ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
8 Mart 1910 Salı günlü, Fransız Mesajeri vapuruyla İstanbul'a gelen eski Süleymaniye Mutasarrıfı Reşid Paşa'nın Sirkeci Mesret oteline, eski Viyana Defterdarı Mehmed Hilmi'nin Osmaniye oteline, Hariciye Nezareti Evrak Müdürü Ahmet Cemal'in de Büyükadada'ki evine yerleştiğine dair...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, Mayıs 2011.
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
3 Haziran 2011 Cuma
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Gökgürültülü sağanak yağışlı
16/25ºC
% 84-96 nem
Günbatısı, B 14km/sa
Gündoğuşu 05:34... Günbatışı 20:29...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Wild Rose Fairy.
* * *
1- Abdurrahman Küçüksarı: "Önünde toplandığımız bu ucube yapı, Büyükada'nın böğrüne saplanmış bir ihanet hançeridir!..."
2- Gaye Kaymak: "Mutlaka o çirkinlik oradan kaldırılmalı!..."
3- İnci İşbulur: "4 Haziran 2011 Cumartesi günü Burgazadası Deniz Kulübü'nde dostlarımıza bir bahar konseri veriyoruz. ADALAR POSTASI ailesini de aramızda görebilirsek çok mutlu olacağız..."
4- Recep Tayyip Erdoğan: "Yassıada ve Sivriada’yı yeniden ele alıyor, farklı bir çehreye kavuşturuyoruz. Bu iki adayı, İstanbul’un, Türkiye’nin, dünyanın önemli iki sembol adası haline getirmeyi planlıyoruz..."
5- Selçuk Aral: "Size içten gelerek samimi bir şey söyleyeyim mi dostlarım? İnanın Kınalıada, Şirket-i Hayriye’den bu yana hiçbir zaman ―harp senelerinde bile― bu kadar kötü bir duruma düşmemişti..."
)O(
_______________________________________________________1
From: ABDURRAHMAN KÜÇÜKSARI
Subject:
Date: June 2, 2011 6:55:22 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
BU UCUBE YAPI
BÜYÜKADA'NIN BÖĞRÜNE SAPLANMIŞ
BİR İHANET HANÇERİDİR!
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI,
ÖNÜNDE TOPLANDIĞIMIZ BU UCUBE YAPI BÜYÜKADA'NIN BÖĞRÜNE SAPLANMIŞ BİR İHANET HANÇERİDİR. HER KİM BU İHANETE ORTAK OLMUŞ İSE ÖNCELİKLE ADALILIĞINI TEKRAR SORGULAMALIDIR. İSTANBUL'UN CENNET KÖŞESİ OLAN ADALAR'IN BU ŞEKİLDE FÜTURSUZCA KATLEDİLMESİNE BİZ ADALILAR ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ. ADI NE OLURSA OLSUN HERHANGİ BİR KURUM BEN YAPTIM OLDU MANTIĞINI BİZLERE DAYATAMAZ.
BU ÇİRKİNLİK ABİDESİ İSKELE DERHAL SÖKÜLMELİDİR. ADALAR'IN MİMARİ DOKUSUNA UYMAYAN, DOĞAL YAPIYI BOZAN BU VE BUNUN GİBİ HER YAPIYA KARŞI ÇIKMAK HER ADALI'NIN BİRİNCİ GÖREVİDİR. HİÇKİMSE SANMASIN Kİ ADALAR SAHİPSİZDİR. İDO İSKELESİ DE DAHİL OLMAK ÜZERE YOLCU TAŞIYACAK OLAN DİĞER DENİZ NAKİL ARAÇLARI DA BÜYÜKADA'NIN TARİHİ İSKELESİNİ KULLANMALIDIR.ADALAR BELEDİYESİ VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TARİHİ İSKELEDE GEREKLİ DÜZENLEMEYİ YAPMALIDIR.BİZ ADALILAR BU ÇİRKİN SAHİL YAPILAŞMASINI PROTESTO EDİYORUZ. GEREKLİ ÖNLEMLERİN YETKİLİ MAKAMLARCA ALINICAĞINI UMUYORUZ.
_______________________________________________________2
From: GAYE KAYMAK
Subject: buyukada motor ıskelesı
Date: June 2, 2011 7:09:31 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Mutlaka o çirkinlik oradan kaldırılmalı!...
21.yy'da böylesine estetikten yoksun, çirkin bir görüntüyü Adalılara yaşatanları kınıyorum. Ve bunun kabuledilebilir olması düşünülemez. Mutlaka o çirkinlik oradan kaldırılmalı.
Saygıyla,
Gaye Kaymak
_______________________________________________________3
From: İNCİ İŞBULUR
Subject:
Date: June 2, 2011 11:35:38 AM GMT+03:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com
Burgazadası'nda bahar konserine davetlisiniz!...
Burgazdası'nda 2010 yılı Aralık ayında bir grup Adalı Türk müziği koro çalısması başlattık. Maddi yönden sıkışınca Ada'daki bir dernekten destek aldık ve ekteki davetiyede de görülecegi gibi 04 Haziran 2011 Cumartesi günü Burgazadası Deniz Kulübü'nde dostlarımıza bir bahar konseri veriyoruz. ADALAR POSTASI ailesini de aramızda görebilirsek çok mutlu olacağız.
_______________________________________________________4
Radikal, 1.6.2011
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1051366&Date=01.06.2011&CategoryID=77
Başbakan Erdoğan
Kanal İstanbul'dan sonra
İstanbul için düşündükleri
yeni projeleri açıkladı...
[...] Erdoğan, İstanbul için üçüncü projenin Adalar Projesi olduğunu belirterek, "Yassıada ve Sivriada’yı yeniden ele alıyor, farklı bir çehreye kavuşturuyoruz. Bu iki adayı, İstanbul’un, Türkiye’nin, dünyanın önemli iki sembol adası haline getirmeyi planlıyoruz. Bu projeyle, Yassıada’yı ’yaslı ada" olmaktan çıkarıyor, bir demokrasi adası haline getiriyoruz. Her iki adayı da uluslararası birer kongre merkezine dönüştüreceğiz" dedi. [...]
* * *
http://www.nethaber.com/video/5458/taksim-yerin-dibine-gomulecek.html
_______________________________________________________5
From: SELÇUK ARAL
Subject: http://www.kinaliada.net/index.php?news-1419
Date: May 31, 2011 7:34:48 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Selamlar...
* * *
Kinaliada.net, 31.5.2011
Selçuk Aral
http://www.kinaliada.net/index.php?news-1419
Lefter görse mutlaka ağlar…
veya
Kınalıada’da sezon yangınla açılır…
Fotos: Selcuk Aral ©
Sevgili Okurlarim!
Benim cocuklugumun gectigi devirlerde, harp sonrasi (50’li seneler) Yugoslavya ve Bulgaristan’tan kacan veya göc etmeye mecbur edilen insanlardan Türkiye'ye gelenlerinin bazilari Anadolu’nun cesitli illerine dagilirken: Istanbul’a gelenlerin büyük bir kismi da ya Taslitarla yahutta Zeytinburnu semtlerinden birisine yerlesirlerdi.
O tarihlerde Vefa’da top oynarken (takimdaki oyuncularin bir kismi zaten göcmen ailelerin gencleri veya cocuklariydi) oralarda oturan arkadaslar evlerinin civarinda mac yapacak tek bos arsa kalmadigindan yakinir, zaman-zaman bir gün evvel cift kale oynadiklari, etrafi acik top sahalarina, ertesi gün, bazi insanlarin (kelimenin tam anlamiyla) gece hava kararinca baslayip, sabah gün agirincaya kadar gecekondularini insa ettiklerinden, hatta sabah antremanlara gittiklerinde ev sahiplerinin önlerindeki bahcelerinde hepberaber oturup, cay icerek kahvalti ettiklerini gördüklerinden bahsederlerdi. Hahaha…
Aradan yarim yüzyil gectikten sonra (her köse bina-ev, beton olup, elde arsa kalmayinca) günümüzde bu durum Kinaliada’da tekrar hortlayarak gene aktuel olmaya basladi.
Bu sene Kinali’ya geldigimde gözüme ilk olarak carpan sahanin icersinde, kale önüne, yani ceza sahasina dikilmis demir kaziklar oldu. Baslangicta kafamdan (Insan boyundan uzun otlar arasinda olduklarindan dipleri gözükmüyor) her halde Nezihi-Hoca futbol oynarken cocuklarin her iki ayagini da iyi kullanabilmelerini ögretebilmek icin (yani slalom dribling) bu cubuklari diktirmis olmali diye düsündüm.
Yalniz kaziklarin yanina yaklasip yerde yatan tel örgüleri görünce bu isin futbolla, antremanla alakasi olmadigini düpedüz birisinin gelerek sahanin ortasini parselledigini farkettim.
Megerse kis aylarinda birisi gelip top sahasina kaziklar dikerek parsellemeye kalkmis. Etrafa kim yapti, nasil yapti, neden yapti diye sorular yöneltsem de bana tam bir bilgi verecek kimseyi bulamadim. Yani her kafadan degisik bir ses cikiyor. Iclerinde isi ilerlettikce ilerletip, belediyenin sahayi (Sedefadasi'nda yapmak istedigi gibi) parselleyip satmayi planladigini anlatanlar bile mevcut.
Aslinda kaziklar olmasa da, son iki-üc senedir bu sahnede oynanan oyun hep aynidir, hic degismez. Ne zaman otlar adam boyu olup günesin etkisiyle kuruyup sararinca, günün birisinde (pardon gecenin birisinde olacakti) birisi gelerek bir cakmakla otlari tutusturur, etraftaki evlerde oturan milletin yüregi yanan otlardan agzina gelir, biraz sonra itfaiye yetiserek cikan yangini söndürür. Bu olay üzerine ertesi günü belediyenin adamlari gelerek otlari bicmeye baslarlar. Yani sahada sezon acilisi her zaman bir yanginla kutlanir.
Esasinda sahanin hemen diyagonal bitisiginde bir okul vardir. Anadolu’da bu is nasildir bilmem ama Avrupa'da her zaman okul-kulüp ve belediyeler el-ele calisirlar. Yani okulun talebeleri spor derslerinde (mesela bütün sporlarin temeli olan atletizm, kosu vs.) veya büyük bir alan gerektiren özel aktiv faaliyetlerinde (belki 23 Nisan veya 19 Mayis hazirliklari) bu sahadan istifade eder.
Okullarin kapali oldugu (hafta sonu, her gün saat 17’den sonra) zamanlarda kulüpler gene branslarina göre antremanlarini sürdürmeye devam ederler. Yani bu sekilde hem okul, hem de kulüp sebeplenir, tesisten faydalanir.
Peki belediye na’par? Bu alis-veris’in umumun faydasina (yani simdiki Türkceyle kamu yararina) oldugunu gördügünden: hem gidip kulübe kira benzeri bir finans yardimi yapar, hem de adamlarini göndererek sahanin cimlerini kestirip, sulattirdigi gibi etrafta onarilmayi gerektiren (yikik-catlak, boya-badana vs.) yerleri tamir ettirir.
Valla icinizden biriniz laptopuyla kalkip Büyükada’da bizim 85’lik (Allah onu daha cok uzun seneler basimizdan eksik etmesin) Lefter’i ziyaret ederek benim fotograflari gösterse (onu alip buraya getirip göstermek büyük gaddarlik olur) mutlaka ya (Burasi benim yillarca top kosturdugum, anananevi Büyükada–Kinaliada veya Kadirga yahutta Taksim–Kinali maclarinin yapildigi) saha olamaz diye itiraz eder veya gözlerinden yaslar gelir.
Size icten gelerek samimi bir sey söyleyim mi dostlarim? Inanin Kinaliada Sirketi Hayriye’den bu yana hicbir zaman (harp senelerinde bile) bu kadar kötü bir duruma düsmemisti. Bizler, Kinaliadalilar burada Filistin veya Beyrut’u oynuyoruz.
Hosca ve dostca kalin sevgili Kinalililar sizler de sevgili Okurlarim!
Selcuk Aral
(31.05.2011, Kinaliada – Istanbul)