15 Temmuz 2009 Çarşamba

ADALAR POSTASI-2291: sana dünya olsun feda... büyük ada! büyük ada!

ADALAR POSTASI
15 Temmuz 2009



"Buyuk Ada Tesebbus Grubu" tarafindan yayinlanan bir brosurun kapagi.*

*[Gokhan Akcura, "1934 Buyukada Adalar Revusu", Toplumsal Tarih 187 (Temmuz 2009)83-85.]


* * *
ADALAR'da TARIHTE O GUN:

05 Ocak 1894 Cuma gunlu Buyukada'da bir camiyle birlikte bir mektebin insaatini alan muteahhid Mehmed Arif'in fazla masraftan sikayetine dair...


* * *
ADALAR'da BIR GUN:



Buyukada, 1/06/2009 03:53


* * *
15 Temmuz 2009 Carsamba gunu
Buyukada'da HAVA DURUMU*
gokgurultulu saganak yagisli
18 -27ºC
% 47-85 nem
K 28km/sa

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca

* * *
BIR BALIK:



* * *

Cicely Mary Barker, The Cornflower Fairy.


* * *
1- Gokhan Akcura: "1934 Buyukada Adalar Revusu..."
yazisinin ADALAR POSTASI'nda yayimlanmasina izin veren Gokhan Akcura ve yazi ile gorselleri ulastiran Toplumsal Tarih Dergisi'nin Sorumlu Yaziisleri Muduru ve Yayin Yonetmeni Ahmet Aksit'e en icten tesekkurlerimizle...

2- Emre Zeytinoglu: "Belki de kimimizi bir okulla, kimimizi bir vapurla, kimimizi bir sahille, kimimizi bir araziyle, kimimizi bir fabrikayla, kimimizi bir kilo domatesle, kimimizi bir sise gazozla vs. vs. vs. coktan satmislardir da..."

3- Sibel Guvenc: "Bulent Misirlioglu'nun, Dikran Bey ve 'Bunlari biliyor musunuz?' kosesindeki bilgilere ve Ruhban Okulu'yla ilgili tespitlere mutlaka Farsakoglu'nun bir cevabi vardir. Bizler bu cevahlari bekliyoruz..."

4- Deniz Tufekci: "O da ne? Adini sanini bilmedigim ama yazisinin benzerlerini, uslub, icerik, goz bagciligi basta olmak uzere yaniltmaca dolu, icerigi bos, soyleyecek bos fikirleri ortmek icin biraz hakaret, akli sira hiciv (!) yollu, benzerleri her 'taraf'ta gorulen, gizli servis gudumlu gastelerde (!) yazan, nedense cogu 'wiski solcu' ya da 'eski solcu' (!) yazarlara tipa tip benzeyen, sonradan Adali birisi, guya benim ilettigim bir yazi uzerinden beni ve CHP'yi sorguluyor..."

5- Emine Cigdem Tugay: "Hal vaziyet bu minvaldeyken bahsi gecen kanunun 61. maddesi uyarinca 'Koruma Yuksek Kurulu ile ilgili Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Bolge Kurulu'nun kararina uymak' suphesiz ki bu aleni 'suca ortak olmak' olacagindan bu konuda her turlu kanuni hakkimiz sakli kalmak uzere bir kez daha israrla bahsi gecen 'uygunsuz' reklam panolarinin tamaminin Kentsel ve Dogal SIT alani olan Istanbul Adalari'ndan ivedilikle kaldirilmasi yonunde bir kararin ilgili kurulca cikartilmasi yonunde gereginin geregi gibi yapilmasi geregini onemle arz ederiz..."

ADALAR POSTASI'nin 2291. sayisinda...

)O(

..........................................................1
From: Gokhan Akcura
Subject: Re: degil miyiz biz ada?
Date: July 13, 2009 6:51:24 PM EEST
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

From: Ahmet Aksit
Subject: FW: Gokhan Akcura yazisi
Date: July 14, 2009 11:58:28 AM EEST
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com


Gokhan Akcura, "1934 Buyukada Adalar Revusu", Toplumsal Tarih 187 (Temmuz 2009)83-85:


1934 Buyukada
ADALAR REVUSU

Adalar Muzesi'nin kurulus calismalari surmekte. Agustos ayinda Buyukada Adaevi'nde yapilan calismalari anlatan bir de sergi acilacak. Bu vesileyle, bundan tam 75 yil once "Adalari Guzellestirme Cemiyeti" tarafindan Ekrem ve Cemal Resit Rey kardeslere ismarlanan bir revuyu tanitmak istedik. 1934 yazi, Sehir Tiyatrosu sanatcilari tarafindan oynanan bu senlikli "Adalar Revusu" ile daha keyifli gecmisti.


Adalar Revusu brosurunun kapagi.


Yil 1934. Istanbul Sehir Tiyatrosu'nun ana mekani Tepebasi'ndaki tiyatro binasidir. Hemen yaninda Tepebasi Belediye Bahcesi, bu bahcenin yazlik sahnesi ve az ilerde de Pera Palas'in hemen yani basinda bir Gardenbar yer almakta. Bu mekanlari uzun yillardir isleten Istanbul'un unlu emprezaryolari Lehman ve Arditi efendilerin kontratlari sona ermisitir. Belediye Baskani Muhittin Bey de bu iki yerin mukavelesini yenilemez.

Vasfi Riza Zobu anlatiyor devamini: "Maaslarimiz kit kanaat. Onlara zam yapacak takat Belediyede yok. Bahce ile Gardenbarin Belediyeye temin edecegi kira devede kulak. 'Bu iki yer Sehir Tiyatrosu sanatcilarina tahsis edilirse, onlar bir kooperatif kurar isletirlerse, maddi menfaat temin ederler de gecimlerine medar olur,' diye dusunmusler. Biz de bu teklifi piyango vurmus insanlar gibi sevincle karsiladik." [1]

Bir idare heyeti kurulursa da, sonunda isler Muhsin Ertugrul ile Emin Belig'in sirtina kalir. Bahcenin acilisi 14 Haziran 1934 tarihinde cazbant ile yapilir. Halk bahceyi doldurmakta, cazbant calmakta ve ortadaki pistte sabahlara kadar dans edilmektedir.

Yine Vasfi Riza'ya basvuralim: "Buyukada'da Adalari Guzellestirme Cemiyeti [2] ismiyle bir dernek kurulmus. Kendilerine gelir saglamak icin, Ekrem Resit'le mutabik kalmislar. O, bir "Adalar Revusu" yazmis. Bunu da Cemal Resit bestelemis. Bizimkilerle de anlasmislar. Yat Kulup'un bahcesinde yapilan bir sahnede oynanacak.Hastalik bahane ederek katilmak istemedim bu cumbuse. Olmadi; mecbur kaldim. 12 Temmuz gecesi oynadik. Tuttu, begenildi. Durur muyuz, kooperatifimiz var! Tepebasi bahcesi bizim. Revuyu oynamaya musait koca bir sahnesi mevcut. Ada'daki muvaffakiyetten bir hafta sonra, kendi hesabimiza Tepebasi'nda bu revuye basladik. Persembe, Cuma, Cumartesi, Pazar aksamlari oynuyoruz. Diger aksamlar yine cazbant caliyor, halk oynuyor." [3]

"Adalar Revusu" hakkindaki bilgilerimiz yakin bir zaman kadar bu kadardi. Ama kisa bir sure once elimize gecen revunun brosuru sayesinde artik daha fazla bilgi sahibiyiz. Artik "Adalar Revusu" adli bu kitapcigin sayfalarini acabiliriz.


Cemal Resit Rey, 1934.


36 sayfalik brosurumuz, [4] o yillarin pek unlu isimleri olan Ekrem ve Cemal Resit Rey'in kaleme aldigi bir sunusla basliyor. Sanatcilar "sevgili okurlarini" once revu konusunda aydinlatiyorlar:

"Bizden bir rovu [o zamanlar revu degil rovu deniyormus] istenildigi zaman hem memnun olduk, hem de endiselere kapildik. Sebebi bizde henuz rovu oynanmamasidir. 'Uc Saat' veya 'Lukus Hayat'a rovu diyen olduysa yanilmistir, zira bu iki operette bastan sona kadar tek bir mevzu serdedilmis, inkisaf ettirilmis ve temsilin sonunda neticelendirilmistir. Halbuki rovude tek bir mevzu yoktur. Rovu muhtelif ve birbirile hic bir alakasi olmayan bircok mevzudan ibaret bir temsildir. Bu mevzular kah eglenceli, kah acikli olur...
Esasen rovunun iki sekli vardir. Birinde dekora, kostume, dansa zerre kadar ehemmiyet verilmeksizin mizaha istinat edilir, Paris'te 'Chansonniers'lerin kucucuk tiyatrolarinda oldugu gibi. Bu sekil rovuye 'revue satirique' denir. Digeri de 'Casino de Paris', 'Folies Bergeres' vesaire 'muzik hol'de oynanan rovudur ki, bunda yalniz dekorlara, kostumlere, danslara, renklere, isiklara ehemmiyet verilir.
Biz de bu 'Ada Rovusu'nde rovunun bu iki seklinden haric kalmak mecburiyetinde bulunduk, daha dogrusu ikisine de hafifce temas etmekle iktifa ettik."

Rey kardesler daha sonra bunun bir ilk tecrube oldugunu, ama "zerre kadar korkulari olmadigini", zira revu "Sehir Tiyatrosu'nun buyuk ve kiymetli sanatkarlari tarafindan" oynanacagi icin gonullerinin ferah oldugunu soylerler.

Brosurun bundan sonraki 18 sayfasi sanatcilarin vesikalik fotograflari ile doludur. Ama hemen ardindan revude yer alan "Buyukada", "Hayirsiz Adalar", "Ah sevgilim", "Balon", "Ah laternamu!" sarkilarinin soz ve notalari yer almakta. En sonda da revunun sahneleri ve oyunculari siralanmakta.

"Adalar Revusu" brosuru, kurulacak olan Adalar Muzesi'ne bagislanacak elbette. Belki bir panoda yer alacak sayfalarinin yaninda, kulakli bir dinleme aleti de yer alir. Dugmesine bastigimizda belki de Semiha Berksoy'un sesinden "Buyukada" sarkisini dinlememiz bile mumkun olabilir... Kim bilir...


_____________________

dipnotlar:

1. Vasfi Riza Zobu, O Gunden Bugune, Istanbul (1977)455.
2. Zobu'nun soz ettigi cemiyet buyuk olasilikla 1933 yilinda kurulmus olan, "Belediyenin Murkabesi Altinda Buyuk Ada Tesebbus Grubu" adli kurulustur. Cemiyet nizamnamesinde kurucular olarak Halk Firkasi, Turing ve Otomobil Kulubu, Belediye, Vilayet ve Matbuat gosterilmektedir. "Adalar Revusu"nun ismarlanmasi da herhalde cemiyetin amaclari arasinda yer alan su madde kapsaminda gerceklesmistir: "Adaya gelenlerin sıkılmamalari icin mahalli eglenceler ve senlikler tertip eylemek."
3. age. 456.
4. Ekrem ve Cemil Resit, Adalar Revusu, Istanbul (1934).


Adalar Revusu brosurunden "Buyukada" sarkisinin sozlerinin ve notalarinin yer aldigi sayfalar.


Revunun sahnelerini ve bu sahnelerde
kullanildigini dusundugumuz sarki sozleri:


1. Nes'e — Zinet

(Oyuncular: Zinet: Zehra [Bilir ?] hanim, Nes'e: Huseyin Kemal
[Gurmen] bey)


2. Guzel Adalar

(Kinaliada: Sevkiye [May] hanim,Heybeliada: Feriha [Tevfik]
hanim, Burgazada: Cahide [Sonku] hanim, Buyukada: Semiha
[Berksoy] hanim)


3. Hayirsiz Adalar

(Sivriada: Hazim [Kormukcu] bey, Yassiada: Vasfi Riza [Zobu]
bey)

Bundan onceki bolumde "guzel adalar" tek tek kendilerini tanitirlar. Bunlarin arasina alinmayan "hayirsiz adalar" da bir yakinma sarkisi soylerler:

"Alem zevkde sefada!/ Bizler kaldik ortada/ Davet olmus her
ada!/ Bize yer yok burada!/ Yok muyuz biz sirada!/ Degil miyiz
biz ada!/ Gozumuz yok parada!/ Olalim bir arada!


4. Deli Asik

(Deli Asik: Galip [Arcan] bey)


5. Setaret Baci isyan ediyor

(Setaret Baci: Behzat [Butak] bey)


6. Tarzi Talakki

(Hosgoren Bey: Emin Belig [Belli] bey, Basgarson: Sami
[Ayanoglu] bey, Mahdum: R. Kemal [Arduman] bey, Zirzop Bey:
Muammer Rusen [Karaca] bey, Vahden Bey: Mahmut [Morali]
bey, Kaynana: Halide [Piskin] hanim, Gelin: Cahide [Sonku]
hanim.)


7. Ah Sevgilim (Tango)

(Birinci hanim: Feriha [Tevfik] hanim, Ikinci hanim: Semiha
[Berksoy] hanim)

Huzunlu bir tangoyu belli ki bir duet biciminde soyluyorlar:

"Sessiz, hazin bir bahcede, bir gul acti,
Gul, yaz bitti!... Asiklarin yazla kacti!..."


8. Misafirler

(Evdoksiya: Saziye [Moral] hanim, Oripidi: Hazim [Kormukcu]
bey)

Revunun belki de en ilginc sarkisi olan "Ah Laternamu!", Yunanistan'a goc sonucu gitmis olan Istanbullu Rumlarin, Buyukada'yi ziyaretlerini anlatiyor:

"Biz Atina'dan geldik burada/ Isteriz gormek su Buyukada/
Pire'den bindik guzel vapurda/ Dogrudan geldik simdicik
burda/ Biz zok severiz, kale, Turkyada/ Yok Turkya gibi baska
dunyada/ Ma yazik oldu, oldu zok fena/ Kalmamis burda bizim
laterna!

Ah pateramu, ah pateramu/ Nerede gitti, ah laternamu/
Ah kaymenimu, ah kardiyamu/ Pu ise, kale, ah laternamu!

Zok guzel her sey, poli oreya/ Biz keyif izin geldik buraya/
Yalniz eglenze, baska yok dulya/ Ti na kamome boyledir
dunya/ Var sizde her sey, suslu madama/ Var kibar beyler,
hepsi var ama/ Ma yazik oldu, oldu zok fena/ Kalmamis
burda bizim laterna!


9. Deniz Canavari

(Sair balikci: Talat [Artamel] bey, Tonton: Vasfi Riza [Zobu]
bey, Zirzop: Muammer [Karaca] bey, Sisman bey: Sait [Koknar]
bey, Canavar: Feriha [Tevfik] hanim, Rabitali hanim: Saziye
[Moral] hanim, Kaynana: Halide [Piskin] hanim, Rustem: Hazim
[Kormukcu] bey, Cocuk: Ferih [Egemen] bey.


10. Balon!

(Baloncu kiz: Sevkiye [May] hanim, Baloncu delikanli:
Muammer [Karaca] bey.)

"Balon" sarkisinda, Sevkiye May'in soyledigini dusunursek, biraz erotik cagrisimlari da olan sozler bulabiliriz:

"Balonlarim pek iridir/ Halis yerli balonlari!
Balonlarim tas gibidir/ Hele tutun bir onlari!"


11. Gunes Banyosu

(SIk bey: Muammer [Karaca] bey, 2. Kucuk hanim: Nezihe
[Becerikli] hanim, Haremi: Sayeste [Ayanoglu] hanim, 1. Kucuk
hanim: Saniye hanim, Delikanli: R. Kemal [Arduman] bey.


12. Sporlar

(Tenis: Muammer Rusen [Karaca] bey, Futbol: Sevkiye [May]
hanim, Yuzme: Huseyin Kemal [Gurmen] bey.)

Anlasilacagi uzere bu bolumde spor kollarini kisilestirmisler! Isin ilginc yani futbolu bir kadinin, Sevkiye May'in canlandirmasi...


13. "Doktor Mabuz"

1933'te Fritz Lang'in cektigi "Dr. Mabuse" filmi herhalde Istanbul'da gosterilmeye baslanmisti. Bu populariteden yararlanilarak yazilmis bir skec oldugunu saniyorum.

(Dr. Mabuz: I. Galip [Arcan] bey, Teddy: N. Mahfi [Ayral] bey,
Hasta 1: Behzat [Butak] bey, Hasta 3: Necla [Sertel ?] hanim,
Dorothy: Feriha [Tevfik] hanim, Asik: Hazim [Kormukcu] bey,
Hasta 2: Mahmut [Morali] bey.)


14. Final... Buyukada!

Oyunun sonunda herhalde hep birlikte sahneye cikildigi icin rol dagitimi yazilmamis. Brosurde yer alan "Buyukada Sarkisi"nin da burada soylenmis olmasi ihtimal dahilinde...

"Adalarin birincisi/ Marmara'nin bir incisi/ Buyuk Ada!
Bir kosesi kalbimizin/ Sevgilisi hepimizin/ Buyuk Ada!
Sana dunya olsun feda/ Buyuk Ada!/ Buyuk Ada!"



..........................................................2
From: Emre Zeytinoglu
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2290: ah kaymenimu, ah kardiyamu... pu ise, kale ah laternamu!
Date: July 13, 2009 4:28:48 PM EEST
To: adalar.postasi.1@gmail.com

belki de kimimizi bir okulla, kimimizi bir vapurla, kimimizi bir sahille, kimimizi bir araziyle, kimimizi bir fabrikayla, kimimizi bir kilo domatesle, kimimizi bir sise gazozla vs. vs. vs. coktan satmislardir da, bizim haberimiz yoktur. satmamislarsa da belki promosyon olarak dagitmislardir. hala biz, eyvah bizi de satmasinlar diye bosuna korkup duruyoruzdur.
emre zeytinoglu

...

eyvah! yalnizca ismi ve de cismi "satilmis" olanlar satilmis saniyorken,
heyhat yolcusu bulundugumuz adalar postasi olan fenerbahce vapuru'yla koc'a satilip muzelik mi olduk yoksa?
bu yasta asar-i atika! aman ne harika! :(
"daha pek genc idim amma neler geldiii basima ahhh!"
)O(


..........................................................3
From: Sibel Guvenc
Subject: Yan: ADALAR POSTASI-2290: ah kaymenimu, ah kardiyamu... pu ise, kale ah laternamu!
Date: July 14, 2009 8:44:07 AM EEST
To: adalar.postasi.1@gmail.com

ADALAR POSTASI'ni iyi okumak lazim.
bulent misirlioglu'nun, dikran bey ve "bunlari biliyor musunuz?" kosesindeki bilgelere ve ruhban okuluyla ilgili tespitlere mutlaka farsakoglu'nun bir cevabi vardir.
bizler bu cevaplari bekliyoruz.
selamlarimizla,
sibel guvenc


..........................................................4
From: Deniz Tufekci
Subject: Simdi moda, Solcu gorunup Ulus'a CHP'ye vurmak...
Date: July 13, 2009 4:50:40 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Beyefendi'ye "hakkettigi" yanitim...

Duzey ve foya...

Sabah Heybeli turunu yapip kahvaltidan sonra gazeteleri okumus, ogleyin en az kirk yillik arkadaslarimla kahvede 3-4 saat suren sohbetin ardindan bilgisayara dusen yazilari okumaya baslamisim...

ADALAR POSTASI-2289/1 (12.7.2009)'da... [ http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/07/adalar-postasi-2289-degil-miyiz-biz-ada.html ]

O da ne? Adini sanini bilmedigim ama yazisinin benzerlerini, uslub, icerik, goz bagciligi basta olmak uzere yaniltmaca dolu, icerigi bos, soyleyecek bos fikirleri ortmek icin biraz hakaret, akli sira hiciv (!) yollu, benzerleri her ''taraf''ta gorulen, gizli servis gudumlu gastelerde (!) yazan, nedense cogu ''wiski solcu'' ya da ''eski solcu" (!) ''yazarlara tipa tip benzeyen, sonradan Adali birisi, guya benim ilettigim bir yazi uzerinden beni ve CHP'yi sorguluyor.

1980, 12 Eylulu'nden bu yana, bir zamanlarin bu hizli, atinca mangalda kul birakmayan, nedense CHP'nin sol anlayisini tu kaka edip yerin dibine batirmaya calisan, kimisi bir zamanlar Ozal'in hizmetinde, kimisi Ciller'in hizmetinde, kimisi simdilerde AKP'nin gonullu hizmetinde, sorarsan BOP'un iyi oldugunu, ama ulusal sol anlayisin tu kaka oldugunu soyleyen, savlayan yuzlercesini gordugum icin yazi, yazan bana nedense tanidik geldi.

Ilk satirlarda yazdigi uzere beyefendi, simdilerde ''sol cenahta demokrat, ozgurlukcu bir secenek yaratmak'' konusundaki sorulara yanit aramaktan vakit bulup ADALAR POSTASI'na bir turlu yazi yazamiyormus. Taa ki benim ilettigim bir yaziyi okuyana kadar...

Yazisi yayinlanan beyefendiye oncelikli onerim sudur:

Birak insanlarin soyadiyla oynamayi, fikrin varsa (!) soyle, yok ve illa ki oynayacak bir sey ariyorsan bilelim (!), geregini yapariz.

Gelelim isin icyuzune,
Basta da soyledigim gibi kimi zaman entellektuellik zirhina, kimi zaman caga uymak adina, kimi zaman sol adina, ama sonucta emperyal guclerin turlu oyunlarina alet olup hizmet etmek adina kutsal ya da revacta olan tum degerleri kalkan yaparak basta Ataturk ve onun kurdugu cumhuriyetin degerlerine saldirmak, Lozan anlasmasini yok saymak, Sevr'i tekrar canlandiracak tum hamleleri sahiplenmekten baska islevi olmayan, ulkesine yabanci, Anadolu'yu bir turlu degerleriyle kabullenemeyen, bir zamanlarin Sovyet hayranlari simdi onlerine yanlarina kim gelirse ayirt etmeden ittifak, iyani tarikatcilarla, AKP'yle, Emperyalist guclerin masalariyla isbirligi yapip kurduklari ''kutsal ittifak"in keyfini yasamaktadir.

Breh breh breh... Gunluk gazete haberlerini almis eline (Taraf gazetesinden, Vakit gazetesinden alinti oldugundan kuskum yok)
''... topraktan ve denizden fiskiran bombalar, silahlar, insan kemikleri, askeri, sivil yargi sinirlari tartismalari, neredeyse her ay yeni bir darbe planinin ortaya cikmasi...''

Iste beyefendinin ufku, insafi, insani yonu bu... bu kadar.
Iste hepimiz goruyoruz. Belge dedikleri seyin aslini bir turlu ortaya cikaramiyorlar ama bu beyefendi tayfasina gore bunlarin onemi yok, cunku asker ''darbecidir'' oyle adlandirilmali ve suclandirilmalidir. Denizden cikan bombalarin hikmet-i sirrini sanirim okumayaniniz yoktur. En son askeri muhimmatla yakalanan polis mudurunun haberini sanirim bu beyefendi okumamis ya da animsamak isine gelmemistir.

Kimse yanlis anlamasin, kim suca karismissa, kim katilse cezasini en agir bicimde cekmelidir. 12 Eylul kasaplari, insanlari iskence tezgahlarinda oldurenlerin, oldurmekten beter edenlerin yargilanmalarini isteyenlerdenim.

Askeri yarginin sivil yargiya donusturulmesi anlayisina da bu beyefendi yandas. Ornegin,''Kaymakamin sekreterini yargilamak icin kaymakamin izni gerekirken, askeri bir suc bile olsa Genelkurmay baskanini herhangi bir yerden izin almadan tutuklayabilmek'' serbest olmaliymis.

Askeri benim savunmam gibi ne niyet tasiyorum, ne de askerin benim savunmama ihtiyaci var. Beyefendilerin amaci, Mustafa Kemal'in askerini F.G tarikatina biat ettirme tezgahidir. O insan kemikleri hikayesini de gunlerce TV'lerde izledik, ne oldu? Beyefendi acaba merak edip ilgili konudaki adli tip raporunu okudu mu?

O Taraf'tan acep bir ses var mi? Var!!! Tabii ki... Tisssss!!!!!! sesi...

Beyefendi oyle demokrat ki, cok degerli bir kac arkadasim, neredeyse bir yili askin suredir ''Ergenekon'' cetesi uyesi olmak gibi bir savla icerde tutulurken, Balbay basta olmak uzere yazarlar icerde sorgusuz sualsiz mahkeme gununu beklerken, rektorlerin, emekli askerlerin, hekimlerin durumu ortadayken agzini acmak bir yana, neredeyse sesiz kalarak ''iyi oldu'' derken, Kuddusi Okkir can vermeden 3-5 gun once ancak saliverilmisken sesini cikartmayanlar kervaninda neden oldugunu acaba aciklayabilir mi?

Beyefendi oyle ''solcu'' ki, AKP'ye bugune kadar tek laf etmeyi birak, CHP belediyesine muhalefet yapiyor diye AKP'li bir meclis uyesinin ''tanitimini'' gonullu olarak ustlenmisken, nedense ''son 10 yilda sen gorevdeyken sunlari sunlari neden yapmadin, once bunlarin hesabini ver, sonra bize bunlari anlat,'' demeye dili varmiyor ya da isine gelmiyor...

Beyefendi solcu (!), az buz degil ancak dili AKP' ye uzanamiyor, CHP'yle ugrasmak moda, vur abaliya.
CHP miliyetciligi ne demek? CHP'nin 50 tane farkli milliyetcilik anlayisi mi var? Deniz Emin Tufekci'nin savundugu, CHP'nin ilkelerinden biri, 6 oktan biri olarak simgelesmis Ataturk milliyetciligidir.

Ataturk'un milliyetcilik anlayisina beyefendi karsi olabilir, o ''taraf'' zaten Ataturk'le hic barisamadi, iclerine sinmedi bir turlu... Olabilir, elinde Ataturk posteri tasimayi zul addedenler, Lenin posteriyle dolasmaktan kendilerini alamamislarsa yapacak bir sey yok. Ne Lenin'in kimligi ya da kisiligiyle bir derdim var, ne de bir baska toplumun halk kahraminini yok sayma gibi bir niyetim var.
Karsi devrim surecinde kimin kimlerle beraber oldugunu dunya tarihi hala yaziyor.
Otekilestirmek, ... dislamak...

Kendini inkar edenlerle acaba neyi tartisacagim? Bu ulkede ''sol''cu oldugunu samimi olarak iddia edenlerden daha azinlikta olan bir grup var mi?

Beyefendi gibi ''solcu'' olanlardan bahsetmiyorum kuskusuz. Hayattan, emekten, halkindan, topragindan yana olan, emperyalizm ve isbirlikcilerine, ozellestirmeci talancilara karsi durus sergileyenlerden bahsediyorum.

Beyefendiyi sahsen tanimiyorum, belki gormus olabilirim ama zihniyetini, kafasini taniyorum, 35 yildir siyasetin icinde olan birisi olarak yakindan biliyorum. Soylediklerini her gun, basta Vakit gazetesi olmak uzere Taraf, Radikal, Sabah, Star gibi gazetelerin kimi taninmis kose yazarlarinin kaleminden, ornegin Sayin Nazli Ilicak, Etyen Mahcupyan, Cengiz Candar, A. Altan, C. Ulsever, F. Koru, M. Barlas gibi son derece ''degerli'' yazarlarin makalelerinden, TV konusmalarindan izliyoruz, okuyoruz, dinliyoruz.
Hele Etyen, hala sakladigim ''Ozgur Insan'' dergisinde yazdiklarini bugun okuyunca...

Beyefendi biz 12 Eylul oncesinde bir tarafta fasistlerin universite disindaki baskilarina, yildirma oyunlarina karsi kelle koltukta universitede okumaya calisirken, sanirim universitenin sosyete kantininde 12 Eylul sartlarinda ''Amerikan gudumlu solculuk nasil yapilir''i dusunuyordu.

Adalar'da baris, kardeslik turkuleri soyleyedigini iddia edene kac yildir Ada'da oldugunu, kac tane Turk yurttasi Ermeni, Rum, Musevi, Bulgar, Suryani komsusu oldugunu sormak isterim.

Ben cocuklugumdan bu yana hep ic ice, hep yan yana oldum, birak dislamayi, birbirimizi her alanda, her anlamda bir olduk beraber olduk. Oyle olmasaydi tam 50 yillik arkadaslarimla bugun hala beraber olabilir miydik? Bana bunu soracak adamin once bunu sorgulayabilecek bilgi, yas ve gorgude olmasi gerekmez mi?

6-7 Eylul'u de, Selanik olayini da tezgahlayanlar beyefendinin bugun gizlemeye gerek duymadan acik acik ''demokrasi'' adina destekledigi guclerce tezgahlanmadi mi? Amerikanci tezgahlarin masasi DP iktidarinin taseronlari hala basimizda degiller mi?

Akli sira bize ''fasist'' demeye calisiyor beyefendi... Boylelerinin ne tarih bilgisi var, ne kimlik bilgisi. Ne kendi Kurtulus Savasi'ndan haberdar, ne Kurulus Destani'ndan, ne emperyalizme karsi verilmis ilk savastan. 3 kitap okumus sanmis ki ''solcu'' oldu, 3 roman okudu sanmis ki ''entel'' oldu, ne ODP'yle barisik olmus ne de bir baska sol partiyle, aramis bulamamis, bagimsiz olmus, Adalar'da bile bagimsiz belediye meclisi uyeligini savunmus, gorunen o ki hala arayis suruyor, sol cenahta ''ozgurlukcu'', ''demokrat'' bir secenek bulmak icin ugrasiyor.

Ben pek anlamadim,''demokrat '' olamamis, ''ozgurlukcu'' olamamis bir hareket acaba ''sol '' nasil olabilir?

Demek Ruhban Okulu'nun acilmasini istemek ''solculuk'', bugunku yasalara uygun bir bicimde acilmasini istemek ''tufek sikmak'',

Sonunda yalani yapistirmis dipnot olarak;
''Okul hakkinda bilgi notu'' demis beyefendi ve eklemis... "Patrikhane, okulun Milli Egitim Bakanligi denetiminde acilmasini ..istemektedir." Keske oyle olsa, keske Patrikhane bunu boyle soylese. Beyefendi eger goz bagciligi yapip hepimizi kandirmaya calismiyorsa, ortada tek bir alternatif var, beyefendi bu konuda ''cahil''.

Amacim beyefendinin cehaletini gidermek degil, boyle safsatalara inanmamaniz icin okuyuculari uyarmak. Ruhban Okulu'nun, Milli Egitim bakanligi ya da YOK'e baglanarak egitime acilmasi onunde hicbir engel yoktur. Engel sudur; dini cemaatlerin Musluman ya da Hiristiyan, Musevi ya da bir baska inanctan, Fettullahci ya da Normon tarkatindan birilerinin kendi denetimlerinde, kendilerine bagli din okullarini acmasi konusunda engel vardir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu buna engeldir.

Beyefendiye ozel notum;
Konu bu kadar basittir. Kardeslik, dostluk, denizden cikan bombalar, kemikler, soyadimin birileriyle uyumu, solculuk, azinlik, cogunluk laflariyla susleyerek gizlemeye calistiginiz asil amacinizi aday adayligimla baglamaya calismanizin altinda yatani anliyorum. Yeni gelen CHP belediye yonetimi hic kuskum yok ki gecmiste gorev alan yonetimlerden daha seffaf, daha becerikli, daha namusludur. Oyle olacaktir. Ada'daki CHP'liler arasinda temel ilkeler konusunda, 6 okun simgeledigi ilkeler konusunda hicbir ayirisim, farklilik yoktur. Cesitli konularda fikir ayriliklari, oncelikler, yontem konusunda gorus ayriliklari olabilir, bu demokratik mekanizmalarin iyi isledigi her yerde, her ulkede dogaldir. CHP orgutu, belediye baskaniyla, meclis uyeleriyle 5 yilin sonunda tum zorluklari yenerek, enkazi temizleyip bir cok esere imza atacak, Adalar ozledigimiz duzene yapiya kavusacaktir. Mevcut belediye yonetimine, baskanindan meclis uyelerine kadar CHP orgutunun destegi ve guveni tamdir. Kuskusuz basta ben olmak uzere tum CHP uyeleri en ufak yanlisi da gosterip duzeltilmesini istemekten kendilerini alikoymayacaklar, gerektiginde acimasizca elestirecek, yonetimin basariya ulasmasini Adalar'in, Adalilar'in cikari olarak gorerek dile getireceklerdir.

Deniz Emin Tufekci

Not: "Cekic" ile "Tufek" arasinda essiz bir zeka urunu olarak kurdugunuz ilskiyi bozmamak icin ''eski solcu'' yaftalilar kadar hizli donemedigim icin soyadi tashihine (duzeltmesine) gitmiyorum.



..........................................................4
From: Emine Cigdem Tugay
Subject: Re: 13.7.2009 tarih B.16.KVM.0.11.03.00.34.01.2.427-134339 sayili yaziniza cevaben...
Date: July 15, 2009 6:25:29 PM EEST
To: kurullardairesi@kulturturizm.gov.tr
Cc: ertugrul.gunay@kulturturizm.gov.tr, ozelkalem@kulturturizm.gov.tr, belediyebaskani@adalar.bel.tr, baskan@ibb.gov.tr, samiyilmazturk@mimarlarodasi.org.tr, mimarist@mimarist.org.tr, mhtp.inan@gmail.com, kadikoy@mimarist.org, adalarkoruma@adalarkoruma.org


A. Metin Yildirimli / 5. IKTVKK Muduru
ISTANBUL 5 NUMARALI KULTUR ve TABIAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU
Buyuk Postane Cad. Eski Sumerbank Binası
Sirkeci Istanbul
Tel/Faks: 0212 528 31 13

TC KTVK GENEL MUDURLUGU KURULLAR DAIRESI BASKANLIGI
KULTUR ve TABIAT VARLIKLARINI KORUMA YUKSEK KURULU
II. Meclis Binasi Yani
Ulus Ankara
Tel:  0312 310 53 64
Faks: 0312 310 91 12
kurullardairesi@kultur.gov.tr

Ertugrul Gunay / Kultur ve Turizm Bakani
TC KULTUR ve TURIZM BAKANLIGI
Ataturk Bulvari No:29
Opera 06050 Ankara
Tel:  0312 311 19 32
Faks: 0312 311 14 31
ertugrul.gunay@kulturturizm.gov.tr
ozelkalem@kulturturizm.gov.tr

Mustafa Farsakoglu / Adalar Belediye Baskani
ADALAR BELEDIYE BASKANLIGI
Altinordu Caddesi No: 21 
Buyukada Istanbul      
Tel: 0216 382 78 50 (dahili 184)  
Faks: 0216 382 67 85
belediye@adalar.bel.tr
belediyebaskani@adalar.bel.tr

Kadir Topbas / Istanbul Buyuksehir Belediye Baskani
ISTANBUL BUYUKSEHIR BELEDIYE BASKANLIGI
Istanbul Buyuksehir Belediye Baskanligi
Sarachane Istanbul
Tel: 0212 455 14 00-01
Santral: 0212 455 13 00
Faks: 0212 455 27 00
baskan@ibb.gov.tr

Sami Yilmazturk / TMMOB Mimarlar Odasi Istanbul Buyukkent Subesi Yonetim Kurulu Sekreteri
TMMOB MIMARLAR ODASI ISTANBUL BUYUKKENT SUBESI
Yildiz Sarayi Dis Karakol Binasi
Barbaros Bulvari
Besiktas 34349 Istanbul
Tel: 0212 227 69 10
Faks: 0212 236 85 28
samiyilmazturk@mimarlarodasi.org.tr
mimarist@mimarist.org.tr

Mehtap Inan / TMMOB Mimarlar Odasi Anadolu I. Buyukkent Bolge Temsilciligi Yonetim Kurulu Sekreteri
TMMOB MIMARLAR ODASI ANADOLU I. BUYUKKENT BOLGE TEMSILCILIGI
Rintim Caddesi Iskele Sokak No:27
Kadikoy Istanbul
Tel: 0216 348 14 05
mhtp.inan@gmail.com
kadikoy@mimarist.org

Arif Caglar / IAKTVKD Baskani
ISTANBUL ADALARI KULTUR ve TABIAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEGI
Guzeller Sokak No:30
Buyukada 34970 Istanbul
adalarkoruma@adalarkoruma.org


Buyukada, 15 Temmuz 2009

TC KULTUR ve TURIZM BAKANLIGI
KULTUR VARLIKLARI ve MUZELER GENEL MUDURLUGU
KURULLAR DAIRESI BASKANLIGI
KULTUR ve TABIAT VARLIKLARINI KORUMA YUKSEK KURULU'na,

Sayin Nermin Besbas (Bakan a. Genel Mudur Yardimcisi),
Sayin T. Oztunali (Kul. Tur. Uzm.),
Sayin S. Menekse (Sb. Md. Yrd.),
Sayin O. Cakir (Dai. Bsk.),

13.7.2009 tarih B.16.KVM.0.11.03.00.34.01.2.427-134339 sayili yazinizda belirtilen,

[...] 2863 sayili Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Kanunu'nun 51. maddesi uyarinca 'Yurticinde bulunan ve bu kanun kapsamina giren korunmasi gerekli tasinmaz kultur ve tabiat varliklariyla ilgili hizmetlerin bilimsel esaslara gore yurutulmesini saglamak uzere [...] kuruldugu soylenen Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Yuksek Kurulu ile Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Bolge Kurullari, "kurulus amac ve esaslari" dogrultusunda karar verdikleri surece elbette ayni kanunun 61. maddesinin de gecerliligi olacaktir.

Ancak 23.5.2009 tarihli basvurumuz ve eklerine verilen 09.06.2009 tarih ve B.16.KVM.0.11.03.00.34.01.2.427-109679 sayili cevabi yazinizda uygulanmasi uygun bulunan 21.6.2006 gun 172 sayili karari takiben 08.04.2009 gun 1174 sayili karar, "bilimsel esaslar"i ve TC Kultur ve Turizm Bakanligi Tasinmaz Kultur ve Tabiat Varliklari Yuksek Kurulu'nun 31.3.1984 tarihli 2234 numarali karari uyarinca "Dogal ve Kensel SIT Alani Butunu" ilan edilmis olan Istanbul Adalari'nin, "Kentsel" ve "Dogal" SIT'e konu olan degerlerini herhangi bir yermiscesine yok sayarak salt "ticari" reklama donuk gelir elde etme kaygisiyla ustelik de "Festivalleri tanitmak ve halki bilgilendirmek," kisvesi altinda, Belediyesi'nce ivedilikle ilgili Kurul'dan izin talep edilip alinmak suretiyle yerlestirilen her biri adeta birer cirkinlik abidesi olup Kentsel ve Dogal SIT dokusunun bogrune adeta birer kazik misali saplanan reklam panolarinin tamaminin kaldirilmasi yonunde olmasi luzum ederken;

her nasilsa "sayiyi asan tabelalarin Belediyesi'nce kaldirilmasi" yonunde, "bilimsel esaslar"la, Kentsel ve Dogal SIT'e konu olan degerlerin korunmasiyla yakin uzak bir ilgisi bulunmayan, hikmeti kendinden menkul hukumsuz bir hukum vermekle kurulus amacinin tam aksi bir istikamette karar alarak "kanunsuz"lukla suc islemektedir!

Hal vaziyet bu minvaldeyken bahsi gecen kanunun 61. maddesi uyarinca "Koruma Yuksek Kurulu ile ilgili Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Bolge Kurulu'nun kararina uymak suphesiz ki bu aleni "suca ortak olmak" olacagindan bu konuda her turlu kanuni hakkimiz sakli kalmak uzere bir kez daha israrla bahsi gecen "uygunsuz" reklam panolarinin tamaminin Kentsel ve Dogal SIT alani olan Istanbul Adalari'ndan ivedilikle kaldirilmasi yonunde bir kararin ilgili kurulca cikartilmasi yonunde gereginin geregi gibi yapilmasi geregini onemle arz ederiz.

Kaygilarimla,


Emine Cigdem Tugay



..............................Emine Cigdem Tugay
Turkoglu Sokak No:28
Buyukada 34970 Istanbul
emine.cigdem.tugay@gmail.com
http://o-pera-istanbul.blogspot.com

...

From: kurullardairesi@kulturturizm.gov.tr
Subject: başvurunuz
Date: July 14, 2009 10:27:34 AM EEST
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com



...

+ http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/06/adalar-postasi-2284-kurum-kurum-kurulan.html