müdahale edilmediğini duyuyoruz. Denetimler zamanında yapılmalı" dedi.
Trole yasak var gırgıra niye yok?
Araştırmalar neticesinde 31 barınaktan sadece 4’ünde olta balıkçılığının yapıldığını, diğer 27’sinde kaçak trol veya gırgır ağlarının kullanıldığını belirtti. “Özelikle Rumeli Feneri ve Poyrazköy’de trol ve gırgır tekneleri yoğunlaşmış. Marmara ve Adalar bölgesinde kaçak trol kullanımı var. Gırgır ağları 18 metreden daha sığ sulara girerek kıyı balıkçısının av alanını ihlal ediyor ve 20-25 metreye varan uzatma ağları vs. kaybolabiliyor”
TÜKENEN TÜRLER GIRGIRIN HEDEFİ
Trol kadar zararlı olan gırgırın yasaklanmaması da balıkçılığa zarar veriyor. Ayrıca kaçak avlanmayı kontrol etmede yetersiz kalınıyor: “Gırgır teknelerine sahip kişilerin ekonomik ve siyasi gücü kanunları etkiliyor. Büyük balıkçı ne derse o oluyor. Örneğin Marmara Denizi’nde trol yasak ama trol kadar zararlı gırgır niye yasak değil?
Boğaz’da seyahat ederken Beykoz, Çubukluda ağ çeviren gırgırlarına dur diyen bir güç yok.
Şimdiye kadar Marmara, Karadeniz ve Boğaz’da tükenen türlere baktığımızda bunların hedefi trolün değil gırgırın hedef türleri. Yani uskumru, kolyoz, orkinos…
KURŞUN DA DENİZİ KİRLETİYOR
Gırgırın yasal olarak dibe değmemesi gerekir, su kütlesinde sürü halinde dolaşan balıkları hedefler ama bizim gırgırcımız sığ sulara girdiği için dibini süpürüyor. Trolden hiçbir farkı yok. Kilometrelerce alanı çeviriyor, zararı daha fazla.” Bunların yanı sıra balık ağlarıyla birlikte aynı dönem kaybolduğu tespit edilen 19.2 ton kurşun da denizi tehdit eden kirlilik unsurları arasında.
Ülkemiz karasularının %95 inde trol ağlarıyla avcılık yasaktır.
Marmara ve Boğazlar yasayla (tebliğle değil) trole kapalıdır, ama en çok Marmara’da trol vardır.
Ayrıca Marmara'da ipten trole yasakken karides algarnası adı altında demirden troller (her biri 6 metre genişlikte, torbası 10-12 mm (göz kenar uzunluğu) ve bir tekneden aynı anda 2-3 adet kullanılıyor) serbestdir.
Doğu Karadeniz 1978 yılından beri trole yasaktır ama tıpkı Marmara gibi devletin resmi rakamlarında orada trol teknesi varlığı görülür.
Trolün serbest olduğu alanlarda denetim sıkıdır. Çünkü orada trol vardır ve denetlenmelidir, oysa trolün tamamen yasak olduğu yerlerde trol yok diye denetim de hiç yoktur. Buralarda kontrolden sorumlu birimler trol varlığını reddetmektedir çünkü çoğu trolü tanımamaktadırlar.
Yasak alanlarda trol varlığı resmen mümkün değildir. Geçiş bile mühürlü ve kontrol altında yapılır, yapılmalıdır. Ama güvertesinde ağ ve kapı ile bu tekneleri pek çok yasak limanda görebilirsiniz.
Trol ağları ekmek bıçağı gibidir. Adam kesmede kullanılan bir ekmek bıçağı yerine, adamı kesen katili cezalandırmak daha doğrudur.
Trol torbası 44 mm olan, ülkemiz karasularının %95 inde zaten yasak ağdır. İstendiğinde ağ gözü büyütülerek istenmeyen boydaki balığın avlanması önlenebilir. Trol ağlarıyla ülkemizde avlanan balığın sadece %8 -12 si avlanır.
Mesela balıkçılığımızdaki kötü gidişatı analiz edebilmek için bir de gırgıra bakalım;
Türkiye’de avcılığın %85 i gırgırla yapılır, gırgır ağları yapı ve çalışma ilkeleri gereği seçici yapılamazlar.
Hamsi gırgırı kibrit çöpünü, palamut gırgırları kıraçayı, orkinos gırgırı palamudu yakalayacak göz açıklığında (sırasıyla 5, 12, 30 mm kenar uzunluğunda) yapılmak zorundadır.
Celal Karaca
Kaynak: Alıntı