22 Mart 2010 Pazartesi

ADALAR POSTASI-2392: "çocuklarımız günün birinde 'adaları koruyamadınız' diye hesap sorarlarsa ne cevap vereceksiniz?"

Çamlıca'dan Marmara'ya şöyle bir bakışla Adaları seyreyleyelim hele...


* * *

ADALAR'da TARİHTE O GÜN:

13 Mart 1899 Pazartesi günlü Dersaadet Rusya Konsolosu Mösyö Aleks veled-i Eftim Lagoviski'nin Büyükada'daki arazisine Pangaltı Rus Hastahanesi'nde tedavi olanların tebdil-i havaları için bina yapılmasına, binanın emlak-ı adiyeye tabi olması şartıyla izin verildiğine dair...


* * *

ADALAR'da BİR GÜN:

Leylekler geldi!
Kınalıada, 20.03.2010- 10:58.



* * *

ADALAR'da HAVA DURUMU:

22 Mart 2010 Pazartesi
Büyükada'da HAVA DURUMU*

Az bulutlu
8/17ºC
% 64-81 nem
Günbatısı, B 14km/sa

Gündoğuşu 06:04... Günbatışı 18:17

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca


* * *

Cicely Mary Barker, The Windflower Fairy.


* * *

1- Gila Benmayor: "Ne acıklı ki, kimse inşaatı durduramıyor. Ne Topbaş, ne Farsakoğlu ne de Koruma Kurulu. Sahipsiz demem bundan. Demek ki, her önüne gelen Adalar’ın kıyılarına istediğini inşa edebilecek. Birkaç yıl önce 'Dokunmayın Adalarımıza' başlıklı yazımda Adalar'a uzanan bazı hoyrat ellerden” söz etmiştim. Üzüntüyle görüyorum ki, Farsakoğlu’nun gücü bu “hoyrat elleri” durdurmaya yetmemiş..."

2- Gila Benmayor: "Bugün Kınalıada iskelesiyle ilgili Hürriyet'teki yazımı okumuş olmalısınız. Size Mimoza'nın yanındaki iskeleden bazı fotograflar göndereceğim. Öğrendiğime göre bugün betonu da dökülmüş. Geçen hafta ben gördüğümde henüz tahtaları çakılıyordu..."

3- İshak Güveli: "Bu mercilerin hiçbirinden izin alınmamasına rağmen inşaat devam etmektedir..."

4- Talin Etyemez: "Bugün Kınalı'daydım. Resimleri çektim, biraz da bilgi ve belge topladım. Alelacele betonu da dökmüşler. Ada halkı şikâyetçi tabii ki. Şimdiye kadar olduğu gibi eski iskelenin kullanılmasından yana herkes..."

5- Ercüment Ekrem Talu: "O tarihte Adalar şimdiki gibi mergûb [istenilen, sevilen] ve kalabalık bir merkez-i sefahat değil, büyük bir balıkçı köyü idi. Yazın, tek tük frenk kodamanları, Abdülaziz ismindeki deli padişahın deryâ-yı israfına birer katre sunup da, re’sü’l-mâlı [ana para,sermaye] yüz defa ödeyen bir faizle Karun kesilen tatlısu Frenkleri… Lorandolar, Tubiniler, Kastelliler ve emsali, Büyükada’da yaptırdıkları şirin kâşânelerde birkaç ay misafir kalıp giderlerdi..."

6- Yüksel Özcan: "Ormancılık Günü Büyükada'da farklı kutlandı..."

ADALAR POSTASI'nın 2392. sayısında...

)O(


..........................................................1

From: habergonder@hurriyet.com.tr
Subject: Hürriyet'den haber!
Date: March 21, 2010 7:41:17 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Semiha Baltacı size 'Dokumayın Adalarımıza (II)' başlıklı haberi gönderdi.

Okumak için tıklayın: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14169080.asp

...

Hürriyet, 21.3.2010
Gila Benmayor

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=14169080

Dokumayın Adalarımıza (II)

MARMARA Denizi’ndeki mücevherlerimiz sevgili Adalarımız sahipsiz.

Bu hafta içinde gördüklerim, yaşadıklarımdan sonra buna artık iyice inandım.

Hikâye biraz karışık, lafı uzatmadan anlatmaya çalışacağım.
İDO, yaz kış Adalar’da oturanları oldukça zor durumda bırakan bir kararla normal vapur seferlerini azaltarak yerine bazı noktalardan motor seferlerini artırdı.
İDO özelleştirildikten sonra büyük bir olasılıkla sayıları artacak bu motor seferleri için tüm adalara ilave iskeleler yapılıyor.
Ben bu durumu, “İDO özelleştirmeden sonra kendi alternatifini yaratma peşinde” diye yorumluyorum.
Her neyse, Büyükada, Heybeliada ve Burgazada’daki “motor iskeleleri” tamamlanmış durumda. Sıra Kınalada iskelesinde.
Geçen pazar günü Kınalıada’ya gittiğimde iskelenin yapımına henüz başlanmıştı.
Bu yeni “motor iskelesi”nin konumu şöyle:
Kınalada’nın daracık sahil şeridinde önce bir normal sefer yapan vapur iskelesi var.
Hemen yanıbaşında İDO’nun iskelesi.
Daha sonra “Balıkçılık Kooperatifi”nin iskelesi ve şimdi Kınalıada’nın 50 yıllık lokantası Mimoza’nın dibine yapılan yeni bir “motor iskelesi”.
1 kilometrelik bir şeride yan yana tam dört tane iskele.

KINALIADA’NIN ÖLÜM FERMANI
Geçen pazar günü Mimoza’da açık havada yemek yerken dehşetle izlediğim iskele inşaatı nedeniyle hemen telefona sarılıp Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu’nu aradım.
Bu son iskelenin Kınalıada’nın “ölüm fermanı” olacağını söyledim.
Bir parantez açmak gerekirse Kınalıada, bedava plajları nedeniyle birkaç yıldan beri büyük sorunlarla boğuşuyor.
Kendini bilmez kalabalıkların çöpleri, tacizleri derken ada halkı özellikle cumartesi ve pazarları evlerinden çıkmaya korkuyor.
Evlerinin bahçelerine “izinsiz” girenlerden, tuvaletlerini kullanma taleplerinden bıkan ada halkı gerçekten çaresiz.
Gündüz Vassaf, bunu bir yazısında pek güzel anlatmıştı (Radikal. 28.6.2009).
Neticede, bilmem hangi rant peşinde olanların Kınalıada’ya dördüncü bir iskeleyi kondurmaları adanın yaz günlerinde daha büyük bir istilaya uğramasına yol açacak.
50 yıllık Mimoza’nın da tarihe karışmasını.

TOPBAŞ VE PAKSOY HABERDAR
Farsakoğlu, kendisini arayıp durumu ilettiğimde üç günlüğüne inşaatı durduracağını ve durumu inceleyeceğini söyledi.
Ne yazık ki, dediğini yapmadı.
Tesadüf eseri, bir gün sonra Oral Çalışlar ve bendeniz İBB Başkanı Kadir Topbaş ile birlikte bir akşam yemeği yedik.
Başka bir yılan hikâyesine dönmüş olan “Adalar Müzesi”ni konuşacaktık.
Müze işine girmeden bilgisayarımdaki Kınalıada iskele fotograflarını Topbaş’a gösterdim.
Topbaş, “mimar duyarlılığıyla” bir kilometrelik bir şeride dört iskelenin gereksiz olduğunu, “motor seferlerinin” diğer iskelelere yanaşabileceğini söyledi.
Anında İDO Başkanı Ahmet Paksoy’u arayıp bir çözüm üretilmesini istedi.
“İDO iskelesi ya da Balıkçılık Kooperatifi’nin iskelesi kullanılabilir” dedi.
Nafile.
Farsakoğlu, Topbaş ve Paksoy, yani konunun bir numaralı ilgilileri bu tuhaf durumdan haberdar oldukları halde “motor iskelesi” tamamlanmak üzere.

İNŞAAT İZNİ YOK
Yalnız işin esas ilginç tarafı şu:
Bu “motor iskelesi” kaçak.
Mimoza’nın sahibi İshak Güveli aylardan beri araştırıyor. İskelenin projesi, inşaat izni, ruhsatı yok.
Adalar Belediye Başkanlığı, İBB, Çevre Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, İstanbul Liman Başkanlığı, İstanbul Valiliği, Adalar Kaymakamlığı derken başvurmadığı merci kalmamış.
Yapılmakta olan iskelenin inşaat ruhsatı yok sadece İBB tarafından motor seferlerini düzenleyen şirkete kiralandığına dair bir kontrat var.
Adalar SİT alanı olduğu için İstanbul 5. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da devreye girmiş.
Koruma Kurulu, Güveli’nin başvurusu üzerine inşaatın hemen durdurulması yolunda karar almış.
12 Mart 2010 tarihli karar elimin altında.
Ne acıklı ki, kimse inşaatı durduramıyor.
Ne Topbaş, ne Farsakoğlu ne de Koruma Kurulu.
Sahipsiz demem bundan.
Demek ki, her önüne gelen Adalar’ın kıyılarına istediğini inşa edebilecek.
Birkaç yıl önce “Dokunmayın Adalarımıza” başlıklı yazımda Adalar'a uzanan bazı “hoyrat ellerden” söz etmiştim.
Üzüntüyle görüyorum ki, Farsakoğlu’nun gücü bu “hoyrat elleri” durdurmaya yetmemiş.

‘Çakma Adalılar’ sessiz

BİR çift lafım da “Çakma Adalılara”.
Aralarında gazeteci, akademisyen, yazar, avukatların olduğu bazı ünlü isimlerin son dört, beş yıldan beri Adalar’a yerleştiklerini, yaz aylarını orada geçirdiklerini biliyorum.
Bu hoyratlıklara onlar ses çıkartmayacaksa kim çıkartacak?
Çocuklarımız günün birinde onlara “Adaları koruyamadınız” diye hesap sorarlarsa ne cevap verecekler?



..........................................................2

From: GİLA BENMAYOR
Subject: İLT: Mimoza 17 Mart 2010 029
Date: March 21, 2010 7:26:56 PM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

Bugün Kınalıada iskelesiyle ilgili Hürriyet'teki yazımı okumuş olmalısınız.
Size Mimoza'nın yanındaki iskeleden bazı fotograflar göndereceğim. Öğrendiğime göre bugün betonu da dökülmüş.
Geçen hafta ben gördüğümde henüz tahtaları çakılıyordu..

Sevgiler,

Gila Benmayor

Fotoğraf: Gila Benmayor.


..........................................................3

Kimden: SİBEL KANTARCI
Tarih: 19 Mart 2010 Cuma 15:56
Kime: Gila Benmayor
Konu: Mimoza 17 Mart 2010 029




Müracaat Edilen Merciler:

* Adalar Belediye Başkanlığı
* Adalar Kaymakamlığı
* Adalar Cumhuriyet Savcılığı
* İstanbul Valiliği
* İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
* İstanbul 5 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü (Yüksek Anıtlar Kurulu)
* İçişleri Bakanlığı
* Çevre Bakanlığı
* Bayındırlık İskan Bakanlığı
* İstanbul Liman Başkanlığı
* Beyaz Masa

Bu mercilerin hiçbirinden izin alınmamasına rağmen inşaat devam etmektedir. Adalar Zabıtası- Kınalıada Belediye Zabıtası'ndan aldığımız duyumlara göre
"Adalar Belediye Başkanı'nın 'ÖZEL İZNİYLE' yapıldığı" bilgisi verildi.

Adalar Belediye Başkanı'nın hiçbir merciden izinsiz, böyle bir inşaata tasarruf ve yetkisi olmadığı kanaatindeyim.

Bilginize sunarım.

Saygılarımla,

İshak GÜVELİ





..........................................................4

From: TALİN ETYEMEZ
Subject: Re: Adalar'daki kaçak iskelelere dair/ Kınalıada
Date: March 21, 2010 7:50:33 PM GMT+02:00
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com




Bugün Kınalı'daydım. Resimleri çektim, biraz da bilgi ve belge topladım. Alelacele betonu da dökmüşler. Ada halkı şikâyetçi tabii ki. Şimdiye kadar olduğu gibi eski iskelenin kullanılmasından yana herkes.
Kolay gelsin, bakalım bir çare bulabilecek miyiz?

Sevgilerimle,

Talin Etyemez





..........................................................5

From: ENGİN DAMCI
Subject: ADA BEYİ
Date: March 21, 2010 4:34:20 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com

Ercümend Ekrem Talu, Geçmiş Zaman Olur ki (Anılar), İstanbul (2005)162-164.

ADA BEYİ

O tarihte Adalar şimdiki gibi mergûb [istenilen, sevilen] ve kalabalık bir merkez-i sefahat değil, büyük bir balıkçı köyü idi. Yazın, tek tük frenk kodamanları, Abdülaziz ismindeki deli padişahın deryâ-yı israfına birer katre sunup da, re’sü’l-mâlı [ana para,sermaye] yüz defa ödeyen bir faizle Karun kesilen tatlısu Frenkleri… Lorandolar, Tubiniler, Kastelliler ve emsali, Büyükada’da yaptırdıkları şirin kâşânelerde birkaç ay misafir kalıp giderlerdi.

Diğer zamanlar Ada, kurbü’s-sultanın menba-ı ihsanı olsa da ateş-suzan gibi yakıcı olduğuna kâni, “Ne Şam'ın şekeri. Ne de Arab’ın yüzü!” diyen birkaç zata kalırdı. Bunlar, orada kendilerine munis bir muhit vücuda getirmişler, âdeta bir aile imiş gibi yekvücud olmuşlardı. Başlarında rind-meşreb, iffet ve istikameti ve tok sözlülüğü darb-ı mesel hükmüne girmiş meşhur âlim Şemsi Molla Bey vardı. Mahkeme-i Temyiz Başmüdde-i umumisi 93 âyanından Lebib Efendi, Şûrâ-yı Devlet âzâsından Sami Paşazade Abdülbaki Bey, Selâmlık resm-i âlisine memur Müşir Osman Nizami Paşa, Hariciye Evrak Müdürü ‘Pis Kâtip’ namıyla maruf Cemal Bey… Bunlar da o muhitin şâyân-ı tevkîr ve hürmet [ululanacak ve saygı gösterilecek] başlıca erkânı idiler. Bunların meclisine sokulmak isteyen, fakat yüz bulamayanlar da vardı: Yenişehirli Âdem Bey, Devair-i Belediye Müfettiş-i Umûmîsi Selahaddin Bey ve bilâhare paşa olan Tartaksiyon Cemil Bey namında bir miralay…

Babamın o ilk zümreye iltihakı 1307-1308 senelerine tesadüf eder. O zaman, Garp Trablusu’ndan avdet etmiş, sıhhati muhtell [bozuk, bozulmuş] idi. Avrupa'ya gidip tedavi olmak istemesi Abdülhamid’i kuşkulandırdı. Büyükada’da istirahat ve oranın mutedil ikliminden istifade etmesi hakkında kendisine bir irade tebliğ edildi. Evvela Nizam tarafında Hekimyan adlı bir Ermeni’nin, bilâhare de Karanfil Mahallesi’nde Kormozi isminde bir Rum’un evine yerleştik. Şemsi Molla zümresini teşkil eden zevat, babamın biraz da menkûbiyeti andıran bu tarz yerleşmesini kendileri için bir nimet addettiler. Arada samimi bir ahbaplık teessüs etti.

İçlerinde en çok görüştüğümüz Şemsi Molla idi. Gâh biz ona giderdik, gâh o bize gelirdi. Eşkâli hâlâ gözümün önündedir. Beyaz ve temiz sarığının altında çatık kaşlı, dik bakışlı, çilli, kızıl sakallı, fakat çok sevimli zeki bir çehre… Her kımıldayışta keskin nükteler saçan kalın dudaklı bir ağız. Hayran nazarlarımı saatlerce bu dudaklara dikip, oradan çıkan sözleri büyük bir lezzetle dinlediğimi hatırlarım. Lâkırdılarını tartmadan, esirgemeden söyler, mukbilân-ı devri mütemadiyen belâgat ve zerafetiyle hicvederdi. Bilâhare tanıdığım Eşref’te bile ben bu derece hiciv kabiliyeti görmedim.

Babam, derebeyi tabirine kıyasen, Molla’ya 'Ada Beyi' lâkabını takmıştı. Filhakika o Ada’nın hükümdar-ı mutlakı idi. Herkesi yıldırmıştı. Esnaf, adı anıldığı vakit bile tir tir titrerdi. Ada’nın hakiki belediye reisi o idi. Şemsi Molla’nın korkusundan meselâ ekmekler eksik olmak şöyle dursun, fırınlardan beş on dirhem fazla çıkardı. Bu şiddetiyle beraber, temiz kalbli, şefkat ve merhametle dolu idi. Bir kere çarşıda, elân berhayat olan bir manava kızmış, iki tokat atmıştı. Üç gün bu hareketinden dolayı azap duydu. Dördüncü günü adamcağızın gönlünü almak ve kendini ona affettirmek için, gitti ve beş lira bahşiş verdi.

[Devamı gelecek sayıda...]



..........................................................6

From: YÜKSEL ÖZCAN
Subject: Ormancılık Günü Büyükada'da farklı kutlandı
Date: March 21, 2010 10:08:33 PM GMT+02:00
Cc: adalar.postasi@gmail.com

21 Mart Pazar günü Büyükada Çınar Meydanı’nda Adalar Kültür Derneği önündeki alanda buluşan katılımcılar, önce Orman İşletme Şefliği'ni ziyaret ettiler...



Dünya Ormancılık Günü Büyükada etkinlikleri katılımın çok olması nedeniyle 12:00'de başladı.



Özel Ekotur kapsamında ekolojik denge çalışmalarının merkezi olan gladyatör böcek Calosoma sycophanta laboratuarı ziyaret edildi. 1 böcek 1000 ağaç kurtarır ilkesinden hareketle laboratuar da üretilen gladyatörler katılımcılara hediye edildi. Katılanlar ekosistem hakkında bilmedikleri ile bilmesi gerekenleri öğrendiler.



Tepeköy yolunu takiben Ekotur yürüyüşü başladı. İsa Tepe'deki ağaçlandırma alanına varıldı.



Alanda açılan fidan çukurlarına fidanların nasıl dikileceği uygulamalı eğitimi verildikten sonra sadece 45 adet fidan dikildi. Hediye edilen gladyatörler orman alanlarına bırakıldı. Parazit sineklerin ve kuşların ormanları nasıl kurtardığı uygulamalı olarak gösterildi.



Daha sonra Adakule'ye yürüyerek çıkıldı.



Kutlama pastası, 202 metre rakımdaki Adakule Yangın Gözetleme ve Seyir Kulesi'nde kesilerek ikram edildi.

Bu özel Ekotur'a sivil toplum kuruluşları ve sanatçılar da katıldı. İşte katılan bazı sivil toplum kuruluşu ve sanatçılar:

Adalar Kültür Derneği
Bisikletçiler Derneği

Özürlüler Derneği
Fotoğraf Sanatçıları Derneği
Hayvan Severler Derneği
WWF Doğal Hayatı Koruma Vakfı
Yaban TV