Fotoğraf: Prens Abbas Halim Paşa (29.1.1866-10.1.1935); Prenses Hatice Halim (2.5.1879-22.2.1951) ve kızları Prenses Vicdan Halim (31.3.1897-4.2.1966), Prenses Kerime Halim (15.3.1898-28.3.1971), Prenses Emine Halim (1.6.1899-6.12.1979), Prenses Tevfika Halim (6.8.1900-?) Heybeli'de, 1903. Prenses İkbâl Saviç Albümü'nden.
* * *
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
7 Eylül 1903 Pazartesi günlü Büyükada'da inşa olunacak caminin masrafının karşılanmasına dair...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Fotoğraf: Ugo Antonio Corintio, Büyükada'da, Ağustos 2010.
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
5 Eylül 2010 Pazar
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Yer Yer Sağanak Yağışlı
18/27ºC
% 60-88 nem
Yıldız, K 20km/sa
Gündoğuşu 06:33... Günbatışı 19:32...
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Willow Fairy.
* * *
1- Avedis Hilkat: "Yıllardan beri Kınalıadalı çocuklara tenis sporunu öğreten, onlara centlimenliği, mücadeleyi, arkadaşlığı, toplu çalışma ve ekip ruhunu aşılayan Tenis Okulu, 31 Ağustos 2010 Salı günü saat 17:00'de velilerin de katıldığı kokteylle yaz sezonunu kapattı..."
2- Nihat Dilber: "Evde olmadığımız bir sırada Belediye'den geldiklerini söyleyen birkaç kişi, bahçe çitlerini saran ve evin yoldan görülmesini engelleyen mavi yasemin ve sarmaşıkları düzensiz bir şekilde yolarak, yer yer kelleştirip vazifelerini bitirip gitmişler!..."
3- Selçuk Aral: "Bu mu, Ada Vapuru?..."
4- "Marmara Denizi’nde denize girilir mi, girilmez mi” tartışması büyüyor...
5- Türkan Saylan’ın hayatını anlatan dizinin çekimleri Heybeliada’da yapılıyor...
6- Mustafa Farsakoğlu: "Büyükada Atatürk Meydanı'nda 7 Eylül Salı 2010 akşamı düzenlenecek olan Tasavvuf Müziği ve Semazenler eşliğindeki İftara tüm hemşehrilerimizi davet ediyoruz..."
7- Adalar Platformu adına Hayati Önel: "Önümüzdeki haftalarda Büyükada'da Kaldırım Vergisi/KATKI PAYI hususunda bir avukat arkadaşımız tarafından bilgilendirme toplantısı yapılacaktır. Toplantıya katılım ücretsizdir. Bilgilendirme toplantısına katılmak isteyenlerin..."
)O(
_______________________________________________________1
From: AVEDİS HİLKAT
Subject: KINALIADA TENİS KORTU KURSİYERLERİ
Date: September 1, 2010 12:19:01 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
KINALIADA TENİS KORTUNDA KURSİYERLER SERTİFİKALARINI TÖRENLE ALDILAR
Yıllardan beri Kınalıadalı çocuklara tenis sporunu öğreten, onlara centlimenliği, mücadeleyi, arkadaşlığı, toplu çalışma ve ekip ruhunu aşılayan Tenis Okulu 31 Ağustos 2010 Salı günü saat 17:00'de velilerin de katıldığı kokteylle yaz sezonunu kapattı. İşletmeciliğini Varujan Eğlence’nin yaptığı kurs hocalığını ise kursiyer çocukların sevgilisi Selin Harputlu’nun icra ettiği Tenis Okulu düzenlediği törende kursiyer çocuklara sertifikalarını verdi. Törene Kınalıada’da yaşayan hukukçu ve fikir insanı EŞBER YAĞMURDERELİ, CHP Adalar İlçe Bşk. Yardımcısı AVEDİS HİLKAT ve Yön. Kurulu üyesi YILMAZ ERDENİZ katıld. Hilkat, yaptığı konuşmada Eşber Bey'in tenis kortunun yakınında oturduğunu, yaz boyunca çocuklarımızın coşkulu raket ve top seslerini duyduğunu, kendisinin karanlık dünyasına çocuklarımızın sesinin IŞIK olduğunu vurguladı. Bu duygulu konuşmanın ardından söz alan Eşber Yağmurdereli törende bulunmaktan, bu sevinci birlikte paylaşmaktan, sporun körpe bedenlere yararlarını ilerde aranızdan çıkacak başarılı sporcuların bizlerin gurur kaynağı olacağını ifade etti. Tören dağıtılan sertifikaların ardından son buldu.
_______________________________________________________2
From: NİHAT DİLBER
Date: September 1, 2010 5:52:57 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Bahçe sarmaşıklarının yolunması hakkında
Evde olmadığımız bir sırada Belediye'den geldiklerini söyleyen birkaç kişi, bahçe çitlerini saran ve evin yoldan görülmesini engelleyen mavi yasemin ve sarmaşıkları düzensiz bir şekilde yolarak, yer yer kelleştirip vazifelerini bitirip gitmişler!
Acaba hakikaten Belediye tüm problemleri halledip, Ada'yı süslüyen bahçelerin yeşillikleriyle mi uğraşıyor? Temizlik büyük sorun olmaya devam ederken bu uğraşı nedir?
Kadıyoran 25'ten Nihat Dilber
_______________________________________________________3
From: SELÇUK ARAL
Subject: Ada Vapuru
Date: September 2, 2010 10:43:05 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi.2@gmail.com
Kinaliada.net, 2.9.2010
http://www.kinaliada.net/index.php?news-1123
Bu mu, Ada Vapuru?
Hahaha... Yemezler...
Hiç vapur görmesek: Ada vapuru diye yutturacaksın.
Sen git onu benim küllahıma anlat.
_______________________________________________________4
Radikal, 3.9.2010
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1017094&Date=04.09.2010&CategoryID=77
Marmara'da yüzülür mü, yüzülmez mi?
İSKİ arıtma tesisi sayısını artırdıkça, İstanbul'un ünlü ama unutulmuş plajları da açılmaya başladı. Örneğin Caddebostan. Ama temizlik konusu hayli tartışılıyor.
Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça: Marmara'da plajların yüzde 90'ında su AB kalitesinde. Yüzülür. Atık suyun sadece yüzde 20'si biyolojik arıtmadan geçiyor ama gerisini zaten denizdibine basıyoruz
ANKARA/İSTANBUL - “Marmara Denizi’nde denize girilir mi, girilmez mi” tartışması büyüyor. Çevre ve Orman Bakanlığı’na göre girilebilir, çünkü “AB direktiflerine uygun olarak yapılan analizlere göre Marmara’daki plajların yüzde 90’ında yüzmenin sakıncası yok.”
Etrafı sanayi tesisleriyle çevrili Marmara Denizi, özellikle de büyük kirletici İstanbul tam bir arıtma sistemine kavuşana kadar bu sularda yüzülmemesi gerektiğini savunan Deniz Temiz TURMEPA ise ısrarlı. TURMEPA yetkilileri, “Bakanlığın söz ettiği ölçümler kolibasiliyle ilgili. Biz ağır metal kirliliğinden söz ediyoruz” diyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça, Marmara’da yüzülüp yüzülemeyeceği tartışmasının “Yüzülebilir” tarafında. Akça, Marmara’da halen işleyen sistemi, bugüne kadar yapılanları ve yakın gelecekte yapılacakları anlatarak tartışmaya katıldı.
Akça’nın verdiği bilgiye göre Türkiye’de 2006’da Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği yayımlandı. Yönetmelik, AB Yüzme Suyu Kalitesi direktifinin Türkiye mevzuatıyla uyumlaştırılmış haliydi. O tarihten itibaren tüm plajların su kalitesi AB’ye uygun olarak denetlenmeye başlandı.
Marmara Denizi’nde ‘su kirliliği’ni Çevre ve Orman Bakanlığı, ‘yüzme suyu kirliliği’ni ise Sağlık Bakanlığı takip ediyor.
İki bakanlığın numune aldıkları yerler ve parametreleri farklı. Yüzme suyu izlenirken ‘kimyasal’ ölçümler değil, mikrobiyolojik parametreler esas alınıyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye genelinde 2009 yılında toplam 1083 noktadan 15’er günlük periyotlarla numune aldı. Riskli görülen plajlar kapatıldı. Sonuçlar, kirliliğin kaynağını bulması ve engellemesi için Çevre Bakanlığı’na da yollandı.
Bardağın dolu tarafı
Arıtma eksikliği Türkiye’nin yarası. Akça var olan arıtma tesislerinin büyük kısmının da İstanbul’da olduğunu vurguladı: “Marmara havzasında atık suların yaklaşık yüzde 90’lık kısmı arıtıldıktan sonra denize veriliyor. Ancak ’İstanbul’dakiler biyolojik arıtma değil, deniz deşarjı’ deniliyor. Doğru! Şu anda İstanbul’da sadece yüzde 20’si biyolojik arıtma yapıyor. Paşaköy’de bir biyolojik arıtma tesisi var, Tuzla’da var. Yüzde 80’i ise deniz deşarjı. Ancak İstanbul’da deniz deşarjı yapan tesislerin tamamı, boğazın alt akıntısına, dibine deşarj yapıyor. İstanbul Boğazı’nda iki yönlü akıntı var. Üst tabaka Karadeniz’den Marmara’ya, alt tabaka Marmara’dan Karadeniz’e doğru gider. İstanbul’un atık suları, Karadeniz’e giden alt tabakaya deşarj edilir. Marmara’ya ancak doğal karışımlı belli bir kısmı, çok seyrelmiş olarak gelir.”
Biraz da ‘iyi haber’...
Halen İstanbul’da üç, Kocaeli ve Yalova’da ikişer olmak üzere yedi büyük arıtma tesisi inşa halinde. İstanbul’da özellikle Ambarlı ve Ataköy arıtma tesisleri, 5-6 milyonluk nüfusun atık suyunu ileri arıtma yapacak. Akça “Bunlar da tamamlandığında Marmara Denizi’nde evsel kirlilik açısından büyük bir sorun kalmayacak” diyor. Marmara’da 2009 yılında 296 nokta izlendi. Bunlardan 270’i ‘mikrobiyolojik açıdan’ uygun, yani yüzülebilir bulundu. Peki yüzülemez bulunan yerler?:
“Bunlar İzmit Körfezi civarında. Birçok tedbir alındı, sanayi atık suları arıtma tesisleri yapıldı. Ama buralarda halen önemli sanayi tesisleri var. Dolayısıyla İzmit Körfezi’nde birkaç sıkıntı var, diğerlerinde önemli ölçüde sıkıntı yok. Marmara’da plajların yüzde 90’ında denize girilmesi açısından hiçbir sıkıntı bulunmuyor.”
Marmara mavi bayrak zengini!
Akça yüzme suyu kalitesinin bir göstergesinin de Mavi Bayrak olduğunu hatırlattı: “Türkiye’de 314 plaj ve 14 marina bu ödüle sahip. Marmara’da da 25 mavi bayrağımız var. Marmara’da dördü Ayvalık’ta, dördü Burhaniye’de, üçü Gömeç’te, yedisi Edremit’te ve biri Erdek’te olmak üzere Balıkesir’de 19, Çanakkale Ayvacık’ta beş ve Tekirdağ Şarköy’de bir plaj ödüllendirilmiştir.” Ancak Akça’nın söz ettiği yerlerden çoğu, örneğin Ayvalık Marmara Bölgesi’nde ama kıyıları Ege’de!
‘Kolibasiline değil ağır metale bak’
Deniz Temiz TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar: “(Akça’nın söz ettiği) AB kriterleri kolibasili üzerine. Kolibasiline biz bir şey demiyoruz. En fazla bağırsakları bozar, öldürmez. Ama AB su normlarından söz ediliyorsa, denize bir damla arıtılmadan su verilmemeli. Biz yüzmek için şunu söylüyoruz: Ağır metal çalışması yapılıyor mu? Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ‘Bazı balıklarda ağır metal bulundu’ diyor. Kanser yapar. Açıklamalarımız Sevinç Erdal İnönü Vakfı’na dayanıyor. Araştırmalar Marmara Denizi’nin her tarafı dolaşılarak yapılıyor. Bu çalışmalar 1954’te Et Balık Kurumu ile başladı, 1957’de İÜ’ye geçti. Bu araştırmalarda örneğin, “Marmara Denizi’nde oksijen bir çok yerde sıfıra düşmüş, ‘biyolojik çeşitlilik ortadan kalkmıştır” deniliyor. Oksijen olmayan yerinde denize nasıl girilir? İSKİ çok iyi çalışmaya başladı. Ancak çalışmaları halen yüzde 100 değil. Hâlâ bir kısım pislik denize gidiyor. Yoksa mavi bayrakla ilgili değil hadise. Mavi bayrak örnekleri verilmiş. Ayvalık Marmara’da mı? Verdiği örneklerin çoğu Ege Denizi’nde.”
_______________________________________________________5
HaberTürk, 3.9.2010
http://www.haberturk.com/medya/haber/548579-turkan-saylan-hangi-adada-hayat-buluyor
Türkan Saylan hangi adada hayat buluyor?
"Türkan" dizisinin çekimleri için 60'lı yılların atmosferine döndürülen ada...
‘Türkan Saylan’ın hayatını anlatan dizinin çekimleri Heybeliada’da yapılıyor. Ada’daki köşk tamamen 60‘lı yılların mobilyalarıyla döşendi. Atölyede bine yakın dönem kıyafeti dikildi.
Yapımcılığını Koliba Film’in üstlendiği, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın yaşamını konu alan Kanal D’nin yeni dizisi ‘Türkan’ın çekimleri devam ediyor. Türkan Derya’nın yönetmenliğini yaptığı dizi, Saylan’ın hayatını 1960’lı yıllarda tıp fakültesindeki öğrencilik yıllarından itibaren anlatıyor. Ayşe Kulin’in ‘Tek ve Tek Başına’ adlı eserinden yola çıkarak Oya Yüce’nin kaleme aldığı senaryoda, Saylan’ın gençliğini Pınar Öğün canlandırıyor. Heybeliada’da çekimlerin yapıldığı mekanlar 1960’lı yıllara uygun hale getirildi. Hazırlık aşaması bir yıl süren dizi için cüzzam hastalarının tedavi edildiği bir lepra merkezi baştan yapıldı.
Milliyet'in haberine göre, dizinin çekimlerinde göze çarpanlar:
* Dizinin ana mekanlarından İstanbul Adalar’daki köşkte döneme uygun tadilat çalışmaları yapıldı. Köşkün içi tamamen dönem mobilyalarıyla döşendi.
* Koliba Film Platoları’nda çekimler için dört ayrı mekan oluşturuldu. Mekanlara Arnavut kaldırımı döşendi.
* Dekor, aksesuar ve mobilyalar için bir marangoz atölyesi ile çalışıldı.
* Birinci bölüm çekimleri için yurt dışından getirilen özel makyaj malzemeleriyle 50 civarında figürana cüzzam makyajı yapıldı. Bölümde 500’e yakın figüranla çalışıldı.
* Dizi için özel tasarlanan bine yakın dönem kıyafeti iki farklı atölyede dikildi.
_______________________________________________________6
From: OYA İSLİMYELİ
Subject: (Düzeltme) İftar Daveti
Date: September 3, 2010 6:15:06 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Büyükada Atatürk Meydanı'nda 7 Eylül Salı 2010 akşamı düzenlenecek olan Tasavvuf Müziği ve Semazenler eşliğindeki İftara tüm hemşehrilerimizi davet ediyoruz.
Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu
_______________________________________________________7
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr104.asp
25.8.2010
BELKİ FARKLI AMA AYNI...
Farklı Cemaat Temsilcileri ama aynı Ada ve aynı masadaydılar
'Adalı yaşam tarzını, bir daha silinmeyecek denli, zihnimize işleyebilmek!'
Adalar Müftülüğü tarafından, 24 Ağustos Salı günü, Büyükada Su Sporları Kulübü'nde düzenlenen iftar yemeğine 'Prens Adaları' diye tarihe mal olmuş 'Adalar'ımızda yaşayan farklı etnik veya dinlerin cemaat temsilcileri de onlarca kişiyle bir araya geldiler.
'Barış, Karşılıklı kabulleniş ve Dostluk' mesajlarının verildiği yemeğe, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Adalar İlçesi Kaymakamı Salih Keser eşi Hürriyet Keser ev sahibi Adalar Müftüsü Faruk Tutu, konuk olarak gelen Amasya ili Taşova ilçesi Kaymakamı İbrahim Şılgın, Büyükada Musevileri Sinagogu Haham'ı Moşe Benveniste, Büyükada Sianagogu Başkan Vekili Raffi Habip ve Yönetim Kurulu Üyesi Sami Özberaha; Kınalıada’dan Adalar Ermeni Cemaati Ruhani Reisi ve 'Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi Başrahibi Tatul Anuşyan, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi ve Mezarlığı Vakfı Başkanı Levon Şadyan, vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Manuk Saraydar, Adalar Kızılay Derneği yönetiminden Avedis Kevork Hilkat; Rum Ortodoks Cemaati'nden ruhani liderlerinin mazeretinden dolayı sadece Cemaat Başkanı, Vasil Lemopulo ve Adalar İlçesi'nin mülki idarecileri, Belediye Meclis Üyeleri, yöneticileriyle siyasi ve sivil değişik parti ve toplum temsilcileri katıldı.
İftar Yemeğinden sonra konuşan Başkan Mustafa Farsakoğlu Adaların farklı inançlara sahip insanların sevgi ve dostluk içerisinde yıllarca yaşamış olduklarını söyleyerek Ancak ne yazık ki, bazıları bu köklü ve güzel geleneği unutuyorlar bu dostluğu sadece sözle değil, davranışlarımızla öne çıkarmamız gerekiyor dedi. Farsakoğlu, Pakistan’da yaşanan sel felaketine de değinerek insanlığın Pakistan’a daha fazla yardım elini uzatması gerektiğini hatırlattı.
Adalar Kaymakamı, Salih Keser 'İftar yemeği münasebetiyle yaratılan çok renkli ortamın, günlük yaşantımıza da yansımasını' temenni etti.
Adalar Müftüsü Faruk Tutu, Ramazan ayının sevgi ve dostluğa uzanan köprü olduğunu belirtirken, diğer kardeş dinlerin liderleriyle iftar yemeğinde bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Ermeni Cemaati'nin temsilcisi Anuşyan ise Paylaşımın önemine değinip, kurulan bu iftar sofrasıyla sevgi, dostluk ve paylaşımın güzelliğini yaşadıklarını; ancak maddi paylaşımdan ziyade manevi, ruhani ve sağlıklı zihniyet paylaşımının da unutulmaması gerektiğini' de vurgu yapıp teşekkür etti.
Büyükada Sinagogu Hahamı Moşe Benveniste ise hangi din, köken, yani hangi kimliğe ait olsalar bile, bu ülke ve milletin öz be öz evlatları oldukları asla unutulmaması bu insanların aynı mutluluk, sevinç ve üzüntüleri paylaştıklarının altını çizerek, bu görüntünün her zaman devam etmesini diledi.
İftar yemeğinden sonra, değişik dini cemaat liderleri ve yöneticileriyle hatıra fotoğrafı çeken Farsakoğlu biraz önce masa etrafında toplanan, şimdi ise bu bu fotoğrafı oluşturanların ortak paydası: 'Adalardan olmak' olduğunu söyleyerek 'Adalı olmak ve olabilmek tabii ama en önemlisi bence 'Adalı yaşam tarz ve bilinci'ni, bir daha silinmeyecek denli zihnimize işleyebilmek' dedi.
_______________________________________________________8
From: ADALAR PLATFORMU
Subject: 'KALDIRIM VERGİSİ' KATKI PAYI HAKKINDA HUKUKİ BİLGİLENDİRME
Date: August 18, 2010 9:42:43 AM GMT+03:00
To: To: adalar.postasi@gmail.com
ADALILAR'IN
'KALDIRIM VERGİSİ' KATKI PAYI HAKKINDA
HUKUKİ BİLGİLENDİRİLMESİ
Değerli Adalılar,
Önümüzdeki haftalarda Büyükada'da Kaldırım Vergisi/KATKI PAYI hususunda bir avukat arkadaşımız tarafından bilgilendirme toplantısı yapılacaktır. Toplantıya katılım ücretsizdir. Bilgilendirme toplantısına katılmak isteyenlerin ADALAR POSTASI'na (adalar.postasi@gmail.com) isim-soy isim ve cep telefon numaralarını elektronik postayla iletmeleri rica olunur.
ADALAR PLATFORMU adına
Hayati Önel
Toplantıya katılmak isteyenler: Okan Aydın, Osman Bozkurt, Fatma Bozkurt, İpek Bozkurt, Alper Zihni Ünsan, Hatice Karakaş, Güneş Turkan, Sedat Turkan, Akgün Dilmaç, Volkan Dilmaç, Hilmi Orhan, Arif Canbaz, ...