17 Eylül 2009 Perşembe
ADALAR POSTASI-2311: chp'li belediye başkanı değil adalar'da oturan insanlarımız cezalandırılıyor...
http://urun.gittigidiyor.com/ISTANBUL-ADALAR-KONULU-7-ADET-FOTOGRAF_W0QQidZZ15840688
* * *
ADALAR'da TARİHTE O GÜN:
5 Ocak 1895 Cumartesi günlü İngiltere tebe'asından Luis Mitcy [Levant Herald gaztesi imtiyaz sahibi Av. Dr. Lewis F. Mizzi] nâmındaki zâtın Büyükada'da ve Beyoğlu'ndaki hanelerinde inşa ettirdiği iki rasathâneyi, Bahriye mekteb muallim ve talebesiyle ilim ve fen sahiplerinin tetkikât ve istifadesine açık bulundurduğu hakkındakı varakanın takdimine dair...
* * *
ADALAR'da BİR GÜN:
Büyükada, 14/09/2009 06:25
* * *
17 Eylül 2009 Perşembe günü
Büyükada'da HAVA DURUMU*
parçalı bulutlu
17-26ºC
% 62-96 nem
K 17km/sa
* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca
* * *
Cicely Mary Barker, The Ash Tree Fairy.
* * *
1- İDO kış tarifesine geçiyor... Adalar hatlarında tüm yönlere seferlerini güçlendiriyor...
2- Tülay Çellek: "Sahi sağlık sorunlarınızı nasıl çözeceksiniz, değerli Adalılar?"
3- CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin: "Burada CHP'li belediye başkanı değil Adalar'da oturan insanlarımız cezalandırılıyor. İnsanların burada sağlık sorunları, yaşam sorunları var. Bunlar yok sayılarak belediyecilik yapılamaz..."
4- Nebahat Koç: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile CHP'li Adalar Belediyesi arasında 'mazot' savaşı..."
5- Mustafa Farsakoğlu: “Sağlık Bakanlığı birkaç yıl önce adalardaki Heybeliada Sanatoryumu’nu kapatmış, Büyükada Devlet Hastanesi’ni ise Kartal Yavuz Sultan Selim Hastanesi’nin polikliği haline getirmiştir..."
6- CHP'nin bugün Adalar İlçesi'nde yapılan toplantısına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir açıklama geldi...
7- İBB: "CHP İl Başkanı ile Adalar Belediye Başkanı`nın ortak açıklamasında bazı gerçeklerin gizlendiği ve kamuoyunun yanıltıldığı..."
8- Nilgün Cerrahoğlu: "Her yaz sonu da adadan ayrılırken, 'kaç yeni süpermarket zinciri, kaç yeni kebapçı, kaç yeni lahmacuncu açılmış? Kaç yeni motorlu araç, elektrikli fayton alınmış?'ın; noter gibi nerdeyse sayım dökümünü yapıyorum… Yüreğim burkularak her geçen yıl, 'mikrokozmos' bellediğim o 'mutluluk adası'nın hızla benden uzaklaşıp, başkalaşmasına tanık oluyorum..."
9- Büyükada Sinagogu Yönetim Kurulu üyesi Rafi Habib: “Büyüyen şehir, artan nüfus alışılagelmiş değerlerimizi değiştirdi. Ancak adalarımız büyükşehirlerin kaotik yaşantısından farklı, herkesin birbirini tanıdığı, selamlaştığı, bayram kutladığı, asker uğurladığı, hoşgörünün din, dil, ırk farklılıklarının yokolduğu, kültürel zenginliğin en yoğun yaşandığı beldelerden biri olma özelliğini korumakta..."
ADALAR POSTASI'nin 2311. sayisinda:
http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/09/adalar-postasi-2311-chpli-belediye.html
)O(
* * *
BİR de BALIK:
.........................................................1
İHA- 16.9.2009
http://www.iha.com.tr/haber/detay.aspx?nid=88578&cid=11
İDO KIŞ TARİFESİNE GEÇİYOR...
İDO, 24 Eylül itibariyle 2009 kış arifesine geçiyor. Yeni öğretim yılının başlangıç tarihleri dikkate alınarak düzenlenen seferler, 24 Eylül 2009 -13 Haziran 2010 tarihleri arasında geçerli olacak.
[...]
Yolculardan gelen talepleri Boğaz Hattı seferlerinde de dikkate alan İDO, Çengelköy-İstinye ring hattında sefer sayısını 6`ya çıkarırken, A.Kavağı- R.Kavağı- Sarıyer ile Adalar hatlarında tüm yönlere seferlerini güçlendiriliyor.
...
http://www.ido.com.tr/?page=SubPage&textid=2195&ln=tr
...
http://www.ido.com.tr/?page=SubPage&kapsam=223&textid=2206&ln=TR
İDO
DENİZ OTOBÜSLERİ
2009-2010 KIŞ TARİFESİ
(24.9.2009-13.6.2010)
.........................................................2
From: Tulay Cellek
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2310: ibb baskani ve akp hukumeti chp’li bir belediye baskani sectigi icin adalar halkini cezalandiriyor mu?
Date: September 16, 2009 7:41:52 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com
Merhaba,
Şimdi haberleri dinledim, yazmak için kalktım ki haklı olarak yaşayanlar benden önce davranmış.
Ne diyeceğimi bilemiyorum. Geçmiş olsun mu?
Ne olacak bu ülkenin hali? Sağlık elden iyice gitti. Sahi sağlık sorunlarınızı nasıl çözeceksiniz, değerli Adalılar.
İmza kampanyası başlattıysanız hemen imzamı veriyorum.
Bu gidişle Hitler Almanya'sı gibi olacağız, olduk, aydınlar, düşünenler ne haldeler?...
Yazılarda, linklerde internette görünmez sansür var...
Saygılar, sevgiler,
Tülay ÇELLEK
.........................................................3
Vatan, 16.9.2009
http://haber.gazetevatan.com/Yardim_kesildi_iddiasi/259706/9/Siyaset
YARDIM KESİLDİ İDDASI
'Burada CHP'li değil adalarda oturan vatandaşlarımız cezalandırılıyor'
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, "Burada CHP'li belediye başkanı değil Adalar'da oturan insanlarımız cezalandırılıyor. İnsanların burada sağlık sorunları, yaşam sorunları var. Bunlar yok sayılarak belediyecilik yapılamaz" dedi.
Tekin, Adalar Belediyesinde düzenlediği basın toplantısında, Mart ayındaki yerel seçimlerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Adalar Belediyesi'ne yaptığı desteklerin bir çoğunun kesildiğini ileri sürdü.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın bilgisi dışında bir
şeyler gelişmiş olabileceğini ifade eden Tekin, "Buradan uyarmak istiyorum;
burada CHP'li belediye başkanı değil, Adalar'da oturan insanlarımız
cezalandırılıyor. İnsanların burada sağlık sorunları, yaşam sorunları var. Bunlar
yok sayılarak belediyecilik yapılamaz. Sayın Topbaş bütün İstanbul'un belediye
başkanıdır. Kendisini doğru görev yapmaya çağırıyorum" diye konuştu.
İstanbul'da 2004 yılından itibaren ilçe belediyelerin gelirlerinin
kısıldığını savunan Tekin, belediyelerin kendi imkanları dahilinde çalışmaya
bırakıldıklarını anlattı. Yerel seçimlerin ardından Adalar Belediyesinin de dahil
olmak üzere bazı belediyelerin yüklü borçlarla CHP'ye devredildiğini öne süren
Tekin, "Sayın Topbaş'ı önce insani olarak göreve çağırıyoruz. Buradaki
insanların çektikleri sıkıntılar için derhal çalışma arkadaşlarına talimat
versin. Bu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin asli görevidir" dedi.
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu da İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin, Adalar Belediyesinin kullandığı teknelere yaptığı motorin, bakım
ve onarım yardımı ile 29 personelini geri çektiğini hatırlattı.
İstanbul'a bağlı toplam 9 adaya konumları itibarıyla her türlü ulaşımın
deniz yoluyla sağlandığını anımsatan Farsakoğlu, belediyeye ait 2 çıkarma
gemisinin kamu hizmetlerini yerine getirdiğini, 2 tekneden birinin deniz
ambulansı, bir diğerinin de hizmet teknesi olduğunu belirterek, şunları
söyledi:
"Ayrıca, orman yangınlarına müdahale, afet zamanlarında destek ve
tahliye, çevre ve insan sağlığı için her türlü kamu hizmeti veren bu deniz
taşıtları için yapılan kesintiler zaten borç yükü içinde aldığımız belediyemizi
iyice sıkıntıya sokmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 1 Ocak-31 Aralık 2008 tarihleri arasında
Adalar Belediyesine 5 milyon 231 bin TL ayni yardım yapmış. Bu yardımın sadece
1.5 milyon TL'si bu deniz taşıtlarının çalıştırılmasıyla ilgili. Büyükşehir diyor
ki 'siz bu taşıtlardan kar ediyorsunuz'. Bizim 1 Nisan-31 Ağustos tarihleri
arasında elde ettiğimiz gelir sadece 517 bin TL, kaybımız ise 1 milyon 917 bin 912 TL. Bunlar zaten her şeyi gösteriyor."
.........................................................4
Akşam, 16.9.2009
Nebahat Koç
http://www.aksam.com.tr/2009/09/16/haber/guncel/6749/buyuksehir_adalar_in_mazotunu_kesti.html
BÜYÜKŞEHİR ADALAR'IN MAZOTUNU KESTİ
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi ile CHP'li Adalar Belediyesi arasında 'mazot' savaşı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Adalar Belediyesi'ne ait deniz taşıtlarında akaryakıt kısıtlamasına gitmesi, iki parti arasında gerginliğe yol açtı.
31 Ağustos tarihinde Adalar Belediyesi ile İBB arasında 31 Ekim 2006 tarihinde yapılan ve deniz taşıtlarına bakım-onarım, motorin ve personel desteği sağlayan protokol İBB tarafından tek taraflı olarak iptal edildi. İBB motorini kesti hem de deniz taşıtlarında görevli personeli geri çekti. Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, 'Belediyeye ait deniz taşıtlarının ikisi tekne, ikisi çıkarma gemisi. Çıkarma gemileri devlet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi tarafından yerine getirilen kamu hizmetleri (itfaiye, ambulans, doğalgaz), toplanan çöplerin nakli ve özel sektör hizmetlerinde, Horoz Reis teknesi ambulans olarak sağlık hizmetinde, Hızır Reis ise hem ambulans hizmetlerine yardım etmekte hem de hizmet teknesi olarak kullanılıyor' dedi.
Farsakoğlu, konuyla ilgili olarak İBB'ye dilekçe yazdıklarını ancak cevap alamadıklarını söyledi.
.........................................................5
Cumhuriyet, 17.9.2009
AKP’nin SEÇİM İNTİKAMI
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, İBB ve merkezi yönetimin adalardaki kamu hizmetlerinin her geçen gün azaldığına dikkat çekti
İstanbul Haber Servisi - Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Adalar’ı 25 milyon TL borçla devraldıklarını belirterek “1 Eylül’den bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) alınamayan yardımlar nedeniyle kamu hizmetinde kullanılan deniz taşıtlarının giderlerini kendi öz kaynaklarımızla karşılamak zorunda kalıyoruz” dedi.
CHP milletvekili Şahin Mengü, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, İBB Meclisi AKP’li meclis üyelerince, çöp toplama kamyonlarının naklini sağlayan Adalar Belediyesi’ne bağlı “Heybeliada” ve “Şehit Nadir Güneş” çıkarma gemileri ile ambulans tekne olarak kullanılan “Horoz Reis” teknelerinin giderlerinin karşılanmasına ilişkin protokolün uzatılmasını içeren önergeyi reddetmesiyle ilgili dün Adalar Belediyesi’nde basın toplantısı düzenlediler.
Adalar Belediye Başkanı Farsakoğlu, Adalar’daki yerleşik hastanelerin kapatılmasını eleştirerek şunları söyledi: “Sağlık Bakanlığı birkaç yıl önce adalardaki Heybeliada Sanatoryumu’nu kapatmış, Büyükada Devlet Hastanesi’ni ise Kartal Yavuz Sultan Selim Hastanesi’nin polikliği haline getirmiştir. Belediyenin tüm araçları bize hacizli olarak devredildi. Buna rağmen Adalar Belediye Başkanı’nın değişmesiyle İBB’nin deniz araçlarına yaptığı yardımlarda gözle görülür bir düşüş var. Heybelida, Şehit Nadir Güneş ve Horoz Reis gemileri için 4 ayda yaklaşık 1 milyon 700 bin TL harcama yaptık, gider kayıplarıyla birlikte bu rakam 2 milyon TL’ye yaklaşıyor. Adalar ilçesinde yaşayanların, ana karadaki sağlık kurumlarına acil sevkleri, İBB hizmetlerinden yararlanabilmesi, kültür varlıklarının korunması, doğal sit alanlarının afetlerden etkilenmesinin engellenmesi, katı atıkların transferi gibi insani ve belediyelerimizin ortak görevlerine ulaşma hakkı bulunmaktadır.”
İBB’den konuya ilişkin yapılan açıklamada, protokol süresinin tamamlandığı belirtilerek,“Çıkartma gemisinin tüm kullanımı Adalar Belediyesi’ne aittir. Adalar Belediyesi olağan üstü durumlar haricinde bu çıkartma gemisin işleterek ayda ortalama 120 milyar gelir elde etmektedir. Buna karşın geminin tüm giderleri İBB tarafından karşılanmıştır” denildi.
.........................................................6
Cafe Siyaset, 16.9.2009 18:36
http://www.cafesiyaset.com/haber/20090916/Geliri-Adalara-yuku-Buyuksehire.php
GELİRİ ADALAR'A, YÜKÜ BÜYÜKŞEHİR'E
CHP'nin bugün Adalar İlçesi'nde yapılan toplantısına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir açıklama geldi:
*Bugün (16.09.2009) CHP İl Başkanı ile birlikte Adalar İlçe Belediye Başkanının ortak açıklamasında bazı gerçekler gizlenmekte ve kamuoyu yanıltılmaktadır.
*Bu nedenle daha önce açıkladığımız hususları bir kez daha kamuoyuna duyurmak istiyoruz.
*Adalar Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında 31.10.2006 tarihinde bir protokol imzalanmıştır.
*Bu protokolün süresi 31 Ağustos 2009 tarihinde bitmiştir. Protokol süresince iki adet çıkartma gemisi ile iki adet ambulans ve lojistik amaçlı kullanılan teknelerin tüm ihtiyaçları (29 adet denizci personel, bakım-onarım, yağ ve yakıt vb. hizmetleri de dahil) İstanbul Büyük Şehir Belediyesince karşılanmıştır.
-Söz konusu protokolde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gemilerin yakıt-yağ ihtiyaçlarını temin edecektir denmiştir ancak verilecek yakıtla ilgili herhangi bir miktar taahhüt edilmemiştir. Yapılan yakıt ikmali de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imkanları dahilinde yapılmıştır.
*Çıkartma gemisinin tüm kullanımı Adalar Belediyesi’ne aittir. Adalar Belediyesi olağan üstü durumlar haricinde bu çıkartma gemisin işleterek ayda ortalama 120 milyar gelir elde etmektedir. Buna karşın geminin tüm giderleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanmıştır.
*Sosyal niteliğini kaybeden ticari nitelik kazanan ve belediyeye bir gelir sağlayan faaliyetin finansmanını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden talep etmek ne kadar doğrudur?
.........................................................7
Haber 7, 17.9.2009
(Kaynak AA)
http://www.haber7.com/haber/20090917/Istanbul-BBden-CHPye-yalanlama.php
İSTANBUL BB`den CHP`ye YALANLAMA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi`nden yapılan açıklamada, "CHP İl Başkanı ile Adalar Belediye Başkanı`nın ortak açıklamasında bazı gerçeklerin gizlendiği ve kamuoyunun yanıltıldığı" bildirildi.
Yazılı açıklamada, Adalar Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi arasında 31 Ekim 2006`da imzalanan protokolün süresinin 31 Ağustos 2009`da bittiği, protokol süresince 2 adet çıkartma gemisi ile 2 adet ambulans ve lojistik amaçlı kullanılan teknelerin tüm ihtiyaçlarının Büyükşehir Belediyesi`nce karşılandığı belirtildi.
Söz konusu protokolde, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gemilerin yakıt-yağ ihtiyaçlarını temin edecektir" denildiği, ancak verilecek yakıtla ilgili herhangi bir miktar taahhüt edilmediği vurgulanan açıklamada, yakıt ikmalinin de Büyükşehir Belediyesi`nin imkanları dahilinde yapıldığı kaydedildi.
Açıklamada, çıkartma gemisinin tüm kullanımının Adalar Belediyesi`ne ait olduğu ve Adalar Belediyesi`nin olağanüstü durumlar haricinde bu çıkartma gemisini işleterek, ayda ortalama 120 bin lira gelir elde ettiği belirtilerek, buna karşın geminin tüm giderlerinin Büyükşehir Belediyesi`nce karşılandığı ifade edildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Sosyal niteliğini kaybeden, ticari nitelik kazanan ve belediyeye bir gelir sağlayan faaliyetin finansmanını İstanbul Büyükşehir Belediyesi`nden talep etmek ne kadar doğrudur? CHP İl Başkanı ile birlikte Adalar İlçe Belediye Başkanının ortak açıklamasında bazı gerçekler gizlenmekte ve kamuoyu yanıltılmaktadır. Bazı gerçekleri kamuoyundan gizleyerek yapılan açıklamalar dürüstlükle bağdaşmamaktadır."
.........................................................8
Şalom, 16.9.2009
http://www.salom.com.tr/news/detail/13002-Unlu-isimler-SALOM-icin-yaziyor.aspx
Ünlü gazeteci Nilgün Cerrahoğlu, kendi mikrokozmosu, Büyükada’yı, Şalom okurları için kaleme alıyor
...
http://www.salom.com.tr/news/detail/13001-Buyukadada-zaman-tuneli.aspx
BÜYÜKADA’da ZAMAN TÜNELİ
Çocukluğumdan bu yana aklımda yer eden ve hiç değişmeyen bir “Büyükada kartpostalı” var:
Heybeli tepeleri ardında batan güneş…
Kulübün bahçesi ya da terasından bakışlarımı Heybeli yönünde ufka çevirdiğimde, bazen “zaman” duygusunu yitirebiliyorum…
Yıllar, yıllar önce defalarca yaşadığım gün batımlarının anısını, ışık hızıyla geçmişe yapılan sersemletici bir yolculuk gibi, her seferinde sil baştan yaşayabiliyorum...
İlk gençlik yıllarım ve çocukluğumun atmosferinden, belleğimde sabitleyebildiğim tek “Büyükada karesi” bu…
Bu “tek kare” bile, öyle benzersiz ve öylesine efsunlu ki, adaya her yıl dönmem için hâlâ başlı başına yeterli bir neden olabiliyor.
Marmara’nın sularında süzülerek iskeleye yanaşan, vapurlarımız bile oysa ki artık değişiyor.
Arkalarında gerçi hâlâ martı sürüleri uçuşuyor…
Ama yeni vapurların iri, modern, süper panoramik pencereleriyle göz alan gösterişli gövdeleri, eski şehir hatları vapurlarının alışageldiğimiz klasik, ince, zarif simetrisi yanında bana neylersiniz ki, kaba, cüsseli ve hantal görünüyor.
Gözlerimi karşıya, Asya yakasına yönelttiğimde, çirkin, biçimsiz gökdelenlerle her geçen yıl kontrolsüz biçimde betonlaşan ve adayla arasındaki mesafeyi tehdit edici biçimde kapatarak, gitgide yakınlaşan bir “megapol silueti” ile karşılaşıyor; önümde yükselen aşılmaz “duvar” klostrofobisine kapılıyorum.
Ve her yaz sonu olduğu gibi, bu yaz sezonunu da kapatırken, “Adanın daha kaç yılı kaldı?” diye esef etmekten kendimi alıkoyamıyorum: “Heybeli sırtlarının günbatımları, daha kaç yıl ‘ada’mın/‘ada’mızın/‘ada’nın sihrini koruyacak?”
“MİKROKOZMOS” COĞRAFYALARIN ADASI…
Her “ada”, aslında bir “mikro- kozmos”dur…
Her “mikrokozmos” da, bir anılar ve duygular coğrafyasından oluşur.
Benim “mikrokozmos”um, çocukluğumdan beri ayrıcalıklı bir “oyun” ve “kaçış alanı” olarak bellediğim, ruhumun dinlendiği, gönlümün okşandığı “Büyükada” olageldi…
Büyük Turu, Ayayorgi’si, zakkumları, palmiyeleri, manolyaları, yemyeşil çamları; egzoz kokularının daha henüz zehirleyemediği oksijen dopingli havası, sessizliği, dinginliği ve öteden beri bende doğu ile batının, kuzeyle güneyin kesiştiği benzersiz bir sınır coğrafyasında yaşadığım duygusunu pekiştiren, o berrak, duru ışığı ile “mikrokozmos”umu belirledi…
“Büyükada”yı kaybetmekten bahsederken, az buz değil… çok değerli bir şeyimi, “mikrokozmos”umu yitirmekten söz ediyorum...
Her mevsim başı bu yüzden, “acaba hangi popüler dizi mekânı reklamıyla adaya bu yaz çıkarma yapan yeni bir kitle turizmi tsunamisi yaşayacağız?” korkusunu taşıyorum…
Her yaz sonu da adadan ayrılırken, “kaç yeni süpermarket zinciri, kaç yeni kebapçı, kaç yeni lahmacuncu açılmış? Kaç yeni motorlu araç, elektrikli fayton alınmış?”ın; noter gibi nerdeyse sayım dökümünü yapıyorum…
Yüreğim burkularak her geçen yıl, “mikrokozmos” bellediğim o “mutluluk adası”nın hızla benden uzaklaşıp, başkalaşmasına tanık oluyorum.
ZENGİN GEÇMİŞİN KARŞILIĞI “SAHİPLENME” OLMALI
Benden çok daha adalı olan, adanın yerlileri de, bu duyguları birebir benimle paylaşmasa, adını “yaşlanmak” koyacağım…
Ama bunca güzellik, bunca kültür, bunca tarihe gösterilen, bu kayıtsız koyvermişliğe isyan etmenin adı “yaşlanmak” olamaz…
Sonuçta yalnız benim “mikrokozmos”um değil Büyükada.
Burası aynı zamanda enikonu bir insanlık mirası…
Bizans prensleri, Haçlı akınları, Osmanlı’nın, Cumhuriyet döneminin ileri gelen seçkinleri, bestekârlar, edebiyat-yazın dünyasının isimleri, Papa Roncalli, Atatürk, Troçki, İngiltere Kralı VIII. Edward gibi dünya tarihinde iz bırakan ünlü şahsiyetlerin gelip geçtiği bir yerden bahsediyoruz.
Beş buçuk kilometre karelik mendil gibi bir alana sıkışan böylesine zengin bir geçmişin karşılığı, daha özenli, daha şefkatli, daha uygar bir bakım ve daha güçlü bir sahiplenme olmalı.
Nilgün CERRAHOĞLU
Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ve ODTÜ Ekonomi Bölümü mezunu olan Nilgün Cerrahoğlu, Johns Hopkins Üniversitesi’nde, lisansüstü “uluslararası ilişkiler” öğrenimi gördü ve ekonomi masteri yaptı. Gazetecilik kariyerine 1982 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde başlayan Cerrahoğlu, beş yıl Madrid’de, sekiz yıl da Roma’da dış muhabirlik yaptı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca bilen Cerrahoğlu´nun 1987 yılında yayınlanan İspanya yazılarını topladığı ‘Bir Kanlı Gül’ kitabı ile ‘Annem Batıya Gidin Dedi’ adlı yayınlanmış kitapları bulunuyor. Cerrahoğlu, halen Cumhuriyet Gazetesi’nde yazılarına devam ediyor.
.........................................................9
Şalom, 16.9.2009
Sibel Konfino
http://www.salom.com.tr/news/detail/13004.aspx
BÜYÜKADA’dan DÜNYAYA MESAJ
10 Eylül Perşembe akşamı Büyükada Sinagogu Kültür Merkezi’nde bir ilk yaşandı. Büyükada Sinagogu Yönetim Kurulu’nun düzenlediği iftar yemeğinde ada esnafı ve yerel yönetimden yetkililer ağırlandı. Yemekte birlik ve beraberlik adına önemli mesajlar verildi
2008 yılında kullanıma açılan Büyükada Sinagogu Kültür Merkezi’nde ilk defa gerçekleşen iftar yemeğine Adalar Kaymakamı Salih Keser, Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Başkan Yardımcısı Ercan Polat, Emniyet Müdürü Levent Yapraklı, Adalar Adliyesi Cumhuriyet Savcısı Ahmet Yiğit, Adalar Milli Eğitim Müdürü Mihriban Arslanbüyük, Kızılay Genel Müdürü Tekin Küçükali, Türk Musevi Cemaati Başkan Vekili Robert Abudara, Aşkenaz Cemaati Başkanı Binyamin Poluman, Rav Moşe Benveniste’nin yanı sıra parti temsilcileri, polis memurları, çeşitli dernek ve kurum başkanları, sinagog yöneticileri ve Büyükada esnafı katıldı.
Büyükada Sinagogu Yönetim Kurulu üyesi Rafi Habib’in sunuculuğunu üstlendiği gecede davetliler Hamidiye Camii İmamı Hilmi Gölükçü’nün okuduğu ezan ile iftar açtılar. İhtiyarlara Yardım Derneği tarafından hazırlanan yemeğin ardından Habib, yaptığı açılış konuşmasında yüzyıllardır aynı coğrafyada yaşayan farklı dinden insanların komşuluk, yardımlaşma ve bayramlaşma olgularına olan bağlılıklarına değindi. “Büyüyen şehir, artan nüfus alışılagelmiş değerlerimizi değiştirdi. Ancak adalarımız büyükşehirlerin kaotik yaşantısından farklı, herkesin birbirini tanıdığı, selamlaştığı, bayram kutladığı, asker uğurladığı, hoşgörünün din, dil, ırk farklılıklarının yokolduğu, kültürel zenginliğin en yoğun yaşandığı beldelerden biri olma özelliğini korumakta. Dileğimiz bu güzel birlikteliğin ve barışın mübarek ramazan ayının ışığında tüm evrene yansımasıdır.” Daha sonra Cemaat Başkan Vekili Robert Abudara sözü aldı: “…Sizlerle aynı sofrada aşımızı, ekmeğimizi paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bir milleti millet yapan en önemli unsurlardan biri aynı duygular içinde acıyı da sevinci de paylaşabilmektir. Bizlerin daha iki gün önce gelen şehit haberleriyle kalbimiz dağlandıysa, dün akşamki basketbol maçında milli takımımızın galibiyeti için hep beraber sevinebiliyorsak, sel felaketinde kaybettiğimiz kardeşlerimiz için gözyaşı döküyorsak işte millet olmanın tüm unsurlarını taşıyoruz demektir. Bu adada iyi günleri de, zor günleri de hep birlikte kucak kucağa yaşadık. Biliyoruz ki acılar paylaşıldıkça azalır, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır. Türk milleti bu birlikteliği tüm dünyaya anlatmakta zorlanmaktadır. Yüzyıllardır bu topraklarda elele yaşayarak dünyaya beraber yaşama kültürü dersi vermekteyiz. Ancak yaşamadan, görmeden bunu anlamak çok zordur. (...) Yapılan bir anketin sonucuna bakarak bizler de kendimize bazı dersler çıkardık. Kendimizi gerektiği gibi tanıtamadığımızı gördük. Bu vatanı, toprağı, havayı beraber soluyan insanlar olduğumuzu göstererek algıda farkındalık yaratacağız. Bu geceden sonra hepimize büyük görev düşüyor. Bu geceyi unutmayın, herkese bu güzellikten, beraber yaşama kültüründen bahsedin. Tüm dünya da bunu görsün ve öğrensin. Bu sene aynı günlerde kutlayacağımız Ramazan ve Roş Aşana bayramlarını kutlar birlikteliğin daimi olmasını dilerim.” Büyük alkış alan konuşmanın ardından kürsüye davet edilen Rav Moşe Benveniste Hazreti Davud’un bir sözünden alıntı yaptı. Günah ve sevap kavramlarına, ruhun ölümsüzlüğüne, tanrı inancına, insan sevgisine, oruç ve iftar gibi aynı değerlere verilen öneme değindi. Rav Benveniste sağlık, huzur, barış ve mutluluk dilekleriyle sözlerine son verdi.
Adalar Kaymakamı Salih Keser davetlilere seslenirken sevgi, saygı ve hoşgörü kavramlarının önemine değindi ve şöyle devam etti:” İyi günlerde birbirimizin sevincine ortak olurken, kötü günlerde acılarımızı paylaşıyoruz. Yüzyıllardır devam eden bu hoşgörü ortamını bizleri çekemeyenlere karşı bir cevap olarak gösteriyoruz. Bu güzel coğrafyada birlik ve beraberlik içinde, al yıldızlı bayrak altında yaşamak her birimizin ortak duygusu ve gurur kaynağıdır. Bu vesile ile bizleri bir araya getiren Musevi Cemaati’ne teşekkürü bir borç bilirim.”
Keser’in ardından sözü alan Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu yaşanılan sel felaketi nedeniyle yaşamını yitirenler için başsağlığı dileyerek başladığı konuşmasına evrensel bir mesaj niteliği taşıyan iftar yemeği için teşekkürlerini belirterek devam etti:” Farlılıkların çok yoğun olduğu bir bölge olmasına rağmen insanların; dostça, kardeşçe, sevgi ve saygı duyguları içerisinde örnek bir yaşam sergilemesi takdir edilecek bir durumdur. Bu gece buradan hem ülkemize, hem de dünyaya çok önemli mesajlar vermekteyiz. Birlikteliğimizi borçlu olduğumuz bir Cumhuriyetimiz var. Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’e ve arkadaşlarına minnet ve şükran duygularımızı iletiyoruz. Adalarımızda elele vererek kültürel, etnik ve dinsel zenginliğimizi daha da üst düzeye çıkartacağımız inancındayım.”
İftar yemeği, Hamidiye Camii imamı Hilmi Gölükçü ve Büyükada Sinagogu Vakfı Başkanı Lazar Yakar’ın yaptıkları konuşmaların ardından Hazan Rıfat Romi’nin okuduğu şükran duası ile son buldu.