Büyükada, 1930.
* * *
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
6 Mayıs 1901 Pazartesi günlü Büyükada'da müslüman mezarlığı yapılmak üzere arazi-i emiriyyeden ayrılan mahalde, Rus büyüklerinin bulunduğu bahanesiyle Aya Nikola Manastırı rahibinin müdahalesine dair...
* * *
ADALAR'da BİR SABAH:
Büyükada, 14 Haziran 2010.
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
24 Haziran 2010 Perşembe
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Çok bulutlu
20ºC
% 64 nem
Karayel, KB 21km/sa
Gündoğuşu 05:32... Günbatışı 20:39...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Sweet-Pea Fairy.
* * *
1- Deniz Tüfekçi: "Adalar Belediyesi'nin Çamlimanı kıyısını tel örgüyle kapatmasına sessiz kalanlara, 'Şimdi biz Başkan'a! nasıl karşı çıkarız,' diyenlere aşağıdaki yazıyı ithaf ediyorum..."
2- E. Aras Ergüneş: "Adalı bir dernek olan Fesato-der'in (Felsefe ve Toplumsal Araştırmalar Topluluğu Derneği), Felsefelogos II. Çalıştayı: 'Dayanışma', 23-24 Ağustos 2010 tarihlerinde Büyükada İskelesi Turing Cafe'de..."
3- Engin Damcı: "İşin başından beri konuyu takib eden İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği, amacı doğrultusunda hareket ederek Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı'na PTT marifetiyle suç duyurusunda bulunmuştur..."
4-Selçuk Aral: "2001 yılında Çelik Gülersoy tarafindan restore edilerek bizlere kazandırılan Büyükada iskelesi süphesiz İstanbul’un en güzel iskelesi ve aynı zamanda özünü kaybetmeden günümüze ulaşabilmiş en zarif binalarından birisidir..."
5- REM Yapı Turizm ve Ticaret AŞ’nin ortağı olan Finli yatırımcı Büyükada’daki tarihi köşkünü (Al Palas) 2.8 milyon dolara satışa çıkardı.
ADALAR POSTASI'nın 2448. sayısında...
)O(
Büyükada Aya Yorgi Kilisesi, 5.5.2010.
Haydi siz de bir dilek dileyip atın Dilek Kutusu'na!
Ne olur ne olmaz tutmaz ya tutacağı da tutabilir!
)O(
..........................................................1
From: DENİZ TÜFEKÇİ
Subject: Fw: ada belediyesinin uygulaması
Date: June 20, 2010 10:13:01 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Adalar Belediyesi'nin Çamlimanı kıyısını tel örgüyle kapatmasına sessiz kalanlara,
''Şimdi biz Başkan'a!! nasıl karşı çıkarız,'' diyenlere aşağıdaki yazıyı ithaf ediyorum...
Fotoğraf: Melek Merdinyan.
Çamlimanı'na doğru yürüyorum...Yanımda küçük oğlum, İstanbuldan gelen 4 misafirimiz, kıyı tellerle kapatılmış yol boyunca gidiyor. Neyse bir kapı var denize ulaşmamıza olanak sağlayan... Kapı açık ama önünde birisi duruyor elinde makbuz koçanı....
"Dur hemşerim nereye!" edasında bakıyor.
Duruyoruz tabii,
— 'Bilet kesiyoruz!...
— Ne için?
— Bundan böyle buraya giriş ücretli oldu, Belediye'nin emri efendim...
— Kaç para giriş?
— 5TL, çocuklar da aynı para...
— 'Adalılar'dan para alınmayacak,' diye bir şey duymuştum!
— Adalı olandan almıyoruz!
— Eee, işte biz Adalı'yız!
— Hangi Adalısınız?
— Heybeli!
— Neresindensiniz?
— İçinden!!
— Nasıl yani, içinden olmaz, Adalı olduğunuzu bana ispatlamanız lâzım.
— Ne yapalım, ikametgâh getirsem olur mu? Ya da iki tanıdık şahit olsa! Bak Gül Marketi bilirim, fırıncı Ali de beni tanır, muhtar da tanır beni, Deniz Atı'na giderim...
— Vallahi ben bilemem bunları, sizin Adalı Kartınız var mı? Yeşil kart!
— ...Tık işte şimdi! Kartımız yok.. Demek ki Adalı olma şansını kaybettim!..
Bu arada oğlum da huzursuzlanıyor,
— Baba sen bu Belediye Başkanı'nı hani tanıyordun??!!
Evet diyeceğim ama işe yaramıyacağını biliyorum, çünkü Belediye başkanı bizi seçimden sonra artık tanımıyor!
Bizi tanımaması büyük derdimiz değil ama millet bize soruyor,
— Vallahi bravo, seçilsin diye bize dil döktüğünüz adamın yaptıklarını hadi temizleyin bakalım!...
— Başkanının yaptıklarından haberin var mı?
Öff öfff..... Aşağı tükürsen sakal, yukarı......
Oğlan huysuz, bir an evvel denize girmek istiyor.
"Oğlum sen sus bakayım," dedim sertçe, haksızım ya, başka türlü çenesini kapatamam.
Adalı kartımız olmadığı için belediye beni Adalı saymıyor.
Muhtar sayıyor, bakkal, kasap sayıyor, balıkçı sayıyor, CHP ilçe kayıtları sayıyor, seçmen kütüğü sayıyor ama belediye saymıyor!...
Utandım kendimden, kahvede otururken her gün gördüğüm en az 15 tane ilkokula başladığım arkadaşım arasında tek Adalı sayılmayan benmiyim diye. Ya da HRGL'den mezun sınıf arkadaşlarım Adalı sayılıyor da ben mi sayılmıyorum?
— O zaman yapacak bir şey yok. Yanımdaki İstanbullular başladı dalga geçmeye, ''Aramıza hoş geldin yoksa sen çakma Adalı mısın?'' demeye başladılar. ''Adanalı değil ben Adalıyım arkadaşlar,'' dedim! Yok yok, Adanalılar Adalı oldu, Adalılar ise şimdilik İstanbullu.
Yanımdaki savcı akrabam Ali Abi, bütün bu diyalogları sessizce dinliyor ama hiç tepki göstermiyordu.
Bayıldık 5'er liraları girdik içeri. Yani tel örgüleri kapıyı kullanarak aştık ve kıyı bandına ulaşıp ayağımızı denize değdirdik.
Etrafta ne var bakınıyoruz. Oturacak bir şey yok, ilerde 3-5 masa, dolu, yerlerde şezlonglar, onlar da dolu...
Parayı verdik ya hizmet bekliyoruz. Soyunma kabini yok!
Oğlana küçüklüğünden beri öğretmiştik, ''denize işemek yok,'' sordu, baba tuvalet nerede?
Dur soralım oğlum,
— Memur bey, tuvalet var mı?
— Yok, karşıya gidin, spor sahasının orda var!
— Yani buradan çıkıp karşıya mı gideceğiz işemek için?
— Evet, ama o da paralı (!) onu da oraya ödeyeceksiniz, biz denize ulaşmanız için makbuz kesiyoruz,
— Haa anladım!
Kalakaldık ortada, oturacak yer mi yok? Vaar, belki kum yok ama yer var, ser havlunu otur.
— Baba su istiyorum!!
Oğlanla uğaşmak benim görevim ya, bugün babalar günü, eskiden Nezih vardı ne lâzımsa alıyorduk.
— Sayın belediye memuru kardeşim, su var mı?
— Yok!
Sanki Votka sorduk gibi yüzümüze bakıyor.
Ali Abi'nin, —siz tanımazsınız, savcı— keyfi kaçtı.
"Bu Belediye deli dumrul gibi, sahile ulaşan yolu kapatmış,ortada başka bir şey yok!" dedi.
— Daha ne olsun Ali Abi, tel var, toprak var, oturamasak da şezlong ve 3-5 masa var, ehh bir de belediyenin denizi var!
"Bak koçum," dedi Ali Abi, "bunun adı şarlatanlıktır, kim yapıyorsa bu uygulamayı, başına bela almış," dedi.
Burası plaj mı?
"Galiba öyle ama şu belediye memuruna sorayım," dedim.
— Sayın memur burası plaj mı?
— Evet,
— Öyleymiş Ali Abi!
— Bu plajın işletme ruhsatı var mı?
Soyunma kabini filan gibi asgari koşullar yerine getirilmiş mi?
Tuvalet var mı?
Yiyecek içecek birimleri var mı?
Sağlık konusunda bir doktor, hemşire filan var mı?
Her şeyden önemlisi, Bakanlık'tan sertifikalı bir cankurtaranı var mı? Yarın burada bir çocuk boğulsa, sorumlusu kim olacak? Belediye...
Siz dağ başında mı yaşıyorsunuz kardeşim, bu uygulamayı yapanlara bir Allahın kulu çıkıp ''Ne yapıyorsun?" diye sormuyor mu? Adamının eline makbuz tutuşturup para istemek mi belediye başkanı olmak?Boğulana müdahele edecek sertifikalı elemanın, cankurtaranın var mı? Can simidi gibi şeyler var mı? Kulen var mı? Sandalın var mı? Tuvaletin var mı? Çöp toplama istasyonun var mı, küçük çöp kutuların var mı? Soyunma-giyinme kabinin var mı? İşletme ruhsatın var mı? Sen neyi işletiyorsun?Ne için para topluyorsun?
— Ali abi sinirlenme lütfen.
— Koçum neden sinirleneyim, bak ne güzel parayı verdin girdin, şu yıkıntının molozlarını görüyorsun değil mi? Neyi yıkmışlardı demiştin?
— Nezihi'nin yerini...
— Peki bu moloz yığınını neden belediye kaldırmıyor?
— Kaldıracakmış Ali abi...
— Sizden adam olmaz diyemem ama, sizden Adalı olmaz koçum.
Sizin bu uygulamayı kaldırmak için ulaşacağınız bir merci yok mu?
— Ali Abi muhtar gerekli yerlere şikâyeti yapmış,
— Eee, onu mu bekleyeceksiniz? Sizin CHP diye bir partiniz yok mu? Hadi Belediye Başkanı hepinize küs! Kimseyi kaale almıyor, örgütün başı İlçe Başkanınız da mı size küs, Adaya küs? Bu işin sorumlularından birisi de o değil mi? Yoksa onu da mı kaale alan yok? Gidin o zaman anlatın durumu İl Başkanı'na, Parti'nin üst düzey yöneticilerine, aktarın bu rezilliği, farkettirin birilerine Adana ile Adalar'ın farkını.
Deme Ali Abi, biz anlattık bunları İlçe Başkanı'na, toplayn örgütü bu konuları hep beraber CHP İlçe Örgütü üyeleri olarak konuşalım, Belediye Başkanı size bir sunuş yapsın, neden böyle bir ihtiyaç duyuldu diye. Kınalı'da diktiği tellerin üstünden yeller esiyormuş, acaba ne oldu anlatsın? Kanunsuz uygulamaya kim dur demiş bilelim. Çamlimanı'na tel germesinin nedeni istavrit yakalamak mı yoksa başka nedenmiymiş öğrenelim," dedim ama "Amaan ne toplantısı yapacağız, gerek yok, sonra bizi eleştirirler!" diyen İlçe Yönetim Kurulu üyeleri olduğu için toplantıdan vaz geçmişler.
Ali Abi, durum bu, hem toplantı yapmazlar, hem dinlemezler, hem de neden sağda solda yazı yazıyorsun, kahvede konuşuyorsunuz, lokantada konuşuyorsunuz diye önüne geleni suçlarlar. Söylesen kabahat, söylemesen kabahat.
Deniz Tüfekçi
..........................................................2
From: FESATO-DER
Subject: 2. felsefelogos çalıştayı [dayanışma]
Date: June 24, 2010 11:38:00 AM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
İyi Günler,
Öncelikle Adalı bir dernek olan Fesato-der'in (Felsefe ve Toplumsal Araştırmalar Topluluğu Derneği) geçtiğimiz yıl düzenlemiş olduğu "Başkaldırı" konulu çalıştaya vermiş olduğunuz destek için teşekkürler. Fesato-der olarak bu yıl da bünyemizde yer alan ve 11 yıldır yayın hayatını sürdüren Felsefelogos dergisinin ismini taşıyan çalıştayın ikincisini düzenleyeceğiz. Çalıştayımızın bu yılki teması "Dayanışma". Çalıştayın tüm Adalılara ve sosyal bilimle uğraşan kesimlere duyurulması amacıyla sizlerin yardımı bizim için çok değerli. Bu amaçla çalıştayımızın afişini ekte sizlere gönderiyoruz.
Desteğiniz için teşekkürler.
Fesatoder Sekreteryası adına
E. Aras Ergüneş.
..........................................................3
From: ENGİN DAMCI
Subject: Kınalıada Kaçak Motör İskelesi
Date: June 24, 2010 4:39:54 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com>
ADALAR KAMUOYU'na,
Kınalıada'da kaçakçıların yapmış olduğu maruf ve malum olan iskele hakkında V Numaralı Koruma Bölge Kurulu'nun almış olduğu karar: İskelenin kaçak ve ruhsatsız olarak yapıldığını tevsik ederek iskelenin kaldırılmasını ön görmekte ve ayrıca sorumlu sayılan makamlarla birlikte Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı'na da suç duyurusunda bulunmaktadır.
Yaklaşık bir ay geçmesine rağmen, suç aleti ve unsuru olan iskele tecrit edilerek mühürlenip faaliyetten men edilmesi yerine; adeta suçu ve suçluları himaye ederek kullanıma açık hale getirilmişdir.
Her haliyle kötü örnek teşkil eden bu kaçak iskelenin ve amillerinin ikaz edilmeleri icab etmektedir. Bu itibarla:
İşin başından beri konuyu takib eden İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği, amacı doğrultusunda hareket ederek Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı'na PTT marifetiyle suç duyurusunda bulunmuştur.
Adalar Kamuoyu'na saygılarımızla duyururuz.
...
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Sayı: 56
Konu: Salaş, Kaçak İskele
Büyükada, 03 Haziran 2010
ADALAR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’na,
Kınalıada vapur iskelesi doğusunda, ekteki resimde de görüldüğü gibi kıyı çizgisi üzerine, 2010 yılı Mart ayı içinde kaçak olarak inşa edildiği tebeyyün eden iskele hakkında Adalar Kaymakamlığı’na yapmış olduğumuz müracaata verilen cevap içinde Adalar Belediyesi konuyla alâkalı olarak 19.04.2010 tarih, 628 sayılı yazısında şu bilgileri vererek:
“Kınalıada motor iskelesi mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğu, Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilmiş olduğu, açık arttırma suretiyle kira işletme ihalesini ve eki şartnamelere göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi Emlâk Yönetim Daire Başkanlığı ile SS Mavi Marmara Deniz Yolcu Eşya ve Turizm Motor Taşıma Kooperatifi arasında Motor İskelesi yerleri olarak 06. 06. 2009 tarihinde 1 yıl geçerli olmak üzere Kira Sözleşmesi imzalandığı, söz konusu iskele Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanmış olan Kınalıada ön görünüm projesindeki yerinde İstanbul Valiliği’nin ulaşım konulu 5442 sayılı İl İdare yayınlanmış tebliği uyarınca Büyükşehir Belediye Başkanlığının Koordinatörlüğünde olduğu” ikrâr-ı mübhem’inde bulunmuşlardır. Halbuki:
Büyükşehir Belediye Başkanlığı Basın Danışmanlığı’nın 01.04.2010 tarihli beyannamesinde ise kiralanan yerin 2008 yılında 158 ada 1 parsel olduğu ifade edilerek 15 Mart 2010 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğü ekipleri tarafından 5216 sayılı kanuna göre yapının durumunu tesbit etmiş ve tutanağı Adalar Belediyesi’ne göndererek 15 gün içinde kanuni muameleye başlanılmasını ve neticeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bilgi verilmesini tebliğ etmiş olduklarını söylemektedir. Buna göre:
Adalar Belediyesi, İstanbul İmar Yönetmeliği’nin Ruhsatsız veya Ruhsatiye ve Eklerine Aykırı Yapılar başlığı altındaki 1.10 uncu maddesi ile takip eden maddeleri ile İmar Kanunu 28-32-42. maddelerine göre işlem başlatmamakla vazifelerini ihmal, bilerek ve görerek de müdahalede bulunmadıklarından kaçakçılara yardımcı olarak vazife sû-i isti’malinde bulunmuştur.
Kıyı Kanunu 15. madde hükümlerine rağmen çakılan iskele kazıklarının kaldırılması yönünde idari bir kararın alınmadığı görülmüş olup suç ve suçluyu teşvik edici, övgüye değer bulunuyormuş gibi Bayrak Yönetmeliği’ne muhalif olarak kaçak iskeleye meşruiyet kazandırmak üzere Türk bayrağının da çekilmesine mülki erkân seyirci kalmaktadır. Kaçak hükmünde ve ortadan kaldırılmasına V numaralı Koruma Bölge Kurulunun karar vermiş olduğu yapı tamamlanmamış ve suç unsuru niteliğinde olup Türk Bayrağı Tüzüğü’nün 25. maddesine göre bayrak çekilemeyecek yerlerdendir. Bu hususta da görevlilerin ihmali hatta belki de el altından teşviki vardır ve araştırılmalıdır.
İlmi hüviyetiyle ve ehlivukuf mesâbesinde olan V numaralı Koruma Bölge Kurulunun kararlarıyla ve TCK’nın ifadesiyle “imar kirliliğine neden olma” haliyle suçüstü olan bu kaçak iskeleye aynı kanunun 184. maddesine muhalefet etmek suretiyle elektirik ve telefon bağlantısı yaparak keza suçu ve suçluyu mükafatlandırma yoluna gidilmiştir.
Tapu ifadeleri ve kayıtlarından ve ayrıca; mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olan bu yer hakkında İstanbul Defterdarlığı’nın da bir izninin bulunmadığını Adalar Malmüdürlüğü’nün 06.04.2010 gün ve 126 sayılı yazılarından anlıyoruz. Burada haksız iktisab ve kamu malına zarar verilmiş olup TCK’nın 152. maddesinin a) bendi de ihlâl edilmiştir.
2863 sayılı kanunun 8.maddesi mucibince Kentsel Sit alanında kalan yerde haksız da olsa müdahalede bulunacakların Koruma Bölge Kuruluna müracaatları gerektiği halde, sözlü ve yazılı ve matbuat aleminde de dile getirildiği halde aynı kanunun 9. maddesine muhalefetle Kentsel Sit alanına “inşaî ve fizikî müdahalede” bulunulmuştur. Elan fiili duruma bakıldıkta kullanılan kaçak motor iskelesi hakkında kanunî bir işlemin yapılmadığı da anlaşılmaktadır. 2863 sayılı kanunun ruhsatsız yapılar hakkındaki 16. maddesine göre Adalar Belediyesi’nin İmar Kanununa göre bir işlem yaparak kaçak yeri mühürlemeyerek kaçakçılara muavenet ettiği görülmektedir. Bu itibarla;
İstanbul İli Adalar İlçesi Kınalıada Mahallesi vapur iskelesinin doğusunda kalan kıyı çizgisi üzerinde 2010 yılının Mart ayı içinde kaçak olarak inşa edildiği tebeyyün eden bu iskeleden, bu kaçak yapıdan; gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın gerekse Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu’nun da haberdar olduklarını Hürriyet Gazetesi muharrirelerinden Gina Benmayor’un hadiseyi ihbar eden yazılarından anlamış bulunmaktayız.
Delili de kanıtı da kendisi olan bu suçüstü yakalanmış iskele meşruiyete, hakka, hukuka, kanuna, nizama, kanunları uygulayıcıya, kanun koyucuya, kanunları koruyuculara adeta tafrayla, adeta mütegallibane bir takım kanun tanımazlar tarafından, toplumu, toplumun izzeti nefsini hiçe sayarak suçlarıyla övünerek, suç işlemeyi övünülecek bir hale getiren fütursuzluklarıyla iskeleleri kullandıkları görülmektedir.
Bu mühürlü olması ve kullanıma kapalı bulunması icab eden kaçakçıların ikmal ettiği iskeleyi kullananların cesaretlerini nereden aldıkları mucib-i merak konusu olmuş ve kanunlarımızın tatbikatında bir zaaf olup olmadığını anlamak babında iskelenin yıkılana kadar durdurulması tedbiri ile birlikte;
1) İmar Kanunu ve mevzuatını uygulamakla görevli olup da vazifelerini ihmal ve sû-i istimal eden belediye başkanları ile ilgili memurları hakkında,
2) Kaçak ve kaçak olduğu içinde natamam hükmünde olan salaş yapılara Türk bayrağı çekilmesine göz yuman ilgililer hakkında,
3) Suç unsurlarını meşrulaştırarak suçu teşvik edici davranışa yardımcı olan kamu hizmetlileri hakkında,
4) TCK’nın 184. maddesini ihlâl eden belediye yetkilileri ve kaçak iskeleye elektirik veren TEDAŞ yetkilileri hakkında,
5) TCK’nın 152. maddesinin a) bendi mucibince ihmali bulunan ilgili ve sorumlu kamu görevlileri ile inşaat kaçakçıları hakkında,
6) 2863 sayılı Kanun’un 8.- 9. – 16. maddeleri ile 61. maddesinin 1. paragrafı ve 72. maddesine göre davacı ve şikâyetçi olduğumuzdan şüpheliler hakkında soruşturma yapılarak kamu davası açılmasını ve suçluların cezalandırılmasını iskelenin kullanımdan men edilmesini saygı ile arz ederiz.
Arif Çağlar
(Başkan)
Ek:
Adres:
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Güzeller Sokak No. 30
Büyükada - İstanbul
..........................................................4
Kınalıada.net, 23.6.2010
Selçuk Aral
http://www.kinaliada.net/index.php?news-1017
ZAMANIN DURDUĞU İSKELE
Foto: Selcuk Aral ©
Sevgili Okurlarım!
Yukarda görmüs oldugunuz (<<<- bundan ca. bir ay önce cekmis oldugum) fotografi biraz evvel renkli olarak site’ye yükledim. Yüklemesine-yükledim ama: Kompozisyon, renkler ve netlik ne kadar mükemmel olursa olsun (<<<- ilk defa olarak) renkli bir fotograf görünüsüyle gercekleri yansitmadigi icin beni rahatsiz etti.
Birbiriyle yan-yana, omuz-omuza duran iki asirlik tarih‘e (<<<- Halas 1914, <<<- Iskele 1915) günümüzün böylesine digital cekilmis bir fotografini yakistiramadim. Onun icin fotografi siyah/beyaz’a cevirerek tekrar yükledim.
Sizlere kisa bir zaman önce Halas’tan bahsetmistim: Müsade ederseniz, bugün de biraz Büyükada vapur iskelesinden bahsedeyim.
1899 yilinda Ada’ya ilk kurulan iskele, sIrIk ve kazIklar üzerinde duran daha cok pazar sandallarinin yanasip-kalktigi ahsap (<<<- tahta) bir binadir.
Ahsap iskele, buharli gemilerin sefere baslamalari ve yolcu sayilarinin artmasi üzerine ihtiyaca yetismemeye baslayinca (1914-15) yerine Izmitli Ermeni mimar Mirhan Azaryan tarafindan, iki katli, catisi kubbeli, duvarlari cini ve pencereleri vitray (<<<- renkli cam’dan yapilmis mozaik benzeri motifler) süslemeli (<<<- Osmanli mimarisi) tas yapi insa edilir.
Üst katinda, iki balkonu bulunan (<<<- deniz ve kara tarafinda olmak üzere) duvarlari gemi ve denizcilik dekorlariyla (<<<- eski antik haritalar, Sirket-i Hayriye belgeleri, Atatürk zamani gencligini yansitan, eski plaj fotolari, pusula ve saatler vs.) kapli yapi, bir büyük salon ve sagli sollu iki oldukca büyük odadan ibarettir.
Baslangicta gazino olarak (<<<- meshur Prinkipo Gazinosu, 1918-23) kullanilan iskele binasi (2. Kat) uzun seneler CHP Ilce Merkezi (1923-50) olarak kullanilmissa da 1950-51 yillarinda Büyükada’nin ilk kislik sinamasi olarak hizmet vermistir.
2001 yilinda Celik Gülersoy tarafindan restore edilerek bizlere kazandirilan Büyükada iskelesi süphesiz Istanbul’un en güzel iskelesi ve ayni zamanda özünü kaybetmeden günümüze ulasabilmis en zarif binalarindan birisidir.
Tabiki Selcuk binaya sadece disardan bakip Japon’lar gibi fotografini cekip önünden gecip gitmedi. Bugün hem cafe hem de sergi salonu olarak kullanilan mekanin fotograflarini icerden de cekti. Ama lafi uzatmamak icin onlari da bir baska sefere birakalim.
Hosca ve dostca kalin sevgili Istanbul severler…
Selcuk Aral
..........................................................5
Büyükada Al Palas, 18.2.2005
Milliyet- Ekonomi, 23.6.2010
http://www.milliyet.com.tr/finans-merkezi-nin-ilk-is-merkezi-yolda/ekonomi/haberdetayarsiv/24.06.2010/1254321/default.htm
[...]
Büyükada’da 2.8 milyon dolara satılık tarihi köşk
REM Yapı Turizm ve Ticaret AŞ’nin ortağı olan Finli yatırımcı Büyükada’daki tarihi köşkünü satışa çıkardı. Büyükada’daki Anıtlar Kurulu’nun restorasyon onayı verdiği ve şu anda da deprem güçlendirme çalışması yapılan otel imarlı bina için 2.8 milyon dolar fiyat biçildi. Binanın 1560 metrekare arsası ve 1700 metrekare de kullanım alanı bulunuyor.
Ömer Mustfaoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Rem Yapı, Armarin Group’a ait. Grupta Armarin Yönetim Danışmanlık ve Ticaret, Armarin Denizcilik, Armarin Gıda Sanayi, Rem Yapı Turizm ve Ticaret, Mappa Travel Agency ve Private Class Travel Services gibi denizcilik ve turizm işleriyle uğraşan firmalar bulunuyor.
Grubun inşaat işlerini yürüten Rem Yapı, Pendik’te Martan Residence’ı inşa ediyor. Rem Yapı Turizm ve Ticaret tarafından Pendik’te hayata geçirilen Residence Martan projesinin inşaatına 2007 yılının ocak ayında başlandı. İlk teslimler Haziran 2009’da yapıldı ve son blokta 2009 yılının kasım ayında teslim edildi.
[...]