Büyükada İskelesi'nde...
http://cgi.ebay.com/Turkey-Constantinople-Prinkipo-2x-Old-photos_W0QQitemZ250539701660QQcmdZViewItemQQptZArt_Photo_Images?hash=item3a5554759c#ht_1561wt_1094
* * *
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
19 Ağustos 1897 Perşembe günlü Gordon Benet'in [James Gordon Bennett, Jr. (10.5.1841-14.5.1918), New York Herald gazetesi yayımcısı, Commercial Cable Company sahiplerinden] yatıyla Büyükada önlerine geldiği, Teşrifatçı İbrahim Bey'le öğle yemeği yediğine dair Dimitri imzalı telgraf hakkında...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Büyükada, 28/11/2009
* * *
ADALAR'da HAVA DURUMU:
4 Aralık 2009 Cuma günü
Büyükada'da HAVA DURUMU*
Hafif yağmurlu
9-14ºC
% 69-98 nem
GD 12km/sa
Gündoğuşu 07:09... Günbatışı 16:36
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca
* * *
Cicely Mary Barker, The Black Medick Fairies.
* * *
1- Milliyet- Tebernüş Kireçci: "Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, yaptığı açıklamada, 1/5000’lik nazım imar planı çalışmalarının son aşamada olduğunu, planın bu ay yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında gündeme geleceğini belirtti...."
2- Zaman: "Adalar, çeyrek asırdır imar planı bekliyor... Birinci derecede sit alanı ilan edildiği 1984 yılından bugüne imar planı çıkmayan Adalar'ın hasretinin, 2010 yılında sona ermesi bekleniyor..."
3- Sabah- Zeynel Yaman: "İstanbul'un kültürel ve tarihi mirasının en önemli ilçelerinden biri olan Adalar'ın imar plan hazırlıkları yeniden hazırlık noktasına geldi. 1984 yılında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında 1. derece SİT alanı ilan edilen Adalar, kanun gereği bir yıl içerisinde imar planları yapılma zorunluluğu olmasına karşın, 25 yıldır plan hazırlıklarını tamamlayamadı..."
4- Milliyet/Cadde 34- Gökçe Uygun: "Adalara Müze geliyor..."
5- Adalar Belediyesi'nden ne haber?: "Kızılay Adalar'da sağlık taraması yapacak... Eğitimci Ayşe Doğancı ve köpeği Güllü'den Adalı çocuklara sıra dışı bir eğitim..."
6- Adalar Onman İşletme Şefliği'nden ne haber?: "21. Ekotur 6 Aralık'ta Heybeliada'da yapılacak..."
7- 1960'larda Milliyet Gazetesi sayfalarında seyreden Paşabahçe vapurumuz... (Paşabahçe vapurunda suçlu bavul bulundu... Sağlık gecesi yarın yapılıyor...)
8- Ayfer Kaynar: "Değerli ve duyarlı İstanbul sevdalıları, ilişikte Ataköyümüzün başına geleceklerle ilgili bilgi dosyası ve davet yazısı gönderiyorum..."
ADALAR POSTASI'nın 2354. sayısında...
)O(
.........................................................1
Milliyet, 3.12.2009
Tebernüş Kireçci
http://www.milliyet.com.tr/Ekonomi/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetayArsiv&KategoriID=3&ArticleID=1169028
Adalar, 25 yıldır imar planı bekliyor
Birinci derecede sit alanı ilan edildiği 1984 yılından bugüne imar planı çıkmayan Adalar’ın hasretinin, 2010 yılında sona ermesi bekleniyor
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, yaptığı açıklamada, 1/5000’lik nazım imar planı çalışmalarının son aşamada olduğunu, planın bu ay yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında gündeme geleceğini belirtti. Farsakoğlu, “Yeni 1/5000’lik plan yürürlüğe girer girmez, 2010 içinde 1/1000’lik koruma amaçlı planın yürürlüğe girmesini umut ediyoruz” dedi.
Adalar’ın, birinci derece tarihi ve kentsel sit alanı olduğunu hatırlatan Farsakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “8 bin civarında bina bulunuyor. Adalar’da tescilli bin 657 eski eser bulunuyor, 628 eserin tescili de Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan istenecek. Onlar da tescil edilirse, konut sayısının 1/3’ünün eski eser olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalacağız. Tescilli eserlerin bir kısmının restorasyona ihtiyacı var. Bunlar için fon talep ettik. 6 projemiz devam ediyor. 2010’da da 10 civarında eski eserle ilgili talepte bulunacağız” dedi.
.........................................................2
Zaman, 2.12.2009
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=922344
Adalar, çeyrek asırdır imar planı bekliyor
Birinci derecede sit alanı ilan edildiği 1984 yılından bugüne imar planı çıkmayan Adalar'ın hasretinin, 2010 yılında sona ermesi bekleniyor.
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1/5000'lik nazım imar planı çalışmalarının son aşamada olduğunu, planın bu ay yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında gündeme geleceğini belirtti. 1/1000'lik koruma amaçlı imar planı konusunda Mayıs ayında yaptıkları meclis toplantısında karar aldıklarını, bu planla ilgili çalışmaların da sürdüğünü anlatan Farsakoğlu, ''Yeni 1/5000'lik nazım imar planı yürürlüğe girer girmez, 2010 yılı içinde 1/1000'lik koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesini umut ediyoruz'' dedi.
Adalar'ın, birinci derece tarihi ve kentsel sit alanı olduğunu hatırlatan Farsakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Adalar, 1984 yılında birinci derecede sit alanı ilan edilmiş. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre, bir yıl içinde koruma amaçlı imar planlarının yürürlüğe konulması gerekiyor. Bunun süresi uzatıldı ama sonuçta bunun 2-3 yıl içinde tamamlanması bir zorunluluk. Maalesef günümüze kadar böyle bir şey yapılmamış. 1/1000'lik koruma amaçlı imar planı yapılmadığı için geçiş dönemi yapılanma koşulları diye birtakım koşullar kurul tarafından belirlenmiş. Fakat o çerçevede belediyenin yeterli düzeyde denetim yapmadığı veya yapmak istememesi sonucu yüzlerce yapı, usulsüz yapılmış. Belediye meclisimiz, 693 yapıyla ilgili yıkımlı para cezası kararı aldı. Bu sayı aslında daha da fazla. Bunlar yalnızca encümen tarafından cezalandırılanlar. Bu sayının iki katı olduğunu tahmin ediyoruz.''
Söz konusu planların Adalar'ı turizm açısından olumlu bir şekilde etkileyeceğini ifade eden Farsakoğlu, ''İmar planlarının uygulamaya geçilmesinden sonra Adalar'daki yatak kapasitesinde bir artış meydana geleceğini ve daha kalıcı bir turizmin uygulanacağını düşünüyoruz'' dedi.
-ADALAR'DAKİ ESKİ ESERLER-
Adalar'da 8 bin civarında binanın yer aldığını belirten Farsakoğlu, şunları söyledi:
''Adalar'da tescilli 1657 eski eser bulunuyor, 628 eserin tescili de Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan istenecek. Onlar da tescil edilirse, konut sayısının 1/3'ü kadar eski eser olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalacağız. Tescilli eserlerin bir kısmının restorasyona ihtiyacı var. Bunlarla ilgili İl Özel İdaresinin Kültür Katkı Fonu'ndan ödenek talep ettik. 6 projemiz devam ediyor. 2010 yılında da 10 civarında eski eserle ilgili talepte bulunacağız'' diye konuştu.
Belediye binasının bile ruhsatsız olduğunu, bu konuyla ilgili de çalışmalar yürüttüklerini anlatan Farsakoğlu, ''Güçlendirildikten sonra belediye binasında oturulabileceği konusunda arkadaşlarımız bir çalışma yaptı. Rapor, İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte hazırlanıyor. Bu çalışmaların sonunda bu binada oturulabileceğini görürsek, ruhsata bağlayacağız. Projesine uygun olarak başlanmış ama projeye uygun olmayan bir şey çıkmış ve belediye, ruhsatı olmayan bir yapı üzerinde oturuyor'' dedi.
Belediye binasının inşa edildiği arsanın üzerinde 21 adet haciz bulunması
nedeniyle binanın ruhsatsız olduğunu fark ettiklerini belirten Farsakoğlu, ''Bütün taşınmazlarımız hacizli zaten'' diye konuştu.
-HEYBELİADA SANATORYUMU-
Farsakoğlu, Heybeliada Sanatoryumu'nun hazineye ait ve Sağlık Bakanlığına tahsisli bir yer olduğunu söyledi.
Sanatoryumun 1924 yılından beri yataklı tedavi kurumu olduğunu ifade eden Farsakoğlu, şunları kaydetti:
''Sanatoryum, yeni planlarda da sağlık alanı olarak belirlenmiş. Oraya sağlık tesislerinin dışında bir şey yapamazsınız. Bir tıp fakültesi, hemşirelik yüksek okulu, yataklı tedavi kurumu, sağlık turizmine yönelik bir tesis olabilir. Yalnızca turistik amaçlı, sağlık konusuna hizmet etmeyen bir tesis kurulamaz.''
.........................................................3
Sabah, 3.12.2009
Zeynel Yaman
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2009/12/03/adalarin_hayali_gercek_oluyor
Adalar'ın hayali gerçek oluyor
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında 1984'te 1'inci derece sit alanı ilan edilen Adalar'da 25 yıl sonra imar planı hazırlıkları tamamlanıyor.
İstanbul'un kültürel ve tarihi mirasının en önemli ilçelerinden biri olan Adalar'ın imar plan hazırlıkları yeniden hazırlık noktasına geldi. 1984 yılında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında 1. derece SİT alanı ilan edilen Adalar, kanun gereği bir yıl içerisinde imar planları yapılma zorunluluğu olmasına karşın, 25 yıldır plan hazırlıklarını tamamlayamadı. 2008'de AK Partili Adalar Belediyesi İmar Müdürlüğü bir yazıyla, plan yapımının teknik, mali ve eleman yetersizliği nedeniyle ilçe belediyesi imkanlarıyla hazırlanamayacağını belirterek İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yapılmasını talep etti. İBB Şehircilik Planlama Müdürlüğü konuyla ilgili teknik çalışmalarını sürdürürken, 2009'daki yerel seçimlerde belediye yönetiminin değişmesi nedeniyle Adalar Belediyesi 1/1000'lik planları yeniden kendisi hazırlamayı talep etti.
PLAN YETKİSİ BELEDİYEDE
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin İmar ve Bayındırlık Komisyonu'nda görüşülen talep, planın yapımının tamamlanmak üzere olduğu gerekçesiyle reddedildi. Ancak İBB Meclisi'ne oylanmak üzere getirilen rapor hakkında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Ergün Turan, yerel yönetim anlayışı gereği plan yapma yetkisinin yeniden Adalar Belediyesi'ne verilmesini önerdi. Oybirliğiyle kabul edilen öneri sonucunda, ilçe planını yeniden Adalar Belediyesi hazırlayacak. Adalar'da 8 bin civarında binanın bulunduğunu belirten Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, "693 yapıyla ilgili yıkımlı para cezası kararı aldı. Bunlar yalnızca encümen tarafından cezalandırılanlar. Bu sayının iki katı olduğunu tahmin ediyoruz" dedi. 1/5000'lik planların İBB meclisinde onaylanmasının ardından 1/1000'lik planlarının hazırlanacağını ifade eden Başkan, ilçede kaçak yapılaşma denetiminin de yapılamadığını söyledi.
.........................................................4
Milliyet / Cadde 34, 1.12.2009
Gökçe Uygun
http://cadde.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=CaddeHaberDetayArsiv&KategoriID=172&ArticleID=1167974
Adalar’a müze geliyor
İstanbul, ilk kent müzesine kavuşuyor. Adalar Müzesi, Adalar'ın geçmişini ve bugününü belgeleyip İstanbullulara aktaracak
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında kentin incisi Büyükada’da kurulacak Adalar Müzesi için geri sayım başladı. Adanın en önemli yapılarından Taş Mektep’te hizmet verecek müzede; eski binaları, doğal güzellikleri ve çok kültürlülüğü ile önemli bir yere sahip olan Adalar'ın tarihi sergilenecek. Ziyaretçiler müzede, Adalar'ın balıkçılarını, hekimlerini, şairlerini, sporcularını, bakkalını, kasabını, cambazhanesini, yetimhanesini, mekteplerini yakından tanıyabilecekler. Kapılarını 2010 yazının ortalarında açacak müzeyi, Adalar Müzesi Proje Koordinatörü Serhat Baysan ile konuştuk.
Adalar’a müze kurma ihtiyacı nereden doğdu? Proje nasıl şekillendi?
Adalar’ın renkli tarihinin geleceğe aktarılması ihtiyacı ‘Adalar Müzesi’ düşüncesini doğurdu. Bugün sürdürdüğümüz çalışma, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması ile gerçekleşme şansı bulan ve iki yıldır adım adım tartışılarak oluşturulan bir proje. İlk adımları, çalışma bürosu olarak da kullandığımız Adaevi’nin açılmasıyla atıldı. Mart ayından başlayarak proje kadrosu oluştu, müze için arşiv ve sözlü tarih çalışmaları başladı. Mayısta kürasyon kurulu ilk toplantısını yaptı, aynı zamanda mimari restorasyon çalışmaları da başlamıştı. Haziranda Büyükada’da ilk geniş katılımlı toplantı gerçekleştirildi. Ağustosta Büyükada İskele Meydanı’nda ‘Adalar Müzesine Doğru, Anılar Yok Olmasın, Paylaşılsın’ temalı açık hava sergisi düzenlendi.
Çalışmalar şu an hangi aşamada?
Mimari projesi tamamlandı, Koruma Kurulu’na girecek. Ardından restorasyon başlayacak. Bir yandan da arşivler taranıyor, sözlü tarih çalışmaları yapılıyor.
Projenin yürütücüsü hangi kurumlar?
AB İstanbul 2010 kapsamında Adalar Vakfı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar Belediyesi ve Kaymakamlığı işbirliğinde yürütülüyor. Tam zamanlı ve yarı zamanlı olmak üzere altı kişi çalışıyor.
Müze Büyükada’daki Taş Mektep’te kurulacak. Neden bu yapı seçildi?
Taş Mektep, 1870’lerde İskenderiye Patriği Sofronios'un yazlık evi olarak yapılmış. 1922’den itibaren de okul olarak kullanılmaya başlanmış. İlk adı ‘Köprülü Mehmet Paşa Numune Mektebi’ olan okulun adı daha sonra ‘Büyükada İlkokulu’ olarak değiştirilmiş. 1967 yılına kadar ‘Büyükada İlkokulu’ olarak hizmet vermeye devam etti. Yapının müze için düşünülmesinin en önemli nedeni Adalıların belleklerinde çok önemli bir yere sahip olması. Taş Mektep, terk edilmiş görüntüsünden kurtarılarak, İstanbul’un kalıcı mirasına müze olarak hizmet edecek.
Adalıların projeye yaklaşımı nasıl?
'Kent müzesi' kavramı henüz çok yeni. Adalılar nasıl bir müze olacağını merak ediyorlar. Çok sayıda Adalı gönüllü olarak çalışmalara katılıyor, arşivlerini kullanıma açıyor, koleksiyonlarını bağışlıyor. Adalı olmayanların katkıları da çok sevindirici.
Birçok Avrupa ülkesinde kent müzeleri yıllar evvel kurulmuş durumda. İstanbul bu açıdan geç mi kaldı? Eğer öyleyse müze açığı kapatabilecek mi?
Böyle bir iddiası olamaz ama bundan sonraki adımları kolaylaştırıp ‘İstanbul Kent Müzesi’ne kavuşmamızı sağlayacağı açık.
Müzenin, Adalılar ve İstanbulluların hayatına yansıması nasıl olacak?
Adalar’a gelen yıllık üç milyon yerli ve yabancı ziyaretçinin büyük bölümü, kültürel ve tarihi mirasını bilmiyor. Adalar Müzesi öncelikle bu eksiği giderecek. Ayrıca, entegre bir sistemle birlikte yönetilecek Adalar’ın diğer müzeleri Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi (Heybeliada) ve Sait Faik Müzesi (Burgaz Ada) ile Adalıların çeşitlilik içinde birlikte yaşama özelliğini de acılarıyla, sevinçleriyle sergileyecek.
Burası klasik müze anlayışıyla mı hizmet verecek yoksa daha çok yaşayan bir mekan mı olacak?
Teknolojiyi çok iyi kullanan, klasik olmayan, sürekli gelişen bir müze hedefliyoruz. Ana binasıyla sınırlı kalmayacak, geçici sergileri ve yan etkinlikleri tüm Adalar'a yayılacak.
Projede kimler var?
Danışma Kurulu:
Adalar Kaymakamı
Mevlüt Kurban
Adalar Belediye Başkanı
Dr. Mustafa Farsakoğlu
Adalar Vakfı Başkanı
Aykut Mutlu
Adalar Müzesi Koordinatörü
Serhat Baysan
Kürasyon Kurulu:
Mimar: Prof. Dr. İhsan Bilgin
Şehir ve bölge planlama uzmanı: Prof. Dr. Murat Güvenç
Mimar, sanat tarihi uzmanı: Prof. Dr. Baha Tanman
Mimarlık ve sanat tarihi uzmanı: Doç. Dr. Eva Şarlak
Dramaturg, araştırmacı-yazar: Gökhan Akçura, Yazar Gündüz Vassaf
Grafik tasarımcısı, eğitimci: Sadık Karamustafa
Müzebilimci: Suay Aksoy
Serbest fotoğrafçı: Can Paçacıoğlu
Yazı: Gökçe UygunFotoğraflar: Adalar Müzesi Arşivi
.........................................................5
ADALAR BELEDİYESİ'nden ne haber?
http://www.adalar.bel.tr
KIZILAY ADALAR'DA SAĞLIK TARAMASI YAPACAK
Kızılay Adalar’da Aralık ayında yaklaşık 15 gün sürecek sağlık taraması yapacak. Kızılay’ın gezici sağlık araçlarıyla yapacağı sağlık taraması, göz, diş ve istendiğinde Dahiliye hastalıkları tarama hizmetlerini gerçekleştirecek. Kızılay’ın yapacağı sağlık taraması programı sırasıyla, Kınalıada Muhtarlık Binası önü 14-15 Aralık (2 gün), Burgazadası Deniz Otobüsü İskelesi önü 16-17 Aralık (2 gün), Heybeliada Muhtarlık Binası önü 18-22 Aralık (4 gün), Büyükada İlçe Emniyet Müdürlüğü önü 23-26 Aralık (4 gün). Sağlık tTaramaları Pazar günleri hariç saat 09:oo’dan 17:oo’a kadar sürecek. Taramalar ücretsiz olup, ayrıca isteyenler kan bağışında da bulunabilecekler.
...
Ne güzeeeeeeeeel bir etkinlik! Gönülden tebrikleeeeeeeeer!
Evlerin önünden geçerken bahçedeki köpeklere havlamayan, hayvan gördüğü yerde saldırmayan bir gelecek mi gelecek...
Hakikaten kutlamak gerek!
)O(
http://www.adalar.bel.tr/haberler/hbr62.asp
EĞİTİMCİ AYŞE DOĞANCI VE KÖPEĞİ GÜLLÜ’DEN ADALI ÇOCUKLARA SIRA DIŞI BİR EĞİTİM
25 Kasım, 2009
Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak ve onları bilinçlendirmek için seminerler veren yerel hayvan koruma gönüllüsü Ayşe Doğancı, 25 Kasım Çarşamba günü Büyükada 125. Yıl Atatürk İlköğretim Okulu’nda öğrencilerle buluştu.
Adalar Belediyesi ve Sahipsiz Hayvanları Koruma Gönüllüleri Çalışma Grubu işbirliğiyle düzenlenen seminerde Ayşe Doğancı öğrencilere; kuduz hastalığının ve sokak hayvanının ne olduğu, onlara nasıl davranılması gerektiği ve ısırılma durumunda yapılması gerekenleri anlattı.
Genellikle ilköğretim okullarının dördüncü ve beşinci sınıflarına eğitim veren Doğancı, gittikleri okullarda interaktif bir sunum yapıyor. Slayt gösterisinin yapıldığı sırada, ‘Gözlerinizi kapayın, kendinizi bir sokak köpeği olarak düşünün’, ‘Sokakta üşüyorsun, açsın, biri gelip sana bir de taş atsa ne edersin?’ gibi yönergeler veren Doğancı, bu sayede çocukların da sunumun içinde olmasını sağlıyor.
“Eğitimlere köpeği Güllü’yü de götüren Ayşe Doğancı, son derece sakin mizaçlı bir sokak köpeği olan Güllü’nün ortamı sıcak ve canlı tutmaya yaradığını belirtiyor: “Çocuklar onu çok seviyor ve hiç sıkılmıyorlar. Hatıra fotoğrafları çekiyoruz. Hepsi mıncıklıyor. Hepsine tek tek patisini veriyor. Çok korkan çocuklar bile seminer sonunda ona dokunabiliyor.”
Köpeklerin insanlardan konuşabilme yeteneği dışında bir farkın olmadığını belirten Doğancı, hayvanların; üzüntüsünü sevincini ve kızgınlığını davranışlarıyla belli ettiğini ifade ediyor.
9 Aralık Çarşamba günü saat 13.00’da Büyükada Şehit Murat Yüksel İlköğretim Okulu’nda tekrarlanacak eğitim, yılbaşına kadar Adalar’daki tüm okullarda yapılacak.
.........................................................6
ADALAR ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ'nden ne haber?
http://www.adalarorman.com//index.php?option=com_content&task=view&id=239&Itemid=1
21. Ekotur 6 Aralık'ta Heybeliada'da Yapılacak
Yazan Yüksel ÖZCAN
6 Aralık Pazar günü saat 11'de iskele meydananında toplanacak olan katılımcılar,
Tur Yolunda Papaz Okulu'nun güneydoğusunda zeytinlik mevkiindeki ağaçlandırma alanına varılarak bu alanda hazırlanan ağaçlandırma sahasına AKD tarafından temin edilen ZEYTİN VE FISTIK ÇAMI fidanları dikilecek. Zeytin fidanlarının açılan çukurlara dikmeden önce ve dikimde nelere dikkat edilmesi gerektiği uygulamalı olarak anlatılacak ve aşılama hakkında bilgi verilecek. Heybeliada Çam Limanı, Bayraktepe arasındaki ormanlık alanda yapılan ekolojik denge çalışmaları anlatılacak ve uygulama yaptırılacak. Anakaya, bakteri, alg, liken, yosun gelişimi ve bitkilerin ortaya çıkışı hakkında ayrıntılı bilgilendirme yapılacak. Ormandaki ekolojik dengede kuşların önemine dikkat çekilerek, yuvalanmalarına ve beslenmelerine yardımcı olunması vurgulanacak. Orman idaresi tarafından temin edilen kuş yuvaları dağıtılacak. Katılımcılar bu yuvaları ağaçlandırma sahasının bitişiğindeki orman ağaçlarına asarak ekolojik dengeye katkıda bulunacaklar. Ekotur, katılımcıların bilgi formu doldurmalarının ardından tamamlanacak.
.........................................................7
1960'larda
MİLLİYET GAZETESİ sayfalarında
seyreden
PAŞABAHÇE Vapurumuz...
Paşabahçe vapuru, 6.7.2005.
http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Ara.aspx?araKelime=paşabahçe%20vapuru&isAdv=false
Milliyet, 9.2.1960
PAŞABAHÇE VAPURUNDA "SUÇLU BAVUL" BULUNDU
Dün Yalova'dan hareket eden Paşabahçe vapurunda kaçak eşya bulunduğu ihbarı üzerine Gümrük muhafaza memurları tertibat almışlar ve geminin personel kamarasında bir bavul yakalamışlardır.
Kamaraya girileceği sırada bavul denize atılmıştır. Memurlar vapuru durdurarak bavulu denizden çıkarmış ve içinde bulunan naylon kadın ve erkek çoraplarını, çeşitli giyim eşyalarını, tuvalet malzemelerini müsadere etmişlerdir.
Yapılan sorgu sırasında gemi personeli, "tanımadıkları bir şahsın bavulu kendilerine vererek bunun Karaköy'deki emanetçiye bırakılmasını istediğini" söylemiştir.
Tahkikate devam edilmektedir.
...
Milliyet, 14.8.1964
"Sağlık Gecesi" yarın yapılıyor
Türkiye Ebe, Hemşire, Sağlık Memurları Dayanışma ve Yardım Cemiyeti tarafından tertiplenen "Mehtapta Sağlık Gecesi" yarın gece saat 21'den sabaha kadar devam edecektir. Paşabahçe vapuru ile yapılacak gezi sırasında dâvetliler Boğaz ve Marmara denizinde dolaştırılacak, bu arada çocuklar sünnet ettirilecektir.
...
Paşabahçe vapurumuzun 1970'lerde de seyri sürecek... Pek yakında...
.........................................................8
From: MESTURE AYFER KAYNAR
Subject: Ataköy
Date: December 3, 2009 12:07:01 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com
Değerli ve Duyarlı İstanbul Sevdalıları,
İlişikte Ataköyümüzün başına geleceklerle ilgili bilgi dosyası ve davet yazısı gönderiyorum.
Ataköy 2. Kısma ulaşmak için Taksimden Havaalanı veya Taksim Ataköy otobüslerini kullanabilirsiniz. Sahil yolundan 81 no'lu otobüsle İkinci kısım durağında inerseniz tam toplantı noktasında olursunuz. Ayrıca bu alan Bakırköy deniz otobüslerine de çok yakın en fazla 5. dakika yürüme mesafesi.
Sizleri görmekten çok mutlu olacağız.
Ayfer Kaynar
...
BÜYÜK YÜRÜYÜŞE DAVET
06/ Aralık 2009 PAZAR
Saat: 13:00
Ataköy 2. Kısım Ramazan Yeşil Parkı*
Rant için;
Yeşil alanlarımıza beton, evlerimize uçak pisti giriyor.
Rant için;
Evlerimizi, sahilimizi, yaşam alanlarımızı kaybediyoruz.
Ataköy'de ve sahilinde rantsal dönüşüme hayır!
Sahiller Halkındır Satılamaz!
Haydi, Bakırköylü Ataköylü!
Elele hep birlikte yürüyoruz!
Bilgi için: www.atakoysahili.org
Tel : 0 531 769 12 31
*Toplanma yeri: Ataköy 2.kısım M2 Blok önü
Hepimiz SİYAH lara bürünüyoruz
Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği
Kasım 2009
SAHİLİ VE YEŞİLİ KORUMA PLATFORMU
Basınımızın değerli üyeleri,
Bakırköy’ün, İstanbul’un örnek sahil şehri Ataköy!ün sahili, plajı TOKİ tarafından 9/aralık /2009 tarihinde satılacaktır. Böylece, Marmara denizinin, hala Bizans ve Osmanlı dönemi kalıntılarını taşıyan son doğal koyu, halkın plajı ve sahili, halka kapanmış olacaktır. Bu satışın ortaya çıkaracağı sonuçları irdelersek, varılması gereken asıl hedefin Ataköy’ün sahili ile yeşil alanları olduğu görülebilir. Unutulmamalıdır ki Emlak Bankası bir devlet kuruluşudur ve mal varlığı yine bir Kamu kuruluşu olan TOKİ ye geçmiştir. Dolayısı ile satışa çıkartılmış olan ATAKÖY sahili kamunun, bir başka deyişle halkındır. Ataköy’lünün, Bakırköy’lünün İstanbul’lunun son doğal sahili, turizm ve ticaret şemsiyesi altında ne yazıktır ki satılmaktadır. Bu satışla doğal sahil doldurularak, çevre koşulları bozulacak ayrıca dönemin korunması gerekli modern örneği belleklerimizden silinecektir.
Bu mahalle, 1955-1960 yılları arasında Bakırköy sahilinde kurulmuş, Cumhriyetimizin ilk modern konut projesidir. Ataköy; her detayında insanı , çevreyi yeşili dikkate alan, modernist yapılanmasıyla, uluslararası bilimsel kuruluşlar tarafından ‘’Korunması Gerekli Konut Projesi’’ olarak kabul edilmiştir İstanbul’un önemli kilometre taşlarından olan Ataköy, taşıdığı isimle de hepimizin gönlünde taht kurmuştur. Bu uydu kentin sosyal tesisleri ise, bugün artık yıkılmış olan Ataköy Plaj Tesisleri ile A, B ve C Motelleri ve kamp alanından oluşmuştur; bu alanda ayrıca Osmanlı Dönemi Baruthane Tesisleri’nin parçası olan bazı tarihi yapılar halen mevcuttur. Bu kısa açıklamadan da anlaşılacağı gibi, çağdaş şehirleşmenin Türkiye’deki ilk örneği olma özelliği taşıyan mahallemiz aynı zamanda binalar arasındaki geniş yeşil alanları, zengin ve kendine özgün bitki florası ile artık ‘’ beton çölüne’’ dönüşmekte olan İstanbul için özellikle Bakırköy ve çevresinin nefes alabildiği bir ‘’vaha’’ özelliği taşımaktadır.
Mahallemizin imar planı 1980 li yıllarda dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığınca değiştirilmiştir, Böylece, Ataköy’ün yeşil alanlarının ve sahilinin satışının yolu açılmış, son olarak bu kanun çerçevesinde ve '' kamu yararı'' genel başlığının iyi niyetli ama çıkarcı girişimlere karşı korunaksız içeriği uyarınca Ataköy sahili TOKİ tarafından satışa çıkartılmıştır. Satılan alanlar ulusal ve/veya uluslararası şirketlere satıldığında buralardan yararlanacak ''kamu''nun hangi kamu olduğu sorusu üzerinde durulmalı, satışla özel mülkiyete geçen sahilin, artık hiçbir şekilde halka açık olmayacağı gerçeği de dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.
Ayrıca, bu satışlara paralel giden diğer iki sorundan biri, Ataköy'deki konut alanlarının Turizm ve Ticaret alanına dönüştürülmesi ve imar değişiklikleridir. Bu imar değişiklikleri, Danıştay 6. Daire bilirkişi raporlarına göre; evler arasındaki yeşil alanları imara açma projesidir. Bu projeye nedeniyle bizler ,evlerimizin etrafında fiilen 50 yıldır duran yeşil alanları korumak için TOKİ den satın almak zorunda kaldık ve Belediyeye yeşil alan olarak terk ettik. Satın alamadığımız parsel ise otel vb. için satıldı, böylece evlerin arasına 75 m yüksekliğinde devasa bir otelin yükselme girişimi başladı. Evlerimizin arasında 564 ada 14 parselde gerçekleşmesi istenen bu haksız projeye karşı hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü bu nokta, Ataköy için bir direnç noktasıdır. İnşaata açılması durumunda Ataköy projesinin yeşil alanlarının önce Turizm ve Ticret Alanına dönüşmesinin, Ataköy halkının duralardan uzaklaşmasının, sonra da betonlaşmasının yolu açılacak, böylece,bu örnek mahalle salt mimari açıdan değil sosyal yapı açısından da yok olacaktır
Sahil dışında Ataköy'ü tehdit eden bir diğer sorun ise Yeşilköy Hava Alanı Pistinin Ataköy 7.8. Kısımlara doğru uzatılıyor, tüm bu alaların tonlarca betonla kaplanıyor olmasıdır.
Görüldüğü gibi ATAKÖY; karadan,konutlar arasındaki yeşil alanlarının imara açılması, denizden, son doğal koyun betonla kaplanması, havadan ise hava alanı pistinin getireceği çevre ve gürültü kirliliği tehdidi ile karşı karşıyadır. Üç yönden ve acımasızca ilerleyen bu yıkım projesi, zedelenen kamu vicdanında ''Ataköy yok edilmek isteniyor'' algısına yol açmıştır. Ataköy sahilinde , ''Çok Değerli Arsa'' olarak satışa çıkan bu alanlardan beklenen yüksek meblağların devlet nezdinde çok da önemli değerler olmadığı kanaatindeyiz ve T.C. Devletinin, bu arsalardan gelecek meblağa bel bağlayacak kadar fakr-ü zaruret içine düşmüş olacağını düşünemiyoruz. Çünki, fakr-u zaruret içine bile olsa bu milletin topraklarını savunurken yazdığı destanın henüz unutulmadığını biliyoruz
İstanbul’un mimari dokusu, çevre, geleceğe bırakacağımız miras, tarih bilinci, yurttaşlık hakları konusunun kaybedeceklerimizin sadece bir parçası olduğunu takdir etmek bilim insanının olduğu kadar makam ve liyakat sahiplerinin görevi ve sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
1- Ataköy projesi sahili ile bir bütündür bozulamaz, satılamaz! Halkındır
2- Ataköy’ün sahili ile birlikte korunması konusundaki haklılığımızın hukuki boyutu bulunmaktadır. Bu satış gerçekleştiğinde Ataköy'lüler olarak haklarımızı Avrupa İnsan haklarına kadar taşımaya mecbur kalacağız
3- Gerçek turistik alanlar doğal çevresi bozulmamış betonlaşmamış yörelerdir.
4- İstanbul gibi tarihi bir şehre liman inşa ederek, turizme uydurmak yerine, turizmi İstanbul'un koşullarına uydurmak, gerekir. Bu yanlışlardan bir an önce dönülmezse çok yakın bir gelecekte, betonlaşan İstanbul'un Turistik cazibesinden söz etmek mümkün olmayacaktır
5- Kültür ve Turizm Bakanımız Sn. Ertuğrul Günay Beyefendi ile 30/4/2009 tarihinde saat 15.00 de Ataköy dernekleri olarak Dolmabahçe Sarayındaki Çalışma Ofisinde görüştük. Kendileri, Ataköy’ün yoğunlaşmasına karşı olduklarını ve imar iptaline ilişkin sürmekte olan hukuk sürecinin beklenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.
6- Ataköy’de yoğun yapılaşmanın yolunu açan imar değişikliklerine karşı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız Sn kadir Topbaş tarafında yapılan itirazlar ve açılan davalar neden ve hangi gerekçe ile geri çekilmiştir. Açıklanmalıdır
Özetle; Ataköy’ün ve sahilinin proje bazında olduğu gibi saklanarak geleceğe emanet edilmesinin sahilinin kamuya mal edilmesinin gerekliliği ve hatta zorunluluğu; çevre, tarih ve yurttaşlık bilinci, Avrupa insan hakları, mülkiyet hakları gibi konularda karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, Avrupa Birliği Adayı Türkiye’nin ve Dünya Kenti iddiasındaki bir İstanbul’un bu projeyi maddi kazanç uğruna yok etmesi kabul edilemez bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. İlgileriniz için teşekkür ederiz !
Sahili Yeşili Koruma Platformu
BİLENLERİN BİLGİSİNE BAŞVURDUK
Ataköy halkının sorularını bilenlerden öğrenmelerini sağlamak amacıyla Ataköy1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği olarak düzenlediğimiz bilimsel panel son derece yoğun katılımla ve başarıyla gerçekleşmiştir. Bu toplantıya katılan değerli bilim insanlarının görüşleri aşağıda özetle bildirilmiştir
İSPİRTOHANE TOPLATISI
SAHİL ve ATAKÖY İÇİN
I: OTURUM
Prof. Dr Osman ALTUĞ / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Mahallemize gönülden bağlı bir Ataköy'lü olduğunu, ancak sadece Ataköy'lü kimliği ile değil, ekonomik, etik, sosyal nedenlerle bu satışın iptali gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca, Ataköy sahilinin TOKİ' nin ekonomik açıklarını kapatmak için feda edilemeyecek kadar değerli olduğunu bildirmiştir.
Esin Hacıalioğlu / TMMO Mimarlar Odası Bakırköy Temsilcisi
Ataköy Sahili’ne yapılması gerekenler nelerdir? ve bizler sahilde ne yapabiliriz? sorularını aşağıdaki gibi özetlemiştir
· Sahil arazisi içerisinde yer alan Baruthane binaları hızla onarılmalı ve yapılara toplumun ortak kullanımına uygun fonksiyonlar verilmelidir.(örn. Anılar Müzesi, Sanayi Müzesi, Kıyı Kitaplığı vb.)
· Sahilde bulunan Arkeologlar tarafından da söylendiği gibi zemin altı ve üstü kültür varlıklarımız yeniden tespit edilmeli ve bulundukları yerde koruma altına alınmalıdır.
· Arazi içerisinde yer alan tescilli ya da tescilsiz tüm ağaçlar korunmalıdır.
· Tüm alan halkın denize ulaşmasını engelleyen dikenli tellerden hızla arındırılmalıdır.
· Sahillerin Anayasamızda belirtildiği gibi toplumun genel kullanımına açılması gerekmektedir.
Bizler sahilde
· DENİZE GİREBİLİRİZ.
· GÜNEŞLENEBİLİRİZ.
· AYAĞIMIZI SUYA SOKABİLİRİZ.
· BALIK TUTABİLİRİZ.
· SEVGİLİMİZLE EL ELE TUTUŞUP MEHTABI SEYREDEBİLİRİZ.
· SANDAL KEYFİ YAPABİLİRİZ.
· İSKELEDE OTURUP ARKADAŞLARIMIZLA GECE ŞARKI SÖYLEYEBİLİRİZ.
· D VİTAMİNİ ALABİLİRİZ.
· SPOR YAPABİLİRİZ. YÜRÜRÜZ KOŞARIZ HOPLARIZ ZIPLARIZ
· KUMDAN KALELER YAPABİLİRİZ
· SUYA DA DALABİLİRİZ, HAYALLERE DE DALABİLİRİZ.
· SAHİLDEKİ AĞAÇLARIN ALTINA UZANIP KİTAP OKUYABİLİRİZ
· SU SPORLARI YARIŞMALARI YAPABİLİRİZ.
· TAŞ SEKTİREBİRİZ
Celal Beşiktepe / TMMO Harita Mühendisleri Odası Esk Başkan
Kent mekanını meta olarak gören, kent halkının ortak kullanım alanları olan sahilleri, yeşil alanları sermayenin kazanç alanları olarak ele alan bir sistemle karşı karşıyayız. Kent halkını, çevreyi, tarihi ve kültürel değerleri, ekolojik dengeleri yok sayan bu anlayışın her geçen gün artan rant ve yağma projeleriyle geleceğimiz yok edilmek istenmektedir. Kentlerimizin kullanım değeri olan alanlarımız sermayenin değişim değeri haline getirilmekte, paranın renginin tüm renkleri ezdiği bir süreç yaşanmaktadır.
Yaşam alanımız olan Ataköy’ün sahilleri, yeşil alanları sermayeye satılmakta ve devletin kurumları eliyle yapılan rant planlarıyla sermayenin kazanç alanı haline getirilmektedir. Ataköy yerleşim alanı rant yaratma ve paylaşma alanının mekanı olarak seçilmiştir.
Devlet kurumu olan TOKİ ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sermayenin kurumları olarak işlev görmektedir. Son beş yılda beşbin imar planı tadilatının yapıldığı Büyükşehir Belediye Meclisi kimin meclisidir. Kentin ve kent halkının aleyhine nasıl kararlar almaktadır. Yaşanan bu sürecin bütünlüklü olarak değerlendirmesi ve sorgulanması gereklidir.
Sermayenin rant projelerine örnek olarak: Ataköy’de, 2008’de başlayan ve “ATAKÖY KONAKLARI” adı altında üzerinde lüks konutların inşa edildiği alan TOKİ tarafından, sahip olduğu ayrıcalıklı planlama yetkisini kullanılarak, imara açılmış ve gelir paylaşımı esasına göre bir şirkete ihale edilmiştir. İhale sonrası projede değişiklik yapılarak inşaat 170 bin metrekareye çıkarılmış ve alışveriş merkezi eklenmiştir. Konutlar, 684 bin Euro ile 1 milyon 250 bin Euro arasında satılmıştır.
Yine İstanbul’da, Ataköy’ün imar planında “Pazar Yeri“ olarak ayrılan Emlak GYO’na ait son parseller TOKİ tarafından yapılan plan değişikliği ile yüksek yoğunluklu yapılaşmaya açılmış ve 2008’de “NOVUS RESIDENCE” adı altında, 6 katlı 2 blok, 10 ve 11 katlı 2 blok, 4 katlı dubleks blok ve 15 katlı Residence blokları bir inşaat şirketince inşa edilmiştir. Buradaki lüks konutlar, 400 bin TL ile 4 milyon TL arasında satılmaktadır.
Detaylı olarak incelediğim bu iki projenin tüm verilerine, ayrı bir konuşma konusu olacağı ve fazla zamanınızı almamak için, toplam 30 bin metrekare üzerinde gerçekleşen bu iki projeye yatırılan sermaye düşüldükten sonra “değişim değerinin” (yani kentsel rantın) 1 milyar Euro düzeyinde olduğunu söyleyebilirim.
Halkın ortak kullanım alanı olan Ataköy sahili üzerinden de miyarlarca dolar vurgun peşindedirler. Konuştuğumuz konu bu kadar açıktır.
Yaşamımızı ve geleceğimizi düşünüyorsak, gelecek kuşaklara sahip çıkacakları bir miras bırakmak istiyorsak, onurlu bir yaşam istiyorsak, doğayı, çevreyi, ekolojik dengeyi, tarihi ve kültürel mirası korumak ve geliştirmek istiyorsak bu süreci karşı çıkmamız ve durmamız gerekmektedir. Bu mümkündür. Bu toplantı bu anlamda, bir araya gelişimiz açısından çok önemlidir. Bugün güzel bir gündür. Bizi dışlayan, yok sayan, nesneler olarak gören sermayeye ve onların hizmetinde olan kurumlara karşı önemli bir insanlık buluşmasıdır.
Yaşanan bu rant ve yağma süreci kaderimiz değildir. Bergama köylülerinin 15 yıldır sürdürdüğü ve kazandıkları insanlık mücadelesi bizim kazanımızdır.
Ataköy’ün dört bir yanını kuşatan rantçı kuşatmayı hep birlikte, ele ele yürüteceğimiz, birlikte vereceğimiz mücadele ile kaldırabiliriz. Bizler insanlığı, bilimi, emeği ve çevreyi temsil ediyoruz, onun için de çok güçlüyüz. Paranın rengini temsil eden küçük bir azınlıktır.
Hukukun evrensel ilkelerine ve toplumun aleyhine bu sermaye projelerine karşı vermekte olduğumuz hukuk mücadelesini halkın desteği ile başarıya ulaştırabiliriz.
Şemsettin Yılmaz / Halk Sözcüsü
Satış halkın birlikteliğiyle durdurulacaktır.
II: OTURUM
Erhan Demirdizen / İstanbul Şehir Plancıları Odası Başk
Ataköy’de Kent Hukuku İhlalleri ve Taleplerimiz
Erhan Demirdizen
15 Kasım 2009
Ataköy, İstanbul
Giriş... Bir şehircilik profesörü başka bir şehircilik profesörü ile 1960’lı yıllarda nasıl tanıştığını anlatıyor:
“… kader bizi, yerleşmek için seçtiğimiz ve o zamanlar modern, çağdaş bir yerleşme örneği olarak görülen Ataköy’ün mahallelerinden birinde karşılaştırmıştı. Ataköy’ün ilk kuruluşunda yaratılan çekici sosyal yaşam koşulları ve onun yarattığı ilişkiler bizler gibi birçok kişiyi ve aileyi de dost yapmıştı. Bu ortamda sosyal bağlamda, grup olarak sık sık bir araya gelinir, oyunlar oynanır, her konuda ve zaman zaman da şehircilik konusunda sohbetler, konuşmalar ve tartışmalar yapılırdı…”
(Prof. Dr. Mehmet Çubuk, Prof. Dr. Ruşen Keleş ile Ataköy’de nasıl tanıştığını böyle anlatıyor.)
...
Ataköy’ün şehircilik bilimi ve planlama için ne anlama geldiği...
...
Türkiye’de şehirciliğin profesörleri
Ataköy’ü “modern, çağdaş yerleşme örneği” olarak
Yere göğe sığdıramazken...
Ve bu nedenle,
Şehircilik ve mimarlık öğrencilerinin sık sık görmeye gelmelerini…
Böylece kendi mesleki olgunlaşmaları sırasında model yerleşmelerle tanışmalarını…
Önerirken…
Turizm Bakanlığı,
Eski bir “turizm merkezi” kararına dayanarak,
Ataköy’ü “plansız” bir alan gibi planlamaya kalkışıyor.
Ne yapıyor?...
Mevcut binalara turizme yönelik fonksiyonlar vermeye çalışıyor.
Esas olarak da…
Park alanını otel yapımına açmaya çalışıyor!...
Başbakan’ın bir hemşerisine otel yaptırmak için…
Nereyi buluyorlar?
Ataköy’ün parklarını!…
Yani…
Şehircilik profesörlerinin tanışmasına vesile olan,
“çekici sosyal yaşam koşulları”nı…
Bunları ortadan kaldırıp “otel” yapmak istiyorlar.
Bu nedenle...
Ataköy’de yeşil alanların ve kıyının satılması çabaları,
En az sizler kadar,
Başka bir boyutuyla da,
Biz şehir plancılarını ilgilendiriyor.
Bu nedenle de...
Ataköy 1-2. Kısımların
“kentsel sit” olarak ilan edilmesini
talep ettik.
Neden?
Çünkü;
· 1950’li yılların modernist üslubu ile tasarlanmış bir uydu kenttir.
· Kendi içinde hizmet eden sosyal donatıları, rekreasyon ve ticaret alanları özgün bir kent dokusu yaratmıştır.
· Hem yapı ölçeğinde, hem de kentsel altyapı ve peyzajıyla birlikte bir doku olarak korunması gerekir.
Türkiye’deki “koruma” yasası ve dünyanın koruma ilkeleri…
Ataköy’ün koruma altına alınmasını gerektiriyor.
Peki, ne yaptılar?..
7 No’lu “Koruma” Bölge Kurulu’nu kurdular…
Ataköy’ü de o kurula verdiler.
Şimdi bu Kurul’un kararlarını takip etmeliyiz.
Biz talebimizin takipçisiyiz.
Sözlerimi bitirirken…
Ataköy’e,
Bizden daha fazla sahip çıkması gereken,
Bakırköy Belediyesi’dir.
?????????
Yard. Doç. Dr. Şence Türk / İTÜ Şehir Planlama Bölümü Öğretim Üyesi
Hatice Ayataç / MÜ şehir Planlama Bölümü Öğretim Üyesi DOCOMOMO temsilcisi
Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar / M.Ü Öğretim Üyesi, Avrupa Çevre ve Yenilenebilir Enerji Komiyonu Türkiye Temsilcisi
Endüstriyel ülkelerde 1993 yılından beri yapılan tüm yatırımlar toplumsal maliyetleri açsından çevre , orman, yaşam alanları gibi boyutlarda hesaplanmaktadır. Bu konunun dayanağı olan ve Türkiye tarafından da imzalanması gereken AARHUS sözleşmesine göre yatırım konularında doğru bilginin paylaşılması, ilgili vatandaşların görüşlerine başvurulması ve konu ile ilgili olarak Adalete erişim mekanizmalarının doğru çalışması esastır. Bu bağlamda Ataköy projesinin ve sahilinin yeniden planlanarak imara açılması, satılması; kişinin Anayasa ile belirlenmiş haklarının ihlaline, kıyı kanununa, çevreye, şehircilik ve mimarlık ilkelerine, sürekliliğe ve özetle AARHUS ilkelerine aykırıdır.