30 Haziran 2009 Salı

ADALAR POSTASI-2284: kurum kurum kurulan kurulun kuruluş kuralları kurcalanmalı!

ADALAR POSTASI
30 Haziran 2009


Heybeliada– Cam Limani, 1932.
http://urun.gittigidiyor.com/1932-HEYBELIADA-CAM-LIMANI-HATIRASI-FOTOGRAF_W0QQidZZ17343473

* * *
ADALAR'da TARIHTE O GUN:

25 Eylul 1893 Pazartesi gunlu Heybeliada dogumlu ve Avusturya tebali Imelya ve Evantiya Benten Espro'nun, Osmanli tebasi Rumlarla evlenmeleri nedeniyle alacaklari tezkire-i Osmaniye icin Heybeliada muhtarlari tarafindan verilecek ilmuhaberlerin yeterli olduguna dair...


* * *
ADALAR'da BIR GUN:


Buyukada, 4/05/2007 12:04

* * *
30 Haziran 2009 Sali gunu
Buyukada'da HAVA DURUMU*
Parcali bulutlu
28ºC
% 37 nem
G 10km/sa

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca

* * *
BIR BALIK:



* * *

Cicely Mary Barker, The Wild Thyme Fairy.


* * *
1- Gunduz Vassaf: "Talin Buyukkurkciyan'dan mektup var. Kinali Ada'nin durumu..."

2- Istanbul 5 Numarali Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Bolge Kurulu Muduru Dr. A. Metin Yildirimli: "Istanbul Ili, Adalar Ilcesi, Buyukada'daki reklam panolarina iliskin Kurulumuzun 8.4.2009 gun 1774 sayili kararinda 'Istanbul Ili, Adalar Ilcesi'ndeki isikli isiksiz ilan tabelalariyla ilgili 21.06.2006 gun 172 sayili kararda anilan hususlara uyulmasina, kararda belirtilen sayiyi asan tabelalarin Belediyesi'nce kaldirilmasina..." karar verilmistir."

TC Kultur ve Turizm Bakanligi Tasinmaz Kultur ve Tabiat Varliklari Yuksek Kurulu'nun 31.3.1984 tarihli 2234 numarali karari uyarinca "Dogal ve Kensel SIT Alani Butunu" ilan edilmis olan Istanbul Adalari'nda, Kentsel ve Dogal SIT dokusunun bogrune adeta birer kazik misali saplanan son derece uygunsuz reklam panolarinin TUMUNUN kaldirilmasina her nasilsa bir turlu karar veremeyip kurum kurum kurulan kurulun kurulus kurallari kurcalanmali!

3- Turk Musevi Cemaati: "Yahudi Bestekarlar, Ada ve Mehtap Sarkilari Konseri'ne katiliminizdan onur duyariz..."

4- Buket Uzuner: "Adalar Muzesi kurulacagina dair haberi ben Atinada'ki Istanbullu Rum, Istanbullu Ermeni ve Istanbullu Yahudi dostlarima iletmek..."

5- Nezih Bayraktar: "Esim Aysegul Bayraktar'in resim sergisi 30 Haziran-5 Temmuz arasi Ada Ilce Kutuphanesi'nde acik olacaktir. Bekleriz..."

ADALAR POSTASI'nin 2284. sayisinda...

)O(

..........................................................1
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=942578&Yazar=G%DCND%DCZ%20VASSAF&Date=30.06.2009&CategoryID=113

Radikal, 28.6.2009

Gunduz Vassaf

Kinali Ada'nin durumu

Talin Buyukkurkciyan'dan mektup var.
"Nerden baslasak nasil anlatsak?
Bir varmis bir yokmus eski cok eski degil bundan 10 sene oncesine kadar bakir bir Kinali Ada varmis. Yazlikcilar yazin adaya yerlesir, gunlerini sahilden denize girerek, birbirlerine caya kahveye giderek gecirirlermis. Cocuklari sokakta oynar, oyun denen eglenceyi hep birlikte tadarlarmis. Sonra yavas yavas Istanbul'dan ellerinde teypler, tupler, karpuzlar, zaman zaman bellerinde bicaklar ve cakilarla gencler gelir olmus.
Kufurlu konusarak, kizlara laf atarak, adada futursuzca dolasmaya eglence niyetine patirti, taciz ve kavga cikarmaya baslamislar. Gelen kizlar adada bikinilerle dolasir, sapirdata sapirdata ciklet cigner ve agizlari bozuk birbirleriyle sohbet ederlermis. Bu manzarayi yerli halk gorup her gecen gun daha da hayrete dusermis. Adanin genc kizlari, orta yasli adamlarin ya da genc erkeklerin tacizkar bakislarindan kacmaya calisirken plajda guneslenemez hatta sokakta yuruyemez olmuslar. Laf atmakta ustaymis bu Istanbul'dan gunubirligine adaya akin eden halk bir de coplerini etrafa sacmakta. Copler, posetler, karpuz kabuklarini adim basi gormeye ve koklamaya alisan ada halki yeni yeni agac dallarina takilmis donlari da gundelik seyirliklerine katmaya baslamis. Agaclarin tepelerinde genclerin birbirlerine yaptiklari essek sakalarinin sonucunda oralara atilmis donlar, sortlar gormek gundelik manzaralardan olagelmis. Ada sakinleri hafta sonu evden disari adim atamamaya baslamis. Gunubirligine gelenler, sahilde oturanlarin evine bahcesine girip, "Tuvalete girebilir miyim, siz hep kullaniyorsunuz biraz da bahcenizi biz kullanalim, telefonu sarj edelim," demeye baslamislar. Yazlikcilar kendilerinin sunmadiklari tekliflerin baskalari tarafindan dupe duz talep edilmesine sasirip kalmislar.

Kinali bahtsiz bir ada ne halki dayanisir ne de esnafi. Yine cok sene once televizyon kanallari antenlerini adanin tepesine diktiklerinde halk kendi aralarinda soylenmek disinda bir sey yapmadi. Zaten televizyon kanallari buyuk kanallardi, mudahale ettirmezler diye dusunduler. Simdi antenleri tamamen cikarmak yerine bire indireceklermis. Ayni oranda radyasyonu tek antenden verip adanin tepesine yani en guzel yerine bir cubuk dikeceklermis. Antensiz olmuyor mu? Bu cirkinligin bir cozumu yok mu? Ve neden Kinali diye de sormadan edemiyorum tabii.
Kinali Istanbul'a en yakin, ulasimi en kolay ada. Diger adalardan farkli olarak, etrafi tas, isteyenin istedigi yerden ucretsiz denize girebilecegi bir ada. Kinali olanca misafirperverligiyle, kendine ozgu kulturuyle, gonlunu acmis bir ada. Ama misafir haddini bilmezse? Adalilar yollara dussun, terk mi etsinler evlerini? Ne yapmali, ne etmeli bu Istanbul'dan gelen, kendi rahatlari icin tum ada halkini rahatsiz edenlere adayi anlatmak icin ne yapmali? Uyarmali belki de. Isgal ordusu degil de misafir gibi gelmeleri saglanmali. Polis degil, zabita degil, ama gorevli olduklari kiyafetlerinden belli Ada Rehberleri onlara yardimci olmali. Adalar Belediyesi'nin uyarilarini anlatan iskelenin girisine, plajlara yerlestirilmis panolar, gunu birligine de olsa tatilde olmanin, denize girmenin yolunu yordamini gostermeli. Copun yere degil cope atilmasi gerektigini, getirdikleri yiyeceklerden cikan butun copun getirdikleri posetler icinde yol kenarinda olan cop kutularina atilmasi ve hemen yani baslarinda cop yoksa biraz yanlarinda tasiyip en yakin cop kutusuna atmalari gerektigini anlatmali. Kendi eglencelerini yaparlarken saygili olup diger insanlarin keyfini kacirmadan, muzigin sesini cok acmadan ve umursamaz tavirlar takinmadan eglenmeleri gerektigini soylemeli. Baskalarini taciz etmemeleri gerektigini, bakisin baktigi oranda aciktigini ve cevreye rahatsizlik sactigini anlatmali. Yerini bilme ve saygininsa hos sohbetler, arkadasliklar yaratabilecegi soylenmeli...

Bir el yetmez iki el gerek, bir akil zayif kalir birkac akil almali ve su adayi tekrar yasanilir, rahat edilir, eglenceli, huzurlu Cumartesi, Pazarlar gecirilir bir ADA yapmali.

...

Okur Yorumlari (2 Yorum)

cozum - 28/6/200919:36
egitim, ilkokulda baslayarak cocuklara egitim vermek, bir sehirli olmak ne demek anlatilmali. bu lise'ye kadar hatta lisede bile anlatilmali. Neden bir zorunlu ders olarak lise'de verilmiyor? yemek yeme'nin adabi, gorgu, saygi, vatandasligin sorumlulugu, gibi konular. bunu yapabilmek icinde nufus/dogum oraninin azaltilmasi lazim. sen 5-10 cocugun olursa hangi birini dogru duzgun egitirsin? ne devletin olanaklari yeter ne de ailenin. son olarak da, belediye olarak, guvenlik gorevlileri yetistirilsin, cop atan insanlara zorunlu temizletmek, insanlari rahatsiz edenlere uyari, hatta ceza alanlari duyuru olarak listeleme. insanlari en korktugu sey utanma duygusudur. bu gibi kotu seyleri yapanlar, yapiyorlar cunku ne ceza var, ne de kimse bilecek yaptiklarini, siz bunlari bir sekilde haber verirseniz, utanma duygsu insanlari egitir! saygilar, sevgiler.
olcer

Zor insanlar, - 28/6/200913:54
Kinali adada olanlar bir zamanlar Almanya'ya goc eden Turk isci ailelerinin Almanya'ya adapte olmaktansa geldikleri yerde ne iseler gittikleri yerde de o olma mantelitesiyle yasamalari gibi bir olay bence. Bugun hala Avrupa'da yasiyan ucuncu kusak Turkler bile maalesef Kinali adada yasanan rezaletin iki mislini orada halen yasatiyorlar. Karpuz kabuklari, ekmek parcalari, sigara izmaritleri, cekirdek kabuklari, posetler... Istanbul Bostanci'da oturuyorum. Burada her hafta sonu sahilde adeta bir savas var. Mangal dumanlari, donla denize giren adamlar, kizlara ve kadinlara hic de iyi niyetli olmadigi ifadelerden aleni bir sekilde belli olan bakislar. Ve aksamlari kacinilmaz son kocaman bir copluk. Bence burada olan sehre ayak uyduramamak ne kadar sehirde dogup uymus olurlarsa olsunlar, maalesef kendi mahallelerinde kusaklar boyu boyle yasadiklari yetmiyormus gibi sana ve bana da tecavuz etmekten hic rahatsiz olmuyorlar. Hatta cogunluk psikolojisi olacak bulunduklari durumun normalligini buyuk bir hazla kabul etmeni ve boynunu bukmeni ister gibiler. Simdi burada bazi arkadaslarin bana fasist, ayrimci gibi sifatlar takabilirler ama. Benim demek istedigim 2009 yilinda metropolde medeni insan olabilmek. Ve benim haricimde yasayan insanlarin varligini onemsemekle beraber insanlarin birarada yasayabilmesi icin uyulmasi gereken, yasal zorunlulugu olmasa da humanist zorunlulugu olan kurallarin varligi.


..........................................................2
TC Kultur ve Turizm Bakanligi Tasinmaz Kultur ve Tabiat Varliklari Yuksek Kurulu'nun 31.3.1984 tarihli 2234 numarali karari uyarinca "Dogal ve Kensel SIT Alani Butunu" ilan edilmis olan Istanbul Adalari'nda, Kentsel ve Dogal SIT dokusunun bogrune adeta birer kazik misali saplanan son derece uygunsuz reklam panolarinin TUMUNUN kaldirilmasina her nasilsa bir turlu karar veremeyip
kurum
kurum
kurulan
kurulun
kurulus
kurallari
kurcalanmali!
)O(




...

Ilgi: http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/06/adalar-postasi-2275-adalar-orman.html

ADALAR POSTASI-2275/13 (3.6.2009):
From: emine.cigdem.tugay@gmail.com
Subject: adalara kazik! belediye'ye azik! kurula yazik!
Date: May 23, 2009 4:24:02 PM EEST
To: kurullardairesi@kultur.gov.tr
Cc: ertugrul.gunay@kulturturizm.gov.tr, ozelkalem@kulturturizm.gov.tr, belediyebaskani@adalar.bel.tr, belediye@adalar.bel.tr, baskan@ibb.gov.tr, samiyilmazturk@mimarlarodasi.org.tr, mimarist@mimarist.org.tr, mhtp.inan@gmail.com, kadikoy@mimarist.org, adalarkoruma@adalarkoruma.org


..........................................................3
From: Tilda Levi
Subject: Fw: konser daveti
Date: June 29, 2009 3:27:11 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

From: Musevi Cemaati
Subject: konser daveti
To: tilda levi
Date: Monday, June 29, 2009, 6:11 AM

Sevgili Dostlarimiz,
7 Temmuz Sali gecesi saat 21:00'de "Turk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kulturunu Tanitma Projesi" cercevesinde, Anadolu Kulubu destegiyle Prof. Dr. Ruhi Ayangil yonetiminde Ayangil Turk Muzigi Orkestra ve Korosu Solistleri, "Yahudi Bestekarlar, Ada ve Mehtap Sarkilari Konseri" Buyukada Anadolu Kulubu'nde yer alacaktir. Katilimizdan onur duyariz.

 Turk Musevi Cemaati





 ..........................................................4
From: Buket Uzuner
Subject: Atina'daki Istanbullu Rum, Istanbullu Ermeni ve Yahudi dostlardan Ada Muzesine PRINCE Islands'MUSEUM Prinkipo
Date: June 29, 2009 1:33:31 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Merhaba,
Adalar Muzesi kurulacagina dair haberi ben Atina’daki Istanbullu Rum, Istanbullu Ermeni ve Istanbullu Yahudi dostlarima iletmek, onlarin da ellerinde Adalar’a ait varsa eski esya ve objeleri isterlerse Prinkipo Muzemize armagan etmelerine yonelik bir yazisma surecine girmek istiyorum. Bu konunun da muzenin teknik kurucularina iletilmesi ve dilenirse yazismalarin resmilestirilmesi dilegiyle selamlar,
 
Buket Uzuner


 ..........................................................5
From: Nezih Bayraktar
Subject: Eşim Ayşegül Bayraktar'ın resim sergisi
Date: June 30, 2009 1:28:04 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

27 Haziran 2009 Cumartesi

ADALAR POSTASI-2283: tüccar mektebi'nin yıkılarak müceddeden inşaatına ruhsat itasına...

ADALAR POSTASI
27 Haziran 2009


http://urun.gittigidiyor.com/Heybeliada-Rum-okulu-okuz-arabasi-9x14_W0QQidZZ17880509

* * *
ADALAR'da TARIHTE O GUN:

23 Eylul 1893 Cumartesi gunlu Heybeliada'da bulunan Penaya Manastiri derunundaki Tuccar Mektebi'nin yikilarak muceddeden insaatina ruhsat itasina dair...

* * *
ADALAR'da BIR GUN:


Buyukada, 3/08/2008 16:10

* * *
27 Haziran 2009 Cumartesi gunu
Buyukada'da HAVA DURUMU*
parcali bulutlu
18-28ºC
% 53-89 nem
D 7km/sa

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca

* * *
BIR BALIK:



* * *

Cicely Mary Barker, The Foxglove Fairy.


* * *
1- Celal Karaca: "Bu sileplerin Kartal ve Pendik aciklarina gonderilmelerinin nedeni?

2- Feride Ozmat: "Sayfalarina dokunup o taptaze murekkep kokusunu doyasiya icime cekecegim ana kadar sabredemedim ve sevincimi sizinle paylasayim istedim..."

3- Ihsan Mungan: "19.yuzyil sonunda mimar Vallaury tarafindan Prinkipo Palas adiyla insa edilen ve halen Fener Patrikhanesi'nin mulkiyetinde olup 'Rum Yetimhanesi' olarak taninan, dunyanin en buyuk ahsap binasi kabul edilen 7 katli ahsap bina..."

4- Buyukada Postasi: "Asagidaki sorularimi sayin Mutlu bugune kadar cevaplamamistir..."

5- Adalar Vakfi, Adalar Belediyesi, Adalar Kaymakamligi, Istanbul 2010 Avrupa Kultur Baskenti Ajansi ve Istanbul Buyuksehir Belediye Baskanligi tarafindan kurulmakta olan Adalar Muzesi'nin nasil bir muze olacaginin ve bugune kadar yapilan calismalarin degerlendirilecegi toplanti..."

6- Rezan Peya Gokcen: "Adalar'daki durumlar da hep acil mudahaleleri beklemekle beraber yonetim su anda adil ve caliskan; ayrica sivil toplumun katkisi emin ellerde sanirim...

7- Adalar Muzesi kuruluyor!

8- Adalar'a "ucube" SH-Kadikoy degil Pasabahce vapuru yarasir!

9- Cocuklarimiza saglikli bir gelecek icin genetigi degistirilmis urunlere hayir!

ADALAR POSTASI'nin 2283. sayisinda...

)O(


..........................................................1
From: Celal Karaca
Subject: Deniz nasil kirlenir
Date: June 26, 2009 9:51:43 AM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Sayin Deniz Dostlari,
Bu sileplerin Kartal ve Pendik aciklarina gonderilmelerinin nedeni? 
Adalar'da deniz nasil cabuk kirlenir diye bir ornek olmali... Bir yetkili buna care bulamiyacak kadar kor mu... Yoksa bakar kor mu?... Pardon Denizcilik kavraminin gelismedigini soylemeyi unuttum...
Saygilar...



..........................................................2
From: Feride Ozmat
Subject: Ellerin Soyluyor Sonsuzlugu...
Date: June 25, 2009 10:55:05 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Merhaba Cigdem Hanim, merhaba Adali dostlar!
 
2004'ten bu yana siir calismalarimi kapsayan yeni kitabim "Ellerin Soyluyor Sonsuzlugu" bu hafta cikti. Daha elime almadim bile! Sayfalarina dokunup o taptaze murekkep kokusunu doyasiya icime cekecegim ana kadar da sabredemedim ve sevincimi simdiden sizinle paylasayim istedim. Dilerim yeni bebegimin bahti acik, okuyani bol olsun.
 
Hepinize sevgi ve selamlar Kadiyoran'dan...
 
Feride
 
Ellerin Soyluyor Sonsuzlugu
Hayal Yayinlari Siir Dizisi: 27
80 sayfa
ISBN: 978-605-5945-36-7



___ 
Ellerin Soyluyor Sonsuzlugu / Hayal Yayinlari - Haziran 2009
Yanlis Zaman Hikayeleri / Hayal Yayinlari - Subat 2008
Gunes Kapkaranlik / Adali Yayinlari - Agustos 2007
Eksildi Artik Soz / Sis Yayinlari - Nisan 2006 


..........................................................3
Cumhuriyet-Bilim Teknik, 26.06.2009
Prof. Dr. Ihsan Mungan, Halic Universitesi, Mimarlik Fakultesi, ihsanmungan@halic.edu.tr


Antikiteden gunumuze ahsap yapilar

Ahsabin yapi malzemesi olarak kullanimi insanligin tarihi kadar eskidir. Ozellikle Greklerden ve Romalilardan onceki Anadolu bu yonden zengin bir yapi mirasina sahiptir. Turklerin Anadolu'ya gelip yerlesmeleriyle yeni bir boyut kazanan ahsap yapi kulturu, Istanbul'da Osmanli'nin son gunlerine kadar surduruldu. Gunumuzde Karadeniz bolgesinde hala uygulaniyor. Iste bu gercek, ahsap yapi sistemlerini tarihi boyutu da goz onunde tutarak arastiran bilimsel bir sempozyum duzenlemenin cikis noktasini olusturdu.

Ana duzenleyicisi Halic Universitesi olan sempozyum, "Uluslararasi Kabuk ve Uzamsal Yapilar Dernegi"nin (IASS) "ahsap uzamsal yapilar"i inceleyen 42 Nolu Calisma Grubu'nun isbirligiyle gerceklestiriliyor; diger duzenleyiciler Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi ile Ingiltere'den Napier ve Nottingham Trent universiteleridir.

25 Haziran 2009 gunu baslayan 3 gunluk sempozyumun ilk oturumunda, Zurih'teki Isvicre Federal Teknoloji Enstitusu'nden Dr. von Kienlin "Anadolu'daki Eski Ahsap Konstruksiyonlar" basligi altinda, Greklerde ahsap en cok 40 metrelik boyda kullanilirken M.O. 3. yuzyilda Frigyalilarin ahsabi 45 metreye ulasan acikliklarin ustunun ortulmesinde kullandiklarini orneklerle aciklamaktadir (Sekil 1).


Sekil 1: Salarkoy’de Mezar Tavani (M.O. 7. yuzyil)

Ikinci bildiride Halic Universitesi'nden Prof. Ataman Demir guneyden kuzeye, Anadolu Selcuklulari tarafindan insa edilen ahsap sutun ve tavanli camilerle ahsabin Ortacag Anadolusu'ndaki kullanimini aciklamaktadir (Sekil 2).


Sekil 2: Esrefoglu Suleyman Bey Camii (1296)

Ilk oturum, gunumuzde ahsabi bina ve kopru tasarimlarinda buyuk bir ustalikla kullanan Isvicreli muhendis Julius Natterer'in en yeni ahsap teknolojilerini aciklayan iki bildirisiyle son bulmaktadir (Sekil 3).


Sekil 3: Hannover Fuari’nda Pavyon Ortusu (2000

Ikinci bolumde "Geleneksel Yapilar" basligi altinda Japonya (Sekil 4), Italya, Yeni Zelanda, Ingiltere, Isvec ve Turkiye'den gelen konusmacilar kendi ulkelerindeki ahsap yapi gelenegini orneklerle acikliyorlar. Sempozyumun ucuncu ana temasi ahsap yapilarin deprem etkisinde davranisi ve depreme dayanikliligidir. Bu alan Cin'den ve Italya'dan gelen 5 bildiride ele alinmaktadir.


Sekil 4: Daigoji Pagodu (10. yuzyil)

Dorduncu bolumde ahsap yapilar alanindaki son gelismeler Ingiltere, Avusturya ve Isvec'ten gelen bildiriler ile aciklanmakta. Viyanali tasarimci mimar Schluder 8 kattan daha yuksek binalar icin oneriler getirirken mimar Elif Somer Viyana Teknik Universitesi'nde hazirladigi doktora tezine dayanarak ahsabin konut yapimindaki fizibilitesini irdelemektedir.

Besinci bolum ahsap yapilarin hesaplanmasi ve birlesim noktalarinin tasarimi konularinda Polonya, Italya, Malezya, Cin ve Japonya'dan bildiriler icermekte. Sempozyumun altinci olan son bolumu "Vaka Incelemeleri" basligini tasimakta ve bu bolumde Japonya, Almanya, Italya ve Ingiltere'den bina ornekleri tanitilmakta. Bu bolumde Turkiye'den, 19. yuzyil sonunda mimar Vallaury tarafindan Prinkipo Palas adiyla insa edilen ve halen Fener Patrikhanesi'nin mulkiyetinde olup "Rum Yetimhanesi" olarak taninan, dunyanin en buyuk ahsap binasi kabul edilen 7 katli ahsap bina tanitilmaktadir. Fener Patrikligi binanin gezilip incelenmesi icin gerekli izni vermistir. Daha fazla bilgi: www.halic.edu.tr/timbersymposium2009

...

http://www.halic.edu.tr/timbersymposium2009/





PRINKIPO PALACE, Buyukada / Istanbul (1898 ? 1899)

SECOND ANNOUNCEMENT AND INVITATION
TO
PAPER SUBMISSION AND PARTICIPATION


http://www.halic.edu.tr/timbersymposium2009/daily_program.aspx


JOIN AND ENJOY THE UNIQUE EXCURSION

ON  SATURDAY, JUNE 27th 2009

 

as an unforgettable whole day sightseeing program  with visits

in two continents

first to Hagia Sophia and Blue Mosque (Europe)  

then with a ship to Buyukada (Asia)  

lunch in Buyukada,

after lunch with several horse-drawn carriages to

Prinkipo Palace,

back to the ship, and then back to mainland  

 

The excursion will start at 9:00 a.m. from Dedeman Hotel

and will end around 18:00 ( 6 p.m. ) in Dedeman Hotel

 

HAVE GREAT FUN !


..........................................................4
From: Buyukada Postasi
Subject: SORULARIMA CEVAP BEKLİYORUM-DÜRÜSTLÜK VE SEFFAFLIK
Date: June 25, 2009 7:17:22 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Emine Hanim'in dikkatine!
Asagidaki sorularimi sayin Mutlu bugune kadar cevaplamamistir. Mumkunse bir sonraki ADALAR POSTASI'nda ve bir cevap gelinceye kadar her sayinizda asagidaki metni tekrar yayinlamanizi rica ediyorum.
Saygilar,
Buyukada Postasi

...

From: Buyukada Postasi
Subject: ADALAR MÜZESİ - KURULUYOR Adalar Postası 19.06.2009 tarihli sayısı
Date: June 20, 2009 10:51:46 AM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Degerli ADALAR POSTASI okuyuculari,

Asagidaki yazim Sayin Aykut Mutlu'ya acik mektubumdur. Cevabini acilen bekliyorum.

Sayin Aykut Mutlu,
Adalar Vakfi Baskani ve Adalar Belediye Meclisi uyesi ve basarili bir muteahhittir.

Sayin Aykut Mutlu,

Asagidaki sorularima Adalar Muzesi kurulusu hakkindaki toplanti oncesi soz verdiginiz durustluk, seffaflik
ilkeleri cercevesinde acilen cevap vermenizi rica ediyorum:

1- Muze olarak restore edilecek olan binanin insaat islerinin sizin ve Belediye Baskan yardimcisi Sayin Ercan Akpolat'in babasi
Ali Riza Akpolat'a verildigi dogru mudur? Bir ihale yapilacak midir? Yoksa bu isler ihale acilmadan mi verilecektir?

2- Adalar'in pek cok acil sorunu cozum beklerken —mesala temizlik isleri— sizin ve yeni secilmis Sayin Belediye Baskanimizin bu Muze projesini bu kadar one cikarmalarinin ve oncelik vermelerinin gercek sebebi acaba nedir?

3- Adalar Belediyesi'nin bu projeyle olan iliskisi nedir?

Saygilar,

Buyukada Postasi

..........................................................5
From: Adalar Muzesi
Subject: Toplanti Hatirlatma
Date: June 25, 2009 1:50:39 PM EEST
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com



Adalar Muzesi Kuruluyor...

Adalar Vakfi, Adalar Belediyesi, Adalar Kaymakamligi, Istanbul 2010 Avrupa Kultur Baskenti Ajansi ve Istanbul Buyuksehir Belediye Baskanligi tarafindan kurulmakta olan Adalar Muzesi'nin nasil bir muze olacaginin ve bugune kadar yapilan calismalarin degerlendirilecegi toplantiyi yeniden hatirlatmak istiyoruz.
Toplanti, 27 Haziran Cumartesi gunu Buyukada Anadolu Kulubu'nde saat 11:00-13:00 arasinda yapilacaktir.
Katiliminizla calismayi guclendirmeniz dilegiyle...



Adres: 23 Nisan Cad. No: 14/1 Büyükada
Tel: 0216 382 52 80 / 0216 382 76 86
Faks: 0216 382 52 90
Eposta: bilgi@adalarmuzesi.com
 
Haber listesinden ayrılmak için >>
A+tik+tuk
Bülten Grubuna üye olmasını istediğiniz kişilerin eposta adresini bu adrese gönderiniz.

http://www.adalar-istanbul.org/MUZE/


..........................................................6
From: Rezan Peya Gokcen
Subject: Fw: 1) müze için toplantıya davet 2) bizim Şerifler Korusu akibeti
Date: June 26, 2009 1:17:03 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Sevgili E. Cigdem,
Bendeniz bu Cumartesi Allianoi'la ilgili bir sunumu dinlemek icin sehre inecegim (sehir artik nerede basliyor nerede bitiyor belli degil ya, her neyse); kucuk ceviriler yaptim kendilerine, orada olup konusulanlari dinlemek istiyorum. Durum oldukca acil, biliyorsunuz.
Adalar'daki durumlar da hep acil mudahaleleri beklemekle beraber, yonetim su an daha adil ve caliskan; ayrica sivil toplumun katkisi emin ellerde sanirim, buna siz iyi bir orneksiniz. Heybeliada'da 15 sene oncesi Kanada'dan gelip yasarken Ada Dostlari dernegine, yerel bir hareket olmasi nedeniyle, uye olmustum. Gorgum, aldigim egitimler, anilarim nedeniyle Adalar'a, muzesine, her zaman ilgim devam edecek, her halukarda... fakat dogup buyudugum bu sehirde hersey elden kayip gidiyor gibi bir hisse kapiliyorum, yetisemiyorum. Komsumuz olan, yaz gunleri her saatinde derme catma dogru durust kapanmayan agac kapisindan girip dolastigim, icinde bekci cocuklariyla oynadigim 400 donumluk Serifler Korusu olarak bilinen doga ve tarih zenginligi arazi etrafi duvarla cevrilmis icine villalar yapilmis; ismi Saklibahce (!) olmus. Bu villalara kimler gelip yerlesiyor, gazetelerde okumussunuzdur. Girisin yaninda yola yakin iki merdivenli duzlukte bir namazgah vardi, pembe cicek acan dev at kestanesi altinda, onunde iki tane mermer yalak, simdi ayni yere dort-bes metal cop kutusu yerlestirmisler. Korunun icinde ortalarda bir havuz, etrafinda ahsap kucucuk bir ev... o havuz kenarinda musiki alemleri gecerlermis zamanin o dost insanlari... Koruda o kadar cok bulbul vardi ki! Peygamberin soyundan meshur udi Muhiddin Targan burada dogmus, hanimi Safiye Ayla ile koruya seyrek de olsa gelirdi, genclik yillarimda bir kac kez koruda rastlamistim; sanatci Muhittin Targan mali sıkıntilar cekmis ama baba yadigari bu koruyu satmamisti. Ruhu sad olsun! Degil icine ozel villalar yapmak, butun cevreye yesil ciger olacak 400 donumluk arazinin oldugu gibi korunup bakilmasi ve de kamulastirilmasi gerekirdi.
Gene Ada'da sanslisiniz. Buralarda bizim gibi vicdanlilar cok azinlikta..
Sevgiler,
Rezan


..........................................................7


Adalar Muzesi Kuruluyor


Tarihi varliklari ve dogal guzellikleriyle gecmiste oldugu gibi bugun de farkli gundelik yasam deneyimlerini barindiran, cok kulturluluguyle onemli bir yere sahip olan Istanbul'un incisi, nefes alma kanali Adalar'in tarihini butunluklu olarak sergileyecek bir muze kuruluyor.

Nihayet Adalar ve Istanbul kent muzesine kavusuyor. Istanbul Adalari'nin sosyal tarihini, bugunu ve gelecegiyle birlikte anlatan, sahip olduklarini biriktiren, koruyan ve yarina aktaran bir muzesi olacak.

Kentlerin geliskin toplumsal ve kulturel yasam ortamlari icin vazgecilmez mekanlar olan muzeler ozellikle son yillarda, muzecilik alaninda yenilenen yaklasimlarin katkisiyla cok daha etkili, canli, merak edilen yerler olma ozelligi kazaniyor. Dunyanin pek cok yerinde oldugu gibi Istanbul'da da birbiri ardina yeni muzeler aciliyor ve var olan muzeler kendilerini yenileme gayreti icerisine giriyor.

Kent yasaminin vazgecilmez bir parcasi olan muzelerin onemi giderek daha dogru kavranmaya baslaniyor. Adalar da tarihini anlatan muzesini kurarak bu onemli kultur hareketine tarihsel bir katki sunmaya hazirlaniyor.

Adalar'in tarihini anlatan bir muze kurulmasi yillar suren bir hayalin, emegin sonucunda nihayet Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfi'nin isbirligiyle Istanbul 2010 Avrupa Kultur Baskenti Ajansi finansal desteginde somutlasiyor. 7 Nisan 2009 tarihinde Istanbul 2010 Avrupa Kultur Baskenti Ajansi ile Adalar Belediyesi, Adalar Kaymakamligi ve Adalar Vakfi arasinda imzalanan protokolle Adalar Muzesi kurulus calismalarina resmen baslandi. Muze'nin 2010 yaz aylarinda kapilarini acmasi planlaniyor.


Adalar Muzesi Nerede Kuruluyor?


Muze Adalilar'in belleklerinde onemli bir yeri olan eski Buyukada Ilkokulu diger adiyla Tas Mektep binasinda kuruluyor. Iskenderiye Patrigi Sofronios'un evi olan bina belediye tarafindan satin alinarak 1922 yilindan itibaren okul olarak kullanilmaya baslandi. Ilk adi Koprulu Mehmet Pasa Numune Mektebi olan okulun adi daha sonra Buyukada Ilkokulu olarak degistirildi. 1967 yilina kadar Buyukada Ilkokulu olarak hizmet vermeye devam etti.

Buyukada Ilkokulu, Muze'nin ana binasi olacak. Buna ek olarak yaklasik bir yil once Buyukada'da kurulmus olan Adaevi basta olmak uzere, Heybeliada Huseyin Rahmi Gurpinar Evi, Inonu Evi, Deniz Lisesi Muzesi, Burgazada Sait Faik Muzesi ve kurulus sirasinda yeni merkezlerin de eklenmeye devam edecegi kultur merkezleri, kutuphaneler, sivil toplum kuruluslarina ait farkli mekanlarin da katilimiyla tum Adalara yayilan bir calisma yurutulmesi planliyor. Adalar Muzesi sergi ve etkinliklerinde Adalar'da yer alan iskeleler ve meydanlar dahil olmak uzere acik ve kapali pek cok mekan kullanilacak.


Adalar Muzesi Nasil Kuruluyor?

Gectigimiz yil acilan Buyukada Adaevi'nde gerceklestirilen kulturel faaliyetler, sergiler, konserler ve yani sira yurutulen icerik calismalari, Muze'nin kurulus surecinin ilk habercisi olmustu. 2009 yaz aylarinda Adalar tarihinin, toplumsal yasaminin farkli temalarla tartisilacagi toplantilar, koleksiyon kampanyasi ve sozlu tarih calismalariyla Muze kurulus calismalarina Adalilar'in aktif destegi alinarak devam edilecek.

Yillardir Adalar'in dogal ve kulturel mirasinin korunmasi ve incelenmesi konularinda pek cok degerli calismaya imza atmis olan Adali arastirmaci-yazarlarimizin, edebiyatcilarimizin, sinemacilarimizin, muzisyenlerimizin ve diger Ada sakinlerinin Muze sergi temalarina, koleksiyon icerigine katkilari bugunden alinmaya baslandi. Adalara hizmet veren kamu kurumlarinin, kuluplerin, sivil toplum kuruluslarinin birikimlerini yansitan arsivleri, yayinlari ve diger uretimleri Muze'ye korunmak ve gelistirilmek uzere verecekleri her turlu bilgi, belge incelenmeye baslandi.

Turkiye ve Istanbul genelinde arsivler, kutuphaneler ve diger muzeler taraniyor. Adalar icerikli malzemenin envanteri cikariliyor ve icerikleri inceleniyor. Uluslararasi arsivler ve kutuphanelerde yer alan calismalara ulasilmasi ve yurtdisinda yasayan Adalilar'la baglantilar kurulmasi icin Muze adina ilk adimlar bugunlerde atiliyor.

Kisaca Adalar Muzesi arastirmacilarin, sanatcilarin, akademisyenlerin, Adalilar'in, Istanbullular'in destegiyle 2010 yaz aylarinda kapilarini acmayi hedefledigi bir calismaya hizla basladi.


Onumuzdeki Aylarda Neler Yapacagiz?

Adalar Muzesi'yle Istanbul'da ilk kez kentlilerin toplumsal tarihinin, kulturel mirasinin butunluklu olarak anlatildigi bir muze kurulacak. Muze'nin kurulusu sirasinda yurutulecek her calisma yerel, ulusal ve uluslararasi alanda duyurulacak, dunyanin farkli yerlerinden ve Istanbul'da diger muzelerden destek alinacak. Muze kurulus surecinden itibaren kurulmakta olan muzelerle muzecilik deneyimlerinin paylasilmasi basliginda iletisim ve isbirligi icinde bir calisma yurutecek.

Mart ayinda Muze ana binasi olan Buyukada Ilkokulu'nun mimari restorasyonu ve muzecilik uygulamalarina iliskin programin cikartilmasi ve uygulama adimlarinin tespit edilmesi calismalarina baslandi. 2009 yaz aylarinda genis capli etkinlik ve duyurularla yogunlasacak olan calismalarin en onemli bolumunu Muze'nin tum kurulus sureci boyunca ve daha sonraki yillarda da devam edecek olan, koleksiyon kampanyasi olacak.

Bu kampanyalarda Adalar ve Ada yasamiyla ilgili yayin, belge, fotograf, film, mektup, gundelik yasama iliskin diger uc boyutlu malzemelere iliskin bilgi envanterlenecek, Muze'ye yuzlerce yil korunmasi ve sergilenmesi icin Adalilar'dan koleksiyon bagislari alinacak.

Adalilarin Muze'ye bagislayacaklari bu malzemeler sergilerde kullanilirken bagis yapan Adalilar'in isimleri belirtilecek. Muze kurulus calismalarina destek veren her Adali'nin ismi Muze'de mutlaka yer alacak.

Koleksiyon kampanyasiyla eszamanli olarak arsiv ve kutuphanelerde, yayinlar ve gorseller uzerinde suren arastirmalara devam edilecek. Bulunan malzeme replikasyon yontemiyle yuksek kalitede dijital arsive aktarilacak. Adalara iliskin ulasilan tum malzeme uzmanlar tarafindan okunacak, indekslenecek, web kanaliyla bilgisi paylasilacak ve sergillerde kullanima hazir hale getirilecek.

Muze sergilerinin hazirlanmasindan sorumlu olacak kuratorler ve destek alinacak uzman danismanlarla Muze surekli ve gecici sergilerinin temalari belirlenerek sinopsisleri yazilacak. Ardindan sergilerin derlenmekte olan koleksiyon malzemeleri uzerinde calisilacak. Sergilerin butunluklu metinleri, gorselleri, videolari ve diger destekleyici etkinlikleri hazirlanacak.

Muzenin tum sergilerinin hazirlik asamalarinda Adalilar'in dogrudan katkisini alabilmek icin Buyukada, Heybeliada, Burgazada ve Kinaliada'da calisma gruplari olusturulacak. Adalilar yapilan her uygulama hakkinda nedenleri ve sonuclariyla birlikte tum asamalarda web ve bulten kanallariyla bilgilendirilecek. Muze kurulusuna diledikleri katkiyi sunabilecekler.


Muze Kurulusuna Nasil Destek Olabilirsiniz?

Adalar yilda yaklasik bir milyon kisi tarafindan ziyaret ediliyor. Bu ziyaretci sayisinin Muze'nin acilmasiyla birlikte artmasi bekleniyor. Adalar'da bulunan diger kulturel mekanlar ve muzelerle yapilacak isbirligi Adalari hak ettigi bicimde tarihsel mirasini sergileyebilen, cekici bir merkez haline getirecek.

Adalarin taninmasi ve korunmasina imkan saglayacak olan bu gelismeler ayni zamanda onemli bir ekonomik surdurulebilirlik kaynagi da yaratacak.

Muze kurulusuna her yastan, her meslek gurubundan tum Adalilar sahip oldugu bilgiyi, deneyimi, birikimi paylasarak destek olabilecek.

Adalilar "Nasil Bir Ada Muzesi" istediklerini, Adalar'in tarihini derinlemesine ogrenerek ve gelecegini nasil planlayacaklarini hep birlikte tartisarak ortaya koyabilecekler. Adalar Muzesi sadece gecmisin korunmasi ve aktarilmasi noktasinda degil, Adalar'in geleceginin sekillenmesi icin de onemli bir sivil toplum merkezi islevine sahip olacak.

Tum Adalilar'dan Muze'nin kurulus asamasinda ve acilisi sonrasinda ihtiyac duyulan cesitli ekipman ve donanimlar icin maddi ve ayni destekleri bekleniyor.

Donemsel olarak Muze'nin ihtiyaclari Adalilara bildirilecek ve somut katki sunmalari saglanacak.

Adalarin sosyal tarih acisindan en onemli yapilarindan birisi icine kurulacak olan Adalar Muzesi, Adalari manastir yasaminin baslamasindan bugune gelen bir hikaye icinde anlatacak. Ziyaretciler Muze'de Adalar'in balikcilarini, hekimlerini, sairlerini, sporcularini, bakkalini, kasabini, gecmiste cocuk olanlari, bugun Adalar'da cocuk olanlari, cambazhanesini, yetimhanesini, mekteplerini gormenin heyecan verici mutlulugunu yasayacaklar. Hep birlikte ogrenmek, bilmek ve korumak deneyimini tadacaklar.

Adalilar da, Ada ziyaretcileri de Muze'de kendilerini gorebilecekler. Gecmiste yasananlari bugune tasiyan ve gelecegi kurmaya yardimci olacak sesleri kendi agizlarindan dinleyebilecek, iletmek istedikleri mesajlari kayit ederek gelecek nesillere ulastirabilecekler.

Muze, Adalar ile basta Istanbul ve Turkiye'nin geri kalaninin ve dunyanin baglanti kurmasina, ogrenmesine, izlemesine ve deneyimlemesine yardimci olmak kopru kurmak islevlerini yerine getirecek.

Muze'de tarihi guncel yasam izleriyle ic ice gormek mumkun olacak. Fotograflar, filmler, interaktif sunumlar, gundelik yasamimizda kullandigimiz diger objelerle Adalar'in gelisimi anlatilacak. Adalarda yasanan salgin hastaliklar, savaslar, kutlamalar, bayramlar tum renkleriyle sunulmaya calisilacak. Tum bu basliklarda sergilerin hazirlanmasina Adalilar'in bilgi, belge ve diger birikimleriyle katkilari alinacak.


Muze Sergilerine Gonullu Destek Verebilir, Bagis Yapabilir, Sponsor Olabilirsiniz


Muzenin gecici sergileri ve yan etkinlikleri tum Adalara yayilacak. Muze sadece Buyukada'da yer alan ana binasiyla sinirli kalmayacak. Adalar'in iskeleleri ve farkli binalarinda da yurutulecek faaliyetler icin, etkinliklerin iceriklerine gore gonullu calisma, tanitim destegi, koleksiyon malzemesi bagisi, malzeme gecici kullandirma bagisi, teknolojik alt yapi destegi, sergi masraflarinin karsilanmasi gibi farkli olculerde katki sunmaniz mumkun olacak.

Sergilere sunacaginiz her turlu destek, boyutu ne olursa olsun, mutlaka ifade edilecek ve Muze kurulus calismalarinin anlatildigi brosurlerde, bultenlerde, web sitesinde, televizyon programlarinda ve diger Ada yayinlarinda tum Adalilar'la paylasilacak.

Muze sponsorlari ve gecici sergi sponsorlari Istanbul 2010 Avrupa Kultur Baskenti etkinlikleri basta olmak uzere ulusal ve uluslararasi alanda ilan edilecek.

Serginin acildigi mekanda kurumsal isim ve tanitim, serginin tum tanitim ve basili malzemelerinde sergi sponsoru olarak logo ve tesekkur yer alacak.

Sergilerin buyuklugune gore sergi sponsorluklari katki bedelleri degisecek.


Adalar Muzesi Kurulus Yonetim Yapisi ve Butce


Muzenin kurulus butcesi 2.609.915 TL olarak belirlendi.

Muze kurulus calismasi projesi Istanbul 2010 Avrupa Kultur Baskenti Ajansi'na sunuldu ve Ajansin 01.12.2008 tarihli Yurutme Kurulu'nda kabul edildi. 7 Nisan 2009 tarihinde Ajans'la imzalanan protokollle Proje resmen basladi.

Proje bedelinin %60?' Ajans tarafindan karsilanacak. Butcenin geri kalan %17'si Adalar Vakfi ve mutevellileri tarafindan, %19'u Vakfa bu amacla sartli bagis yapacak Adalilar'dan karsilanacak. Diger bolumun ise sponsorluklarla karsilanmasi planlaniyor.

Muze, Kultur ve Turizm Bakanligi denetiminde ve ozel muze statusunde olacak. Adalar Vakfi ve Adalar Belediyesi, muzenin yonetim ilkeleri ve isletme talimatnamesi ve diger etik kurallari uzerinde uluslararasi muzecilik kurallarina ve Turkiye muzecilik isletme usullerine uygun standartlarda bir sozlesmeyi hazirlayarak imzalayacaklar. Sozlesme uyarinca Muze organlari gelecek aylarda olusturulacak.

Kurulus asamasinda Muze'nin Yonetim Kurulu'nda, Adalar Belediyesi, Adalar Vakfi, Adalar Kaymakamligi birer temsilciyle yer alacak, ayrica Belediye ile Adalar Vakfi'nin ortak onerisiyle Adalar'daki ilgili STK temsilcilerinden iki kisi Yonetim Kurulu'na davet edilecek. Yonetim Kurulu'nda ayrica konu uzmani akademisyenler de yer alacak.

Yonetim Kurulu, muzenin yillik calisma planini, butcesini, yapilacak gecici sergileri onaylayacak ve yurutmenin basi olan muze direktorunun secimi yonetim kurulu tarafindan yapilacak. Yonetim Kurulu ayrica Muze'nin birlikte calisacagi uzmanlari onerecek ve Adalar'daki merkezi, yerel yonetim ve STK temsilcilerinden olusan Danisma Kurulu'nu kuracak ve destek alacak.

Muze'nin isletme statusu, Muze'nin gelir kaynaklari ve surdurulebilirligi, Muze Mutevelli Heyeti'ne katilma kosullari gibi basliklarin proseduru calismanin ilerleyen asamalarinda yazili formlara kavusturulacak.


Adalar Muzesi Koordinasyon Kurulu Olustu


Ilk toplantisini yaparak kurul baskanligina Mevlut Kurban'i secti. Uc ayda bir toplanarak, calismalari denetlemeyi ve cikacak sorunlarin asilmasi icin girisimlerde bulunmayi kararlastirdi.

Mevlut Kurban (Adalar Kaymakami)
Dr. Mustafa Farsakoglu (Adalar Belediye Baskani)
Aykut Mutlu (Adalar Vakfi Baskani)
Serhat Baysan (Adalar Muzesi Koordinatoru)


Kurasyon Kurulu Calismalarina Basladi

Ilk toplantisini Buyukada'da Adaevi'nde Mayis ayinda yapan kurul, "nasil bir muze?" sorusunun yanitlari uzerinde calismaya basladi. 4 Haziran'da ikinci toplantida ilk somut kararlarin alinacagi aciklandi.

Prof.Dr. Baha Tanman (Istanbul Universitesi)
Gokhan Akcura
Gunduz Vassaf
Prof.Dr. Ihsan Bilgin (Istanbul Bilgi Universitesi)
Prof.Dr. Murat Guvenc (Istanbul Bilgi Universitesi)
Sadik Karamustafa (Mimar Sinan Universitesi)
Suay Aksoy


27 Haziran'da Adalar Muzesi'ne Dogru toplantisi yapiliyor...

Adalar'daki tum topluluk, sivil toplum orgutlenmeleri, yapilanmalar ve arastimaci, yazar, sanatcilarin katilacagi bir toplantida, muze calismalarinda gelinen asama ele alinacak ve "nasil bir muze" konusu tartisilacak.

Toplanti ayrintilari sitede duyurulacaktir.



..........................................................8

Adalar Belediyesi'nin sanal alemde http://www.adalar.bel.tr/basin.asp?basin=yazili adresli sayfasinin serlevha manzarasina "ucube" SH-Kadikoy vapuru hic mi hic yakismamis! Kentsel SIT Alani Butunu olan Istanbul Adalari'na Pasabahce vapuru yarasir!
)O(
..........................................................9
From: Imece Evi
Subject: [imece evi] GDO icin Basına Cagri
Date: June 26, 2009 6:24:07 PM EEST
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com

— BASINA CAGRI — 

Cocuklarimiza Saglikli Bir Gelecek Icin

GENETIGI DEGISTIRILMIS URUNLERE HAYIR! 

27 Haziran 2009 
 
Turkiye'ye 1998 yilindan bu yana, her yil, milyonlarca ton genetigi degistirilmis misir, soya ve pamuk giriyor. Bunlarin islenmesiyle olusturulan 700'den fazla gida maddesi, tuketici sofrasina ulasiyor. Bebeklerimiz, cocuklarimiz, yetiskinler; kisacasi tum toplum, kacinilmaz bir bicimde genetigi degistirilmis hammaddelerden uretilen gida urunlerini tuketme durumunda birakiliyor.  

Kimi cevreler bu kirli ticaretten buyuk rantlar elde ederken, simdi sira genetigi degistirilmis tohumlari ulkemiz topraklarina ekmeye geldi.  

Genetigi Degistirilmis Organizma (GDO) iceren urunlerin ekimine, ithaline ve tuketilmesine duzenleme getirme iddiasi tasiyan Ulusal Biyoguvenlik Kanun Tasarisi Taslagi Basbakanliga sunulmustur. Getirdigi bagimli kurumlar araciligiyla bu taslagin, GDO'lu urun ekim, ithal ve tuketimine mesru zemin saglamayi amac edindigi izlenimi edinilmektedir.  

GDO'lu urunlerin insan ve hayvan sagligi, cevre, biyocesitlilik uzerine geri donulmez zararlari bulunmaktadir. Bunlardan ote, bir gen bankasi niteligindeki Turkiye'yi, tohum araciligiyla sayilari besi gecmeyen cokuluslu sirketlere mahkum ederek, tarim sektoru ve ureticimizin disa bagimliligini daha da pekistirecek bir yonelim ortaya koymaktadir.  

Ulusal Biyoguvenlik Kanun Tasarisi Taslagi ve GDO'larin insan sagligi ve doga uzerine etkileri, bu alanda dunya genelinde yapilan bilimsel calismalar ve Avrupa ulkelerinden gelen yasaklama kararlari ve diger onemli konularla ilgili olarak, 28 Haziran 2009 Pazar gunu saat 11:00'de TMMOB Ziraat Muhendisleri Odasi Toplanti Salonu'nda, GDO'ya Hayir Platformu Bilesenleri tarafindan bir Basin Toplantisi yapilacaktir.  

Basin Toplantis'ina, tum yazili ve gorsel basin uyeleri davetlidir. 
 

GDO'YA HAYIR PLATFORMU BILESENLERI 

TARIH  :  28 Haziran 2009, Pazar

SAAT    :  11.00

YER      :  Ziraat Muhendisleri Odasi, M. YUCELER Toplanti Salonu
Karanfil Sok. 28/19, Kizilay / ANKARA (0312 444 1 966)

...

GDO'YA HAYIR PLATFORMU
28.6.2009 GUNDEM TASLAGI


11:00 Ulusal Biyoguvenlik Yasa Tasarisi Hakkinda Basin Aciklamasi

12:00 Ogle Yemegi

13:00 GDOHP Bilesenleri Toplantisi


GUNDEM:

1) Biyoguvenlik Yasasi Meclis Gundemine Gelinceye kadar acil eylem planinin olusturulmasi

2) Basinla Iliskilerin Koordinasyonu

3) Yazili ve gorsel malzemelerin uretilmesi icin sorumluluk paylasilmasi

4) Platform Bilesenlerinin son donem gelismeler hakkinda bilgilendirilmesi icin bolge toplantilarinin yapilmasi

25 Haziran 2009 Perşembe

ADALAR POSTASI-2282: emanetçi sait efendi'ye emanet...

ADALAR POSTASI
25 Haziran 2009


http://cgi.ebay.com/ca1910-Turkey-Princes-Prinkipo-Street-Cafe-Postcard_W0QQitemZ250439025456QQcmdZViewItemQQptZLH_DefaultDomain_0?hash=item3a4f544330&_trksid=p3286.c0.m14&_trkparms=65%3A12%7C66%3A2%7C39%3A1%7C72%3A1205%7C240%3A1318%7C301%3A1%7C293%3A1%7C294%3A50

* * *
ADALAR'da TARIHTE O GUN:

23 Eylul 1893 Cumartesi gunlu Buyukada'da tertib olunacak gece eglencesinin Padisah tarafindan men edildigine dair...

* * *
ADALAR'da BIR GUN:


Buyukada, 3/08/2008 16:09

* * *
25 Haziran 2009 Persembe gunu
Buyukada'da HAVA DURUMU*
parcali bulutlu
21-30ºC
% 50-84 nem
B 15km/sa

* http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=BUYUKADA uyarinca

* * *
BIR BALIK:



* * *

Cicely Mary Barker, The Foxglove Fairy.


* * *
1- Bulent Misirlioglu: "Belediyelerin, danisman, koordinator vb adlar altinda gerek memur gerekse isci kadrosunda personel istihdam etmeleri mumkun degildir. Ayrica resmen olmasa bile fiiliyatta bazi kisilere bu unvanlarin kullandirilarak ayricalik saglanmasi hem calisma barisini bozacak hem de diger personelin calisma sevkini kiracaktir. Kendilerine Belediye Idari Binasi dahilinde makam odasi tahsis edilerek, zimmetle verilmesi gereken telsiz kullanimlarinin saglanarak, istihdam edilen bu kisilerin..."

2- Necmi Tanyolac: "Ada'nin Yesil Camlari..."

3- Banu Akcaoglu: "Suyla oynayin... sicaklara bire bir..."

4- Fener Rum Lisesi fidan dikimi yapti...

5- Tilda Levi: "Emanetci Sait Efendi..."

6- Nelly Barokas: "Akademisyen bir baskan Dr. Mustafa Farsakoglu..."

7- Melih Levi: "Dr. Farsakoglu ve Adalar uzerine..."

8- Tilda Levi: "Kahraman bakkal supermarkete karsi..."

9- Perihan Ergun: "Naim Tirali'yi de yitirdik..."

10- Minas Akkaya onceki gun Buyukada'daki evine gitmedi. Bir sure esini iskelede bekleyen Keti Akkaya...

11- Buyukada'da gorkemli bir konakta Mehmet Siyah Kalem'in resimlerinden ilhamla ortaya cikan...

12- Gila Benmayor: "Nisan ayindan bu yana kisacik bir doneme buyuk isler sigdiran Dr. Farsakoglu'nu Adalar'a tutkun herkesin desteklemesi gerek..."

13- Coplukten sinemaya...

14- Adalar'da film basladi...

15- Buyukada'ya 600 kisilik yazlik sinema aciliyor...

16- Minas Kalemkaryan: "2012'de uzaylilar geliyormus, mus, mus..."

ADALAR POSTASI'nin 2282. sayisinda...

)O(

..........................................................1
From: Bulent Misirlioglu
Subject: Adalar Kamuoyu adına..
Date: June 23, 2009 5:47:52 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com





..........................................................2
From: Adali Yayinlari
Subject: NECMI TANYOLAC'tan 8'15 Serisinin son kitabi
Date: June 22, 2009 3:48:52 PM EEST
To: emine.cigdem.tugay@gmail.com



NECMI TANYOLAC'tan 8'15 Serisinin son kitabi
ADANIN YESİL CAMLARI



55 yillik usta kalem Necmi Tanyolac'in 8.15 yazilari devam ediyor.
Gozcu'de, Adali dergisinde buyuk tat birakmis yazilar, simdi "Adanin Yesil Camlari"nda bir araya geldi.

Bu dizinin ilki "8.15 Vapuru"ydu. Ikincisi de "Martili Kahve".
Cok mektup aliyorum, ucuncusu nerede diye soranlara yanitini geciktirmedi Tanyolac usta...

ADALAR VAKFI
Ekin kitap gorsel as
0212 296 22 22

Necmi Tanyolac
Adali Yayinlari

200 sayfa,
13 TL
ISBN 978-975-9119-13-3

Online Satın Almak İçin >>

..........................................................3
From: Banu Akcaoglu
Subject: FW: Suyla oynayın!.. (sıcaklara birebir! :)
Date: June 24, 2009 6:15:21 PM EEST
To: banuaka@ttmail.com

 http://www.artistsindevon.com/water/water_1.htm


..........................................................4
http://www.adalarorman.com//index.php?option=com_datsogallery&Itemid=143&func=detail&catid=9&id=201

Fener Rum Lisesi Fidan Dikimi Yapti

Yuksel OZCAN



Adalar Orman Idaresi tarafindan koordine edilen fidan dikiminde, Fener Rum Lisesi ogrenci ve ogretmenleri Buyukada Rum Mezarligi yanindaki agaclandirma alanina 50 adet fidan diktiler.


..........................................................5
http://www.salom.com.tr/news/detail/12241-Emanetci-Sait-Efendi.aspx

Salom, 24.6.2009
Tilda Levi

Emanetci Sait Efendi

Kistan yaza gecerken geldiginiz yoreyle butunlesmis simalari ararsiniz. Her yil Buyukada'ya geldigimde vapur cikisinda ilk bakindigim yer Ferruh Bey'in kitapci dukkanidir. Ferruh Bey tanidiklar arasinda ilk selam verdigim kisidir. Onun ardindan sirayla manav, kasap ve firinci gelir. Yol ustundeki Erzincanlilar Kahvesi'ni atlamak mumkun degil. Zira gunun erken saatleri degilse emanetci Sait Efendi muhakkak oradadir. Gorur gormez, oturdugu yerden kalkar "Hosgeldiniz abla, iyi yazlar," der, arkamizdan el sallar.

Sait Efendi, bugun boyunca cocuklari olan kara kasli, siyah sacli bir adam. Caliskan, durust ve isini seven biri. Az once belirttigim gibi, meslegi Adalilarin deyimiyle emanetcilik. Ozetle kisliktan yazliga veya tersi, esya tasir. Sait'i tanidigimda, belki de ilkokul caglarindaydi. Meslek babadan ogula gecmisti. Nedendir bilinmez babasinin adi da Sait'ti. Baba Sait Efendi'yi tanidigimda ise ben cocuk yastaydim. Hatirliyorum "goc"un yapildigi gun bir maceraydi adeta. Cocuklar bir onceki gece erkenden yatirilirdi. Zira Sait Efendi sabah cok erken saatte gelirdi. Kapi caldiginda hemen kalkardik. Senede iki kere yasanan bu olayin hicbir ayrintisini kacirmak istemezdik. Sait Efendi elinde bir obek halat, kolunun altinda kocaman ortuler ve birkac hamalla iceri girerdi. Onceden hazirlanmis bavullar ve icine bircok esyanin dolduruldugu hurc, odanin bir tarafinda beklerdi. Sait Efendi, hurcu bir eliyle kaldirir, "Ne doldurdunuz buna, kursun gibi" der, ardindan icindekilerin yarisini bosaltir, bir denk daha yapardi. Yillar icinde, ne yaparsak yapalim, Sait'in dusunulenden bir denk fazlasini olusturdugunu ogrendim. Hersey sarilip sarmalandiginda tebesirle gidilecek yerin adresi yazilirdi: Malul Gazi 26- Buyukada. Koca bavullari sarmalar, halatla baglar, oyle bir cekistirirdi ki ipi, bavullar kuculurdu adeta. Izlemeye dayanamadigim tek olay hamallarin denkleri sirtlamasiydi. Ve evden cikarlardi. Biz de ortaligi toparlar sonra Ada'ya gitmek uzere vapura binerdik. Tasinma fasillari yillar boyu benzer bir sekilde surup gitti.

Sait Efendi musterilerinin adini bilmezdi. Mavi ispirtolu kalemle not aldigi kucucuk defterine sadece ada adreslerini yazardi. Malul Gazi'den tasindigimizda bile, o bizi hala ayni adresle belledi. Zaman icerisinde oglu da babasiyla birlikte calismaya basladi.

Sait Efendi sadece ada-sehir arasinda sefer yapmazdi. Sehirde de nakliyat isleri yapardi. O kadar iptidai sartlarda calismasina ragmen, Sait'in elinde hicbir esya zarar gormedi, hicbir sey kirilmadi. Evlendigimde esyalarimi annemden tasimisti. Bu da onun icin bir gurur vesilesi olmustu; "Ben senin cahizini (ceyizini) tasidim," derdi.

Cocuklarim dogdugunda yazliga yine Sait Efendi'yle tasindim. Adim hic farketmiyordu. Denklerin uzerinde; "Malul Gazi 26 kizi" yaziyordu. Zaman icinde Sait Efendi emekli oldu. Oglu Sait Efendi, babasinin izini surduruyor.

Yazlik kavrami artik degisti. Insanlar artik 3-4 ay sureyle adalara gitmiyor. Emanetcilerin isi azaldi veya farklilasti. Ama tanidik yuzler guven veriyor, hala orada olmalari guven veriyor. Nitekim bu sene de kahvede Sait Efendi'yi gordum. Yine ayaga kalkti, iyi yazlar diledi ve "Anne ne zaman gelecek," dedi.


..........................................................6
http://www.salom.com.tr/news/detail/12002-Akademisyen-bir-baskan-Dr-Mustafa-Farsakoglu.aspx

Salom, 3.6.2009
Nelly Barokas

Akademisyen bir baskan Dr. Mustafa Farsakoglu


Adalar son secimlerle ogretim uyesi bir belediye baskanina sahip oldu. Demokrasi ve insan haklari konusunda uzman olan Belediye Baskani Dr. Mustafa Farsakoglu, Belediye Meclis toplantilarini seffaf yonetim adina her ay baska bir adada halka acik yapiyor, halka soz hakki veriyor. Ilk olarak Buyukada'da, sonra Heybeliada'da bir kahvede, 1 Haziran'da Kinaliada'da, ardindan Burgazada'da... Adalilar davetlidir...


Sizi Adalar Kaymakami olarak tanidik. Siyasete atilmaya nasil karar verdiniz?

Ada'da oturuyorum. Adalar'in sorunlarinin cok yogunlastigi, Adalar'in ilkel bir kasaba gorunumune burundugu konusunda yakinmalar gordum. Yerel yonetime nasil katkida bulunabiliriz, bir danisma kurulu olusturulursa projeler uretelim, universiteyi de katalim diye dusunduk. Ama yonetim anlayisi buna uygun degildi. Zaten AKP'nin sehir yonetme konusundaki anlayisinin Adalar'da daha basit bir ornegi gozukuyor.

Bizler ulkemizin cok da iyiye gitmedigini dusunuyorduk. Cok degerli sanatcilardan, bilimadami dostlarimizdan siyasete girmem konusunda biraz oneri, biraz telkin, biraz da baskilar oldu. Biraz zorlandim, cunku siyaset hicbir zaman gundemimizde yer almamisti. Sonunda baktik ki ulke yonetimine siyasetciler yon veriyor, siyasete bulasalim dedik. Boylece belediye baskan adayi olarak son gun basvuruda bulundum. Adaylik kesinlesince de secim calismalari basladi. Bu bana biraz tuhaf geldi. Ama keyifli bir surecti, gencler ve kadinlar cok yardimci oldular. Burokrasiden geldigim icin secmende acaba kendisine ulasabilir miyiz kaygisi vardi. Sonucta halktan birisiniz, burokratik duvar orerseniz hizmet uretmezsiniz. Ben ayni zamanda demokrasi ve insan haklari dersi de veriyorum. Insan haklarina saygi gosteren, insan haklarina dayali bir yasami destekleyen bir insan olarak karsimdaki kisiyi hicbir zaman kendimden farkli gormedim. Ayrimcilik insan haklarinin temelinde yasak olan bir unsur... Bunu gosteriste degil, kisisellestirerek yapmaktir onemli olan. Uzuntu verici olan siyasetcilerin insan haklari ve demokrasiyi kisisellestirememis olmalari, bunu bir cikar araci olarak gormeleri...


Bugun Buyukada'da motordan indigimde bir surprizle karsilastim. Yillardir adanin goruntusunu bozan "ha devrildi, ha devrilecek" dedirten iki ahsap yapinin yikildigini gordum?

Iki eski eser vardi. Bunlar ucuncu sinif olarak tescilli binalardi. Onlar maalesef kendiliginden yikilmaya, cokmeye baslamisti. Yani tehlike arz ediyordu. Kultur ve Tabiat Varliklarini Koruma Kurulu'nun rolove ve restitusyon projelerini onaylamasi gerekiyordu. Belediyemizin ihmalkarligina baska sebepler de eklenerek bu durum suruncemede kaldi. Birtakim cikar iliskilerinden soz etmek istemiyorum, en vahim durum o zaten. Biz kuruma basvurduk, olumlu karsilandi. Lido'nun yikim karari yillardir alinmis. Yillarca cirkinlik abidesi olarak kaldi. Lido'nun yikimina baslandi, sanirim bir-iki hafta icinde yikim tamamlanacak.


ADALAR'DA NELER OLMASI GEREKTIGINE HALK KARAR VERMELI

Tarihte gercek demokrasinin halkin katilimiyla acik hava toplantilarinda gerceklestirildigini biliyoruz. Siz de Belediye Meclisi'nde bu uygulamayi baslattiniz...

Gercekten de demokrasiye uygun bir goruntu sergileniyor. Belediye Meclis toplantilari yasaya gore zaten halka aciktir. Ama bu tur toplantilarda hic halki goremezsiniz. Biz burada toplantilarimizi halka duyuruyoruz. Saniyorum 250-300 kisi geldi. AK Partili uyelerin muhalefet etmesine ragmen Belediye Meclis toplantilarinin belediye binasi disinda mekanlarda da yapilmasi yonunde bir karar aldik bu toplantida. Toplantilari her ay baska bir adada yapmaya karar verdik. Ikinci toplantiyi Heybeliada'da bir kahvede yaptik. Gundemimizdeki maddeleri gorustukten sonra yarim saat halka konusmasi icin firsat verdik. 10-15 kisi kalkti, dusuncelerini kursuden dile getirdi. Bir dahaki toplantimiz 1 Haziran'da Kinaliada'da. Bu guzel bir uygulama, cunku Adalar'da neler olmasi gerektigine halk karar vermeli. Seffaf yonetim boyle saglanir ancak. Bir sonraki toplanti da Burgazada'da olacak.


Basinda "Adalar hizli basladi" basligi altinda Kinaliada tepesindeki cirkin anten goruntusuyle ilgili goruslerinizi okuduk. Simdi sira bu cirkinligi ortadan kaldirmaya mi geldi?

Onumuzdeki gunlerde Kinaliada'daki antenleri yikmaya basliyoruz. Bu konuda medyadan buyuk tepki gelmeye basladi. Bunlar hepsi kacak olarak yapildi. Yikmamakla suc isliyoruz, gorevimizi kotuye kullaniyoruz. Yillardir bunlarin yikilmasiyla ilgili kararlar alindi. Halk sagligi acisindan buyuk bir risk... Kinaliada Ermeni yurttaslarimizin yogun yasadigi bir yer, tedirgin olduklari icin ozellikle kucuk cocuklari, hamileleri, yaslilari getirmiyorlar. Secim sirasinda tersine bir gocun basladigini da gorduk. Bu antenleri yikmakla hem insanlarin saglik kaygilarini gidermis olacagiz, hem de biz Camlica'ya ornek olusturacagiz. Bu milli servet kaybi, butun bunlari bir antende toplamak mumkun... Adalarin sit alani oldugunu da unutmamak gerekir.

Medyayi karsima aldigim ileri suruluyor. Ben medyayi niye karsima almayi isteyeyim ki? Hukukun ve yasalarin geregini yerine getiren bir kisi medyayi karsisina aliyor diye suclanabilir mi? Birkac ay icinde baska bir cozum bulunsun, Sivriada olabilir. Televizyon Yayincilari Dernegi Baskani Nuri Colakoglu beni aradi, bu konuda katkida bulunmak istedigini soyledi. Bu da bizi mutlu etti tabii.

KAYITLARINIZI ADALAR'A ALDIRIN

Adalar'da yaz ve kis arasinda nufus cok farkli. Belediye kis nufusu ile orantili olarak butceden pay aliyor. Bu kisitli butceyle hizmet vermek zor degil mi?

Adalar'in farkli ozelligi nedeniyle farkli bir yerel yonetim modeli olusturmak zorundayiz. Klasik yonetim anlayisiyla Adalar'in sorunlarini cozumleyemeyiz, uluslararasi duzeyde ornek bir yer haline getiremeyiz. Belediye yasasi tek bir anakaraya gore organize edilmis. Fakat burada zabita hizmetini kac personelle veriyorsak, Heybeli'de de ayni sayida personelle vermeliyiz. Yani biz bes ayri kasabayiz.

Tabii bu konuda sizlerin de desteklerini bekliyoruz. 14.072 nufusa gore biz butceden yararlaniyoruz. Bizim oz gelirlerimiz 5 milyon TL civarinda. Ama 25 milyon TL borcumuz var. Isin aci tarafi gelir kaynaklarinin artirilmasi yonunde hicbir calisma yapilmamis olmasi... Bu kadar borc olmasina ragmen milyonlarca liralik kaldirim ihaleleri yapilabilmis. Personel giderlerini odeyemeyen bir belediye gorunumundeyiz.

Kaynak yaratmanin birinci adimi olarak biz, oncelikle Adalar'da ikametgahi olan hemserilerimizin nufus kayitlarini buraya aldirmalarini istiyoruz. Verilerimize gore 22 bin civarinda konut gozukuyor. Bunu ucle carpsaniz 60 binin ustunde kisi eder. Yurttaslarimiz birkac dakikalarini ayirip bir telefon faturasi, bir kira sozlesmesi veya bir dogalgaz faturasiyla nufus mudurlugune giderek, ben burada oturuyorum demeleri yeterli. Vatandas diyor ki, bir gun bana ikametgah lazim olursa Ada'ya mi geleyim? Artik hicbir kurum ikametgah istemiyor, vatandaslik numaranizi verdiginizde yeterli oluyor.

Icisleri Bakanligi her yil Devlet Istatistik Kurumu'na nufus sayimi bilgilerini sorar. Ocak ayinda aldigi verilere gore genel butce gelirlerinden belediyelere nufus yogunluguna gore aktarilacak pay ayarlanir. Bu nedenle Adalilar'in bizim nufusumuzda gozukmelerini arzu ediyoruz.


Adalarla ilgili projeleriniz neler, bu kisitli butceyle projeleri nasil gercege donustureceksiniz?

Iki tane kardes kentimiz var. Bugune dek kardes kentlerle hicbir proje hayata gecirilmemis. Kardes kent yetkilileriyle gorustuk, protokol yeniledik, amacimiz AB fonlarindan hibe almak. Ilk projeyi bu yil hayata gecirecegiz. Kardes kentlerimizden biri Stockholm'un, digeri de Atina'nin ilcesi... Kardes kent sayisini artirip her yil ikiser projeyi hayata gecirdigimizde, Adalar'a yarasir bircok yatirim projeleri gerceklesmis olacak.

Cok farkli alanlarda projelerimiz var; kulturel degerlerin korunmasi, carsilarin ele alinmasi, plaka kirliligi... Turizm acisindan bir sıkıntimiz yok, turist gelecektir.

En buyuk sıkıntimiz ekip, kadro sıkıntisi. Yeni eleman alamiyoruz. Calisanlara yillarca sahip cikilmamis, saygi gosterilmemis, adeta paslanmis bir aygit dusunun. Bisikletciler sorun, paytonlar ciddi sorun, sezlong ve bisiklet mafyasi oldugu soyleniyor, orman alanlari isgal edilmis, bin civarinda kacak yapi var.

Yonetimin gorevi nedir? Bu tur olusumlari gidermek? Biz bunlari gidermeye baslayinca ciddi bir tepki aldik. Gecmis yonetim kendi beceriksizligini gizlemek icin anti propagandaya basvuruyor. Ayrica cikar iliskisini surdurme egiliminde olan, her seyi sabote eden bir kesim var. Sabote eden kisiler arasinda ne yazik ki, bizim mensubu oldugumuz partinin yonetim kurulu uyeleri de bulunuyor. Bunun anlami eski duzenin yagmanin surmesini saglamak.

GONULLU EKIPLERI KURULDU

Peki, ekip ve kadro sıkıntisini nasil asmayi dusunuyorsunuz?

Gonullu calisan arkadaslarimiz var. Kulturel acidan bir organizasyon icindeyiz. Farkli birimler olusturduk, Kultur-Sanat birimimiz var. Rafi Hermon Aras diye bir meclis uyesi arkadasimiz var. Kendisinin kultur-sanat insani olmasi, uluslararasi iliskileri ve birkac yabanci dil bilmesi bizim icin buyuk avantaj. Bu arkadasimiz Adalar'daki kultur-sanat insanlariyla bir ekip olusturdu. Cok fazla etkinlikler goreceksiniz, sizlere de bunlarin haberi ulastirilacak.

Bunun yani sira Genclik ve Spor'la ilgili bir birim olusturduk. Istihdama yonelik meslek edindirme kurslari acacagiz. Ev hanimlarinda, genclerde cok fazla issizlik var. Plan ve Proje Mudurlugu olusturduk, bundan boyle her isimizi planli ve projelere uygun bir sekilde yapacagiz.

Gonullu arkadaslarimiz arasinda emekli diplomatlar, Dunya Bankasi'ndan ust duzey yoneticilik yapmis kisiler, AB'deki projelerde gorev almis insanlar, burokratlar ve isadamlari var. Onlara Belediye binasinda iki oda tahsis ettik. Urettikleri projeleri desteklendigi takdirde hayata gecirerek Adalarimiz'in sorunlarina hep birlikte cozum uretecegiz. Adalarimiz'in tarihi dokusuna ve cevre degerlerine sahip cikmak icin buyuk caba harcamamiz gerekiyor. Bu cabamiza mutlaka halkimizi da katacagiz.


MUSEVI CEMAATI'NDEN DESTEK GELDI

Ambulans hizmetinde bir iyilesme soz konusu mu?

112 Acil Yardim Istasyonu icin Saglik Mudurlugu ile bir gorusme yaptik, protokol imzaladik. Onlar bize 24 saat hekim ve saglik personeli hizmeti veriyor. Musevi Cemaati'nden Baskan Silvyo Bey ziyarete gelmislerdi. Ona saglik hizmeti konusunda katkiniz olabilir mi diye sordum. Uygun gorduler, telefon ettiler, biz bunu karsiliyoruz dediler. Boylece eskiden sadece tekne olan deniz ambulansi gercek ambulans olacak. Artik insanlar herhangi bir yerde ambulans hizmeti almak istediklerinde, buradan doktor ve saglik personeli binecek, hastayi alacak, karsidaki hastaneye goturecek. Bazi kesimler bunun gerceklesmemesi icin Saglik Mudurlugu'nde kulis yapmaktalar. Inanilacak gibi degil, ama gercek.


Goreve baslayali iki ay oldu. Bu kisa surede cirkinlikleri yok etmek, bozuk olani duzeltmek yolundaki girisimlerinizin bazi kesimler tarafindan engellenmesi, kosteklenmeye calisilmasi size, "bu ise soyunmasaydim" dedirtiyor mu?

Uc universitede ders veren bir kisi olarak, gelirimin yarisina yakin gelir kaybina maruz kalan bir kisi olarak niye boyle bir gorevi ustleneyim? Ulkemizde gercekten basarili ornekleri yapabilecek hem insan potansiyeli hem de kaynak potansiyeli oldugunu gordum ve bize yakisan budur dedim. Oyle ise yola cikalim dedim. Yoksa rahatini huzurunu niye bozar insan? Sadece yurt sevgisi ve insan sevgisinden kaynaklaniyor. Akademik ortamda mutlu ve hos bir yasam surdururken, boyle bir ise girismek? Ama bunun verdigi mutluluk daha bir farkli.


ADALAR'IN COK KULTURLU YAPISINI KORUYALIM...

Adalar Istanbul'un bircok olaganustu guzellige, degere, ozellige sahip bir ilcesi. Cok farkli bir yapisi var. En buyuk ozelligi bence insan zenginligidir. Adalar'da her dusunceden, her inanctan, her kesimden insan bulabilirsiniz. Turkiye'nin 81 ilinden insan var. Secim calismalari sirasinda bunun farkina vardim. Adalar'in farkli inanclara sahip bir kulturel dokusu var. Insanlar burada dostca yasiyor, disaridan gelen bu ortama uyum sagliyor. Bir Vanli burada bir sinagogun varligini kabulleniyor veya bir kiliseye girip orada bir cenaze torenine katilabiliyor. Adalar'in diger bir zenginligi burada cok sayida sanatci, bilim insani, edebiyatcinin yasiyor olmasi... Ben de Adalara sahip cikilmasi icin telkinde bulunuyorum. Sorumlulugu sadece yoneticilere birakmayin, bu degeri, bu zenginligi koruyun diyorum.


DR. MUSTAFA FARSAKOGLU KIMDIR?



1955 yilinda Osmaniye / Duzici'nde dogan Dr. Mustafa Farsakoglu, Pertevniyal Lisesi'nden mezun oldu. Istanbul Universitesi Hukuk Fakultesi'ni bitirdikten sonra 27 yil ulkenin hemen her kosesinde kaymakamlik, vali yardimciligi yapti. Bir yil arastirma yapmak amaciyla ABD'de bulundu.

1996-2001 tarihleri arasinda Adalar'da, halk arasinda hala ozlemle hatirlanan kaymakamlik doneminin ardindan, atandigi Yalova Vali Yardimciligi gorevinden 2006 yilinda emekli olarak Yeditepe Universitesi'nde gorev aldi.

Dr. Mustafa Farsakoglu, kamu yonetimi, kriz ve afet yonetimi, liderlik ve catisma yonetimi, anayasa ve idare hukuku, yerel yonetimler, e-devlet uygulamasi, demokrasi ve insan haklari ve insan kaynaklari yonetimi alanlarinda uzman olarak dersler, konferanslar, seminerler ve hizmet ici egitimler verdi.

Buyukada'da ikamet eden Dr. Mustafa Farsakoglu evli ve bir kizi var. Adalar Belediye Baskanligi gorevinin yani sira ogretim uyeligine de devam etmektedir.


..........................................................7
http://www.salom.com.tr/news/detail/12025-Dr-Farsakoglu-ve-Adalar-uzerine.aspx

Salom, 3.6.2009
Melih Levi

Dr. Farsakoglu ve Adalar uzerine...

Tarihci Avraam Galante'ye gore, 1846 yilinda dort adanin en buyugu olan "Prenkipo" (Buyukada) ile Istanbul arasinda 15 gunde bir sefer yapan bir vapur bulunmaktaydi. Bu kucuk vapurun varligi bazi Yahudilerde yazi adada gecirme dusuncesini uyandirdi.

Birkac yil sonra bu vapurun seferleri gunluge donusunce yazlarini Buyukada'da geciren Yahudilerin sayisi birden artti. 1940 yilinda 300 ailenin yazlarini Buyukada'da gecirdigi bilinmektedir. (O donem adalarin toplam nufusu 1816 idi.)

Yandan carkli vapurlari pek hayal meyal hatirlarim. Ama koprunun altindan kalkan Pasabahce, Fenerbahce ekspres seferlerini animsamamak mumkun mu? Isten donen aile reislerinin anne ve cocuklari tarafindan en cicili kiyafetleri icinde iskelede karsilanmasi ise saniyorum daha eski tarihlerdeydi...

Gunumuzde kisin Adalar'da 14.072 olan genel nufusun yaz aylarinda yazlikcilar ile 100 bine ulastigi ongoruldugunde artik Adalar'da belirgin bir Yahudi varligindan soz etmek mumkun degil. Son on yilda belediye baskanlariyla "yaz oncesi" bir soylesi gerceklestirmeyi, sorunlari, beklentileri, yeni projeleri aktarmayi gorev edindim. O yillarda genc bir hukukcu olan Can Esen beni evinde karsilamis, Coskun Ozden ile Yildirimspor Kulubu'nde bulusmustuk.

Ikinci donem baskanliga secilecegi gunlerin arifesindeydi, yil 2002. Soylesi bittiginde Coskun Ozden'e —off the record— "Baskanim ANAP yerine AK Parti'den adayliginizi koyarsaniz secilme sansiniz artmaz mi?" diye sordugumda "Ben kesinkes ilkelerimden odun vermem," yanitini verdi. Coskun Ozden ANAP'tan secildi ama secilir secilmez de AK Parti'ye transfer oldu. Herhalde dusuncesi Adalilara daha iyi hizmet goturebilmekti. Ayrica degisime ayak uydurmanin kinanacak bir tarafi oldugunu da sanmiyorum.

Coskun Ozden baskanligi surecinde her zaman Turk Yahudi vatandaslarina yakinlik gosterdi, destegini esirgemedi, hatta Cemaat Baskani Silvyo Ovadya ve musavirlerden Yasar Bildirici'yle bir Israil seyahatine de katildi.

Yeni Baskan Dr. Mustafa Farsakoglu'nu Adalar Kaymakamligi gorevini yaptigi yillardan taniyorum. Bu kez onunla soylesiyi yapacak olan ben degil, esim Nelly Barokas'ti. Kendisiyle Belediye Binasi'nda bulusacaktik.

Tarihi bir yali olan —denizin doldurulmadigi yillardan soz ediyoruz— Plaj Otel yandiktan sonra o mekan kucuk ve islevsiz bir parka donusturuldu, yanina ise Buyukada'nin dokusuna "al bir darbe de benden" dercesine bir beton abidesi gorunumundeki blok bir yapi, Belediye Binasi oturtuldu. Iste o yapida yeni belediye baskanimizi beklerken Genel Koordinator Kadir Pehlivan Bey bizleri odasinda agirladi. Sohbetimiz sirasinda hukukcu ve 68 kusagindan oldugunu ogrendigim Kadir Bey belediyedeki bu ust duzey yonetici konumuna karsin "gonulluler" ordusunda yer aliyor, hicbir karsilik beklemeksizin emeklilik doneminde bile bazi yanlislarin duzeltilmesine katkida bulunarak onurlu bir durus sergilemeyi amacliyor.

Adalar'in yeni Belediye Baskani Dr. Mustafa Farsakoglu'nun goreve baslamasindan bu yana iki ay kadar kisa bir sure gecti. Cagdas, demokrasi ve insan haklarina her yonuyle inanmis azimli kisiligi insani etkiliyor, guven hissi veriyor. Adalar'in cok kulturlu yapisinin surdurulmesinden yana olan Farsakoglu soyle diyor: "Adalarin farkli inanclara sahip bir kulturel dokusu var.(?) Bir Vanli burada bir sinagogun varligini kabulleniyor veya bir kiliseye girip orada bir cenaze torenine katilabiliyor".

Farsakoglu'na gore, Adalarimizin tarihi dokusuna ve cevre degerlerine sahip cikmak icin halkin katkisi buyuk onem tasiyor. Belediye baskaninin Marmara'nin incisi Adalara gonul vermis sakinlerinden bekledigi asgari destek; "kayitlarin Adalara tasinmasi". Boylece gazetemizin 7. sayfasinda yer alan soyleside belediye baskaninin altini onemle cizip acikladigi uzere 14.072 olarak gorunen nufusun 60 binlere tasinmasi ve gelir butcesinden aktarilacak payin artirilmasi mumkun olabilecek.

Huzur ve saglikli bir yaz dilegiyle...


..........................................................8
http://www.salom.com.tr/news/detail/12015-Kahraman-Bakkal-Supermarkete-karsi.aspx

Salom, 3.6.2009
Tilda Levi

Kahraman Bakkal Supermarkete karsi

Herkeste bir "yaza girdik" hevesi var. Gazetelerin hafta sonu ekleri Reina, Meina gibi eglence mekanlarinin yazlik yerlerini actiklarini yaziyor. Kilyos plajlari genclerin, cocuklu ailelerin tercihleri.

Gerci Adalar icin sezon acilmadi ama okullarin kapanmasiyla hareketlilik baslayacak. Buyukadali oldugumu cesitli vesilelerle yazdim. Cocukluk, genclik yillari derken, evlendigimizde esim de Ada'ya transfer oldu. Zamanla Ada'yi benden fazla sahiplendi. Cocuklarim da ayni yollardan gecti. Ta ki, yeterince buyuyup yazlari sehirde kalmayi secene dek.

* * *

Ada'daki bazi degisimler insanin icini acitiyor. Vitrininin onunde muhakkak mola verdigimiz senelerin Faysal'i kepenkleri kapatmis. Yillardir kaldirimda koca sepetlerin icinde sergiledigi biraz "kitch" ama indirimli ayakkabilar yok artik. Simdi yerine bir baska lahmacuncu/kebapci acilmis. Anlasilan Ada'nin kedileri kendilerine bir mekan daha buldular.

Carsinin icinde balikci Izak Monguldar'in bitisiginde kose yapan manav kapatmis. Ust katlar otel, manavin yeri de kebapci olmus...

Bosch bayiligini yapan Altin, baska bir dukkana tasinirken, yerini bir markete birakti. Bu demektir ki sabahlari Maden'den Iskele'ye dogru etrafi toz duman icinde birakan kamyonlara yenileri eklenecek. Kamyonlari gormenizi isterdim. Bir yandan faytonlar, bir yandan vapura yetismeye calisan bisikletliler ve ayni anda cogu marketlere mal tasiyan kamyonlar. Hepsinin ayni yoldan gitmesine olanak var mi? Ada yeri sessiz sakin bir belde olacakken, sabahin erken saatlerinde boylesi bir trafik... Tabii cevre kirliliginden de soz etmiyorum.

* * *

Ada, bakkal manav yeri. Yalova'dan gelecek meyvesi sebzesi. Ne yazik ki, ekonomik kosullar, daha ucuz mal satan marketleri bunyemize katti. Ozetle, kahraman bakkal supermarkete karsi cikamadi. Her yaz bir manav dukkani kapaniyor. Bakkalarin sayisi ise bir elin bes parmagini gecmiyor carsida.

Bisiklet kiralayan dukkanlarin cogalmasi hosuma gidiyor. En azindan Ada'nin dokusuna yakisiyor. Ote yandan giderek gelisen lahmacun kulturu yayildikca yayiliyor.

Carsinin artik tadi yok. Belki yeni dukkanlar var ama, iclerinde eski tanidik yuzler yok. Bir zamanlar gezinti yeri gibi, bir asagi bir yukari gittigimiz carsidan simdi ihtiyaclarimizi alip ayriliyoruz.

Her nedense yazlikci dahi olsa, "gercek" Adali artik iskele civarinda gezmektense, goruntusu henuz bozulmamis "yukari"lara gitmeyi yegliyor.

Her seye ragmen, Adalar hala guzel. Saglikli ve keyifli bir yaz mevsimi diliyorum.


..........................................................9
Cumhuriyet 02.06.2009
Perihan Ergun

Naim Tirali'yi de Yitirdik

Oykucu, gazeteci, yayinci, avukat Naim TIRALI 26 Mayis 2009 gecesi Hakk'a yurudu. Rahatsizligini bildigim halde 24 Mayis gunu TYS, Ada Dostlari Dernegi, TFAD (Truva Folklor Arastirmalari Dernegi) birlikteligiyle Sait Faik'i 31. kez anma gununde elimde olmaksizin konuklarin arasinda gozlerim TIRALI'yi aradi. Cevresini yasami boyu oylesine aydinlatti ki.. sonsuzlukta da nurlar icinde yatacagindan hic kuskum yok.

Onu II. Dunya Savasi'nin en karanlik gunlerinin sonlarina dogru kendisinin olusturdugu Yenilik Yayinlari'nin Yenilik Dergisi'ndeki urunleriyle, oykuleriyle tanidim. 47'lerin Son Saati ile 50'lerin Varlik dergilerinde de kalem oynatiyordu. Anlatimi oyle sicak ve kucaklayiciydi ki, oykulerini okumaya basladiginiz zaman elinizden birakamazdiniz. Yenilik dergisinde gozune carpan yetenekli genclere yer vererek onlarin heveslerini guclendirmeyi de gorev edinmisti.

Sait Faik, Oktay Akbal, Orhan Kemal, Cahit Sitki, Nahit Ulvi, Ahmet Kutsi Tecer, A. Muhip Diranas gibi daha bircok degere duydugu hayranlik ve dostluklarla Yazin Dunyasi'nin geleceklerinin isiltisi olmustu. Vatan gazetesinin sahip ve yoneticiligiyle gazetecilikteki basarisini da kanitladi.Yazko Yayinlari'nin da etkili uyesiydi. Kendisine bir soylesimiz sirasinda avukatlikla 1961'de milletvekili olusunu ve siyasete isinamadigindan neden hic soz etmedigini, bu denli alcakgonullulugun olmamasi gerektigini curet ederek sordugumda, "onlardan degil yazin yasamindan zevk aldigini" gene o yumusak tavirlariyla cevaplamisti.

***

1996'da "Sait Faik 90 Yasinda" adiyla derleyip olusturdugum ve Bilgi Yayinlari'nca basilan kitabin 4. Bolumunde -Sanatci Arkadaslari'ndan Anilar-Izlenimler-Acilar basligi icinde Naim Tirali'nin evrensel oykucumuzle ilgili yazi 11 sayfayi kapsiyor. Kendisinin Paris'te hukuk doktorasi icin bulundugu, Sait'in kanamali siroz sagriligiyla yasamdan umudunu kestigi gunlerde oraya gidip Tirali'yi kaldigi otelde bulusunun acili anilariyla naklediyor. "Sait Faik'in Pariste'ki Anlasilmaz Bes Gunu" basligiyla Varlik dergisinde 1952'deki anlatimiyla dostunun sıkıntili halini, hemen annesiyle haberlesmek istedigini, bes gunde oradan kacip Burgazada'sindaki evlerinde kalmayi yegledigini tum duygusalligiyla ciziyordu.

...

Degerli bircok yapiti icinde en cok, dogum yeri olan Giresun'un Piraziz'i yer alir. Bunun disinda Sait'in "Bir insani sevmekle baslar her sey" oz sozu cizgisindeki sevda temalarindaki yazilari da cok etkili olmustur. Adi "Aska Kitaksi" olan kitabi Orhan Erinc'le Oner Ciravoglu'na esin kaynakligi ederek, "Demokrasiye Kitaksi" kitabini yazdirmisti.

Onu yitirmemizin acisina, bir de benim anma gununun yorgunluguyla artan sagriligimin engeliyle Caddebostan'daki torene, sevgili kizi Zeynep'in cagirisina karsin gidemeyisimin uzuntusu de eklendi. Basta ailesi olmak uzere yakinlarina, dostlarina, sevenlerine sabirlar dilerken, Naim Tirali'nin yapitlariyla hep yasayacagina da ictenligimle inaniyorum.

***

Iki yil onceye kadar araliksiz katildigi S. F. Abasiyanik gunlerinde sanata, kulture emek verenleri anarak gelecek kusaklara anlatilmasinin bir gorev oldugunu, bunu araliksiz surdurmemizden mutluluk duydugunu belirtirdi. Prens Adalari'nin her birinde yazin, resim yontu kapsaminda urunler vererek yasamis olanlarin da bu kapsama alinmasini dilerdi. Ada Dostlari Dernegi olarak biz bunu o gunlerin Belediye Baskani Can Esen'i uyarip istemde bulunarak, Sayin Kocaeli Universitesi ogretim uyesi Nevzat Atalay'in tasarim ve emegiyle Buyukada'daki Ataturk Meydani'na gorkemli Ataturk Aniti'yla Adalar'da yasayip urun veren 100'un ustundeki yazin, ilim ve sanat ehlinin isimlerini iceren abideyi yaptirtmistik. Simdiki yerel yoneticiler de o abidedeki isimleri okuyup basta Resat Nuri, Nurullah Atac, H. R. Gurpinar, Fazil Aykac gibi dort adaya yayilarak iz birakanlari adalilara ve sanat cevrelerine tanitici etkinlikleri kesintisiz yapsinlar ve ovguler alsinlar. Cunku; onlari sonsuza dek yasatmak, beyni ve duygulari olanlarin gorevleri kapsamindadi.


..........................................................10
http://www.yenisafak.com.trhttp//yenisafak.com.tr/Gundem/?t=22.06.2009&c=1&i=194020

Yeni Safak, 22.6.2009
Ergun Colakoglu

`Baban öldü` nasil derim?



Fatih`te bir kuyumcu, Babalar Gunu`nden 1 gun once olduruldu Cagaloglu Molla Fenari Mahallesi Himayeietfal Sokak Yildirim Han`da kuyumcu atolyesi isleten Minas Akkaya, onceki gun Buyukada`daki evine gitmedi. Bir sure iskelede bekleyen Keti Akkaya, esine cep telefonundan ulas...

Fatih`te bir kuyumcu, Babalar Gunu`nden 1 gun once olduruldu Cagaloglu Molla Fenari Mahallesi Himayeietfal Sokak Yildirim Han`da kuyumcu atolyesi isleten Minas Akkaya, onceki gun Buyukada`daki evine gitmedi. Bir sure iskelede bekleyen Keti Akkaya, esine cep telefonundan ulasamaynca polise haber verdi. Kuyumcunun atolyesinin kilitli kapisini cilingir yardimiyla acan polis, iceri girdiginde Akkaya`nin kanlar icindeki cesediyle karsilasti. Yapilan incelemede, saat 21. 00 siralarinda olduruldugu belirlenen Akkaya`nin, katili ile kisa sureli bir bogusma yasadigi; ancak vucudunun 10 yerinden bicaklanarak can verdigi belirlendi.

KATILINE KAPIYI ACTI

Minas Akkaya`nin kapiyi acmadan once katil ya da katillerini goruntulu megafondan gordugu tespit edildi. Isyerindeki guvenlik kamerasi kayitlarinin bulundugu bilgisayar kasasini incelemeye alan polis, katil zanlisinin Akkaya`nin tanidigi birisi oldugu suphesi uzerinde duruyor. Minas Akkaya`nin cesedi Adli Tip Kurumu morguna kaldirilirken, Babalar Gunu oncesi cinayete kurban giden Minas Akkaya`nin esi Keti Akkaya binir krizi gecirdi. Yakinlarinin teskin etmeye calistigi acili es, `Kizim babasina hediyesini almisti. Babalar Gunu`nde hediyesini alamadan gitti. Simdi ben kizima babasinin oldugunu nasil soylerim?` diyerek agladi. Olayla ilgili sorusturma suruyor.


..........................................................11
http://www.yenisafak.com.trhttp//yenisafak.com.tr/KulturSanat/?t=22.06.2009&c=14&i=194026

Yeni Safak, 22.6.2009

Yilan kuyruklu iblis ve Siyah Kalem`in romani

Lakabi Siyah Kalem. 14-15. yuzyillar arasinda yasadigi tahmin ediliyor. Tum dunyanin hayran kaldigi muhtesem bir resim koleksiyonuna sahip ama gercek kimligi hala kesin olarak belirlenmis degil. Sanat tarihcileri bu gizemli ressamin pesine dusmusken Baris Mustecaplioglu`ndan ilginc bir kitap geldi. Profil Yayinlari arasindan cikan `Bir Hayaldi Gercekten Guzel` isimli romanin kurgusu Mehmet Siyah Kalem etrafinda oruluyor. Kitabin ana oykusu gunumuz Istanbulu`nda gecse de bir koluyla bizi Siyah Kalem`in resimlerinin rehberliginde 15. asra, gocebe Turkler'in samanist dunyasina ve yilan kuyruklu iblislerine goturuyor. Romanin konusu kisaca soyle: Iki genc yazar, bir koleksiyoncunun davetiyle, Buyukada`da gorkemli bir konakta Mehmet Siyah Kalem`in resimlerinden ilhamla ortaya cikan oykuler yazmaya, sanat tarihinin bu en buyuk sirlarindan birine isik tutmaya calisirlar. Gecmislerindeki bir olay yuzunden birbirlerinden nefret eden bu iki kisi, konaktaki guzel kiz icin de kiyasiya bir rekabete girer. Zengin koleksiyoncunun sirlari ve herkesten sakladigi asil plani ise iki yazar icin surprizlerle dolu gunleri kacinilmaz kilmaktadir...


..........................................................12
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11861856.asp

Hurriyet, 2009
Gila Benmayor



Adalar'da degisim ruzgarlari

ADALAR ilk goz agrim. Uzun yillardan beri artik orada yasamasam da gonul bagim suruyor.

Adalar eski Kaymakami Dr. Mustafa Farsakoglu CHP'den aday olup 29 Mart secimlerinde belediye baskanligini kazaninca umitlendim.

Carpik yapilasma, ormanlarin copluge donusmesi, eski tarihi ahsap konaklarin bakimsizligi gibi sorunlara care bulur diye dusundum.

Haksiz da degilmisim.

Zira gecenlerde ziyaret etme firsatini buldugum Dr. Farsakoglu, Adalar'da tam anlamiyla bir degisim ruzgári estiriyor.

Goreve gelir gelmez ilk icraati Buyukada'nin sahilinde "curuk bir dis" gibi duran, beton yigini halindeki Lido insaatini yiktirmak olmus.

Ardindan Kinaliada'nin tepesindeki 22 anteni sokmek icin harekete gecmis.

Gecen 5 Haziran Cevre Gunu'nde bu antenlerden ucunu sokturen Farsakoglu, Agustos sonuna kadar 12 tane daha sokturecek. Geri kalanlari da Televizyon Yayincilari Dernegi'nin isbirligiyle daha modern, tek bir anten haline getirilecek.

Cozum pesinde kosarsaniz mutlaka her seyin bir caresi vardir.

Farsakoglu'nun aynen oyle dusunen biri.

Goreve geldigi gunden beri Adalilara danisarak, STK'lari, gonulluleri isin icine katarak yillardan beri birikmis sorunlari cozme derdinde.

SESSIZ DEVRIM VE E-BELEDIYECILIK

Bu arada yeni belediye baskani tam anlamiyla bir "sessiz devrim" gerceklestirmis ve belediye meclis toplantilarini her ay degisik bir adada yapmaya karar vermis.

Meclis her ayin Pazartesi gunleri sirasiyla Buyukada, Heybeliada, Burgaz ve Kinaliada'da toplaniyor.

Meclis uyelerinin yanisira Adalilarin da katildigi bu toplantilar ozledigimiz "katilimci demokrasi"nin ornegi.

Sikayetler dinleniyor, talepler dile getiriliyor, oneriler kayda geciyor.

Dr. Farsakoglu'na "Adalar'in en oncelikli sorunlari nedir" diye soruyorum.

"Ulasim, saglik, e-belediyecilik, ormanlarin bakimi, denizin temizligi, ahsap konaklarin restorasyonu" diye saymaya basliyor.

E-belediyecilik meselesi onemli.

Dusunun ki, Adalilar henuz hicbir islemlerini internetten yapamiyor.

10 yil boyunca belediye binasindaki bilgisayarlar sadece daktilo olarak kullanilmis.

Kadikoy Belediyesi'nin destegiyle e-belediyeciligin alt yapisini kurmaya baslamis olan Farsakoglu, oncelikle Adalar'in bina envanterini cikartmak istiyor.

Adalar'in bina durumu hayli karisik.

Buyuksehir Belediyesi'nin verileriyle Adalar Belediyesi'nin verileri arasinda 9 bin binalik fark var.

DUSUK NUFUSA GORE DESTEK

Ne ki, kaymakamligi sirasinda Adalar'daki tarihi ahsap binalar tek tek tespit edilmis.

Tum Adalar'da 1657 adet tescilli bina varmis.

626 binanin da tescil talebi var.

Cogunlukla Istanbul'u terk etmek zorunda kalan Rumlarin biraktiklari o guzelim ahsap tarihi konaklar, yikilmaya yuz tutan Kaymakamlik binasi ne olacak?

Farsakoglu bina sahipleriyle anlasip, Il Ozel Idaresi'nin butcesinden yararlanarak eski eserlerin restorasyonunu gerceklestirebilecegini soyluyor.

Cozum uretmeye odakli biri oldugu icin restorasyon isini de basaracagindan eminim.

Bu arada yine Kadikoy Belediyesi'nin destegiyle tam donanimli bir ambulansi Buyukada'ya getirtmis.

Cesitli sponsorluklarla 24 saatlik saglik hizmetini cozme asamasinda.

Farsakoglu'nun Kadikoy Belediyesi'nin destegine ya da baska sponsorluklara ihtiyac duymasinin nedeni butcesinin ve kadrosunun son derece yetersiz olmasi.

Ayrica AKP Belediyesi'nden devralmis oldugu 25 milyon liralik bir borc da var.

Yaz aylarinda nufusu 100 bini bulan Adalar'da kis aylarinda yapilan sayima gore nufusu sadece 14 bin.

Dolayisiyla belediye bu nufusa gore Iller Bankasi'ndan dusuk bir maddi destek alabiliyor.

Zabita kadrosu da son derece kisitli.

TURMEPA'YLA ISBIRLIGI

Farsakoglu'ndan Adalar'la ilgili aldigim en guzel haberlerden biri de Turpema-Deniz Temiz Dernegi'yle isbirligi oldu.

Adalar yaz aylarinda Cumartesi ve Pazar gunleri vapur ve motorlarla akin akin gelenler yuzunden cok kirleniyor. Hem ormanlari, hem denizi iki gunde copluge donusuyor.

Farsakoglu, gunu birlik ziyaretcilerin cevreyi kirletmemeleri icin iskelede brosurler dagitmayi planliyor. IDO'nun da vapurlarda anons yapmasi soz konusu.

Turmepa-Deniz Temiz Dernegi'yle isbirligine gelince, dernek koy koy gezerek copleri toplayacak.

Adali gonulluleri, balikcilari egitecek.

En onemlisi ozel bir supurgeyle dip temizligi yapacak.

Nisan ayindan bu yana kisacik bir doneme buyuk isler sigdiran Dr. Farsakoglu'nu Adalar'a tutkun herkesin desteklemesi gerek.


..........................................................13
http://www.taraf.com.tr/haber/36154.htm

Taraf, 22.06.2009

Coplukten sinemaya

Adalar Belediyesi'nin duzenledigi ucretsiz film gosterimleri bu aksam Buyukada'daki Belediye Halk Sinemasi'nin acilisiyla basliyor. Dr. Mustafa Farsakoglu baskanligindaki Adalar Belediyesi yillardir atil vaziyette duran copluge donusmus bir alani yazlik sinema olarak duzenledi ve halkin kullanimina sundu. Yaklasik 600 kisi kapasiteli Belediye Halk Sinemasi'na donusturulen alanda vizyon filmleri her gun degiserek gosterime girecek ve halk, haftanin iki gunu ucretsiz olarak filmleri izleme sansi bulacak.


..........................................................14
http://www.adalar.bel.tr

Adalar'da film basladi



Adalar Belediyesi'nin haftada iki gun butun Adalar'da ucretsiz film gosterimi etkinlikleri, 22 Haziran Pazartesi aksami Buyukada'daki "Belediye Halk Sinemasi"nin acilisiyla basladi.



..........................................................15
http://www.adalar.bel.tr/haberresim/HT_21haziran.jpg



..........................................................16
From: Minas Kalemkaryan
Subject: 2012'de uzaylılar geliyormuş, muş, muş...
Date: June 23, 2009 8:52:50 PM EEST
To: adalar.postasi@gmail.com

Gelsinler, "Gelecekleri varsa gorecekleri de vardir," diyenlerimiz ciksa da genelde misafirperverlik gosterecegimizden pek kuskum yok.

Dusunsenize birden kapi caliyor, bir aciyorsunuz, ana! uzayli...

O gazetelerde ve kurgu sinemalarinda seyrettigimiz bukuk boyunlariyla bize "galaksi misafiri" diyorlar. E, o kadar olacak. Bizim "Tanri misafiri" dememize onlar da alisacaktir.

Bendeki asil merak uyandiran konu, bu garibanlara :) dunyamiz hakkinda, ozellikle de ulkemiz hakkinda bilgi verirken zorlanip zorlanmayacagimiz...

Her yaz doneminde alevlenen orman yanginlari, bas kesip para vererek firar edenleri, sayesinde ozgur yasadigimiz buyuklere "veled-i zina" derken yuregimizin burkulmamasini, her gun trafik kazalarinda olen vatandaslari kaniksamamizi, "bana dokunmayan yilan bin yasasin" deyip de o yilan karsimiza cikip dokunmaya kalktiginda "yilan var ulan" diye bagirisimizdaki tezatligi, bez parcasini neremize nasil takarsak ne tur bir mesaj verdigimizin kavgasini nasil anlatacagiz?

Aslinda tum bunca sorunla ugrasmaktansa daha kestirme bir cozumum var.

Acaba onlar bu karmasik dunyaya geleceklerine, biz mi oraya gitsek?

Belli mi olur, belki orada "demokrasi getirecegiz diyerek" adam oldurmek yoktur.