Burgazadası'nda, 1943.
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
4 Kasım 1909 Perşembe günlü, Burgaz Adası'nda ahali ve Rumlar hakkında tefavüfatda bulunanın jandarma mülazımı Mazlum Efendi olmayıp aynı namda bir neferin olduğuna dair...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'nın Gülü.
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
5 Mayıs 2011 Perşembe
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Hafif sağanak yağışlı
10/15ºC
% 86-95 nem
Lodos, GB 19km/sa
Gündoğuşu 05:59... Günbatışı 20:03...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Rose Fairy.
* * *
1- İAKTVKD: "Kaçak İskeleler Silsilesi'ne dair..."
2- İAKTVKD: "Lido'cuların önünde, kamuya aid sahanın sınırları üzerindeki yeşil selvilere düşman bir belediye! O selvileri oradan niçin söker de götürür!.. Maksadının ve ilşkilerinin etik olup olmadığını kamu oyu önünde tartışmaya açmak ve sökülen selvilerin dikildikleri yerde tutup hayatlarına devam edip etmeyeceğini de kontrol altında tutmak dileklerimizle..."
3- Orhan Bursalı: "Belki bir Allahın kulu kent yetkilisi (ağırlıkla Topbaş tabii!) bunu hemen bir haftada çözer, biz de bu “çılgın procemiz” ile adanın hayır duasını almış oluruz!..."
4- Başbakan Erdoğan, 'Bir Türk yatırımcı, Kanal İstanbul'a 30 milyar dolar vermeye hazır' deyince, gözler inşaat sektörüne çevrildi. Büyükada Lido Terrace kaçağının sahibi İnanlar Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, 'O işadamı benim' açıklamasında bulundu!...
5- ''Genç Mustafa adlı çizgi romanda, 'Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret edildiği' iddiasıyla, eseri kaleme alan Yalın Alpay ve çizimleri yapan Barış Keşoğlu hakkında 1 yıl 6'şar aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı. Davanın açıldığı Adalar Asliye Ceza Mahkemesi, tensiple birlikte yetkisizlik kararı vererek, dosyayı Kartal Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi..."
6- Nino Varon: "Büyükada’nın eski ismiyle ‘Prinkipo’ şarkısını ‘Buluşur eski dostlar sonra laf lafı açar, saçılır ortaya anılar’ diye yazdım. Benim çok canım arkadaşım Fıstık Ahmet’in meyhanesinde o muhabbetlerin hikâyesi. Ben Büyükada âşığıyım o kesin...."
7- Adalar Belediyesi hoparlöründen duyurulur: "Engelli çocuklar Büyükada'da piknik yaptı... Adalar Belediyesi Cumhuriyetimizin bekçilerine teslim edildi... Adalardan Pesah ve Paskalya kutlamaları..."
8- Adalar İcra Müdürlüğü'nden taşınmazın açık artırma ilanı...
9- Emine Çiğdem Tugay: "5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece gül ağacının dibinde gizlice bir buluşma..."
)O(
_______________________________________________________1
From: İAKTVKD
Subject: KAÇAK İSKELELER SİLSİLESİ
Date: May 4, 2011 4:42:11 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
KAÇAK İSKELELER SİLSİLESİ
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Sayı : 89
Konu: Kaçak iskele
Büyükada, 05 Nisan 2011
V NUMARALI KORUMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ'ne,
Adalar Belediyesi'nden temin edildiği bilinen ve inşaat ruhsatına ait resmi bilgileri göstermesi icab eden tabelânın insanları aldatmak üzere kaçak yapıların önüne konması kanunlarımız açısından yanlış olduğu gibi insanların yasalara olan güvenini sarsmaktadır. Bu itibarla:
Büyükada Vapur İskelesi batısında, ekli resimlerde de göründüğü gibi kıyı çizgisi ve rıhtım üzerinde tevsii edilen ve kaçak salaş ve kondu konumundaki bu iskele:
1) Kurul’unuzdan inşaat izni alınarak mı yapılmaktadır?
2) Kıyı ve rıhtımın tevsii ve tadilâtı için, Kurul’unuz buraya bir yapı projesi onaylamış mıdır?
3) Kaçak olarak yapıldığı aşikar olan salaş iskele inşaatının Kurul’unuzca kaçak zabtı tutularak kayıt altına alınmış mıdır?
4) Kanunlara aşina olanlarca bariz bir şekilde kaçak olduğu şüphe götürmeyen bu salaş iskele inşaatı hakkında bilhassa Koruma Bölge Kurulu’nuzun kanuni takibatı var mıdır?
Dört başlık altında sorduğumuz bilgilerin 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu amir hükümlerine istinaden İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’ne verilmesini saygılarımızla arz ve taleb ederiz.
Arif Çağlar
(Başkan)
Ek: 3 adet foğraf
Adres:
İSTANBUL ADALARI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ
e-posta: adalarkoruma@adalarkoruma.org elektronik ağ : www.adalarkoruma.org
Güzeller Sokağı No. 30 Büyükada - İstanbul
* * *
_______________________________________________________2
From: İAKVTVKD
Subject: Fwd: SELVİLER
Date: May 4, 2011 7:51:36 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
O selvileri oradan niçin söker de götürür!.. Maksadının ve ilşkilerinin etik olup olmadığını kamu oyu önünde tartışmaya açmak ve sökülen selvilerin dikildikleri yerde tutup hayatlarına devam edip etmeyeceğini de kontrol altında tutmak dileklerimizle...
* * *
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Sayı : 81
Konu: Lido inşaatı sökülen selvileri
Büyükada, 28 Mart 2011
V NUMARALI KORUMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ'ne,
Büyükada sahilinde (23 Nisan Caddesi, 21 ada, 27 parsel de) Lido ismiyle maruf yerde inşa edilmekte olan muvazaalı yapı, deniz cephesinde bulunan ve arsalarının sınırını teşkil eden 59 adet selvi ağacını yok etmiştir.
Kurulunuzun, tabiat varlığı olan bu ağaçlara sahip çıkması kanun gereği olduğundan gereği hususunun yapılmasını saygılarımızla arz ederiz.
Arif Çağlar
(Başkan)
Eki:
1) Orman Şefliğine yapılan müracaat
2) “ “ Cevabi yazıları
3) Adalar Kaymakamlığına yapılan müracaat
4) Adalar Kaymakamlığı cevabı
5) Kartal Kadastro Müdürlüğü yazısı
6) Selvilerin durumunu gösteren çap örneği
7) Selvilerin fotoğrafları
8) Bugünkü halin fotoğrafları
Adres:
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
e-posta: adalarkoruma@adalarkoruma.org
elektronik ağ : www.adalarkoruma.org
Güzeller Sokağı No. 30 Büyükada - İstanbul
* * *
_______________________________________________________3
Cumhuriyet 03.05.2011
BİLİM VE SİYASET
Orhan Bursalı
Çılgın Procemiz!
Bu yazı belki de pazar gününe uygun düşecekti! Ama gündem o kadar hızlı değişiyor ki, hazır çılgın proceler tartışılırken, bizim bu procemiz güme gitmeden yazayım dedim! Çünkü bu ciddi bir çılgın proce, çünkü muhatap bulamıyoruz; belki Kanal İstanbul falan derken bu da aradan çıkar! Ayrıca pazara kadar kim öle kim kala! Belki bir Allahın kulu kent yetkilisi (ağırlıkla Topbaş tabii!) bunu hemen bir haftada çözer, biz de bu “çılgın procemiz” ile adanın hayır duasını almış oluruz!
***
Procemiz, Büyükada’da at pisliklerini ıslah etmeyi öngörüyor!
Biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz veya dikkat etmediniz hiç...
1) Büyükada’nın ana yolları, yaz ve kış, özellikle yazın artan at pisliği ve kokusundan geçilmez.
2) Bazıları bu kokuları geçmişin ve köylerin (orada da yok ya!) nostaljisi olarak beğeniyor, özlüyor ve derin derin içine çekiyor olabilir... Ciğerlerine, koku almaçlarına ve burunlarına afiyet olsun da, bizlerde bu kokular doygunluk düzeyini Ağrı Dağı kadar aşmış durumda, teşekkür ederiz, artık almayalım diyoruz...
3) Adaların çok eski tarihini bilmem, ama ilk zamanlarda, atların iki dışkısını da serbest ve özgürce yola yaptığını söyleyebiliriz... Tıpkı bir zamanlar İstanbul at arabaları gibi...
4) Büyükada’da bir tarihte bir önlem olarak, atların popolarının arka tarafına, yere paralel bir bez parçası takılmış.. Ağır şeyler yola değil de bez üzerine düşsün (veya rastlantısal olarak beze takılsın!) diye! Öbür hafif ve sulu şeyleri ise atlar yine özgürce yollara bırakıyorlar...
5) Normalde, bu bez parçasına takılanları, faytoncuların- arabacıların, bu amaçla ayrılmış yerlere (meselâ durak yerlerindeki bidonlara) usturuplu bir şekilde boşaltmaları gerekir. Kimisi şüphesiz bunu yapıyordur..
6) Ama yollardaki henüz üzerlerinde taze taze dumanları tüten kitlelere bakılacak olursa, faytoncuların-arabacıların belki de büyük çoğunluğu, hemen burnu dibinde tüten kokuların dayanılmazlığı olsa gerek, ayakkabısının ucuyla, bezin altına isabetli bir vuruşla temizlemektedir. Bu yöntemle kendi sorunlarını en hızlı çözüyor. Böylece, bir de bezleri temizleyip kokulu kitleleri bidonlara dökme zahmetinden de kurtuluyor... Allah var, bu pratik buluşlarına şapka çıkarıyoruz!
7) On yıllardır, bu şey sorununa hiçbir yetkili çare üretmedi. Veya düşündü de faytoncuları-arabacıları aşmadı, aşamadı! Ne de olsa faytoncular da bir seçmen kitlesi!
***
Bir grup insan olarak üç yıldır proce üretmeye soyunmuş durumdayız... İlk procemiz teknolojik ağırlıklıydı ve yatırımlar gerekiyordu.. Bundan vazgeçtik..
İkinci procede, Venedik ve Viyana’daki faytonların bu soruna buldukları çözümü gündeme getirdik (Bunlar da her şeyi bizden önce keşfediyor!) Adalı bir işadamı bunun farkına vardı! Fotoğraflar çekti (yukarıda bir örneği var), Viyana’da bunları dikeni buldu, onun da Türk olduğunu gördü, bir çiftine 350 Avro para ödedi, sonra da geçen yıl Adalar Belediye Başkanı ile görüşmeye gittik... “Çılgın proce”mizi anlattık, fotoğrafları gösterdik, ooo çok güzel dedi.. Bu arada, bu torbaları İstanbul’da 25 TL’ye aynı sağlam ve geçirmez bezden dikecek insanlar da bulundu...
Resimde gördüğünüz gibi, atlar düz bir beze değil, bir kovaya yapıyorlar!
Bez torbanın içine uygun büyüklükte bir kova koyuyorsunuz.. Dahası, kovayı sürekli temiz tutmak için, içine bir de naylon poşet geçiriyorsunuz... At tüm ihtiyaçlarını bu ‘paketin içine’ yapıyor.. Arabacılara düşen görev, naylon poşeti alıp bidonlara atmak! Hepsi bu kadar!
Bu proce gerçekleşti mi, hayır.. Birtakım değişiklikler yapmak için çılgının çılgını olmak gerekir herhalde...
Belediye Başkanı’na iki torba ve kovalar da hediye edildi... Hesaplandı, ihtiyaç olan 1000’e yakın torbanın dikilme masraflarının da karşılanacağı açıklandı! (Daha ne olsun, yeme de yanında yat!)
Ama yapılamadı! Ada ulaşımı büyükşehiri mi ilgilendiriyormuş, yoksa faytoncular mı istememiş, bunu öğrenemedik!
Evet bizim bu çılgın procemizi gerçekleştirecek bir yetkili aranıyor!
_______________________________________________________4
ntvmsnbc, 3.5.2011
http://www.ntvmsnbc.com/id/25209136
30 milyar dolarlık teklifin sahibi ortaya çıktı
Başbakan Erdoğan, 'Bir Türk yatırımcı, Kanal İstanbul'a 30 milyar dolar vermeye hazır' deyince, gözler inşaat sektörüne çevrildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Siyaset Meydanı programında soruları yanıtladı.
Kanal İstanbul için bir yatırımcının 30 milyar dolar vermeye hazır olduğunu söyleyen Başbakan, 'Bu projenin bedeli de ciddi bir rakam. Yapılacak proje çalışmaları kesin şeyini belirleyecek ama 12 milyar dolar civarında. Bunu yap-işlet-devret sistemiyle yaptırmak mümkün. Bu noktada talipler çok. Bununla beraber biz dünyaya bir marka ihraç ediyoruz. Bir Panama Kanalını, Süveyş'i denizcilik bilir. Bunlar literatüre girmiştir. Şimdi Kanal İstanbul aynı şekilde buna girecektir. İlginç olan bir yanda tarihi yarımada, tarihi ada haline gelecektir. 11 Mayıs'ta açıklayacağım iki şehir projesine ek olarak Kanal İstanbul kapsamında kordon boyu şeklinde bir yapılanma oluşacak' diye konuştu.
RANDEVU İSTEDİM
Akşam gazetesinin haberine göre;
http://www.aksam.com.tr/30-milyar-lik-teklifin-sahibi-projeye-talip-olan-turk-benim--37385h.html
İnanlar Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, 'O işadamı benim' açıklamasında bulundu ve 'Başbakanla yüz yüze görüşmedim ancak, basın yoluyla projeye 30 milyar dolar vermeye hazır olduğumu defalarca dile getirdim. Dün de konuyla ilgili olarak Başbakan'dan randevu talebinde bulundum' dedi.
_______________________________________________________5
HaberX, 3.5.2011
Ankara (A.A) -
http://www.haberx.com/genc_mustafaya_45_yil_hapis_talebi%2817,n,10662524,647%29.aspx
"Genç Mustafa"ya 4.5 yıl hapis talebi
''Genç Mustafa'' adlı çizgi romanda, ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret edildiği'' iddiasıyla, eseri kaleme alan Yalın Alpay ve çizimleri yapan Barış Keşoğlu hakkında 1 yıl 6'şar aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı.
Davanın açıldığı Adalar Asliye Ceza Mahkemesi, tensiple birlikte yetkisizlik kararı vererek, dosyayı Kartal Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi.
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Atatürk'ün hayatının resmedildiği çizgi roman nedeniyle Alpay ve Keşoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Suç duyurusunda, ''Atatürk, hiçbir resmi belgeye ve veriye dayanmayan tamamen kurgu/senaryo şeklindeki çizimlerle; Osmanlı sarayında yumrukla, sopayla dayak yiyen, işkence gören, kafası yerde tekmelenen bir aciz, zavallı konumunda resmedilerek küçük düşürülmüş ve aşağılanmıştır'' iddiasına yer verilmişti.
Kitabın önsözünde de ''çizgi romanın, Atatürk'le ilgili bir hesaplaşma ürünü olduğunun ve Atatürk'ü bugüne kadar algılanandan farklı bir biçimde algılatma amacı taşıdığının'' ifade edildiği kaydedilen suç duyurusunda, Alpay ve Keşoğlu'nun, ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret'' ettiği savunulmuştu.
Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı, Alpay ve Keşoğlu hakkında, ''Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunun'' 1/1'inci ve 2/1'inci maddeleri uyarınca Adalar Asliye Ceza Mahkemesinde dava açtı. Alpay ve Keşoğlu'nun, ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret edildiği'' gerekçesiyle 1 yıl 6'şar aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
Adalar Asliye Ceza Mahkemesi ise tensiple birlikte yetkisizlik kararı vererek, dosyayı Kartal Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, çizgi romanın yayınevinin adresinin Büyükada'da gösterildiği, ancak adreste matbaa ya da basıma ilişkin herhangi bir faaliyetin bulunmadığı belirtildi.
Polis memurlarının tutanaklarına göre, Alpay'ın adadaki adreste yaz aylarında ikamet ettiği kaydedilen kararda, Yalın Alpay'ın, çizgi romanın Kartal'daki bir matbaada bastırıldığını ifade ettiği bildirildi.
Kararda, bu kapsamda, çizgi romanın Kartal'da basıldığının anlaşıldığı kaydedilerek, bu sebeple davaya Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesinin bakması gerektiği yer aldı.
_______________________________________________________6
Cumhuriyet 20.02.2011
Hatice Tuncer
Nino Varon, ‘Arka Pencere’ albümünde yine aşk hikâyeleri anlatıyor
Romantiğim, hayallerimi koluma takıyorum
Nino Varon, Türk pop müziğine imzasını atmış 43 yıllık bir prodüktör. Nino Varon aynı zamanda besteler yapıyor, söz yazıyor, müziğiyle aşkı anlatıyor. Kısacası hayatı müzik 66 yaşındaki Nino Varon’un. Yeni albümü “Arka Pencere”de kendi “arka penceresi”ni açıyor, aşk hikâyeleri anlatıyor.
“Arka Pencere” albümünün yayımlanması Nino Varon ile üçüncü kez buluşmamızın bahanesi oldu. Varon ile bir konu üzerinde durup konuşmak zor, hatta mümkün değil. Bir şarkının ucundan tutup saatlerce üzerine konuşabilecek kadar çok seviyor, aşkı ve müziği:
“Gitara başlayalı 53 sene olmuş, Saçsızlığımdan utanarak müziğe başladım. Farklı olmak ve adımın önündeki kel sıfatını gitariste çevirmek için. ‘Vay bizim topçu Mehmet, yaramaz Hüsnü’ değil de ‘kel Nino’ adını ‘gitarist Nino’ yapmak için gitara başladım.”
Konuşmacı şarkıcı
Ünlü yazarların Nino Varon’un yazdığı metinleri okuduğu “İtiraf” albümü 2001 yılında yayımlandı. 2005 yılında çok sevgili eşini kaybeden Varon, acılarını 2008 yılında çıkardığı “Ninovari” albümündeki şarkılarda yansıttı:
“Arka Pencere ise biraz hayatın daha içinden olayları barındırıyor. Benim yaşadığım ve arkadaşlarımın bana naklettiği, hayallerimi de kaplayan hikâyeler yazdım. 70’ler döneminde ünlü olan Fransızların konuşmacı şarkıcılarının yolundan gitmeye karar verdim. Konular itibarıyla birbirine bağlı 3-4 öykü var. Adam kadını seviyor, sonra o kadın gidiyor, adam kadına kızıyor, kadın ona kızıyor. Hissi alışverişler var. Biraz şarap ya da biraz rakıyla, biraz bohem bir şey dinlemek istersen küçük hikâyeleri olan 40 dakikalık bir albüm.”
Büyükada âşığıyım
EMI Müzik tarafından yayımlanan Arka Pencere, Varon’un “cazımsı” diye tanımladığı “Merhaba”sı ile açılıyor: “Bir kadınla barda tanışıp kur yapan bir adam var bu şarkıda. Büyükada’nın eski ismiyle ‘Prinkipo’ şarkısını ‘Buluşur eski dostlar sonra laf lafı açar, saçılır ortaya anılar’ diye yazdım. Benim çok canım arkadaşım Fıstık Ahmet’in meyhanesinde o muhabbetlerin hikâyesi. Ben Büyükada âşığıyım o kesin. Türkiye âşığıyım, yer yer kızgınlıklarıma rağmen.”
Benim arka pencerem
Albüme adını veren Arka Pencere şarkısı için Varon “Bu benim arka pencerem” diyor: “Hepimizin bir arka penceresi vardır. İnsanlar saklar ama ben saklamayanlardanım. Taksim’de otururken penceredeki kızla göz göze gelişimizi ve orada başlayan arkadaşlığımızı o dönemleri anan bir öykü. ‘Egoist olabilirim ama adi değilim’ diye sözlerim nereden geliyor bilmiyorum. ‘Tam bir hafta oldu seni okşayan ellerimi yıkamadım’ diye bir şarkı yazdım. Bu nasıl bir laf? O kadar da şair değilim. Kayahan’ı kıskanmaktan mı, büyük şairleri kıskanmaktan mı? Laf aramıyorum, ama kendiliğinden çıkıyor.”
_______________________________________________________7
Cumhuriyet 18.04.2011
ADALAR İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2010/150 Tal.
Bir borçtan dolayı satışına karar verilen aşağıda tapu kaydı, adedi, cinsi, evsafı, kıymeti ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen taşınmazlar Müdürlüğümüzde açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir.
TAŞINMAZLARIN TAPU KAYDI: 1- İSTANBUL İLİ, ADALAR İLÇESİ, KARANFİL MAHALLESİ, SAKARYA MEVKİİ , 22 PAFTA, 95 ADA, 61 PARSELDE KAİN 182,50M2 MİKTARLI KUYUSU OLAN MÜFREZ ARSANIN 164/730 ARSA PAYLI 1. NORMAL KAT 5 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM
2- İSTANBUL İLİ, ADALAR İLÇESİ, KARANFİL MAHALLESİ, SAKARYA MEVKİİ , 22 PAFTA, 95 ADA, 61 PARSELDE KAİN 182,50M2 MİKTARLI KUYUSU OLAN MÜFREZ ARSANIN 80/730 ARSA PAYLI BODRUM KAT 2 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM
Tapu Şerhler hanesinde binanın 31/05/1978 tarihli yönetim planı olduğu, ikinci bodrum kattaki sığınağın ortak olduğu ve 1 No.lu taşınmazın beş nolu kömürlüğünün, 2 No.lu taşınmazın iki nolu kömürlüğünün eklentisi olduğu belirtilmiştir.
TAŞINMAZLARIN İMAR DURUMU: Adalar Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 30.09.2010 gün ve 2010/1272 sayılı yazılarında, Adalar İlçesi, Büyükada, 22 pafta, 95 ada, 61 parsel sayılı yerin 30.06.1994 tarih ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında konut alanında kalmakta olduğu, imar uygulamasının 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının onaylanmasından sonra yapılacağı hususu belirtilmiştir.
TAŞINMAZLARIN HALİHAZIR DURUMU VE EVSAFI : Satışa çıkarılan taşınmazlar İstanbul ili, Adalar ilçesi, Karanfil Mahallesi, Sakarya Mevkii , Sakarya Sokak, 22 pafta, 95 ada, 61 Parselde kain Adalar, Büyükada, Sakarya Sokak. No: 30/B adresinde bulunmaktadır. Çarşı içinde olup, iskeleye yakındır. Bağımsız bölümlerde keşif anında ikamet eden olmadığından, Adalar tapu Sicil Müdürlüğünden temin edilen ve Adalar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce 21/03/1977 gün ve 1977/1960 Sayı ile tasdikli mimari projesinin tetkikinde;
1 NOLU TAŞINMAZ : girişte antre ve hol, 8.90m2 , Salon 16.90m2 , mutfak 5.00m2 , WC 2,40m2 , banyo 5.60m2 , yatak odası 13.20m2 olup, bağımsız bölümün toplamı 52.00m2,’dir.
2 NOLU TAŞINMAZ : girişte antre ,5.50m2 , Salon 18.00m2, mutfak 5.40m2 , Hol, 3.70m2, banyo 5.00m2 , iç içe iki yatak odası 15.00m2 ve 8.90m2 olup, bağımsız bölümün toplamı 61.50m2’dir.
TAŞINMAZLARIN KIYMETİ: Taşınmazların değerlendirilmesinde, parselin mevkii, sağladığı inşaat imkanı, ulaşım, çarşı ve iskeleye mesafesi, inşaat sistemi, binanın yapısı, yaşı, hali hazır durumu ve etken sair durumları ile Belediye Emlak Dairesince bu semtlere takdir arsa m2 fiyatları, parselin büyüklüğü, Bayındırlık Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu inşaat birim fiyatları gözönünde bulundurularak;
1- İstanbul ili, Adalar ilçesi, Karanfil Mahallesi, Sakarya Mevkii, 22 Pafta, 95 Ada, 61 Parselde kain 5 nolu bağımsız bölüm taşınmazın halihazır durumuna göre tamamı arsa payı ile birlikte 115.000,00. TL. (yüzonbeşbintürklirası)
2- İstanbul ili, Adalar ilçesi, Karanfil Mahallesi, Sakarya Mevkii, 22 Pafta, 95 Ada, 61 Parselde kain 2 nolu bağımsız bölüm taşınmazın halihazır durumuna göre tamamı arsa payı ile birlikte 90.000,00-TL. -(Doksanbintürklirası)
SATIŞ ŞARTLARI
1- 5. NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM TAŞINMAZ: 1. Satış: 03 /06 /2011 CUMA günü 14.15 -14.30 saatleri arasında 2. Satış: 13/06/2011 PAZARTESİ günü 14.15 - 14.30 saatleri arasında
1- 2. NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM TAŞINMAZ: 1. Satış: 03/06/2011 CUMA günü 14.45 -15.00 saatleri arasında 2. Satış: 13/ 06/2011 PAZARTESİ günü 14.45 -15.00 saatleri arasında
ADALAR İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDE açık artırma suretiyle satışı yapılacaktır. Birinci artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla artırma 10 gün daha uzatılarak ikinci satış yukarıda belirtilen tarih ve saatte tekrar yapılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen kıymetin % 40’ını, rüçhanlı alacaklıların alacakları mecmuunu, satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış düşecektir.
2- Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20 nispetinde pey akçesi (TL.) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Damga vergisi, tapu alım harcı ve masrafları ile KDV alıcıya aittir. Tellaliye resmi, Tapu satım harcı ve birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir.
3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde, dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmez ise İİK’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir, İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/150 TAL... sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları, tebliğ edilemeyen alakadarlara bu ilanın tebliğ yerine geçeceği ilan olunur. (Basın: 25944)
_______________________________________________________8
Adalar Belediyesi hoparlöründen duyurulur!...
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr157.asp
ENGELLİ ÇOCUKLAR
BÜYÜKADA'DA PİKNİK YAPTI
25 Nisan 2011
Engelliler ve Aileleri Dayanışma ve Eğitim Derneği (ENADER) tarafından 25 Nisan günü düzenlenen piknik, Adalar Belediyesi tarafından organize edildi.
ENADER'den 110, Şişli İşitme-Konuşma Engelliler Derneği'nden 12 kişinin katıldığı pikniği ziyaret eden Başkan Farsakoğlu, engelli çocuklar, aileleri ve dernek yöneticileriyle sohbet etti. Ziyarette,Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Özdemir, Belediye Meclis Üyesi Ali Tokdemir, bazı belediye yöneticileri ve CHP Adalar İlçe Teşkilatı da yer aldı.
Piknik yapan engelli çocukların sorularını cevaplayan Farsakoğlu, ''Yaz geliyor, biz denize girmek istiyoruz'', diyen çocuklara; ''Belediyemizin halk plajlarından ücretsiz yararlanma sözü veriyorum size.'' Dedi. Çocukların sorularına samimi cevaplar vererek, onlarla şakalaşan Farsakoğlu, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen engelli çocukları da kırmadı. Başkan Farsakoğlu piknik alanından ayrılmadan önce, dernek yöneticilerine Adaları anlatan çeşitli yayınlardan oluşan bir hediye seti armağan etti.
* * *
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr156.asp
ADALAR BELEDİYESİ
CUMHURİYETİMİZİN BEKÇİLERİNE
TESLİM EDİLDİ
23 Nisan 2011
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, makamını çocuklara devretti. Büyükada 125. Yıl İlköğretim Okulu 5-A Sınıfı öğrencilerini ağırlayan Başkan Farsakoğlu, görev ve yetkilerini 10 yaşındaki Yağmur Bulut'a teslim ederken, Cumhuriyetimizin bekçisi olan çocuklarımızın bayramını kutladı.
Yağmur Bulut temsili Adalar Belediye Başkanı olarak, önce İmar ve Şehircilik Müdürü'nü makamına çağırarak, şu an sürdürülen çalışmalara dair rapor aldı. Daha sonra Fen İşleri Müdürünü çağırarak, ''Var olan çocuk parklarının durumunu ve yeni parkların yapılıp yapılmayacağını'' soran Bulut, okullarının yapacağı bir sergi ve kermes projesi için Başkan Farsakoğlu'ndan yer talebinde bulundu. Talebi olumlu karşılanan Bulut, teşekkür ederek, makamı Farsakoğlu'na teslim etti. Çocuklar, Büyükada 125. Yıl İlköğretim Okulu 5-A Sınıfı öğretmeni Nihal Yüngül ve okul aile birliği yetkilisi belediyeden hediyelerle uğurlandılar.
* * *
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr155.asp
ADALARDAN
PESAH VE PASKALYA
KUTLAMALARI
19-26 Nisan 2011
Adalar Belediyesi Hz. İsa'nın öldükten sonra dirilişinin yıldönümü kabul edilen ve Hıristiyanların en büyük bayramı olarak kabul edilen Paskalya ve Musevilerin kutsal günü olan Pesah (Hamursuz Bayramı) nedeniyle bir dizi tebrik ziyareti gerçekleştirdi.
Tevrat'a göre Mısır'da Firavun'un köleleri olarak kullanılan ve üzerlerine ağır işler yüklenen Museviler, Tanrı'nın yardımıyla Musa'nın önderliğinde Mısır'dan çıkmıştır.. Ancak bu çıkış o kadar acele ve apar topar olmuştur ki, Yahudiler kendileri için hazırladıkları ekmeklerin hamurlarının mayalanmasını beklemeden pişirirler. Bu yüzden mayalı hiçbir ürünün tüketilmediği bu bayram bu yıl 19-26 Nisan tarihlerinde kutlandı.
Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Pesah (Purim) nedeniyle 21 Nisan günü Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleve'yi ziyaret ederek, tüm Musevi yurttaşlarımızın bayramını tebrik etti. Nişantaşı Vali konağı Caddesindeki Türkiye Hahambaşılığı Konağı'na yapılan ziyarete; Belediye başkan Yardımcısı Dursun Özdemir, Belediye Meclis Üyeleri Ali Tokdemir, Raffi Hermonn Araks ve CHP Adalar İlçe Başkanı Dündar Tıraş da katıldı.
Hahambaşı İsak Haleve'ye tebriklerini iletirken, Adalar'ın 'çok kültürlü, çok renkli ve çok sesli, birlikte yaşama' felsefesine vurgu yapan Başkan Farsakoğlu; Adalar'da tüm dinlerden halkımızın kardeşçe yaşadığına da dikkat çekti.
Tüm Hıristiyan yurttaşlarımızın ve Hıristiyan âleminin bayramını kutlamak için, 22 Nisan günü Hıristiyan halkımızın yoğun olarak ikamet ettiği; Büyükada, Kınalı ada, Feriköy Ermeni Havari Kilisesi sokağı, Kurtuluş Caddesi ana girişi, Bakırköy Ermeni Havari Kilise sokağı ve Yeşilköy Ermeni Havari Kilise sokağına ''Adalar Belediyesi'' imzalı pankartlar asıldı.
Ermenice, Rumca, Süryanice, Arapça ve Türkçe 'Paskalya Bayramınız Kutlu Olsun!' yazılı pankartlarla Hıristiyan âleminin bayramı kutlanırken, 24 Nisan Günü de İstanbul'daki önemli Patrikhanelere kutlama ziyaretleri gerçekleştirildi. Bu ziyaretlerde Başkan Farsakoğlu'na, eşi Hatice Farsakoğlu ve CHP Adalar İlçe teşkilatı eşlik etti.
Fener'deki Rum-Ortodoks Patrikhanesi'nde Sayın Patrik Bartholomeos II nezdinde Ortodoks-Rum Cemaatinin bayramını kutlamakla başlayan ziyaretlerde;
Beyoğlu'ndaki Ermeni Katolik Patrikhanesi'nde Monsenyör Çolakyan'ı da tebrik ederek, Ermeni Katolik Cemaatinin Paskalya Bayramını kutlayan Farsakoğlu, Patrikhanedeki halkla da bayramlaştı.
Daha sonra, Ayazağa'ya geçerek, Süryani Katolik Patrikhanesi'nde Monsenyör Yusuf Sağ nezdinde Süryani Katolik Cemaatinin Bayramını tebrik etti. Monsenyör Yusuf Sağ ile bir süre sohbet eden Farsakoğlu, Musevi Hahambaşısı Rav İsak Haleve'nin de orada bulunması vesilesiyle, Adalar'daki din kardeşliğine bir kez daha vurgu yaptı.
Tarlabaşı'ndaki Süryani Kadim (Ortodoks) Patrikhanesi'nde Monsenyör Yusuf Çetin'le bayramlaşan Başkan Farsakoğlu, orada bulunan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Valsken Barım ve CHP'li Şişli Belediye Meclis Üyeleriyle de sohbet ettikten sonra Kumkapı'daki Ermeni Havari Apostolik (Ortodoks) Patrikhanesi'ne geçti.
Ermeni Havari Apostolik (Ortodoks) Patrikhanesi'nde Genel Patrik Vekili Aram Ateşyan'a tebriklerini sunan başkan Farsakoğlu, orada bulunan CHP İl teşkilatıyla birlikte Paskalya bayramlaşma törenine katılarak, tüm Hıristiyan cemaatinin bayramını kutladı. Buradaki bayramlaşmaya, CHP Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylı, CHP İstanbul il Başkanı Bahri Şahin ve Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de katıldılar.
Genel Patrik Vekili Aram Ateşyan, bayram vesilesiyle yaptığı tören konuşmasında; ''Adalar Belediye Başkanı Sayın Farsakoğlu'na Cemaatleri ve Adalar'da yaşayan Hıristiyanlara sunduğu hizmetler nedeniyle teşekkür ettiklerini'' belirtti.
_______________________________________________________9
5 MAYIS'I 6 MAYIS'A
BAĞLAYAN GECE
GÜL AĞACININ DİBİNDE
GİZLİCE BİR BULUŞMA...
Zambakgiller'den Hidrellez Kamçısı / Asphodelus fistulosus
Büyükada, 25.04.2006.
Rumi (Jülyen) Takvimi'ne göre 23 Nisan, Miladi (Gregoryen) Takvimi'ne göreyse 5 Mayıs'a tekâbül eden Ruz-ı Hızır (Yeşeren Gün), mevsim döngüsü uyarınca 8 Kasım'a değin 186 gün sürecek olan yaz mevsiminin baslangıcı sayılır. 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece Hızır ve İlyas'ın bir gül ağacının altında buluşarak doğaya can verdiklerine inanılır.
Al-Hazır, El-Hadır veya El-Hıdır olarak da geçen ve 'yeşil', 'yeşillik', 'yeşil dal' gibi manalara gelen Hızır, bitkilerin canlanışından; İlyas ise su ve hayvanların yönetiminden sorumludur. Hıdrellez gecesinde Hıdırlık denilen açık yeşil alanlara gidilir ve yakılan ateşlerin üzerinden atlanılmasının, arınma, şifa ve şans getireceğine inanılır. Toplanılan yerlerin su ve yeşille bağlantılı olmasına dikkat edilir, gül ağaçlarının dibine ve suya adaklar bırakılır. Hıdrellez'de yeşil dal, çicek veya ot kopartılmaması gerektiğine dair de bir inanç vardır.
Hızır genellikle bahar çiçekleriyle örtülü veya yeşil bir giysi giymiş, kırmızı ayakkabılı ve sakallı olarak; İlyas ise mavi giysili, keçi derisinden bir kaftan giymiş olarak elinde değnekle resmedilir. Hızır ile İlyas'ın ab-ı hayat'tan içerek ölümsüzlüğe kavuştuklarına inanılır. Hızır yardımına başvurulan ve bereket getirendir.
Gılgamış ile Enkidu, İskender-i Zü'l-karneyn ile Elyasa, Elijah ile Haham Yeşua Ben Levi, Hz. Musa ile Yuşa bin Nûn... ve kimbilir daha niceleri...
Günümüze değin süregenen Hızır-İlyas kültünün nüveleri... Yahudi, Katolik, Hıristiyan ve İslami anlatımlarda çok geniş sembolizme sahip ve gerek Alevilik'te (Ya! Hızır! Sen bize yetiş Bozat'ın süvarisi!) gerekse Tasavvuf ve diger batınî inanışlarda benzer hikâye ve geleneklere sahiptir.
Sağlık şifa, bolluk bereket, mal mülk, servet... Taş taş üstüne konulur ve/veya sicim-çaputlarla birlikte nahıllara bağlanır tüm dilekler Hıdrellez'de...
Ahmet Yaşar Ocak, İslam Türk İnançlarında Hızır yahut Hızır-İlyas Kültü, İstanbul (2007) okunuyor gül ağacının altında şu günlerde...
Hıdrellez kutlu olsun hepimize!
Emine Çiğdem Tugay
)O(* * *
http://www.kitapambari.com/ambar/product.php?productid=54768&cat=442&page=1
Ahmet Yaşar Ocak, İslam Türk İnançlarında Hızır yahut Hızır-İlyas Kültü, İstanbul (2007).
İslam toplumlarında Hızır oldukça yaygın, köklü ve etkili bir külttür. Öyle ki tarih boyunca çeşitli kültür ve inançlarda, insanlar tarafından bu ölçüde anılan ve kültürel uygulamalara bu kadar işlemiş bir kişiliğe çok az rastlanır. Halk inançlarında ab-ı hayattan içerek ölümsüzlük mertebesine erişen Hızır, bütün ümit ve çarelerin tükendiği durumlarda yardıma çağırılan ve çağırıldığında mutlaka geleceğine inanılan semâvî bir kurtarıcıdır.
"Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez" benzeri deyişler bu inanışın bir ifadesidir. Bu kurtarıcı farklı kültürlerde farklı isimlerle anılır, ancak Türk inançlarında en çok Hızır, İlyas ya da iki karakterin özelliklerini kendinde birleştirmiş şekilde Hızır-İlyas olarak geçer. Hıdrellez ve Hızır Nebî gibi özel günler onun için kutlanır, şifa, bereket ve bolluk ondan talep edilir. Aslında sadece peygamberlere bile lütfedilmemiş ölümsüzlük mertebesine sahip olması bile, Hızır’ın inanışlardaki kudretine dair bir ipucudur.
Ahmet Yaşar Ocak’ın elinizdeki kitabı bize bu konuya dair en kapsamlı araştırmalardan birini sunuyor. Kitapta İslam-Türk inançlarında Hızır veya Hızır-İlyas kültünün ilahiyat, tasavvuf, folklor ve edebiyat kaynaklarına dayanan genel bir tahlilini bulacaksınız.
* * *
Musahipzade Celâl, Eski İstanbul Yaşayışı, İstanbul (1946)89:
Musahipzade Celâl, Eski İstanbul Yaşayışı'nda Hıdrellez'i şöyle anlatır:
[...] Daha geceden gül dallarına gümüş kuruşlar, çeyrekler bulunan kırmızı keseler bağlanır. Hıdrellez'in bereket getirmesi için besmelelerle asılır. Gül dibine konan toprak çömleklere, her genç kız kendine ait yüzük yüksük, düğme gibi bir şey atar. Ağzı bir yemeni ile bağlanır. Hıdrellez'in kırmızı pabuçlarının bastığı yerlerde renk renk çiçekler açılır. Elindeki değneğin dokunduğu gül fidanlarında güller biter. Bülbüller aşka gelir, dem çeker. Baharın feyzi cihanı doldurur. Sabahleyin bir kızın yüzüne bürümcükten bir duvak örterler. Sesi güzel kızlar birer mani söyler, duvaklı kızlar çömlekten bir niyet çeker, kısmeti çıkmayan kızların başında kilit açarlar. O gün kuzular doldurulur, sütler, yoğurtlar, helvalar, peynirli pideler, dolmalar yenir. Bazıları kendi bahçelerinde bazıları da kırlara yayılırlar [...]
* * *
Sermet Muhtar Alus, Masal Olanlar, İstanbul (1997)48-52:
Eski İstanbul hatunlarından Tahire Hanım, Hıdrellez'de niyet çekmeyi anlatıyor:
[...] Hıdrellez, evvel zamanın, seyir, seyran bayramı demekti. Hıdrellez dedin mi akan sular durur, herkese evinin içi dar gelmeye başlar, cümle alem soluğu dışarıda alırdı.
İlkbaharın müjdecisi Nevruz, kılavuzları çaylakla, leylek, karşıcıları ahali, ayak bastığı gün de Hıdrellez'di.
Yeşillere bürünmüş, sürmüş, sürüştürmüş, edalı edalı bir gelirdi ki...
Bu nazeninin vücudu günü zengin fakir, kadın erkek, ihtiyar çocuk, herkes kırlara çayırlara dökülürler, alakulluhal (herkes kendine göre) bayram ederlerdi. Parası bulunan da ederdi, bulunmayan da. Hali, vakti yerinde olan için kolay; para tutan arabasını dağdan aşırır.
Fakat, kesesi dar olan da pek gam yemezdi. Hiç değilse sandığının bir köşesinde, elmas iğnesi, ya da salkım küpesi de yok mu?
Derhal onu bir yere emanet bırakıp üç, beş mecidiye dünyalık ister.
O da olmadı, yani nereye başvurduysa taş kesilmiş; ağustosta çaya girse balta kesmez buz oluyor. Ne yapsın?
Önü yaz; güze kadar Allah kerim! deyip bir âlâ damının kiremitlerini okutur, kesesini doldurur, seyirlerden seyir beğenmeye başlardı. Derhal bir kuzu kesilip doldurulur, dolmalar sarılır, helvalar bastırılır, herşey tamam yalnız kuş sütü eksik kalırdı.
O günkü didinip uğrasmaktan bitap bir halde yatağa serilmeye dikiş kalmış. İş daha bitmez; dananın bir kuyruğu daha var.
Akşamdan niyet çömleği hazırlığı. Zaten günlerce evvelden konu komşu sözleşir; mani ile niyet çekecekler. Civarda kimin evinin bahçesi, hangi bahçenin gül fidanı varsa orası peylenir. Bildiğimiz toprak çömleklerden bir büyükçesine su doldurulursa şayet çömlek yoksa kırık ağızlı bir testi de işi görür. İştirak edeceklerden herkes işine, kendine ait bir sey atar. Vekâleten atmak da makbuldur. Mesela: Ağa Baba'nın kulak kaşıyacak hilâli, büyükhanımın basur halkası, efendinin tesbih imamesi, ortanca hanımın çengelli iğnesi, damadın yaka düğmesi, küçük hanımın firuze yüzüğü (mezat malından yüz paraya alınmıştır), mahdumun yontulmuş yontulmuş da üç para boyunda kalmış kurşun kalemi, gelinin rengi kararmış şemsiye şeklindeki iğnesi (gene mezat malından alınma), Arap bacının meteligi ilh...
Komşular da hakeza.
Ne var ne yok, hepsi çöp!
diye atılıp tamam olduktan sonra çömleğin ağzi kırmızı bir gaz boyamasıyla ve kırmızı kurdela ile bağlanır; bir tarafına koca bir kilit takılıp kilitlenir: Üstune bir ayna da konup âlâhalihi (olduğu gibi) bırakılır.
Çömlek, tabesabah (sabaha kadar) bekler, durur.
Ertesi sabah, gün ağarır, horozlar öter, kuşlar cıvıldarken herkes ayak üstünde. Çömleğe kim bir şey attıysa içi içine sığmamakta: Ah! Bir yarın olsa da falımı öğrensem!
Yatakta gözler açılır açılmaz, daha yüz, surat yıkanmadan, yeldirmeyi veya çarşafı başa cçkerek etekleri bele doladın mı, ver elini gül ağaçlı hanenin kapısı: Çat, çat, çat!
Kapı aralanır aralanmaz, bahçede, çömleğin başına vaz-ı lenger (demir atma).
On beş, yirmi, hele o evin hatunları ahbap canlı kimseyseler otuz kırk komşu.
Kaç göç olduğu için bu iş ekseriyetle kadınlar mabeyninde yapılır ve yalnız onlar iştirak eder. Çok defa ailece, akraba ve teklifsiz ahbaplar arasında yapıldığı da vakidir. O zaman cemaat, bittabi erkekli, kadınlı.
Çömleğin ağzının açılmasının da usul ve erkanı var. Öylece hop! deyince olmaz.
Bakire bir kız intihab edilecek (seçilecek). Bu kızcağız, kısmetı çıkmamış yani epeyce yaşını almış da hâlâ başından nikâh geçmemiş kısımdan olursa daha biçilmiş kaftan.
Taze, saçını başını düzeltecek, tepeden tırnağa süslenecek ve çömleğin başında en şerefli mevkiye oturacak. Biraraya gelinip hazır vaziyeti alındı mı hazirundan bir hatun, kemal-i itina ile çömleği yakalayıp ve tazenin başının üstüne kadar kaldırıp, 'bahtının ve kısmetinin yakında böyle açılması niyetine!' kilidi çevirecek; çömleğin ağzındaki kırmızı kurdela ile gaz boyamasını çıkarıp kızın yüzüne örtecek; aynayı da eline verecek.
Artık biçarenin işi yoksa usanmadan çömleğe elini daldırsın, arka arkaya çeksin dursun.
Neler de neler, ne maydanozlu köfteler!.. Ne beyitler, ne maniler!..
Mesela: 70'lik büyük hanımın bahtı:
Bahçelerde gül müsün?
Gül değil sümbül müsün?
Dillerin yaktı beni,
Kafeste bülbül müsün?
Ağa babanınki:
Denizin dibi derin,
Yeşil seccade serin;
Erenler, evliyalar,
Yarimi bana verin.
55'lik ortanca hanımın efendisine tuttuğu:
Yağmur yağar inceden
Gül açılır goncadan
Yarimi esirgerim
Yerdeki karıncadan.
Efendisinin namına çektiği:
Ayvalar çiçeklendi;
Muşmula pürçüklendi;
Şaka maka derken
Sevdamız gerçeklendi.
Ortanca hanımın keyfine payan yok...
....
Fazla yarenliğe de gelmez. Çünkü herkes alay alay gezmeye gidiyor. Alelacele giyinip kuşanılır, yemek sepetleri yüklenilir yüklenilmez Kağıthane'nin, Haydarpaşa çayırının, Kurbağalı'nın yahut Fenerbahçe'nin yolu tutulur. [...]
* * *
http://www.odekkoyu.com/hidrellez.htm
Kuru baklagiller bir torba içinde bahçede ağaçlara asılır. Hıdır Baba’nın kamçısıyla bunlara dokunması ve bereket getirmesi dileği tutulur.
* * *
http://www.anatoliancraft.org/content/view/1534/31/1/2/
Bahar Şenlikleri : Walpurgisnacht, Beltane ve Hıdrellez